|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
01-06-2007, 21:26 | #1 |
|
Ceza Yargılamasında Süre Tutum/ Bölge Adliye Mahkemeleri Faaliyete Geçinceye Kadar
Merhaba, Ceza mahkemesinin gerekçeli kararı henüz yazılmamış olduğundan temyiz süresinin son günü, yani tefhim tarihinden itibaren yedinci gün,temyiz talepli süre tutum dilekçesi verdim.Daha sonraki bir tarihte gerekçeli karar büroma tebliğ edildi.Şimdi kafamda "Süre kaldığı yerden devam mı ediyordu, yoksa yeniden yedi günlük süre işlemeye mi başlıyordu?"şeklinde bir tereddüt oluştu.
Teşekkürler... |
01-06-2007, 21:37 | #2 |
|
Süre gerekçeli kararın tarafınızca tebellüğünden itibaren tekrar başlar.
|
01-06-2007, 21:37 | #3 |
|
Süre tutum dilekçesi sonucu gelen tebligat sonucu süre yeniden işler. yani artık tefhim değil tebellüğ tarihinden itibaren 7 günlük temyiz süresi işlemeye başlar.
|
01-06-2007, 22:44 | #4 |
|
sayın meslektaşım hiç tedirgin olmayın öncelikle. Süre tutum dilekçesi, işleyecek olan temyiz süresini durdurur. Bu nedenle, temyiz süreniz size tebliğ edildikten sonra başlayacaktır. Yani tebliğden sonra 7 günlük temyiz süreniz olacaktır. İyi çalışmalar...
|
01-06-2007, 22:59 | #5 |
|
Meslektaşlar soruya ayrıntılı cevaplar vermişler teşekkür ederim ben konuyu biraz daha farklılaştırmak istiyorum. Peki süre tutum dilekçenizde murafa talep etmemişseniz, gerekçeli temyiz dilekçenizde murafa talep edebilirmisiniz?
Saygılarımla... |
01-06-2007, 23:03 | #6 |
|
Edebiliriz düşüncesindeyim.Zira süre tutum dilekçesinin amacı gerekçeli karar teblig edılene kadar sureyı durdurmaktır.bu sebeple gerekcelı temyzı dılekçemizde murafaa talep edebılırız.
|
01-06-2007, 23:10 | #7 |
|
Sayın Köktaş,
Maalesef sorumuzun cevabı olumsuz. Yani süre tutum dilekçesinde murafa talebinde bulunmaz isek gerekçeli temyiz dilekçemizde murafa istesek de bu yargıtayca kabul görmüyor. Aşağıda buna ilişkin bir karar var. Saygılarımla... T.C. YARGITAY 7. Ceza Dairesi Esas : 2001/6841 Karar : 2002/8615 Tarih : 04.06.2002 ÖZET : TIR´larla İran´a transit olarak götürülmesi gereken eşyaları, sahte belge düzenleyerek Türkiye´de boşaltıp açık Pazar yoluyla İran´a satmak istediklerinden bahisle haklarında kamu davası açılan sanıkların, yöntemine uygun olarak imza istiktabı yapılmalı, müfettiş raporunun sonucu ve transit eşyaların yurt dışı edilip edilmediği, tampon bölge statüsüne göre yeniden yurda sokulup sokulamayacağı hususları tesbit edilerek sanıkların hukuki durumları saptanmalıdır. (765 sayılı TCK. m. 59) (647 sayılı CİK. m. 5) KARAR METNİ : 1918 s. Yasaya muhalefetten sanıklar Ali ve arkadaşları haklarında yapılan duruşma sonunda: Sanıklardan Mehmet ve Nurşah'ın hükümlülüklerine, tırların sahiplerine iadesine, kaçak malların zoralımına, sair bütün sanıkların beraatlerine dair (Ağrı Birinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 16.11.2000 günlü hükmün Yargıtay'ca tetkiki sanıklar Mehmet ve Nurşah vekilleri ile müdahil idare vekili tarafından süresinde istenilerek, sanıklar Mehmet ve Nurşah vekilleri yönünden süresinden sonra duruşmalı inceleme isteğinde bulunan dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının onama ve bozma isteyen 38315 s. tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Sanıklar Mehmet ve Nurşah vekilleri ile, müdahil idare vekilinin sanıklar Ali, Mevlüt, Ali, Metin, Yaşar, Mehmet ve Ali İhsan'a yönelik temyizine göre yapılan incelemede, Sanıklar Mehmet ve Nurşah vekillerinin temyiz süresi içerisinde verdikleri süre tutum dilekçelerinde duruşma isteği bulunmadığı cihetle, kanuni süresinden sonra vaki duruşma isteklerinin reddine, Sanık Mehmet'in gerekçeli karar başlığında 1940 olarak yazılan doğum tarihinin nüfus kaydına uygun olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüş, hüküm tarihi itibariyle nisbi harcın binde 45 yerine, binde 36 üzerinden hesapla eksik tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır. 1- Sanıklar Mevlüt, Ali ve Ali ihsan idaresindeki TIR'larda bulunan ve İran'a transit olarak götürülmesi gereken eşyaların gümrük sahasına sokulmadan Sarısu açık pazarı önüne indirilip, buradan Türkiye-İran arasındaki tampon bölgeye konularak muhafaza altına alındığı, bu arada sair sanıkların, sanık Nurşah ile anlaşarak sahte evrak tanzimi suretiyle TIR'lar ve eşyaların İran'a çıkış yapmış gibi gösterildiği, böylece sanıkların İran'a transit olarak gitmesi gereken eşyaları Türkiye'de boşaltıp açık pazar yoluyla İran'a satmak istediklerinden bahisle sanıklar haklarında kamu davası açılmış olup, bütün sanıkların imza örnekleri alınarak, mukayese imzaları da temin edilip, TIR karneleri ve varsa sair belgelerdeki sahte olduğu öne sürülen imzaların hangi sanık ya da sanıkların eli mahsulü olduğu ve sanık Mehmet'in eylemine hangi sanığın iştirak ettiğinin tespit edilmesi ve Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu'nun 9.8.1995 tarihli yazısında belirtilen müfettiş soruşturması akıbeti araştırılıp, varsa rapor ve eklerinin getirtilerek dosyaya eklenmesi, bunların yanında transit rejime tabi eşyada kaçakçılık suçunun oluşabilmesi için eşyaların gümrük vergi ve resimleri ödenmeden, kanuni olmayan yollardan yurt içerisinde bırakılması gerektiği de gözetilerek, sanıkların başvurusu üzerine gümrük idaresince, Iran gümrük yetkilileri ile müştereken tampon bölgede muhafaza altına alınan eşyaların kısmen ya da tamamen yurt dışı edilip edilmediği, tampon bölgenin statüsünün ne olduğu ve burada İran gümrüğü ile müştereken muhafaza altına alınan eşyaların sanıkların başvurusu üzerine yeniden yurt içine sokulup sokulamayacağı hususlarının da tesbitiyle, sonucuna göre sanıkların olaydaki fonksiyonları da nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı biçimde hüküm kurulması, 2- Hesap hatası sonucu nisbi vekalet ücretinin fazla tayini, 3- 4421 s. Kanun ile değişik 647 s. Kanunun 5. maddesinde mahsup miktarlarının her yıl yeniden değerleme oranına göre arttırılacağının öngörüldüğü cihetle, sanık Mehmet'in tazmini para cezasını ödemede acze düşüp, hapse çevrilmesi gereken tarihte yürürlükte olacak yeniden değerleme oranına göre infaz sırasında hesaplanması gerektiği gözetilerek çevrili hapis süresinin gösterilmemesi, ancak hürriyeti bağlayıcı cezadan TCK.nun 59. maddesi ile indirim yapıldığından, ödemede acze düşmesi halinde, tazmini para cezasından anılan madde ile ve aynı oranda eksiltme yapılarak infazı gereken sürenin belirlenmesi gerektiğine işaret edilmesiyle yetinilmesi yerine, çevrili hapis süresinin gösterilmesi suretiyle infazı tahdit eder biçimde hüküm kurulması, Yasaya aykırı sanıklar Mehmet ve Nurşah vekilleri ile müdahil idare vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün kısmen isteme uygun olarak (BOZULMASINA), 4.6.2002 günü oybirliğiyle karar verildi. Kaynak : YKD. Aralık 2002 |
01-06-2007, 23:13 | #8 |
|
Bence yargıtayca verilen kararlar hep dogru olamıyor kusura bakmasınlar.Gerekcesi neymiş çok merak ettım.Madem hukukta temyız dılekcesıyle murafaa ısteyebılıyoruz cezada da bu bole olmalı.sonucta sure tutum dılekcesı temyız dılekcesı degıldır.Bence ıstenebılmelı.zira kararın gerekcesıne gore murafaa ıstenebılır..
|
02-06-2007, 00:43 | #9 |
|
Süre tutum dilekçesi diye bir şey yoktur. Süretutum dilekçesi olarak verdiğimiz şey, temyiz dilekçesidir. Sadece temyiz nedenlerini, gerekçeli karardan sonra yazabiliriz.
Bu nedenle, taleplerimizi açıkça yazmalıyız. temyiz süresinin, durması, tekrar başlaması falan da yoktur. Eğer gerekçeli temyiz layihanızı yazmazsanız, dosya o haliyle yargıtaya gider. Yan tekrar temyiz etmenize gerek olmadığı gibi, temyiz süresini kaçırma diye bir şey de yoktur. |
02-06-2007, 01:01 | #10 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın köktaş,
Demişsiniz.Sonra da
Diyorsunuz... Ben de sizin gerekçenizi merak ettim. Söyler misiniz? Saygılarımla |
02-06-2007, 07:00 | #11 |
|
Eski yasa zamanında tefhimden itibaren verdiğimiz dilekçeye süre tutum dilekçesi; kararın tebliğinden itibaren verdiğimiz dilekçeye de temyiz lahiyası demekteyiz.
Temyiz lahiyası vermemenin temyiz incelemesine engel olmayacağından kanunda yazan 1 haftanın da anlamı yoktu. Ancak yasa değişti.İşler karıştı.Ceza ile ilgili son gelişmeleri uygulamada uzak kaldığım için takip edemedim, ama yasaya baktığımda, bölge adliye mahkmeleri yani istinaf yolunun uygulanması kesinleşinceye kadar kanun yollarına ilişkin olarak eski yasa yani CMUK uygulanacak gibi anlıyorum. Yanlış mı anlıyorum bilmiyorum. |
02-06-2007, 09:54 | #12 |
|
Sn. Ragıp ın açıklamasına katılıyorum. Süre tutum olarak verdiğimiz şey zaten temyiz dilekçesidir. Artık yeni bir süre başlaması söz konusu değildir. Gerekçeli karar geldikten sonra verilen şey ayrıntılı temyiz dilekçesidir. Bu ise, dosya yargıtaya gittikten sonra bile verilebilir.
|
02-06-2007, 14:10 | #13 |
|
Sayı ragıp'ın görüşüne katılıyorum. Fakat Yargıtay kararına katılamıyorum:
Gerekçesiz kararı eline alan taraf, henüz gerekçeyi bilmediğinden duruşma talep etmesi gerekip gerekmediğini de bilemez. Bu nedenle duruşma talep etme hakkının ilk 7 gün ile sınırlandırılması hakkaniyete uygun düşmez kanısındayım. Saygılarımla |
02-06-2007, 15:27 | #14 |
|
eğer bir haftalık temyiz süresi içinde süre tutum dilekçesi vermiş iseniz ,böylelikle kararı temyiz etmiş olcağınız için kararın tebliğinden sonra herhangi bir süre yoktur.Dosya yargıtaya postalanıncaya kadar temyiz layihanızı verebilirsiniz.Şahsen bu konu bir ara kafama takılmıştı yazı işleri müdürünün cevabı böyle,Hatta memurlar bazen beni arayıp ' temyiz layihası verecek misiniz dosyayı gönderiyoruz diye soruyorlar '
|
02-06-2007, 16:06 | #15 |
|
Sayın meslektaşlarım sanıyorum Sayın Armağan Konyalı benim ne demek istediğimi anlamış yani aynı fikirdeyiz.zira benim mantığım sunu almıyor;kararın gerekçelerini ve ayrıntılarını bilmeden nasıl temyiz nedeni oluşturabilirim söylermisiniz?Muraafa talebimi nasıl yapabılırım?Süre tutum dilekçesi denen sey temyiz dilekçesi değildir bence.Ayrıca su tefhım olayınıda kaldırsalar cok ıyı olacak.Gereksız bır kavram..
|
02-06-2007, 16:30 | #16 |
|
Sn Konyalı ve Köktaş'a katılıyorum.
Temyiz dilekçesi sunulmadan süre tutum isteminde bulunulamaz. Zira gerekçeli mahkeme kararını tebellüğ etmeden temyiz gerekçeleriniz hakkında beyanda bulunamazsınız. Her ne kadar uygulama farklı ise de, Bence de gerekçeli kararın tebliğinden sonra , duruşma isteminde hukuki yarar görülmesi halinde ayrıca talep edilebilmesi gerektiğini düşünüyorum. |
02-06-2007, 18:03 | #17 | |||||||||||||||||||
|
Yürürlükte olan, temyize ilişkin kanun hükümleri yukarıdadır. 310 uncu maddeye göre, temyiz dilekçesi hükmün tefhiminden itibaren 1 hafta içerisinde verilmelidir. Madde çok açıktır. İsterseniz bu süre içinde gerekçeli temyiz layihanı da verebilir, isterseniz gerekçeli layihanızı karar tebliğ edildiğinde vereceğinizi beyan ederek, kararı temyiz edersiniz(süre tutum dilekçesi). Yasada, süre tutum dilekçesi adı altında bir ifade yer almamaktadır. Hükmün tefhiminden itibaren 1 hafta içinde kararı temyiz etmek zorunluluğu bulunmaktadır. O halde, duruşma isteyeceksek de 1 hafta içinde istemek zorundayız. SÜRE TUTUM DİLEKÇESİ VERİRSEK, SONRAKİ DİLEKÇENİN HÜKMÜ NEDİR? Uygulamada 'süre tutum dilekçesi' diye adlandırılan ama aslında temyiz dilekçesi olan dilekçeyi verdikten sonra, gerekçeli karar tarafımıza tebliğ edilince yeniden bir gerekçeli temyiz layihası verme hakkımız bulunmaktadır. 314 üncü maddenin üzerindeki başlığa bakınız lütfen.:İHTİYARİ TEMYİZ LAYİHASI... Yani gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde istersek bir layiha daha verebiliyoruz. Ancak, vermesek de temyiz incelemesine mani değil. Dolayısıyla kararın tefhiminden itibaren vermek zorunda olduğumuz asıl temyiz dilekçesinde sunmadığımız talepleri; kararın tebliğinden sonra istersek vereceğimiz ihtiyari temyiz layihasında dile getirmemiz mümkün değildir. Usul Kanunu çok açık. Buna göre, kimseye gerekçeyi görmeden ayrıntılı temyiz layihanı ver denilmemektedir. Sürelere uyulduktan sonra, sorun bulunmamaktadır. Her karar duruşmalı olarak temyiz edilememektedir. Mülga kanuna göre, ağır cezalık işler, yeni CMK'ya göre ise 10 yıl ve üzerindeki cezalara ilişkin kararlar duruşmalı olarak temyiz edilebilmektedir. Müvekkil 12 yıl ceza aldığında, hangimiz "duruşmalı olarak temyiz etmek için gerekçeli kararı bekleyeyim" diye düşünürüz. Doğallıkla süresi içinde verdiğimiz temyiz dilekçemizin sağ üst köşesine DURUŞMA İSTEMLİDİR ibaresini yazmayı unutmayız. Soru Meslektaş Soruları Alanında sorulduğu için, yürürlükteki mevzuata göre cevap vermek gerekir, diye düşünmekteyim. Eğer yasayı eleştirip, olması gerekenden söz edeceksek o da ayrı bir tartışma konusudur. Örneğin temyiz süreleri tefhimden itibaren değil; tebliğden itibaren başlasın derseniz, Hukuk Sohbetleri Alanında bu başlıkta bir konu açılabilir. İcra Mahkemesi kararları için, ben de bu fikri destekleyebilirim. Ancak, ağır işleyen ceza davalarında bir de temyiz süresini tebliğden sonraya bırakırsak daha fazla davanın zamanaşımına uğramasını da desteklemiş olmaktan korkarım. Saygılarımla |
02-06-2007, 18:15 | #18 |
|
Sayın Suat Ergin
Çok güzel bir cevap, tebrikler.. |
02-06-2007, 20:54 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Süre tutum dilekçesi
Süre tutum dilekçesi vermenin amacı;gerekçeli karar tarafınıza tebliğ olunana kadar geçen sürede temyiz hakkınızı kaybetmemenizdir. Karar tarafınıza tebliğ edildikten sonra,7 günlük temyiz süreniz işlemeye başlıyor.Yani sizin deyiminizle yeniden başlıyor. |
02-06-2007, 21:41 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Yine sinirlendireceksiniz Sayın Av.Suat Ergin'i. Yukarıdaki mesajda anlatıldığı üzere: Sadece bir tek temyiz var ve sadece bir tek temyiz süresi var. İkincisi sadece açıklama dilekçesi. İkinci dilekçe temyiz dilekçesi değil. İkinci dilekçe birinci temyiz dilekçesinin açıklaması olarak nitelendirilmeli. Saygılarımla |
03-06-2007, 09:00 | #21 |
|
Arkadaşlar, benim anlamadığım şey bu süre tutumu için verilen 7 günlük süreden sonra cevap layihası yazmanız ve mahkemeye sunmanız için sadece 7 günlük bir süreniz mi var, yoksa mahkeme dosyayı postalayana kadar verilebilir mi?
Saygılarımla. |
03-06-2007, 11:01 | #22 |
|
sayın meslektaşım, sure tutum dilekçesi aslında bir temyiz dilekçesidir.bu nedenle de karar tebliğinden sonra verdiğiniz dilekçe sadece ek savunma dilekçesidir. dosya yargıtaydayken bile verebilirsiniz.
|
03-06-2007, 11:35 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
|
03-06-2007, 11:52 | #24 |
|
Sayın Konyalı,
Nurullah Kunter'in Ceza Muhakemesi Hukuku Kitabının 1064. sayfasında: "Temyiz lahiyası verilmesi süre şartına bağlanmıştır.Lahiya en geç,temyiz dilekçesi için belli sürenin bitmesinden yahut,tebliğ edilmemişsegerekçeli karaın tebliğinden itibaren bir hafta içinde verilecektir.Ancak lahiya verme mecburiyeti kalkınca sürenin de önemi kalmaıştır.Bu sebeple tatbikatta süre geçtikten sonra da temyiz dilekçesi verilmesi kabul edilmektedir...." demektedir. |
03-06-2007, 14:36 | #25 |
|
Sevgili meslektaşım benim kanaatimce süre tutum dilekçesi temyiz süresinin muhafazası niteliğinde olup mürafaa talep hakkınızı ortadan kaldırmayacağı gibi, yedi günlük temyiz süresi gerekçeli kararaın tarafınıza tebliği tarihinden itibaren başlar.
|
03-06-2007, 17:17 | #26 |
|
bu konuda kanun kötü yazılmış diyebilir miyiz?
ticari konularda bile temyiz süresi 15 gün iken (tebliğden sonra) hürriyeti ilgilendiren ceza kararları 7 gün üstelik tefhimden itibaren bu durum savunma hakkının kısıtlanması değil midir? ayrıca ceza usulünün bir kıstası yok kimileri 8 gün kimileri 7 gün kimi idari davalar ceza mahkemelerinde bir sürü karışık iş çözüm adam gibi nedediği belli olan bir kanun çıkartmak |
03-06-2007, 21:16 | #27 |
|
Arkadaşlar,
Hepiniz epey kafa yormuşsunuz,teşekkür ederim.Kanımca da süre tutum dilekçesi temyiz dilekçesidir. Yani süre tutum dilekçesini vermekle kararı temyiz etmiş oluyoruz.Öte yandan n'olur n'olmaz diye ben gerekçeli kararın tarafıma tebliğinden itibaren yedi günü geçirtmeden gerekçeli temyiz dilekçemi vereceğim.Hepinize başarılar diliyorum. |
03-06-2007, 21:43 | #28 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Suat Ergin,
Alıntılamış olduğunuz kanun maddelerine bakıyorum, yolladığınız iletinin tarihine bakıyorum ama iletinizi anlayabilmiş değilim. Şöyleki; " Yürürlükte olan, temyize ilişkin kanun hükümleri yukarıdadır." demişsiniz ama alıntıladığınız kanun hükümleri mülga 1412 sayılı CMUK'a ait. Oysa şu anki ceza yargılaması ile ilgili yürürlükte olan yasa herkesin malumu olduğu üzere 5271 sayılı CMK.. Neden eski yasadan alıntı yaparak, " Yürürlükte olan, temyize ilişkin kanun hükümleri yukarıdadır." ifadesini kullandığınızı anlayamadım. ?! Bu arada Ceza yargılamasında, süre tutum dilekçesi dediğimiz dilekçenin dayanağı 5271 sayılı CMK'nın 295. maddesidir. Süre tutum dilekçesi dediğimiz dilekçe kanunda " Ek dilekçe " adı altında geçiyor.İlgili kanun maddesini aşağıya aynen alıntılıyorum..
|
03-06-2007, 22:04 | #29 |
|
Sayın Nephilis,
5320 sayılı ceza muhakemesi kanunun yürürlük ve uygulama şekli hakkında kanunun 8. maddesinde "Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmi Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ila 326 ncı maddeleri uygulanır. (Ek cümle: 5560 - 6.12.2006 / m.29) Yargıtay ceza daireleri ile Ceza Genel Kurulu kararlarındaki yazıma ilişkin maddi hataların düzeltilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, ilgili ceza dairesi veya Ceza Genel Kuruluna başvurabilir." diyerek, bölge adliye mahkemelerinin resmi gazetede yayınlayarak göreve başlayıncaya kadar Temyiz yoluna ilişkin olarak CMUK'un 305 ila 326 maddeleri uygulanacaktır,diye anlıyorum. Bölge Adliye Mahkemeleri bildiğim kadarıyla kurulmasına rağmen faaliyete geçmedi. |
03-06-2007, 22:10 | #30 |
|
Teşekkürler Sayın Korayad, böylece kafamdaki soru işareti gitmiş oldu. 5320 sayılı kanunun ilgili hükmüyle yargılama hukukundaki "Derhal uygulanırlık" ilkesine bir istisna getirilmiş demek ki..
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Bölge Adliye Mahkemeleri bazı illerde kuruldu | Armağan Konyalı | Hukuk Haberleri | 6 | 05-06-2007 18:50 |
Bölge Adliye Mahkemeleri | Kadir COŞKUN | Hukuk Haberleri | 3 | 02-06-2007 13:26 |
Duruşma istemsiz süre tutum dilekçesi | AV.SERTANn | Meslektaşların Soruları | 4 | 30-01-2007 12:35 |
Süre Tutum Dilekçesi, Ek Temyiz | Av.Levent | Meslektaşların Soruları | 21 | 24-08-2006 15:30 |
İstinaf (bölge Adliye) mahkemeleri | sbudak | Hukuk Sohbetleri | 0 | 28-09-2004 22:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |