Annenin Soyadı Değişikliği durumunda Velayet altında çocuğun soyadı

annenin soyadını değiştirmesi durumunda velayeti kendinde olan çocuğunun da soyadı değişir mi.

Çocugun soyadı kimin hanesinde nüfusa kayıtlı ise ona göre belirlenir. Babasının nüfusunda kayıtlı olan çocuk babasının soyadını taşır. Boşanma ile velayet anneye verilse de soyadı gene babasının soyadıdır. Dolayısıyla anenenin soyadını zaten kullanmayan çocuğun, veli olan annesinin soyadı değişikliğinden etkilenmesi mümkün değildir.

Sayın Av.Ufuk,

Sorularınızı daha açık, net ve anlaşılır ifade ederseniz, bizleri hayal gücümüzü zorlayarak anlamaya ve yanıtlamaya gayret etmek zorunda bırakmazsınız.

Boşanma sonrası velayeti anneye tevdi edilen çocuktan mı bahsetmektesiniz, yoksa evlilik dışı doğan ve velayeti de doğal olarak annede olan ve annenin soyadını taşıyan çocuktan mı bahsetmektesiniz, anlaşılmıyor.

İlk seçenek sözkonusu ise, meslektaşlararası sorular alanında böyle bir soru üzücü oluyor.

Saygılarımla...

Şehper hanıma aynen katılıyorum.

sayın sehper hanım ve sayın turan,

sayın av.ufuk, bilgisi olmadığı bir konuda (bu amaçla kurulan bu sitede) bir soru sormuş ve sizlerde cevaplayarak yardımda bulunmuşunuz. teşekkürler. ANCAK ;

Alıntı: Av.Şehper Ferda DEMİREL Boşanma sonrası velayeti anneye tevdi edilen çocuktan mı bahsetmektesiniz, yoksa evlilik dışı doğan ve velayeti de doğal olarak annede olan ve annenin soyadını taşıyan çocuktan mı bahsetmektesiniz, anlaşılmıyor. İlk seçenek sözkonusu ise, meslektaşlararası sorular alanında böyle bir soru üzücü oluyor.

şehper hanım, size burdan soruyorum, altını cizdiğim sizin yazdığınız cümle ile ilgili olarak; neden üzücü bir durum olsun.siz üniversiteden diplomanızı aldıktan hemen sonra göreve başladığınızda, okuduklarınızla gördügünüz yaşadığınız pratikte ki gerçekler karşısında hiçmi şaşırıp kalmadınız ve çok iyi bildiğiniz konularda bile "belki böyle değildir" dediğiniz olmadımı? Kaldıki bilmemek ayıp değildir,ögrenmemek ayıptır. ve yaşadığımız müddetçe de hep ögreneceğimiz bişeyler olacaktır. ögrenmenin yaşı ve kıdemi yoktur.
Siz bir de forum yöneticisisiniz, bari bunu siz yapmayın. ben sayın av.ufuk un yerinde olmak istemezdim açıkçası, bir soru sordum diye çok pişman olurdum ve böyle yararlı bir sitededen bir daha faydalanamazdım utancımdan. Bu sitede amaç bilgi alışverişi vs. vs. ben bilgi sahibi olduğum konularda elimden geldiğince yazarım, bilmediğim konuları da hiç çekinmeden sorar cevabını beklerim, yani birinin çıkıpta sen avukatsın bunu nasıl bilemezsin demesini de hiç beklemem, istemem açıkçası. Bunu diyecek kişinin benim sorduğum soruya cevap yazmasını da istemem.


Bu konuda ve benzeri durumlarda daha ılımlı olmanız dileğiyle...
saygılar,

Sayın Şimali,

Alıntı: siz üniversiteden diplomanızı aldıktan hemen sonra göreve başladığınızda, okuduklarınızla gördügünüz yaşadığınız pratikte ki gerçekler karşısında hiçmi şaşırıp kalmadınız ve çok iyi bildiğiniz konularda bile "belki böyle değildir" dediğiniz olmadımı? Kaldıki bilmemek ayıp değildir,ögrenmemek ayıptır

Alıntı yaptığım cümlenizin koyu renkle ayırdığım alanıyla, eleştirdiğiniz konu arasında bağıntı yok.

Hiç birimiz her şeyi tam olarak bilemeyiz. Her konuya vakıf bir hukukçu tahayyül dahi edemiyorum. Hukukun her alanına vakıf ve sorusuz yaşamını sürdürebilecek bir tek hukukçu olduğunu da snamıyorum. Profesör doktor hukukçular dahi, ancak kendi uzmanlık konularına vakıf olabilirler tam anlamıyla ancak.

Ben de her şeyi bilmiyorum. Ama her aklıma eseni "sormuyorum".

2002 yılından beri bu siteye üyeyim. 2002 yılından beri kendi nam ve hesabıma sorduğum soru sayısı 10'u geçmemiştir. Bunun nedeni her şeye vakıflıkla, yeni mezunlukla, meslekte tecrübeyle vb vb ile ilintili değil. Bunun nedeni, meslektaşlararası yardımlaşma isteyeceksem, öncelikle en azından yasalara, şöyle bir göz atmış olmam gerekliliğindendir. Çoğunlukla da bu yeterli olur. Araştırma ve düşünme uğraşıları yeterli olmazsa, bu soru olur ve alana yansır.


Şimdi, büroda önünüzde iş bekleyen 10 dosya olduğunu düşünün. Aynı zamanda gelen giden nedeniyle vakit darlığı da yaşadığınızı. Bu hemen hepimiz için geçerli olabilir. 10.000 üyeli sitemizde, her üye bu on dosyada aklına takılan soruları, ayrıntısına dahi girmeksizin, gelişi güzel site forumlarına yazıp cevap beklerse, sitenin mesleki dayanışma alanının ne hale gelebileceğini, yanı sıra dayanışma kavramının içinin boşalıp boşalmayacağını, varın siz tasarlayın.

Forum yöneticisi olmak, eleştirmeye engel olmamalı. Tıpkı beni de her aklıma geleni soru olarak yöneltmek hakkına ayrıcalıklı kılmadığını düşündüğüm gibi.

Saygılarımla...

Merhaba,
Sayın Şimali2'ye aynen katılıyorum.

Sayın Demirel,

Bir ölçüde haklı olabilirsiniz, her aklına eseni sitede paylaşmak, kolaycılıktır,ama ben yine de insanların her türlü düşüncelerini ve sorunlarını sitede paylaşmalarından yanayım.

Bazen öyle olur ki, sana çok kolay görünen şey, başkası için içinden çıkılmaz bir propleme dönüşür ki,örnekleri sitede mevcut.

Bir Hukukçunun en büyük düşmanı bilmedikleri değildir, bildikleridir. Asıl yanlış ve hatalı iddia ve savunmalara insanın bildikleri yol açar. Ben kendi yaşantımda en büyük yanlışlarımı bildiğim zannettiğim şeylerden gördüm.Bunu farkedince en güçlü savunmalarımı da karşı tarafın çok emin olduğu hususlar üzerinde yoğunlaşrak yaptım ve kazançlı çıktım.

Zaten bu sitenin en büyük sorunu insanların yazmakta çekingn olması, bir de siz, aaa bak, düzgün yaz,ne öyle soru mu olur? derseniz, kendiniz çalar,kendiniz oynarsınız!

Bu sitenin kurucusu( dahi hukukçu,adminden, bahsediyorum)
bu siteye kurarken yani sitenin varoluş nedeni azami paylaşımı sağlamaktı, zanlımca.Sayı onbini geçti ve herhalde çok mutludur,hedefine ulaştığı için.Ama bence hala ulaşılamadı, verilen cevapların sayısı artıkça hedefe o kadar yaklaşılmış olacak diye düşünüyorum.Her ne kadar, basit sorular diye görseniz de..

Bu sitenin özellikle mesleğe yeni başlayan hukukçulara hatta hukukçu olmayanlara büyük faydası olduğunu düşünüyorum. Ve yakında tüm hukuk camiasının gündemini belirleyecek bir duruma geleceğini düşünüyorum.

Yazan ve yazmak isteyen tüm arkadaşlar, ne düşünüyorsunuz sorun olarak ne görüyorsanız, genel adap ve site teamülleri çercevesinde herşeyi sormalıdır.

Sorular cevaplardan daha önemlidir,çünkü

O NEDENLE DİYORUM Kİ,

Bırakınız sorsunlar,bırakınız yazsınlar...

Saygılarımla

Bırakınız sorsunlar, bırakınız yazsınlar sözüne katılıyorum.
Sayın Şehper, soruyu efradını cami ağyarını mani şekilde sormadığı için üzüntü belirtmişti ben de ona katıldım hala da katılıyorum.