16-08-2008, 23:38 | #31 |
|
Değerli arkadaşlar;Bütün yorumları okudum...İstanbulda bir müddet bende bulundum.Ama üç ay kadar...şimdi geldiğime pişmanım.İstanbul aylardır aklımdan çıkmıyor.Kalabalığını,Trafiğini,Sesini,karmaşasını ,vapur sesini,martıları,boğazı,köprüyü...Ama neden geldim?Hatırladığım tek şey Ümraniye Adliyesinde taşrada 1 günde halledilebilecek iş için nerdeyse 1 hafta boyunca gittiğim ve icra minübüslerinde dolaştığım sırada uçsuz bucaksız bir İstanbul'un var olduğu görmem ,bu şehrin insanı yutabileceğiyle ilgili düşüncelerim(Anadoluda öyle diyorlar,bir ömürün burada geçirebilmenin zorluğu,trafiği,kalabalığı,kötü tarafları falan filan...Bence İstanbul yine de hep değerli kalıcak,özlenecek...Çünkü adı İstanbul ve başka İstanbul dünyada yok.Orda yaşamak bir nimet bence...
|
27-08-2008, 21:00 | #32 |
|
ah ah:)
istanbulda avukat olmak hayatımda hala pişma olup olmadığımı bilemediğim tek konuistanbulu seçenlerdenim ben.ömrümü istanbul trafiğinde harcayan ve günde 7 semt gezen bir avukatım.Bazen gün içinde yaptığım işlemler ne kadar zaman tutar diye hesap yapıyorum taş çatlasın 1 saat ama bana gün yetmiyorankarada bir arkadaşım vardı telefonda konuşuyorduk ben zamanın yetmediğinden şikayetçiydim.o saat 4te işlerini bitirmiş tiyatroya gitme hazırlıkları yapıyordu.Bi an insan olduğumu unuttuğumu anladım bu şehirde.Ama anlamadığım şu neden ben hala burdayım
|
29-08-2008, 14:07 | #33 |
|
Şu an gayriresmi olarak staj yapıp bir şeyleri öğrenmeye çalışıyorum ama baktığımda istanbuldaki inanılmaz dosya kalabalığından bazen haykırmak geliyor ve şunu düşünüyorum..stajyerken böyleyse acaba avukatlıkta nasıldır diye...istanbul gibi bir yerde stres ve ulaşım avukatın önündeki en büyük engeller..
|
12-03-2009, 01:59 | #34 |
|
küçük yerin dezavantajı bence daha çoktur çünkü siz mesleğe başladığınız zaman sizden önceki 10-15 yıllık avukatlar sizden binlerce adım öndedir sizin onlara yetişmeniz için çok çok ekstra işler yapmanız gerekmektedir büyük yerlerde durum nasıl tam olarak bilememekle beraber avukatlar arasındaki bu uçurumun taşradakinden daha fazla olmayacağı kanaatindeyim unutmayın ki küçük yerlerde alışılmışı yıkmak daha da güçtür ve neredeyse imkansızdır
|
12-03-2009, 08:44 | #35 |
|
Küçük bir yerde; Büyükçekmece Sinanoba'da mesleğimi yapıyorum.10 yıldır buradayım.Burası görsel olarak güzel bir semt.Genellikle site yönetim vekilliği yapıyorum.Dağ taş site zaten.Ama yine de çok sıkıldım.Tatil kasabası gibi bir yerde çalışmak istemiyorum.İstanbul içinde çalışmak istiyorum; işim az olsa bile...
|
20-04-2009, 10:56 | #36 | |||||||||||||||||||||||
|
neden istanbulda olmalıyım diye soruyorum bende kendime. sorunun cevabı gayet net. ne kadar yorulsak çabalasak günde 7 değil 17 semt dolansak bile, İstanbuldan kopamıyorsak, demekki kanımıza işlemiştir. ne de güzel söylemiş şair: Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale. İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım... İstanbul, İstanbul... Necip Fazıl Kısakürek |
20-04-2009, 16:28 | #37 |
|
Ben hem istanbul'da çalıştım hem'de 4.5 senedir memleketim olan Malatya'dayım(Taşra).Yaklaşık 7 sene kalmış olmama rağmen İstanbul'a gezmek için bile gidesim gelmiyor. İstanbul'da çalışan arkadaşlarımın Allah yardımcısı olsun.
|
21-04-2009, 07:11 | #38 |
|
İstanbul'da vakit yetmiyor. Adliyeye gitmek en az 20 dakika. İcra müdürlüklerinde dosya çıkartmak bile başlı başına bir iş. Kurum icrasına bakıyorum. Bir meslektaşın düşmüş dosyalarını bana tanımlamışlar. Her biri başka bir icra müdürlüğünde aramak, bulmak, yenilemek o kadar zor ki. Ama başka bir çarem yok yapmaktan başka.
Küçük yerde olsam belki daha rahat ve huzurlu olurum. 5 yerine 2 kazan ama huzurla kazanmak daha iyidir. Ama İstanbul'dan da kopamıyorum. Müvekkiller burda. Çevrem burda. Her sabah trafiğe yakalanmayayım diye saat 06:00 civarı evden çıkmaya alışmışım. Ha birde İstanbul'da hacizlere çıkmak başka biz zorluk. İstanbul Büyükçekmecede hacize gitmek; Çorum'a hacize gitmekten daha zor geliyor bana. Geçenlerde Turhal'a hacize gittim. 1 saatte işim bitti. Hemen geri döndüm. Ancak İstabul Pendik'te hacize çıkmıştım. Saat 12:00 de bindiğimiz haciz minübüsünde sona kaldım, bana sıra saat 18:00 de geldi. 6 saat haciz minübüsünde vakit geçirmişim. İnsan 6 saatte otobüsle Ankaraya varır. Adapazarı Hendek ilçesine gitsem 6 saatte gidiş, geliş ve haciz zamanı için yeter. Değişen bir şey yok. Geçen yıllarda Alanyaya hacize gitmiştim. Sabah uçağı ile gittim. HAczimi yaptım. Öğlen yemek yedikten sonra deniz kıyısına gittim. Kış aylarıydı kimseler yoktu. Sahilde oturarak denize baktım, denizin sesini dinledim, çok hoş vakit geçirdim. İstanbul adamın hem enerjisini hem vaktini alır. Anadolu'Da gittiğim her yerin iyi lokantalarına müşteri olmaya çalışırım. Değişik lezzetler vardır. İstanbul'da yaşayan tanıdığım bir çok insanın hayali; İstanbul da keseyi doldurup memlekete gitmektir. Eskiden benimde öyle hayalim vardı ama; gün geçtikçe ağacın kökleri derinlere gidiyor. İşler ve müvekkiller artıyor. Şimdilik bırakamam İstanbulu.. |
21-04-2009, 15:48 | #39 |
|
İstanbul'un asıl uçtaki ilçelerinde avukatlık yapmak zor.Düşünün; büronuz Silivri'de,Büyükçekmece'de ve sizin 09.30 duruşmasında Pendik adliyesinde duruşmanızı var..
|
05-05-2009, 14:52 | #40 |
|
tam 11 sene istanbulda yaşadım. bunun 5 senesi öğrencilikti.mezun oldum bir avukatın yanında çalıştım . sonra başkasının.. iş gücüm maneviyatım sömürüldü. sonra ortak oldum daha doğrusu ben öyle sandım. kandım kandırıldım. adliyeler ve ilçeler arası koştum.icralarda dosya çıkartmak için hacze çıkmak için adam aradım rica minnet iş yaptım. duruşmalara yetişmek için saat 06.00larda yollara düştüm. ailem yanımda yoktu çevre oluşturmak ve müvekkil bulmak para kazanmak için takla attım tırnaklarımla kazıyarak iş çevresi oluşturmaya çalıştım. ağladım. güldüm. yoruldum eğlendim. nefret ettim ama yine de ayrılmadım. sonra aşık oldum evlendim memleketim trabzona yerleştim. ortaksız (büyük keyifmiş) büromu açtım. nasibimi yiyorum. ne duruşma için ne haciz için ne harç yatırmak için ne de trafik için koşuyorum. hayat rahat. ağırdan alıp hayatı tadına vararak yaşıyorum ailemle. saat beşte işimi bitirip eşimle gezmeye sinemaya ya da eve gidiyorum. sakince yaşamak harika.
AMAAAA kanıma girmiş istanbul zehirinden kurtulamıyorum. ve herşeyine rağmen istanbulu çooook özlüyorum. kısaca herşey bizde başlar bizde biter.... |
07-05-2009, 13:47 | #41 |
|
Memleket vurgusu sık sık dile getirilmiş,bence taş yerinde ağırdır.Ben de aslında bulunduğum şehirde gurbetçiyim.En güzeli avukatlığı kendi memleketinde yapmak bana göre.Ama bir süre sonra olduğun yerden ayrılamama durumu sözkonusu oluyor tabi.İşler,müvekkiller mecburen kalıyorsun.İstanbula gelince eski Türk filmlerinden kalma bir etki olsa gerek; "Ben korkarım İstanbul'dan"Ama muhteşem bir şehir arada bir turist olarak gidilmeli ve tadı çıkarılmalıdır.İş alanları ise biz taşradakilere göre daha geniş ve olanakları bakımından daha elverişlidir diye düşünüyorum.Ama çalışmak büyük ihtimalle zordur.
|
02-06-2009, 17:13 | #42 |
|
İstanbul'da okudum, okulu uzattığım son yıl bir hukuk bürosunda çalıştım. 5 kişinin çalıştığı bir bürodaydım ve aslında o kadar da gezmiyorduk. Genelde şöyle oluyordu:
Av. Handan hn: Sedat! yarın ne işin var? Ben: Sabah bakırköyden tek dosya haciz, sonra da GOP'da bilirkişi ücretlerini yatıracağım., Av. handan Hn: Hmmm, o zaman sen yarın yoksun, sultanahmettten fotokopi alınacaktı, İlhan'a söyleyeyim bari.. Böyleydi işte , 1999 yılında sigortalı çalışan için arazi potansiyeli yüksek bir şehirdi(r) istanbul... Beni arayan akşamüstü saat 4-5 gibi beyoğlunda boğaza bakan bir barın balkonunda bulabilirdi rahatlıkla Ama ideallerimiz vardı, İstanbul üzerinden kurduğumuz düşlerimiz vardı; benim de o zaman nişanlım olan eşimin de... Ama eşimin benim kadar şanslı olmayıp, sabah 07:00 de çıktığı eve akşam 23:00 de artık sinirden ağlayarak dönmesi süreklilik kazanınca; bir taraftan da eniştem: "oğlum deli misin ne işin var İstanbul'da, gel buraya çevren burada her şeyin burada, eğlenmeye yine gidersin istanbul'a" alttan alttan işlemeye başlayınca bizim için çok zor olan kararı verip 2001 yılı Ocak ayında terk ettik çok sevdiğimiz İstanbul'u... İyi mi oldu? kesinlikle evet. Varsa istanbul'un bir tadı, o tat bir gün veya bir gecede de çıkıyor. Ama o bir gün veya gece ziyaretinde bile şehri niye terk ettiğimizi hatırlatan şeyleri (trafik, her tür magandalık, kalabalık, gürültü, gereksiz pahalılık) yoğun bir şekilde yeniden yaşıyoruz. Verdiğimiz kararın ne kadar doğru olduğunu bir daha anlıyoruz. |
03-06-2009, 09:11 | #43 |
|
ben ankara hukukta okuduktan sonra polatlıya geldim ailemin yanına hakimlik hazırlığı için,burda staj yapamdğmz için ankarada başlattım ama burda bir avukatın yanında çalışıyorum,sık sık da ders ve staj için ankaraya gitmem gerekiyor,böylece kıyas yapmam da daha kolay oluyor
öncelikle ankaraya gittiğim gün acayip derecede yoruluyorum sadece adliye içi sizi yormaya yetiyor,ayrıca burda bir kaç saatte onca işi yapıyorsunuz ama ankarada adliye içinde bi yerden bir yere gitmek bile sorun labirent gibi,ayrıca ulaşım küçük şehirde daha kolay bu da size daha çok zaman kalması demek,yine maddi açıdanda avantajlı kira,ulaşım vs. bakımından tamam bende ankarada da okuduğum için gittiğimde çok özlediğimi hissediyorum ama bence metropole yakın küçük bir taşrada çalışmak gerek ve istediğinde gidip gezmek |
03-06-2009, 10:49 | #44 |
|
ya arkadaşlar sevgili meslektaşlar şu "taşra" sıfatını kullanmasak diyorum.)
o ne ki ya? |
15-07-2009, 12:29 | #45 |
|
İstanbul'da yaşayan ve çalışan her avukat gibi, Ankara ve İzmir de dahil olmak üzere diğer şehirler taşra gelirdi gözüme. Nihayet İstanbul'un bunaltıcı kalabalığından kurtarmaya karar verdiğimde kendimi (yanında avukat çalıştırmak isteyen çok saygıdeğer meslektaşlarımın iş arama sürecimdeki tavırları baş rol oynadı bu kararımı vermeme) hayallerimin şehri İzmir'e kaçarak orada çalışmaya ve yaşamaya başladım. Oysa ki bırakmadı İstanbul özlemi peşimi ve yaklaşık 1 ay sonra ağlayarak geri döndüm İstanbul'uma. İşte o gün anladım ki her ne kadar her güne mutsuz başlasak da İstanbul'da, akşam eve dönüş yolunda Boğaz Köprüsü'nü aşarken seyretmek muhteşem manzarayı ve Boğaz'ın her yerden farklı olan ferahlatıcı havasını çekmek ciğerlerimize unutturur tüm olumsuzlukları ve bir kere daha bağlar kendine yeditepeli şehir.
Yaşadığım tecrübeden sonra anladım ki vazgeçemem ben bu şehirden |
23-09-2010, 00:12 | #46 |
|
İstanbuldan ayrılmak istemedim hiç zira İstanbul'u çok sevdim.Hala da seviyorum.Şu rakı balık fantazisinin en alası burda da yapılır,meslek trafik ve giderler ve gerekli zaman açısından burda zor...
|
21-08-2014, 12:54 | #47 |
|
Bende İstanbul'da avukatlık yapmayı düşünenlerdenim.Ve tüm zorluklara rağmen bu düşüncemden de vazgeçmiş değilim.Sadece şunu biliyorum ki; İstanbul'un havasını ciğerlerine kadar soluklayan birisinin bir daha ordan kopamaması.
Stajımın ikinci 6. ayının başlamasına 15 gün var ve ben bir karar vermek istiyorum.Ankara'da okudum memleketim Nevşehir.Amcam da burda avukat hem de iyi para kazanan bir avukat ama ben nedense huzuru bir camide bir de İstanbul'da olduğum zaman hissedebiliyorum.Bir İstanbul aşığı olarak İstanbul'da avukatlık yapmayı düşünen birisiyim.Hali hazırda İstanbul'da avukatlık yapan veya yapmış olan abilerim ve ablalarımın bilgisi ve tecrübelerinden istifade etmek için buraya yazıyorum.Yardımcı olursanız sevinirim.Şimdiden teşekkür ederim. |
09-10-2014, 10:13 | #48 |
|
Sn gpaylan ben de Nevsehirliyim ve Ankara'da okudum. 7 aydır da İstanbul'da çalışıyorum. İstanbul Ankara'ya göre çalışma koşulları açısından zor bir şehir ama alışılıyor bir şekilde
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yanında Çalışmak İçin Avukat Arıyorum (@istanbul) | zazaenden | Adliye Duvarı | 3 | 15-01-2007 10:09 |
Amerika'daki Avukat Istanbul Barosu'na Uye Olabilir Mi? | commonlaw | Meslektaşların Soruları | 3 | 10-10-2006 12:56 |
Avukat-Vekileden Arasındaki En Az Ücret Çizelgesi -2004-istanbul Barosu | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Adliye Duvarı | 6 | 30-04-2004 17:22 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |