Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

HAGB Hak arama özgfürlüğünü kısıtlaması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-05-2013, 16:14   #1
icra20

 
Varsayılan HAGB Hak arama özgfürlüğünü kısıtlaması

Asliye ceza mahkemesinde yargılanmakta iken verilen ceza açıkça sorulmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. Açıkça sanıktan hagb uygulanacağı hususunda bir soru sorulduğuna dair duruşma tutanağında bulunmamaktadır. sadece sanıktan soruldu. suçsuzum beraatimi aksi takdirde lehime olan hükümlerin uygulanmasını ve hagb nin uygulanmasını talep ederim şeklinde tutanağı geçirildi. Oysa başta hagb uygulanacak diye açıkça sorulmuş olsaydı belki leyh veya alyhe olabilecek durumları değerlendirebilmek için mehil istenebilirdi. Ardından müşteki tazminat davası açmış bulunmakta yargıtayın son içtihadında hagm verilmiş bir mahkumiyet hükmü olmadığından dikkate alınamayacağı hukuk hakimini bağlamayacağı yönünde kararları mevcut. Hukuk davasında tüm deliller davalı sanık lehinde açık ve net bir şekilde görülmektedir. Bu durumda hukuk davası red edilirse, adalet nasıl tecelli edecek, Ceza mahkemesince verilen hagb temyiz edilemiyor bu kararıda veren hakim, hukuk mahkemesince de red edilen davanın kararını da veren hakim. Bu mağduriyet nasıl giderilmesi lazım görüşleriniz ve yorumlarınız için şimdiden teşekkürler.
Old 15-05-2013, 16:22   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan icra20
Asliye ceza mahkemesinde yargılanmakta iken verilen ceza açıkça sorulmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. Açıkça sanıktan hagb uygulanacağı hususunda bir soru sorulduğuna dair duruşma tutanağında bulunmamaktadır. sadece sanıktan soruldu. suçsuzum beraatimi aksi takdirde lehime olan hükümlerin uygulanmasını ve hagb nin uygulanmasını talep ederim şeklinde tutanağı geçirildi. Oysa başta hagb uygulanacak diye açıkça sorulmuş olsaydı belki leyh veya alyhe olabilecek durumları değerlendirebilmek için mehil istenebilirdi. Ardından müşteki tazminat davası açmış bulunmakta yargıtayın son içtihadında hagm verilmiş bir mahkumiyet hükmü olmadığından dikkate alınamayacağı hukuk hakimini bağlamayacağı yönünde kararları mevcut. Hukuk davasında tüm deliller davalı sanık lehinde açık ve net bir şekilde görülmektedir. Bu durumda hukuk davası red edilirse, adalet nasıl tecelli edecek, Ceza mahkemesince verilen hagb temyiz edilemiyor bu kararıda veren hakim, hukuk mahkemesince de red edilen davanın kararını da veren hakim. Bu mağduriyet nasıl giderilmesi lazım görüşleriniz ve yorumlarınız için şimdiden teşekkürler.

Sanırım mesajınızı acele yazdınız. Koyulaştırdığım bölümler çelişkili geldi. Hukuk davasında, deliller davalı/sanık lehine ise, davanın red edilmesi gayet normal değil mi?

Yine hukuk davasının derdest mi, bitmiş mi olduğu anlaşılamamaktadır.
Old 15-05-2013, 19:30   #3
icra20

 
Varsayılan

Hukuk davası devam etmekte, burda anlatmak istediğim davacının hagb kararına istinaden açmış olduğu tazminat davasında tazminat davası red olursa burada bir hukuksuzluk doğmazmı, hukukçuların anlatımıyla ceza hakimi senin suçluluğuna kanaat getirmiş ancak şimdi hükmü açıklamıyor demeleri karşısında hukuk hakimi de davalının suçu işlemediğine kanaat getirerek dava red edilmesi durumunda ne olacak ? Zira her hagb den mahkum olan sanık tazminat davasında aleyhine sonuçlanacağı hususunda bir kesinlik varmı ? Bu yüzden hagb kararları temyiz edilememesi hak arama özgürlüğüne engel olduğundan buna bir yol bulunup temyiz yoluna hiçbir zaman gidilmeyecekmi, bu durumda hukuk devletinden söz edilebilirmi ?
Old 16-05-2013, 13:30   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan icra20
Zira her hagb den mahkum olan sanık tazminat davasında aleyhine sonuçlanacağı hususunda bir kesinlik varmı ?
Yok. Ceza verilmesinin koşulları ile tazminat alınmasının koşulları farklıdır.
Alıntı:
Bu yüzden hagb kararları temyiz edilememesi hak arama özgürlüğüne engel olduğundan buna bir yol bulunup temyiz yoluna hiçbir zaman gidilmeyecek mi, bu durumda hukuk devletinden söz edilebilir mi ?
Ortada bir hüküm bulunmadığından temyiz yolunun kapalı olması akla, mantığa ve hukuka uygundur.

Öte yandan hagb kararı verilebilmesi için sanığın kabulü gerekir:
CMK
MADDE 231 - “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.”

Her ne kadar hagb kararı beraat kararı kadar sanığın lehine ise de sanık ille de beraat etmek isterse hagb kararını kabul etmez ve temyiz hakkını hemen kazanır. "Sanığın temyiz hakkını kazanması"ne demektir fıkralarda bile yazmakta.

Hukuk o kadar da saçma değil.

Sonradan eklenen Not:
Bazı ayrıksı durumlarda sanığın hagb kararını kabul etmemesi sanığın lehine olabilir. Örneğin, mahkeme tarafından imar suçu nedeniyle ceza verilirse İmar Kanunu'nun 42.maddesine göre belediye tarafından verilen idari para cezası Kabahatler Kanunu'nun 15/3 maddesi gereğince düşer. Belediyenin verdiği idari para cezası mahkemenin vereceği cezadan daha yüksekse belediyenin vereceği cezanın düşmesi içi mahkemenin ceza vermesi (ve ertelemesi) tercih edilebilir. Fakat hagb kararı verilirse ortada bir mahkumiyet olmadığından belediyenin verdiği ceza düşmez. Bu durumda sanığın hagb kararını kabul etmemesi yararınadır.

Saygılarımla
Old 16-05-2013, 14:58   #5
icra20

 
Varsayılan

Sayın Armağan Konyalı
Öncelikle teşükkür ederim.
Sanığın kabülüne bırakılması sizce bir baskı değilmimidir. Kabul etse bir türlü etmese bir türlü, hem suçsuzluğuna inanmakta ancak bir türlü ispatlayamamakta olan şahıs nasıl kabul ediyorum veya etmiyorum desin. Bir söz vardır. Zararın neresinden dönersen kardır. Şu anda cezaevinde olan insanlların tamamı suçlumudur. Belki bir kısmı komplo, iftira vs gibi nedenlerden dolayı ceza yemiştir. Tek kusuru kendisini savunamamasıdır. Bu nedenle varsa hukuk yollarının tamamı kullanılabilmelidir.Doğal olarak tüm bu safahatları yaşamak uzun bir süreç gerektirecektir. Kesinleşmeler yargıtay sonucunda olmalı, ancak bundan sonraki süreçlerinde varsa kurumsal olarak oraya kadar gerekirse vatandaş ulaştırabilmelidir. Zira mahkemelerce verilen kararlar başka davalarda emsal teşkil etmiyorsa ilk derece mahkemelerinde kesin veya temyize kapalı kararlar olmaması lazım. Sonuçta Anayasa mahkemesi ardından AHİM vardır. Şahıs bütün yolları tüketebiliyorsa ve sonuç alamıyorsa artık buraya kadar der ve kabullenmek zorunda kalacaktır.
Lütfen beni yanlış anlamayın, ben biraz başka pencereden bakıyorum,
Bana sorsanız temyiz sınırı, temyiz edilemiyecek kararlar diye bir konunun olması benim görüş açımdan hukuk devletinden bahsetmek mümkün değildir,
Örneğin şahıs bana şöyle böyle hakarette bulundu diyerek diğer şahsı şikayet etmesi sonucunda şikayete maruz kalan şahıs herhangi bir hakaretinin olmadığını ısrarla demesine rağmen hakim tarafından verilen para cezası temyiz sınırının altında veya hukuk davalarında olduğu gibi temyiz sınırının altında olması nedeniyle kesinleşmesi kabul edilebilir olarak görmüyorum. Zira şikayetçi hedefine ulaşmış ve sonuçtan memnun kalmıştır. Oysa diğer taraf haksız şikayete maruz kaldığını bu nedenle verilen kararı içine sindirememektedir.
HAGB ile ilgili farklı görüşlere sahip eleştiriler mahiyette makaleler olduğunu internetten yaptığım araştırmalarda gördüm. Hatta yargıtayın iş yükünün hafifletilmesi için çıkartılan bir yasa olarakta yorumlayanlar var. Yani bu yasadan kamuoyunda rahatsız olanlar mevcut. Bu nedenle özellikle sayın avukatlarımızın barolarımızın bu konuda gerekli girişimlerde bulunarak istenilen ve tartışmaya fırsat vermeyecek kamuoyunu tatmin edecek yasaların çıkarılmasında girişimlerde bulunmasını arzulamaktayım. Nasıl bazı kamuoyunu ilgilendiren ve oluşan baskılar sonucunda kamuoyunu tercihlerine göre yeniden yasalar gözden geçirilmekte ise de HAGB.ninde yeniden düzenlenmesi hususunda neden bir girişimde bulunulmasın Saygılarımla
Old 16-05-2013, 15:48   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan icra20
HAGB.ninde yeniden düzenlenmesi hususunda neden bir girişimde bulunulmasın
1- Hagb konusunda benim de yakınmam var. Ama benim yakınmam Kanun'dan değil, uygulama yüzünden. Tıklayınız: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=80182

Hagb kararı ancak hak eden sanıklar için verilmeli, hak etmeyenler hakkında mahkumiyet kararı hemen açıklanmalı diye düşünüyorum. Kimlerin hak ettiği de Kanun'la belirlenmiş.

2- Hagb kararı temyiz hakkı tanımıyor ama olur da karar açıklanırsa açıklanan karar temyiz edilebilir. Bu nedenle sanığın bir kaybı bulunmadığı kanısındayım.

Saygılarımla
Old 16-05-2013, 16:25   #7
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

H.A.G.B. kararlarının adalete aykırı yönü mağdur/şikayetçi/katılan taraf açısından bakıldığında görülmektedir; çünkü kimse onun fikrini sormamaktadır.
Old 17-05-2013, 09:59   #8
uzer5613

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
H.A.G.B. kararlarının adalete aykırı yönü mağdur/şikayetçi/katılan taraf açısından bakıldığında görülmektedir; çünkü kimse onun fikrini sormamaktadır.
İtirazı değerlendiren mahkeme, itirazı yerinde buldu."Hükmün açıklanmasının geri bırakılması" yönündeki kararı iptal eden İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi gerekçe olarak ise "Sanığa yapılan yargılamada hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönündeki kararın ne anlama geldiğinin yeterince anlatılmamış olmasını" gösterdi. 10:43

Say avukatı aracılığı yaptığı itirazı değerlendiren İstanbul 29’uncu Asliye Ceza Mahkemesi Yargıcı Yaşar Yetiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına hükmetti. Yargıç Yetiş, dosyanın yargılamanın yapıldığı İstanbul 19’uncu Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilerek yeniden yargılama yapılmasına ve mahkumiyet hükmü verilmesi halinde hükmün açıklanmasını geri bırakılmasını isteyip istemediği hususları açıkça sorulup sonucuna göre hukuki durumunu değerlendirmesi gerektiğine karar verdi.
Üç sayfalık kararında ilginç yorumlara da yer veren Yargıç Yetiş, “İslam dinine mensup bir kişinin, İslam dinine yönelik bir söz nedeniyle suçtan zarar gördüğünü ve davaya katılma hakkının bulunduğunun kabulü halinde açıkça yargılama yapacak hakimin İslam dinine mensup olması halinde davanın tarafı olacağı ve dolayısıyla yargılamaya bakamayacağı gibi bir sonuç doğacaktır. Sadece İslam dinine mensup diye milyarca kişinin davaya katılma haklarının bulunduğu gibi çözümsüz bir yargılamaya gidileceği, ayrıca katılmak isteyen kişilerin gerçekten bu dine mensup olup olmadıklarının araştırılması gibi sorunlar göz önüne alındığında bu kişi ve diğerleri yönünden katılma taleplerinin reddi gerekirken kabul edilmiş olmasının sonuç doğurması mümkün görülememiştir” dedi.
TARAF OLUR
Fazıl Say’ın avukatının karara yaptığı itirazın ardından Say hakkında suç duyurusunda bulunarak dava açılmasına neden olan Ali Emre Bukağalı’nın da Say’ın itirazın reddi için mahkemeye dilekçe verdiği de ortaya çıktı. Bukağılı’nın kararını değerlendiren Yargıç Yaşar Yetiş, şunlara yer verdi:
“Böyle bir suçlamada sadece İslam dinine mensup diye davaya katılmak isteyen Ali Emre Bukağılı’nın suçtan zarar gördüğü gerekçesiyle katılma talebini kabul ederek yargılamaya devam etmek usul yasasına uygun görülmemiştir. İslam dinine mensup bir kişinin, İslam dinine yönelik bir söz nedeniyle suçtan zarar gördüğünü ve davaya katılma hakkının bulunduğunun kabulü halinde açıkça yargılama yapacak hakimin İslam dinine mensup olması halinde davanın tarafı olacağı ve dolayısıyla yargılamaya bakamayacağı gibi bir sonuç doğacaktır. Sadece İslam dinine mensup diye milyarca kişinin davaya katılma haklarının bulunduğu gibi çözümsüz bir yargılamaya gidileceği, ayrıca katılmak isteyen kişilerin gerçekten bu dine mensup olup olmadıklarının araştırılması gibi sorunlar göz önüne alındığında bu kişi ve diğerleri yönünden katılma taleplerinin reddi gerekirken kabul edilmiş olmasının sonuç doğurması mümkün görülememiştir. Bu sebeple Ali Emre Bukağılı isimli şahsın sadece dava içerisinde ihbarcı olabileceği, katılma dolayısıyla talepte bulunma hakkının bulunmayacağı göz önüne alınarak bu şahsın talepleri incelenmeksizin sıfat yönünden reddi gerekmiştir.”
SANIK ALEYHİNE
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulamasının sanık lehine olup olmadığı hususu tartışmalı olup, bu nedenlerle ciddi olarak değerlendirilmesinin gerekliliği açıktır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde esasa ilişkin temiz taleplerinin incelenmesi mümkün olmadığı gibi hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının deneme süresi içerisinde suç işlendiği takdirde yasaya göre verilen hapis cezası artık paraya çevrilemeyeceği gibi erteleme koşulları da mümkün olmayacaktır. Bu durumda hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulaması temyiz hakkı ile birlikte esasa ilişkin değerlendirme olanağının sanık tarafından aldığı için açıkça sanık aleyhine sonuç doğurmaktadır. Bu nedenlerle sanığa bu duruma ilişkin haklarının ayrıntılarla anlatılmasında mutlak yarar vardır.
SONUÇLARI ANLATILMADI
Sanığın daha önce herhangi bir mahkumiyetinin olmadığı, kişilik özelliklerinde her hangi bir olumsuzluğun gözlenmediği, mağdur tarafın olaya ilişkin kolay, basit bir zararının söz konusunun olmadığı açıktır. Yerleşik içtihatlar ve yasa hükümleri içerisinde bir kişiye söz konusu yargılama içerisinde haklarının ayrıntıları ve sonuçları ile birlikte anlatılıp, sonucuna göre durum değerlendirilmesinin yapılmasının gerektiği açıktır. Oysa ilgili mahkemece sanığa sadece hüküm kurulması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını isteyip istemediği sorulmuş olup bunun içeriği ve sonuçları sanığa anlatılmamıştır. Burada görevli mahkemenin yapması gereken sanığa yasal hakları ve özellikle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istediği taktirde bunun sadece mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılması yönünde sonuç doğurup özellikle esasa ilişkin beraat talepli temyiz hakkının söz konusu olamayacağı, deneme süresi içerisindeki herhangi bir eyleminden dolayı artık sonuç hürriyeti bağlayıcı cezanın herhangi bir tedbire veya paraya çevrilemeyip ertelenemeyeceğine ilişkin sonuçların anlatılıp anlaması sağlandıktan sonra bunları isteyip istemediğinin sorulup belirlenmesi gerekirken bunlar yapılmamıştır. Bu durumda sanık müdafisinin itirazları ve dosya içerisindeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde sanık ve müdafisinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik açık bir taleplerinin olmadığı, tam tersine ısrarlı bir şekilde bu uygulamanın dışında esasa ilişkin beraat taleplerinde bulundukları göz önüne alınarak mevcut uygulamayı talep etmedikleri ve bu hususun mahkemece belirlenmediği gerekçeleriyle bu itirazın kabulü gerekmiştir.
YENİDEN YARGILANSIN
Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının iptaline dosyanın görevli ve yetkili mahkemesine iadesi ile yeniden esas vererek yargılamaya devamla sanık ve müdafisine mahkumiyet hükmü verilmesi halinde hükmün açıklanmasını geri bırakılmasını isteyip istemediği hususları açıkça sorulup sonucuna göre hukuki durumunu değerlendirerek karar verebilmesi için gönderilmesine kesin olarak karar verildi.
Old 01-10-2013, 07:49   #9
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ağır ceza mahkemesi kararı
deneme süresi içerisindeki herhangi bir eyleminden dolayı artık sonuç hürriyeti bağlayıcı cezanın herhangi bir tedbire veya paraya çevrilemeyip ertelenemeyeceğine ilişkin sonuçların...
Kararın yukarıdaki kısmı akıl karıştırmasın diye yazma gereği duydum:

Hagb kararından sonra deneme süresi içinde başka suç işlenirse açıklanacak olan ceza ertelenebilir.

Saygılarımla
Old 01-10-2013, 17:48   #10
fountain

 
Varsayılan

“Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.”
Şahsen ben müvekkillerime "hükmün açıklanmasının geri bırakılması"nı anlatamıyorum. Sanık olsam ben bile kararsız kalırım kabul etsem mi etmesem mi? Hakimler Yargıtay denetiminden uzak kalsın diye dosya kapamak için uyguluyorlar bunu. Meslektaşımın dediği gibi mağdur, şikayetçi, katılan için de can sıkıcı bir durum. Mağdur vekili olarak yargılamanın sonucunda "h.a.g.b." çıkacaktır kuvvetle muhtemel diye onu da izah etmekte zorlanıyorum.
Ceza hukukçusu değilim ama bu düzenlemenin çok ciddi olarak tartışılması gerektiğine inanıyorum.
Old 04-10-2013, 00:07   #11
av. nevzat tombulca

 
Varsayılan

Ceza davasında HAGB nı soran hakime şiddetle " delillerin araştırılmasını ve toplanmasını, davada müvekkilin beraat etmesi gerektiğini, üstüne basa basa anlatarak, eğer mahkeme aksi kanaatte ise HAGB verilmesini " talep ediyorum.

ancak müvekkil açısından tüm sorumluluğu alıp HAGB istemiyoruz, beraat istiyoruz diyemiyorum.

bu konuda cesaretli bir müvekkil HAGB istemedi ve beraat aldı. beraat almasa sa verilecek ceza paraya çevrilecek ve ertelenecekti. bu bakımdan HAGB ye yapılan eleştirileri gerçekçi buluyorum.

Katılmış olduğum bir CMK bölge toplantısında, ceza davasında HAGB verilmişse hukuk mahkemesinin bu kararı dikkate alması gerektiği, nihayetinde beraat kararı verilmediği söylenmişti.
Old 04-10-2013, 07:55   #12
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Neden hagb?

Hagb uzlaşma kültürünün kavramıdır. Mağdurun zararının tazmin edilmesi koşulu bunu göstermektedir. (Uzlaşma için tıklayınız: http://www.turkhukuksitesi.com/makale_1563.htm)

Hagb mağdurun haklarını korumaya ve kişiler arasındaki anlaşmazlıkların yumuşatılarak çözülmesine yöneliktir. Amaç hukuk barışı sağlamaktır. (Onarıcı adalet için tıklayınız: http://www.turkhukuksitesi.com/makale_806.htm)

Halbuki mahkemelerde ve hatta Yargıtay'daki uygulama amacın tersine akmaktadır. Nitekim, uygulamaya uygun olarak, bu başlık altında görüldüğü gibi, hagb kavramı bizler tarafından da sanığın hakları açısından tartışılmaktadır. Mağduru düşünen yok.

Sanık öylesine korunmaktadır ki olaydaki mağdur bir de mahkemede mağdur olmaktadır.

Nehre aşağıdan veya yukarıdan bakılabilir ama nehir tersine akıtılmaz.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
HAGB silah ruhsatı gülnihal çevik Meslektaşların Soruları 25 16-01-2016 15:51
HAGB konusunda adaletsizlik Tractatus Ceza Hukuku Çalışma Grubu 3 09-10-2014 13:50
HAGB Kararına İtiraz tiryakim Meslektaşların Soruları 15 14-04-2014 11:26
APC mi HAGB mi? av.yağmur deniz Meslektaşların Soruları 2 14-01-2011 16:15
Hagb İtİraz av elif Meslektaşların Soruları 2 08-02-2009 01:48


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11793900 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.