03-05-2004, 15:53 | #1 |
|
Kadınlar Nerede?
Aşağıda bugünkü Radikal gazetesinde İsmet Berkhan'ın yazısı ekledim.
Bu değişiklik tasarısını ben bulamadım. Yapılacak Anayasa değişikliği ile ilgili yorumlarınız nelerdir? Kadın kuruluşları bu konudaki değişiklikler için neler dediler? saygılar. ege http://www.radikal.com.tr/veriler/2004/05/03/haber_115230.php Kadınlar nerede? İsmet Berkan Anayasa'da önemli bir değişiklik yapılıyor ama kadınlardan hiç ses yok 03/05/2004 (1010 defa okundu) Anayasalar öyle sık sık ve kolayca değiştirilebilen metinler değil. Bir kere bir Anayasa değişikliği yapılabilmesi için normal yasalar için gerekene göre çok ama çok daha fazla evet oyuna ihtiyaç var. Sadece bu bile, Anayasa değiştirmek için birden fazla partinin milletvekillerinin bir araya gelip uzlaşmasını gerekli kılıyor. Öte yandan, Anayasa sık sık değiştirilmediği için ve Anayasa'da yapılacak değişiklik yasalarda yapılacak olana göre çok daha temel ve kalıcı olacağı için, herhangi bir Anayasa değişikliğinde demokratik sürecin de farklı işlemesi gerekir. Yani değişiklik teklifi ya da teklifleri kamuoyunda daha fazla süreyle tartışılmalı, değişiklik yönündeki uzlaşmaya daha fazla insanın katılması sağlanmaya çalışılmalı. Şimdi elimizde 10 maddelik bir Anayasa değişikliği önerisi var. Bu önerinin dokuz maddesi, uzun yıllardır Türk kamuoyunda tartışılıyor ve getirilmek istenen değişikliğin yapılması için hayli geniş bir uzlaşma zemini mevcut. Yani DGM'lerin kaldırılması, ölüm cezasının Anayasa'daki dayanağının kaldırılması, askeri harcamaların da Sayıştay tarafından denetlenmesi, uluslararası anlaşmaların iç hukukun üstünde yer alması vs. gerçekten üzerinde geniş uzlaşmalar olan konular. Ama öte yandan, son anda pakete Dışişleri Bakanlığı'ndaki bürokratlar tarafından dahil edilen bir değişiklik var ki, aslında kamuoyunda yeterince konuşulmadı. Hatta kamuoyunun büyük çoğunluğunun bu değişiklikten henüz doğru dürüst haberi bile olmadı. Zaten kimsenin pek haberi olmadan iktidar partisi tarafından değişiklik paketinden çıkarıldı. Radikal birkaç gündür, yasalarda kadınlar lehine ayrımcılık yapılmasına izin veren Anayasa değişikliği önerisini gündemde tutmaya çalışıyor. Muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi de bizim gibi düşünüyor olmalı, kadının toplum içindeki rolünü artırmayı, yasaların desteğiyle kadının eşitlik hakkını fiilen de kullanmasını sağlamayı öngören Anayasa değişikliğini destekliyor. Ne var ki, Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen öneriyi bir çırpıda işlevsiz hale getiren, sonra da yasak savma kabilinden bir yeni cümleyi daha oraya eklemeyi kabul eden AKP direniyor. Anayasa değişikliği teklifi geçen hafta cuma günü jet hızıyla komisyona girdi ve çıktı. Yarın Meclis Genel Kurulu bunu görüşecek. Benim tahminim Genel Kurul'daki görüşmelerin iki, bilemediniz üç gün sürmesi. Ardından ara verilecek ve önümüzdeki hafta ikinci tur görüşmeler- oylamalar yapılacak. Yani en çok 15 gün içinde Anayasa değişecek, Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulacak. Türkiye'deki kadınları bu kadar yakından ilgilendiren böylesi bir değişiklik yapılırken nedense Türkiye'nin kadın örgütlerinden ve diğer sivil toplum örgütlerinden hiçbir tepki gelmiyor. Kimse Meclis'in önünde gösteri yapmıyor, kimse bir şey söylemiyor. Daha da ilginci, Türk basınındaki kadın köşe yazarı çoğunluğunun suskunluğu. Kim bilir belki onların da haberi yok değişiklik önerisinden ve sonra AKP'nin bu öneriye verdiği yeni şekilden. Elbette kadın köşe yazarlarının illa ve sadece kadın sorunlarını gündeme getirmek, onları tartışmak gibi bir yükümlülüğü yok. Ama bu konu öyle temel bir konu ki, sessizliği anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum |
09-05-2004, 00:05 | #2 |
|
İHD: Pozitif Ayrımcılık Anayasaya Girmeli
İHD Genel Merkezi eşitliği gerçekleştirmek için, "pozitif ayrımcılık" hükmünün anayasal hüküm haline gelmesini istedi. İHD, " kadın hakları konusunda faaliyette bulunan toplum örgütlerinin ve uzmanların önerileri dikkate alınmalıdır" dedi. -------------------------------------------------------------------------------- BİA Haber Merkezi 06/05/2004 -------------------------------------------------------------------------------- BİA (Ankara) - İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Hüsnü Öndül, 12 Eylül askeri darbesinin ürünü olan 1982 Anayasası'nın tamamen değişmesinden yana olmakla birlikte, bu görüşün saklı kalması koşuluyla şu anda TBMM'de görüşülmekte olan Anayasa değişikliği paketini genel olarak desteklediklerini açıkladı. Ancak Hüsnü Öndül, gündemde olan kadın-erkek eşitliğini düzenleyen 10. madde değişikliği alanında, demokratik kamuoyunda ve özellikle kadın hakları konusunda faaliyette bulunan toplum örgütlerinin ve uzmanların önerilerinin dikkate alınması gerektiğine işaret etti. Kadın hakları insan haklarıdır Bir basın açıklaması yapan Öndül, "Birleşmiş Milletler Dünya Kadın Konferansı (1995) Pekin Deklarasyonu'nda da vurgulandığı gibi, 'Kadın hakları insan haklarıdır.' (Madde 14)" diyerek İHD'nin kadın-erkek eşitliği konusundaki istemlerini şöyle sıraladı: * İHD, kadınlarla erkeklerin eşit haklara sahip olduğunun anayasada yer almasını olumlu bulmakla birlikte, eşitliği gerçekleştirmek için, "pozitif ayrımcılık" hükmünün anayasal hüküm haline gelmesini istemektedir. * Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'nin (1979) 4/1.maddesi ve Sözleşme'nin özüne uygun olarak, "pozitif ayrımcılık" önergesinin ikinci tur oylamada kabul edilmesini istiyoruz. * CHP'nin verdiği önergeyi kadın haklarının korunması ve geliştirilmesi için destekliyoruz. * Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin kadının insan haklarına duyarlı davranacağını umuyor ve bekliyoruz. (YS/) |
09-05-2004, 00:06 | #3 |
|
"Göstermelik Değil Fiili Eşitlik İstiyoruz"
Kadının İnsan Hakları -Yeni Çözümler Vakfı: Anayasa taslağındaki haliyle kadın erkek eşitliği sadece kağıt üzerinde kalıyor, göstermelik bir düzenlemeden ileri gitmiyor diyerek CHP'nin yarın sunulacağı değişiklik önergesine destek çağrısı yaptı. -------------------------------------------------------------------------------- BİA Haber Merkezi 05/05/2004 -------------------------------------------------------------------------------- BİA (İstanbul) - Kadının İnsan Hakları -Yeni Çözümler Vakfı, dün T.B.M.M.'de oylanan Anayasa paketinin 10. maddesinin cinslerarası eşitlik, parlamentoda temsil ve uygulamada kadın-erkek eşitliği gibi hiçbir konuda devlete yükümlülük getirmeyen, göstermelik bir değişiklik olduğunu vurguladı. TCK Kadın Platformu adına, Kadının İnsan Hakları -Yeni Çözümler Vakfı tarafından yayımlanan basın açıklamasında, yarın CHP'li kadın milletvekillerinin vereceği değişiklik önergesinin desteklenmesi istendi. "Kadınların Anayasada Kadın Erkek eşitliğinin fiilen sağlanması için talepleri AKP'nin oylarıyla reddedildi," diyen Kadının İnsan Hakları -Yeni Çözümler Vakfı, hükümeti "AB kriterlerini, altına imza attığımız uluslararası sözleşmeleri gözardı ederek, ülke kadınlarının taleplerine cevap vermeyi reddettiği" için kınadı. Devlet Yükümlü Değil Hükümetin maddenin şu andaki haliyle "Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir, devlet kadınların ve erkeklerin eşitliğinin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür" demekle yetinmesini yorumlayan TCK Kadın Platformu adına, Kadının İnsan Hakları -Yeni Çözümler Vakfı şu noktaları vurguladı: * Kadınların parlamentoda ve siyasette temsil olanaklarını genişletmek, * Kadınların devlet kadrolarında çalışma olanaklarını genişletmek, * Kadınlara iş hayatında erkeklerle fırsat eşitliği sağlamak, * Kız çocuklarına eğitimde fırsat eşitliği sağlamak, * Kadınlara karşı ayırımcılık yapan kanunların değiştirmek, * Kadınların toplumsal hayata eşit katılımını sağlamak gibi konularda devlet fiili önlemler almakla yükümlü kılınmıyor. Bir başka deyişle kadın erkek eşitliği sadece kağıt üzerinde kalıyor, Anayasadaki değişiklik göstermelik bir düzenlemeden ileri gitmiyor. CHP'li kadınlara destek CHP'li kadın milletvekillerinin yarın yapılacak ikinci oylamada 10. maddeyle ilgili verecekleri olumlu ayırımcılık önergesinde madde şöyle düzenleniyor: "Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir, cinslerarası eşitliğin fiilen yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla alınacak geçici önlemler ve yapılacak düzenlemeler ayırım ve imtiyaz sayılmaz." Kadının İnsan Hakları -Yeni Çözümler Vakfı , bir yandan CHP'li kadın milletvekillerinin önergesini destekleme çağrısı yaparken öte yandan AKP iktidarını eleştirdi. AKP'ye eleştiri "AKP Anayasanın Türkiye'nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerin iç hukukun üstünde sayıldığı gerekçesiyle, 10. Madde'de yapılan değişikliğin kadın erkek eşitliğini sağlamak için yeterli olacağını savunuyor. Ancak gerçekte uluslararası sözleşmeler Anayasadan üstün değildir," diyen Kadının İnsan Hakları -Yeni Çözümler Vakfı açıklamasında şu görüşlere yer verdi: * AKP'nin bahsettiği sözleşmeler, devletleri Anayasalarında kadın erkek eşitliğini fiilen sağlamakla görevlendiren düzenlemeler yapmakla yükümlü kılar. Bu yüzden 10. maddenin kabul edilen haline Türkiyeli kadınların taleplerini ne de AB uyum kriterlerini karşılamaya yeterli olmayacaktır. * Her fırsatta demokrat, herkese eşit uzaklıkta ve özgürlükçü bir parti olduklarını tekrarlayan AKP'li milletvekillerinin ve özellikle Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Güldal Akşit başta olmak üzere, AKP'li kadın milletvekillerinin, kadın ve erkeğe fiili eşitlik sağlamayı amaçlayan bu önergeyi reddetmelerini anlamak mümkün değildir. * Bu arada önergeyi destekleyen AKP milletvekilleri Serpil Yıldız, Sadık Yakut, Ertuğrul Yalçınbayır ve Lokman Ayva'yı kutluyoruz, diğer AKP'li milletvekillerini bu çağdışı ayırımcı tutumlarından dolayı kınıyoruz. (YS/EÜ) |
09-05-2004, 00:07 | #4 |
|
İKKB: Fiili Eşitlik İçin Son Şans
Kadın Kuruluşları Birliği'nden Moroğlu, kadın-erkek eşitliğinin gerçek anlamda sağlanabilmesi için Anayasa'ya geçirilmesi gerektiğini söyledi. Moroğlu TCK Tasarısı'nın da "namus cinayetleri" konusunda yeterli düzenlemeleri içermediğini söyledi. -------------------------------------------------------------------------------- BİA Haber Merkezi 06/05/2004 -------------------------------------------------------------------------------- BİA (İstanbul) - İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Başkanı Nazan Moroğlu kadın-erkek eşitliğinin uluslar arası anlaşmalara uygun olarak fiilen yaşama geçirilmesi için gerekenlerin Anayasa'ya yazılması gerektiğini söyledi. Moroğlu, "Gerçek demokrasi için yarın son fırsat" dedi. Fiili eşitlik için Moroğlu, Türkiye'nin 1985 yılında onayladığı Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'nin (CEDAW) dördüncü maddesi ve 2002 yılında onaylanan Ek İhtiyari Protokol ile "eşitliğin fiilen yaşama geçirilmesini teminat altına alındığını" belirtti. Moroğlu, bu hükümlerin gerçekten işlerlik kazanabilmesi için Anayasa'nın 10. maddesine de eklenmesini talep ettiklerini söyledi. TCK Tasarısı da eksik İKKB, Türk Ceza Kanunu Tasarısı'nda yapılmasını istedikleri değişikliklere de dikkat çekti. "Namus cinayetleri" meselesinin kadın kuruluşlarının çabalarıyla görünür hale geldiğini söyleyen Moroğlu, tasarının hali hazırda bu konuyla ilgili yeterince önlem içermediğini vurguladı. "Namus cinayeti faillerine tanınan indirimler kaldırılmadığı sürece bu cinayetler devam edecektir" diyen Moroğlu, "öncelikle TCK Tasarısının kasten adam öldürmeye ilişkin 85. maddesine 'namus veya töre saikiyle' ibaresinin eklenmesi gerekir" dedi. Moroğlu ayrıca, bu cinayetleri işleyenlerin ceza indiriminden yararlanmamaları için 29. madde gerekçesine açıklık getirilmesi gerektiğini belirtti.(EÜ) |
09-05-2004, 00:08 | #5 |
|
Kadınlar "Erkek Meclis"e Takıldı
Anayasa'ya kadınlar lehine "pozitif ayrımcılık" yapılmasına ilişkin düzenleme yine AKP'ye takıldı. CHP'nin değişiklik önergesine AKP'den sadece 3'ü erkek,1'i kadın 4 milletvekili destek verdi. -------------------------------------------------------------------------------- Akşam Gazetesi 05/05/2004 -------------------------------------------------------------------------------- BİA (Ankara) - İdam cezası, kadın-erkek eşitliği ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin (DGM) kaldırılmasını öngören 10 maddelik Anayasa değişiklik paketinin Meclis Genel Kurulu'ndaki ilk tur görüşmeleri başladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Güldal Okuducu, tek cinsin egemenliği ile erkek erkeğe 21'inci Yüzyıl'a girilemeyeceğini söyledi. Kadınları aldatmaya kimsenin hakkı olmadığını kaydeden Okuducu, Anayasa değişikliği ile "erkeklerin töre adına katil, kadınların ise kurban olmasının önlenmesini'' diledi. Değişiklik yeterli CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur da kadınların eksik temsilinin sona ermesini isteyerek, siyasetin erkek egemen görüntüden kurtarılması gerektiğini söyledi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Nimet Çubukçu ise, pakette yer alan düzenlemenin "yeterli" olduğunu savundu. Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu da, Anayasa değişikliğinin zor bir iş olduğunu söylerken, kadın-erkek eşitliğiyle ilgili kendilerine gelen metnin oldukça yetersiz olduğuna dikkat çekti. CHP'den iki önerge CHP'liler, Anayasa'nın 10. maddesinin sonuna, "Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Devlet kadınların ve erkeklerin eşitliğinin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür'' ifadesinin eklenmesi öngören iki değişiklik önergesi verdi. CHP'nin önergesi üzerinde söz alan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Avrupa Birliği (AB) üyesi 14 ülkenin anayasalarından kadın-erkek eşitliğine ilişkin hükümlerden örnekler verdi. Çiçek, teklifteki maddenin Alman Anayasası'ndan esinlenerek hazırlandığını ifade ederek, maddeye pozitif ayrımcılığın da yüklenebileceğini söyledi. Çiçek, teklifin 7. maddesinin Anayasa'nın 90. maddesini değiştirerek, uluslararası anlaşmaları yasa hükümleri üzerine çıkardığını ifade ederek, Türkiye'nin imzaladığı Birleşmiş Milletler (BM) Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'nin hükümlerinin CHP milletvekillerinin yapmak istediği değişiklikleri kapsadığını bildirdi. Yapılan oylamada CHP'lilerin tamamı "evet" oyu verirken, AKP'den sadece İzmir Milletvekili Serpil Yıldız, İstanbul Milletvekili Lokman Ayva, Kayseri Milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Sadık Yakut ve Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır el kaldırdı. Böylece önerge reddedildi. CHP'lilerin, aynı maddeye ilişkin farklı ifadelerle kaleme aldıkları ikinci önergeleri de yine AKP'lilerce reddedildi. 4 Milletvekiline teşekkür CHP'liler, önergelerine destek veren 4 AKP'linin ellerini sıkarak teşekkür etti. Tartışmalı 10. maddenin oylamasına 501 milletvekili katıldı. 485 milletvekili kabul oyu kullanırken 12 milletvekili ret, 2 milletvekili çekimser oy kullandı. 2 oy ise boş çıktı. Oya Araslı'nın çabası yetmedi CHP'li Oya Araslı'nın oylama öncesi yaptığı konuşma oturuma damgasını vurdu. İlginç bir yöntemle destek isteyen Araslı, erkek milletvekillerinin çoğunluğu oluşturduğu Genel Kurul'a "Size kadın olarak sormak istiyorum; evinizi emanet ettiğiniz anneniz, karınız, kız kardeşiniz sizin yüzünüzü hiç kızarttı mı? Kadınlar evdeki dengeleri koruyan sorunları çözen deneyimli birer politikacıdır aslında. Kadınların isteği düzenlemeyi yapmak erkek olarak sizlerin hem borcu hem de yükümlülüğüdür" diye seslendi. Yaptığı etkileyici konuşmaya rağmen AKP'lileri ikna edemeyen CHP'li Araslı, oylamanın ardından, "AB'ye girebilmek için uluslararası anlaşmalardan doğan yükümlülüklerimizi yerine getirmemiz gerekiyor" dedi. Oya Araslı, söz konusu değişikliğin bunu sağlamadığını savundu. Lambalı uyarı Anayasa'ya 'pozitif ayrımcılığın' girmesini isteyen CHP ve çeşitli kadın kuruluşları AKP'ye karşı 'son uyarı' eylemi yapmayı kararlaştırdı. Kadınlar, Ankara'da, yarın akşam saat 20.30'da Kuğulupark'tan Yüksel Caddesi'ne kadar ellerinde lambalarla yürüyüş yapacak. Rekor destek Anayasa değişikliği paketine, CHP'liler büyük destek verdi. Paketin maddelerine geçilmesi 526 milletvekilinden 514'ünün "Evet" oyuyla kabul edildi. 1. Madde (Kanun önünde eşitlik): 485 Evet, 12 Hayır. 2. Madde (Ölüm cezalarının infazı ibaresinin çıkarılması): 491 Evet, 6 Hayır. 3. Madde (17. maddedeki ölüm cezasının kaldırılması): 456 Evet, 3 Hayır. 4. Madde (Basın özgürlüğünün kapsamının genişletilmesi): 448 Evet, 3 Hayır. 5. Madde (Uluslararası Ceza Divanı'yla ilgili düzenleme): 429 Evet, 4 Hayır. 6. Madde (Ölüm cezalarına TBMM'nin karar verme yetkisinin iptali): 440 Evet, 4 Hayır. 7. Madde (Temel hak ve özgürlüklerde uluslararası anlaşmaların üstün tutulması): 435 Evet, 10 Hayır 8. Madde (YÖK'te askeri üyeye son): 454 Evet, 1 Hayır 9. Madde (DGM'lere son): 445 Evet, 2 Hayır. 10. Madde (Askeri harcamalara Sayıştay denetimi): 441 Evet, 1 Hayır. 11. Madde (Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer): 441 Evet, 1 Hayır. Görüşmeler sırasında bahçeye çıkan vekiller, Türkçe ve Kürtçe türkülerle eğlendi. (BB) |
09-05-2004, 00:10 | #6 |
|
Ankara
CHP'den 'ayrımcılığa' ikinci önerge CHP, 'pozitif ayrımcılık' konusunda ısrarlı. CHP İstanbul Millletvekili Oya Araslı, Cuma günü 'pozitif ayrımcılık' konusunda verecekleri değişiklik önergesini desteklemeleri için AKP'ye çağrı yaptı. http://www.bianet.org/2004/04/01_k/33803.htm |
09-05-2004, 00:11 | #7 |
|
Ankara
Şahin: Düzenleme Yeterli, Tavrım Değişmeyecek AKP'li Şahin, Anayasa'daki düzenlemenin kadın erkek eşitliğini sağlamaya yeteceğini söyledi; CHP'yi popülizm yapmakla suçladı. "Kota" için yasal düzenlemenin "sıkıntı doğuracağını" düşünen Şahin'e göre, "Zihniyeti uygunsa CHP partide kota uygulayabilir." http://www.bianet.org/2004/04/01_k/33802.htm |
09-05-2004, 00:11 | #8 |
|
Ankara
BURÇİN BELGE'nin haberi Erbatur: AKP Samimiyse Kadınları Destekler CHP, "pozitif ayrımcılığın" Anayasaya girmesi için verdiği değişiklik önergesini Cuma günü tekrarlayacak. Sırada, kota için yasa önergesi var. Milletvekili Erbatur, "AKP Türkiye'nin AB üyeliğini istiyorsa, önergeyi destekler" dedi. http://www.bianet.org/2004/04/01_k/33801.htm |
09-05-2004, 00:12 | #9 |
|
Ankara
Çözüm CEDAW'da CEDAW Komitesi Başkanı Acar, "Sözleşmede olan madde Anayasa'ya aynen girmeli" diyor; CEDAW'ın kadın-erkek eşitliğini hızlandırmak amacıyla "geçici özel önlemler" alınması için taraf devletleri yükümlülük altına soktuğunu hatırlatıyor. http://www.bianet.org/2004/04/01_k/33799.htm |
09-05-2004, 00:13 | #10 |
|
İstanbul
"Gerçek Eşitlik İçin, Fiili Eşitlik Gerekir" Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Sarıhan, "Kadınların yasa önünde gerçekten eşit konuma sahip olmaları, fiili eşitlik ilkesinin Anayasa'da yer almasıyla sağlanabilir" dedi; değişikliğin TCK'da yapılacak değişikliklere temel oluşturacağına dikkat çekti http://www.bianet.org/2004/04/01 |
09-05-2004, 00:14 | #11 |
|
Ankara
PROF. DR. SELMA ACUNER'in değerlendirmesi "Kadının İnsan Hakları, AB Üyeliğinin Koşulu" Prof. Acuner, Anayasa'ya "fiili eşitlik" ibaresinin eklenmesini istiyor; AB müktesebatında kadın-erkek eşitliğine ilişkin düzenlemeler bulunduğunu hatırlatıyor ve "Türkiye müzakerelere başlamak istiyorsa, taleplerimizi dikkate almalı" diyor. http://www.bianet.org/2004/04/01 |
09-05-2004, 00:14 | #12 |
|
İstanbul
FERAİ TINÇ'ın yorumu Kadınsız Avrupa ve Kotanın Önemi Kadınlar lehine pozitif ayrımcılığın, Anayasa değişiklik metninden son anda çıkartılmasına 'Ne var bunda? Siz de çok feminist oldunuz' diyenler, lütfen Avrupa Birliği'nin genişleme fotoğrafına baksınlar. http://www.bianet.org/2004/04/01 |
09-05-2004, 00:15 | #13 |
|
İstanbul
Kadın kuruluşları, talep ve önerilerini sıraladı "Yasal Eşitlik Yetmez, Özel Önlemler Gerekli" Sekiz kadın kuruluşu, "Özel önlemler alınmadıkça, yasa önündeki eşitlik, hakları kullanma eşitliğine ve fırsat eşitliğine dönüşemez" dediler, "pozitif ayrımcılık" ilkesi ile "kota" uygulamasının anayasa ve yasalarla güvenceye alınmasını istediler. http://www.bianet.org/2004/04/01 |
09-05-2004, 00:16 | #14 |
|
İstanbul
Kadınlar, "POZİTİF AYRIMCILIK" ve "KOTA" istiyor "Anayasa Değişikliği, AB Üyeliği İçin Önemli" KADER ve 32 kadın kuruluşu, CEDAW Sözleşmesi'ne göre, "devletin kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi için gerekli önlemleri almakla yükümlü" olduğunu hatırlattılar; kota uygulamasının önemini vurguladılar... http://www.bianet.org/2004/04/01 |
09-05-2004, 00:16 | #15 |
|
İstanbul
Kadınlar, Vekilleri Meclis'te İzleyecek Kadın kuruluşları Anayasa'nın 10. maddesinde yapılması planlanan değişiklikle ilgili önerilerini iletmek için TBMM Anayasa Komisyonu üyelerine faks çekti. Kuruluşlardan temsilciler yarın genel kurulda yapılacak görüşmeleri de izleme kararı aldılar. http://www.bianet.org/2004/04/01 |
09-05-2004, 00:17 | #16 |
|
İstanbul
Kadınlar "UYGULAMADA EŞİTLİK" istiyor "Eşitlik İçin Devlet Etkin Önlem Almalı" KA.DER Başkanı Dicleli ve EKDAV Başkanı Özler, pozitif ayrımcılık ilkesiyle kota uygulamasının güvence altına alınmasını istiyorlar. Avukatlar Gülbahar ve Ağırdemir, kadın-erkek eşitliğini sağlayacak bir Anayasal birim oluşturulmasını öneriyorlar. http://www.bianet.org/2004/04/01_k/33790.htm |
09-05-2004, 10:52 | #17 |
|
KAĞIT ÜSTÜNDE DEĞİL FİİLEN EŞİTLİK İSTİYORUZ!!!
Kadınların Anayasa’da Kadın Erkek eşitliğinin fiillen sağlanması için talepleri T.B.M.M.’de AKP’nin oylarıyla reddedildi. Dün T.B.M.M.’de oylanan Anayasa Paketi, CHP’li kadın milletvekillerinin verdiği önerge kabul edilmeden ilk tur oylamasını geçti. Bu durumda cinslerarası fiili eşitlik, kadınların parlamentoda temsili ve uygulamalardaki kadın erkek eşitliği bir başka bahara kaldı. Hükümet AB kriterlerini, altına imza attığımız uluslararası sözleşmeleri gözardrı etmiş, ülke kadınlarının taleplerine cevap vermeyi reddetmiştir. CHP’li kadın milletvekilleri 7 Mayıs Cuma günü yapılacak ikinci oylamada 10. Madde’yle ilgili olumlu ayırımcılık önergesine yeniden verecekler. Önerge maddenin, “Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir, cinslerarası eşitliğin fiilen yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla alınacak geçici önlemler ve yapılacak düzenlemeler ayırım ve imtiyaz sayılmaz.” şeklinde düzenlenmesini talep ediyor. Madde şu andaki haliyle “Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir, devlet kadınların ve erkeklerın eşitliğinin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” demekle yetiniyor. Bu durumda devlet: Kadınların parlementoda ve siyasette temsil olanaklarını genişletmek, Kadınların devlet kadrolarında çalışma olanaklarını genişletmek, Kadınlara iş hayatında erkeklerle fırsat eşitliği sağlamak, Kız çocuklarına eğitimde fırsat eşitliği sağlamak, Kadınlara karşı ayırımcılık yapan kanunların değiştirmek, Kadınların toplumsal hayata eşit katılımını sağlamak gibi konularda fiili önlemler almakla yükümlü kılınmıyor. Bir başka deyişle kadın erkek eşitliği sadece kağıt üzerinde kalıyor, Anayasa’daki değişiklik göstermelik bir düzenlemeden ileri gitmiyor. AKP Anayasa’nın Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerin iç hukukun üstünde sayıldığı gerekçesiyle, 10. Madde’de yapılan değişikliğin kadın erkek eşitliğini sağlamak için yeterli olacağını savunuyor. Ancak gerçekte uluslararası sözleşmeler Anayasa’dan üstün değildir. Üstelik bu AKP’nin bahsettiği sözleşmeler devletleri Anayasa’larında kadın erkek eşitliğini fiilen sağlamakla görevlendiren düzenlemeler yapmakla yükümlü kılar. Bu yüzden 10. maddenin kabul edilen haline Türkiyeli kadınların taleplerini ne de AB uyum kriterlerini karşılamaya yeterli olmayacaktır. Her fırsatta demokrat, herkese eşit uzaklıkta ve özgürlükçü bir parti olduklarını tekrarlayan AKP’li milletvekillerinin ve özellikle Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Güldal Akşit başta olmak üzere, AKP’li kadın milletvekillerinin, kadın ve erkeğe fiili eşitlik sağlamayı amaçlayan bu önergeyi reddetmelerini anlamak mümkün değildir. Bu arada önergeyi destekleyen AKP milletvekilleri Serpil Yıldız, Sadık Yakut, Ertuğrul Yalçınbayır ve Lokman Ayva’yı kutluyoruz, diğer AKP’li milletvekillerini bu çağdışı ayırımcı tutumlarından dolayı kınıyoruz. CHP’li kadın milletvekillerinin 7.Mayıs. 2004 Cuma günü yeniden verecekleri önergeyi desteklemenizi umuyor, Türkiye’de kadın erkek eşitliğinin fiilen sağlanmasına katkıda bulunmanızı bekliyoruz. TCK Kadın Platformu adına, Kadının İnsan Hakları –Yeni Çözümler Vakfı |
04-06-2004, 10:11 | #18 |
|
Erkeklere ve kadınlara rağmen
Pozitif ayrımcılık AKP'nin turnosol kağıtlarından birisiydi. İdeolojik referansları ve erkek bir parti olmaları onları sınıfta bıraktı. Herkes kadınları bir kez daha başka gündemler için feda etti 30/05/2004 SEVGİ UÇAN Pozitif ayrımcılık, ayrımcılık ya da bir zümreye eşitsizlik yaratacak biçimde imtiyaz verilmesi anlamına gelmez, tam tersi eşitsizliği ortadan kaldırmak amacıyla yapılan düzenlemelere temel teşkil edecek bir ilkedir. Bu niteliğiyle pozitif ayrımcılık, "yasa önünde eşitlik" yaklaşımının içerdiği gerçek hayatta yaşanan her türlü ayrımcı ve eşitsiz ilişkileri yeniden üreten "soyut eşitlik" anlayışını aşan bir kavrayıştır. Oysa, kadınların yaşadıkları eşitsizlikler, "namus cinayeti" gibi en ilkel insan hakları ihlalinden, kadınların eğitim, sağlık ya da çalışma koşullarına kadar; özel ve kamusal alanda maruz kaldığı şiddetten, siyasal alandaki temsiliyetine/temsiliyetsizliğine kadar, her düzeyde yaşadığı "eksik vatandaş" konumundan kurtulabilmesi için yapılacak fiili düzenlemelerle mümkün olabilir. Pozitif ayrımcılık, AKP hükümetinin turnusol kağıtlarından biriydi. Çünkü AB sürecinde attığı demokratik adımlarla "takdir" toplayan hükümet, iş kadınlarla ilgili bir konuya gelince, hem ideolojik referansları hem de "erkek" bir parti olması nedeniyle kapasitesini çok da aşamadığını ortaya koydu. Zira, AKP'nin reddettiği, "pozitif ayrımcılık" kavramı kadınlara, eşitsiz konumlarını yasalar önünde eşitleyebilmek ve adil hale getirebilmek için tanınan öncelikleri kapsıyor. Türkiye'nin de içinde olmak için çabaladığı ve bu iradesini ortaya koyan siyasi iradenin olduğunun düşünüldüğü bir süreçte, pozitif ayrımcılık tartışmasının yapıldığı entelektüel ve siyasi ortamdaki üslup ve bilgi düzeyi oldukça dikkat çekici. Yasa YÖK'e kurban gitti Daha serinkanlı bakıldığında, Türkiye kamuoyunda pozitif ayrımcılığa ilişkin süregiden tartışmalara şaşırmamak gerekiyor elbette. Düşünelim ki, TBMM üyelerinin birkaç istisna dışında -örneğin Gaye Erbatur...- CHP dahil olmak üzere hemen hepsinin pozitif ayrımcılığa ilişkin, "....ama bu ayrımcılıktır" gibi cümlelerde tezahür eden ataerkil zihniyetin ister muhalefette ister hükümette olsun, zaten iktidarda olduğunu görüyoruz. Üstelik bu iktidar tarihsel gücünü öylesine hissettiriyor ki bugünlerde, biz kadınlar bildiğimiz bir tarihi her düzlemde yeniden yaşıyoruz: Türkiye'nin demokratikleşmesiyle ilgili açılımlar sağlayacak çeşitli hukuki ve siyasi kararlarla ilgili duyarlılığıyla gündeme gelen Cumhurbaşkanı dahi YÖK gibi güç odaklarını daha fazla ilgilendiren konulara öncelik tanıyarak, kadınların her türlü demokratik çabalarını görmezden gelerek anayasa paketini aynen onayladı. Daha doğru bir ifadeyle kadınlar bir kez daha başka gündemler için "kurban" edildi. Neden kadınlar suçlanıyor? Kadınların yaşadıkları eşitsizliği ortadan kaldırmak ve eşit vatandaşlık haklarına sahip olmak için verdikleri mücadele ilk kez görmezden gelinmiyor tabii ki. Tarih, bunun örnekleriyle dolu. Zaten buna rağmen kadınlar mücadele vermeye devam ediyorlar. Görmezden gelme halet -i ruhiyesi öylesine içselleşmiş düzeyde yaşanıyor ki! Örneğin kadın sorununun bir demokrasi sorunu olduğu ve kadınların da toplumsal özne olduğu konusunda samimiyetinden kuşku duyulmayan yazar, akademisyen ya da gazeteciler dahi pozitif ayrımcılık ile ilgili anayasa değişikliğine ilişkin yazılarında "...kadınlar nerede?", "...pasifist kadınlar cephesi" ya da "sömürgeci feminizm" gibi yaklaşımlar sergileyebiliyorlar. Gerçekten de iyi niyetli ve samimiler, kadınların anayasa değişikliği için mücadelede yetersiz kaldığını ya da en olması gereken zamanda olmadıklarını ifade ederken. Ancak bu eleştirilerin ve metinlerin taşıdığı gizil anlamı da okumamak mümkün değil. Mücadele veren kadınlar açısından çarpıcı olan da burada ortaya çıkıyor: Yasa değişikliklerinin ya da anayasa değişikliğinin vb. gündeme gelmesinin en önemli itici gücü olan kadınların örgütlü bir biçimde verdikleri mücadele birikiminin hem konjonktürel hem de tarihsel bağlamda yok sayılması ya da önemsiz olarak addedilmesi. Biz kadınlar için yaşadığımız bu durum tarihsel bir trajedinin tekrarı sanki. Zira uğradığımız haksızlık sadece bu durumla mücadele etmek noktasında değil, bir de verdiğimiz mücadelenin, çabamızın, emeğimizin de görünür kılınması noktasında ortaya çıkıyor. Eril bakış görmez Türkiye ve dünya kadınlarının, bu konuda da çokça deneyimi mevcut: Aydınlanma düşüncesinin ve günümüz demokrasisinin temel referansları olan eşitlik, özgürlük ve dayanışma ilkelerinin kabul edilmesinde erkeklerle yan yana mücadele vermiş olan Fransız kadınların, devrim sonrası giyotine gönderilmesine varan bir yok etme ve yok saymadan tutun da, Türkiye'de demokratik bir hayatın gelişmesinde ne Cumhuriyet öncesinde ne de sonrasında sanki bir kadın mücadelesi yokmuşcasına yapılan düzenlemelere kadar çok sayıda örnek verilebilir. Üstelik bırakalım uzak geçmişi, çok yakın geçmiş, yani 1980 askeri darbesi nedeniyle yaşanan totaliter ve baskıcı sistemin demokratikleştirilmesinde kadın hareketinin bir siyasal özne olarak açtığı alan ve feminist eleştirinin akademiden gündelik hayata kadar yarattığı zenginlik dahi görmezden geliniyor. Bugün artık herkesin üzerine yanlış ya da doğru, söz söylediği bir kavram olan pozitif ayrımcılık ilkesi, 1980'lerde kadınların örgütlü ve isyankâr bir biçimde dile getirdikleri ve talep ettikleri bir değerdir. AB mevzuatına uyum çerçevesinde gündeme getiren AKP hükümetinin tepeden inmeci düzenleme anlayışına getirilen eleştirilerle bu konuya yaklaşmak, kadınların mücadelesini görmezden gelmekle eşanlamlıdır. Sırası gelmişken hatırlatmakta fayda var: Türkiye'de kadın hareketi hemen hemen bütün sivil toplum örgütleriyle en zengin uluslararası işbirliği ve deneyimin bilgi birikimine sahip toplumsal muhalefet hareketlerinden biridir. Bu kadınlar, kadın-erkek eşitliğiyle ilgili düzenlemeleri içeren yani bir kültürün oluşumunda, uluslararası toplumun doğrudan ve dolaylı belirleyici dinamiklerindendir. Türkiyeli kadınların ulusal ve uluslararası işbirliği ve dayanışma ilişkisi çerçevesinde geliştirdikleri inisiyatifin de bir sonucudur bugünlerde yaşadığımız "fiili eşitlik" tartışmaları. Tam da bu nedenle "kurtulmuş kadın" yanılsaması içinde gösterilen ve tabii ki herhangi bir art niyet taşımaksızın "Bizim AKP hükümetinden istediğimiz bir şey yok" refleksi de bütün kadınların kurtulması ve özgürleşmesi için mücadele vermiş ve vermekte olan kadın hareketine yapılan bir saygısızlıktır. Kadınların görünür olma meselesinin, farklı tezahürlerle devam edegeldiğini pozitif ayrımcılık tartışmasının bize tuttuğu aynada açıkça görebiliyoruz. Bu yazının konusu, doğrudan pozitif ayrımcılığın ne olduğu ve ne olmadığı, gündemimize hangi uluslararası bağlayıcı metinler çerçevesinde geldiği ve Türkiye'yi bu konuda daha hangi düzenlemelerin beklediği gibi konulardan ibaret olabilirdi. Ama olmadı işte. Meselenin siyasi, entelektüel çevrelerde ve kamuoyunda nasıl tartışıldığı, hangi bilgilerin atlanıp hangilerinin atlanmamış olduğu da kadın mücadelesinin sadece siyasal iktidara karşı değil, aynı zamanda pek çok toplumsal erk odaklarına rağmen verilmekte olduğunu göstermesi bakımından çok önemli. Dr.SEVGİ UÇAN: İstanbul Üni. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Banka Hukuk Nerede? | kum | Hukuk Çalışma Grupları Hakkında | 1 | 22-04-2009 16:59 |
Nerede hata yaptık, nerede kaybettik? | ibreti | Konumuz : Hukukçular | 3 | 25-12-2006 23:37 |
Kadın Nerede, TBB | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 0 | 26-10-2004 19:35 |
Cinsel Taciz Nerede Başlar | osebnem | Hukuk Soruları Arşivi | 4 | 20-05-2003 11:04 |
Bir Hukuk Problemi:Yanlış Nerede? | haydar | Hukuk Soruları Arşivi | 0 | 06-04-2002 13:40 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |