Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Bugün kendimiz İçin:)

Yanıt
Konu Notu: 15 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-10-2002, 14:16   #61
Kıvılcım

 
Varsayılan

Yani erkek avukatlar mı bu tür oyunlar oynar :-)))
Old 08-10-2002, 07:44   #62
ege

 
Varsayılan

Günaydın
Burası duvar gazetesi olduğuna göre gazete küpürlerinden bölümler de asalım diye düşündüm..
Köşe yazarlarımız çalışmadığına göre başka köşelerde yazanlarla idare edelim artık..
Aşağıdaki alıntı bu aralarda çok konuşulan bir Film'e bakış açılarından biri.Yorumlar herkesin içinde bulunduğu toplumsal ölçütlere göre değişse de,toplumsal ölçütlerin de yaşam gibi değiştiği de bir gerçek..
------------------------------------------------------------------

Harikulade bir ev... Piyanonun üstünde 11 yillik ideal bir evliligin
saadet fotograflari... yakisikli ve anlayisli bir es... 9 yasinda bir
çocuk... köpek... tenis dersleri... türlü çesit hobiler...
"Bir kadin daha ne ister?"
"Sadakatsiz" filmi bu soruyu kadinlarin kafasina kakiyor.
Hem de öyle kurnazca yapiyor ki bunu, seyreden kadinlar basroldeki
Connie'nin yerinde olmaya can atsin diye koca rolünü "dayanilmaz" Richard
Gere'e oynatiyor.
Ve Connie, bütün bunlari riske edip esini ("o güzelim adami") bir
serseriyle aldatiyor.
***
Adrian Lyne'in ihanet edenler ya da aklindan geçirenler için çektigi
bir korku filmi "Sadakatsiz"...
Lyne, daha önce "Öldüren Cazibe"de aldatan erkegin basina
gelebilecekler konusunda gözümüzü korkutmustu.
Tehdit sirasi kadinlarda...
Rüzgârli bir gün... sokakta "hayta"yla tesadüfi çarpisma... dizden
yaralanma... tedavi için eve davet... "rüzgâra kapilma"... mantoyu
çikartirkenki ilk sicak temasin bas döndüren ürpertisi...
Evde ütü bulasik, burada Fransiz âsik; evde çocukla ödev, burada
çitirla pesrev...
Connie, kalsa esine ihanet edecektir; kalmasa kendine...
Kalir.
"Serseri"nin kadin ayartmakta kullandigi rubailer kitabinda Ömer Hayyam

"Bu an, senin hayatin" demektedir.
"O an" için hayatini gözden çikarir.
"Hata yaptim" endisesine "seytan"in müsekkini hazirdir:
"Hata yoktur... yaptigin ve yapmadigin seyler vardir".
Dönüs treninde gözlerinde sehvetle nedamet birlikte parildar.
Evde ise yalanin o soguk tebessümü yerlesir yüzüne...
***
Artik âsiktir.
Bedeninde erotik iç çamasirlari, setinde "o"nun müzigi, dilinde onun
siiri, aklinda onun bedeni...
Orta yasli bir kadin için "Yaslanmadim, hâlâ arzulaniyorum" müjdesidir
bu... Nicedir çiktigi annelik mertebesinden kadinliga dönüs sinyalidir - ki
bir süre sonra çocugunu okuldan almayi unutturur ona...
Sonra gelsin, evden çikma bahaneleri... söylendikçe yenisini çagiran
yalanlar... ansizin bastiran aglama nöbetleri... bir maskeyle yasamanin
katlanilmaz agirligi... "Kirlenmisligi"nden, devamli bulasik yikayarak
arinmaya çalisan bir kadinin zavalliligi...
Bitirmek istedikçe bastan baslayan, koca iyi davrandikça hepten
yaralayan bir iliski...
***
"Sadakatsiz", cazibesine kapildigimiz "o an"in, cehennemin giris kapisi

oldugunu anlatiyor bize...
Richard Gere'i, karisinin içine giren seytani çikartan bir rahip
kiligina sokuyor. "Alafranga bir recm sahnesi" kurup, evli kadini ayartan
çapkin erkegi, kocaya taslatiyor.
Sofra toplamaya da yardim eden, "ailesine her seyini vermis adam"i
yücelterek kadini harciyor.
Filmin sonuna ustaca yerlestirilen pismanlik sahnesinde Connie ilk
tanismada "serseri"ye kapilmayip taksiyle eve döndügünü hayal ediyor.
"Keske buralarda kiristiracagima evimin kadini olup oglumun beslenme
torbasini hazirlasaydim" demeye getiriyor.
Lakin - tabii ki - son pismanlik fayda etmiyor.
***
Dagilan Amerikan ailesi için bir "Yuvaya dön" çagrisini andiran filmin
kapanis jenerigi akarken "Aileden Sorumlu Devlet Bakanligi'nin
katkilariyla..." yazisini aradi gözlerim...
"Erkek yönetmen", ihaneti anlamak, aileyi sorgulamak gibi tehlikeli
sulara girmeyip, meseleyi kadinin sehvet tutkusuna indirgedi ve filmini
"Nefsinize kapilmayin, akibetiniz feci olur" tembihiyle bitirdi.
Bense çikista tembihi bozup nefsimin sesine uydum; "Serseri"nin ruhuna
sarap içip Hayyam okudum:
"Hayyam, sarap iç, sarhos olmak ne hos / Sevgilin de varsa, sarilmak ne

hos, / Er geç sonu yokluk madem bu dünyanin, / Yok say kendini, bak, var
olmak ne hos!"

CAN DUNDAR



-----------------------
Old 08-10-2002, 16:51   #63
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Aslında köşeyi beklememek lazım. Köşemiz, bu gidişle daire, üçgen, dörtgen ve allah korusun çokgen olacak gibi! :-))

Başlayalım yazmaya, kıra- döke, ine- çıka yolumuzu buluruz.. varsıl olamasak da, yoksul da olmayız..

:-)))
Old 10-10-2002, 17:13   #64
ege

 
Varsayılan

yani az veren candan, çok veren maldan der gibi mi??))))
Old 10-10-2002, 22:22   #65
ege

 
Varsayılan

Hirsiz, gecenin yarisinda bir eve girer. Karanlik
koridorda, yaktigi kucuk el fenerinin isiginda
ilerleken bir ses duyar, "Isa seni izliyor !"
Saskinlik ve korkuyla etrafina bakinan hirsiz,
bir yandan da evdeki degerli seyleri aramaya devam
eder. Tekrar ayni sesi duyar, "Isa seni izliyor !"
Bu kez hirsiz elindeki feneri cevrede gezdirmeye
baslar ve bir papagan gorur. "Bunu sen mi soyledin?"
diye papagana sorar. Papagan, "Evet, yalnizca seni
uyarmak icin" der. Hirsiz, "Ne ! beni uyarmak mi !
kimsin sen ? adin ne senin ?" Papagan, "Musa" diye
cevap verir. "Musa !" der hirsiz, "Hangi salak bir
papagana musa adini koyar ki !?" Kus cevap verir,
"Bilmiyorum. Tahminimce arkanda duran Dobermana
'Isa' adini veren salak olabilir !"

Geçen hafta bana bir "isa" lazımdı da...
>
Old 10-10-2002, 22:51   #67
ege

 
Varsayılan

Musa nın yokluğu nedeniyle malesef bulunamadı
Old 15-10-2002, 11:35   #68
ege

 
Varsayılan

Günaydın
Yanlışlıklar Komedyası oynamak tan buraya fırsat bulamadım sanırım.
Küçük bir fıkra anlatayım bari


Bundan bir kaç on yıl önce genç bir Türk İş Adamı Güney Afrika'da iş >gezisinde. Her şey umduğundan daha başarılı ve çabuk gelişmiş.
Sözleşme bile imzalanmış. Dönüşüne tam bir gün var.
Büyük sinemalardan birinin önünden geçerken dikkatini "Ghandi" filmi çekiyor. Hani şu bol Oscar'lı uzun film.
Hemen taksiden iniyor ve doğru gişenin önündeki kuyruğa.
İnsanlar tuhaf tuhaf, bakıyorlar genç İş Adamına:

-Beyefendi, siz yabancısınız galiba ?

-Evet, nereden anladınız?

-Burada beyazlar kuyruğa girmezler, onlar doğrudan gişeye gider
biletlerini oradan alırlar.

Adam biraz mahcup, tüm kuyruğu geçip gidiyor gişeye.
Evet... beyazlar için ayrı bir pencere:

-İyi günler efendim, bir koltuk rica ediyorum, arkadan ve ortadan
lütfen.

Gişedeki kız şaşkın:
-Beyefendi, siz yabancısınız galiba ?
-Evet, nereden anladınız?
-Burada beyazlar, koltukta değil, balkonda otururlar.
-Peki bir balkon lütfen.

Adamcağız, balkonda filmi seyretmeye devam eder etmesine de,
Güney Afrika'da bizim sinemalar gibi "Frigo buz, Frigo buz" uzun uzun aralar yok ki; Sıkışır.
Etraf karanlık, herkes filmi izliyor, dayanamaz ve ayağa kalkmaya
karar verir.

Tam kalkacak, yandaki sorar:
-Nereye beyefendi?
-Hiç... Tuvalete..
-Beyefendi, siz yabancısınız galiba ?
-Evet, ama nereden anladınız?
-Burada beyazlar, tuvalete gitmez ki, balkondan aşağı
hallediverirler.
Adam iyiden iyiye şaşkın, tek güvendiği etraftaki karanlık.

Balkonun korkuluklarına dayanır ve tam hallederken, aşağıdan bir
zenci seslenir:

-Heeey yabancııı...!!!

Adam iyiden iyiye şaşkın,
karanlıkta ve sadece çişinden tanındığı için ürkmüş...
aşağıdaki devam eder:

-İnsan sadece birinin kafasına etmez ki, şöyle bir serpiştirir.
Bu memlekette sosyal adalet var, sosyal adalet!...
Old 15-10-2002, 16:49   #69
Kıvılcım

 
Varsayılan

:-))))))))))))))))))))) Türkiye'de aynı sosyal adalet var ya...
Old 15-10-2002, 17:05   #70
ege

 
Varsayılan

Boşuna yazmadım ki zaten,sosyal adaletten kazara payımıza az düşünce kıyameti koparıyoruz biz)
3 kasımda yine o soyal adalet peşinde değilmiyiz...!
Old 15-10-2002, 20:11   #71
Kıvılcım

 
Varsayılan

Karamsar olmak zor değil, zor olan çılgın bir fırtınadan sonra gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir...

Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç, bir tohumla başlar...

Gerçek sevgiler ise,bir tebessümle başlar..

Annem her fırsatta güneşe doğru zıplamamızı öğütlerdi. Güneşe ulaşamazdık ama hiç olmazsa ayaklarımız yerden kesilirdi..

Z.N. Hurston' dan sevgilerle..
Old 16-10-2002, 00:31   #72
ege

 
Varsayılan

Minik kız sabahleyin erkenden annesi tarafından uyandırılır.Okula gitmek için hazırlanır kahvaltısını yapar ve yola çıkar.
Fakat birden yağmur başlar, derken şimşekler çakmaya başlar,şiddetli gökgürültüsü ile her yer sarsılmaya başlar.
Annesi telaşla evden çıkar,kızının çok korkmuş olabileceğinden endişelenir ..
Koşarak kızına yaklaştığında kızının mutlu bir yüz ifadesi ile her gökgürültüsünde yukarıya doğru baktığını ve gülümsediğini görür.
şaşkınlığını gizleyemez,kızına sarılır ve onu arabaya alır.
Yolda sorar;
"yavrucum, neden yolda durup durup gökyüzüne bakıyordun?"
minik kız hala mutlu ve şen şakrak bir ses ile cevap verir;
"annecim, Tanrı benim fotoğrafımı çekiyordu, bende güzel görünmeye çalışıyordum.."
-----------------------------------------
Yaşam her zaman alışık olduğumuz pencereden bakınca hep aynı..
bizi gülümseten hayatı ise çok kolay unutabiliyoruz..
Old 17-10-2002, 15:34   #73
İnci Zeynep

 
Varsayılan

Merhaba,
Her sabah kendim için bir şey yapıp Sitenize giriyor ve mesajları okuyorum.Böylece hem bilgileniyor hem de güne iyi başlıyorum.
Cumartesi günü kendim için biraz daha farklı bir şey yapacağım; evleneceğim!
İyi günler dileklerimle...
Old 17-10-2002, 15:53   #74
ege

 
Varsayılan

sevgili İnci
Yaşam hep süprizlerle doludur,Payına düşenin mutluluk olmasını dilerim
Kutlarım
Old 17-10-2002, 18:25   #75
Kıvılcım

 
Varsayılan

Yaşam sürprizlerle , evlilik öncesi telaş ise kavgalarla (tartışmalarla) doludur..
Tecrübeli bir evli olarak ikaz edeyim: '' Aman haaa, amaann! sakın tartışmayın ve sakın strese girip birbirinizi kırmayın! ''
Ben evleneceğim gün, ezeli ve ebedi eşimle bir hiç değil '' Çok hiç'' nedenlerle tartışmış, o kadar ki; eşimin saçını ve makyajını yapmak için gelen kuaföre '' damat traşı'' olmak zorunda kalmıştım.. Az daha vazgeçiyordum.. gerekçe: '' çok hiç bir neden'' kısaca evlilik öncesi ürpertici stresss..

Sizi şimdiden kutlar, bir ömür boyu değil ''zira tek ömür var'' , sadece ömür boyu mutlu, neş'eli ve huzurlu olmanızı dilerim.. :-)))
Old 17-10-2002, 22:58   #76
ege

 
Varsayılan

Alkol İkindisi


Biz ne zaman içsek,
Köfte geç gelir
Ve oturur muhabbetin terkisine
Çıplak bir efkar sözcüğü

Biz ne zaman içsek,
Sabah akar meycinin cebine
Günde kaç kez öpüşür ki akrep ile yelkovan
Biz ne zaman içsek,
İç değilizdir aslında.
Dışımızda bronz bir akşam sözcüğü,
Çırıl bir efkar sözcüğü
Delikanlı kıvamında sevda değilse de
Tabansız sevişmelerdeki el değmemiş pişmanlık
Biz ne zaman içsek,
iç değilizdir aslında.

Bu alkol ikindisi şiirle
Şimdi burda açılsaydın
Adımın baş harfi gibi
Belki ağustos kokardı ağustos
Sen,
Fikrini ipotek etmiş kiralık sevdalara
Senine boyuna sevilmiş sen
Yalanı sevdasından büyük sen
Bir bil-sen.

Biz ne zaman içsek seni düşünüyoruz
Genzimizde göl gözyaşları
Biz ne zaman içsek,
İç değilizdir aslında.

Dışımızda bronz bir İzmir akşamı...

Yılmaz Erdoğan




hadi bugünün şiiri de bu olsun..
Old 18-10-2002, 18:02   #77
ege

 
Varsayılan

Sevgili İnci;Buradan bi düğün hediyesi nasıl yollayabilirim diye düşündüm ve şu aşağıdaki yazıyı sana seçtim.Can Dündarın bir çok yazısını seviyorum ben,mutluluklar

***************


Neyi arıyorsan sen, O'sundur" der Mevlana..
Zulmün peşindeysen zalimsin, aşkı arıyorsan aşık....

Elinden tuttuğumuz her sevgili, bizi sürükleyip, kendi iç dünyamızın derinliklerinde bir keşif gezisine çıkarır.
Her ilişki, benliğimizde bir kazıdır aslında,
her sevda ruhumuzun bir başka yüzü...

Her aşkta
kendimizi ararız, o yüzden bulduklarımız benzerimizdir.
Resimlerini yan yana koyun sevdiklerinizin ve dikkatle
bakın yüzlerine, onların suretlerinden kendi yüzünüz
bakacaktır size...

Aşk denilen kaleydoskobun buzlu camına gözünüzü dayadığınızda, binbir cam rengarenk ışıklar saçarak
döndüğünde, her seferinde bambaşka şekiller ördüğünü
görürsünüz. Her camda, farklı bir renginiz vardır; her
şekilde sizden bir parça...
Aşklarınız hülasanızdır.
Sevdiginiz her adam,
beğendiğiniz her kadın farklı ruh hallerinizi ele verir;
arada bir çevirdiniz mi kaleydoskobu, cam paralar yer değiştirip yeni şekiller alır; hepsi siz...

Sevgilinizin gözlerindeki dolunay, sizdeki ışığın
yansımasıdır aslında; dilindeki sizin ilhamınız, tenindeki sizin yansımanızdır. Yoksa halâ bir sevdiğiniz, o henüz kendinizi bulamadığınızdandır...

Aşk,
narsizmdir. Sevda, çevrildikçe içinizin farklı ışıklarını
yakan eğlenceli bir kaleydoskop gibi başımızı döndürüyor. Ve biz, hep baharı takip ederek dünyayı gezen bir
gezgin gibi içimizdeki eski baharları arıyoruz.
Narcissusu'u bilirsiniz; Öyleheybetli ve güzelmiş ki, bakmaya dayanazmazmış kendine...
Gün boyu ayna karşısına geçip kara gözlerini, incecik burnunu,
dar kalçalarını, kıvırcık saçlarını seyredermiş hayran hayran...
Bir gün ırmak kenarında gezinirken, sudaki yansımasına ilişmiş gözü. Uzanıp, iyice bakmak istemiş. Tam gördüğünde kendisini,
dengesini kaybedip düşüvermiş ırmağa, kapılıp gitmiş suya...

Yeryüzünün en güzel insanının öldüğünü duyan Tanrı, nutulmaması için O'nu her bahar açan gözel kokulu bir
çiçeğe dönüştürmüş, Narcissus, nergis olmuş.

Kıssadan hisse, benden size tavsiye, taze bir
nergis verin bugün sevgilinize...
Sonra da, nerede baharsa mevsim, rotasını oraya çevirip
içinizdeki eski baharlara koşan bir gezgin gibi "Bahar
getirdim sana" deyin. Baharın elinizde olduğunu unutmadan..

Gözlerindeki ırmağa baktığınızda kendinizi
göreceksiniz; dikkat edin de hayran olup düşmeyin...
Düşüp bahar kokulu bir çiçeğe dönüşmeyin...

Can DÜNDAR
Old 18-10-2002, 20:42   #78
Kıvılcım

 
Varsayılan

CAN DÜNDAR neden roman yazmaz ki, Orhan Pamuk diye bir adam abuk subuk ve hatta anlaşılmaz yazılarını roman diye yuttururken, Can Dündar gibi, sudan nergis çıkaran bir mis kokulu yazar ne hikmetse,edebiyattan şiir dışında uzak durur...

Ben de çok beğeniyorum Can Dündar' ı.

Ayrıca, gerçekten ben Orhan Pamuk romanlarından hiç bir şey anlamıyorum. Yaşar Kemal'den de..

Haydar abi! ne dersiniz, acaba ben hamile miyim?
Old 20-10-2002, 07:48   #79
ege

 
Neşeli

Günaydın
Bugün Pazar!
üyesi olduğum bir başka sitede yeni bir konu açıldı:" AŞK MEKTUPLARI"
Osmanlı zamanında ve dersaadette basılan bir kitaptan yapılan çevirilerden alıntılar bunlar.Mektup konulu bir yarışma için hazırlanan bir çalışmadan yayınlıyor oradaki arkadaşımız.
Pazar NEŞESİ katmalı bize diyerek bende buraya ekliyorum onları
Ahh..minel Aşk))
(bunları okuyunca geçliğimizdeki türk filmlerini hatırlamadım desem yalan olur)
ya da sevdiğiniz insana böyle bir mektup yazın bugün, bakalım ne yapacak?? )
Herkese iyi tatiller
----------------------------------------------


kitabin adi: sevda mektuplari , yazari: sudi
suleymanof. basim tarihi: 1335(1919) , basim yeri:
dersaadet(istanbul)
birinci mektup:

melegim

size bugun ikinci mektubumu takdim
ediyorum.geçenki mektubumu cevapsiz biraktiginiz için
bir yeise düçar oldugumu tarif edemem .su satirlari
yazarken nasil agladgimi görmediginiz için inanamazsiniz .ah yarabbi! düçar oldugum derd-i ask beni mahvediyor.gözlerimin önünde tecessüm eden haliniz efkarimi dagitiyor.nereye baksam sizi
görüyorum.
ah! o kadar perisan bir halde bulunuyorum ki ne
söyledigimi ve ne yazdigimi bile anlamaktan mahrumum
ah!. sizi seviyorumkalbimden feveran eden bir
söz butun vucudumu yakiyor.aman yarabbi! ah su
dakikada neler düsünüyorum .mecruh kalbimde ne tatli
emeller besliyorum.
ah! simdiye kadar sevmeyen kalbimi size arz
ediyorum. onu redd etmeyiniz . çünkü o sizin askiniz
ile doludur. siz benim için ruhum , hayatimsiniz. sizsiz yasamak benim için na- kabildir.daha uzun yazmasini arzu etmem .çünkü o güzel gözleriniz yorulacaktir.yalniz askimin kabulunu temenni ederim

lutufkar melek

daima sizi düsünen
--- ----------------------------------------



Efendim,
Mektuplarınıza cevap yazmakta biraz geciktim, lakin size ben de aynı aşkın siyah pençeleri altında çırpındığımı söyleyecek olursam, zannediyorum ki kusuriyemi nazar ucuyla görürsünüz.
İtiraf ediyorum o ilk Florya'daki tesadüfünüz ve onu takib eden, Yenikapı ve Kadıköy'ünde tesadüfler etmede, kalbimde başka teessürler hasıl oldu. Sizin o enzar-ı aşkınıza hedef olduğum gün, kabil değil hatıramdan silinmeyecektir. O nazarlara karşı kalbimin feveran ettiğini anladım. Daha ziyade sabredemeyerek oradan uzaklaşmış idim...
O günden itibaren sizi düşünüyorum ve bu düşünceler de aşkımı teşdid etmekten hali kalmıyorlar.
Emin olunuz ki aşkınıza karşı daha şedid bir aşk ile mukabele edeceğim. Mektubunuzda merhamet taleb ediyorsunuz, şayan-ı merhamet siz değil, bendenizim!
Ruhum Efendim.

Daima sizi düşünen
Old 20-10-2002, 17:12   #80
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

GÜLÜM GÜLSÜN YETER

Gülümü suladım...
Gönlüm seni nasıl sevdiyse
Tıpkı öylesine
Toprak çekti suyu içine.

Gülümü suladım,
Gönlüm sulandı,
Gözüm sulandı
Seni özledim yine.

Gülümü öptüm.
Öperken gördüm:
Gizlice ağlamış,
‘’Seni özlemiş’’ diye.

Gülüm gönlüm ve ben
Yolunu gözler, kokunu özler.
Gönlümle beni boş ver,
Gel, gülümü sevindir.
Gelmen bana yeter...
Old 20-10-2002, 22:10   #81
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Hassas nokta

İnsanoğlunun hassasiyeti, yüreğinde midir, yoksa beyninde mi bilemeyiz. Bir gerçek var ki, insanı insan yapan duygusudur.

Duygu her zaman iyi şeyleri ele almayabilir, mesala; intikam duygusu gibi kendine ve etrafa zarar hisler de vardır ve ülkemizde azımsanmayacak mertebededir.

İyi duygular şiir olur akar, insanda yüreklere, bahçede çiçeklere, ahirette meleklere.. kadar ulaşır.

Özlem kalptedir, kalp insanda.. beyne ne gerek var...
Old 22-10-2002, 08:17   #82
ege

 
Varsayılan

Günaydın
Şiiriniz için teşekkürler bir dost..

Özlem kalptedir,kalp insanda beyne ne gerek var demişsiniz Tikici dostum.
Yılmaz Erdoğan'ın bir kısa şiiri var ,sanırım buna kısa bir cevaptır:
"Kalbim etten bir organ sadece
yüreğim olur sen gelince.."
diyor..

Sokakta yüzlerce insan arasında çocuğumuzu -annemizi-babamızı- kardeşimizi- sevdiğimiz insanı bize ayırt ettiren etten organlarımız değil elbette..

Günün neşesi gelincee)
Mailimde trafik polisi fıkraları vardı,hep fenerbahçe fıkrası olacak değil ya)
günlük yaşamımızda fıkra gibi yaşıyoruz aslında,şanslıyız belki de bu yüzden
---------------------------------

bu polisler bi de arabayi surenin tipine gore hitap etmesini de bilirler
* sarisin bayan saa ceker misiniz diyorum lutfen..
* beyefendi... biyikli.. bekleme yapma
* deri ceketli.. et benli.. hede..

* phhh!...adanali devam et!
* phsss!..adanali kime diyom devam eeeeyyyt!
* aaaauueee!..ulen kulaana salgam suyu mu kacti kime diyom yurusene!


------------------------------------------------------------------------

kiziltoprak isiklarda duran trafik polisi ters yonden gelen araba soforune
seslenir :
* 34 gv 713 ! bugun cok para kazandin heralde ?
acelem var , sanslisin


------------------------------------------------------------------------
34 vg 0983 sagaaa cekhh 34 vg 0983 sagaaa cekh sola demedik okuzzzzzzz saga cekh

----------------------------------------------------------------------
Goztepe soyak site'sinin onunden yuruyorum.. birden polis bir bmw'yi durdurdu.
polislerden biri indi digeri de icerden bakiyor, ben de yana dondum bakiyorum
oyle, enteresan geldi adam sarhos falandi, biraz bakiyim eglenirim diye
dusundum.. icerideki polis birden megafonla "onune don, onune don, kendi tipine
bak sen soytari"
dedi..
hemen uzaklastim, rezil olmustum.

---------------------------------------------------------------------
gecenin bi yarisi suadiye princess oteline gelmeden onceki sokak. o saatte
direk megafonla; "gencler daalin diyom daalmiyonuz, ne istiyonuz cop mu verelim
nezarete mi goturelim hadi bakiim sieeee"

------------------------------------------------------------------------
mecidiyekoy'de bir sabah erken, polis otosu arabanin birine:
"zabahinan ceza yazdirma zabahinan"

---------------------------------------------------------------------
soforun biri trafik sikisik iken park yasagi olan yere direksiyonu kirar ve
durur. polis "beyaz uno cek kardesim park yasak" gibilerinden bir anons yapar.
sofor el kol hareketleri yardimiyla "abi ekmek almaya geciyom hemen cikacam"
der.
yarim saat kadar sonra elini kolunu sallaya sallaya cikinca polis anonsu
patlatir
* beyaz uno ekmek nerde lan?
Old 24-10-2002, 07:57   #83
ege

 
Varsayılan

günaydın herkese

İşim Kadıköy' düşerse diye asıl adımı kullanmıyorum neme lazımmm:-p

iyi ki de var Fenerbahçe)
------------------------------------------

Fenerbahçe bi tarihte bişekilde Şampiyonlar Ligi'ne kalma hakkı elde eder.. İlk maç Real Madrid'le İstanbul'dadır....
Real Madrid ekibi istanbula gelir, maç saatine
yakın stata girerler..
stata takımdan ayrı gelen Zidane, takımın motivasonunun
çok düşük olduğunu görür, suratlar asıktır, - Ne oldu neden yüzünüz gülmüyor diye sorar.
Takım arkadaşlarından biri, - Ne olsun böyle ....tan bir
takımla oynamak zorunda kaldığımız için canımız sıkkın, der.. bunun üzerine Zidane, -Pekala
çocuklar, hadi siz gidin kadıköy'ü gezin, ben tek
başıma sahaya çıkar oynarım, der.. Ve takım çocuklar gibi sevinerek stattan çıkıp kadıköyü gezmeye giderler.. Maç başladıktan 10 dk sonra real madrid takımı stata döner, skor; Real Madrid 1-Fenerbahçe 0..
e tabi bu durumda daha da bir keyiflenirler ve tekrar dışarı
çıkar gezmeye başlarlar.. Maç bittikten sonra stata
döndüklerinde,maçın 1-1 bittiğini görürler, FB adına Ortega, 85. dakikada bir gol atmıştır..
Takım arkadaşları hemen Zidane'a koşarlar ve onu
coşkuyla tebrik ederler.
.Ama Zidane üzgündür.
- Özür dilerim arkadaşlar, sizi mahçup ettim,
der..
-Olur mu öyle şey, der Real Madrid takımı, sen koskoca bir
takımla tek başına oynayıp yenilmedin, daha ne olsun..
- Ama, der Zidane, 12. dakikada
kırmızı
kart görmüş olmam gerçekten benim için utanç
vericiydi.
Old 24-10-2002, 17:41   #84
ege

 
Varsayılan

Admin aklıma bir fikir daha geldi..!
Okuyup ta katılmayanlardan köntür ücreti alınsın)
Old 24-10-2002, 17:43   #85
ege

 
Varsayılan

Fenerbahçenin şu meşhur slognı."BİR GÜN HERKES FENERBAHÇELİ OLACAK.."
O gün bügunlerde değil heralde,kimse ses etmediine göre...
Old 24-10-2002, 18:01   #86
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: ege
Admin aklıma bir fikir daha geldi..!
Okuyup ta katılmayanlardan köntür ücreti alınsın)

Tamam kabul ettim size de THS adına ahzu kabz yetkisi verdim. Lütfen yaptığınız tahsilat hakkında haftalık raporlar veriniz..
Old 24-10-2002, 18:07   #87
ege

 
Varsayılan

Tamam..! şimdi forumda görünen bir dost var.. eğer yazmassa kayıtlardan adresi bulunup ilk fatura ona çıkarılacaktır...
ege
(ahzu-kabza yetkili vekil..)
Old 24-10-2002, 18:25   #88
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: ege
Tamam..! şimdi forumda görünen bir dost var.. eğer yazmassa kayıtlardan adresi bulunup ilk fatura ona çıkarılacaktır...
ege
(ahzu-kabza yetkili vekil..)

Evet, Türk Hukuk Sitesi olarak Türk Hukuk Sisteminin haline döndük:

Ortada ilam çok, icra kabiliyeti yok..

İcra yükü de sadece dürüst vatandaşın sırtına biniyor..

Bir Dost da diğer bazı üyeler gibi görünmezlik seçeneğini işaretleseydi, ilk fatura kurbanı olmayacaktı..
Old 25-10-2002, 07:33   #89
Armağan Konyalı

 
Varsayılan Fatura Nus'a irca

Sayın Ege,

Okuyup da yazmayanlardan alınacak kontör ücretleri hakkındaki kuralınız uygulanmalı. Ancak mazereti olanlar istisnalardan yararlanmalı. Örneğin, ben dün akşam siteye girdiğimde Sayın Nus'un şiirini bir kez daha okudum. Bir kez daha çarpıldım.
Bir kez daha aklım başımdan gitti. Temyiz kudretimi yitirdim.
Ne yazacak, ne okuyacak halim kaldı !! Sayın Nus'un şiiri 'tesbihe dizilmiş gün gülerken' beni benden aldı... Siteden yürüdüm çıktım. Dalgın. Tek başıma.

(Bu sabah Sayın Nus'un köşe yazısını da okudum. İşte köşe dediğin böyle olur. Çok beğendim.)

Yukarıda sunulan nedenlerle, yazmamamın müsebbibi oldugundan
faturayı Sayın Nus'a rücu ediyorum.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 25-10-2002, 07:38   #90
Armağan Konyalı

 
Varsayılan köşeler sitemizi güzelleştirdi

Sayın Admin,

Köşe yazma mayası tuttu gibi. Sizi kutlarım.

Yazan arkadaşları da kutlarım. Hepsi çok başarılı birer köşe yazarı.

Mutluluklarımla

Bir Dost
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Dün / Bugün Av. Hulusi Metin Site Lokali 3 16-10-2009 15:57
bugün buketoz'un yaş günü Armağan Konyalı Site Lokali 0 24-05-2006 12:27
Ayışığı Bugün Doğdu Armağan Konyalı Site Lokali 6 29-12-2004 11:54
İlamsız İcra Takibi Başlatabilmem İçin Neler Yapmalıyım, Alacağım İçin Nasıl Dava Aça ufukgenturkoglu Hukuk Soruları Arşivi 3 02-03-2002 00:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09601498 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.