08-07-2008, 17:15 | #31 |
|
ciddi manada teşekkür ederim.İçtihatlar hukuk öğrencilerini hep bir adım öne götüren önemli belgelerdendir.
|
21-11-2008, 11:20 | #32 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2006/12234 K. 2006/18458 T. 27.12.2006 • SADAKATSİZ DAVRANIŞLARDA BULUNMA ( Davacı-Davalı Koca Boşanmaya Neden Olan Hadiselerde Ağır Kusurlu Olduğundan Kadın Yararına Uygun Miktarda Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği ) • BOŞANMA ( Aşırı Derecede Borçlanıp Eve Haciz Gelmesine Neden Olan ve Sadakatsiz Davranışlarda Bulunan Davacı-Davalı Kocanın Ağır Kusurlu Olduğu - Kadın Yararına Uygun Miktarda Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği ) • MANEVİ TAZMİNAT ( Aşırı Derecede Borçlanıp Eve Haciz Gelmesine Neden Olan ve Sadakatsiz Davranışlarda Bulunan Davacı-Davalı Kocanın Ağır Kusurlu Olduğu - Kadın Yararına Uygun Miktarda Hükmedilmesi Gerektiği ) 4721/m.4,174/2 818/m.42,43,44,49 ÖZET : Aşırı derecede borçlanıp eve haciz gelmesine neden olan ve sadakatsiz davranışlarda bulunan davacı-davalı koca boşanmaya neden olan hadiselerde ağır kusurludur. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları ( TMK. 4 BK. 42, 43, 44, 49 )dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle davalı-davacı kadının tazminatlara ilişkin faiz talebinin bulunmamasına göre davacı-davalı kocanın tüm, davalı-davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Toplanan delillere göre aşırı derecede borçlanıp eve haciz gelmesine neden olan ve sadakatsiz davranışlarda bulunan davacı-davalı koca boşanmaya neden olan hadiselerde ağır kusurludur. Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları ( TMK. 4 BK. 42, 43, 44, 49 )dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3- Davalı-davacı kadının nafakaya faiz talebi konusunda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir. SONUÇ : Temyiz edilen kararın 2. ve 3. bentlerde açıklanan sebeplerle davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA, hükmün diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Halil'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcını yatıran Emine'ye geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
14-03-2009, 15:08 | #33 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2008/9235 K. 2008/10732 T. 17.7.2008 • BOŞANMA ( Ağır ya da Eşit Kusurlu Olmayan ve Kişilik Hakları Saldırıya Uğrayan Eşin Manevi Tazminat Talebinin Kabul Edilmesi Gerektiği ) • KİŞİLİK HAKLARININ SALDIRIYA UĞRAMASI ( Saldırıya Uğrayan Eşin Manevi Tazminat Talebinin Kabul Edilmesi Gerektiği - Boşanma ) • MANEVİ TAZMİNAT ( Boşanma - Ağır ya da Eşit Kusurlu Olmayan ve Kişilik Hakları Saldırıya Uğrayan Eşin Manevi Tazminat Talebinin Kabul Edilmesi Gerektiği ) 4721/m.174 818/m.19 ÖZET : Boşanmaya neden olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan eş, kusurlu olan eşinden manevi tazminat talep edebilir. Dosya kapsamından, boşanmaya neden olan olaylarda manevi tazminat isteyen eşin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı ve kişilik haklarının saldırıya uğradığı anlaşılmaktadır. Bu durumda tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas teşkil eden fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları göz önünde tutularak manevi tazminata karar verilmelidir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ilk kararda hükmedilen tedbir nafakasının boşanma hakkındaki hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin tabii olmasına, boşanmaya yol açan olaylarda; eşine sürekli ağır hakaretlerde bulunan; eşinin giysilerini bahçeye atan, eşine karşı agresif davranışlarda bulunan davalı kadının kusuru yanında, başka kadınla gayri resmi beraberlik yaşayan ve çocuk sahibi olan davacı kocanın daha ziyade kusurlu bulunmasına Türk Medeni Kanunu'nun 166/2. maddesi koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı tarafından cevap dilekçesiyle istenen maddi tazminatın eşya ve altınlara ilişkin olduğu açıklanmıştır. Usulüne uygun açılmış bir dava bulunmaması nedeniyle eşya ve altınlar hakkında hüküm kurulmaması doğru ise de; Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi uyarınca maddi tazminat hakkında talep olmadığı halde kesin hüküm oluşturacak şekilde red hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. ( HUMK. 74. m. ). 3- Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları ( TMK. 4, BK. 42, 43, 44, 49 ) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 4- Davalı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Yoksulluk nafakası isteğinin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsizdir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2,3 ve 4 nolu bentlerde yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer hususların yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
14-03-2009, 15:26 | #34 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2007/6137 K. 2008/6052 T. 30.4.2008 • BOŞANMA ( Terk Sebebiyle Karar Verilmekle Kocanın Kişilik Haklarına Saldırı Oluştuğundan Söz Edilemeyeceği - Manevi Tazminat Talebinin Reddine Karar Verilmesi Gereği ) • TERK SEBEBİYLE BOŞANMA ( Kocanın Manevi Tazminat Talebinin Reddine Karar Verilmesi Gereği - Terk Nedeniyle Kişilik Haklarına Saldırı Oluştuğundan Söz Edilemeyeceği ) • MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Terk Sebebiyle Boşanmaya Karar Verilmekle Kocanın Kişilik Haklarına Saldırı Oluştuğundan Söz Edilemeyeceği - Reddine Karar Verilmesi Gereği ) 4721/m. 164, 174/2 ÖZET : Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi için boşanmaya neden olan olaylar yüzünden kişilik haklarına saldırının varlığı gerekir. Terk sebebiyle boşanmaya karar verilmiş olmakla boşanmaya sebep olan olaylardan dolayı davacı kocanın kişilik haklarına saldırı oluştuğundan söz edilemez. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. ( TMK.md.174/2 ) Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. ( TMK.md.178 ) Davacı koca tarafından açılan terk sebebiyle boşanma davası ( TMK.md.164 ) kabul edilerek verilen hüküm 6.5.2005 tarihinde kesinleşmiş, davacı koca boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden itibaren süresi içinde Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi hükmüne dayalı olarak manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi için boşanmaya neden olan olaylar yüzünden kişilik haklarına saldırının varlığı gerekir. Terk sebebiyle boşanmaya karar verilmiş olmakla boşanmaya sebep olan olaylardan dolayı davacı kocanın kişilik haklarına saldırı oluştuğundan söz edilemez.Davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
17-04-2009, 22:39 | #35 |
|
T.C.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2008/12-656 K. 2008/638 T. 22.10.2008 • BOŞANMA İLAMI ( Boşanma Yönünden Kesinleşen Karardaki Maddi ve Manevi Tazminat Alacakları İçin Kesinleşme Koşulu Aranmaksızın İcra Takibi Yapılabileceği ) • KESİN HÜKÜM ( Boşanma Yönünden Kesinleşen Karardaki Maddi ve Manevi Tazminat Alacakları İçin Kesinleşme Koşulu Aranmaksızın İcra Takibi Yapılabileceği ) • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Boşanma Yönünden Kesinleşen Karardaki Bu Alacaklar İçin Kesinleşme Koşulu Aranmaksızın İcra Takibi Yapılabileceği ) • İLAMIN KISMEN KESİNLEŞMESİ ( Boşanma Yönünden Kesinleşen Karardaki Maddi ve Manevi Tazminat Alacakları İçin Kesinleşme Koşulu Aranmaksızın İcra Takibi Yapılabileceği ) 2004/m. 36 1086/m. 443, Geç.3 ÖZET : İstek, icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir. Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar kesinleşmeden icra edilemez. Kural olarak boşanma ilamı ile birlikte hükmedilen maddi ve manevi tazminat, boşanma kararının eklentisi olması sebebiyle boşanma ilamı kesinleşmeden icraya verilemez. Ancak boşanma yönünden kesinleşen karardaki maddi ve manevi tazminat alacakları için kesinleşme koşulu aranmaksızın icra takibi yapılabilir. Dosya kapsamından, boşanma hükmünün kesinleştiği, ancak boşanmaya bağlı olarak hükmedilen alacakların kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda maddi ve manevi tazminata ilişkin alacaklar için kesinleşmeden icra takibi yapılabilir. Açıklanan nedenlerle, borçlunun şikayetinin reddi gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nce şikayetin kabulüne dair verilen 11.02.2008 gün ve 2008/59-57 sayılı kararın incelenmesi karşı taraf/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 13.05.2008 gün ve 2008/7485-10219 sayılı ilamı ile; ( ... Kural olarak boşanma ekinde verilen maddi-manevi tazminat HUMK'nun 443. maddesi gereğince kesinleşmeden takibe konulamaz. Ancak, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesi halinde tazminata ilişkin hükmedilen alacağın tahsili için kesinleşme aranmaz. Keza tedbir niteliğinde verilen nafakanın da tahsili için kesinleşmesi gerekmez. Mahkemece açıklanan nedenlerle istemin reddi yerine kabulü isabetsizdir... ), Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : İstek, icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir. Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamlı takibe girişilerek, boşanma bölümü kesinleşen ilama dayanılarak ilamda yer alan 10.000,00.- YTL maddi ve 5.000,00..YTL manevi tazminat taleplerini içerecek şekilde, ancak bu kalemler açıklanmadan 15.000,00.- YTL asıl alacak ve 112,50.- YTL işlemiş faizi, 900,00.- YTL ilam vekalet ücreti, 162,40.- YTL yargılama gideri ve 2,00.- YTL bakiye karar harcı ve 8,00.YTL posta pulundan oluşan masrafları ile birlikte toplam 16.184,90.-YTL alacağın icra gideri, icra ücreti vekaleti, takip tarihinden başlayacak yasal faizi ile ve Perihan için her ay işleyecek aylık 100,00.-YTL yoksulluk nafakası ve küçük Nida için her ay işleyecek 100,00.- YTL iştirak nafakası ile birlikte tahsili istenmiştir. Eldeki şikayet ile, kararın boşanma davası yönünden kesinleştiği, ancak maddi ve manevi tazminata ilişkin hükmün kesinleşmediği ve temyiz edildiği, dayanak mahkeme kararında maddi ve manevi tazminatın, kararın kesinleşmesinden sonra yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiği yolunda hüküm bulunduğu, buna rağmen karar kesinleşmeden icraya konulduğu, bu bakımdan yapılan takibin iptaline karar verilmesi gerektiğinden takibin iptali talep edilmiştir. Mahkemece "İlama aykırı takip yapıldığı yönündeki şikayetin kabulü ile, Manisa 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/879 esas sayılı dosyasında borçlu Recep hakkında yapılan ilamlı icra takibinin iptaline "karar verilmiştir. Karşı taraf/alacaklı vekilinin temyizi üzerine özel dairece karar, "Boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesi halinde tazminata ilişkin hükmedilen alacağın tahsili için kesinleşme aranmayacağı, keza tedbir niteliğinde verilen nafakanın da tahsili için kesinleşmesi gerekmediği, mahkemece açıklanan nedenlerle şikayetin reddi yerine kabulünün isabetsiz olduğu" gerekçesiyle, bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü temyize karşı taraf/alacaklı vekili getirmektedir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip dayanağı ilamın boşanmaya ilişkin bölümünün kesinleşmiş olması karşısında, ilamda yer alan, ancak kesinleşmeyen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası vs kalemlerin kesinleşmeleri beklenmeden tahsilinin istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Öncelikle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 443. maddesinin ortaya konulmasında yarar vardır. Anılan maddede: "Temyizi dava icrayı tehir etmez. Ancak müstedi indettemyiz haksız çıktığı takdirde mahkümunbihi eda ve teslim edeceğine dair kefaleti kaviye göstermek veyahut mahkumunbih olan nukut ve eşyayı bir mevkii resmiye depozito etmek veya hasmı tarafından emval ve emlaki haczedilmiş olmak şartiyle mahkeme temyiz talep üzerine müstacelen icranın tehirine karar verebilir ( ilgili madde İİK m. 36 ). Müstedi Devlet ise veya müzahereti adliyeye ( m. 465-472 ) nail olup da davanın ve hükmün mahiyetine ve ahvali saireye nazaran icranın tehiri icap ediyorsa bila teminat icranın tehirine karar verilebilir. Nafaka hükümleri müstesnadır. Gayrimenkule ve buna müteallik ayni haklara ve aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümler kat'iyet kesbetmedikçe icra olunamaz. Hükmün kesinleştiği ilamın altına veya arkasına yazılıp, tarih ve mahkeme mührü konmak ve mahkeme başkanı veya hakimi tarafından imzalanmak suretiyle belirtilir" hükmü yer almaktadır. Görülmektedir ki, kural olarak boşanma ilamı ile birlikte hükmedilen maddi ve manevi tazminatın boşanma kararının eklentisi olması nedeniyle boşanma ilamı kesinleşmeden takibe konu edilmesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 443. maddesi karşısında mümkün değildir. Boşanma kararının kesinleşmesi halinde ise bu ilamla birlikte hükmedilmiş olsa bile kesinleşmeyen maddi ve manevi tazminata ilişkin hükmün, takibe konu edilmesi olanaklıdır. Yine, tedbir niteliğinde hükmedilen nafakanın da takibe konu edilmesinde buna ilişkin hükmün kesinleşmesi aranmaz. Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 28.02.2001 gün ve 2001/12-206 Esas, 2001/217 Karar sayılı ilamında da vurgulanmıştır Somut olayda; Manisa 1. Aile Mahkemesi'nin 2006/1001 Esas, 2007/567 Karar sayılı kararı boşanma yönünden kesinleşmiş; hükmün diğer kalemleri yönünden ise, temyiz edilerek 22.01.2008 tarihinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne gönderilmiş olmakla karar takip tarihinde tazminatlar yönünden kesinleşmemiştir. Görüldüğü üzere, kesinleşmeden icra olunamayacağı belirgin olan boşanma hükmü kesinleşmiş; bu hükme bağlı olarak hükmedilen ancak temyize konu edilmekle kesinleşmemiş olan diğer alacak kalemleri ise, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile birlikte, kesinleşip kesinleşmediklerine bakılmaksızın takibe konulabilir hale gelmiştir. Bu durum karşısında, mahkemece Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle şikayetin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Karşı taraf/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.10.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi. Kazancı |
18-04-2009, 05:46 | #36 |
|
Yargıtay
2. Hukuk Dairesi 2007/11171 E., 2007/11471 K. İlgili Kavramlar o BOŞANMA o İŞTİRAK NAFAKASI o MADDİ TAZMİNAT o MANEVİ TAZMİNAT Özet DAVALI KOCANIN SÜREKLİ KUMAR OYNADIĞI, EŞİNİ TEHDİT ETTİĞİ VE ÇOCUKLARINA FİZİKSEL ŞİDDET UYGULADIĞI ANLAŞILMAKLA, TARAFLARIN SOSYAL VE EKONOMİK DURUMLARI DA GÖZETİLEREK DAVACI KADIN YARARINA UYGUN MİKTARDA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLMESİ GEREKİR. TARAFLARIN ORTAK ÇOCUKLARININ VELAYETİ DAVACI ANNEYE VERİLDİĞİNE GÖRE, UYGUN MİKTARDA İŞTİRAK NAFAKASINA DA HÜKMEDİLMELİDİR. İçtihat Metni Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kocanın sürekli kumar oynadığı, eşini tehdit ettiği ve çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmakla, davacı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik haklan saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4; BK m. 42, 43, 44, 49) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3- Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesi, mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranlarında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (MK m. 4; BK m. 42 ve 44) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 4- Resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur (TMK m. 7). Tarafların ortak çocukları olarak kayıtlı bulunan küçük Yağmur ve Atakan'ın velayeti davacı anneye verildiği halde uygun miktar iştirak nafakası verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Temyiz edilen hükmün 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle (BOZULMASINA), hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin (ONANMASINA), temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.07.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Kaynak: UYAP Mevzuat Programı |
20-06-2009, 09:05 | #37 |
|
Boşanma Sonucu Eş Desteğinden Yoksun Kalma Sebebi İle Maddi Tazminat
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2006/18894 K. 2007/7597 T. 8.5.2007 • BOŞANMA VE TAZMİNAT ( Maddi Tazminat İsteyen Eşin Diğerinden Daha Ziyade Kusurlu Olmadığı - Boşanma Sonucu Bu Eş En Azından Diğerinin Maddi Desteğini Yitirdiğinden Uygun Miktarda Maddi Tazminat Verilmesi Gerektiği ) • MADDİ TAZMİNAT ( İsteyen Eşin Diğerinden Daha Ziyade Kusurlu Olmadığı - Boşanma Sonucu Bu Eş En Azından Diğerinin Maddi Desteğini Yitirdiğinden Uygun Miktarda Maddi Tazminat Verilmesi Gerektiği ) • VEKALET ÜCRETİ ( Davacı-Davalı Kocanın Davası Ret Edilmiş Davalı-Davacı Kadının Bağımsız Boşanma Davası İse Kabul Edildiğinden Kadın Yararına İki Ayrı Vekalet Ücreti Takdiri Gerektiği ) 4721/m.4,174,186 818/m.42,44 ÖZET : Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Davacı-davalı kocanın davası ret edilmiş, davalı-davacı kadının bağımsız boşanma davası ise kabul edilmiştir. Kadın yararına iki ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken, bir dava için vekalet ücreti takdiri usul ve yasaya aykırıdır. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm maddi tazminat, nafakalar ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Davalı-davacı ( kadın ) lehine hükmolunan tedbir nafakasının başlangıç tarihinin karar yerinde gösterilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Boşanmaya neden olan olaylarda başka kadınla yaşayan, eşine şiddet uygulayan ve ona hakaret eden davacı-davalı koca tamamen kusurludur. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, evi birlikte seçeceklerini , birliğin giderlerine güçleri oranlarında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi ( MK.Md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Davacı-davalı kocanın davası ret edilmiş, davalı-davacı kadının bağımsız boşanma davası ise kabul edilmiştir.Kadın yararına iki ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken, bir dava için vekalet ücreti takdiri usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. 2. ve 3. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı Bilişim |
03-11-2009, 15:03 | #38 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2006/10852 Karar No. 2006/17842 Tarihi 18.12.2006 İLGİLİ MEVZUAT 4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/174.1 KAVRAMLAR BOŞANMA DAVASI MADDİ TAZMİNAT KUSUR VELAYET VEKALET ÜCRETİ NAFAKA ÖZET DAVACI KOCANIN RAHATSIZLIĞINDAN DOLAYI VESAYET ALTINA ALINMASI NEDENİYLE HAREKETLERİNİN İRADİ OLMADIĞI ANLAŞILMAKTADIR. DAVACI KOCANIN MEVCUT RAHATSIZLIĞI NEDENİYLE KUSURLU OLDUĞU KABUL EDİLEMEYECEĞİNE GÖRE, DAVALI KADIN YARARINA MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİ DOĞRU DEĞİLDİR Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm velayet, tazminat, nafaka ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1- Toplanan delillerden davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir davranışı bulunmadığı ve bir kusuru kanıtlanmadığı halde, davacı kocanın vasisi tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesi doğru değilse de, boşanma kararı temyiz edilmediğinden bu yön bozma sebebi yapılmamıştır. 2- Temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının tüm, davacı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yersizdir. a) Davacı kocanın "Serebral Pulsy Sekeli (Mental Retardasyon)" tanısı ile vesayet altına alındığı görülmekle hareketlerinin iradi olmadığı anlaşılmaktadır. Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf "kusurlu taraftan" uygun bir maddi tazminat isteyebilir. (TMK m. 174/1) Davacı kocanın mevcut rahatsızlığı sebebiyle kusurlu olduğu kabul edilemeyeceğine göre, davalı kadın yararına maddi tazminat verilmesi doğru bulunmamıştır. b) Davalı kadının usulüne uygun şekilde açılmış bir dava ya da karşılık davası bulunmadığı halde, yararına vekalet ücreti verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Temyiz edilen hükmün 2/a-b bentlerinde gösterilen sebeple (BOZULMASINA), hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin (ONANMASINA), temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
08-06-2010, 17:50 | #39 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2009/21018 K. 2010/526 T. 14.1.2010 • BOŞANMA ( Tarafların Fiili Ayrılık Döneminde Başkalarıyla Evliymiş Gibi Yaşadıkları - Maddi ve Manevi Tazminata Karar Verilemeyeceği/Eşit Kusur • EŞİT KUSUR ( Boşanma/Maddi ve Manevi Tazminata Karar Verilemeyeceği - Tarafların Fiili Ayrılık Döneminde Başkalarıyla Evliymiş Gibi Yaşadıkları ) • TEDBİR NAFAKASI ( Kadını İaşesinin Beraber Yaşadığı Şahıs Tarafından Karşılandığı Gözetilmeksizin Takdir Edilmesinin İsabetsiz Bulunduğu ) 4721/m. 169, 174 ÖZET : 1- Dava, boşanma ve tazminat taleplerine ilişkindir. Tarafların boşanma davasının reddinden sonraki fiili ayrılık döneminde başkalarıyla evliymiş gibi yaşadıkları anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta, tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Eşit kusurlu eş lehine maddi ve manevi tazminata karar verilemeyeceği dikkate alınmalıdır. 2- Davalı-davacının iaşesinin beraber yaşadığı şahıs tarafından karşılandığı gözetilmeksizin, davalı yararına tedbir nafakası takdir edilmesi de isabetsizdir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda; mahalli mahkemece verilen hüküm davacı-davalı tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ve tedbir nafakası temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların her ikisinin de reddedilen davadan sonra fiili ayrılık süresi içinde başkalarıyla fiilen evliymiş gibi yaşadıkları anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta taraflar aynı oranda kusurludurlar. Hal böyleyken boşanmada davacının daha fazla kusurlu kabul edilmesi doğru bulunmadığı gibi, eşit kusurlu olan davalı-davacı yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1 ve 2. maddesi gereğince maddi ve manevi tazminat takdir edilemeyeceği gözetilmeksizin, bu isteklerin reddi yerine davalı-davacı yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. 2-Davalı-davacının iaşesinin beraber yaşadığı şahıs tarafından karşılandığı gözetilmeksizin, davalı yararına tedbir nafakası takdir edilmesi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
08-06-2010, 17:57 | #40 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2008/11822 K. 2009/17851 T. 20.10.2009 • MADDİ TAZMİNAT ( Davacı Kadın Boşanma Sebebiyle Davalının Sigortasından Yararlanma Hakkını Yitireceğini İleri Sürerek Mevcut Menfaatinin Kaybı Nedeniyle - Fazlaya İlişkin Hak Saklı Tutulmamış İse Islah Yoluyla Talep Miktarının Artırılamayacağı ) • ISLAH ( Fazlaya İlişkin Hak Saklı Tutulmamış İse Islah Yoluyla Talep Miktarının Artırılamayacağı - Maddi Tazminat ) • FAZLAYA İLİŞKİN HAKKIN SAKLI TUTULMAMASI ( Islah Yoluyla Talep Miktarının Artırılamayacağı - Maddi Tazminat ) 1086/m. 83, 87 ÖZET : Davacı kadın, boşanma sebebiyle davalının sigortasından yararlanma hakkını yitireceğini ileri sürerek mevcut menfaatinin kaybı nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunmuş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamıştır. Fazlaya ilişkin hak saklı tutulmamış ise ıslah yoluyla talep miktarı artırılamaz. Bu husus dikkate alınmadan ıslahla artırılan miktara karar verilmesi isabetsizdir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda; mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden davalı tebligata rağmen gelmedi. Karşı taraf davacı vekili geldi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı, dava dilekçesinde; boşanma sebebiyle davalının sigortasından yararlanma hakkını yitireceğini ileri sürerek mevcut menfaatinin kaybı nedeniyle davalıdan 20.000.-TL maddi tazminat ( TMK. md. 174/1 )istemiş, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmamıştır. Fazlaya ilişkin hak saklı tutulmuşsa ıslah suretiyle talep edilen tazminat miktarı artırılabilir. Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutulmamışsa davacı ıslah yoluyla fazla kısım için talepte bulunamaz. Bu husus gözetilmeden ıslah dilekçesinde artırılan miktara karar verilmesi hatalıdır. Bu itibarla dava dilekçesinde talep edilen miktarda maddi tazminatın hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre faize yönelik temyizinin incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte yazılı sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
21-01-2011, 15:47 | #41 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2009/5707 K. 2010/8831 T. 3.5.2010 • SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Boşanmanın Kesinleşmesine Kadar Gerçekleşmiş Sadakat Yükümlülüğüne Aykırı Bir Davranışın Varlığı Halinde Bu Davranış Aynı Zamanda Sadakatsizliğe Uğrayan Eşin Kişilik Haklarını Zedeler Nitelikte Olduğu ) • MANEVİ TAZMİNAT ( Hükmün Kesinleşmesinden Sonraki Manevi Tazminat İsteği Boşanmaya Sebep Olan Olaylar Yüzünden Olması Gerektiği - Boşanmanın Kesinleşmesine Kadar Gerçekleşmiş Sadakat Yükümlülüğüne Aykırı Bir Davranışın Varlığı Halinde İstenebileceği ) • HÜKMÜN KESİNLEŞMESİNDEN SONRAKİ MANEVİ TAZMİNAT İSTEĞİ ( Boşanmaya Sebep Olan Olaylar Yüzünden Olması Gerektiği - Boşanmanın Kesinleşmesine Kadar Gerçekleşmiş Sadakat Yükümlülüğüne Aykırı Bir Davranışın Varlığı Halinde Manevi Tazminat İstenebileceği ) 4721/m.25, 174/2, 185 818/m.49 ÖZET : Hükmün kesinleşmesinden sonraki manevi tazminat isteği Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesinde belirtildiği üzere boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden olmalıdır. Boşanma sebebi olarak gösterilmemiş, ancak boşanmanın kesinleşmesine kadar gerçekleşmiş sadakat yükümlülüğüne aykırı bir davranışın varlığının anlaşılması durumunda; bu davranış aynı zamanda sadakatsizliğe uğrayan eşin kişilik haklarını zedeler nitelikte olduğundan; hakkı zedelenen kişinin genel hükümlere dayalı olarak genel görevli mahkemede manevi tazminat isteğinde bulunması gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Davacı; davalı eşinin 22.04.2008 tarihinde kesinleşen boşanma hükmünde kusursuz kabul edildiğini; ancak Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesinde mevcut sadakat yükümlülüğünün boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar devam ettiği, davalının ise bu yükümlülüğe aykırı olarak kesinleşme tarihinden önce bir başka erkekle ilişkiye girerek, bu kişiden 25.08.2008 doğumlu bir çocuğunun olduğunu ileri sürerek, 27.05.2008 tarihinde açtığı dava ile manevi tazminat isteğinde bulunmuş; mahkeme davalı kadını 5.000 TL manevi tazminata hükmetmiştir. Davalı kadın verilen bu tazminatı temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesinde düzenlenen sadakat yükümlülüğü; boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar devam eder. Kural olarak sadakat yükümlülüğüne aykırılığın açılan boşanma davasında ileri sürülmesi ve buna bağlı olarak Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi gereğince manevi tazminat istenmesi beklenir. Ancak manevi tazminat isteğinin boşanmanın kesinleşmesinden sonra Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesindeki 1 yıllık süre de gözetilerek istenmesi mümkündür ( 22.01.1988 tarihli 1986/5 esas, 1988/1 karar sayılı İçt. Bir. Kararı ). Hükmün kesinleşmesinden sonraki manevi tazminat isteği Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesinde açık olarak belirtildiği üzere "boşanmaya sebep olan olaylar" yüzünden olmalıdır. Bunun sonucu olarak; boşanma sebebi olarak gösterilmemiş; ancak boşanmanın kesinleşmesine kadar gerçekleşmiş sadakat yükümlülüğüne aykırı bir davranışın varlığının anlaşılması durumunda; bu davranış aynı zamanda sadakatsizliğe uğrayan eşin kişilik haklarını zedeler nitelikte olduğundan; hakkı zedelenen kişinin Türk Medeni Kanunu'nun 25. ve Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereğince genel hükümlere dayalı olarak genel görevli mahkemede manevi tazminat isteğinde bulunmasına da yasal bir engel yoktur. Bu husus, 22.01.1988 tarihli, 1986/5 esas, 1988/1 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde de vurgulanmıştır. Davacının isteğinin belirtilen bu genel hükümlere dayalı bir manevi tazminat isteği olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakma görevi aile mahkemesine ait olmayıp, davadaki istem miktarına göre asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görev, davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilir ( HUMK m. 7 ). Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmek üzere ( BOZULMASINA ), bozma nedenine göre davalının diğer temyiz isteklerinin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
10-02-2011, 11:36 | #42 | |||||||||||||||||||||||
|
İlginç bulduğum için ekliyorum: Ankara Barosu Yayınları HUKUK MERCEĞİ, Konferans ve Paneller, 4 Evliliğin Genel hükümleri, Boşanma ve Boşanmanın Sonuçları (2003) S.657.) Soru: Maddi tazminat davasını düşük meblağ ile açıp fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak bilahare rapordan sonra ıslah yolu ile meblağ arttırmak mümkün müdür? Boşanma davalarından sonra açılan maddi tazminat davası! Cevap: HAKKI DİNÇ (YARGITAY 2. HD ÜYESİ) Değerli arkadaşlar, bu maddi tazminatı isteyebilmek için dedim ya bir boşanma hükmü mutlaka gereklidir. Bu fazlaya ait haklar manevi tazminatta istenemeyeceği gibi maddi tazminatta da biz daire olarak düşünmemekteyiz! Çünkü biz bilirkişiye bir hesap yaptırmamaktayız. Çünkü şurada (kanunda) ne dedi, "münasip bir tazminat verir" diyor. Münasip bir tazminat verir! O itibarla yani fazlasını, şu anda fazlaya ait haklar saklı tutulup, kısmi bir dava şeklinde getirilip, hesap yapılıp da fazlasının istenmesi mümkün değil! Uygulama bu şekilde. |
28-05-2011, 16:21 | #43 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2010/3632 K. 2010/6906 T. 8.4.2010 • MÜŞTEREK ÇOCUK ADINA MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ (Boşanmanın Eki Niteliğinde Olmadığı - Nispi Harca Tabi Olduğu/Bu İstem TMK’nun 25 ve B.K’nun 49. Md. Gereğince Genel Hükümlere Göre İstenebileceği ve Genel Mahkemeler Görevli Olduğu) • BOŞANMANIN EKİ NİTELİĞİNDE OLMAYAN TALEP (Nispi Harca Tabi Olduğu - Bu İstem TMK’nun 25 ve B.K’nun 49. Md. Gereğince Genel Hükümlere Göre İstenebileceği ve Genel Mahkemeler Görevli Olduğu) • GÖREV (Müşterek Çocuk Adına Manevi Tazminat İstemi - Boşanmanın Eki Niteliğinde Olmadığı/Nispi Harca Tabi Olduğu/Bu İstem TMK’nun 25 ve B.K’nun 49. Md. Gereğince Genel Hükümlere Göre İstenebileceği ve Genel Mahkemeler Görevli Olduğu) • YOKSULLUK VE İŞTİRAK NAFAKASI (Gelecek Yıllarda Ne Miktarda Ödeneceğinin Tespiti - Bu İstek Hakkında Yazılı Şekilde Ret Hükmü Kurulmasının Doğru Görülmediği) 4721/m.25,174/2,176,182 818/m.49 ÖZET : Dava dilekçesinde müşterek çocuklar adına da manevi tazminat isteğinde bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesindeki düzenleme boşanma halinde eşlere tanınan bir hak olup, çocuklar için istenen manevi tazminat boşanmanın eki niteliğinde değildir. Nispi harca tabidir. Bu istem Türk Medeni Kanununun 25. ve Borçlar Kanununun 49. maddesi gereğince genel hükümlere göre istenebilir ve genel mahkemeler görevlidir. Mahkemece bu talep yönünden peşin nispi harcın tamamlatılması, görev hususunun gözetilmesi gerekir. Davacı-karşı davalı, yoksulluk ve iştirak nafakasının gelecek yıllarda ne miktarda ödeneceğinin tespitini de istemiştir. Bu istek hakkında yazılı şekilde ret hükmü kurulması da doğru görülmemiştir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde davalı-karşı davacı kocanın S... olan adının S... yazılmasının maddi hataya dayalı olup, yerinde düzeltilmesinin mümkün olmasına, boşanmanın eki niteliğinde olan ve hüküm altına alınan manevi tazminat (TMK. md. 174/2) nedeniyle vekalet ücreti takdir edilmemesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesinde müşterek çocuklar adına da manevi tazminat isteğinde bulunmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesindeki düzenleme boşanma halinde eşlere tanınan bir hak olup, çocuklar için istenen manevi tazminat boşanmanın eki niteliğinde değildir. Nispi harca tabidir. Bu istem Türk Medeni Kanunu'nun 25. ve Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereğince genel hükümlere göre istenebilir ve genel mahkemeler görevlidir. Mahkemece bu talep yönünden peşin nispi harcın tamamlatılması (HUMK. md. 30-32), görev hususunun gözetilmesi gerekirken yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı-karşı davalı, yoksulluk ve iştirak nafakasının gelecek yıllarda ne miktarda ödeneceğinin tespitini de istemiştir. (TMK. md. 176/son, 182/son) Bu istek hakkında yazılı şekilde ret hükmü kurulması da doğru görülmemiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2. ve 3. bentlerde yazılı nedenlerle BOZULMASINA, (2) nolu bozma nedenine göre, davalı-karşı davacı kocanın bu yöne ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
15-06-2011, 12:54 | #44 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2009/8408 K. 2010/12616 T. 24.6.2010 • BOŞANMA DAVASI ( Temyiz Edilmemek Suretiyle Kesinleştiği - Ayrılık Davasının Konusu Kalmadığı/Bu Konuda Karar Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilmesi Gerektiği ) • AYRILIK DAVASI ( Davacı-Davalı Kadının Boşanma Davası Temyiz Edilmemek Suretiyle Kesinleştiği - Ayrılık Davasının Konusu Kalmadığı/Bu Konuda Karar Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilmesi Gerektiği ) • MADDİ TAZMİNAT ( Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Maddi Tazminat İsteyen Eşin Diğerinden Daha Ziyade ve Eşit Kusurlu Olmadığı - Davacı-Davalı Kadın Yararına Uygun Miktarda Maddi Tazminat Verilmesi Gerektiği ) • KARAR VERİLMESİNE YER OLMAMA ( Davacı-Davalı Kadının Boşanma Davası Temyiz Edilmemek Suretiyle Kesinleştiği - Ayrılık Davasının Konusu Kalmadığı/Bu Konuda Karar Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilmesi Gerektiği ) 4721/m.174 ÖZET : Davacı-davalı kadının boşanma davası temyiz edilmemek suretiyle kesinleşmiştir. Ayrılık davasının konusu kalmamıştır. Bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmelidir. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün ayrılık davası, kocanın boşanma davası, kusur, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve kişisel ilişki yönünden temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 24.06.2010 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı Gökhan E. vekili ve karşı taraf temyiz eden Aylin Gören E. ile vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1 - Davalı-davacı kocanın temyizi yönünden: a- Velayeti anneye verilen müşterek çocukla baba arasında yaz dönemi için ve ayın belli haftalarında yatıya kalacak şekilde kişisel ilişki kurulmaması usul ve yasaya aykırıdır. b-Davacı-davalı kadının çalıştığı, taşınmazlarının ve kira gelirinin olduğu, iki şirkette pay sahibi bulunduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir. Yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. 2 - Davacı-davalı kadının temyizine gelince: a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı koca tanıklarının beyanında geçen bir kısım olaylardan sonra evliliğin devam etmesi nedeniyle bu olayların kusur tespitine esas alınamayacağına, boşanmaya yol açan olaylarda evi terk eden, eşinin evine girmesine engel olan, eşine hakaret eden davacı-davalı kadının kusuru yanında, eşine hakaret eden, defol git karşımdan diyen, eşine şiddet uygulayan ve güven sarsıcı davranışlarda bulunan davalı-davacı kocanın daha ziyade kusurlu olmasına, ancak davacı-davalı kocanın boşanma davası yönünden de Türk Medeni Kanunu'nun 166/2. maddesi koşullarının gerçekleşmiş bulunmasına, davacı-davalı kadın tarafından takip edilmemekle beraber ayrılık davasının davalısı olan, koca tarafından takip edildiğinin anlaşılmasına ( HUMK. md. 185/1 ) göre davacı-davalı kadının aşağıdaki betlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Davacı-davalı kadının boşanma davası temyiz edilmemek suretiyle kesinleşmiştir. Ayrılık davasının konusu kalmamıştır. Bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. c-Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi ( TMK. md. 4 BK. md. 42 ve 44 ) dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. d-Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları ( TMK. md.4 BK. md. 42, 43, 44. 49 ) dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 1/a-b, 2/b, c ve d bentlerinde yazılı nedenlerle BOZULMASINA, yukarıda 2/b bentteki bozma nedenine göre ayrılık davası yönünden diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan diğer yönlerin ise yukarıda 2/a bentte yazılı nedenlerle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
09-07-2011, 16:42 | #45 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2010/3555 K. 2011/4625 T. 15.3.2011 • EVLİLİK BİRLİĞİNE İLİŞKİN GÖREVLER ( Kocanın Yerine Getirmediği Eşine Fiziki Şiddet Uyguladığı ve Hakaret Ettiği Davalı-Davacının ( Kadın ) da Kocasının Yüzünü Tırmaladığı - Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasında Davalı-Davacı ( Kadın ) Az Davacı-Davalı İse Daha Fazla Kusurlu Olduğu ) • KUSUR ( Davacı-Davalının ( Koca ) Evlilik Birliğine İlişkin Görevlerini Yerine Getirmediği - Eşine Fiziki Şiddet Uyguladığı ve Hakaret Ettiği Davalı-Davacının ( Kadın ) da Kocasının Yüzünü Tırmaladığı/Davacı-Davalı Daha Fazla Kusurlu Olduğu ) • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasında Davalı-Davacı ( Kadın ) Az Davacı-Davalı İse Daha Fazla Kusurlu Olduğu - Davalı-Davacı Yararına TMK’nun 174/1-2. Md.leri Gereğince Tarafların Ekonomik ve Sosyal Durumları Dikkate Alınarak Uygun Miktarlarda Takdir Edilmesi Gerektiği ) 4721/m.174/1-2 ÖZET : Davacı-davalının ( koca ) evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği, eşine fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği davalı-davacının ( kadın ) da kocasının yüzünü tırmaladığı anlaşılmaktadır. Gerkçekleşen bu olaylara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-davacı ( kadın ) az, davacı-davalı ise daha fazla kusurludur. Hal böyleyken tarafların "eşit" kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak davalı-davacının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi doğru görülmemiştir. O halde davalı-davacı yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddeleri gereğince, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalının ( koca ) tüm, davalı-davacının ( kadın ) ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacı-davalının ( koca ) evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği, eşine fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği davalı-davacının ( kadın ) da kocasının yüzünü tırmaladığı anlaşılmaktadır. Gerkçekleşen bu olaylara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-davacı ( kadın ) az, davacı-davalı ise daha fazla kusurludur. Hal böyleyken tarafların "eşit" kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak davalı-davacının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi doğru görülmemiştir. O halde davalı-davacı yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddeleri gereğince, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, bu isteklerin reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Göksel'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Yeliz'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
17-11-2011, 19:04 | #46 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2010/11588 K. 2011/11733 T. 7.7.2011 • MANEVİ TAZMİNAT ( Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Sebep Olan Olaylarda Tazminat İsteyen Davacı Kadının Ağır ya da Eşit Kusurlu Olmadığı Bu Olayların Kişilik Haklarına Saldırı Teşkil Ettiğinden Uygun Miktarda Hükmedilmesi Gerektiği ) • KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI ( Davalı Kocanın Eşine Sürekli Olarak Fiziksel Şiddet Uyguladığı - Davacı Kadın Yararına Uygun Miktarda Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği ) • FİZİKSEL ŞİDDET UYGULAYAN KOCA ( Bu Olayların Kişilik Haklarına Saldırı Teşkil Ettiğinden Davacı Kadın Yararına Uygun Miktarda Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği ) 4721/m.4 818/m.42, 43, 44, 49 ÖZET : Davalı kocanın eşine sürekli olarak fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Toplanan delillerden; davalı kocanın eşine sürekli olarak fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları ( TMK. md. 4 BK. md. 42, 43, 44, 49 ) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.07.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY : Kadına yönelik fiziksel şiddetin eski olay olduğu; bu eski olaylardan sonra evliliğin devam ettirildiği, boşanmanın kocanın birlik görevlerini yerine getirmemesi nedeniyle gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Boşanma nedeni olan kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde kocanın bir kusurlu davranışı ve Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesindeki manevi tazminat verilmesi koşulları gerçekleşmemiştir. Hükmün onanması gerektiğini düşünüyorum. Kazancı |
12-01-2012, 11:28 | #47 |
|
T.C.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2011/2-403 K. 2011/509 T. 13.7.2011 • DAVACI KADININ BOŞANMA DAVASI SIRASINDA BAŞKA BİR ERKEKLE İLİŞKİ YAŞAMAYA BAŞLAMASI ( Evlilik Birliğini Temelinden Etkileyeceği - Tarafların Eşit Kusurlu Kabul Edileceği/Davacı Kadın Yararına Tazminata Hükmedilemeyeceği )• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Boşanma Davası/Davacı Kadının Yargılama Sırasında Başka Bir Erkekle İlişki Yaşamaya Başladığı - Evlilik Birliğini Temelinden Etkileyeceği/Davacı Kadın Yararına Tazminata Hükmedilmemesi Gereği ) • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Boşanma Davası/Davacı Kadının Yargılama Sırasında Başka Bir Erkekle İlişki Yaşamaya Başladığı - Evlilik Birliğini Temelinden Etkileyeceği/Davacı Kadın Yararına Tazminata Hükmedilemeyeceği ) • BOŞANMA DAVASI ( Davacı Kadının Yargılama Sırasında Başka Bir Erkekle İlişki Yaşamaya Başladığı - Evlilik Birliğini Temelinden Etkileyeceği/Davacı Kadın Yararına Tazminata Hükmedilmemesi Gereği ) 4721/m.185 ÖZET : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Uyuşmazlık; davacı kadının boşanma davası sırasında bir başka erkekle ilişkide bulunması ve bu durumun dava açıldığı aşamada değil yargılamanın sürdüğü aşamada gerçekleşmesi karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kocayla aynı oranda kusurlu kabul edilip edilmeyeceği; varılacak sonuca göre de, davacı lehine maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. Boşanma kararı kesinleşmeden, evlilik halen devam ederken davacı kadının başka bir erkek ile ilişkisinin bulunmasının, evlilik birliğini temelinden etkileyeceği; boşanma kararında eşlerin kusurunun tespitinde ve buna bağlı olarak da boşanmanın sonuçlarının düzenlenmesinde ( maddi ve manevi tazminat v.b. ) önem arz edeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, Özel Daire tarafından dosyadaki delil durumuna göre tarafların eşit kusurlu kabul edilerek, davacı kadın yararına tazminata hükmedilmemesi gerektiği yönündeki karar hukuka uygundur. DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma, velayet, nafaka ve tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2.Aile Mahkemesince boşanma yönünden davanın kabulüne, diğer talepler yönünden kısmen kabulüne dair verilen 08.07.2008 gün ve 2005/922 E., 2008/513 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 14.01.2010 gün ve 2008/18052 E., 2010/572 K. sayılı ilamı ile; ( ... 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Evlilik birliği süresince eşlerin birbirlerine sadakat yükümlülüğü devam eder. ( TMK.md.185/son ) Bir eşin sadakatsiz tutum ve davranışlarda bulunması diğerine de bu hakkı vermez. ( H.G.K.26.11.2008 gün 2008/2-698 esas 2008/711 karar ) Toplanan delillerden sadakatsiz tutum içinde bulunan kocaya karşı boşanma davası açan kadının da, dava sırasında bir başka erkekle ilişkide bulunduğu, bu suretle sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı kadın da davalı eşi kadar evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurludur. Davacı kadının da eşit derecede kusurlu bulunduğu dikkate alınarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin ( TMK.md. 174/1-2 ) reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır... ), Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı kadın vekili, müvekkili ile davalının evli olduklarını, iki tane çocukları olduğunu, davalının müvekkiline şiddet uyguladığını ve başka kadınlarla ilişkide bulunduğunu ileri sürerek, müşterek çocukların her biri için aylık 3.000.00 YTL'den 6.000.00 YTL iştirak, kendisi için aylık 3.000.00 YTL yoksulluk nafakasının, 150.000.00 YTL maddi ile 150.000.00 YTL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı koca vekili, müvekkilinin, eşine karşı sadakatsiz davranışı olmadığını, davacı kadının sadakatsiz davrandığını, davalı kocaya ve ailesine karşı hakarette bulunduğunu, aşırı harcama yapıp, alkol aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı kocanın eşini bir başka kadınla aldattığı ve eşine karşı şiddet uyguladığı gerekçesi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu, davacı kadının ise, eşine karşı hakaret edip müsrif olduğundan daha hafif kusurlu olduğu kabul edilerek, tarafların boşanmalarına, maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Özel Dairece; karar yukarıda açıklanan nedenlerle kusur ve tazminat noktasından bozulmuştur. Yerel mahkeme, ilk kararda direnmiş; kararı davalı koca vekili temyiz etmiştir. Boşanma, velayet ve nafakalar yönünden verilen karar bozma nedeni yapılmadığından kesinleşmekle uyuşmazlık konusu değildir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı kadının boşanma davası sırasında bir başka erkekle ilişkide bulunması ve bu durumun dava açıldığı aşamada değil yargılamanın sürdüğü aşamada gerçekleşmesi karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kocayla aynı oranda kusurlu kabul edilip edilmeyeceği; varılacak sonuca göre de, davacı lehine maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. Hemen belirtmelidir ki, kural olarak, her dava açıldığı tarihteki hukuki ve maddi vakıalara göre incelenir ve sonuçlandırılır. Bu itibarla dava tarihinden sonra beliren maddi bir vakıanın değerlendirilmesi ve hükme esas alınması olanaklı değildir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu'nun 19.04.1995 gün ve 1995/2-128-399 sayılı kararında da bu ilke benimsenmiştir. Ne var ki, dava tarihinden önce başlayıp, dava aşamasında gelişen durumların bu kural içinde değerlendirilemeyeceği de unutulmamalıdır. Diğer taraftan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ( TMK )'nun, 185/3.maddesi ile eşlere bir birlerine karşı sadık davranma yükümlülüğü getirilmiştir. Boşanma davasının açılması, bu yükümü kaldırmayacağı gibi taraflar evli oldukları sürece bu yükümlülüğü yerine getirmek zorundadır. Boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkının elde edilmiş olması da sadakat yükümünü kaldıracak bir unsur değildir. Bu hususların her olayın kendi özelliğine ve dosyadaki delil durumuna göre değerlendirileceği de açıktır. Bu açıklamalar ışığında eldeki davaya konu somut olayın özelliğine göre yapılan değerlendirmede; Davacı kadının da evlilik birliği içerisinde sadakatsiz davrandığı, yargılamada davalı koca tarafından ileri sürülmüş ve davalı bu iddiasını kanıtlamak için tanık dinletmiş, dinlenen davalı tanıkları, davacı kadını çeşitli zamanlarda bir başka erkek ile sarmaş dolaş, samimi vaziyette gördüklerini beyan etmişlerdir. Bununla birlikte, davacının kullandığı cep telefonu ile davalının yanında çalışan ve davacının ilişkide olduğu söylenilen İ. adlı kişi ile bir ay içerisinde -bir kısmı gece olmak üzere- çok sayıda görüşme yaptığı, ayrıca bu şahıs tarafından henüz boşanma davası açılmadan önce, davacı kadın adına ek kredi kartı çıkartıldığı da dosya kapsamı ile sabittir. Tüm bu deliller ile birlikte yargılama sırasında, davacı kadının adı geçen bu erkek ile çekilmiş çok sayıda samimi evli bir kadının bir başka erkekle olmaması gereken yakınlıkta- fotoğrafları davalı vekili tarafından dosya içerisine sunulmuş ve delil olarak dosyaya alınmıştır. Boşanma kararı kesinleşmeden, evlilik halen devam ederken davacı kadının başka bir erkek ile ilişkisinin bulunmasının, evlilik birliğini temelinden etkileyeceği; boşanma kararında eşlerin kusurunun tespitinde ve buna bağlı olarak da boşanmanın sonuçlarının düzenlenmesinde ( maddi ve manevi tazminat v.b. ) önem arz edeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, Özel Daire tarafından dosyadaki delil durumuna göre tarafların eşit kusurlu kabul edilerek, davacı kadın yararına tazminata hükmedilmemesi gerektiğine işaret eden bozma kararı, yukarıda açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulunun çoğunluğunca da benimsenmiştir. Şu hale göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyularak tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ile davacı kadının maddi ve manevi tazminat talebinin tamamen reddine karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararının bozulması gerekir. SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.07.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi. Kazancı |
14-08-2012, 14:09 | #48 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2010/21246 K. 2011/21149 T. 6.12.2011 • BOŞANMA ( Davalı-Davacı Kocanın Eşine Şiddet Uyguladığı ve Bağımsız Ev Temin Etmediği ve Davacı-Davalı Kadının da Eşini İstemediğini Beyan Ettiği ve Hakaret Ettiği - Eşinin Annesine ve Yengesine Tokat Attığı Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Sebep Olan Olaylarda Tarafların Eşit Kusurlu Bulunduğu) • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Boşanma - Davalı-Davacı Kocanın Eşine Şiddet Uyguladığı ve Bağımsız Ev Temin Etmediği ve Davacı-Davalı Kadının da Eşini İstemediğini Beyan Ettiği ve Hakaret Ettiği - Eşinin Annesine ve Yengesine Tokat Attığı/Tarafların Eşit Kusurlu Bulunduğu - Kadının Tazminat İsteyemeyeceği) • EŞİT KUSUR ( Davalı-Davacı Kocanın Eşine Şiddet Uyguladığı ve Davacı-Davalı Kadının da Eşini İstemediğini Beyan Ettiği ve Hakaret Ettiği - Eşinin Annesine ve Yengesine Tokat Attığı/Tarafların Eşit Kusurlu Bulunduğu - Kadının Maddi ve Manevi Tazminat Taleplerinin Reddi Gerektiği) 4721/m.174 ÖZET : Toplanan delillerden, davalı-davacı kocanın eşine şiddet uyguladığı, bağımsız ev temin etmediği, davacı-davalı kadının da eşini istemediğini beyan ettiği, hakaret ettiği, eşinin annesine ve yengesine tokat attığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunduğu anlaşıldığı halde, mahkemece davalı-davacı kocanın tamamen kusurlu olduğunun kabul edilmesi ve buna bağlı olarak davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği düşünüldü: KARAR : 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı kadının, davalı-davacı kocanın karşı davasının süresi içerisinde açılmadığı yönündeki ilk itirazı dikkate alınarak, karşı davanın süresi içerisinde açılmaması sebebiyle tefrikine karar verilmesi gerekmekte ise de; delillerin değerlendirilmesi ve boşanmanın eki niteliğindeki talepler nazara alındığında, kocanın ve kadının açtığı davaların birlikte görülmesindeki yarar gözetilerek, her iki davanın tekrar birleştirilmesine karar verileceğinin tabii bulunmasına göre davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-) Toplanan delillerden, davalı-davacı kocanın eşine şiddet uyguladığı, bağımsız ev temin etmediği, davacı-davalı kadının da eşini istemediğini beyan ettiği, hakaret ettiği, eşinin annesine ve yengesine tokat attığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunduğu anlaşıldığı halde, mahkemece davalı-davacı kocanın tamamen kusurlu olduğunun kabul edilmesi ve buna bağlı olarak davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup; bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda 2. bentte açıklanan sebeplerle kusur tespiti ve tazminatlar yönünden bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarda 1. bentte açıklanan sebeplerle onanmasına, aşağıda yazılı harcın Fazilet'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatıran Uğur'a iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
14-08-2012, 14:10 | #49 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2010/20509 K. 2011/20515 T. 1.12.2011 • EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Davacı-Davalı Kocanın Daha Fazla Kusurlu Olduğu - Mahkemece Tarafların Eşit Kusurlu Kabul Edilmesi ve Buna Bağlı Olarak Davalı-Davacı Kadının Maddi ve Manevi Tazminat İsteklerinin Reddedilmesinin İsabetsiz Olduğu) • KUSUR ( Davalı-Davacı Kadının Eşine Birden Fazla Hakaret Ettiği ve Buna Karşılık Davacı-Davalı Kocanın İse Eşine Birden Fazla Fiziksel Şiddete Başvurduğu ve Onu Ortak Konuttan Kovduğu/Davacı-Davalı Kocanın Daha Fazla Kusurlu Olduğu - Kadının Maddi ve Manevi Tazminat İsteklerinin Reddedilemeyeceği) • HAKARET VE FİZİKSEL ŞİDDET ( Boşanma - Davalı-Davacı Kadının Eşine Birden Fazla Hakaret Ettiği ve Buna Karşılık Davacı-Davalı Kocanın İse Eşine Birden Fazla Fiziksel Şiddete Başvurduğu ve Onu Ortak Konuttan Kovduğu - Davacı-Davalı Kocanın Daha Fazla Kusurlu Olduğu) • BOŞANMA ( Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması - Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Davacı-Davalı Kocanın Daha Fazla Kusurlu Olduğu/Tarafların Eşit Kusurlu Kabul Edilmesi ve Kadının Maddi ve Manevi Tazminat İsteklerinin Reddedilmesinin İsabetsiz Olduğu) 4721/m.174 ÖZET : Toplanan delillerden, davalı-davacı kadının eşine birden fazla hakaret ettiği, buna karşılık davacı-davalı kocanın ise eşine birden fazla fiziksel şiddete başvurduğu ve onu ortak konuttan kovduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kocanın daha fazla kusurlu olduğu kabul edilmelidir. Durum böyleyken, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddedilmesi isabetsizdir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği düşünüldü: KARAR : 1-) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kocanın tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-) Toplanan delillerden, davalı-davacı kadının eşine birden fazla hakaret ettiği, buna karşılık davacı-davalı kocanın ise eşine birden fazla fiziksel şiddete başvurduğu ve onu ortak konuttan kovduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kocanın daha fazla kusurlu olduğu kabul edilmelidir. Durum böyleyken, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddedilmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeplerle kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak maddi-manevi tazminata dair bölümünün davalı-davacı kadın yararına bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle onanmasına, aşağıda yazılı harcın Recep'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcını yatıran Ayşe'ye iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
28-02-2013, 13:28 | #50 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2012/8518 K. 2012/28698 T. 29.11.2012 • BOŞANMA (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına ve Geçimsizliğe Sebep Olan Olaylarda Davacı-Karşı Davalı Kadının Bıçakla Eşyaları Çizdiği ve Davalı-Karşı Davacı Kocanın da Karısına Şiddet Uyguladığı ve Hakaret Ettiği - Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Koca Daha Ağır Kusurlu Olup Kadın Yararına TMK’nun 174/1-2. Md. Koşulları Oluştuğu ) • EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI (Sebep Olan Olaylarda Davacı-Karşı Davalı Kadının Bıçakla Eşyaları Çizdiği ve Davalı-Karşı Davacı Kocanın da Karısına Şiddet Uyguladığı ve Hakaret Ettiği - Koca Daha Ağır Kusurlu Olup Kadın Yararına TMK’nun 174/1-2. Md. Koşulları Oluştuğu ) • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT (Boşanma - Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına ve Geçimsizliğe Sebep Olan Olaylarda Davacı-Karşı Davalı Kadının Bıçakla Eşyaları Çizdiği ve Davalı-Karşı Davacı Kocanın da Karısına Şiddet Uyguladığı ve Hakaret Ettiği/Koca Daha Ağır Kusurlu Olup Kadın Yararına TMK’nun 174/1-2. Md. Koşulları Oluştuğu ) 4721/m.174/1-2 ÖZET : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve geçimsizliğe sebep olan olaylarda; davacı-karşı davalı kadının bıçakla eşyaları çizdiği, davalı-karşı davacı kocanın da karısına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı koca, davacı-karşı davalı kadına oranla daha ağır kusurlu olup, davacı-karşı davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları oluşmuştur. Mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat yönünden, davalı-davacı koca tarafından ise; kadının boşanma davası ile kusur belirlemesi, iştirak nafakası, manevi tazminat ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı kocanın tüm, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve geçimsizliğe sebep olan olaylarda; davacı-karşı davalı kadının bıçakla eşyaları çizdiği, davalı-karşı davacı kocanın da karısına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı koca, davacı-karşı davalı kadına oranla daha ağır kusurlu olup, davacı-karşı davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları oluşmuştur. Hal böyleyken mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple kusur belirlemesi, ve buna bağlı olarak davacı-karşı davalı kadının maddi/manevi tazminat talebinin reddine ilişkin bölümleri yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Serhat'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Mine'ye geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
28-02-2013, 13:30 | #51 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2012/23759 K. 2012/28158 T. 26.11.2012 • BOŞANMA (Her İki Taraf da Kusurlu Bulunup Davacı Kadının Kusurunun Daha Ağır Olduğu - Yoksulluk Nafakası ve Maddi Tazminatın Koşulları Gerçekleşmediği Halde Davacı Kadın Yararına Yoksulluk Nafakası ve Maddi Tazminata Hükmedilmesinin Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu ) • YOKSULLUK NAFAKASI VE MADDİ TAZMİNAT (Koşulları Gerçekleşmediği Halde Davacı Kadın Yararına Yoksulluk Nafakası ve Maddi Tazminata Hükmedilmesinin Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu - Boşanma ) • SADAKATSİZ DAVRANIŞ SERGİLEYEN KADIN (Davacı Kadının Kusurunun Daha Ağır Olduğu - Yoksulluk Nafakası ve Maddi Tazminatın Koşulları Gerçekleşmediği Halde Davacı Kadın Yararına Yoksulluk Nafakası ve Maddi Tazminata Hükmedilmesinin Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu ) 4721/m.174/1,175,185/3 ÖZET : Eşler, evlilik devam ettiği sürece birbirlerine sadakat göstermekle yükümlüdürler. Her ne kadar mahkeme tarafından davalı koca tam kusurlu bulunarak boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı kocanın eşi ile birlikte yaşamaktan kaçındığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı kadının ise sadakatsiz olduğu , boşanmaya neden olan olaylarda her iki taraf da kusurlu bulunup davacı kadının kusurunun daha ağır olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle yoksulluk nafakası ve maddi tazminatın koşulları gerçekleşmediği halde davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ve maddi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı koca tarafından; kusur belirlemesi, maddi tazminat ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Eşler, evlilik devam ettiği sürece birbirlerine sadakat göstermekle yükümlüdürler (TMK.md.185/3 ). Her ne kadar mahkeme tarafından davalı koca tam kusurlu bulunarak boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı kocanın eşi ile birlikte yaşamaktan kaçındığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı kadının ise sadakatsiz olduğu , boşanmaya neden olan olaylarda her iki taraf da kusurlu bulunup davacı kadının kusurunun daha ağır olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle yoksulluk nafakası (TMK.md.175 )ve maddi tazminatın (TMK.md.174/1 )koşulları gerçekleşmediği halde davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ve maddi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple kusur belirlemesi, maddi tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden BOZULMASINA,bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
28-02-2013, 13:51 | #52 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2012/8103 K. 2012/12664 T. 10.5.2012 • BOŞANMA (Davacının Bir Başka Kadına Kendi Kartına Bağlı "Ek Kredi Kartı" Çıkarttığı ve Ek Kredi Kartıyla Yapılan Harcamalara İlişkin Dökümlerden Harcamaların Genellikle Koltuk v.s Gibi Eşyalara İlişkin Olduğu - Davacının Bu Davranışı Güven Sarsıcı Nitelikte Olup Davalının Kişilik Haklarına Saldırı Niteliğinde Olduğu ) • GÜVEN SARSICI DAVRANIŞLAR (Boşanma - Davacının Bir Başka Kadına Kendi Kartına Bağlı "Ek Kredi Kartı" Çıkarttığı/Davalının Kişilik Haklarına Saldırı Niteliğinde Olduğu - Uygun Miktarda Manevi Tazminat Takdiri Gerektiği ) • MANEVİ TAZMİNAT (Davacının Bir Başka Kadına Kendi Kartına Bağlı "Ek Kredi Kartı" Çıkarttığı/Davacının Bu Davranışı Güven Sarsıcı Nitelikte Olup Davalının Kişilik Haklarına Saldırı Niteliğinde Olduğu - Uygun Miktarda Manevi Tazminat Takdiri Gerektiği ) 4721/m.166/4,174/2,175 ÖZET : Tarafların Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Davacının ise, "Gülhan" adında bir başka kadına kendi kartına bağlı "ek kredi kartı" çıkarttığı, ek kredi kartıyla yapılan harcamalara ilişkin dökümlerden, harcamaların genellikle koltuk v.s. gibi eşyalara ilişkin olduğu görülmektedir. Davacı, bununla ilgili makul ve kabul edilebilir bir sebep gösterememiştir. Davacının bu davranışı, güven sarsıcı nitelikte olup, davalının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. O halde davalı yararına Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi gereğince uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Davacı, davalının temyizine verdiği cevapta, hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde bulunmuş (HUMK.m.433/2 )ise de, temyiz harcı yatırılmadığı gibi dilekçenin temyiz defterine kaydı da bulunmadığından davacı kocanın temyiz itirazları incelenmemiştir. 2-Davalının temyiz itirazlarına gelince; a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Davalının herhangi bir malvarlığının bulunmadığı, kirada oturduğu, belirlenen emekli maaşının onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, boşanmada da tamamen kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları davalı yararına gerçekleşmiştir. Öyleyse davalının mevcut geliri de gözetilerek, davacının mali gücü oranında davalı yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerekir. Bu husus gözetilmeden yoksulluk nafakası isteğinin reddi doğru bulunmamıştır. c-Tarafların Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Davacının ise, "Gülhan" adında bir başka kadına kendi kartına bağlı "ek kredi kartı" çıkarttığı, ek kredi kartıyla yapılan harcamalara ilişkin dökümlerden, harcamaların genellikle koltuk v.s. gibi eşyalara ilişkin olduğu görülmektedir. Davacı, bununla ilgili makul ve kabul edilebilir bir sebep gösterememiştir. Davacının bu davranışı, güven sarsıcı nitelikte olup, davalının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. O halde davalı yararına Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi gereğince uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. maddenin (b )ve (c )bentlerinde gösterilen sebeplerle yoksulluk nafakası ve manevi tazminat yönünden davalı yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarıda 2. maddenin (a )bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davacının katılma yoluyla temyizinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
28-02-2013, 13:58 | #53 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2010/14207 K. 2011/15791 T. 13.10.2011 • DAVA DİLEKÇESİYLE NAFAKA VE TAZMİNAT İSTEMEME (Nafaka ve Tazminat Haklarından Feragat Edildiğinin Kabulü Gereği - Sonradan Verilen Dilekçe ile Feragattan Dönülemeyeceği ) • NAFAKA VE TAZMİNAT HAKKINDAN FERAGAT (Dava Dilekçesiyle Nafaka ve Tazminat İstemediğinin Bildirilmesi Beyanının Bu Haklardan Feragat Edildiği Anlamını Taşıdığı - Sonradan Verilen Dilekçe ile Feragattan Dönülemeyeceği ) • FERAGATTAN DÖNME (Dava Dilekçesiyle Nafaka ve Tazminat İstenmediği Beyanının Feragat Niteliğinde Olduğu Sonradan Verilen Dilekçe ile Fergattan Dönülemeyeceği - Feragat ) 1086/m. 96 ÖZET : Davacı dava dilekçesinde nafaka ve tazminat istemediğini bildirmiştir. Bu beyanla davacının nafaka ve tazminat haklarından feragat ettiği anlaşılmaktadır. Davacının sonradan verdiği dilekçeyle feragattan rücu etmesi de mümkün değildir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm davalı koca tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmişse de duruşma masrafı yatırılmadığından duruşma isteminin reddiyle evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verilip, evrak okunup gereği düşünüldü: KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadın ve müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakalarının talep tarihi olan 28.7.2008 tarihinden itibaren hükmedildiğinin anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- )Davacı dava dilekçesinde nafaka ve tazminat istemediğini bildirmiştir. Bu beyanla davacının nafaka ve tazminat haklarından feragat ettiği anlaşılmaktadır. Davacının sonradan verdiği dilekçeyle feragattan rücu etmesi de mümkün değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında davacının yoksulluk nafakasıyla tazminat taleplerinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.10.2011 gününde oybirliğiylr karar verildi. Kazancı |
09-03-2013, 15:34 | #54 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2012/13059 K. 2013/295 T. 14.1.2013 • KOCANIN EŞİNE FİZİKSEL ŞİDDET UYGULAMASI ( Kocanın Güven Sarsıcı Davranışlarına Karşılık Kadının Sadakatsiz Davranışlarda Bulunduğu - Tarafların Eşit Kusurlu Olduğu/Kocanın Daha Ağır Kusurlu Kusurlu Olduğunun Kabul Edilemeyeceği ) • KOCANIN SIK SIK ALKOL ALARAK ÇEVREYİ RAHATSIZ ETMESİ ( Kocanın Güven Sarsıcı Davranışlarına Karşılık Kadının Sadakatsiz Davranışlarda Bulunduğu - Tarafların Eşit Kusurlu Olduğu/Kocanın Daha Ağır Kusurlu Kusurlu Olduğunun Kabul Edilemeyeceği ) • SADAKATSİZ DAVRANIŞLARDA BULUNMAK ( Kocanın Eşine Şiddet Uyguladığı/Kadının da Sadakatsiz Davranışlarda Bulunduğu - Tarafların Eşit Kusurlu Olduğunun Kabulü Gereği/Kadın Lehine Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilemeyeceği ) • EŞLERİN EŞİT KUSURLU OLMASI ( Kocanın Eşine Şiddet Uyguladığı/Kadının da Sadakatsiz Davranışlarda Bulunduğu - Tarafların Eşit Kusurlu Olduğunun Kabulü Gereği ) • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Kocanın Eşine Şiddet Uyguladığı/Kadının da Sadakatsiz Davranışlarda Bulunduğu - Tarafların Eşit Kusurlu Olduğunun Kabulü Gereği/Kocanın Ağır Kusurlu Olduğu Kabul Edilerek Kadın Lehine Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilemeyeceği ) • MAKTU VEKALET ÜCRETİ ( Boşanma Davası Davacı Karşı Davalı Kadın Lehine Kabul Edildiği Takdirde Nispi Değil Maktu Vekalet Ücretine Hükmedileceği ) 4721/m.174 ÖZET : Davalı-karşı davacı kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, evde arkadaşları ile sık sık alkol alarak çevreyi rahatsız ettiği ve güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu, buna karşılık davacı-karşı davalı kadının sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, gerçekleşen bu olaylar karşısında tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılmıştır. Davalı-karşı davacı koca daha ağır kusurlu kabul edilmesi isabetsizdir. Boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu olduklarından, bu yön nazara alınmadan hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsizdir. Davacı-karşı davalı kadının kabul edilen boşanma davasında lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nisbi vekalet ücreti hükmedilmesi hukuka aykırıdır. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı ( koca ) tarafından davacı-karşı davalı kadının kabul edilen boşanma davası ile, kusur belirlemesi ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Mahkemece davalı-karşı davacı koca daha ağır kusurlu kabul edilmişse de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, evde arkadaşları ile sık sık alkol alarak çevreyi rahatsız ettiği ve güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu,buna karşılık davacı-karşı davalı kadının sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, gerçekleşen bu olaylar karşısında tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılmıştır. Hal böyleyken, mahkemece davalı-karşı davacı kocanın ağır kusurlu olduğu kabul edilerek her iki davanın da kabulü ile boşanmaya karar verilmişse de; sonuç itibarıyla boşanma kararı doğru olduğundan, hükmün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilerek ( HUMK. md. 438/son ) onanmasına karar vermek gerekmiş, davacı-karşı davalı kocanın bu yöne ilişkin temyiz itirazları ile aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. 2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik haklan saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Yukarıda 1. bentte açıklandığı gibi, boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu olduklarından, bu yön nazara alınmadan hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadın lehine maddi ve manevi tazminata ( TMK m. 174/1 -2 ) hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 3-Davacı-karşı davalı kadının kabul edilen boşanma davasında lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nisbi vekalet ücreti hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle tazminatlar ve vekalet ücreti yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple hükmün gerekçesinin düzeltilmesi suretiyle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, 14.01.2013 tarihinde karar verildi. Kazancı |
17-05-2013, 17:38 | #55 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2012/17780 K. 2013/4498 T. 21.3.2013 • MANEVİ TAZMİNAT ( Kocanın Şişko Tombul Demek Suretiyle Kadını Aşağıladığı - Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Sebep Olan Olaylarda Tazminat İsteyen Kadının Ağır ya da Eşit Kusurlu Olmadığı ve Bu Olayların Kadının Kişilik Haklarına Saldırı Teşkil Ettiği/Uygun Miktarda Hükmedileceği ) • BOŞANMA DAVASINDA MADDİ TAZMİNAT ( Tarafların Tespit Edilen Ekonomik ve Sosyal Durumlarına Boşanmaya Yol Açan Olaylardaki Kusur Derecelerine Paranın Alım Gücüne İhlal Edilen Mevcut ve Beklenen Menfaatlerin Kapsamına Nazaran Kadın Yararına Hükmolunan Tazminatın Az Olduğu ) • MADDİ TAZMİNATIN AZ OLDUĞU ( Boşanma Davası - Hakkaniyet İlkesi İle Türk Borçlar Kanununun 50. vd. Maddeleri Hükmü Nazara Alınarak Daha Uygun Miktarda Maddi Tazminat Takdiri Gerektiği ) • BOŞANMADA KUSUR ( Davalı Kocanın Eşini Ailesiyle Birlikte Yaşattığı ve Şişko Tombul Demek Suretiyle Aşağıladığı/Kadının Ağır ya da Eşit Kusurlu Olmadığı - Kadın Yararına Uygun Miktarda Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği ) • KADININ KOCASI TARAFINDAN AŞAĞILANMASI ( Davalı Kocanın Eşini Ailesiyle Birlikte Yaşattığı ve Şişko Tombul Demek Suretiyle Aşağıladığı - Kadın Yararına Uygun Miktarda Manevi Tazminata Hükmedileceği ) 4721/m.4, 174 6098/m.50, 51, 52, 58 ÖZET : Davalı kocanın eşini ailesiyle birlikte yaşattığı, "şişko, tombul" demek suretiyle aşağıladığı anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmelidir. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat ve maddi tazminat miktarı yönünden, davalı koca tarafından ise; kusur belirlemesi, maddi tazminat ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın tüm, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden davalı kocanın eşini ailesiyle birlikte yaşattığı, "şişko, tombul" demek suretiyle aşağıladığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları ( TMK. md.4 TBK. md. 50, 51, 52, 58 ) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne , ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat ( TMK.md.174/1 ) takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışındakalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
11-02-2014, 14:28 | #56 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2012/22294 K. 2013/7993 T. 25.3.2013 • KISITLILIK ( Davacı-Davalı Kocanın Kısıtlandığı - Ayırt Etme Gücü Bulunmayan Kısıtlının Davranışlarının İradi Olduğunun Kabul Edilemeyeceği ve Bu Sebeple Kendisine Kusur Yüklenemeyeceği/Bu Husus Gözetilmeden Davalı-Davacı Kadının Boşanma Davasının Kabulünün Doğru Olmadığı ) • AYIRT ETME GÜCÜ BULUNMAYAN KISITLI KOCA ( Davranışlarının İradi Olduğunun Kabul Edilemeyeceği ve Bu Sebeple Kendisine Kusur Yüklenemeyeceği - Bu Husus Gözetilmeden Davalı-Davacı Kadının Boşanma Davasının Kabulünün Doğru Olmadığı ) • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Davalı Kocanın Ayırt Etme Gücü Bulunmadığı - Kocaya Kusur Yüklenmek Suretiyle Koşulları Gerçekleşmediği Halde Davalı-Davacı Kadın Yararına Hükmolunmasının Doğru Görülmediği ) • BOŞANMA ( Davacı-Davalı Kocanın Kısıtlandığı - Ayırt Etme Gücü Bulunmayan Kısıtlının Davranışlarının İradi Olduğunun Kabul Edilemeyeceği ve Bu Sebeple Kendisine Kusur Yüklenemeyeceği/Kadının Boşanma Davasının Kabulünün Doğru Olmadığı ) • YOKSULLUK NAFAKASI ( Davalı Kocanın Ayırt Etme Gücü Bulunmadığı - Kocaya Kusur Yüklenmek Suretiyle Koşulları Gerçekleşmediği Halde Davalı-Davacı Kadın Yararına Maddi ve Manevi Tazminat İle Yoksulluk Nafakasına Hükmolunmasının Doğru Görülmediği ) 4721/m.174/1-2,175,405 ÖZET : Davacı-davalı kocanın Türk Medeni Kanununun 405. maddesinde yer alan sebeplerle kısıtlandığı ve annesinin velayeti altına alındığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığının yıllardan beri süre geldiği dosya kapsamıyla sabit olup, bu durumda davacı-davalı kocanın ayırt etme gücü bulunmamaktadır. Ayırt etme gücü bulunmayan kısıtlının davranışlarının iradi olduğu da kabul edilemez ve bu sebeple kendisine kusur yüklenemez. Bu husus gözetilmeden davalı-davacı kadının boşanma davasının kabulü doğru olmadığı gibi; kocanın kabul edilen davasında, kocaya kusur yüklenmek suretiyle, koşulları gerçekleşmediği halde, davalı-davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmolunması doğru görülmemiştir. DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, kadının boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği düşünüldü: KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre, davacı-davalı kocanın tedbir nafakası ödeyecek geliri bulunduğundan davacı-davalı kocanın tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2- )Davacı-davalı kocanın 29.4.2011 tarihinde Türk Medeni Kanununun 405. maddesinde yer alan sebeplerle kısıtlandığı ve annesinin velayeti altına alındığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığının yıllardan beri süre geldiği dosya kapsamıyla sabit olup, bu durumda davacı-davalı kocanın ayırt etme gücü bulunmamaktadır. Ayırt etme gücü bulunmayan kısıtlının davranışlarının iradi olduğu da kabul edilemez ve bu sebeple kendisine kusur yüklenemez. Bu husus gözetilmeden davalı-davacı kadının boşanma davasının kabulü doğru olmadığı gibi; kocanın kabul edilen davasında, kocaya kusur yüklenmek suretiyle, koşulları gerçekleşmediği halde, davalı-davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminat ( T.M.K.md.174/1-2 ) ile yoksulluk nafakasına ( T.M.K.md.175 ) hükmolunması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Temyiz konu hükmün yukarda 2.bentte gösterilen sebeplerle kadının boşanma davası, kusur belirlemesi tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı |
10-11-2014, 16:26 | #57 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2012/20658 K. 2014/2918 T. 17.2.2014 • BOŞANMANIN FER'İ ( Davacı Kadın Nikah Masrafları İçin Maddi Tazminat Talebinde Bulunduğu - Talebin 4721 S. T.M.K.'nun 174/1 Md. Düzenlenen Boşanmanın Feri Niteliğinde Olan Maddi Tazminat Kapsamında Olmadığı/Bağımsız Bir Talep Olduğu ) • MADDİ TAZMİNAT İSTEMİ ( Davacı Kadın Nikah İşlemleri İçin Yaptığı Masraflar ve Gelen İş Tekliflerine Davalının İzin Vermemesi Sebebiyle Oluşan Kazanç Kaybı Olarak Tazminat Talebinde Bulunduğu/Talebin 4721 S. T.M.K.'nun 174/1 Md. Düzenlenen Boşanmanın Eki Niteliğinde Olan Maddi Tazminat Kapsamında Olmadığı ) • BAĞIMSIZ TALEP ( Davacı Kadın Nikah Masrafları ve Gelen İş Tekliflerine Davalının İzin Vermemesi Sebebiyle Oluşan Kazanç Kaybı Olarak Maddi Tazminat Talebinde Bulunduğu/Talebin 4721 S. T.M.K.'nun 174/1 Md. Düzenlenen Boşanmanın Feri Niteliğinde Olan Maddi Tazminat Kapsamında Olmadığı/Bağımsız Bir Talep Olduğu ) • NİSBİ HARCA TABİ OLMA ( Maddi Tazminat İstemi - Davacı Kadın Nikah İşlemleri İçin Yaptığı Masraflar ve Gelen İş Tekliflerine Davalının İzin Vermemesi Sebebiyle Oluşan Kazanç Kaybı Olarak Tazminat Talebinde Bulunduğu/Talebin Boşanmanın Eki Olmayıp Bağımsız Talep Olduğu ve Nispi Harca Tabi Olacağı ) • HARCIN TAMAMLATILMASI ( Davacı Kadın Nikah İşlemleri İçin Yaptığı Masraflar ve Gelen İş Tekliflerine Davalının İzin Vermemesi Sebebiyle Oluşan Kazanç Kaybı Olarak Maddi Tazminat Talebinde Bulunduğu - Talebin Boşanmanın Eki Olmayıp Bağımsız Bir Talep Olduğu ve Nispi Harca Tabi Olacağı/Başvurma Harcı Alınmış Ancak Nisbi Peşin Harç Alınmadığından Davacının Talep Ettiği Maddi Tazminatın Nispi Peşin Harcını Tamamlatılacağı ) • SÜRE VERME ( Eksik Harcın Tamamlatılması - Davacı Kadın Nikah İşlemleri İçin Yaptığı Masraflar ve Gelen İş Tekliflerine Davalının İzin Vermemesi Sebebiyle Oluşan Kazanç Kaybı Olarak Maddi Tazminat Talebinde Bulunduğu/Talebin Bağımsız Bir Talep Olduğu ve Nispi Harca Tabi Olacağı - Nisbi Peşin Harç Alınmadığından Harcın Yatırması İçin Davacıya Süre Verileceği ) 4721/m.174/1 492/m.30,32 ÖZET : Davacı kadın nikah işlemleri için yaptığı masraflar ve kendisine gelen iş tekliflerine davalının izin vermemesi sebebiyle oluşan kazanç kaybı olarak maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu talep 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 174/1 maddesinde düzenlenen, boşanmanın feri ( eki ) niteliğinde olan maddi tazminat kapsamında değildir. Bu nitelikteki maddi tazminat talebi, boşanmanın eki olmayıp, bağımsız bir talep olduğundan, ayrıca nispi harca tabidir. Dava dilekçesiyle birlikte başvurma harcı alınmış, ancak nisbi peşin harç ise, alınmamıştır. Harca tabi davalarda harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edilerek, esasa dair karar verilemez ( Harçlar Kanunu m.30.32 ). Bu nedenle, davacının talep ettiği maddi tazminatın nispi peşin harcını yatırması için davacıya süre verilmesi, harç tamamlandığı takdirde, genel mahkemenin görevli olduğu hususu da düşünülerek sonucu uyarınca karar verilmesi; tamamlanmadığı takdirde ise, anılan Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinde gösterilen usulde işlem yapılması gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen: yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı ( koca ) tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat yönlerinden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşüldü: KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı kadın nikah işlemleri için yaptığı masraflar ve kendisine gelen iş tekliflerine davalının izin vermemesi sebebiyle oluşan kazanç kaybı olarak toplam 3500 TL. maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu talep 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 174/1 maddesinde düzenlenen, boşanmanın feri ( eki ) niteliğinde olan maddi tazminat kapsamında değildir. Bu nitelikteki maddi tazminat talebi, boşanmanın eki olmayıp, bağımsız bir talep olduğundan, ayrıca nispi harca tabidir. Dava dilekçesiyle birlikte başvurma harcı alınmış, ancak nisbi peşin harç ise, alınmamıştır. Harca tabi davalarda harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edilerek, esasa dair karar verilemez ( Harçlar Kanunu m.30,32 ). Bu nedenle, davacının talep ettiği maddi tazminatın nispi peşin harcını yatırması için davacıya süre verilmesi, harç tamamlandığı takdirde, genel mahkemenin görevli olduğu hususu da düşünülerek sonucu uyarınca karar verilmesi; tamamlanmadığı takdirde ise, anılan Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinde gösterilen usulde işlem yapılması gerekirken isteğin esasına girilerek maddi tazminatın kısmen kabulüne yönelik hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, 17.02.2014 tarihinde karar verildi. Kazancı |
07-11-2015, 12:14 | #58 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2014/17940 K. 2015/2542 T. 23.2.2015 • BOŞANMA DAVASI ( Davalı Kadının Boşanma Davasının Ön İnceleme Duruşmasında Maddi ve Manevi Tazminat Talebi Olmadığını Beyan Etmiş Olduğu - Daha Sonra Kadın Tarafından Açılan Boşanma Davasının Mevcut Dava İle Birleştirilmiş ve Maddi ve Manevi Tazminat İsteminde Bulunulmuş Olduğu/Tazminat İstemine İlişkin Olumlu Ya Da Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerektiği ) • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ ( Kadın Tarafından Açılan Boşanma Davasındaki Tazminat İsteminin Kocanın Açtığı Davada Tazminat Talebi Olmadığına Dair Beyanı Gerekçe Gösterilerek Reddedilemeyeceği - Birleşen Boşanma Davasında Talep Edilen Maddi ve Manevi Tazminat Taleplerine İlişkin Bir Karar Verilmesi Gerektiği ) 4721/m. 174 ÖZET : Davalı, davacı tarafından açılan boşanma davasının ön inceleme duruşmasında maddi ve manevi tazminat talebinin olmadığını ifade etmiş, kendisinin ve kocanın davası ile birleştirilmesine karar verilen boşanma davasında ise maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında; kadının birleşen boşanma davasında talep etmiş olduğu maddi ve manevi tazminatın esası ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, kadının, kocanın boşanma davasındaki beyanı gerekçe gösterilerek tazminat istemlerinin reddine dair hüküm tesis edilmesi doğru değildir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı ( kadın ) tarafından, maddi ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Davalı-davacı ( kadın ), davacı-davalı ( koca ) tarafından açılan boşanma davasının 21.01.2014 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında maddi ve manevi tazminat talebinin olmadığını ifade etmiş, 03.03.2014 tarihinde açtığı ve kocanın davası ile birleştirilmesine karar verilen boşanma davasında ise Türk Medeni Kanununun 174. maddesi kapsamında maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında; davalı-davacı ( kadın )'ın birleşen boşanma davasında talep etmiş olduğu maddi ve manevi tazminatın esası ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, kadının, kocanın boşanma davasındaki 21.01.2014 tarihli beyanı gerekçe gösterilerek tazminat istemlerinin reddine dair hüküm tesis edilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Kazancı |
27-08-2016, 18:12 | #59 |
|
Y2HD Esas : 2016/10424 Karar : 2016/12629 Tarih : 16.06.2016 BOŞANMA DAVASI SÜRERKEN SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
FACEBOOK ÜZERİNDEN BAŞKA ERKEKLE YAZIŞAN BULUŞAN KADIN KUSUR ORANININ TESPİTİ DAVANIN AÇILDĞI TARİHTEKİ ŞARTLARA TABİ OLMASI Boşanmaya sebep olan olaylarda, davacı kadının internetten facebook üzerinden başka erkeklerle görüştüğü ve buluştuğu böylelikle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği kabul edilerek ağır kusurlu bulunmuştur. Ne var ki, her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir. Davadan sonra oluşan olaylar boşanma kararında esas alınamaz, ancak yeni bir davanın konusu olur. Davacının mahkemece kabul edilen sadakatsizlik eylemi dava tarihinden sonra olup kusur belirlemesinde bu davada nazara alınamaz. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmeyen, müşterek çocuklardan...`ye fiziksel şiddet uygulan davalı erkek tamamen kusurludur. Davacının kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, düzenli bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekir. Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek tamamen kusurlu olduğuna göre davalı erkeğin manevi tazminat isteğinin (TMK m. 174/2) reddi gerekir. TMK.174, 175 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, müşterek çocuk... ve...`in velayeti, tedbir nafakasının miktarı, reddedilen tazminat istekleri, yoksulluk nafakası ve erkek lehine hükmedilen manevi tazminat yönünden, davalı erkek tarafından ise; müşterek çocuk.... ve...`in velayeti ve manevi tazminatın miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 01.03.2016 günü duruşmalı temyiz eden davacı ... ve karşı taraf temyiz eden davalı ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuk ...`nin temyiz inceleme tarihinde ergin olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkeğin velayete yönelik, davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda, davacı kadının internetten facebook üzerinden başka erkeklerle görüştüğü ve buluştuğu böylelikle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği kabul edilerek ağır kusurlu bulunmuştur. Ne var ki, her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir. Davadan sonra oluşan olaylar boşanma kararında esas alınamaz, ancak yeni bir davanın konusu olur. Davacının mahkemece kabul edilen sadakatsizlik eylemi dava tarihinden sonra olup kusur belirlemesinde bu davada nazara alınamaz. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmeyen, müşterek çocuklardan...`ye fiziksel şiddet uygulan davalı erkek tamamen kusurludur. Davacının kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Hal böyle iken davacı kadının ağır kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) isteklerinin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, düzenli bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası (TMK m. l75) takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir. 4-Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek tamamen kusurlu olduğuna göre davalı erkeğin manevi tazminat isteğinin (TMK m. 174/2) reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir 5-Mahkemece 29.01.2001 doğumlu müşterek Çocuk...`in velayeti babaya bırakılmıştır. Mahkemece alınan sosyal inceleme raporlarında müşterek çocuk...`in velayetinin anneye bırakılmasının çocuğun yararına olacağı belirtildiği gibi idrak çağında olan müşterek çocuk uzmana da annesi ile yaşamak isteğini beyan etmiştir. Bu durumda müşterek çocuk...`in velayetinin anneye bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3., 4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle ( BOZULMASINA ), bozma sebebine göre davalı erkeğin manevi tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. |
27-08-2016, 18:14 | #60 |
|
Y2HD Esas : 2015/12621 Karar : 2016/2698 Tarih : 17.02.2016 KARŞILIKLI BOŞANMA ---
--- Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet yönünden, davalı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının tüm, davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davalı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazla bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 136.00 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.02.2016 (Çrş) |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İŞ KAZALARI ve maddi manevi tazminat davaları | tunca07 | İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Çalışma Grubu | 13 | 26-12-2014 18:50 |
boşanma maddi ve manevi tazminat | av.asen öznur | Meslektaşların Soruları | 2 | 28-02-2009 18:21 |
maddi-manevi tazminat | olcsvl | Meslektaşların Soruları | 5 | 14-05-2007 13:56 |
Boşanmada Maddi Ve Manevi Tazminat | sumru | Hukuk Soruları Arşivi | 4 | 17-10-2003 11:00 |
Maddi Ve Manevi Tazminat Davası | kamilserdar | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 17-02-2002 01:50 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |