|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
06-11-2006, 13:33 | #1 |
|
Vekalet Ücretinin Vekalet Ücreti Olur mu?
İdare mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar veriliyor.Kararda davacı kendisini vekille temsil ettirdiği gerekçesiyle davalının davacıya vekalet ücreti ödemesine ve yargılama giderlerine mahkum ediliyor.Bu karar icraya veriliyor, icra müdürü tarafından vekalet ücretinin vekalet ücreti olmadığı gerekçesiyle icra vekalet ücretinin ödenmesi konusundaki avukatın talebini reddediyor.İcra işlemi İcra hukuk Mahkemesine şikayet ediliyor fakat henüz mahkeme bir karar vermedi.Görüşlerinizi bekliyorum.
|
06-11-2006, 15:57 | #2 |
|
İcra müdürünüzün menşeini araştırın uzaydan gelmiş olabilir.
|
07-11-2006, 13:45 | #3 |
|
Avukat kendi lehine hükmedilen vekalet ücreti için kendisi icra takibi yaparsa vekalet ücreti alınmaz diye biliyorum. Başka bir vekille takibi açarsa icra içinde vekalet ücreti alabilir.
Sayın Doğanel kesin konuştuğu için şüpheye düştüm, yanılıyor muyum acaba? |
07-11-2006, 14:00 | #4 |
|
T.C.
YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ E. 2003/10253 K. 2004/303 T. 22.1.2004 • RÜCUAN TAZMİNAT DAVASI ( İş Kazası Sonucu Ölüm - Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Verilen Hükmün Tarafları Bağlayacağı/Yeniden Kusur İncelemesi Yaptırılamayacağı ) • İŞ KAZASI SONUCU ÖLÜM ( Rücu Davasında Yeniden Kusur İncelemesi Yaptırılamayacağı - Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Verilen Hükmün Tarafları Bağlayacağı ) • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI ( Verilen Hükmün Tarafları Bağlayacağı/İş Kazası Sonucu Ölüm - Rücu Davasında Yeniden Kusur İncelemesi Yaptırılamayacağı ) • VEKALET ÜCRETİNİN NİTELİĞİ ( Davanın Konusunu Teşkil Eden Hak Ve Alacağa Sıkı Sıkıya Bağlı Olması Ve Müstakil Bir Varlığı Olmaması - Haksız Çıkan Tarafa Yükletilmesi Gereği ) 506/m.26 1086/m.417,423 1136/m.169 ÖZET : Maddi ve manevi tazminat davası görülürken, davacı Kurum eldeki bu rücu davasını açmış ve Mahkemece kusur oranlarını saptayan önceki ceza davasındaki bilirkişi raporu ile yetinilmemiş ve yeniden rapor alınmıştır. İlk rapora göre davalı Haydar Koçak %50 ( =4/8 )oranında, ikinci rapora göre ise %10 oranında kusurludur. Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen maddi ve manevi tazminat davasında, verilen hüküm, halefiyet kuralı gereğince, sigortalının halefi olan Sosyal Sigortalar Kurumu ve önceki davada taraf olan bu davanın davalısı Haydar Koçak'ı kesin yargı çerçevesinde bağlayıcı olduğundan rücu davasında yeniden kusur incelemesi yaptırılamayacağının düşünülmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. DAVA : Davacı, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Tolga Özmen tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi: KARAR : 1- Dava, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Yasasının 26/1. maddesine dayalı rücu davasıdır. 30.08.1996 tarihinde oluşan iş kazası sonucunda sigortalı Şaban Temel'in ölümü üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlık soruşturması başlatılmış, sanık Haydar Koçak hakkında Alaplı Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış, yargılama sırasında yapılan incelemeye ve sonrasında düzenlenen 07.05.1997 tarihli bilirkişi raporuna göre, sanığa 4/8 oranında kusur yüklenmiş, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucunda sigortalı işçinin ölümüne sebep olduğu gerekçesiyle sanık hakkında cezalandırma kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Daha sonra, ölenin hak sahipleri tarafından davalılar Alaplı Belediye Başkanlığı ile Haydar Koçak aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılmış, bu davanın yargılaması sırasında kusur yönünden yeniden inceleme yapılmayarak Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davadaki kusur raporuna dayanılmış, yargılama sonunda verilen karar Yargıtay 21. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmiştir. Maddi ve manevi tazminat davası görülürken, davacı Kurum eldeki bu rücu davasını açmış ve Mahkemece kusur oranlarını saptayan önceki bilirkişi raporu ile yetinilmemiş ve yeniden rapor alınmıştır. İlk rapora göre davalı Haydar Koçak %50 ( =4/8 )oranında, ikinci rapora göre ise %10 oranında kusurludur. Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen maddi ve manevi tazminat davasında, verilen hüküm, halefiyet kuralı gereğince, sigortalının halefi olan Sosyal Sigortalar Kurumu ve önceki davada taraf olan bu davanın davalısı Haydar Koçak'ı kesin yargı çerçevesinde bağlayıcı olduğundan rücu davasında yeniden kusur incelemesi yaptırılamayacağının düşünülmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2- Kabule göre de Yargılama giderlerinden sayılan ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423, Avukatlık Kanununun 169 ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 1. maddelerinde düzenlenen, ancak olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı müstakil bir varlığı olmayan ve ait bulunan avukatlık ücretinin; haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir. Zira, haksız davranışta bulunan bir kimsenin, bu haksız davranışının bütün sonuçlarından sorumlu tutulması hukukun genel kurallarındandır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılama giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletilmesine ilişkin 417. maddesi bu ilkeye dayanmaktadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388 ve 389. maddeleri uyarınca hükmün, taraflara yönelik olarak kurulması gerekirken, Avukatlık Kanununun; avukatla iş sahibi arasındaki iç ilişkiyi düzenleyen 164/son maddesine yanlış anlam verilerek, taraflar lehine hükmolunması gereken avukatlık ücretinin; yazılı şekilde davacı vekiline verilmesine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.01.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
07-11-2006, 14:05 | #5 |
|
Sayın avzehra ve Sayın Av.Selim Balku,
Yukarıdaki Yargıtay kararı gibi bir çok Yargıtay kararı mevcuttur. Vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir.Vekalet ücretine hükmedilirken davacı veya davalı asil adına hükmedilmektedir. Dolayısıyla davayı takip eden avukat, yargılama giderlerini(Ve avukatlık ücretini) ilamlı takibe konu ederse, ilam vekalet ücretine de hak kazanacaktır. Ben yıllarca böyle ilamlı takipler yaptım. Ne itiraz sözkonusu oldu; ne de icra müdürleri sorudaki gibi bir uygulama yaptı. Saygılarımla |
07-11-2006, 14:19 | #6 |
|
vekalet ücreti için icra takibi yapılmıştır ve bunun için de yasal vekalet ücreti ödenmelidir. Ben bu şekilde takip yaptım ve icra takibinden dolayı da vekalet ücretimi tahsil ettim.
|
07-11-2006, 14:22 | #7 |
|
özür dilerim avukat kendisini vekille temsil ettirmek şartıyla vekalet ücreti alır. eğer siz kendinizi vekille temsil ettirmediyseniz vekalet ücreti talep edemezsiniz. Sorunuzu tam anlamadan cevap vermiştim özür dilerim.
|
07-11-2006, 14:30 | #8 |
|
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...6280#post26280
Sayın Ergin, forumlarda daha önceden bu konuyu tartışmıştık, Sayın Doğanel bu konuyu daha iyi hatırlayacaktır. Daha sonradan benimde anayasa mahkemesi kararıyla katılmak zorunda kaldığım (aslında hala katılmıyorum) tartışmadada belirtildiği üzere Avukatlık Kanunu 164 son fıkarasına göre, vekalet ücreti vekilin kendisine aittir. Vekil kendi istihkakı için olan alacağı kendisi takibe koyduğu zaman, neden vekalet ücreti alsın ben anlamadım... |
07-11-2006, 14:36 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın avslh, Soruda idare mahkemesine asil adına vekaleten açılan bir davadan söz edilmektedir. Zaten idare mahkemesi kararında vekalet ücretine karar verildiği de yazılmıştır. Soruyu önce doğru anlamışsınız zaten. Ancak sizin bu açıklamanızdan sonra, benim aklıma başka bir olasılık geldi. Mahkemeden kararı alan vekil, icra takibi yaparken alacaklı hanesine örneğin; Hüsamettin Kesekağıdı vekili Av.Suat Ergin mi yazmıştır yoksa sadece Av.Suat Ergin mi yazmıştır? İkinci durumda tabii ki icra vekalet ücreti istenemeyecektir. Soru sahibi bunu du açıklarsa cevap netleşecektir. Saygılarımla |
07-11-2006, 14:42 | #10 |
|
Suat Bey dediğiniz ihtimal varsa yani hüsamettin kesekağıdı vekili Av......... denilmişse evet icra takibinden dolayı vek. ücteri alınabilecektir. Ama avukat kendi adına takip yapmışsa ortada bir vekalte ilişkisi olmadığından vek. ücreti talep edilemeyecektir. Ama Avukatlık Kanunu m.164 e göre yasal vek. ücreti avukata aittir. Bu durumda mesektaşımız kendi adına takip yapmış olması muhtemeldir ve icra takibinden dolayı vek. ücreti talep edemeyecektir.
|
07-11-2006, 14:58 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Balku, Verdiğiniz linkteki tartışma hükmolunan vekalet ücretini kimin alacağı konusundaydı. Yani vekile mi ait olacaktır, yoksa müvekkile mi ait olacaktır şeklindeydi. Avukata ait olacağı konusunda da tereddüt yoktur. Bir çok Yargıtay kararında bu hususun avukat ile müvekkil arasındaki iç ilişkiye yönelik olduğu belirlenmiştir. Soru ve sorun şudur: Mahkeme ilamında yazılan vekalet ücreti nasıl yer almaktadır. İki şık vardır: 1- Davacı adına ...YTL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine..., 2- Davacı vekili adına...YTL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacı vekiline verilmesine... Tek tük 2 inci şıktaki gibi yazılmakta ise de Yargıtay bu kararları bozmaktadır. 1 inci şıktaki gibi yazılan binlerce Yargıtay kararı bulunmaktadır.Bu şıktaki gibi yazıldığında, ilamlı takibi nasıl yapacağız? Alacaklı: Feridun Gölgedeçök vekili Av.Selim Balku gibi yapacağız. Yani burada da alacaklı müvekkil olarak gösterilecektir. Dolayısıyla da icra vekalet ücreti de hesaplanacaktır. Benim size bir sorum olacak...Siz lehe hükmolunan vekalet ücretini icra takibine konu ettiğinizde nasıl davranmaktasınız. Mesajınızda sözünü ettiğiniz gibi başka bir avukata vekalet mi çıkarıyorsunuz yoksa bizim yaptığımız gibi mi yapıyorsunuz? Saygılarımla |
07-11-2006, 18:06 | #12 |
|
Uygulamada(daha doğrusu bulunduğum il icra Müdürlüklerinde ) Müvekkil adına vekalet ücreti icraya koyulmuşsa icra vekalet ücreti ayrıca hesaplanıyor. Çok ender de olsa bazı meslektaşlarımız vekalet ücretini kendi adına icraya koyuyor ,bu durumda icra vekalet ücreti hesaplanmıyor. Fakat bu halde; İlamda "davalıdan alınıp davacıya verilmesine"şeklinde hüküm geçtiği için Avukatın kendi adına vekalet ücretini icraya koyması fikrimce ilama da aykırılık meydana getiriyor.
|
07-11-2006, 19:09 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Soru son derece açık değişik ihtimaller tabi ki tartışılabilir. Ancak olayda yargılama giderleri de var. Nisbi ücret yoksa bir kere bu nedenle maktu ücreti vermek zorunda. Nisbi ücreti de vermek zorunda tartışmasız. Soru değişirse bilemem. |
07-11-2006, 19:38 | #14 | |||||||||||||||||||
|
Bu gibi durumlarda sürekli çalıştığımız avukat arkadaşlar var, onlar vasıtasıyla takip açıyoruz, karşılıklı bir durum tabi.Ancak vekalet ücreti ile alakalı bizim açtığımız takiplede vekalet ücreti almıyoruz desem yalan atmış olurum. |
07-11-2006, 23:07 | #15 |
|
Bu nasıl bir çelişkidir.Kanun vekalet ücreti avukata aittir diyor.Yargıtay ".... YTL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı vekiline verilmesine..." şeklindeki hükümleri bozuyor.Bu durumda vekalet ücreti için avukat alacaklı kısmına adını yazarak ilamlı takipte bulunursa bu takip nasıl kabul edilecek?İlamda söz konusu avukata verilmek üzere hükmolunan bir vekalet ücreti değil avukatın müvekkiline verilmek üzere hükmolunan bir ücret var.
Bu arada söylemek zorundayım Sn. Ergin örnekler için bulduğunuz soyisimlerine (Kesekağıdı ve Gölgedeçök) bayıldım Saygılar... |
08-11-2006, 12:53 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
İdare mahkemesinin kararında vekalet ücretinin davacıya verilmesi yazdığı için avukat alacaklı kısmına müvekkilinin adını yazıyor vekili kısmına kendi adını...Fakat icra müdürü ısrarla vekalet ücretinin vekalet ücreti olmadığı gerekçesiyle icra vekalet ücretini ödemiyor. |
08-11-2006, 13:42 | #17 |
|
yargıtay uygulamasına göre vekalet ücreti kararda davacı asil lehine hüküm altına alınıyor.Bu durumda davacı avukatının ilamı bölerek vekalet ücreti bakımından kendisi lehine şahsi bir icra takibi yapması imkanı da yok.Müvekkili lehine ilamı icraya koyacaktır bu durumda da vekalet ücreti tıpkı diğer yargılama gideri alacağı gibi bir alacak niteliğine bürünür ve takip alacağı kapsamına girer.o halde icra ücreti vekaleti de tahakkuk edecektir..İlamdaki avukatlık ücretinin davacı vekiline ait olması hükmü yargıtayca vekalet akti iç ilişkisi olarak kabul ediliyor.(Aksini düşünsem de)Avukat ilamın tarafı olmadığı için usuli gerekçe ile böyle hatalı bir uygulama var ne yazık ki...
|
10-11-2006, 01:37 | #18 |
|
Eğer soruda belirtilen uygulama biryerlerde uygulanıyor ve Avukatlar bundan ötürü birbirlerine vekalet vermek durumunda kalıyorsa uygulama mevcut düzenlemelere aykırıdır. (Asil adına hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin vekil tarafından takip yolu ile tahsilinden bahsediyorum.) Kesinleşen karar ilgiliye tebliğ ediliyor. Kesinleşmiş kararı alan kişi kararı okuyor ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin kendisine yüklenmiş bir borç olduğunu açıkça görüyor. Ne var bunda? Şu var. Para borçları götürülecek borç niteliğindedir. Söz konusu borç para borcudur. Ayrıca bir tebligata veya başvuruya gerek yoktur. Borçlunun, alacaklının ikametgahında ödeme yapma yoluna gitmesi gerekir. Böylesi bir harekette bulunmamakla kesinleşen ilamdan doğan para borcunun takibe konulmasına sebebiyet veren borçlu aleyhine ikinci bir nisbi veya maktu ücret takdirinde mevcut düzenlemelere aykırı bir durum olmadığı gibi "vekalet ücretinin vekalet ücreti olmaz" şeklinde düşünmeyi gerektirecek, hakkaniyete aykırı bir durum da yoktur. Zira muaccel olmuş, götürülecek borcu götürmeyerek takibe sebebiyet veren borçludur.
|
10-11-2006, 02:03 | #19 |
|
Vekelet ücreti, avukatlık kanunu 164 son fıkaraya göre avukata aittir diyeceğiz. Biz avukatlarda, bizim alacağımız olan vekalet ücreti için icra takibinde alacaklıyı müvekkil gösterip bunun üzerine de vekalet ücreti alacağız. Burada bir çelişki var...
Hata kanımca uygulamadadır,zira hüküm verilirken, vekalet ücreti davacı-davalı asil lehine değil, davacı-davalı vekili lehine hükmedilmelidir.(164/4 gereği) |
22-11-2006, 01:17 | #20 |
|
Sayın Can kardeşim,
"Kesinleşen karar ilgiliye tebliğ ediliyor. Kesinleşmiş kararı alan kişi kararı okuyor ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin kendisine yüklenmiş bir borç olduğunu açıkça görüyor. Ne var bunda? Şu var. Para borçları götürülecek borç niteliğindedir. Söz konusu borç para borcudur. Ayrıca bir tebligata veya başvuruya gerek yoktur. Borçlunun, alacaklının ikametgahında ödeme yapma yoluna gitmesi gerekir. Böylesi bir harekette bulunmamakla kesinleşen ilamdan doğan para borcunun takibe konulmasına sebebiyet veren borçlu aleyhine ikinci bir nisbi veya maktu ücret takdirinde mevcut düzenlemelere aykırı bir durum olmadığı gibi "vekalet ücretinin vekalet ücreti olmaz" şeklinde düşünmeyi gerektirecek, hakkaniyete aykırı bir durum da yoktur. Zira muaccel olmuş, götürülecek borcu götürmeyerek takibe sebebiyet veren borçludur." Demektesin (mesajdan alıntı nasıl yapılıyor bilmiyorum!) Şu yargıtay kararına bir bakalım. HD3 2004/11624 E. Dava dilekçesinde 179.568.750 lira faiz alacağının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. YARGITAY KARARI Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, davacı kurumca davalı aleyhine İstanbul Vergi Mahkemelerinde açılan davalar sonucu hükmolunan avukatlık ücreti alacaklarının faizsiz ödendiğini, oysa ki kararların ittihaz tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçen süre için, faiz hesaplanması gerektiği iddia olunarak, hesaplanan faiz miktarı 179.568.750 TL''''nin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. BK.nun 101. maddesine göre, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı taraf, 28 Mart 2003 tarihli yazı ile alacağını talep etmiş olmasına göre; yazıda belirtilen sürenin bitiminden itibaren, talep edilen vekalet ücreti alacağına, faiz tahakkuk ettirilebilir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu, vekalet ücreti alacağına karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Kaynak=Corpus |
22-11-2006, 03:33 | #21 |
|
Kim ne derse desin Mahkeme ilamının tebliğinin borçluyu mütemerrit kılması gerekir. Pratikte uygulamanın böyle olduğunu biliyoruz ama para borcu götürülmesi gerekli borçtur. Yargıtay onama kararının tebliği için neden tebligat pulu veriyoruz o zaman? Bence kararın tebliği borçluyu temerrüde düşürür. Kararı okuyan kişi vekalet ücreti ve yargılama giderlerini ödemek zorunda olduğunu ve bu karara karşı bir başvuru yolu da bulunmadığını açıkça anlayabiliyorsa daha neyin ihtarnamesini çekeceğiz. İhtarname, mahkeme ilamından daha üstün bir belge midir?
|
22-11-2006, 09:31 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili meslektaşım. Hafızam beni yanıltmıyor ise Yargıtay, avukat kendi vekalet üçreti alacağı için bir başkasına vekalet vererek iş takibi yaptırıyor ise bu hakkın kötüye kullanılmasıdır şeklinde bir kararı vardı diye anımsıyorum. Kendi müvekkili ile aralarındaki üçret sözleşmesinden kaynaklanan bir itilaftan dolayı bu şekilde bir kararını okudum sanıyorum. Ama dediğim gibi hafızam beni yanıltıyor da olabilir. Kararı bulursam eklerim. Saygılarımla... |
22-11-2006, 10:52 | #23 |
|
İlamlı İcrada Vekalet Ücreti,
Sayın Meslektaşım,
Uygulamada İlamlı İcra Takibinde takibe konu olan alacağı müvekkiliniz adına ilama koyduğunuzdan ve bu alacak şekli olarak ona ait olduğunda icra müdürünün takipte lehinize vekalet ücretini hesaplaması gerekmektedir. Alacaklı müvekkilinizdir ve alacakda ona aittir(Her ne Kadar Anayasa Mahkemesinin karşı taraf vekalat ücreti " Avukata aittir, haczidilemez ve kesinteye gidilemez" diye bir kararın bulunsada .) Uygulamada yüksek meblağlı bir kaç davada bu vekalet ücretinden kurtulmak amacıyla "Alacaklının Temerrüde" düşürülmesi yoluna gidildiği de mevcuttur. |
22-11-2006, 12:14 | #24 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Av. G.Öz. Yukarıdaki cümlenizi anlayamadım... Açıklayabilir misiniz ? |
22-11-2006, 13:02 | #25 |
|
Mesala 100.000 YTL tutarında bir alacak davasını kaybettiniz. Karar İcraya konmadan, Siz bu 100.000 YTL (faiz ,yargılam giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte bir makama depo edip(mesala: bankaya ) Mahkemenin şu esas ve karar sayılı ilamına ilişkin para depo edilmiştir diye ihtar çekildiği zaman , ilam söz konusu olmayacağından 100.000 YTL icra vekalet ücretide söz konusu olmayacaktır. Alacaklının temmerrüdüne ilişkin hükümler işlemeye başlayacaktır.
|
22-11-2006, 13:45 | #26 |
|
Sayın Av. G.Öz.
Açıklamanız için teşekkür ederim. Alacaklının temerrüdüne yol açacak işlemleri anlamış oldum. Biz ona halk arasında '' ödeme '' diyoruz. Saygılarımla |
22-11-2006, 13:59 | #27 |
|
Sayın KONYALI,
Sizin dediğiniz ödeme hiç süphesizki takibe geçildikten sonra icra dosyasında yapılabilir. Burdaki açıklama 100.000 YTL için icra vekaleti ödenmemesi hususunda idi. Her ne kadar tasvip etmesemde böyle bir uygulama var. Ayrıca burda halk dile değilde hukuk dile ile konuşulması yegane tercih sebebimdir.
Saygılar |
22-11-2006, 14:08 | #28 |
|
-Yargılama ve hüküm ancak davanın tarafları hakkında verilebilir.
-Avukat davanın tarafı olmadığından davacı yada davalı vekili lehine şeklinde hüküm verilmesi mümkün değildir. -Avukatlık Yasası 164/son vekil ile müvekkil arasındaki iç ilişkiyi düzenleyen bir hükümdür. -Avukatlık yasasındaki bu hüküm avukata alacağı şahsi takip hakkı vermez.(Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 05.06.2003 tarih ve 2003/10443 E. 2003/13138 K. ) Bu nedenle bazı meslektaşların belirttiği gibi avukat alacaklı olarak kendisini gösterip takip açamaz diye düşünüyorum.Takip açılırken müvekkil adına açılacak ve bu nedenle de tekrar icra vekalet ücreti istenebilecek.Ancak bu şekilde müvekkil adına açtığım bir takibe karşı ,karşı taraf vekili şikayette bulundu.Gerekçesi vekalet ücretinin şahsi bir hak olması nedeni ile ücretin ücreti olamayacağı ve takipte alacaklının yanlış gösterilmiş olması idi.Ne yazık ki bütün uğraşlarıma rağmen hakim vekalet ücretine yeniden vekalet ücreti istenemeyeceği gerekçesiyle icra vekalet ücretinin iptaline karar verdi.( Kadıköy İcra Mahkemesi Kararı )Takip miktarı temyiz sınırının altında olduğundan temyiz etme imkanı olmadı ve karar kesinleşti. |
23-11-2006, 00:21 | #29 |
|
Bunu çerçeveletip, İcra Müdürünüze Hediye edin!!!
**************
İLAMDA HÜKMEDİLEN İNKAR TAZMİNATI - VEKALET ÜCRETİ HARÇ VE MASRAFLAR - AYNI TAKİP DOSYASI ÜZERİNDEN İCRA EMRİ ÇIKARILMASI KAYIT NO : 84364 ************** Esas Yılı : 2004 Esas No : 9686 Karar Yılı : 2004 Karar No : 13482 Karar Tarihi : 27.05.2004 Daire No : 12 Daire : HD ************** ÖZET ? Söz konusu ilamda hükmedilen inkar tazminatı ücreti vekalet harç ve masraflarında keza aynı takip dosyası üzerinden ör.53 icra emri çıkarılmak suretiyle borçlulardan tahsilinin talep edilmesi mümkündür. Bu aşamada hakkındaki takip kesinleşen kişinin ölmüş olması anılan kişi hakkındaki takibin iptalini gerektirmez. ************** (2004 S. K. m. 366) (1086 S. K. m. 428) Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: Alacaklının 7.10.1997 tarihinde genel haciz yolu ile başlattığı takipte takip borçlularının tümünün itirazı üzerine alacaklı tarafça Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptaline gidildiği ve 3.4.2003 tarih 1997/589-2003/189 sayılı kararla itirazın kısmen iptaline ve asıl alacağa yürütülecek faizin tespitine karar verildiği görülmüştür. Bu kararın icra dosyasına kesinleşmesi beklenmeksizin alacaklının ilamda belirtilen değerler üzerinden takibine devam imkanı olduğu tartışmasızdır. İlamda hükmedilen inkar tazminatı ücreti vekalet harç ve masraflarında keza aynı takip dosyası üzerinden ör.53 icra emri çıkarılmak suretiyle borçlulardan tahsilinin talep edilmesi mümkündür. Bu aşamada hakkındaki takip kesinleşen Necdet Öncel'in 22.12.1997 tarihinde ölmüş olması anılan kişi hakkındaki takibin iptalini gerektirmez. Ancak adı geçenin mirasçılarının tespitiyle ör.53 icra emrinin bu mirasçılara tebliğiyle takibe devam edilmesi gerekirken, bu işlemin yapılmamış olması adı geçen kişinin mirasçılarının şikayeti halinde icra emrinin bu borçlu yönünden iptalini gerektirir. Ölümle vekalet sona ereceğinden Necdet Öncel vekilinin talebinin bu nedenle kabulü de doğru değildir. Öte yandan itirazın iptali davasında belirlenen asıl alacak ve buna işletilen faiz kalemleri açıklanmak suretiyle alacaklının diğer takip borçluları hakkında takibine devam edebileceği nedeniyle icra emrinde belirlenen kalemlerin ilama uygun olup olmadığı icra mahkemesince denetlenerek ilama aykırılığın tespiti halinde icra emrinin iptaline karar vermek gerekirken, eksik incelemeyle icra emrinin tüm borçlular yönünden iptaline karar verilmesi doğru olmadığı gibi somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle ayrıca yukarıda açıklanan kurallara aykırı biçimde Necdet Öncel hakkındaki takibin iptaline da karar verilmesi isabetsizdir. Sonuç? Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.05.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤) ************** .: CopyRight by Sinerji A.Ş. :. |
25-11-2006, 21:20 | #30 |
|
kararda bahsi geçen avukatlık ücreti mahkeme masraflarından sayılmaktadır.İşi müvekkil adına takip ettiğinize göre,kararda hükmedilen vekalet ücretini ne müvekkil adına icraya koymanız gerekir.Mahkeme masraflarını tahsil için yapılan ilamlı icranın elbetteki icra masrafları yanı icra vekalet ücreti de olacaktır.Avukatın kendi şahsi işi ile vekil olarak takip ettiği işi karıştırmamak lazım
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Azledilen Vekalet İlişkisinde Vekalet Ücreti Alacağı | Av. Tuncer Öztürk | Meslektaşların Soruları | 17 | 02-10-2015 16:18 |
Mahkeme Vekalet Ücretinin Tahsili | UMUT | Meslektaşların Soruları | 2 | 10-04-2015 09:57 |
Vekalet Ücreti - icra vekalet ücretini asilin tahsil etmesi | cemoka23 | Meslektaşların Soruları | 14 | 19-05-2007 08:34 |
Vekalet ücretinin hakedilme zamanı. | Emin GÜNEŞ | Meslektaşların Soruları | 4 | 24-12-2006 13:46 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |