Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Esas: 2008/6763, Karar: 2009/11272 İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava, hayat sigorta poliçesine dayalı vefat tazminatının sigorta şirketinden tahsili istemidir. Sigorta şirketinin iddia ettiği gibi murisin, hastalıklarını sigorta şirketine bildirmediği sabit ise de; uzman bilirkişi kurulu oluşturulup, gizlendiği iddia edilen hastalık veya hastalıklarla ölüm rizikosu arasında doğrudan illiyet bağının olup olmadığı, başka bir anlatımla ölümün gizlenen hastalık veya hastalıklardan meydana gelip gelmediği hususu açıklığa kavuşturulmadan davanın reddi doğru görülmemiştir.
(Karar Tarihi : 02.11.2009)
" Taraflar arasında görülen davada Bursa 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 26.12.2007 tarih ve 2005/282 - 2007/577 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Berkant Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin davalı nezdinde hayat sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, 15.11.2004 tarihinde vefat ettiğini, sigorta tazminatının ödenmediğini, davalı tarafından hastalığının gizlendiğinin savunulduğunu, oysa ibraz edilen beyanlar hanesindeki imzanın müvekkilinin murisine ait olmadığının anlaşıldığını, bu durumun imzanın taklit edildiği veya sözleşmenin doldurulduğu tarihte keyfi olarak davalı çalışanlarınca doldurulduğu sonucuna vardırdığını, davalının sigortalının imzasına ait olmayan beyanlarla tazminat ödememesinin yerinde olmadığını ileri sürerek, 6.000,00 YTL'nın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, görev ve yetki itirazında bulunarak davacıların murisinin sigorta başlangıcı tarihinden önceki var olan KKY ve KOAH hastalığını gizlediğini, sözleşmeyi kasıtlı olarak ihlal ettiğini, akitten cayıldığını, tazminat ödeme yükümlülüğünün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşme sırasında davacıların murisinde KKY ve KOAH hastalıkları bulunduğu, ancak davalıya bu hastalıkların beyan edilmediği, gizlemenin kasıtlı ve sigortacı davalıyı yanıltma amacı taşıdığı, kasıtlı gizleme nedeniyle tazminat ödenmemesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, hayat sigorta poliçesine dayalı vefat tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğü ilgili TTK'nun 1290.maddesi her ne kadar mal sigortalarına ilişkin bulunmakla beraber, Dairemizin yerleşik kararlarıyla hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartları'nda sözleşme hükmü halini almıştır. Esasen, sigorta sözleşmeleri iyi niyet sözleşmeleri olup, taraflar sözleşme kurulması aşamasında birbirlerini aydınlatma yükümlülüğü altındadırlar.

Somut olayda davalı vekili, davacıların murisinin dilekçesindeki açıkladığı hastalıklarını gizleyerek sözleşmeyi yaptığını savunmuştur. Sigorta ettirene ait sağlık karnesinden sigorta sözleşmesi öncesi hastalıkları nedeniyle tedaviler gördüğü, ilaçlar aldığı anlaşılmaktadır. Davacıların murisinin hastalıklarını bildirmediği, gizlediği sabittir. Bu durum karşısında, sigorta ettirene ait sağlık karnesi ve ölüm raporu içerikleri ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak, tıp alanında uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu oluşturulup, gizlendiği iddia edilen hastalık veya hastalıklarla ölüm rizikosu arasında doğrudan illiyet bağının olup olmadığı, başka bir anlatımla ölümün gizlenen hastalık veya hastalıklardan meydana gelip gelmediği hususu açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 1290 :D) SİGORTA ETTİRENİN MÜKELLEFİYETİ VE BORÇLARI

I - İHBAR MÜKELLEFİYETİ

1. MUKAVELE YAPILIRKEN

Sigorta ettiren kimse, sigortacının mukavele yapılırken hakikî vaziyetleri bildiği takdirde mukaveleyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını mücip olacak bütün hususları sigortacıya bildirmeye mecburdur. Sigorta ettiren kimse sorulduğu halde susmuş veya noksan yahut hakikata muhalif beyanlarda bulunmuş ise hakikata vâkıf olmıyan sigortacı mukaveleden cayabilir; şu kadar ki; sigortacı hakikatı öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde cayma hakkını kullanmamış ise bu hak düşer. Sigorta ettiren kimsenin kötü niyeti anlaşıldığı takdirde sigortacı prime hak kazanır.

Sigorta mukavelesinin yapılması sırasında sigorta ettirene doldurması teklif olunan listede yazılı sorular dışında hiçbir mesuliyet tevaccüh etmez.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 16-09-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02467895 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.