Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

CMK Alacakları

Yanıt
Konu Notu: 4 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-03-2007, 14:24   #31
egelihukukcu

 
Mahçup cmk alacakları hayal oldu!!!

9 aydır ödeme yapılmadığı halde ne diye hala görevlendiriliyoruz?Biz avukatlar daha kendi haklarımızı savunamıyoruz...herşeyi tbb den beklemekde çok mantıklı değil en azından her baro durdurma kararını kendisi verebilir!!!
Old 08-03-2007, 14:58   #32
Av.Günsel Sağlam

 
Varsayılan

Cmk görevlendirmelerinin durdurulması ile ilgili İzmir de başlatılan görev kabul edilmeyeceğine dair imza kampanyasına katılılmın az olması beni gerçekten çok üzdü.Öncelikle kendimiz kendi haklarımıza sahip çıkmalıyız.Kuvvet birlikten doğar.Hep birlikte hareket etmezsek amacımıza asla ulaşamayız.
Old 08-03-2007, 17:38   #33
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Balıkesir Barosu da 08.03.2007 tarihi itibariyle CMK görevlendirmelerini durdurma kararı almıştır.
Old 08-03-2007, 21:30   #34
aqua

 
Varsayılan İstanbul Barosu 12 Mart dedi.

İstanbul Barosu tarafından gönderilen SMS ile CMK atamalarının 12 Mart 2007 tarihinde durdurulacağı bildirildi.
Old 09-03-2007, 11:22   #35
uye8490

 
Mutlu

Tunceli Barosu 06/03/2007 Batman Barosu 07/03/2007 Ankara Barosu da 12/03/2007 tarihi itibarıyla zorunlu müdafilik/vekillik uygulamasını durdurmuştur.
Old 09-03-2007, 12:13   #36
__av.zeynep__

 
Varsayılan

istanbul barosu 8 mart tarihinde 12 martta gorevlendirmelerin duracağını beyan etmiş.yani 3 gün daha devam..9 aydır çözülmek bilmeyen sorunlar belki 3 günde çözülür?!
Old 09-03-2007, 12:40   #37
Av.G.K.

 
Varsayılan İstanbul Barosu YÖnetİm Kurulu, Cmk Kapsaminda MÜdafİ Ve Vekİl GÖrevlendİrmelerİnİ Du

19 Aralık 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 Sayılı Yasa ile zorunlu müdafilik sisteminin işleyişine ciddi darbeler vurulduğunu belirtmiştik. Bu değişikliğin, pek çok alanda taşıdığı sakıncalar ve özellikle de zorunlu müdafilik sisteminde, ciddi bir “geriye dönüş” sürecini yaşatmakta bulunduğuna tanık olmaktan üzüntü duyuyoruz. Sistemin kapsamının daraltılması nedeniyle, yaklaşık 15 yıldır konuşmadığımız işkence ve kötü muamelenin yeniden hortladığına, adil yargılamanın olanaklarının kalmadığına tanık olacağımız bir düzleme doğru yöneldiğimiz kaygısını tarihe not düşüyoruz.

5560 Sayılı Yasa ile çıkarılması öngörülen ve 02.03.2007 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmelikte vekâlet ücreti ödemelerinin Hâkim ve Savcılar tarafından düzenlenecek “sarf belgesi” karşılığı yapılacağı hükmünün “Avukatın Bağımsızlığı” ilkesini ciddi biçimde zedeleyeceğini, yargının süjeleri arasında öteden beri mevcudiyetinden yakındığımız hiyerarşinin pekişmesine neden olacağını açıkça belirtmiş olmamıza karşın, Hükümet tarafından bu hükmün korunmasında ısrarcı olunduğuna tanık olduk. Savcı ve Hâkimi, Avukatın ita amiri durumuna getiren, onun ücretinin “takdir mercii” gibi hareket etmesini sağlayan bir düzenlemenin, zorunlu müdafiliği devlet avukatlığına indirgeyen bir çarpıklığın uzantısı olduğunu düşünüyoruz. Yargının tek bağımsız gücü olan avukatların bağımsızlığını da alarak, tümüyle siyasal iktidara tabi kılan bir düzenlemeye girişilmektedir.

Diğer yandan zorunlu müdafilik hizmetlerinin angaryaya dönüştüğü bir aşamadayız. Hak edilen ücretler ile Baroların personel masrafları ve cari giderleri ödenmemekte ve ne zaman ödeneceği de bilinmemektedir. Ödemeler için yapılan yasal değişiklik gerekliliğine ilişkin bahaneler de ortadan kalkmıştır.

Bütün bu düzenlemelere asla razı olmayacağımızı yineleyerek açıklamış, eylemler sergilemiş ve çözüm önerilerimizi Bakanlığa iletmiştik. Aynı iletide, hükümeti savunmanın gerekliliğine inandırmak uğruna girişeceğimiz mücadelenin her aşamasının da, hükümetin sorumluluğunda olacağını belirtmiştik.

Bu koşullar altında İstanbul Barosu Yönetim Kurulu, 08.03.2006 günlü toplantısında, CMK kapsamında müdafi ve vekil görevlendirmelerinin 12.03.2007 tarihi itibariyle durdurulması yönünde oybirliği ile karar vermiştir.

İSTANBUL BAROSU YÖNETİM KURULU

Kaynak:www.istanbulbarosu.org.tr
Old 09-03-2007, 14:42   #38
av.mikail demir

 
Varsayılan Ankara Barosu cmk görevlendirmelerini durdurma kararı aldı

BASIN AÇIKLAMASI



Avukatlık Yasası nın 1.maddesi hükmü gereğince, avukat, yargının kurucu unsurudur. Aynı yasanın 76.maddesi hükmüne göre Barolar, avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleriyle olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak, meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur. Anayasamızın 90.maddesi hükmüne göre ülkemiz yönünden bağlayıcı nitelikte olan, bu bağlamda avukatlar ve barolarla birlikte yargıçlar, savcılar, yürütme ve yasama organı tarafından dikkate alınması zorunlu bulunan Birleşmiş Milletlerin Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler/Havana Kuralları hükmü gereğince, avukatların görevlerini gereği gibi yerine getirmelerini sağlamak ve geliştirmek yürütme organının görevi olduğu gibi, avukatların meslek örgütleri olan Barolar; mesleki standartların ve meslek ahlakının yüceltilmesi, üyelerinin baskıya, haklarının yersiz olarak kısıtlanmasına ve ihlal edilmesine karşı korunması, ihtiyacı bulunan herkese adli hizmet sağlanması hususlarında görevli ve bütün bu konularda hükümet ve diğer kuruluşlarla işbirliği yapmak suretiyle adaletin ve kamu yararının gerçekleştirilmesinde yetkili ve görevlidirler.
Yine taraf olmakla ülkemiz yönünden bağlayıcılığı olan Birleşmiş Milletler Herhangi Bir Biçimde Tutuklanan Veya Hapsedilen Kişilerin Korunmasına İlişkin İlkeler Bütünü Sözleşmesi'nin 1.7 ve 1.8 maddeleri hükümleri gereğince, taraf devletler, şüpheli veya sanık konumunda olan kişilerin avukata erişebilmesi, avukattan hukuki yardım alabilmesi için gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdürler.
Normlar Hiyerarşisi'nde, ulusal yasalar ile yönetmelik ve tüzüklerin üzerinde bulunan, az yukarıda sözü edilen ve içeriğine deyinilen Havana Kuralları ile Herhangi Bir Biçimde Tutuklanan Veya Hapsedilen Kişilerin Korunmasına İlişkin İlkeler Bütünü Sözleşmesi' hükümlerine göre, Cumhuriyet Hükümeti; hiçbir ayrımcılık yapmadan egemenlik yetkisine sahip olduğu ülke sınırları içinde bulunan herkese avukata ulaşma hakkını sağlayan etkin usullere ve ihtiyaçlara cevap verebilecek mekanizmaları kurmakla: yoksullara ve mahrumiyet içinde bulunan herkese eşit biçimde adli hizmet verilmesi için yeterli mali olanakları ve başkaca kaynakları sağlamakla: gerek bu hizmetlerin, olanakların ve kaynakların organize edilmesinde ve sunulmasında, gerekse bu hizmetlerin verilmesinde avukatların usulsüz bir müdahale ile karşılaşmadan hukuka ve kabul görmüş mesleki ahlak kurallarına ve standartlarına uygun olarak hukuki yardımda bulunmalarının gerçekleştirilmesinde Barolarla işbirliği yapmakla: avukatların hiçbir baskı, engelleme, taciz veya yolsuz bir müdahaleyle karşılaşmadan, her türlü mesleki faaliyetlerini yerine getirmelerini sağlamakla görevli ve yükümlüdür.
Uzunca bir süreden bu yana, gerek ulusal mevzuat, gerekse iç hukukumuzun parçası olan uluslararası sözleşme hükümleri gereğince üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmeyen, bu bağlamda Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında zorunlu müdafilik/vekillik görevlerini yerine getiren avukatların 2006 yılı içinde verdikleri hizmet karşılığında hak ettikleri 112.593.385,86 YTL tutarındaki alacaklarını ödemeyen veya ödeyemeyen günümüz iktidarının Adalet Bakanlığı, görüşünü almak zorunda olduğu Türkiye Barolar Birliği'nin ve ülkemizdeki tüm Baroların muhalefetine rağmen ve az yukarıda içeriğine deyinilen emredici nitelikteki Avukatlık Yasasının 1 ve 76.maddeleri ile Havana Kuralları' hükümlerine aykırı nitelikteki 02.03.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlamak suretiyle yürürlüğe koyduğu Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esasına İlişkin Yönetmelik' ile avukatların ve Baroların bu konudaki tüm kazanımlarını ortadan kaldırmış, adil yargılamanın sağlanması ve işkencenin önlenmesi konusunda çok önemli işlev gören ve yerleşen sistemin 15 yılı aşan birikimini ve deneyimini bir anda yok etmiş, işbirliği yapmakla yükümlü olduğu Baroları devre dışında bırakmış, bu bağlamda Barolar ve bağımsız savunma ile işbirliği yapmak yerine, yargılama faaliyetinde devlet adına taraf konumunda olan, Anayasamızın 140/6.maddesi hükmü gereğince idari yönden Adalet Bakanlığı'na bağlı bulunan savcılık kurumu ile işbirliği yapmayı öngören yeni bir sistem getirmiş, zorunlu müdafilik/vekillik hizmeti karşılığında hak edilen ücretlerin ödenmesinde savcıları ita amiri konumuna getirmekle, yargının asli ve bağımsız unsuru olan avukatları, kendi eşitleri olan savcıların hizmetçisi konumuna sokmak suretiyle savcının emrinde bir devlet avukatlığı sistemi ihdas etmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesini belirleme yetkisi Türkiye Barolar Birliği'ne ait olmasına rağmen, CMK kapsamındaki müdafi ve vekillerin ücretlerini belirleme yetkisini Adalet Bakanlığı'na vermiştir.
Baroların korumakla yükümlü oldukları Avukatlık mesleğinin onuruna, meslek mensuplarının hak ve menfaatlerine, meslek düzenine, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, savunmanın ve yargının bağımsızlığı ilkesine, başta hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağını öngören ve angaryayı yasaklayan Anayasamızın 18.maddesi hükmü olmak üzere, ulusal ve uluslararası düzenlemelere aykırı olan 02.03.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmesi ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik ile getirilen bu düzenlemeyi, avukatların ve onların meslek örgütü olan Baroların kabul etmesi ve içine sindirmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 150.maddesi ile Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmesi ve Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in 5 ve 6.maddeleri hükümleri gereğince, zorunlu müdafi ve vekil tayin etme görevi Barolara aittir. Yasa ve yönetmelikle kendilerine verilen bu görevin sağlıklı, düzenli, sisteme dahil olan avukatlar arasında eşit biçimde uygulanması için Barolar bir sistem kurmuştur.
Personel çalıştırmayı, telefon gideri yapmayı, bilgisayar ve yazılım programı sağlamayı, gereksinim duyulan demirbaş eşya alımını, sisteme dahil olmak isteyen avukatlara eğitim verilmesini zorunlu kılan bu sistemin çalıştırılabilmesi için Ankara Barosu bağlamında sarf edilmesi gerekli olan aylık gider tutarı asgari 39.700,00.-YTL.dır. 08.08.2006 tarihinden itibaren Maliye Bakanlığı tarafından zorunlu müdafilik ve vekillik ücreti ve diğer harcamalar için gönderilen yeterli bir para mevcut olmadığından, sistemin çalıştırılması için gerekli giderler anılan tarihten bugüne kadar olan süre içinde Baromuzun üyelerinden sağladığı gelirlerinden karşılanmaktadır.
08.08.2006 tarihinden 07.03.2007 tarihine kadar olan süre içinde sistemin çalışması için Ankara Barosunun kendi bütçesinden harcadığı toplam tutar 110.539,00.-YTL.dır. Sistemin işleyebilmesi için Baroların kendi bütçelerinden pay ayırmak, esasen sınırlı olan gelirlerinin önemli bir kısmını sistemin çalışması için harcamak gibi bir zorunlulukları olmadığı gibi, kendi özel yasaları olan Avukatlık Yasası'nda bu konuyla ilgili olarak Barolara verilmiş bir görev de yoktur.
Bu durumda ve bu koşullar altında, gelirlerini kendi özel yasası ile kendisine verilmiş görevleri yerine getirebilmek için harcamak zorunda olan tüm Baroların, yasalar ve uluslararası sözleşmelerle zorunlu müdafilik ve vekillik sistemini kurmakla, bunun için gerekli finansmanı ve gideri sağlamakla yükümlü ve zorunlu olan devletin bu görevini yerine getirmemesi nedeniyle, gelirlerinin önemli bir kısmını, zorunlu müdafilik ve vekillik sistemin çalıştırılması için harcaması mümkün ve esasen yasal da değildir.
Yine 07 Mart 2007 tarihi itibarı ile Ankara Barosuna kayıtlı avukat sayısı 8175, Ceza Muhakemesi Kanunu sistemine dahil zorunlu müdafi/vekil sayısı 1460'dır. Buna göre sisteme dahil olmayan avukat sayısı 6715'dir. Bu durumda sistemden yararlanmayan avukatların aidatlarından sağlanan gelirin önemli bir kısmının, sistemden yararlanan avukatların menfaatine olacak biçimde sistemin çalıştırılması için harcanması hakkaniyete uygun olmadığı gibi, Avukatlık Yasasının 76.maddesi ile Barolara, 95.maddesi ile Baro Yönetim Kuruluna verilen görevin sınırlarının da dışındadır.
Bütün bu neden ve gerekçelerle ile gelinen aşamada ortaya çıkan fiili, hukuki ve maddi imkansızlık nedeniyle ve yanısıra Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu ile Baro Başkanları kararı gereğince, Ankara Barosu Yönetim Kurulu'nun 07.03.2007 tarih, 22/9 sayılı toplantısında ve oybirliği ile 12.03.2007 tarihinden itibaren Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında müdafi ve vekil görevlendirmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Durumu ve verilen bu karardan doğan hukuki ve insani sorumluluğun Baromuza ve Avukatlara ait olmadığı hususunu kamuoyunun bilgi ve takdirlerine sunarız.
Saygılarımızla
ANKARA BAROSU YÖNETİM KURULU
Old 10-03-2007, 12:23   #39
egelihukukcu

 
Soru istisnalı durdurma kararı...

uşak barosu da 7.3.2007 tarihinden itibaren durdurma kararı aldı ancak istisna olarak çocuk şubelerde müdafiilik devam ediyor!!!bana göre olmaması gereken bir durum,diğer barolarda da böyle bir istisna varmı olmaması gereken bir durum yaptırım açısından!!!
Old 10-03-2007, 19:31   #40
özge_law

 
Varsayılan Ankara Barosu da CMK görevlendirmelerini durdurdu.

Ankara Barosu Başkanlığı , avukatların 2006 yılı için hakettikleri 112 milyon YTL `yi ödemeyen Adalet Bakanlığı `nın , yayınladığı bir yönetmelikle ücret belirleme yetkisini bakanlığa devretmesi üzerine, 12 Mart Pazartesi gününden itibaren zorunlu avukat görevlendirmesini durdurmaya karar verdi

Ankara Barosu Başkanlığı `ndan yapılan açıklamada, Adalet Bakanlığı `nın uzunca bir süredir hem ulusal hem de uluslararası sözleşmle hükümleri gereğince üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu bağlamda Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında zorunlu müdafillik/vekillik görevlerini yerine getiren avukatların 2006 yılı içinde verdikleri hizmet karşılığı hakettikleri 112 milyon 593 bin 385 YTL ` alacaklarını ödemediği ya da ödeyemediği belirtildi. Açıklamada, Adalet Bakanlığı `nın 2 Mart tarihinde yürürlüğe giren `Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esasına İlişkin Yönetmelik` ile yasaya aykırı biçimde avukatların ve baroların bu konudaki tüm kazanımlarını ortadan kaldırdığı kaydedildi.

Baro açıklamasında, yönetmelikle zorunlu müdafillik/vekillik hizmeti karşılığında hak edilen ücretlerin ödenmesinde savcıyı ita amiri konumuna getirip `kendi eşitleri olan savcıların hizmetçisi konumuna sokmak suretiyle savcının emrinde bir devlet avukatlığı sistemi` yaratıldığı belirtildi. Açıklamada yönetmelikle ayrıca Avukatlık Asgari Ücret Tarifesini belirleme yetkisinin Barolar`a ait olmasına karşın müdafi ve vekillerin ücretlerini belirleme yetkisinin Adalet Bakanlığı `na verildiği bildirildi.

Zorunlu müdafi ve vekil görevlendirilmesi için Ankara Barosu `nun bir sistem kurduğu, bu sistem için Ağustos ayından bu yana 110 bin 539 YTL harcadığı bilgileri verilen açıklamada, şöyle denildi:

`Bütün bu neden ve gerekçelerle gelinen aşamada ortaya çıkan fiili, hukuki ve maddi imkansızlık nedeniyle ve yanı sıra Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu ile Baro Başkanları kararı gereğince Ankara Barosu Yönetim Kurulu `nca, 12.03.2007 tarihinden itibaren Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında müdafi ve vekil görevlendirmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Durumu ve verilen bu karardan doğan hukuki ve insani sorumluluğun Baromuza ve avukatlara ait olmadığı hususunu bilgi ve takdirlerinize sunarız
http://hukukcu.com/modules/news/article.php?storyid=374
Old 12-03-2007, 10:50   #41
*sinequanon*

 
Varsayılan

Gaziantep Barosu da 09.03.2007 tarihinde CMK listesinde bulunan avukatlarla yapılan görüşme sonunda 12.03.2007 tarihi itibariyle CMK görevlendirmelerini durdurmuştur.

Saygılar...
Old 12-03-2007, 18:36   #42
av.şahin küçüksüslü

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Sergül Sandıkçı
Bence bu meselenin çözümü; mesleğe yeni başlamış avukatların cmk avukatlığını liste halinde yapmaları, meslekteki kıdemi 5 yılı aşmış avukatların gönüllü olarak cmk avukatlığından çekilmesiyle olur. Böylece saygıdeğer Adalet Bakanlığı daha az sayıda avukata borçlu kalır ve ödeme süreleri daha sık aralıklarla, miktar fazla olsada bir devir dayım sağlanarak sistem yürütülür. Özetle; avukat sayısı azaltılarak ödeme zamanı kısaltılır. Öte yandan mesleğe yeni başlamış avukatlara da iş imkanı sağlanmış olur.

Sayın Meslektaşım

Düşüncenize tabbi ki saygım var ancak bir meslektaşımın da böyle düşünmesine üzüldüm açıkçası. Sorun yalnızca para olsaydı dediğiniz bir çözüm olabilirdi. Ancak sorun Türkiye'deki sistematik işkencedir. Bu uygulamanın da yapılan eylemlerin de amacı işkencenin yeniden gündemimize girmesini önlemektir. Biz yıllarca gönüllü müdafiliği ücretsiz yaptık. Tek amacımız vatandaş karakola girdiği zaman dayak yemeden çıkmasını sağlamaktı. Bunda da başarılı olduk. Münferit olaylar dışında işkence olayları yok denecek kadar azaldı. Bu uygulama Türkiye'ye çağ atlatacak bir uygulamaydı. Ancak yandaş müteahhitlere trilyonlar bulan aktaran devlet hukuka para bulamadı. Daha doğrusu bulmak istemedi. Biz bu uygulamayı parasız yapmaya bugün de talibiz. Zaten verilen para ancak masraflarımıza yetiyordu. Bir nevi halkımıza borcumuzu ödüyoruz diye düşünüp kamu hizmeti yapıyoruz diye mutlu da oluyorduk. Bakın açık söyleyeyim özellikle büyük şehirlerde, müdafiliği hakkı ile yapmanın maliyeti CMK tarifesinin çok üzerindedir. Gecenin bir yarısı şehrin öbür ucundaki karakola para için gidilmez.

Yapılmak istenen de budur zannımca. Olayı paraya endeksleyip avukatı vatandaşla karşı karşıya getirmek, bu kaızanımdan geri adım attırmak. Hatta CMK hizmetlerinin belli hukuk bürolarına verilmesi gönüllülüğün kaldırılması projelerinin ankarada tartışıldığı duyumu da alınmıştır. Yani bir nevi yap işlet devret modeli paraya endeksli ihale devlet avukatlığı müessesesi de bir sonraki aşamadır. Vatandaşın bu tür konulardan haberinin olmaması yanlış yorumlara kapılması normaldir. Ama bir hukukçu olarak ne olur neyin ne olduğunu bilelim uyanık olalım.

Saygılarımla
Av.Şahin KÜÇÜKSÜSLÜ
Old 12-03-2007, 18:57   #43
Av.Elvan Akkaya

 
Varsayılan

Giresun Barosu 12.03.2007 tarihi itibariyle zorunlu müdafii görevlendirmelerini durdurdu.
hatta az önce emniyete bu nedenle gelemeyeceğim yanıtını verdim...
Old 12-03-2007, 23:39   #44
Kavaz

 
Varsayılan

1.Her ne kadar ücretler ödenmiyor/ödenemiyor olsa da baroların verdiği durdurma kararına karşıyım.Ücretin hemen verilip verilmemesi umrumda değil.Sonuçta ödeniyor olması yeterlidir.Ancak masraflar konusunda aynı düşündüğümü söyleyemem.Ayrıca toplumun CMK avukatı ne demektir bilgilendirilmesi gerekmektedir.Sadece vekalaet ücretinden ve belirli bir masraf tutarından muaf olduklarını bilmemektedirler.CMK avukatı olmak,müvekkillerin yan gelip yatacağı anlamını taşımaz.Gece gündüz delil toplamakla uğraşmak da avukatın görevi değildir.
2.Kişi hak ve özgürlüklerinin en yoğun olduğu alanda tecrübe sahibi olmayan meslektaşlarımın görevlendirilmesine de karşıyım.Sorumluluğu ve alanı itibariyle diğer hukuk dallarına göre ateşten gömlek olan Ceza Yargılaması sistemi içerisinde,tecrübe sahibi olmayan meslektaslarımın bu yolla tecrübe edinmesi,hem kendileri hem de müvekkilleri açısından risk oluşturmaktadır.
Mesleki tecrübe konusunda faydalı olduğu kesin olan(en azından benim için) CMK sisteminin çok çok daha ciddiye alınması gerektiği kanısındayım.
3.İhale konusu ise baştan yanlış...Başlangıç kısmı hatalı olan fikirlerin sonuçlarından ne beklenebilinir ki?
Old 13-03-2007, 00:23   #45
Av.G.K.

 
Mesaj

Alıntı:
Yazan İLKİNC
1.Her ne kadar ücretler ödenmiyor/ödenemiyor olsa da baroların verdiği durdurma kararına karşıyım.Ücretin hemen verilip verilmemesi umrumda değil.Sonuçta ödeniyor olması yeterlidir.Ancak masraflar konusunda aynı düşündüğümü söyleyemem.Ayrıca toplumun CMK avukatı ne demektir bilgilendirilmesi gerekmektedir.Sadece vekalaet ücretinden ve belirli bir masraf tutarından muaf olduklarını bilmemektedirler.CMK avukatı olmak,müvekkillerin yan gelip yatacağı anlamını taşımaz.Gece gündüz delil toplamakla uğraşmak da avukatın görevi değildir.
2.Kişi hak ve özgürlüklerinin en yoğun olduğu alanda tecrübe sahibi olmayan meslektaşlarımın görevlendirilmesine de karşıyım.Sorumluluğu ve alanı itibariyle diğer hukuk dallarına göre ateşten gömlek olan Ceza Yargılaması sistemi içerisinde,tecrübe sahibi olmayan meslektaslarımın bu yolla tecrübe edinmesi,hem kendileri hem de müvekkilleri açısından risk oluşturmaktadır.
Mesleki tecrübe konusunda faydalı olduğu kesin olan(en azından benim için) CMK sisteminin çok çok daha ciddiye alınması gerektiği kanısındayım.
3.İhale konusu ise baştan yanlış...Başlangıç kısmı hatalı olan fikirlerin sonuçlarından ne beklenebilinir ki?
Sayın İlkinc,
Cmk müdafii/vekil görevlendirmelerinin durdurulmasına ilişkin Ankara Barosunun gerekçeli kararını okumanızı özellikle tavsiye ederim.

Türkiye Barolar Birliği 2007/30 sayılı yazısı, T.B.B. Yönetim Kurulu Kararı ile 62 Baro Başkanı tarafından imzalanan 25.02.2007 tarihli sonuç bildirgesi, Ankara Barosu CMK Kurulu Başkanı Av. Sami Kahraman'ın 07.03.2007 tarihli yazısı okundu.

Bu belgeler ve bugün itibarı ile gelinen fiili ve hukuki durum çerçevesinde CMK kapsamında müdafi ve vekil görevlendirilmesinin durdurulması ile ilgili gündem maddesinin yapılan değerlendirmesi sonucunda;

Avukatlık Yasası nın 1.maddesi hükmü gereğince, avukat, yargının kurucu unsurudur. Aynı yasanın 76.maddesi hükmüne göre Barolar, avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleriyle olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak, meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur.

Anayasamızın 90.maddesi hükmüne göre ülkemiz yönünden bağlayıcı nitelikte olan, bu bağlamda avukatlar ve barolarla birlikte yargıçlar, savcılar, yürütme ve yasama organı tarafından dikkate alınması zorunlu bulunan Birleşmiş Milletlerin Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler/Havana Kuralları hükmü gereğince, avukatların görevlerini gereği gibi yerine getirmelerini sağlamak ve geliştirmek yürütme organının görevi olduğu gibi, avukatların meslek örgütleri olan Barolar mesleki standartların ve meslek ahlakının yüceltilmesi, üyelerinin baskıya, haklarının yersiz olarak kısıtlanmasına ve ihlal edilmesine karşı korunması, ihtiyacı bulunan herkese adli hizmet sağlanması hususlarında görevli ve bütün bu konularda hükümet ve diğer kuruluşlarla işbirliği yapmak suretiyle adaletin ve kamu yararının gerçekleştirilmesinde yetkili ve görevlidirler.

Yine taraf olmakla ülkemiz yönünden bağlayıcılığı olan Birleşmiş Milletler Herhangi Bir Biçimde Tutuklanan Veya Hapsedilen Kişilerin Korunmasına İlişkin İlkeler Bütünü Sözleşmesi'nin 1.7 ve 1.8 maddeleri hükümleri gereğince, taraf devletler, şüpheli veya sanık konumunda olan kişilerin avukata erişebilmesi, avukattan hukuki yardım alabilmesi için gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdürler.

Normlar Hiyerarşisi nde, ulusal yasalar ile yönetmelik ve tüzüklerin üzerinde bulunan, az yukarıda sözü edilen ve içeriğine deyinilen Havana Kuralları ile Herhangi Bir Biçimde Tutuklanan Veya Hapsedilen Kişilerin Korunmasına İlişkin İlkeler Bütünü Sözleşmesi hükümlerine göre, Cumhuriyet Hükümeti hiçbir ayrımcılık yapmadan egemenlik yetkisine sahip olduğu ülke sınırları içinde bulunan herkese avukata ulaşma hakkını sağlayan etkin usullere ve ihtiyaçlara cevap verebilecek mekanizmaları kurmakla: yoksullara ve mahrumiyet içinde bulunan herkese eşit biçimde adli hizmet verilmesi için yeterli mali olanakları ve başkaca kaynakları sağlamakla gerek bu hizmetlerin, olanakların ve kaynakların organize edilmesinde ve sunulmasında, gerekse bu hizmetlerin verilmesinde avukatların usulsüz bir müdahale ile karşılaşmadan hukuka ve kabul görmüş mesleki ahlak kurallarına ve standartlarına uygun olarak hukuki yardımda bulunmalarının gerçekleştirilmesinde Barolarla işbirliği yapmakla: avukatların hiçbir baskı, engelleme, taciz veya yolsuz bir müdahaleyle karşılaşmadan, her türlü mesleki faaliyetlerini yerine getirmelerini sağlamakla görevli ve yükümlüdür.

Uzunca bir süreden bu yana, gerek ulusal mevzuat, gerekse iç hukukumuzun parçası olan uluslararası sözleşme hükümleri gereğince üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmeyen, bu bağlamda Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında zorunlu müdafilik/vekillik görevlerini yerine getiren avukatların 2006 yılı içinde verdikleri hizmet karşılığında hak ettikleri 112.593.385,86 YTL tutarındaki alacaklarını ödemeyen veya ödeyemeyen günümüz iktidarının Adalet Bakanlığı, görüşünü almak zorunda olduğu Türkiye Barolar Birliği" Türkiye Barolar Birliği'nin ve ülkemizdeki tüm Baroların muhalefetine rağmen ve az yukarıda içeriğine deyinilen emredici nitelikteki Avukatlık Yasasının 1 ve 76.maddeleri ile Havana Kuralları hükümlerine aykırı nitelikteki 02.03.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlamak suretiyle yürürlüğe koyduğu Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esasına İlişkin Yönetmelik ile avukatların ve Baroların bu konudaki tüm kazanımlarını ortadan kaldırmış, adil yargılamanın sağlanması ve işkencenin önlenmesi konusunda çok önemli işlev gören ve yerleşen sistemin 15 yılı aşan birikimini ve deneyimini bir anda yok etmiş, işbirliği yapmakla yükümlü olduğu Baroları devre dışında bırakmış, bu bağlamda Barolar ve bağımsız savunma ile işbirliği yapmak yerine, yargılama faaliyetinde devlet adına taraf konumunda olan, Anayasamızın 140/6.maddesi hükmü gereğince idari yönden Adalet Bakanlığı'na bağlı bulunan savcılık kurumu ile işbirliği yapmayı öngören yeni bir sistem getirmiş, zorunlu müdafilik/vekillik hizmeti karşılığında hak edilen ücretlerin ödenmesinde savcıları ita amiri konumuna getirmekle, yargının asli ve bağımsız unsuru olan avukatları, kendi eşitleri olan savcıların hizmetçisi konumuna sokmak suretiyle savcının emrinde bir devlet avukatlığı sistemi ihdas etmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesini belirleme yetkisi Türkiye Barolar Birliği'ne ait olmasına rağmen, CMK kapsamındaki müdafi ve vekillerin ücretlerini belirleme yetkisini Adalet Bakanlığı'na vermiştir.

Baroların korumakla yükümlü oldukları Avukatlık mesleğinin onuruna, meslek mensuplarının hak ve menfaatlerine, meslek düzenine, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, savunmanın ve yargının bağımsızlığı ilkesine, başta hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağını öngören ve angaryayı yasaklayan Anayasamızın 18.maddesi hükmü olmak üzere, ulusal ve uluslararası düzenlemelere aykırı olan 02.03.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmesi ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik ile getirilen bu düzenlemeyi, avukatların ve onların meslek örgütü olan Baroların kabul etmesi ve içine sindirmesi mümkün değildir.

Diğer taraftan Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 150.maddesi ile Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmesi ve Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in 5 ve 6.maddeleri hükümleri gereğince, zorunlu müdafi ve vekil tayin etme görevi Barolara aittir. Yasa ve yönetmelikle kendilerine verilen bu görevin sağlıklı, düzenli, sisteme dahil olan avukatlar arasında eşit biçimde uygulanması için Barolar bir sistem kurmuştur. Personel çalıştırmayı, telefon gideri yapmayı, bilgisayar ve yazılım programı sağlamayı, gereksinim duyulan demirbaş eşya alımını, sisteme dahil olmak isteyen avukatlara eğitim verilmesini zorunlu kılan bu sistemin çalıştırılabilmesi için Ankara Barosu bağlamında sarf edilmesi gerekli olan aylık gider tutarı asgari 39.700,00.-YTL.dır. 08.08.2006 tarihinden itibaren Maliye Bakanlığı tarafından zorunlu müdafilik ve vekillik ücreti ve diğer harcamalar için gönderilen yeterli bir para mevcut olmadığından, sistemin çalıştırılması için gerekli giderler anılan tarihten bugüne kadar olan süre içinde Baromuzun üyelerinden sağladığı gelirlerinden karşılanmaktadır. 08.08.2006 tarihinden 07.03.2007 tarihine kadar olan süre içinde sistemin çalışması için Ankara Barosunun kendi bütçesinden harcadığı toplam tutar 110.539,00.-YTL.dır. Sistemin işleyebilmesi için Baroların kendi bütçelerinden pay ayırmak, esasen sınırlı olan gelirlerinin önemli bir kısmını sistemin çalışması için harcamak gibi bir zorunlulukları olmadığı gibi, kendi özel yasaları olan Avukatlık Yasası'nda bu konuyla ilgili olarak Barolara verilmiş bir görev de yoktur. Bu durumda ve bu koşullar altında, gelirlerini kendi özel yasası ile kendisine verilmiş görevleri yerine getirebilmek için harcamak zorunda olan tüm Baroların, yasalar ve uluslararası sözleşmelerle zorunlu müdafilik ve vekillik sistemini kurmakla, bunun için gerekli finansmanı ve gideri sağlamakla yükümlü ve zorunlu olan devletin bu görevini yerine getirmemesi nedeniyle, gelirlerinin önemli bir kısmını, zorunlu müdafilik ve vekillik sistemin çalıştırılması için harcaması mümkün ve esasen yasal da değildir.

Yine 07 Mart 2007 tarihi itibarı ile Ankara Barosuna kayıtlı avukat sayısı 8175, Ceza Muhakemesi Kanunu sistemine dahil zorunlu müdafi/vekil sayısı 1460'dır. Buna göre sisteme dahil olmayan avukat sayısı 6715'dir. Bu durumda sistemden yararlanmayan avukatların aidatlarından sağlanan gelirin önemli bir kısmının, sistemden yararlanan avukatların menfaatine olacak biçimde sistemin çalıştırılması için harcanması hakkaniyete uygun olmadığı gibi, Avukatlık Yasasının 76.maddesi ile Barolara, 95.maddesi ile Baro Yönetim Kuruluna verilen görevin sınırlarının da dışındadır.

Bütün bu neden ve gerekçelerle ile gelinen aşamada ortaya çıkan fiili, hukuki ve maddi imkansızlık nedeniyle; 12.03.2007 tarihinde itibaren Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında müdafi ve vekil görevlendirmesinin durdurulmasına, kararın ilgili birimlere bildirilmesine oy birliği ile karar verildi.
Av.Vedat Ahsen Coşar
Başkan

Av.Hasan Ürel
Başkan Yardımcısı

Av.Oya Pekgöz
Genel Sekreter

Av.İhsan Yeşilyurt
Sayman

Av.Mahmut Karatekin
Üye

Av.Serhad Zenginpedük
Üye

Av.Hüseyin Çolak
Üye

Av.Murat Şahıstan
Üye

Av.Hava Orhon
Üye

Av.Emre İncula
Üye

Av.Mustafa Büyükavcıoğlu
Üye
Old 13-03-2007, 10:59   #46
uye8490

 
Varsayılan

Barolar birer meslek kuruluşu olduğu kadar bir sivil toplum örgütüdür de.Bugün itibarıyla baroların büyük bir çoğunluğu zorunlu müdafilik/vekillik uygulamasını durdurmuş durumda.Bir hukuk devletinde bu durum olabildiğince dehşet vericidir aslında.Ama şairin dediği gibi "yüreklerin kulakları sağır"Baroların yaptığı eylem için hukuk dışıdır diyenler de var.Ama şunu unutmamak gerek, gelinen noktada baroların böylesi bir demokratik tavırdan başkaca yolu da kalmamıştır.Eylemin meşru olduğu bence tartışma götürmez.Benim asıl değinmek ve sormak istediğim ,insan hakları açısından böylesi acı faturalara sebep olacak meşru bir eylemin medyada bulduğu yankının bu eylemin büyüklüğü ve ciddiyetiyle arzettiği ters orantı ve bunun nedenleri.Biz mi duyuramıyoruz sesimizi ya da birileri sesimizi duymamak için kulaklarını mı tıkamış.Bir siyasi erk düşünün ki ülkedeki tüm demokratik sivil kuruluşlarını karşısına almış olsun,bir toplum düşünün ki demokratik meslek/sivil kuruluşların ve üyelerinin kendisi için giriştiği mücadeleye sessiz dahası duyarsız kalsın.Olacak şey değil..
Old 14-03-2007, 13:13   #47
özspartaküs

 
Varsayılan Malatya Barosu müdafi/vekil atamalarını durdurdu.

CMK. Kapsamında müdafii/vekil görevlendirilmelerinin durdurulması hk. - 13.03.2007 17:14

MALATYA BAROSU BAŞKANLIĞI YÖNETİM KURULU KARARI Karar Tarihi : 13 / 03 / 2007 Karar No : 2007 / 26 KONU : CMK. kapsamında müdafii/ vekil görevlendirmelerinin durdurulması hk. 5560 sayılı yasa ile yapılan düzenlemeler, 02 MART 2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmesi ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik” ile baroların ve avukatların uyarılarına rağmen “Savunma Bağımsızlığının” ortadan kaldırılması, Hakim ve Savcı’ yı Avukatın ita amiri durumuna getirmesi, yargının süjeleri arasında öteden beri mevcudiyetinden yakındığımız hiyerarşinin pekişmesine neden olması, Avukatın yargının temel unsuru olduğunun göz ardı edilmesi, Avukatların hizmetlerinin Anayasanın “Angarya Yasağı” kuralına aykırı bir şekilde değerlendirilmesi, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun 24 ŞUBAT 2007 tarihli kararı, Türkiye Barolar Birliği’ nin 2007/30 sayılı duyurusu, Malatya Barosu Avukatlarının bu düzenlemeler karşısında CMK. kapsamında müdafii/vekil listesinden istifa ederek görev kabul etmemeye dair dilekçeleri karşısında görev kabul eden Avukat kalmadığından ve hiçbir avukat hizmet vermeye zorlanamayacağından 13.03.2007 tarih, Saat:16.00 itibarı ile CMK. kapsamında müdafii/vekil görevlendirmeleri hukuka uygun düzenlemeler yapılıncaya kadar durdurulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.

haber:http://www.malatyabarosu.org.tr/inx/haber02.asp?hid=166
Old 14-03-2007, 14:15   #48
bsdbsdbsd97

 
Varsayılan ElaziĞ Barosu

Elazığ Barosu 14.03.2007 saat 12.30 itibariyle cmk görevlendirmelerini durdurdu.
Old 14-03-2007, 15:47   #49
Av.G.K.

 
Varsayılan Balıkesir Barosu, CMK görevlendirmesi yapmayacak

Balıkesir Barosu, CMK görevlendirmesi yapmayacak

Adalet Bakanlığı'ndan 112 milyon YTL alacağı bulunan Balıkesirli avukatlar, Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) görevlendirmelerine gitmeyecek.


Balıkesir Barosu Başkanı Muzaffer Mavuk, CMK görevlendirme uygulamasının kanuni ve hukuki dayanağı bulunmadığını öne sürerek bundan sonra avukat verilmeyeceğini açıkladı. Mavuk, 5271 Sayılı CMK'nin 156. maddesinin 2 Mart 2007 tarihli yönetmelikteki düzenlemelere imkan verecek kanuni bir imkan ortaya koymadığını, yönetmeliğin 156. maddeye aykırı olduğunu söyledi.

2002 yılından itibaren uyum süreci olarak adlandırılıp zorunlu müdafiliğin kapsamının genişletilmesine yönelik kanunlarla getirilen hükümlerin, vatandaşların Anayasa'dan kaynaklanan temel haklarından olan savunmayı kısıtladığına dikkat çeken Baro Başkanı Mavuk, "Anayasamız'da yer alan hak arama özgürlüğü ve savunma temel hakkı varlık ve sıfatlarıyla bağımsız yargıda temsil eden avukatlar olarak, temel hukuk ilkeleri karşısında mevcut düzenlemeyi hiçbir şekilde kabul edilemez bulmaktayız." dedi.

Meslektaşlarının 9 aydır her türlü fedakârlığa katlanarak yol ve yargılama giderlerini kendilerinin karşıladığına dikkat çeken Mavuk, görevlerin ücret ve giderlerinin hâlâ alınamadığını ifade etti.

Muzaffer Mavuk, "Bu tutar 112 milyon YTL'dir. Belirttiğimiz gerekçeler ışığında, Balıkesir Barosu yönetim kurulu olarak ülkemizdeki barolarla omuz omuza bir uygulama sürdürülerek, Anayasa'dan ve yasadan kaynağını almayan bir yargı yetkisi kullanılamayacağından CMK görevlendirme uygulamasının yasal ve hukuki dayanağının bulunmadığına, bu sebeple bu hukuki ve kanuni duruma göre görevlendirme yapılmasına yasal imkan bulunmadığına, meslektaşlarımızın CMK listelerinden çekilmeleri de gözetilerek karar tarihinden itibaren yeni görevlendirmelerin durdurulmasına ve cumhuriyet başsavcılıklarına verilmiş bulunan görevlendirme listelerinin iptaline yönetim kurulunun oybirliğiyle kabul edildi." şeklinde konuştu.

Kaynak:http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/ha...haberno=512116

Gümüşhane'de Avukatlar Cmk Görevinden İstifa Etti

Gümüşhane-bayburt Bölgesi Baro Başkanı Ali Haydar Dereli, Ceza Muhakemeleri Kanunu (Cmk) Görevlendirme Uygulamasının Yasal ve Hukuki Dayanağının Bulunmadığını Öne Sürdü.

Gümüşhane-Bayburt Bölgesi Baro Başkanı Ali Haydar Dereli, Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) görevlendirme uygulamasının yasal ve hukuki dayanağının bulunmadığını öne sürerek, yeni görevlendirmelerin durdurulması için baroya kayıtlı tüm avukatların CMK görevinden istifa ettiklerini açıkladı.

Gümüşhane-Bayburt Bölgesi Baro Başkanı Dereli, yeni yönetmeliğin 5271 Sayılı CMK'nın 156. maddesine

aykırı olduğunu, düzenlemenin yasal bir imkan ortaya koymadığını söyledi.


Baro yönetim kurulunun aldığı kararı basına açıklayan Dereli "Kurulumuz, CMK görevlendirmesi yapmama kararı almıştır. Kanunun ve yönetmeliğin iptali için davalar açılmıştır. Davalar sonuçlanıncaya, avukatların hakları ödeninceye kadar görevlendirme yapılmayacaktır. Bu arada, oluşacak sıkıntılardan, vatandaşın mağdur olmasından kanunu ve yönetmeliği çıkaranlar sorunlu olacaktır. Unutulmasın ki, bir gün herkesin savunmaya ihtiyacı olacaktır. Kendisi de bir avukat olan Adalet Bakanı'nın ve zamanında yargılanırken savunma desteği alan sayın Başbakan'ın, bu hukuksuzluğu giderme konusundaki tutumlarını bekleyip göreceğiz" dedi.

(İÖ-İRT-Y-GS-ÖK-Y) (İhlas Haber Ajansı)
Old 14-03-2007, 17:43   #50
avstopalhan

 
Varsayılan İstanbul Barosunda neler oluyor

İstabnul Barosu önce ilginç bir mesaj çekerek TBB nin görev durdurma kararı çervevesinde görev kabul edip etmeyeceğimizi faksla bildirmemizi istedi... Faks çektik: "Görev kabul etmeyeceğiz."... Ardından iki gün sonra 08.03.2007 tarihinde mesaj çekti: "Görevlendirmeler 12.03.2007 itibarı ile durdurulacaktır". Güzel gelişme, görevlendirmeler durduruluyor, eylemimiz olumlu yönde bir gelişme kaydetti... Sevindik... Pek çok baroda aynı yönde kararlar alındı. Harika, eylem amacına ulaşacak sanırım. İçimizi umut kapladı, ilk kez TBB, Baro ve biz birlikte hareket ediyorduk ve kararlıydık... Sonuç almamamız imkansız gibi.

Tam da bu eylemin öneminin farkına varıldığını ve baromuzun bizim yanımızda olduğunu hissederken; bu gece saat:01.45 gibi telefonum acı acı çalmaya başladı. Arayan İstanbul Barosu CMK servisinin numarası?...

Kısa süreli bir şaşkınlık yaşadım, açsammı açmasammı? Ama sorun yok görevlendirmeler durduruldu dedim kendi kendime. Ama neden servis tarafından aranıyorum?... Çok merak ettim doğrusu.. Bu birkaç saniyelik tereddütten sonra açtım telefonu... Karşımda CMK servis görevlisi H... Bey ...

- ......... Çocuk Bürosundan mağdur talebi var Av Hanım, mağdur şu anda ....... Hastanesinde, gidebilirmisiniz...

- H.... Bey CMK görevlendirmeleri durdurulmadı mı? (Kendimden şüphe ediyorum bir an)

- Evet durduruldu, ancak sadece çocuklar için aramaya devam ediyoruz...

- H... Bey, ben şahsım adına CMK görevlendirmelerinin durdurulmasından ve eylemin devamından yana olan ve bu konuda da baronun mesajı doğrultusunda faks çekmiş bir avukatım. Bu nedenle ben şahsım adına bu görevi kabul etmeyeceğim...

- Peki Av. Hanım iyi geceler...

Telefonu kapattım, allak bullak olmuştum.. Ne yani şimdi Baromuz bizim yanımızda değil mi? Baromuz eylem kırıcılığı mı yapıyor?.. Baromuz bu kararı alırken yaşı küçükleri ayrık tuttu da benim mi haberim yok?.. Sabaha kadar uyuyamadım... İstanbul Barosunda neler oluyor sevgili meslektaşlarım?.. Ben mi abartıyorum, yoksa bu durum bu eylemin baltalanması anlamını taşımıyor mu?..

Bu durumda bu eylem amacına ulaşır mı?

Bu eylemin gerekliliğine olan inancım devam etmekle birlikte, baromuzun da desteğini almış olmanın verdiği gönül rahatlığı ile bu eylemin sonuca ulaşıncaya kadar devam edeceği yönündeki tüm umudumu kaybettim bir anda.

Sayın meslektaşlarım İstanbul Barosu görevlendirmeye devam ediyor, görev kabul etmeyerek eylemi devam ettirmek sadece bizlerin elinde. Bunu sizlerle de paylaşmak istedim.

Hepimize kolay gelsin
Old 14-03-2007, 18:09   #51
Av.G.K.

 
Varsayılan

Sayın avstopalhan,
Yazdıklarınızı okuyunca şok oldum.İstanbul barosu yönetimi bizlerle dalga geçiyor sanırım,İstanbul Barosu eylem kararı aldığında''çoçuk şüphelilere''yönelik görevlendirmelerin devam edeceğini belirtmemişti ancak halen kısmi cmk görevlendirmelerinde bulunmaları gerek kendi kararları çelişme ile gerekse Barolar birliğinin aldığı görev durdurma kararını gereği gibi yerine getirmeyerek İstanbul Barosunu Yönetiminin bariz bir biçimde Av.Kanunun 95.maddesinin ihlal ettiği sonucunu getirmektedir.Yarın sabah bu konu ile ilgi acil olarak faks göndereceğim İstanbul Barosuna,bizlerle dalga mı geçiyorlar....
Old 14-03-2007, 23:01   #52
avstopalhan

 
Varsayılan

Sayın Av. Gökhan Karataş
Eylem kırıcılığı ve yasa ihlali çok açık, haklısınız bu konuda hepimiz faks çekerek tepkimizi dile getirmeliyiz. Ama önemli olan SESSİZ ÇOĞUNLUĞU DA YANIMIZDA GÖREBİLMEKTİR. Çünkü gördüğüm kadarıyla bizler sesi çıkan azınlığız.

Yanılıyormuyum....
Old 15-03-2007, 10:29   #53
göçebe

 
Varsayılan

şimdi şu soruyu sormanın zamanı geldi kanımca... barolar görevlendirmeleri durdurdu, bir kısım avukatlar hariç büyük bir çoğunluk CMK görevlendirmelerinden istifa etti, barolar yönetim kurulu kararları ile görevlendirme yapmayacaklarını açıkladı olayı böylece özetledikten sonra gelelim can alıcı soruya... daha önce 1 günlük böyle bir eylem yapıldığında ortalık karışmışken şimdi ne oluyorda sanki hiç eylem yokmuşcasına bir hava var acaba bizler görev kabul etmezken bir kısım meslektaşlarımız görev alıp bu durumdan menfaat mi çıkarıyorlar kendilerine bunu düşünmek bile istemiyorum... gerçekten neler oluyor biri bana anlatabilir mi...
Old 15-03-2007, 11:03   #54
uye8490

 
Varsayılan

tam da üstüne bastınız sayın Göçebe.Böylesi bir onurlu bir duruşu fırsat bilip menfaat sağlayanlar var.Bunların sayısı da azımsanmayacak kadar çok.Bence eylem baltalanmaya başladı bile.Dallar tek tek kırılıyor.Ve korkarım ki bu enkazın altında kalacak savunma.Hak bildiğin yolda tek başına yürüyeceksin,demiş Tevfik Fikret.Gün,meslek onuru için tek başına yürüme günüdür.Sürüden ayrılanı kurt kapsa da...
Old 15-03-2007, 12:07   #55
haklaw

 
Varsayılan

Arkadaşlar aşağıda kamuavukatları adlı bir siteden alıntı yapıyorum.İlginçtir avukatlığı devlet avukatlığına çeviren bu düzenlemeye karşıyız görüşleri pek hoşlarına gitmemiş anlaşılan.Ama yine ilginçtir; sitenin hemen üst köşesindeki bir ankette Kamu avukatları CMK davalarına ücretli ve isteğe bağlı olarak bakmalımıdır?(yüzde 66 evet) ve hemen altında ikinci bir ankette de Kamu Avukatlari Nereye Baglanmalidir ?
Maliye Bakanligi
Basbakanlik
CumhurBaskanligi
Bagimsiz Kurul(en çok oy alan seçenek)!!!!!

"Yayınladığı bir duyuru ile tüm ülkede müdafilik uygulamasını durduran TBB gerekçe olarak devlet avukatlığına !! indirgendiklerini sarf makbuzunun hakim savcılar tarafından imzalanmasının hakim ve savcıları avukatın ita amiri durumuna getireceğini bu durumun avukatların bağımsızlığına zarar verdiğini açıklamıştı.Bugün Maliye Bakanlığının 2007 yılı CMK için yeterli ödeneğin aktarıldığını açıklaması ve 2006 yılı CMK ödemelerini ödemeye hazırlanmasının TBB nin tavrını değiştirip değiştirmeyeceği dikkatle takip edilmektedir.Adalet Bakanlığı veya TBB nin geri atmaması durumunda hükümet tarafından radikal çözümler ve sürpriz gelişmeler gündeme gelebilecektir.Bir yandan TBB nin parayı alırım ilkelerden de vazgeçerim demesi düşünülemeyeceği gibi Adalet Bakanlığınında hem parayı öderim hem de yönetmelikten geri atarım gibi bir tavır içine girmesi de uzak bir ihtimal olarak görülmektedir."
Tuhaf bir durum.
Old 16-03-2007, 13:03   #56
Av.G.K.

 
Mesaj Stockholm sendromu

Biliyorsunuzdur,rehinelerin, kendilerini rehin alanların duygularını anlama noktasına gelmelerine Stockholm sendromu deniliyor. Rehine, kendisini rehin alan kişiyle geçirdiği süre içinde onunla konuşarak öyle bir hale geliyor ki, sonunda ona yardımcı olmaya başlıyor.

Stockholm sendromu ile ilgili bir makalede:''... Suçluya da sempati beslenir mi demeyin. Bazen vicdanlarımız, suçlunun peşindekileri suçlu yerine koyuveriyor. Davranışların insani ölçüler dışına çıkmaya başlaması ve adalet duygusunun zedelenmesi, vicdanımızı yaralayıp empatimizi yönlendirebiliyor.''denmektedir.


Şu an cmk avukatların bir kısmında ise''Cmk Sendromu''yaşanmaktadır.On ayı aşkın bir zamandır alacağını ve yapmış olduğu masrafı alamayan,her sabah bakanlıktan gerekli ödeneğin çıkması umuduyla yatağından kalkan,bu umut ile yaşarken meclisten ''zorunlu müdafiilik''sisteminin daraltılmasını öngören kanuni düzenlemeye şahit olan,bu olayın şokunu atlatamadan bağımsızlığını yok eden yönetmeliğin yürürlüğe girmesine tanıklık eden cmk avukatlarının bir kısmının,barolarca eylem kararı alınmışken ve yapılan eylem ile hükümet yanlış yoldan vazgeçirilmeye çalışılırken, eylemde olan baro cmk uygulama servislerine telefon edip kendilerine görevlendirilme yapılması yönündeki arzularını içeren taleplerini ben olsa olsa ''cmk sendromu''diye niteleyebilirim.

Ne diyelim,helal olsun hükümete tıp literatürüne yeni bir kavram kazandırdırlar:''CMK SENDROMU''



Av.Gökhan Karakaş.
Old 16-03-2007, 15:26   #57
uye8490

 
Varsayılan

TBB,sitesinde Adalet Bakanı ve müsteşar yardımcısının TBB'ni ziyaret ettiklerini,ortak bir çalışma önerdiklerini bu nedenle 17/03/2007 tarihinde Ankara Hakimevinde bakanlık temsilcileri ve baro başkanlarıyla bir toplantı yapılacağını,toplantıya katılımın bildirilmesini duyurdu bugün.Ancak bu duyuru siteden kaldırıldı herhalde.Neler oluyor bilgi sahibi olan var mı?
Old 16-03-2007, 17:04   #58
göçebe

 
Varsayılan

cmk alacaklarıyla ilgili garip bir olay: görevlendirme tarihi 19.12.2006 yani yönetmelik kapsamında bir görevlendirme ancak yönetmelik yürürlüğe girmeden önce dosya karara çıkıyor ve sanıklar beraat ediyor. Her iki tarafta temyiz etmemesi üzerine yönetmelik yürürlüğe girmeden önce dosya kesinleşiyor.Şimdi gelelim sorumuza baro diyor ki görevlendirme 19.12.2006 yapılmış sarf kararı ile ödeme yapılacak, hakim diyor ki sarf kararı yazamam dosya kesinleşmiş peki şimdi avukatın alacağı paraya ne olacak
Old 16-03-2007, 18:05   #59
hukukçu42

 
Varsayılan

neden biri çıkıp da avukat arkadaşlarımız alacaklarının üstüne soğuk su içsinler demiyor. Lafı evirip çevirip duruyorlar. Yok sarf makbuzuymuş, yok 19/12/2006 tarihiymiş, bilmem daha neler nelermiş.

Üç kuruş para için düştüğümüz duruma bakın. Sonra çıkıp meslek onurundan vs. dem vururlar. Avukatlık mesleği sarf kararı için savcı kapısında beklemekle daha mı onurlu hale geliyor.

YETER ARTIK YETEEEEEER
Old 16-03-2007, 18:46   #60
avenginakbaba

 
Varsayılan

ben artık barolar birliğinin hiç bir davranışını samimi bulmuyorum. birlik avukatlık hak ve menfaatleri savunmak konususnda yeterliliğini tamamen yitirmiştir. yerel barolar ise birlikten çekindiğ için birliğe herhangi bir eleştiri sunamaz hale gelmişlerdir.

avukarlık mesleğinin onuru her geçen gün birileri tarafından zedelenmekte ama birlik bütün bu olanlara karşı suskun kalmayı yeğlemektedir.

bu susuşun temel sebebini ise ben anlayabilmiş değilim.
bir anlayan varsa bana anlattsın. son üç yıldır avukatların haklarından daha çok kimin hakkı yok sayıldı. bunu da bilmiyorum. adalet sisteminin içerisinde avukatlık gereksiz bir uzuv gibi görünüyor. ve yargının bu gereksiz görünen organı bir an önce kesilip atılmak isyeniyor.

en çok sesi çıkması gereken bizler neden bu denli susar olduk.
niteliksizleşiyormuyuz yoksa...

acilen alınması gereken tedbirler vardır...
noterlik hakları avukatlara verilmeli, avukatlar tüm noterlik hizmetini yerine getirebilmelidir.
özel üniversiteler ve vakıf üniversitelerinin hukuk fakülteleri kapatılmalıdır.
avukatlık sınavı bir düzenleme ile tekrara getirilmeli ve uygulanmaya konulmalıdır.
kıbrıs öğrencilerinin diplomalarına denklik verilmemelidir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Trafik Garanti Sigorta Fonu Av.Murat Bölükbaş Meslektaşların Soruları 23 02-09-2012 16:47
Trafik Sigorta Fonu avslh Meslektaşların Soruları 16 25-02-2007 01:11
Tasarrufa Tesvik Fonu ILHAN Hukuk Soruları Arşivi 3 05-02-2007 14:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09193110 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.