Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kadın Ve Medeni Kanun- Mal Rejimleri-Ekonomik Şiddet

Yanıt
Konu Notu: 6 oy, 4,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-12-2002, 11:01   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
İnceleme Kadın Ve Medeni Kanun- Mal Rejimleri-Ekonomik Şiddet

Kadınlar, 15 gün kaldı!


Evli kadınlar dikkat! Evliliğinizin başından itibaren edinilen mallara ortak olmak istiyorsanız, 15 gün içinde eşinizle notere gidip, sözleşme yapmanız gerekiyor


DEMET BİLGE
İSTANBUL - Yenilenen Medeni Kanun'a göre malların paylaşımı için evli çiftlere tanınan yasal süre iki hafta sonra bitiyor. Yıllardır evli olan çiftler 15 gün içinde notere gidip, evliliğin başından beri edinilen tüm mallara ortak olmak için sözleşme yapma hakkına sahip. Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından bir yıl geçmesine karşın, eşini alıp, sözleşme başına oturtmayı başaranların sayısı çok az.
1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren ve kamuoyunda büyük heyecan uyandıran
Medeni Kanun'un getirdiği en önemli yeniliklerden biri de kadınların boşandıktan sonra hak kaybına uğramasına, mağdur olmasına yol açan düzenlemenin ortadan kaldırılmasıydı. Eski kanuna göre, evlilik süresince çiftler arasında 'mal ayrılığı' rejimi geçerliydi. Yani evlilik süresince mal kimin üzerine kayıtlıysa, boşandıktan sonra da malın sahibi oydu.
Türkiye'de mallar genellikle erkeğin üzerine kayıtlı olduğu için, boşandıktan sonra kadınlar mağdur oluyor, ancak hak talebinde bulunamıyordu.


Eski evliler kapsam dışı

Ön çalışması yaklaşık 10 yıl süren Medeni Kanun, bu rejimi değiştirdi. 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren kanun, çiftler arasındaki yasal mal rejimini 'edinilmiş mallara katılım' olarak belirledi. Yani evlendikten sonra edinilen tüm mallar üzerinde eşler eşit paya sahip olacaktı. Ancak yasada önemli bir boşluk vardı, söz konusu düzenleme eski evlileri kapsamıyordu. Yasaya göre eski çiftlerin, evliliklerin başından beri edinilen mallara ortak olabilmeleri için de bir yıl içinde notere başvurup, sözleşme imzalamaları gerekiyordu. Yasa yürürlüğe girdikten sonra hareketlenen kadın kuruluşları bunun haksızlık olduğunu, Türkiye'de kadınların eşlerini notere götürüp, böyle bir sözleşmeye imza attırmalarının bir 'mucize' olduğunu öne sürdü.
Aradan bir yıl geçti. Bu süre içinde noterlerin kapısı defalarca çalındı. Ancak bu konuda bilgi alan çiftlerden birçoğu sözleşme başına oturmadı. Türkiye Noterler Birliği Başkanı Hasip Dinçer, noterlere yapılan başvuruların yetersiz olduğunu belirterek, "Biz yasa çıktığı zaman evli çiftlerin kendileriyle ilgili en uygun mal rejimini kabul etmek üzere noterlere gideceğini düşündük. Kaç kişinin başvurduğu konusunda net bir sayı yok. Ancak edindiğimiz bilgilere göre bu sayı oldukça düşük kaldı. Mesele tam olarak anlatılmadı. Ya da eşler bu durumu kabullendi. Hâlâ 15 gün vakit var, sözleşmeler noterlerde hazır" diye konuştu.
Türkiye Noterler Birliği Başkan Danışmanı Uğur Aktalay ise toplumun yeni Medeni Kanun hakkında yeterince bilinçlendirilmediğini vurgulayarak, şu görüşleri dile getirdi:
"Eşlerin yapması gereken şu; 15 gün içinde notere gidip, evliliğin başından beri edinilen mallara ortak olmak için sözleşme imzalayacaklar. Bu durumda boşanma ya da ölüm durumda eşler mağdur olmayacak. Özellikle kadınların mutlaka bu sözleşmeyi yapması gerek. 1 Ocak 2003'ten sonra kimsenin böyle bir hakkı olmayacak. Ellerini çabuk tutsunlar. Başvurular istenilen düzeyde değil. Sempozyumlar eğitim düzeyi yüksek kişilere verildi. Oysa bunu halka anlatmak gerekiyordu."


Ne yapacaksınız?

Eski evliler, evlendikleri tarihten, yasanın yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2002'ye dek edinilen mallara ortak olabilmek için 1 Ocak 2003'e kadar bir notere gidip 'edinilmiş mallara katılım' sözleşmesini imzalayacak. Böylece boşanma ya da ölüm durumunda, mallar eşit olarak paylaştırılacak

Radikal 15 Aralık 2002
Old 15-12-2002, 21:24   #2
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Neden Sadece Kadınlar;

Alıntı:
Kadınlar, 15 gün kaldı!

Alıntı:
Evli kadınlar dikkat! Evliliğinizin başından itibaren edinilen mallara ortak olmak istiyorsanız, 15 gün içinde eşinizle notere gidip, sözleşme yapmanız gerekiyor


Bu ifade de bir yanlışlık var.

Medeni Yasanın ilgili maddesi 31.12.2002 tarihine kadar uygulamayı eşler için gereli kılmaktadır. Bu durumda böyle bir sözleşmenin tarafı kadın ve erkektir. Bu durumda eğer sözleşme yapılacak ise sözleşmenin tarafı olan eşlerin karşılıklı yararları söz konusudur.

Evlilik birliğinde edinilen mallar her zaman erkekde değil bazen de kadında olabilmektedir. Toplumsal yapımız itibariyle evlilik birliğinde edinilen malların ağırlıklı erkeklerde olmasına rağmen büyük şehirlerdeki uygulamada sıkça edinilmiş malların kadınlarda toplandığı görülebilmektedir.

Böyle bir uyarının
"Eşler, 15 Gün Kaldı"
Denilmesinde ve her iki tarafın birden uyarılmasında yarar vardır.

Mesleki örneklememiz etik açısından isim verilmese bile doğru olmaması nedeniyle kendimden örneklemek gerekirse, evlilik birliğinde edindiğimiz oturmakta olduğumuz evimiz sevgili eşimin üzerine kayıtlıdır.

Selam ve saygılarımla,
Av. Adil Giray Çeik
Old 15-12-2002, 21:42   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn Giray,
Uyarınız için teşekkür ediyorum.Sonderece yerinde.

Fakat belirtmeliyim ki bu bir haber metnidir.Benim hiç bir katkım olmamıştır.

Saygılar.
Old 15-12-2002, 23:36   #4
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşım Kayar;

Yanıt yazımı size değil metne dayandırdım.

Bir hukukçu olarak konuya olan duyarlılığınızı biliyor ve izliyorum.

Selam ve Saygılarımla.

Av. Adil Giray Çelik
Old 16-12-2002, 21:29   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
İnceleme TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİNİN MAL REJİMLERİ HAKKINDAKİ YAZISI




--------------------------------------------------------------------------------



Malrejiminlerine ilişkin uygulama konusunda genişçe bilgiye

http://www.noterlerbirligi.org.tr/ge...2002/gy009.htm

adresinden ulaşmak mümkündür.
Old 16-12-2002, 21:32   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
İnceleme EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA-Sözleşme örneği

EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA
(T.M.K. 202/1, 218 ilâ 241, Türk M.K.nun Yürürlüğü ve
Uygulama Şekli Hk.K.nun 10/3.md.)

Eşler birlikte söz alarak, (../../....) tarihinde evlendik. Evlenme tarihinden geçerli olmak üzere aramızda edinilmiş mallara katılma rejimini kabul ediyoruz:

1- Bu mal rejiminin başlangıcından bu tarihe ve bu tarihten sonra da devamı süresince, her birimizin çalışmasının karşılığını oluşturan edinimler, sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurumlarından yapılan ödemeler, çalışma gücümüzün kaybı nedeniyle ödenmiş veya yapılacak olası ödemeler, kişisel mallarımızın gelirleri ve bu kalemde sayılan mallarımızın yerine geçmiş veya geçecek gelirler her birimizin ayrı ayrı ve kendisine ait edinilmiş malını oluşturacaktır.

2- Ayrı ayrı ve yalnızca kişisel kullanımda bulunan eşyalar ile evlenmeden önce veya sonra miras yoluyla veya her hangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiğimiz malvarlığı değerleri, hükmolunmuş veya hükmolunacak manevi tazminat alacakları ve bu kalemde sayılan değerlerin yerine geçen değerler her birimizin kişisel malını oluşturacaktır.

3- Her birimiz, yasal sınırlar içinde, kendisine ait olan edinilmiş malları ile kişisel mallarını yönetmek, bunlardan yararlanmak ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunmak hakkına sahip olacağız. Ancak birbirimizin rızasını almak suretiyle paylı mülkiyet konusu malımızdaki kendimize ait pay üzerinde tasarrufta bulunabileceğiz.

4- Herbirimiz, kendisine ait borcundan dolayı şahsına ait olan edinilmiş ve de kişisel tüm malvarlığı ile sorumlu olacaktır.

5- Mal rejiminin sona ermesi durumunda her birimiz diğerinin zilyetliğinde bulunan mallarını geri alacaktır.

6- Birbirimizden olan karşılıklı borçlarımızı takas suretiyle ödeyeceğiz.

7- Her birimizin kişisel malları ile edinilmiş malları, mal rejiminin sona ermesi halinde, sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılacaktır.

8- Tasfiye sırasında, daha üstün yararı bulunduğunu ispat eden ve diğer eşin payını ödeyen eş, paylı mülkiyet konusu malın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilir.

9- Birimize sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarından yapılan toptan ödemeler veya iş gücünün kaybı dolayısıyla ödenmiş olan tazminatlar, toptan ödeme veya tazminat yerine ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona ermesi durumunda, sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarda kişisel malı olarak hesaba katılacaktır.

10- Birimizin, mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde, diğerinin rızası alınmadan, olağan hediyeler dışında, yaptığı karşılıksız kazandırmalar veya birimizin, mal rejiminin devamı süresince diğerinin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler, o’nun edinilmiş malına değer olarak eklenecektir.

11- Her birimizin kişisel mallarına ilişkin borçları kendisinin edinilmiş mallarından veya edinilmiş mallarına ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise, tasfiye sırasında denkleştirme yapılacaktır.

12- Birimize ait borç O’na ait olan mal kesimini yükümlülük altına sokacak, ancak hangi mal kesimine ait olduğu anlaşılamayan borç, o eşin edinilmiş mallarına ilişkin sayılacaktır.

13- Birimize ait mal kesiminden yine ona ait diğer kesimindeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulması durumunda, o kesimde değer artması veya azalması olmuşsa, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki değerine veya mal daha önce elden çıkarılmışsa hakkaniyete uygun olarak denkleştirme yapılacaktır.

14- Artık değer; eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, her birimizin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktar olacaktır.

15- Tasfiyede malların sürüm değerleri esas alınacak, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılacak, edinilmiş mallara hesapta eklenecek olanların değeri malın devredildiği tarih esas alınarak hesaplanacaktır.

16- Her birimiz, diğerine ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olacak, alacaklar takas edilecektir.

17- Katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilecektir. Aynî ödemede malların sürüm değeri esas alınacaktır.

18-Tasfiyenin sona erdiği tarihten başlayarak, katılma alacağına ve değer artış payına %.. oranında faiz uygulanacaktır.

19- Birimizin ölümü halinde sağ kalan, ölene ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde, katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı; aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde mülkiyet hakkı isteyebilecektir, diye sözlerini bitirdiler.

Not:
3.Paragrafla ilgili olarak : Eşlerden birinin, diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunabileceğine dair sözleşmeye hüküm koyabilirler.

6.Paragrafla ilgili olarak : Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler.

16.Paragrafla ilgili olarak:
a) Eşler değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi pay oranını da değiştirebilirler.
b) Eşler artık değere katılmada başka bir esas kabul edebilirler.

18.Paragrafla ilgili olarak: Eşler katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülmeyeceğini, borçludan güvence istenmeyeceğini kararlaştırabilirler.

19.Paragrafla ilgili olarak: Eşler aile konutu ile ev eşyaları hakkında Türk Medenî Kanununun 240 ıncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilenlerden farklı düzenleme yapabilirler.

DİKKAT :
a) Eşler sözleşmede kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını kararlaştırabilirler.
b) Sözleşmenin tescil ve ilânına ilişkin hükümler kaldırıldığından, bu işlemler yapılmayacaktır.
c) Bu sözleşme örneği, Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına dayanarak başvuruda bulunan ve sözleşmenin başlangıcını evlenme tarihine kadar götürmek isteyen eşlerle ilgilidir.
d) İşleme ilgililerin fotoğraflarının yapıştırılması gerekir. (NKY.md.93)
Old 16-12-2002, 21:33   #7
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan MAL AYRILIĞI-Sözleşme Örneği

MAL AYRILIĞI
(T.M.K.md.242, 243, 245, 246 ve 248)

Eşler birlikte söz olarak, ../../.... tarihinde evlendik. Aramızda mal ayrılığı rejimini kabul ettik:

1- Her birimizin, yasal sınırlar içerisinde, kendisine ait malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkı olacaktır.

2- Belirli bir malın kendisine ait olduğunu iddia eden, iddiasını ispatla yükümlü olacaktır. Aksi takdirde aidiyeti ispat edilemeyen mallar, paylı mülkiyetimizdeki mallardan sayılacaktır.

3- Her eş kendi borçlarından dolayı, kendisine ait malların tümüyle sorumlu olacaktır.

4- Mal rejiminin sona ermesi hâlinde, her birimiz, diğerinin zilyetliğinde bulunan mallarını geri alacaktır. Ayrıca üstün yararı olduğunu ispat eden, öteki önlemler yanında, diğerine ait payın ödeme günündeki karşılığını vermek suretiyle paylı mülkiyetimizdeki malın kendisine verilmesini isteyebilecektir, diye sözlerini bitirdiler.

Not:

DİKKAT - Sözleşmenin tescil ve ilânına ilişkin hükümler kaldırıldığından, bu işlemler yapılmayacaktır.

- İşleme ilgililerin fotoğraflarının yapıştırılması gerekir. (NKY.md.93)
Old 16-12-2002, 21:35   #8
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
İnceleme PAYLAŞMALI MAL AYRILIĞI-Sözleşme Örneği

PAYLAŞMALI MAL AYRILIĞI
(T.M.K.md.244 ilâ 255)

Eşler birlikte söz alarak, ../../.... tarihinde evlendik. Aramızda paylaşmalı mal ayrılığı rejimini kabul ettik:

1- Her birimizin, yasal sınırlar içerisinde, kendisine ait malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkı olacaktır.

2- Belirli bir malın kendisine ait olduğunu iddia eden , iddiasını isbatla yükümlü olacaktır.Aksi takdirde aidiyeti isbat edilemeyen mallar , paylı mülkiyetimizdeki mallardan sayılacaktır.

3- Her eş kendi borçlarından dolayı, kendisine ait malların tümüyle sorumlu olacaktır.

4- Mal rejiminin sona ermesi halinde, her birimiz, diğerinin zilyetliğinde bulunan mallarını geri alacaktır. Ayrıca üstün yararı olduğunu ispat eden, öteki önlemler yanında, diğerimize ait payın ödeme günündeki karşılığını vermek suretiyle paylı mülkiyetimizdeki malın kendisine verilmesini isteyebilecektir.

5- Paylaştırma dışı kalan bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç veya uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunan taraf mal rejiminin sona ermesi durumunda, diğerinden katkısı oranında hakkaniyete uygun bir bedel ödenmesini isteyebilecektir.Bu istem paylaştırma dışı kalan malın yerine geçen değerler için de geçerli olacaktır.

6- Bu mal rejiminin kurulmasından sonra birimizin edindiği ve ailemizin ortak kullanım ve yararlanmasına özgülediği mallar ile ailemizin ekonomik geleceğini güvence altına almaya yönelik yatırımlar veya bunların yerine geçen değerler, mal rejiminin sona ermesi durumunda aramızda eşit olarak paylaşılacaktır.

7- Her birimizin kendisine ait olan manevi tazminat alacakları , miras yoluyla edindiği mallar ile karşılıksız kazandırmada bulunanın açık iradesinden aksi anlaşılmadıkça , sağlar arası veya ölüme bağlı tasarruflarla edinilen mallar , paylaşma dışı kalacaklardır.

8- Paylaşma, olanaklar ölçüsünde ayın olarak yapılacaktır.Olanak bulunmadığı durumda bedel eklenmek suretiyle paylar denkleştirilecektir.Birimizin diğerine ödeyeceği bedel , malların tasfiye anındaki sürüm değerine göre hesaplanacaktır.Bu hesaplamada, paylaşım konusu malların edinilmesinden dolayı borç varsa, sürüm değerlerinden indirilecektir.

9- Tasfiyenin sona ermesinden başlayarak denkleştirme bedeline %.. oranında faiz yürütülecektir.

10- Birimizin ölümü durumunda , paylaşma konusu mallar arasında ev eşyası veya birlikte yaşadığımız konut bulunduğunda , sağ kalan , bunlar üzerinde kendisine miras ve paylaşmadan doğan hakkına mahsup edilmek ve yetmediği takdirde bir bedel eklenmek suretiyle mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilecektir diye sözlerini bitirdiler.

Not:
9.Paragrafla ilgili olarak: Tasfiyenin sona ermesinden başlayarak denkleştirme bedeline faiz yürütülmemesi veya güvence istenmemesi konusunda anlaşabilirler.

DİKKAT : - Sözleşmenin tescil ve ilânına ilişkin hükümler kaldırıldığından, bu işlemler yapılmayacaktır.

- İşleme ilgililerin fotoğraflarının yapıştırılması gerekir. (NKY.md.93)
Old 16-12-2002, 21:37   #9
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan MAL ORTAKLIĞI-Sözleşme Örneği

MAL ORTAKLIĞI
(T.M.K.md.256 ilâ 281)

Eşler birlikte söz alarak, ../../.... tarihinde evlendik. Aramızda mal ortaklığı rejimini kabul ettik:

1- Kişisel mallarımız dışında kalan mallarımız ile gelirleri, ortaklık mallarını oluşturacaktır. Bu mallara bölünmemiş bir bütün olarak sahip olacak ve hiç birimiz ortaklık payı üzerinde tek başına tasarrufta bulunamayacaktır.

2- Her birimizin kişisel kullanımında bulunan eşyalar ile manevî tazminat alacakları yasal olarak kişisel mallarımızı oluşturacaktır. Ayrıca .............. lar ve üçüncü kişilerin karşılıksız kazandırmaları kişisel mallarımız bölümünde yer alacaktır.

3- Kişisel mal olduğu ispatlanamayan tüm mal varlığı değerlerimiz, ortaklık malımız sayılacaktır.

4- Her birimiz ortaklık mallarını evlilik birliğinin yararına uygun olarak yönetecek, olağan yönetim sınırları içinde ortaklığı yükümlülük altına sokabilecek ve mallarda tasarrufta bulunabileceğiz. Olağan yönetim dışında diğerinin rızasını alarak ortaklığı yükümlülük altına sokabilecek veya mallarda tasarrufta bulunabileceğiz.

5- Birimizin diğerinin rızasını alarak ortaklık mallarını kullanmak suretiyle tek başına bir meslek veya sanat icra etmesi durumunda, bu meslek ve sanata ilişkin bütün hukukî işlemleri yapabilecektir.

6- Her birimiz, diğerinin rızasını almadan ortaklık mallarına girecek olan bir mirası reddedemeyeceği gibi, tereke borca batıksa mirası kabul de edemeyecektir.

7- Ortaklığın sona ermesi durumunda her birimiz ortaklık mallarıyla ilgili işlemlerden dolayı vekil gibi sorumlu olacağız.

8- Yönetim giderleri ortaklık mallarından karşılanacaktır.

9- Her birimiz, kişisel mallarını yasal sınırlar içerisinde yönetebilecek ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunabileceğiz. Bunların yönetim giderleri, kişisel malların gelirlerinden karşılanacaktır.

10- Her birimiz, evlilik birliğini temsil veya ortaklık mallarını yönetme yetkisine dayanarak yaptığımız borçlardan, ortaklık malları veya bu mallara giren gelirleri kullanarak bir meslek veya sanatın icra edilmesi nedeniyle yaptığımız borçlardan, birimiz için kişisel sorumluluk doğuran borçlardan, kişisel malımız yanında ortaklık mallarının da sorumlu olacağı hususunda bizlerin üçüncü kişilerle anlaşarak yaptığı borçlardan, kişisel ve ortaklık malları ile sorumlu olacağız.

11- Her birimiz diğer bütün borçlardan kendi kişisel mallarımız ve ortaklık mallarının değerinin yarısı kadarıyla sorumlu olacağız.

12- Sosyal Güvenlik veya Sosyal Yardım Kurumlarınca yapılmış olan toptan ödemeler veya işgücünün kaybı dolayısıyla ödenen tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumunca ömür boyu irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiye sırasında o miktarda kişisel mal olarak hesaba katılacaktır.

13- Kişisel malların borçları ortaklık mallarından veya ortaklık mallarının borçları kişisel mallardan ödenmiş ise tasfiye sırasında denkleştirme yapılacaktır.

14- Her borç ait olduğu mal kesimini yükümlülük altına sokacak, hangi kesime ait olduğu anlaşılamayanlar ortaklık mallarına ilişkin sayılacaktır.

15- Birimize ait kişisel veya ortaklık malıyla bir başka kesime giren malvarlığı değerinin edinilmesi, iyileştirilmesi veya korunmasına katkıda bulunulmuşsa, edinilmiş mallara katılma rejimindeki değer artış payına ilişkin hükümler uygulanacaktır.

16- Mal rejimi sona erdiğinde, mevcut ortaklık mallarının değerlendirilmesinde tasfiye anı esas alınacaktır.

17- Birimizin ölümü veya başka bir mal rejimini kabul etmemiz durumunda ortaklık mallarının yarısı, her eşe veya mirasçılarına verilecektir. Taraflar, yasal paylaşmanın değiştirilmesine ilişkin anlaşma yapabilirler.

18- Birimizin ölümü halinde, sağ kalan, edinilmiş mallara katılma rejiminde kişisel malı sayılabilecek olanların payına mahsuben kendisine verilmesini isteyebilecektir.

19- Ortaklık mallarına dahil olan birlikte yaşadığımız konut ve ev eşyası, birimizin ölümü halinde sağ kalan payına mahsuben bunların mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebilecektir.

20- Taraflar birlikte yaşadıkları konut ve ev eşyası dışında kalan ve kendileri için üstün bir yararı bulunan diğer malvarlığı değerlerinin de tasfiye payına mahsuben kendilerine verilmesini isteyebileceklerdir, diye sözlerini bitirdiler.

Not:

1.Paragrafla ilgili olarak :
a) Eşler sözleşmede sadece edinilmiş mallardan oluşan bir ortaklık kabul edebilirler. Kişisel mallarının gelirlerini de bu ortaklığa dahil edebilirler.

b) Eşler sözleşmede, belirli malvarlığı değerlerini veya türlerini, özellikle taşınmaz malları, bir eşin kazancını, bir meslek veya sanat icrası için kullandığı malları ortaklık dışında tutabilirler.

17.Paragrafla ilgili olarak: Sözleşmede başka bir paylaşma oranı kararlaştırabilirler.

DİKKAT : - Sözleşmenin tescil ve ilânına ilişkin hükümler kaldırıldığından, bu işlemler yapılmayacaktır.
- İşleme ilgililerin fotoğraflarının yapıştırılması gerekir. (NKY.md.93)

BAŞKAN
Hasip DİNÇER
(Ankara 24.Noteri)


( GENEL YAZI : 9 )
Old 19-12-2002, 22:13   #10
aytenagirdemir

 
Varsayılan

Murat Çelikkan'ın 18.12.2002 tarihli Radikal'deki Köşesinden:

Kadınların 14 günü var
Evlilik süresince ev işleri için, eşinin, çocuklarının, ailenin yaşlılarının bakımı için harcadığı emeğin karşılığında, ailenin edindiği mallarda hak sahibi olmak isteyen kadınların, 15 gün içinde eşlerini notere götürüp sözleşme imzalatması gerekiyor. 1 Ocak 2002'den önce evlenen çiftlere, 'Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi'nden yararlanmaları için tanınan süre 31 Aralık'ta doluyor. Bu süre içinde eşlerine 'edinilmiş mallara eşit katılım sözleşmesi' imzalatamayan kadınlar, eski mal rejimine tabi olacak. Bir başka deyişle, boşandıkları takdirde evlilik süresince edindikleri mallarda pay sahibi olamayacak. Bu eşitsizlik giderilmediği için, kadınların kocalarını notere götürmek için 14 günleri kaldı.

**********
Eşit olmayanlara uygulanacak eşitlik kriterleri eşitsizlik yaratır. Yasaları yorumlarken, ülke ve dünya gerçeklerini gözardı etmemek gerektiğini düşünüyorum.
Kadınların maruz kaldığı şiddet türlerinden biri de ekonomik yoksulluktur. BM Kalkınma Raporu'na göre yoksulların nüfusu 1,3 milyar ve bunun % 70'ini kadınlar oluşturuyor. Oysa kadınların üretime katılma oranları % 80'lerin üzerinde. Bu orana ev içi emek de dahil edilirse, rahatlıkla % 180 diyebiliriz.

Sn. Adil Giray Çelik keşke kadınlar Türkiye'deki tüm gayrimenkullerin sadece %8'ine sahip olmasaydı, keşke kadınlar 1,3 milyarlık yoksul nüfusun %70'ini oluşturmasaydı da biz de böyle kadınları uyarmak zorunda kalmasaydık. Keşke...
Saygılarımla
Old 24-12-2002, 00:12   #11
aytenagirdemir

 
Varsayılan

sevgili arkadaslar,
mal rejimi secimi icin son gunler... hala vahim bir karisiklik var. bugun bir noter baskatibi aradi ve biz hersey ortak olsun istiyoruz diyen cifte MAL ORTAKLIGI yapip gondermis bu kacinci mudahale ettigimiz karisiklik oldu...

edinilmis mallara katilma rejimini evliliklerin basindan uygulatmayi kabul ettirebilen 20-30 kisi varsa, bana kalirsa bunlarin yarisi da yanlis yapildi.

dusunsenize mal ortakligi secildigi icin KESINLIKLE 1 ocak 2002.den sonrasi mal ortakligi olacak. evliligin onceki bolumunde edinilenler yine gitmis oluyor!

bu karisiklik yuzunden noterler birligi 16.12.2002 TARİHİNDE YENİ BİR GENELGE cikardi.

genelgede ayrica - taraflarin sahsen imzasi ve katiliminin sart oldugu
- maktu harc alinacagi vs. de var.
(Arkadaşımız Av. Hülya Gülbahar'dan alıntıdır)
Old 08-01-2003, 17:36   #12
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Karar Sözleşme Özgürlüğü!

Sözleşme Özgürlüğü!


Mal rejimi değişti ama bu kanun sadece çiçeği burnunda eşlere yarayacak. Çünkü Meclis, 1 Ocak 2002 yılından önce yapılmış, yıllar süren o meşakkatli evliliklerin üstüne bir çizgi çekti. Durum ortada; 17 milyon çiftten sadece bir kaç bini notere gitti.

--------------------------------------------------------------------------------
BİA (İstanbul) - Boşanma davaları yıllarca kozasında yaşamış kadının korkulu rüyasıdır. Mahkeme kapıları, tek kişi olarak girdiği evlilik birliğinden çoğu zaman çoğalarak çıkan kadının geleceğe dair kaygılarının büyüdüğü, korku ve güvensizliğinin arttığı yerlerdir.

Genelde boşanma davalarında kadınlar, zar zor buldukları avukata iyice sokularak koskoca kürsünün önünde haklarının kaybı ya da kazanılmasının sebebi kanunları yarı anlar yarı anlamaz dinlerler.

Hani kadın kozasında yaşar dedik ya işte kadının kozasından çıkma anı;evlilikleri süresince bazen emeğini bazen parasını bazen her ikisini de kattığı için sahibi olduğunu sandığı malların aslında hiçbirine sahip olmadığını öğrendiği andır. Çünkü her sicilde kocasının adı geçmektedir.

Sadece çiçeği burnunda evlilere

Bu uzun acılı sürece son vermek ve kadının hak ettiklerine kavuşabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi, Medeni Kanun'u değiştirdi.

Mal rejimi değişti değişmesine ama bu kanun sadece çiçeği burnunda eşlere yarayacak. Çünkü Meclis, 1 Ocak 2002 yılından önce yapılmış yıllar süren o meşakkatli evliliklerin üstüne bir çizgi çekti.

Şimdi bunu yazarken adeta yaşanmamış sayılan evliliklere sözde bir formül de getirildiğini söylemek gerek. Bu tarihten önce evlenenler edinilmiş mallara katılma rejiminden yararlanmak için 31 Aralık a kadar eşlerini notere götürüp sözleşme imzalatabilirlerdi. Ama getirilen bu ara formülün gerçekçi olmadığı ortaya çıktı. Söz konusu olan 17 milyon çiftten ancak binlerle ifade edilen bir kesim notere gitti.

Koca notere nasıl götürülür?

Ülkemizde ekonomik, sosyal ve fiziki açıdan zayıf olan kadınların kocalarını notere nasıl götüreceklerini şahsen çok merak ediyordum.

Bu yöntemler neler, biri bize söylemeliydi... Evliliği süresince kadının emeğinin karşılığını yok sayan bir koca nasıl notere götürülür? Dişiliğinin kullanılmasıyla mı? Yoksa silah zoruyla mı? Acaba yöntem notere gitmeyi kabul edene kadar birkaç kişiye dövdürtmek mi?

Ya da bu zamana kadar "Hakimiyet kayıtsız şartsız benimdir" düşüncesiyle yaşayan erkeklerin bu yasa sayesinde birden bire değiştikleri varsayılarak bir şekilde konuşup anlaşarak mı?

Ne kadar gerçekçi, ne kadar adil?

Evet, Meclis böylece evliliğini bu güne kadar hep "vererek" sürdürmüş olan kadınlara "Sözleşme Özgürlüğü" tanıdı. Bu kadar zayıf bir tarafın bu kadar güçlü bir tarafı malından mülkünden, iktidarından vazgeçirmesini sağlayabileceğini düşünmek ne kadar gerçekçi? Sözleşme özgürlüğünün eşit olmayanlara uygulanması ne kadar adil ?

Bu kanunla Meclis "Aslında neyin doğru olduğunu çok iyi biliyoruz ama asla aslanın inine girmeyiz; yıllardır sürüp giden ataerkil düzeni karşımıza almayız," demiştir. Meclis'teki erkek yaş ortalamasını da düşünürsek onların da yeni kanunun uygulamasını kendi hayatlarından da uzak tutmak için gösterdikleri gayreti daha iyi anlarız.

BİA Haber Merkezi
07.01.2003 Aysun SELÇUK




www.bianet.org
Old 08-03-2003, 00:39   #13
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Kadınlar Ne İster?

......../......./2003



T.B.M.M Dilekçe Komisyonu Başkanlığı’na





.............. yıldır evliyim. Evliliğimizin başında hemen her evliliğin başında olduğu gibi, hiçbir şeyimiz yoktu.

Evlilik birliğimiz süresinde edindiğimiz tüm malvarlıkları ve kazanımlar kocamın adına kaydolmuştur.

AKP muhalefette olduğu sırada bugünkü Devlet Bakanı sayın Mehmet Ali Şahin, haklılığımızı kabul edip, grup kararı ile bizi desteklemeğe söz vermişti.

AKP bugün tek başına iktidardadır. Muhalefette iken haklılığımızı teslim eden AKP’nin bugün de haklılığımızı kabul edeceğine inanıyoruz. Anayasa’nın eşitlik maddesini açıkça ihlal eden, ve hem kadınlar hem erkekler arasında eşitsizliğe yol açan 4721 sayılı Medeni Kanun’un 10. maddesinin iptali ile, yasal mal rejimi olan Edinilmiş Mallara Katılma rejiminin evliliklerin başından itibaren uygulanmasını talep ederim.

Saygılarımla...

Adres : Ad Soyad

imza
Old 26-05-2003, 08:48   #14
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Duyuru Ve İmza Kampanyası

DUYURU VE İMZA KAMPANYASI


EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ TÜM EVLİLİKLERİN BAŞLANGICINDAN İTİBAREN UYGULANSIN



İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi, yaklaşık 17 milyon kadını mağdur eden "Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 10. maddesinin değiştirilmesi talebiyle hazırlanan dilekçelerin TBMM'ne gönderilmesine ilişkin kampanya başlatmıştır.

Bilindiği gibi 4721 sayılı Medeni Kanun'da Yasal Mal Rejimi evlilik birliği boyunca edinilen değerlerin eşit paylaşımını öngören "Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi" olarak benimsenmiştir. Ancak Yürürlük Kanunu'nun 10. maddesinde son anda yapılan düzenleme ile, halen evli olan milyonlarca kadın yeni yasal mal rejiminin kazanımlarından büyük ölçüde mahrum edilmiş; varolan evliliklerde, Yasal Mal Rejiminin , evlenme tarihinden itibaren değil de, 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir.

Yürürlük Kanunu'nun 10. maddesinde getirilen değişiklikle, ailede eşitsizlik ve ekonomik şiddet, başka şiddet biçimlerine de yol açarak aynen korunmaktadır. Sadece kadınlar ve erkekler arasında değil, eski kanuna tabi olan kadınlar ve yeni kanuna tabi olan kadınlar arasında yeni bir eşitsizlik ve ayrımcılık yaratılmıştır. Anayasa'nın eşitlik ilkesi, "Kadınlara Karşı Her türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi"nin iç hukuka dahil olmuş bulunan hükümleri, yeni mal rejiminin EŞLERİN EVLENME TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANMASINI gerektirmektedir.

TBMM'yi ve tüm milletvekillerini, yaklaşık 17 milyon evli kadının mağduriyetine neden olan Yürürlük Kanunu'nun 10. maddesinde gereken yasal değişiklikleri yapmaya çağırıyoruz. Çağrımız aynı zamanda, hukuka saygılı, kadın erkek eşitliğine duyarlı tüm kamuoyunadır.




İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi


Dilekçe Örneği

NOT: 10. maddenin değiştirilmesi talebiyle hazırlanan dilekçeleri Baro odalarından veya sonraki mesajdan temin edebilirsiniz. İmzalatılan dilekçelerin TBMM'ne gönderilmesi için lütfen Baro odalarına veya İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezine ulaştırın.

Bilgi için: İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Sorumlusu Av.Nurdan Düvenci - İrtibat Tel: 0212 292 77 39
Old 26-05-2003, 09:04   #15
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Karar Dilekçe

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
ANKARA





Yasal mal rejimi olan “Edinilmiş Mallara Katılma” rejiminin 1 Ocak 2002 tarihinden önceki evliliklerin başlangıcından itibaren uygulanmaması, milyonlarca kadını mağdur eden haksız bir düzenlemedir.

Bu nedenle “Medeni Yasa’nın Yürürlüğü Hakkındaki Kanun”un 10. maddesinin değiştirilerek, gerekli yasal düzenlemenin yapılmasını talep ederim.

Saygılarımla,


Adı- Soyadı :

Adres :

Tarih :


İmza :
Old 27-05-2003, 19:27   #16
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Bunu başarabilirseniz ''Türkiye'de devrim'' yaratırsınız. Baro odalarında duyurulan konuya hukukçular ilgisiz gibi.. gözlemim bu yönde. Bu dilekçeleri ev ev dolaşıp kadınlara imzalatsak iş daha kolay olur..
Old 04-06-2003, 18:45   #17
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
İnceleme Haydi Kadınlar Postaneye.....

Haydi Kadınlar Postaneye.....

M.K.Yürürlük Kanunu 10.Maddesinin İptali istemi ile yürütülen imza kampanyası metni 7 Haziran Cumartesi günü T.B.M.M e gönderilecek ve basın açıklaması yapılacak.

Buluşma Yeri Haziran Cumartesi Günü saat 12 de Taksim Galatasaray Postanesi

Haydi Kadınlar Postaneye.....
Old 07-06-2003, 16:46   #18
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

İstanbul "ekonomik şiddete hayır kampanya" grubu ve kampanyaya destek veren kadınlar bu gün Galatasaray postanesinden dilekçeleri sembolik olarak TBMM'ye postaladı. Ardından yürüyerek İstiklal cad. Mis Sokak' a gidildi.Sokak girişinde masa kuruldu.Akşam hava kararana kadar etkinlik devam edecek.

Yapılan açıklamaya göre, yarın dahil, önümüzdeki üç hafta sonu, yani

14-15 haziran, 21-22 haziran ve 28-29 haziran tarihlerinde;

1. İstiklal Cad. Mis Sokak

2. Bakırköy Özgürlük Meydanı Kebapçılar Önü

3. Kadıköy Haldun Dormen Tiyatrosu Yanı'nda masalar kurulacak.

Bunun dışında yine

4. 10 haziran Salı günü Kadıköy Salı pazarı girişinde

5. 12 Haziran Perşembe Ulus Sempt Pazarı Girişinde ve

6. 14 Haziran cumartesi günü Beşiktaş Semt Pazarı Girişinde imza
standları kurulacak.

Eylem sürekliliği devam edecek.
Old 12-06-2003, 23:21   #19
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Karar Borcunuzu Ödeyin !!!

Kadınlar İsyanlarda

Kalabalık alan ve caddelere stand kuran kadınlar, destek için
hemcinslerinden imza topluyor.
Türkiye genelindeki 32 kadın kuruluşu, 17 milyon kadını zor duruma düşüren yeni Medeni Kanun'daki mal rejiminin yürürlük tarihi olan 1 Ocak 2002'nin iptali için kampanya başlattı

12/06/2003 Radikal Gazetesi
DEMET BİLGE
İSTANBUL - Koalisyon hükümeti döneminde Medeni Kanun'un mal rejimi düzenlemesindeki yürürlük tarihiyle ilgili son anda yapılan bir
değişiklikle mağdur edilen 17 milyon kadına haklarının geri verilmesi için kampanya başlatıldı. Çeşitli illerdeki 32 kadın kuruluşunun başlattığı kampanyanın amacı, mal rejiminin 1 Ocak 2002 olan yürürlük maddesinin iptal edilmesi.


Önce umutlandılar
Koalisyon hükümeti döneminde yasalaşan yeni Medeni Kanun, birçok alanda yenilik getirdi. Kadın-erkek eşitliğini öngören yasanın
kadınlar açısından en heyecan uyandıran kısmı ise, 'mal rejimiyle'
ilgiliydi. Dört ayrı mal rejiminin yer aldığı yasada, kadınların
boşandıktan sonra mağdur olmasını önlemek için malların eşit
paylaşımı öngörüldü. Kadın kuruluşları hazırlanan yeni Medeni Kanun tasarısına destek verdi.


Son anda gol yediler Ancak Meclis'te, son dakikada yapılan bir değişiklikle, 17 milyon evli kadın mal rejimindeki düzenlemenin dışında bırakıldı. Ocak 2002 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi planlanan yasadan, sadece yeni evlenen kadınların yararlanması hükmü getirildi. Eski evlilikler içinse mal ortaklığının ancak 1 Ocak 2002'den sonra geçerli olması hükme bağlandı. Ondan önce edinilmiş mallar üzerinde kadının söz hakkı olmayacaktı. Yasa bu haliyle yürürlüğe girdi. Bu duruma ilk tepki de kadın kuruluşlarından geldi. Ancak seslerini fazla duyuramadılar.


Yargıdaki hayal kırıklığı
İzmir'de yerel bir mahkemenin 'yasanın Anayasa'ya aykırılığını' iddia etmesi, kadınları umutlandırdı. Tuncelili beş çocuk annesinin
evlilikleri boyunca tüm malları üstüne geçiren kocası aleyhine açtığı
davaya bakan İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, kanunun 17 milyonu mağdur ettiğine dikkat çekti, Anayasa Mahkemesi'nden, Medeni Kanun'un 10. maddesinin
iptalini istedi. Ancak yüksek mahkeme istemi reddetti.
Bir süre önce ülke genelindeki 32 kadın kuruluşu, 17 milyon kadını
harekete geçirmek için 'Kadına yönelik ekonomik şiddete hayır
platformu' oluşturdu. Kadınları mağdur eden 10. maddenin iptali
istemiyle dilekçeler hazırlandı, semt pazarlarının girişine, büyük
meydanlara kurulan standlarda
kadınlara hakları anlatılarak, imza toplanmaya başlandı.
Platform üyeleri, yayımladıkları bir bildiride AKP ve CHP
milletvekillerine şöyle seslendi:


'Borcunuzu ödeyin'
"17 milyon evli kadın açık bir gaspla karşı karşıya. Boşanmada
malların eşit paylaşımını düzenleyen mal rejimi 1 Ocak 2002'den önce edinilen mallar için uygulanamaz halde. 1 Ocak 2002'ye kadar çalıştığımız, kazandığımız her şey yine erkeklerin. AKP'den
muhalefette verdikleri sözü tutmasını, CHP'den de kadın haklarına
sahip çıkmasını bekliyoruz. Kadınlara borcunuzu ödeyin."
---------------------------------------------------------------------

Platformda kimler var?

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı,
İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi,
KADER,
Kadınlarla Dayanışma Vakfı,
Kadının İnsan Hakları Projesi,
Şahmaran Kadın Dayanışma ve Araştırma Merkezi,
Antalya Kadın Dayanışma Merkezi,
Kadın Tavrını Geliştirme İnisiyatifi,
Değirmendere Kadın Destek Kooperatifi,
Marmara Grubu Vakfı, Kızkardeşler,
Kadın 2000,
KAZETE,
Ege Kadın Dayanışma Vakfı,
İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu,
Ankara Kadın Dayanışma Vakfı,
Ankara Bağımsız Feminist Kadınlar Vardır Grubu,
Çanakkale El Emeğini Değerlendirme Derneği,
Türk Kadınlar Birliği Adalar Şubesi,
Jiyan Kadın Kültür Merkezi,
İzmir Kadın Dayanışma Grubu,
Emekçi Kadınlar Birliği,
Gazi Mahallesi Kibele Kadın Kooperatifi,
Gazi Mahallesi Toplum Merkezi Grubu,
Üniversiteli Genç Kadınlar,
Uçan Süpürge,
Feminist Kadın Çevresi,
Barış Anneleri,
Özgür Kadın,
Atölye Mor Kâğıt.
Antalya Yerel Gündem
21 Kadın Meclisi,
Küçükkuyu Kadın Dayanışma Grubu.
Old 18-07-2003, 19:37   #20
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Ekonomik Şiddete Hayır

Ekonomik Şiddete Hayır Kampanyası Sürüyor.


Kampanyaya destek veren kuruluşlar 19 Temmuz saat 12 bir basın açıklaması yaparak de bulundukları illerde 100 dilekçeyi sembolik olarak meclise gönderecek.Meclisin yeni çalışma dönemi
nde eylem Ankara 'da devam edecek.


***************************
BASIN AÇIKLAMASI

Yıllarca dışarda ve evde çalışıp ürettiğimiz her şeye, tek bir
cümleyle el konulabilir mi? Hayır! Oysa Medeni Kanun'un Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 10.maddesi tam da bunu yapıyor.

Yıllardır kadınların yoğun mücadelesiyle elde ettiği Medeni Kanun
değişikliğiyle, boşanma halinde malların eşit olarak paylaşımını
öngören yasal mal rejimi, bir yürürlük maddesi konularak 1 Ocak 2002 tarihinden önce edinilen mallar için uygulanamaz hale getirildi.

17 milyon evli kadını etkileyen bu madde, biz kadınların dışarda ve
evde çalışarak yarattığımız emeğin karşılığını; evliliklerin
başlangıcından 1 Ocak 2002 tarihine kadar olan bölümü yok sayıyor.

Biliyoruz ki, ekonomik şiddet sürdükçe, kadınlara yönelik her türlü
şiddet ve ayrımcılık devam edecek, haklarımızı elde etmek ve korumak ise zorlaşacaktır. Bizler emeğimize yönelik bu haksızlığa sessiz kalmayan kadın kurum ve gruplarının yanısıra tek tek kadınlar olarak, Kadına Yönelik Ekonomik Şiddete Hayır Platformu'nda biraraya geldik.
1 Ocak 2002 tarihinden önce evlenen kadınların, yeni Mal Rejimi'nden evliliklerinin başlangıcından itibaren yararlanabilmeleri için başlattığımız kampanyamızı sonuç alana kadar sürdürme
kararlılığındayız.

Dilekçelerimizi, meydanlarda, ev ev, sokak sokak mahallelerde, semt pazarlarında, işyerlerinde, yani kadınların olduğu heryerde imzaya açtık.

İstanbul'da 5 hafta boyunca; Bakırköy, Taksim, Kadıköy, Ortaköy
meydanları ve Salı Pazarı, Fındıkzade, Beşiktaş, Ulus pazarlarında 22 kez masa açtık. 20.000 bini İstanbul, 10 bini İstanbul dışındaki
illerden olmak üzere 30 bini aşkın dilekçe imzalandı.

Bugün bu dilekçelerden yalnızca yüz tanesini şu anda kayda girmesi ve değerlendirilmesi için TBMM'ye gönderiyoruz ancak Ekim ayında , topladığımız bütün imzalarla birlikte, birçok ilden kadınlarla beraber Meclis'e kendimiz gideceğiz.

Daha önce Yürürlük Yasası'nın 10. Maddesinin değiştirilmesi yönünde söz veren milletvekilleri başta olmak üzere tüm milletvekillerine; onbinlerce imzaya, onbinlerce talebe karşı sessiz kalamazsınız, 17 milyon evli kadına borcunuz var diyoruz ve 10. Maddenin değiştirilmesi için gereken yasal değişikliği yapmalarını talep ediyoruz.

Kadına Yönelik Ekonomik Şiddete Hayır Platformu, 19 Temmuz
2002

1. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
2. İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi
3. Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER)
4. Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV)
5. Mersin Bağımsız Kadın Derneği Danışma Merkezi
6. Antalya Yerel Gündem 21 Kadın Meclisi
7. İzmir Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi
8. Adana-Kadın Sığınmaevi Kurma Derneği
9. Adana Barosu Kadın Hakları Komisyonu
10. Kadının İnsan Hakları Projesi (KİHP)
11. Van Yaşam Kadın Çevre Kültür İşletme Kooperatifi
12. Çanakkale El Emeğini Değerlendirme Derneği
13. Kadın Araştırmaları Grubu
14. Şahmaran Kadın Dayanışma ve Araştırma Merkezi
15. Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi
16. Kadın Tavrını Geliştirme Insiyatifi
17. Değirmendere Kadın Destek Kooperatifi
18. Marmara Grubu Vakfı İnsan Hakları Grubu
19. Kızkardeşler
20. Kadın 2000 Kadının İnsan Hakları Bilgi Merkezi
21. KAZETE
22. Ege Kadın Dayanışma Vakfı (EKDAV)
23. İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu
24. Ankara Kadın Dayanışma Vakfı
25. Ankara Bağımsız Feminist Kadınlar Vardır Grubu
26. Türk Kadınlar Birliği Adalar Şubesi
27. Jiyan Kadın Kültür ve Sanat Merkezi
28. İzmir Kadın Dayanışma Grubu
29. Emekçi Kadınlar Birliği
30. Gazi Mahallesi Kibele Kadın Kooperatifi
31. Gazi Mah. Toplum Merkezi Kadın Hakları Grubu
32. Uçan Süpürge
33. Üniversiteli Genç Kadınlar
34. Feminist Kadın Çevresi
35. Özgür Kadın
36. Barış Anneleri
37. Atölye Morkağıt
38. Ümraniye Kadın Merkezi Derneği
39. Mimar Sinan Üniversitesi Kadın Grubu
40. Kadın Tavrını Geliştirme İnsiyatifi-Adana
41. Özgür Kadının Sesi-Adana
42. Çağdaş Hukukçular Der. Adana Şb. Kadın Komisyonu
43. İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Kadın Komisyonu
44. Adana AKSM Kadın Sanatçıları
45. Üniversiteli Genç Kadınlar-Adana
46. Liseli Genç Kadınlar-Adana
47. Mersin Kadın Platformu
48. Van Kadın İnsiyatifi
Ve tek tek feminist kadınlar
Old 01-06-2004, 18:25   #21
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Notere Gidilmedi, Çünkü!

Notere Gidilmedi, Çünkü!


Dr. Şıpka, yeni Medeni Kanun'da yer alan, "aile konutu", eşlere getirdiği imkanlar ve kısıtlar, yasal mal rejimi, mal rejimi seçimi, aile mahkemeleri, aile hukukuyla ilgili en çok sorulan sorular üzerine görüşlerini açıklıyor.
--------------------------------------------------------------------------------
Cumhuriyet Dergi
21/01/2003 Ayfer COŞKUN
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (İstanbul) - İstanbul Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk öğretim üyelerinden Yardımcı Doçent Doktor Şükran Şıpka ile yeni medeni kanundaki bazı düzenlemeleri konuştuk.

"Aile Konutu" yeni Medeni Kanun'da yer alan yeni bir kavram. Sizin bu konuyu incelediğiniz kitabınız yeni yayımlandı. Ama, konuşmamıza Medeni Kanun ile başlamak istiyorum. Sizce yeni Medeni Kanun ile getirilen en önemli değişiklik nedir? Üzerinde en çok tartışılan, sorular yöneltilen düzenlemeler hangileridir?

Medeni Kanun'un aile hukuku bölümünde eşler arası eşitliği sağlayan hükümlerin tümü bence en önemli ve reform niteliğinde düzenlemelerdir. Gerçekten bu yeni düzenleme ile klasik aile anlayışı, yani "erkek dışarıda çalışır, kadın ise evde ev işleri ve çocuklarla uğraşır" yerine, modern aile yapısı öne çıkarılmıştır. Böylece kadın ve erkeğin yaşamın her alanında olduğu gibi aile içinde de eşitliği yasa önünde kabul edilmiş oldu.

Ancak üzerinde en çok tartışılan düzenleme eşler arasındaki mal rejimi ile ilgili olan hükümler. Zira eski Medeni Kanunumuz gereği yasal mal rejimi olan "mal ayrılığı", evlilik içinde kazanılan malların hiç paylaşılmadığı ve kimin adına kayıtlı ise boşanma halinde yine o kişide bırakan bir sistemdi. Bu durum ise özellikle ekonomik güvencesi olmayan ve uzun yıllarını eşine ve evliliğine adamış olan ev kadınlarını mağdur ediyordu. Oysa 1950'li yıllardan itibaren hemen hemen tüm çağdaş hukuk sistemlerinde evlilik süresince kazanılmış olan malların eşler arasında eşit olarak paylaştırılması esası kabul edilmişti. Böylece kadının da evdeki çalışması ve emeği, erkeğin dışarıdaki çalışması ile eşdeğer sayılmıştır.

Yasal mal rejimini kısaca açıklar mısınız?

Mal rejimi, evlilik devam ettiği sürece kazanılan malların evliliğin boşanma ya da ölüm gibi bir sebeple sona ermesi halinde kime, ne oranda kalacağına ilişkin düzenlemedir.Yasal mal rejimi ise eşlerin herhangi bir seçimine dayanmayan ve yasa gereği geçerli olan mal rejimidir. Türk toplumu 1926 yılından itibaren "mal ayrılığı" rejimine tabi olduğu ve bu rejim de herhangi bir paylaşma öngörmediği için, bugüne kadar yasal mal rejimi konusu kamuoyunu meşgul etmemişti. Ancak bundan böyle eşler herhangi bir sözleşme yapmadıkları takdirde, aile içinde kim kazanırsa kazansın, sonuçta malların yarı yarıya paylaşımı yasa gereği uygulanacaktır. İşte bizde de yeni Medeni Kanun değişikliği ile yasal mal rejimi olarak "edinilmiş mallara katılma" adı altında, eşlerin malvarlıklarının tasfiyesi sonucu, bir tarafta kalan fazlalık üzerinde, diğer tarafa yasa gereği yüzde 50 oranında bir katılma alacağı tanıyan yeni bir sistem kabul edilmiştir.

Eski Medeni Kanun'daki seçimlik mal rejimlerinin hemen hemen hiç seçilmemiş olması oldukça ilginç bir durum. Hal böyle iken, eski evliliklerde yeni yasal ya da seçimlik mal rejimlerinden birini seçmek için 1.1.2003 tarihine kadar 1 yıllık süre tanınmasını doğru buluyor musunuz?

Hayır, maalesef bu hiç doğru olmadı. Bir kere sizin de söylediğiniz gibi eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi yapma doğal karşılanan bir durum değil. Özellikle kadınlarımızın kocalarına "gel malları paylaşmak için notere gidelim" şeklinde teklifte bulunmaları, bırakın ev kadınlarını, çalışan ve meslek sahibi kadınlar açısından bile göze alınabilecek bir durum değil. Böyle bir teklif düzgün giden evlilikleri bile sarsabilecek sonuçlar yaratabiliyor. Bu durumu bizzat son günlerde bana gelen sorularla yakından izledim.

Bırakın eşleri, bu sözleşmeleri yapmak üzere yetkili olan noterlerden bazıları, eşlerin seçim hakkını kullanmalarına engel olmaya çalışmışlardır. İstanbul'un göbeğinde bazı noterler kendilerine bu konuda Noterler Birliği'nden herhangi bir genelge ulaşmadığını söylemişler ve mal rejimi sözleşmesi yapmaktan kaçınmışlardır. Bu konuda çok şikâyetler almış bulunuyorum. Yasayı uygulamak ile yükümlü olan bu meslek mensuplarının görevlerini yapmaktan kaçınmaları çok düşündürücüdür. Sonuç itibarıyla yasanın yürürlük maddesinin amacı karşılamadığı çok açık bir şekilde anlaşılmıştır.

Eski evliliklere uygulanması için tanınan süre uzatılabilir mi?

Sürenin uzatılması için artık çok geç. Ancak yeni bir süre tanınması söz konusu olabilir ki, yeni Adalet Bakanımız bir televizyon programında bunun olabileceği yönünde görüş bildirdi. Bu konuda kadın kuruluşları ve baro kadın komisyonları da gerekli çalışmaları yapıyor. Ancak bana göre yeni bir süre yerine, yasanın geçmişe yürürlü olması için bir yasa değişikliği yapılması çok daha etkili olacak.

Seçimlik mal rejimlerinden birini seçecekler nasıl ve ne zaman bunu yapacaklar?

Eşler seçimlik mal rejimlerini her zaman seçebilirler. Ancak verilen bir yıllık süre içinde yasal mal rejimi yerine başka bir rejim seçmiş olsalardı bu rejim 1 Ocak 2002'den itibaren geçerli olacaktı. Oysa bundan sonra her zaman yapabilecekleri yeni bir mal rejimi sözleşmesi, ancak yapıldığı tarihten sonraya etkili olabilecektir. Örnek olarak, eşler 1 Şubat 2003 tarihinde "mal ayrılığı, mal ortaklığı, paylaşmalı mal ayrılığı" seçimlik rejimlerinden birini noterde yapacakları sözleşme ile seçebilirler. Ancak bu durumda 1 Ocak 2002 tarihine kadar aralarında yasal mal rejimi olan "mal ayrılığı" dolayısıyla bu tarihe kadar edinilen mallar paylaşmaya tabi olmayacaktır. 1 Ocak 2002 ile 1 Şubat 2003 tarihine kadar edinilen mallar ise yeni yasal mal rejimi olan "edinilmiş mallara katılma" rejimi dolayısıyla paylaşmaya dahil olacak, 1 Şubat 2003 sonrasında ise yeni seçilen mal rejimi uygulanacaktır. Böylece bu çiftin 2004 yılında boşanması halinde yukarıda yer verdiğimiz gibi 3 ayrı çeşit mal rejimi uygulama alanı bulabilecektir.

Sizce en adil ve en basit mal rejimi hangisi olmalıdır?

Bana göre en adil mal rejimi şu anda yasal mal rejimi olan "edinilmiş mallara katılma" rejimi. Ancak bunun aynı zamanda en basit mal rejimi olduğunu ne yazık ki söyleyemeyeceğim. Çünkü evliliğin sona ermesi halinde bir tasfiye sistemi öngördüğü için, bizim yargılama sistemimiz içinde hiç de basit bir sistem olmadığını söylemek zorundayım. Bunun yerine aynen paylaşımı öngören "paylaşmalı mal ayrılığı" rejimi, uygulama için daha basit bir sistem.

"Aile konutu" yeni bir kavram, yeni bir düzenleme. MK 194, 240, 254, 279 ve 652. maddeler bu konuyu düzenliyor. Aile konutunu tanımlar mısınız?

"Aile konutu" gerçekten önemli bir malvarlığı. Ailenin sürekli ve bir arada içinde yaşadığı herhangi bir mekân. Bu mekân bir konut olabileceği gibi, gecekondu, kulübe, prefabrik konut, çadır, yat gibi başka kapalı alanlar da olabilir. Tüm bunlar ailenin barınmasını sağlayan yerler olduğundan, sadece sahip olan eş değil, diğer eş ve çocuklar için de özel bir öneme sahiptir. Bu nedenle "aile konutu" tüm Avrupa hukuk birliği içinde diğer eş ve çocuklar lehine hükümlerle koruma altına alınmıştır. Ben de yeni kitabımda aile konutunun bu önemini vurgulayarak, yeni hükümlerin uygulamadaki yansımalarını ve "aile konutu şerhi"nin etkisini tartıştım.

Aile konutu ile ilgili kurallar eşlere ne gibi haklar ve kısıtlamalar getiriyor? Aile konutu ile ilgili işlemler nasıl yapılacak? Diğer eşin rızası konusunu açıklar mısınız? Burada daha çok kadınlara tanınan haklara öncelik vermek istiyoruz.

Mal ayrılığı sistemi içinde "aile konutu" hangi eşe ait ise, o eş dilediği gibi bunu satabilir, başkasına bağışlayabilir ya da bir kredi borcu dolayısıyla ipotek ettirebilir idi. Bu durum ise diğer eşin ve çocukların oturma ve barınma haklarını tehlikeye sokmaktaydı. Çünkü düşüncesiz ve müsrif bir eşin kumar tutkusu ya da gece hayatı yüzünden veya sermaye yapmak üzere oturduğu evi satması durumunda çocuklarla birlikte diğer eş sokağa atılmak durumundadır. Ya da boşanma halinde yine aile konutu üzerinde hak sahibi olmayan eş konutu terk etmek ve velayeti kendisine bırakılan çocukları ile birlikte ailesinin yanına sığınmak zorunda kalmaktaydı. Tabii evi terk etmek durumunda kalan genellikle kadın eşler oluyordu. Kadının ekonomik açıdan zayıf durumda olması ve kendisine ait malvarlığının bulunmaması, en çok aile konutunun kaybı açısından önemli sonuçlar yaratmaktadır.

Şimdi yeni Medeni Kanun ile birlikte eşler hangi tür mal rejimine tabi olursa olsunlar, aile konutunun mülkiyetine sahip olan eş, diğer eşin rızası (muvafakati) olmadan bu konutu elden çıkaramayacak, ipotek ettiremeyecek veya başkalarına kiraya veremeyecektir. Eğer aile konutunda kira sözleşmesi dolayısıyla oturuluyorsa, kira sözleşmesine taraf olan eş, diğer eşin rızası yani katılımı olmadan bu kira sözleşmesini feshedemeyecek, yazılı tahliye taahhüdü yapamayacaktır. Böylece aile konutu her iki eşin iradesi ile ancak elden çıkarılabilecek ya da değiştirilebilecektir. Ancak bu koruma evlilik sona erinceye kadar sağlanmaktadır. Maalesef boşanma sonrası için aile konutundan kimin faydalanacağına ilişkin düzenleme sağlanamamıştır. Oysa bizim kadınlarımız için en gerekli olan koruma bu olacaktı. Böylece boşanma sonucu çocukları ile birlikte kocasına ait evi terk etmek zorunda kalan kadınların oturma hakları mahkeme kararı ile bir süre daha korunabilecekti. Kaynak İsviçre hukukunda bulunan böyle bir düzenlemenin bize alınmamış olması büyük bir eksiklik olmuştur.

Ölüm halinde de sağ kalan eşe "aile konutu ve ev eşyası" üzerinde öncelikli bir oturma, kullanma ya da mülkiyet hakkı tanınmaktadır. Böylece sağ kalan eş, çocuklarının baskısı ile oturduğu evin mahkeme kararı ile satılmasından veya o evi terk etmeye zorlanmaktan kurtulacaktır.

Aile mahkemeleri konusunda yapılanlar ve yapılması gerekenler nelerdir?

Yukarıda da söylediğim gibi, yeni Medeni Kanun ile birlikte yeni bir aile hukuku düzeni getirilmiştir. Bu yeni düzenleme beraberinde aileye hâkimin müdahalesini de getirmiştir. Eşler aile içinde eşit oldukları için, konut seçimi, eve kimin ne kadar katkıda bulunacağı, mallarını har vurup harman savuran eş için diğer eş tarafından bazı tedbirlerin alınabilmesi, çocuklar üzerindeki velayet hakkının kullanılması konularında anlaşmazlık halinde hâkime başvurabileceklerdir. Tabii ki bizim mahkeme teşkilatımız ve yargılama sistemimiz içinde bu başvuruların ve verilecek kararların ne kadar sağlıklı olacağı tartışılır. Bu nedenle davaların büyük bir kısmını oluşturan aile ve çocuk hukuku ihtilaflarının özel uzmanlık gerektiren "aile mahkemeleri"nde görülmesi gerekmektedir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Yasa Tasarısı hazırlanmış ancak henüz yasalaşma şansını bulamamıştır. Şu günlerde yeniden Meclis gündeminde olup bir an önce yasalaşması umut edilmektedir.

Bir gazetede size yeni Medeni Kanun ile ilgili sorular yöneltildi. En çok ne soruldu?

Bir günlük gazetede vatandaşlardan gelen ve eşler arasındaki mal rejimleri ile ilgili sorulara belirli bir süre cevap verdim. Edinilmiş mallara katılma sisteminin evliliğin başından itibaren geçerli olabilmesi için, eşlere tanınan bir yıllık süre 31 Aralık 2002 tarihinde sona erdi. Ben de kamuoyunu ve özellikle ev kadınlarımızı bu konuda aydınlatabilmek amacıyla bu görevi üstlendim.

Bana en çok çalışmayan ev kadınlarından sorular geldi. Boşanma ya da ölüm halinde hiçbir güvenceleri olmadığı için, eşlerinin sahip olduğu mal varlıklarına nasıl ortak olabileceklerini veya miras haklarının ne olabileceğini soruyorlardı. Zaten yeni yasal mal rejimi ile birlikte korunmak istenen kesim de bu kadınlardı.

Ancak bu konuda istenilen amaca ve sayıya ulaşılamadı. Çünkü kadınlar kocaları ile bu meseleyi konuşamadıkları veya onları ikna edemedikleri için noterlerde sözleşme yapma oranı düşük kaldı. Böyle bir yürürlük maddesi zaten bana göre yanlış idi. Bunun doğrusu yasal mal rejiminin evliliklerin başından itibaren uygulanmaya konması ve bunu istemeyen eşlerin noterde aksine sözleşme yapması imkânı idi. Böylelikle kadınlar kocalarını değil, kocalar kadınları ikna edip notere götürmek zorunda kalırlardı! * (AC/NM)

* Ayfer Coşkun'un söyleşisi, 19 Ocak 2003'te Cumhuriyet Dergi'de yayımlandı.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Medeni Kanun Değişikliği Cest la vie Meslektaşların Soruları 18 04-01-2007 19:10
Yeni Medeni Kanun ceng Hukuk Soruları Arşivi 4 13-04-2006 11:19
Medeni Kanun esrainal Hukuk Soruları Arşivi 0 11-03-2006 21:00
Medeni Kanun Kadından Yana mı? sumru Hukuk Soruları Arşivi 5 04-05-2002 02:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04616308 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.