Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Vekalet Ücretinin Vekalet Ücreti Olur mu?

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-12-2006, 17:41   #31
icra20

 
Varsayılan

ÖZET : Vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Yargılama gideri olarak karar altına alınan vekalet ücreti iki taraf arasında geçerlidir. Davalarda hak ve yükümlülükler taraflara aittir. Her borçlunun gerçek alacaklısını tespit etmeye hakkı vardır. Vekalet ücretinin taraf yerine vekiline ödenmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.YHGK.2.7.2003-2003/5-453 K.2003/481 (Kararın içeriğindeki son paragrafında Aynen : Diğer taraftan, 1136 Avukatlık Yasasıın 164/son maddesinde "Avukatla iş sahibi arasında aksine yazılı sözleşme bulunmadıkça tarifeye dayanarak karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücreti avukata aittir" şeklindeki hüküm, anılan maddede 4667 Sayılı Yasaypla yapılan değişiklik sonucunda aynen benimsenmiş olup vekil ile müvekkil arasında çıkacak ücret uyuşmazlıklarını düzenlemek amacıyla öngörülmüştür. Bu itibarla davalı vekili yararına vekalet ücreti takdiri yerinde değilse de bozma nedeni yapılmayıp kablule göire eleştirilmekle yetinilmiştir.
Old 03-12-2006, 21:26   #32
süleyman zengin

 
Varsayılan

İlamda müvekkil adına hükmedilen vekalet ücretini vekil kendi adına icraya koyamaz. Bundan üç yıl kadar önce Yargıtay 164 maddeyi yorumlarken, vekalet ücretinin (vekile ödenmesine) şeklinde karar vermekte iken, bu kararını daha sonra değiştirdi.Son durum itibariyle vekalet ücreti müvekkile verilmesine şeklinde .Ancak, 164 maddede bu vekalet ücretinin avukata ail oduğu açıktır. Sorun burda başlıyor.Bir taraftan müvekkile verilmesi şekli kararda yazılı olmasına rağmen 164 madde bu para vekile ait olduğu kesindir.Avukat böyle bir takipte almış oduğu parayı müvekkile vermecektir.Ancak, müvekkil adına işlem yapacaktır.Bu incelik henüz bir yargıtay karaı ile netleşmemiştir. Soruyu soran avukat Erzurum"dandır. Ben de Erzurum İcra Müdürüyüm. Bir avukat bizim İcra Müdürlüğünün duvarına asmamiz için buraya aktırdığı Yargıtay Kararını Burosuna asarsa daha anlamlı olur kanısındayım. Saygılar...
Old 03-12-2006, 21:28   #33
Av.Aynur26

 
Varsayılan

Bir meslektaşımız karardaki vekalet ücretini,diğer bir meslektaşına vekalet vererek kendisi adına icraya koydurmuş, bu takibe tetkik merciine şikayet edildiğinde şikayetin kabulüne takibin iptaline karar verilmiştir.Bunun üzerine icra takibini müvekkili adına vekil olarak açmış ve alacağını tahsil etmiştir.İlamdaki vekalet ücreti müvekkili adına vekil olarak icraya konulabilir ve buna ayrıca icra vekalet ücreti hesaplanarak tahsil edilir.
Old 03-12-2006, 21:36   #34
süleyman zengin

 
Varsayılan

Kararda yazılı vekalet ücretini vekil kendi adına icraya koyamadığına göre, vekille böyle bir takip tabii ki yapamaz. Avukatlık yasasının 164/son maddesindeki "vekalet ücreti vekile aittir" yazılı olması vekille müvekkil arasındaki iç ilişkiyi düzenlemeye matuf bir durumdur. Bu incelik anlaşılamadı hala,,,
Old 03-12-2006, 21:44   #35
icra20

 
Varsayılan

sayın Süleyman Zengin
Mesajıma eklediğim karar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararıdır. Nihai olarak buna uymak zorundayız. İcra Müdürü olarak direnme imkanımız olmadığına göre şu anda bu içtihada uygun davranmamız gerekir. Bazı icra daireleri alacaklının borcundan dolayı vekalet ücretleri üzerine haciz uygulamadığı gibi asılin müracaatı halinde vekalet ücretlerini de ayrı tutup avukata ödemede de bulunmak üzere bekletilmekte olduğunu duyuyorum. Bu yanlış bir işlem bence,
Av.Aynur26,nın mesajı da benim dediklerimi teyit etmektedir.saygılarımla
Old 03-12-2006, 22:24   #36
süleyman zengin

 
Varsayılan

Sayın icra22
Sizin burda bahsettiğiniz YHGK.kararı 2005 tarihli başka bir kararla kaldırıldı.Evet bahsettiğiniz bu karar gibi işlem yaptık. Ancak son hali bu değil. Bu kararı yarın bulabilirim
Old 04-12-2006, 00:11   #37
icra20

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/11203
K. 2005/896
T. 8.2.2005
• İRTİFAK HAKKI BEDELİNİN TESPİTİ ( Davacı İdare Adına Tescili İstemi - 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 15/C Maddesi Gereğince Kullanma Hakkının Davacı İdareye Ait Olduğu Belirtilerek İrtifak Hakkının Hazine Adına Tescil Edilmesi Gerektiği )
• İDARE ADINA TESCİL İSTEMİ ( 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 15/C Maddesi Gereğince Kullanma Hakkının Davacı İdareye Ait Olduğu Belirtilerek İrtifak Hakkının Hazine Adına Tescil Edilmesi Gerektiği )
• KAMULAŞTIRMA KONUSU TAŞINMAZIN TESCİLİ ( 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 15/C Maddesi Gereğince Kullanma Hakkının Davacı İdareye Ait Olduğu Belirtilerek İrtifak Hakkının Hazine Adına Tescil Edilmesi Gerektiği )
2942/m.10
4628/m.15/c
ÖZET : Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 15/C maddesi gereğince kullanma hakkının davacı idareye ait olduğu belirtilerek irtifak hakkının Hazine adına tescil edilmesi gerektiği gözetilmeden davacı idare adına tesciline karar verilmesi, doğru değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda:
Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi, taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi doğru olduğu gibi, tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, karar verilmesi de doğrudur.
Ancak;
1-4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 15/C maddesi gereğince kullanma hakkının davacı idareye ait olduğu belirtilerek irtifak hakkının Hazine adına tescil edilmesi gerektiği gözetilmeden davacı idare adına tesciline karar verilmesi,
2- Avukatlık Kanununun 164/son maddesi uyarınca mahkemece hükmedilen vekalet ücreti, davayı takip eden avukata ait ise de; bu husus avukat ile ona vekalet verenin iç meselesidir. Vekalet ücretinin davacı yerine, vekili lehine hüküm altına alınması,
3-Davanın mahiyeti ve hükmedilen miktar dikkate alındığında davacı idare lehine fazla vekalet ücreti takdir edilmesi,
Doğru değilse de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
a )Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendindeki ( davacı idare lehine irtifak hakkı tesis edilerek tapuya tesciline ) kelimelerinin çıkarılmasına, yerine ( irtifak hakkının Hazine adına tesciline, kullanma hakkının davacı idareye ait olduğunun şerh edilmesine ) kelimelerinin yazılmasına,
b )Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin 6. bendindeki ( davacı vekiline ) kelimelerinin çıkarılarak yerine ( davacı idareye ) kelimelerinin yazılmasına,
c )Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 6. bendindeki ( maktu 200.000.000-TL. ) kelime ve rakamlarının çıkarılmasına, yerine ( takdiren 80.000.000-TL. ) kelime ve rakamlarının yazılmasına,
SONUÇ : Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine 08.02.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Yukarıdaki kararda vekalet ücretiyle ilgili pargaraf halen YHGK.nun kararının geçerli olduğunu göstermektedir.Temin ettiğiniz yargıtay kararının Daire olarak değilde Hukuk Genel Kurulu kararıysa forma eklerseniz memnun olurum.
Old 04-12-2006, 00:32   #38
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avzehra
Vekalet Ücretinin Vekalet Ücreti Olur mu?
Alıntı:
Yazan avzehra
İdare mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar veriliyor.Kararda davacı kendisini vekille temsil ettirdiği gerekçesiyle davalının davacıya vekalet ücreti ödemesine ve yargılama giderlerine mahkum ediliyor.Bu karar icraya veriliyor, icra müdürü tarafından vekalet ücretinin vekalet ücreti olmadığı gerekçesiyle icra vekalet ücretinin ödenmesi konusundaki avukatın talebini reddediyor.İcra işlemi İcra hukuk Mahkemesine şikayet ediliyor fakat henüz mahkeme bir karar vermedi.Görüşlerinizi bekliyorum.

Soru sahibinin sorusu bu! Vekile hükmedilmiş bir vekalet ücreti yok. İlam icraya konuluyor ve İcra Müdürü vekalet ücretinin vekalet ücreti olmaz diyor. Konu nasıl olup da vekil adına hükmedilen vekalet ücretlerine kaydı bilmiyorum. Ben vekalet ücretinin vekalet ücreti olmaz gerekçesini tartışıyorum. Diğer tartışmanın Yargıtay tarafından net olarak sonlandırılmış olduğu çok açık. Şimdi soruyorum. İlam vekalet ücretini ve yargılama giderlerini icraya koyuyorum. Vekalet Ücreti olmaz mı diyorsunuz?
Old 04-12-2006, 13:03   #39
icra20

 
Varsayılan

Müvekkil adına konulmuş bir vekalet ücreti ile ilgili yapılan takipte neden vekalet ücreti olmaz, icra müdürünün gerekçesi nedir. İcra müdürü yasal şekilde açılmış bulunan takibi kabul etmek zorundudur. ve talebe bağlıdır. İcra Müdürü yanlış karar vermektedir. Vekalet ücretinin tahsili için vekalet ücreti istenebilir. hatta istenmeden dosya vekille takip edilmiş ise icra müdürü resen hesaplamak zorundadır.
Old 10-12-2006, 12:36   #40
icra20

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/1722
K. 2005/5145
T. 11.3.2005
• AVUKATLIK ÜCRETİ ( Karşı Tarafa Yüklenecek Vekalet Ücretinin Avukata Ait Olduğu - İş Sahibinin Borcundan Dolayı Takas Ve Mahsup Edilemeyeceği/Haczedilemeyeceği )
• VEKALET ÜCRETİ ( Avukat Lehine Hükmedilen Avukatlık Ücretinin İş Sahibinin Borcu Nedeniyle Takas Edilmesinin Yasaya Aykırı Olduğu )
• TAKAS MAHSUP ( Avukat Lehine Hükmedilen Avukatlık Ücretinin İş Sahibinin Borcu Nedeniyle Takas Ve Mahsup Edilemeyeceği/Haczedilemeyeceği )
1136/m. 164
1086/m.424
ÖZET : Avukatlık Kanunu'na göre, dava sonunda kararla tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez. Açıklanan kural nazara alınmadan ilamda avukat lehine hükmedilen avukatlık ücretinin iş sahibinin borcu nedeniyle takas edilmesi yasaya aykırıdır.
DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : HUMK'nun 423/6. maddesinde avukatlık ücreti, yargılama giderleri arasında sayılmıştır. Aynı yasanın 424. maddesinde de yargılama gideri olarak hükmolunan avukatlık ücretinin ancak yargılamanın taraftan arasında geçerli olacağı belirtilmiştir. Ayrıca, 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesinde; "dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir" hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm, vekil ile müvekkil arasında çıkacak ve iç ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları düzenlemek amacıyla öngörülmüştür. ( HGK. 07.04.2004 tarih ve 2004/12-213 Esas, 2004/215 Karar )
Aynı maddenin son cümlesinde "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, İlamda DSİ lehine hükmedilen avukatlık ücretinin, onun borcundan dolayı takas edilmesi yasanın anılan hükmüne aykırı olup, istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 11.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.Kaynak kazancı hukuk
Sayın Süleyman Zenginin bahsettiği kararı buldum. Bu durumda Gerek sayın Süleyman Zengin gerekse vekalet ücretine vekalet ücretini kabul etmeyen İcra Müdürü haklı olabileceğini ilk bakışta göstermekte ise de diğer mevcut yargıtay kararlarıyla karşılaştırma yaptığımızda çelişkiler ortaya çıkmaktadır.
Şöyleki; Yargıtay İcra Müdürü Alacaklının gösterdiği menkul malı haczetmek ve gösterilen adreste haciz uygulamak zorundadır. bir malın haczedilip veya haczedilmeyeceği hususunda karar veremeyeceği tarafların haczedilmezlik ve istihkak iddiasında bulunması gerekir demektedir. Ayrıca 506 sayılı yasa uyarınca açık ve kesin olmasına rağmen işçi emeklilerinin maaşlarının haczedilmeyeceği hükmüne rağmen icra müdürlerinin talepleri yerine getirmek zorundadır yukarıda bildirdiğim yargıtay kararı da mevcutken Avukatın vekalet ücretinin Avukatlık Kanunun 164 maddesine göre iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup ve haczedilemez hükmünün bahsettiğim yargıtay kararları uyarınca icra müdürü tarafından nazara alınması mümkün değildir. Avukat haczedilmezlik iddiasında bulunması gerekir. İcra Müdürü haczini uygular Yargılama giderleri (vekalet ücreti dahil) müstakil olarak icra takibine konu edilebildiğine göre müvekkili adına konulan takip nedeniyle vekalet ücretini de borçludan isteyebilir. Çünkü vekaletle takip edilmiş bir iş mevcuttur. Ayrıca yargılama giderlerinin tahsili için mahkemelerden ilam olması nedeniyle ihtiyati haciz kararları alınmaktadır. Ve bu kararlarda ayrıca vekalet ücretine karar verilmektedir. İhtayita haciz kararı aldırılırken yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine tekrar vekalet ücretine hükmedebileceğine göre neden icraya konulduğu zaman icra vekalet ücretine karar verilmesin.
Old 10-12-2006, 13:31   #41
mslmklvz

 
Varsayılan

Yine bir vekalet ücretine icra vekalet ücreti istemi, yine bir itiraz ,yine aynı karar: ücretin ücreti olmayacağından dava vekalet ücreti için istenen icra vekalet ücretinin iptaline..karar tarihi :01.12.2006
Old 17-12-2006, 03:48   #42
ares139

 
Varsayılan

Vekalet ücreti yargılama gideridir ve suat bey inde belirtiği gibi davacı veya davalı kendini vekille temsil ettirdiği için onun adına hükmedilir.Esas olan yargılama giderlerinin davalı veya davacı tarafından karşılanmış olması sebebiyle davada haklı çıkması durumunda da tüm fer'iler asile aittir.Her ne kadar bunun adı ücret-i vekalet olarak tanımlansa bile bu hak asil tarafından diğer taraftan talep edilebilir.Bu talebi de asil adına avukat icraya koyarsa icraya girmiş olmasından dolayı vekalet ücretine hak kazanır.Saygılarımla
Old 12-01-2007, 19:20   #43
ibreti

 
Varsayılan

Bu konuda İBK varmış
-
T.C.
YARGITAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
E. 1942/34
K. 1944/21
T. 31.5.1944
• İLAMLI İCRA ( Vekalet Ücreti-İlamda Vekalet Ücretinin Takdir Edilmiş Olması Halinde )
• VEKALET ÜCRETİ ( İlamlı İcrada )
• İLAMDA VEKALET ÜCRETİ TAKDİR EDİLMİŞ OLMASI ( İlamlı İcra-İcra Dairesince de Vekalet Ücreti Takdir Edilip Edilmeyeceği )
3499 s. Avukatlık Kanunu m. 130, 131 ( Bu yasa, 1969 g. ve 1136 s. Avukatlık Kanunu m. 192 ile yürürlükten kaldırıldı. )
15.9.1941 g. Avukatlık Ücret Tarifesinin İzah ve Tatbik Tarzına Dair Umumi Hükümler m. 10
7.2.1945 g. ve E. 1944/19 - K. 1945/4 s. Y. İçt. Bir. K.
14.4.1954 g. ve E. 1953/4 - K. 1954/14 s. Y. İçt. Bir. K.
ÖZET : İlamda vekil için ücret belirtilmiş ve hükmedilmiş olsa dahi, vekil eliyle kovuşturulan ilamın uygulanmasından dolayı da ayrıca ücret değerlendirilmesi gerekir.

DAVA VE KARAR : İcra ve İflas Kanununun 138 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün ilamsız takiplere münhasır olduğu ve ilamların icrası talebinde ayrıca icra muameleleri için vekalet ücreti istenmiş olsa bile ilamsız takibe mahsus olan mezkur fıkra hükmünün tatbik edilerek icra memurluğunca ayrıca bir vekalet ücreti takdir olunamayacağı ve ilamların icrasında yalnız mahkemece takdir edilen vekalet ücretinin tahsili lazım geleceği takarrür etmiş içtihat cümlesinden iken ahiren mümasil bir hadise hakkında yapılan tetkikat sırasında, ilamların icrasında mahkemece takdir edilen vekalet ücretinden başka icra muameleleri için de zikredilen fıkraya müsteniden icra memuru tarafından ayrıca vekalet ücreti takdir edilebileceğine dair yeni bir ekseriyet hasıl olmuş olduğundan bu suretle meydana gelen içtihat ihtilafının halli Temyiz İcra ve İflas Dairesi Reisliğinin 8/9/942 tarihli ve 556 sayılı yazısiyle istenilmesine mebni ihtilafın mevzuunu teşkil eden 1/7/935 tarih ve 3163/3051 sayılı ilam ile zikri geçen yazı suretleri teksir olunarak Umumi Heyet azasına tevzi edilmişti.

Müzakere için tayin olunan 31/5/944 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 9.30 da toplanan Umumi Heyet Birinci Reis Halil Özyörük'ün başkanlığı altında müzakereye başlayarak ihtilafın esasını teşkil eden noktalar, hulasaten Birinci Reis tarafından izah edildikten sonra söz alan :

Şemsettin Temizer: Bu tevhidi içtihat münasebetiyle tetkik yaparken İcra ve İflas Dairesinin 934 tarihinde bir ilamına tesadüf ettim. Bu ilama göre vekalet ücreti tayinine dair tetkik merciince ittihaz olunan kararın temyiz kabiliyeti olmadığını Yüksek Daire içtihat etmiş olduğu anlaşılıyor. Şimdiki tevhidi içtihadın mevzuu ise, temyiz edilen bu kabil kararların temyiz kabiliyeti kabul ediliyor. Ancak ilamlı icralarda vekile ücret lazım gelip gelmediğinde ihtilaf edilmiş bulunuyor. Şu halde evvelce temyiz kabiliyeti yoktur, sonra da temyiz kabiliyeti vardır, diye yekdiğerine mübayin olan içtihattan dolayı tevhidi içtihat müessesesine müracaat edilmiş midir? Çünkü Yüksek Daire içtihatlar ve kararlar arasındaki ihtilafa çok ehemmiyet veriyor ve asabiyet gösteriyor, tevhid içtihat için müracaat ediyor. Şu halde bu kabil vekalet ücretine dair kararların temyiz kabiliyeti yoksa, bu ihtilaf da halledilmemiş ise şimdiki ihtilafın halline sıra gelmemiş bulunuyor.

Abdullah Aytemiz: Eski bir kararımızda böyle demişiz. Fakat şimdiye kadar bütün kararlarımız temyiz kabiliyetini kabul etmektedir. Filhakika hangi madde altında sarahat varsa onlar temyiz edilebilir. Maadanın temyiz kabiliyetini kabul etmemek lazım değil ise de daire son tadilde bunun bir maddede toplanmış olması hasebiyle, ilamın sureti icrasına dair kararlar temyiz edilebileceğine göre biz de bunu kabul ettik.

Şemsettin Temizer: Vekil ile müvekkil arasındaki şartlar -kanunun sarahati müstesna- üçüncü şahıslara yani davada haksız çıkacak tarafa müessir değildir. Alacaklının davasını takip için bir kaç avukat tutması onları azledip yerlerine başkalarını ikame etmesinin ve her vekile dilediği gibi ücret vermesinin hasma tahmil edilecek ve masarifi muhakeme cümlesinden sayılacak olan ücreti tesir ve şümulü yoktur. Böyle hareket eden alacaklı kendi fiilinin hukuki neticelerine katlanır, hasmı bundan müteessir olmaz.

Mantık bunu icap ettirdiği gibi nasafet ve adalet de bundadır. Kanunun hükmü de böyledir. Binaenaleyh Sayın Abdullah Aytemiz'in alacaklının müteaddit vekillerine vekalet ücreti vermesinin borçluya tahmil edilecek vekalet ücretinde nazara alınması adalet ve mantık iktizası olduğu hakkındaki fikir ve mütalaalarına iştirak kabil değildir.

İlk İcra ve İflas Kanununda borçluya tahmil edilecek vekalet ücreti hakkında bir sarahat yoktu. 932 senesi tadilinde Bu ücret kanuna geçmiştir. Bunun ne için kanuna konmuş olduğunun sebeplerini tetkike vakit bulamadım ve bilemiyorum. Ancak müzakereye başlarken Başreisimizin izah buyurdukları veçhile ilamlı icralarda vekalet ücreti lazım gelmiyeceği hakkındaki İcra ve İflas Dairesi müstakar içtihadının istinat ettiği istidlaller yerinde değildir. Çünkü İcra ve İflas Kanununda ( takip ) kelimesi hem ilamlı icralarda kullanılmakta ve hem ilamsız icralarda kullanılmaktadır. Binaenaleyh mücerret ( icra ) ve ( takip ) kelimeleri bu ihtilafı halle kafi gelmez. Bununla beraber 935 senesinde teessüs eden birinci içtihat, yani ilamlı icralarda alacaklı vekili için hasma vekalet ücreti tahmil edilmez, tarzındaki içtihat o tarihteki hukuki mevzuata uygun gelmektedir. Çünkü, H.U.M.K. nun altmış ikinci maddesi sarahatına göre avukat bir davanın vekaletini mutlak olarak kabul edince o davayı son safhasına kadar mahkemelerde takibe ve icrada da hükmü infaz ettirmeğe ve masarifi muhakemeyi de tahsil için mesai sarfını kabul ve taahhüt etmiş olur. Böyle olunca hükmü müvekkili lehine almış olan avukata hasma müvekkili lehine kanunen lazım gelen vekalet ücretini de hüküm altına aldırmış ise bir koyundan iki post çıkmaz meşhur meseli mucibinde icradaki mesaisinden dolayı da ayrıca icra hakimine müvekkil lehine ücreti vekalet takdir ettiremez. 138. madde sırf ilamsız icralar için vaz olunmuştur. Çünkü bunlarda hasım aleyhine daha evvel bir dava açılmamış ve ilk takip icrada başlamıştır. Bu takip için vekil tutan şahıs lehine icra dairesi vekalet ücreti hükmeder.

Bu maruzatım Avukatlık Kanununun ve bu kanuna tevfikan yapılan avukatlık ücret tarifesinin ve izahnamesinin neşrine kadar olan müddet zarfındaki İcra ve İflas Kanununun 138 inci maddesinin tatbikatı şekline aittir.

Son vaziyeti hukukiyeye göre yani Avukatlık Kanunu ve ücret tarifesi ve izahnamesi bakımından meselenin tahliline gelince, Yeni Avukatlık Kanununun dava ve takip için avukat ücretleri hakkında altıncı babın ikinci faslında yeni hükümler vaz eylemiş bulunmaktadır. Bu kanunun 130 uncu maddesinde kaza mercilerindeki muameleler diğer işlerden alınacak ücretin asgari haddini gösteren tarifenin nası yapılacağı tayin kılındıktan sonra 131. maddesinde de ücret mukavelesi yapılmamış olan hallerde asgari tarifenin tatbik olunacağı ve mahkum aleyhine de tahmil olunacak ücretin tarifede yazılı hadden aşağı ve üç mislinden yukarı olamayacağı tasrih kılınmıştır.

Bu kanun mucibince hazırlanıp Adliye Vekaletinin tasdikine iktiran eden ve 15/9/941 tarihinden itibaren muteber bulunan mezkür tarife izahnamesinin onuncu maddesinde ise ( Mahkemelerde davanın müdafaasını deruhte etmeksizin icra takip yollariyle borçlu aleyhinde takip icrasını deruhte eden avukat mahkumunbihin yüzde üçü nisbetinde ücret alır. Evvelce mahkemede müdafaayı deruhte ve davayı intaç etmiş ise ayrıca bu tarifede yazılı ücretin beşte birinden onda birine kadar ücret tayin olunabilir. ) diye yazılı bulunmaktadır.

Bu sarahatlar bundan böyle icrada avukatla yapılacak takiplerde hasma ne miktar üzerinden vekalet ücretinin tahmil edilmesi lazım geldiğini şüpheye mahal bırakmayacak şekilde tespit eylemiş ve binaenaleyh İcra ve İflas Kanununun 138 inci maddesindeki ücret miktarı hakkındaki sarahati da tadil eylemekte bulunmuştur.

Şu halde icra dairesinde borçlu aleyhinde müvekkili namına takipte bulunan avukat eğer takip ilama müstenit olup da kendisi de o hükmün istihsalinde mahkemede bulunmuş ise tarifede yazılı ücretten daha az bir nisbette hükmü istihsal etmemiş ise yüzde 3 miktarında bir ücret borçluya tahmil edilecektir.

Son kanuni vaziyete ve sarahata göre avukatla takip olunan ilamlı icralarda da hasma ücreti vekalet tahmil edilmesi icap etmektedir.

Şefkati Özkutlu: Mahkemece takdir edilen ücreti vekalet içinde icradaki ücret de dahil mi, değil mi, mesele buradadır. Maahaza icra muamelesi başka, mahkemedeki safha başkadır. İkinci safhada ücreti vekalet lazımdır.

Necati Ünlügil: Usulün altmış ikinci maddesinde bir ihtilafımız yoktur. Mesele kırk birinci maddenin hudut ve şümulünü tayinden ibarettir.

Aziz Yeğer: Bugünkü kararımızda mahkeme masraflariyle icradaki safhayı ayırmış olacağız. Gerek eski vaziyette ve gerek son tadil vaziyetinde ücreti vekalet içinde icradaki mesai de dahildir dersek hakim meçhul bir safahata ait ve mevhum kısmı da nazara almak zaruretinde kalacaktır. Bu takdirde hakim için ölçü yoktur. Ölçüsüz bir takdiri hakime nasıl emrederiz ve bu vaziyette tayin edilen bir ücreti borçluya nasıl tahmil ederiz?

Abdullah Aytemiz : İcraya mevzu ilamda ücreti vekalete de hükmolunmuş ise bunun icrasından dolayı alacaklı vekiline ayrıca ücreti vekalet takdiri lazım gelip gelmiyeceği yani ilamsız takiplerde ücreti vekalet takdir edileceği hakkındaki 138 inci madde hükmünün ilamlı takiplere de şamil olup olmayacağı hususundaki ihtilafın halli matluptur. Dairemizin ötedenberi devamlı içtihadı, icraya konulan ilam ücreti vekaleti de mutazammın ise böyle bir ilamın icrası halinde mahkumunleh vekiline ayrıca ücreti vekalet takdiri lazım gelmiyeceği merkezinde idi. Azalığım zamanından beri muhalif bulunduğum bu içtihadın aksine ahiren bir temayül hasıl olduğundan tekevvün eden bu ihtilafın tevhidi içtihat suretiyle halline kadar gelen işleri bıraktık. Bu ikinci içtihadın doğruluğunu maddi ve kanuni sebeplere istinaden iddia ve isbat edeceğim.

Mahkemece takdir olunan ücret vekilin kazai sahadaki mesai ve hizmeti mukabilidir. Her ilam cebri icra tariki ile icra olunmaz. Bazan müvekkil mahkumunleh bizzat takip eder. Binaenaleyh mahkemece ücreti vekalet takdir edilirken vekilin icradaki takip ve hizmetinin nazara alınmış olmasına ihtimal ve imkan verilemez. Bahusus mahkeme işlerinde vekil olan kimse icradaki işlere de memur edilecek olursa hiç şüphesizdir ki, müvekkilinden iki kat vekalet ücreti isteyecektir. Esasen vekil ile müvekkil arasında takarrür eden vekalet ücretine tarife mucibince hakimlerin mahkumunlehlere ait olmak üzere takdir eyledikleri miktar asla tekabül etmemektedir. Bir de icra safhasında vekalet ücretinden mahrum edilecek olurlarsa müvekkiller büsbütün mutazarrır olurlar. Daha doğrusu haklı çıktıkları halde cezayı nakdi kabilinden vekalet ücretiyle de mahkum edilmiş olacaklardır.

Kanuni delile gelince, İcra ve İflas Kanununun kırk birinci maddesi bu ihtilafı halle kafidir. Maddeyi aynen okuyorum: ( Ka nunun ikinci babında yazılı hükümlere mugayir olmıyan diğer hükümleri ilamlı takiplerde de cari olur. ) Bu kanunun ikinci babı ilamlı, üçüncü babı da ilamsız takiplere tahsis edilmiş olup ilamlı takiplere müteallik hükümler meyanında icrai muamelattan dolayı vekalet ücreti takdir olunamayacağı hakkında hiçbir kayıt ve işaret olmadığına ve bu babta yazılı hükümlere mübayin bulunmıyan kanunun diğer hükümlerinin ilamlı takiplerde de tatbik olunacağı mezkur kırk birinci madde hükmü iktizasından bulunmasına göre dava vekili veya avukat marifetiyle yapılan takiplerde vekalet ücreti takdir edileceği hakkındaki 138 inci madde hükmünün ilamlı takiplerde de cari olacağı neticesine varılmak zaruridir. Avukatlık ücret tarifesi de ikinci içtihadın isabetini müeyyettir.

Fevzi Bozer: Hukuk Usulü Kanununun altmış ikinci maddesi vekil ile müvekkil aralarındaki münasebeti tayin eder. Bu madenin icra takiplerinde alınacak ücrete şümulü yoktur. Son fıkrası ise vekilin mezuniyetini takyit edecek kayıtların diğer tarafça muteber olmadığını göstermektedir ki hadiseye şümulü yoktur.

İlamlı takiplerde ücreti vekalet lazımdır.

Cevat Gücün : İcra ve İflas Kanununun 932 senesindeki tadilinde ücreti vekaletin konmasına bir lüzum hasıl oldu. Bunu esbabı mucibe söylüyor. İlamlı takiplerde esasen vardı. İkinci içtihat doğrudur.

İbrahim Ertem : Avukatlık Kanununda bir fasıl vardır. 130 uncu madde mucibince Adliye Vekaletince yapılan tarifeye icra safhasını hukukçu arkadaşlardan rica ederim.

Birinci Reis: Tarifede bir tek avukat tarafından takip edilen işlerde icrada şöyle mahkemede böyle diye bir şey yoktur. Temyizde şu hüküm alınıncaya kadar şöyle diye sarahat vardır.

Y.K. Arslansan: İcra ve İflas Kanununun kırk birinci maddesi sarahatına ve ahiren Avukatlık Kanununun 131 inci maddesine tevfikan tanzim kılınan avukatlık ücret tarifesinin tatbik tarzına dair umumi hükümlerinin onuncu bendi mucibince de vekil marifetiyle takip olunan ilamların icrasından dolayı da icrada mesbuk hizmetlerine mukabil ayrıca avukatlık ücreti olunmak iktiza eder.

Birinci Reis: Her ücret mukabilinde bir hizmet ve her hizmet mukabilinde bir ücret vardır. 602 inci madde mebde ve müntehayı göstermek itibariyle şayanı ihticaçtır. Hizmet, para tahsil edilinceye kadar devam edeceğine göre bu safhaya kadar masruf hizmeti mukabilidir. Avukat davayı aldığı zaman bu hali bilir. Ancak avukat icra safhasında işe girmiş ise hiç şüphe yoktur ki, mesbuk mesaisine göre bir ücret alması lazımdır.

138 inci madde paranın paylaştırılmasına taalluk ettiğine göre gerek ilamlı ve gerek ilamsız takiplere şamildir. Fakat bir avukat davayı bidayetinden itibaren takip etmiş ise buna şümulü olmamak lazımdır.

Şemsettin Temizer: Tarifenin onuncu maddesi mukavele yapılmıyan hallerdedir, demeleriyle neticede:

İcra ve İflas Dairesi Reisliğinin 8/9/942 tarihli tezkeresiyle ona merbut 1/7/935 tarihli ilam suretine nazaran, İcra ve İflas Dairesinin ötedenberi içtihadı ilamların icrasında yalnız ilamda yazılı vekalet ücreti tahsil olunup yoksa ilamın icrası için ayrıca icra memurluğunca vekalet ücreti takdir olunamayacağı ve İcra ve İflas Kanunun 138 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün yalnız ilamsız takipler hakkında tatbik olunacağı merkezinde iken ahiren ilamların icrasında dahi mahkemece takdir edilen vekalet ücretinden başka avukatın icradaki mesaisinden dolayı icra memuru tarafından ayrıca vekalet ücreti takdir edilebileceğine dair yeni bir ekseriyet husule geldiği ve bu itibarla eski ve müstakar içtihadın hilafına yeni bir içtihat hasıl olduğu anlaşılmıştır.

Eski içtihadın 942 senesine kadar devam edip 942 senesi içinde bunun hilafına olan içtihadın takarrür eylediği bu daire reisliğinin 8/9/942 tarihli yazısından istidlal olunmaktadır. Şu halde Avukatlık Kanunu ile bu kanuna tevfikan tanzim ve tasdik olunan Avukatlık Ücret Tarifesi ve izahnamesinin meriyet mevkiine konmasından sonra bu tebdili içtihat vaki olmuş demektir. Bu itibarla ihtilafın son kanuni vaziyet ve hükümlerle halli lüzumu hasıl olmaktadır.

Avukatlık Kanununun altıncı babının dava ve takip ücretleri ünvanlı ikinci faslında vekil ile müvekkil arasındaki vekalet ücretleriyle diğer tarafa tahmil olunacak ücretlerden bahsedilmektedir. Bu fasılda münderiç olan 130 uncu maddede ise kaza mercilerin deki muamelelerle diğer işlerden alınacak vekalet ücretinin asgari haddini gösteren tarifenin nasıl yapılacağı tayin kılındıktan sonra 131 inci maddesinde de ücret mukavelenamesi yapılmamış olan hallerde asgari tarifenin tatbik olunacağı ve mahkumunaleyhe de tahmil olunacak ücretin tarifede yazılı hadden aşağı ve üç mislinden yukarı olamayacağı tasrih kılınmıştır.

İmdi gerek mahkemelerde ve gerekse icrada avukatla takip olunup da yazılı mukavele bulunmayan işlerde vekil ile müvekkil arasında takarrür etmiş ücretle hasma tahmili lazım gelen vekalet ücretlerini bu kanun tayin etmiş olduğuna ve bu kanun mucibince hazırlanarak Adliye Vekaletince tasdik edilen ve 15/9/941 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesiyle İzah ve Tatbik Tarzına Dair Umumi Hükümlerin onuncu maddesinde mahkemede ( davanın müdafaasını ) deruhte etmeksizin icra takip yollariyle borçlu aleyhine takip icrasını deruhte eden avukatla evvelce mahkemede davayı intaç etmiş olan avukata icra takibi için de ayrıca nisbi bir ücret verileceği tasrih kılınmış ve icra takiplerinde maktu vekalet ücretine tabi olan işlerin nelerden ibaret olduğu ve alınacak ücretlerin miktarları da maktu ücret tarifesinin altıncı bendinde hasr ve tadat edilmiş bulunmasına göre gerek ilamlı ve gerek ilamsız icra ve takiplerinde diğer tarafa vekalet ücreti tahmil edilmesi zaruri bulunmaktadır.

Bu itibarla ilamda vekil için ücret tayin ve hükmedilmiş olsa dahi vekil marifetiyle takip edilen ilamın icrasından dolayı da ayrıca ücret takdir edilmesi lazım geleceğine dair İcra ve İflas Dairesinin ikinci içtihadının doğru olduğuna 31/5/944 tarihinde ittifakla karar verildi.
Old 12-01-2007, 21:49   #44
ayanlar07

 
Varsayılan

yıllardır bu işin içindeyiz ilk defa böyle bir icra müdürüne rastladım bu bilgisiz ve araştırmayan insanların nerelerde olduğuna ilişkin güzel bir örnek ben kaç yıllık meslek hayatımda hep vekalet ücretini takibe koyunca tekrar bir vekalet ücretine hükmedildi. ancak bu dava masrafı oldugu için takibe koyarken kendi adınla bile olsa davadaki müvekkil adına takibe konulduğunda yine vekalet ücretine hükmedilecektir. ben bunu böyle biliyorum ve böyle yapıyorum.
Old 14-02-2007, 18:43   #45
avmy67

 
Varsayılan

Sevgili meslektaşlarım,
Bir istihkak davasında davalı vekili sıfatıyla duruşmaya iştirak edecektim. Diğer bir duruşmadan 2 dakika önce davaya katılmak üzere mahkemeye geldiğimde karşı taraf vekilinin 7 dakika öncesinde davaya girdiğini ve aleyhimize haksız bir karar verildiğini öğrendim. Temyiz sınırı olan 2 milyarın altında kaldığından kararı temyiz edemedim. Kararı tevhim edemediğim gibi tebliğ dahi edemeden, karar çıkar çıkmaz karşı taraf vekilinin vekalet ücretini icra takibi yoluyla istediğini öğrendim. Karardaki vekilde, icra takibindeki vekil de aynı. Şimdi soruyorum bu hareket bırakın hukuki olmayı etik bir davranışmıdır. Ne yapmak gerekir sizlere sormak istiyorum. Cevaplarınız için şimdiden çok teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim..-
Old 14-02-2007, 20:50   #46
recepbarlas

 
Varsayılan Elbette tayin edilir.

Davada yargılama gideri ve avukatlık asil lehine (aleyhine ) hükmedilir.Asil bu ücreti tahsil etmek için avukatı aracılığıyla icra takibi yapar.Avukat da icrada işlem yaptığı için ayrıcı vekalet ücretine hak kazanır.Zira avukatlık ücreti avukata verilmek üzere tayin edilmez.
Old 14-02-2007, 22:32   #47
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

nasıl yani...
ilk icra takibini yaparkenmi icra müdürü dosyaya kabul etmedi...
yoksa icra takibini yaptınız da dosya borcunun tamamı odendi ama icra müdürü ödenen paradan avukatlık ücretini kesip geri kalanını mı verdi size...
iki haldede icra müdürünün talebi red etme veya eksik ödeme yetkisi yok gb geldi bana...
ayrıca asil adına vekil olarak icra takibini yapmanız uygulama acısından dogru..
ıyı calısmalar...
Alıntı:
Yazan avzehra
İdare mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar veriliyor.Kararda davacı kendisini vekille temsil ettirdiği gerekçesiyle davalının davacıya vekalet ücreti ödemesine ve yargılama giderlerine mahkum ediliyor.Bu karar icraya veriliyor, icra müdürü tarafından vekalet ücretinin vekalet ücreti olmadığı gerekçesiyle icra vekalet ücretinin ödenmesi konusundaki avukatın talebini reddediyor.İcra işlemi İcra hukuk Mahkemesine şikayet ediliyor fakat henüz mahkeme bir karar vermedi.Görüşlerinizi bekliyorum.


Old 15-02-2007, 12:40   #48
Av.Ömer GÖKÇE

 
Varsayılan

Değişik bir yorumla katılmak istiyorum,
Her ne kadar Av.K. 164 maddei hükmedilen vekalet ücretinin avukata ait olacağını belirlemişşsede, bu vekil ile müvekkil arasındadır. Davada hükmedilen vekalet ücreti vekil adına hükmedilmemektedir.
Örn: Bir davada karardan sonra müvekkiliniz sizi azlederse buna rağmen kararda bahsi geçen hükmedilen vekalet ücretinden dolayı karşı tarafa icra takibi yapabilirmisiniz. Elbette yapamazsınız. Bu durumda ancak sizi haksız olarak azleden müvekilinize yönelebilirisniz. Oysa şahsi alacak olsaydı azle rağmen karşı tarafa icra takibi yapabilirdiniz. O nedenlede şahsi alacak olmadığından, icraya konmuş bir vekalet ücreti alacağından dolayı, icra vekalet ücretide alabilmeniz gerekir. Saygılarımla.
Old 15-02-2007, 15:22   #49
altiokebru

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım, ben de ilamdaki vekalet ücretinin icraya konulması halinde avukatın icra vekalet ücretine hak kazanacağını düşünen arkadaşlarıma katılıyorum. Hatta yakın zamanda borçlu müvekkilimin evine konulan haczin kaldırılması için açtığımız meskeniyet iddiası ile haczin kaldırılmasına yönelik şikayete ilişkin davada, davayı kazandığımız için lehimize hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri ile ilgili takipte, uzaydan gelen icra müdürümüzün uygulamasından bahsedeyim Alacaklı taraf icraya koyduğumuz bu ilamdaki alacak kalemleri ile kendi alacağının takas edilmesini talep etmişti. İcra müdürü de yargılama gideri yanında davada hükmedilen vekalet ücretini de mahsup etmeye kalktı. Ancak Avukatlık Yasasındaki açık hüküm gereği, dava vekalet ücreti avukata aittir ve müvekkilin borcu için takas ve mahsup ve haczedilemez,dedik;müdür ben sadece icra iflas kanununu tanırım, başka kanun beni bağlamaz deyip uzaylı olduğunu isbatladıktan sonra sunduğumuz yargıtay kararları neticesi hem dava vekalet ücreti hem de icradaki ücreti kurtardık. İcra müdürü önce vekalet ücretinin vekalet ücreti olmaz, o zaman ilamı kendi adınıza icraya koysaydınız tarzı bir düşünce ortaya attı hatta belki siz dava vekalet ücretinizi aldınız, ne bileyim filan da dedi ama yerleşik Yargıtay kararları gereği bu mümkün değil,sonuç olarak müvekkil adına da icraya konsa avukata ait dava vekalet ücreti. Aslında sorun Avukatlık Yasasında avukata ait olan vekaet ücretinin, mahkeme kararı ile müvekkil lehine hükmedilmesi sanırım. Sonuçta ücretin bize ait olduğunu yine biz anlatmak ve isbatlamak zorundayız. Herkese iyi çalışmalar.
Old 08-03-2007, 17:11   #50
ismail ünlü

 
Varsayılan

Bence burada vekalet ücretine ek olarak bir de icra vekalet ücreti eklenir konu bu kadar basit reddeden icçra memuru veya müdürünün anayasa mahkemesinde iptal davası açması gerekir. Av. K. mad 164 için. İlamda da vekalet ücretlerinden dolayı davalıdan alınıp davacıya verilmesine denildiğine göre vekil bu ilamı elbetteki müvekkili adına koyacak aksi zaten ilama aykırılık olur.
Old 17-03-2007, 16:57   #51
acan49

 
Varsayılan

vekil olduğun kararı icraya koyarsan icradaki vekalet ücreti alamazsın.ancak kararı başka bir meslektaşı aracılığıyla icraya koyarsan o meslektaşına icra işlemi için vekalet ücreti ödenmek zorunda.
Old 17-03-2007, 17:22   #52
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
vekil olduğun kararı icraya koyarsan icradaki vekalet ücreti alamazsın
Bu görüşünüzün hukuki dayanağını da yazar mısınız?

Bir davada bir avukat yeterliyken icra takibinde neden iki avukata gerek duyulsun?

Siz yoksa avukatın kendi müvekkilinden vekalet ücreti almasına ilişkin karardan mı söz ediyorsunuz? Avukatın kendi müvekkilinden olan alacağı için kendi adına açacağı takipte vekalet ücreti almaması doğaldır. Ama biz burada karşı tarafa yüklenen vekalet ücreti için karşı tarafa müvekkil adına açılan icra takibinden söz ediyoruz. Müvekkil adına açılan takipte vekalet ücreti alınır.

Saygılarımla
Old 17-03-2007, 17:31   #53
NURHANOKURÖZCAN

 
Varsayılan

Avukatlık ücreti davacı ve davalı adına hükmedilir.Vekil adına değil.Dolayısıyla takibe de müvekkil adına vekil sıfatıyla konulur.Vekil sıfatıyla yaptığımız bir icra takibinde İcra vekalet ücretine de hak kazanacağımız açıktır.Yargılama masraflarından sayılan avukatlık ücreti eğer taraflar arasında aksine bir yazılı sözleşme mevcut değilse avukatlık kanunu gereğince avukata aittir ve bu tamamıyla avukatla müvekkil arasındaki iç ilişkidir.Bir dönem kararlarda avukatlık ücreti avukatlık kanunun yanlış yorumlanmasından kaynaklanan nedenlerle direk vekile hükmedilmişti.Biz de asil olarak takip yapmıştık.Fakat bu yanlıştan kısa sürede dönülmüştür.
Sayın Süleyman ZENGİN'in Avukatlık yasasının 164/son maddesindeki "vekalet ücreti vekile aittir" yazılı olması vekille müvekkil arasındaki iç ilişkiyi düzenlemeye matuf bir durumdur. Bu incelik anlaşılamadı hala,,,cümlesine katılıyorum.
Old 15-05-2007, 17:27   #54
gülten efe

 
Varsayılan

Sayın Doğanel, ilk cevabınıza bayıldım İcra Müdürü'nün uzaydan gelmiş olma ihtimali kuvvetle muhtemel
Old 15-05-2007, 18:39   #55
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

İlamlı icra takibinde icra müdürlüğü ilama uygun işlem ve infaz yapmak zorundadır. İlamda yargılama giderlerinden sayılan diğer kalemlerin tahsilinde vekalet ücreti ilavesi ile toplam alacağı hesaplayıp borçludan tahsil ediyor ise,diğer yargılama giderleri gibi asil adına hükmedilen yargılama giderinden olan vekalet ücretinin tahsilinde de vekalet ücreti hesaplanır.

Aksi işlem memurun muamelesinin şikayet nedenidir.

Alacaklı vekilinin kendi adına takip açması bile bu hukuki durumu değiştirmez.
İlamla çelişen bir maddi hata olarak değerlendirilir.
Old 15-05-2007, 18:44   #56
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Arkadaşlar bizim icra müdürleri de uzaydan geldi. İlamda yer alan vekalet ücreti dışında dosya toplamından ayrı olarak icra vekalet ücretinin de hesaba ekleneceğine dair bir emsal yargıtay kararı olan varsa memnun olurum. Müdürlerden "Uzaydan dünyaya ayak bastı parası" alacağım da.
Old 15-05-2007, 19:56   #57
icra20

 
Varsayılan

Uzaydan gelen icra müdürleri varmı yokmu bilemem, ancak herne hikmetse lehlerine karar verdiğimizde sizden iyisi yoktur aleyhlerine karar verildiği zamanda müdürüm yıllarca böyle talep açıp taleplerimiz doğrultusunda karar verilmiş ve bugüne kadarda hiçbir sorun çıkmamıştır diyerek bize tepki veren avukat arkadaşlarımızda nerden geldi onu bilemiyorum. Malesef avukatlarımızda mümkün olduğu kadar kendi görüşleri doğrultusunda karar almakta ısrar ederler. Oysa kendimden örnek verirsem her zaman derim benim görüşümü çürütemeyecek bir yargıtay kararı ibraz edemezsen benim görüşüm geçerli olur. Yeterki yargıtay kararı veya yasal dayanak ibraz edilsin, zira doğru karar vermek benim idealim olup icabında da İcra Mahkemesinin işini de azaltmış olurum. Oysa bazı avukat arkadaşlarımız müdürüm sen karar ver, borçlu veya alacaklı şikayet etsin topu mahkemeye atmaya çalışır, istediğini alamayıncada mırın kırın edip çıkar. İşte bizde uzaydan gelmedik dünyadayız. Uzaydan gelip gelmediğine bakmayalımda, İİK.16 ne güne duruyor, bu maddeyi neden işletmiyorsunuz.
Old 15-05-2007, 20:36   #58
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

İcra dairesinin görevi mahkeme karalarını aynen uygulamak, İcra mahkemesinin ise 'ilamın aynen uygulanmasını denetlemek, yorum yolu ile düzeltme yapamaz, görevi ilamın aynen uygulanmasını denetlemektir.'

Yargıtay 12.HD 6.7.2006 T, 2006/12544 - 14788

Bu durumda, ilamı aynen uygulayacak ve asil adına hükmedilen vekalet ücretinin tahsili sırasında vekalet ücreti hesaplama zorunda olacaktır.
Old 15-05-2007, 20:42   #59
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Müdürüm; Farklı illerde çalıştım. Ama her ilin farklı farklı uygulamaları var. Buradaki icra müdürü ile anlaşmalı olarak işlem yapıyoruz. Şimdiye kadar ki uygulamamız böyleydi, ama farklı uygulama yapmamamız gerekiyorsa meciye başvurun. Bizim için de emsal olsun dedi.

Forumdaki tartışmada aradığım cevabı bulamadım. Daha birkaç gün önce buranın icra müdürü ile yaptığım konuşmanın üzerine konu açılınca dikkatimi çekti.1 yıl kadar oluyor. Aynı icra Müdürü Yargıtay'dan tehiri icra kararı getirmek için borçluya(Yine vekalet ücretine ilişkin bir ilamlı icra idi) 6 aylık bir süre vermişti. Verilen süre hakkaniyete aykırıdır diye şikayette bulundum.İcra Müdürünün takdirinde olan bir konudur diye reddedildi. Ama bu süre genelde diğer illerde 7 gün olarak uygulanıyor. Süre temyiz süresi ile eşdeğer olmamalıdır. Aksi kesinleşmeyen kararı takibe koyamama gibi bir sonucu doğurur ki HUMK 433. maddenin ne anlamı kalacak o zaman?

Avukatlar ve icra memurları daha doğrusu adliyedeki memurlar birbirlerinin işlerini kolaylaştırmak için vardırlar, zorlaştırmak için değil. Haciz sırasında memurla alacağın tahsiline hizmet etmasi amacıyla göstermelik çok tartışmalara girdim ama hakim talebinizi reddettiğinde nasıl yargıtay varsa icra memuru talebinizi reddettiğinde mercii var. Bence kavga anlamsız.İşi çabuklaştırmayı değil sinirlerin yıpranmasını sağlıyor.

Sözüm farklı uygulamalara, şahıslara değil.
Old 30-05-2007, 12:13   #60
nejan

 
Varsayılan Böyle gariplik olurmu?

Değerli meslektaşlar,
Avukatlık Kanunu m164 sonfıkrası "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." demektedir.
Yargıtal kararları, aynı fıkranın birinci cümlesini bu cümlenin avukat ile müvekkil arasındaki durumu düzenlediğinden, bu maddeye dayanarak vekalet ücretinin ilamda avukat adına değil müvekkil adına hükmedileceği yönüdedir. Bu durumda müvekkil adına hükmedilen avukatlık ücreti biz vekiller tarafından müvekkil adına icraya konabilmektedir.İcrada takibinde alacaklı hükme dayanarak müvekkildir ki bu takipte de vekalet ücreti doğmaktadır. Buraya kadar herşey anlaşılabilmektedir. Ancak Müvekkil adına takibe konmuş olan alacaklısı müvekkil olan bir dosya alacağının, yine o müvekkilin borcu karşılığında takas mahsup ve haciz yapılamayacağı yönündeki mahkeme kararlarının vede aynı yöndeki yargıtay kararlarının mantığını anlamak mümkün değildir. Burada yazılı hukuk devreden çıkıyor sanırım. Zira icrada alacaklı müvekkil görünen kişinin bu alacağı takas mahsup veya haciz talep edilince avukata ait oluyor. Takip değişmiyor takibe bakış açısı değişiyor Bunun hukuk mantığı ile izahı mümkün değil.
Diğer taraftan icra takibi sırasında müvekkilin alacaklası olduğu dosyadaki parasını icradan kendisinin almak istediğini(veya vekilini azlettiğini düşünelim) bu durumda icra müdürü, mahkemeler ve de yargıtay, bu avukatlık ücretidir avukatınındır senin alacağın değildir alamassın mı diyecek?
Yargıtay kararlarında yukarıdaki fıkranın birinci cümlesi açıkça ifade edilmiş olduğu halde kabul edilmeyerek yorum yoluyla farklı bir sonuca varılmış ancak ikinci cümlesi aynen kabul edilmiştir. Bu durum da açık bir çelişki ve de karmaşaya yol açmıştır.
Madem birinci cümleye bir yorum getirilmiş, bu konudaki takiplerdeki takas mahsup ve haciz taleplerini alacak müvekkilindir diyen görşün tekrar 180 derece dönerek bu alacak vekillik ücreti olduğundan takas mahsup ve haczedilemez demiş olmasını nasıl anlamamız gerekiyor acaba?
Ancak kararlarda, mahkemede hükmedilen ücreti vekaletin müvekkil adına takibe konması ile doğan avukatlık ücreti takas mahsup ve haciz yapılamaz denmiş olsa idi bunu anlamak kesinlikle mümkündü.Yoksa Yargıtay kararları bu yönde de mahkemelermi hatalı karar veriyor, böyle olmasını dilerim.
Diğer taraftan Yargıtayın yorumuna göre,Müvekkil dava ücretini vekiline ödedikten sonra, davayı kazanınca ayrıca karşı taraftan aldığı ücreti de aksine anlaşma yoksa vekiline vermek zorunda olduğundan, mahkeme avukatlık ücreti konusunda karşı tarafa (karşı tarafın ödemesi hariç)icra takibi yapmak durumunda, aksi takdirde cebinden ekbir avukatlık ücreti ödemek zorundamı kalacak. Yargıtay kararları bunumu demektedir.

Sonuç olarak lehimize veya aleyhimize olmasının hiçbir önemi yok, önemli olan bu konudaki karmaşık durumun çözülerek bir an önce doğru bir sonuca varılması.
Av.Nejan
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Azledilen Vekalet İlişkisinde Vekalet Ücreti Alacağı Av. Tuncer Öztürk Meslektaşların Soruları 17 02-10-2015 16:18
Mahkeme Vekalet Ücretinin Tahsili UMUT Meslektaşların Soruları 2 10-04-2015 09:57
Vekalet Ücreti - icra vekalet ücretini asilin tahsil etmesi cemoka23 Meslektaşların Soruları 14 19-05-2007 08:34
Vekalet ücretinin hakedilme zamanı. Emin GÜNEŞ Meslektaşların Soruları 4 24-12-2006 13:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07977295 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.