Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Kırılganlık !

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 4,50 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-06-2003, 12:20   #1
Sibel

 
Varsayılan Kırılganlık !

Merhaba,
Uzun zamandır düşündüğüm bir konuyu sizlerle paylaşmak istedim. Kırılganlık.... İnsandan insana mı değişir yoksa toplumların bunda katkısı var mı ? Algılamada aşırı seçici olmak mı bunu sağlar.. Yoksa dervişin fikri neyse zikri odur mu ? )) Kırılgan yaşayan kırıcı mıdır ? Yoksa kırılgan olan bir savunma mekanizması geliştirdiği için mi kırıcı olur ? )) Ne detay değil mi ?
Old 20-06-2003, 23:36   #2
A.Turan

 
Varsayılan

Merhabalar,
Sibel paylaşmak istedğiniz konu ilgi çekici..Öncelikle kırılganlıktan söz ederken kırılganlığın tanımı gerekli. Acaba kırılganlığın tanımı var mıdır? veya kırılganlık diyince herkeslerdeki algılama biçimi aynı mıdır? kırılganlıktan amaçlanan nedir? Kırılgan kimdir? sizin bu konuda kendinize sorup cevapladığınız bir kırılganlık tarifi var mı? Yoksa siz olsanız nasıl tarif ederdiniz? Bu sorunu çözdükten sonra daha bitmedi epiyice sorum olacak gibi-)) Kırılganlığın etkenleri nelerdir sorusunun tek bir cevabı olabilir mi? yoksa birden çok mu cevabı olabilir? kırılganlık öznel midir ? yoksa nesnel kriterleri var mıdır? Sordugun soruyu en başından alacak olursak, .. insandan insana mı değişir yoksa toplumların bunda katkısı var mıdır ? sorusu cümlenin kuruluş biçiminde bütünlük arz etmemektedir. Belki şöyle sorsak olurdu. kırılganlık insanlarda içsel bir vak"a mıdır? yoksa toplumun etkisiyle mi oluşmaktadır? Diğer bir anlatımla kırılganlık varoluşssal bir durum mudur yoksa zamanla toplumun değerler bütününden etkileşimle oluşan bir durum mudur? Bu soru da olayı doğru vurgulamamaktadır. Şöyleki; kırılganlık bir "durum mudur" ne demektir? Belki kırılganlık bir hastalık mıdır ve bu hastalığın oluşumunda faktörler nelerdir? en çok toplumsal faktörler mi rol oynar yoksa genetik veya varoluşssal faktörler mi? Kırılganlık bir fıtrat mıdır? Aklıma daha çok soru geliyor ancak açtığın konu hakkında yazdığın daha çok irdelenecek cümle var, biraz da onları irdelemek için bu kadarla yetineyim. Algılamada aşırı seçicilik mi bunu sağlar sorusunu Sorarken bu cümle üzerinde hiç düşündün mü? yani seçicilikten kast ettiğin nedir? Tek bir vak"ayı alğılamaya başlarken seçicilik nasıl olacak. Birden çok vaka mı varda içlerinden biri seçiliyor? O halde bu cümlede açıklanmaya muhtaçlık arz etmektedir. yoksa dervişin fikri neyse zikri odur mu derken bu soruyu bir kendine sor bakalım. Bu soruyu kimin için soruyorsun? Aklında tasarladığın sanal biri mi yahut hedef aldığın ve bu soruyu sorarken aklından geçen biri mi? hah tamda bizim filanca mı diye düşünerek sordun? Genel bir olayın değerlendirilmesinde sosyal bilimsel açıklamalarda bir tekerlemenin yerindeliği ancak önce gelen cümleyi kuvvetlendirici etki bakımından kullanıldığı söylenir. Oysa senin sorunda sanki temel bir soru şeklinde yansımaktadır. Bu konuyu açarken yeterince düşünmeden rast gele yazdığın izlenimi oluşmaktadır bende. Ne dersin yanılıyor muyum? Kırılganlığı bir analist ile tartışma gereği hiç duydun mu? kırılganlık psikoterapiyi ilgilendiren bir alan olup olmadığı yönünde bir düşünce oluştu mu?kırılgan yaşayan kırıcı mıdır? yoksa kırılgan olan bir savunma mekanizması geliştirdiği için mi kırıcı olur? sorusu yerindelik açısından değerlendirildiğinde birinci soruya ikinci soruyla cevap verirken soru başlatarak oluşturulmuş bir cümle görünümündedir. Bu iki soru cümlesini birlikte analiz ettiğimizde kırılgan kırıcıdır düz mantıksal sonucuna ulaşılıp ardından tüm kırılgan - kırıcılar neden kırıcıdırlar sorununu çözümlemek isterseniz hemen savunma mekanizması mıdır sınırı ile karılaşmak zorunluluğuyla karşılaşıyorsunuz. Detaysal bir düşünümü bırakıp tek bir nedene indirgemek zorunluluğunda bırakılmaktasınız. Bu bakımdan yeniden bu iki soruyu analiz ettigimizde önümüze bir perspektif açabilmemiz mümkün görünmemektedir. Son olarak ne detay değil mi? sorusunu analiz edecek olursak; tüm soruyu birlikte değerlendirmeye tabi tutmak zorunluluğuyla karşılaşıyoruz. Bu durumda da yukardan itibaren yaptığmız açıklamalar ışığında hangi detay karşı sorusunu sormak gereğini hissediyoruz.
Buraya kadarki anlatımda sunumun değerliliğini yargıladık. Ancak ne varki hala ortada bir sorun var bu sorunda dimdik ayakta duruyor. Nedir bu kırılganlık meselesi??.. bilen varsa yazsın gerçekten ilginç zihin jimnastikleri yapılabileceğini düşünüyorum. bu arada sibel sana teşekkür ederim. Her ne kadar sunumuna çok eleştirisel bir yaklaşım gösterdiysem de müthiş bir keyf aldığımı vurgulamalıyım. Şimdi senden ricam, daha derinlemesine ama hep kendine sorular sorarak iç aleminde ulaştığın çözümleri, çözümlerin nedenleri de sorulduğunda hissettiklerini yazacak biçimde kelimelere döküp aktarmandır. mutlukalınız.
Old 21-06-2003, 01:23   #3
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Kırılgan olmak bir tür yetersizlik duygusudur kanımca. Ve eger süreklilik arzediyorsa, bir genel ruh haline dönüşmüş, sık sık tekrarlanagelebilir olmuşsa tabii... zaman zaman kırılmak, incinmek, haksızlığa uğradığını vb. hallerde düşünerek meydana gelmişse sorun yoktur ama "çok kırılgandır" diye nitelenebilmeye başlanmışsa kişi ,sorun vardır bana göre.
kırılgan insanlar aynı şekilde kırıcı mı olur? sanmıyorum, sık sık kırılmaya devam ettikleri düşünülecek olursa) ama kırılganlık noktaları da düşük olacağından, karşısındakine en can alıcı darbeyi de nereden vuracaklarını da bilebilme yetileri oldukça gelişmiş olmalıdır diye düşünüyorum.
kırmayalım kırılmalayalım
ikisi de çekilmez doğrusu
sevgilerimle
Old 21-06-2003, 10:15   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Üyeler,

Kırılmazsanız, kavrama tanım getirmekle katkıda bulunacağım, izninizle:

TDK Sözlüğünden....................................... ................:
kırılgan : (mecaz) Kolay ve çabuk gücenen


''ekşi sözlük'' sitesinden de bazı tanımlar aktarıyorum.............:
** bazen bir kişilik özelligidir. ozunde var olmayan, sonradan olusan ya da en dogrusu olusturulan.
bazen ise bir gorunumdur. gercek olmasa dahi oyle adlandırılandır. yuzeysel bir yapıstırmadır.
ne olur? gercek anlasılır. ama cıkartmanın beyaz artıkları kala kalır. kazınsa* bile bunaltır.
(supurge sopasi, 01.02.2003 00:07)

** kişinin kendini incitmesinin en basit yoludur. her bakış, her söz acıtabilir insanın canını. açılan yaraların kapanması çok daha zordur diğerlerine göre. bir noktadan sonra gereksiz hassasiyettir sadece. zamanla törpülenir kolay yara alan yerler. düzene ayak uydurulamasa da bir duvar örülür* yaşanmışlıklardan, sadece içinde kalanlar dokunabilir korunaksız bölgelere...
(charming, 01.02.2003 01:00)


** baş edilmez o gergin kırılganlığınla senin,
her solukta sonsuzluk ve ölüm...
(suyunrengi, 02.04.2003 23:49)

** kıracağınızı hissettiğiniz anda uzaklaşmanız gereken insanlar vardır yoksa çok kötü etkilenip, daha bir kırılgan olurlar
(bkz: kendine hakim olamamak)
(vampire, 06.04.2003 01:12)

Ne yazık ki başka tanım bulamadım. Ama toplanan tanımlar, bence, karar vermeye yeter..


S O N U Ç : Yukarıda sunulan tanımlar ve re'sen yapılacak tanımlar ile KIRILGANLIĞIN OLUMSUZ OLDUĞU anlaşıldığından kırılganlıktan vazgeçilmelidir .

Küslüklerin uzun sürmesinin bir nedeni de küsen kişinin tutarlılığını gösterme sevdasıdır. Her sevda gibi bundan da kurtulunmalı, duygusallık yerine akıl başa toplanmalıdır. Zaman sandığımız kadar uzun değil, çevremizdekiler sandığımız kadar kalabalık değildir.

Vazgeçmenin yolu hemen küskünlerin barışması ve bir daha küsülmemesidir. Kesinlikle surat asılmamalı, gülümsenmelidir. Gülümseme, karşımızdakiler için değil, kendi huzurumuz içindir.

.........................................
Sayın Gönül Yazar,
Yıllar önce size bir hayran mektubu göndermiştim. Adresinizi Hayat Mecmuasından almıştım. Ama sizden yanıt alamamıştım. Ve mektubumu gönderdikten makul bir süre sonra size küsmüstüm. Şimdi yukarıdaki karar gereğince sizinle barışmak istiyorum. Umarım bu mesajıma yanıt alırım.

Hayranlıklarımla.

Bir Barışık

*çiçekbarışgönülyazarbarışçubukgönülçiçekyazarçabu kbarışçiçek*
Old 21-06-2003, 11:14   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Bu yazı yukarıdaki yazının hafta sonu ekidir:

DUYARLIK

Kırılganlık ile duyarlık karıştırılmamalıdır. Kırılganlık ne kadar olumsuzsa, duyarlık o kadar olumlu bir kavramdır. Genel inanış duyarlı olanların kırılgan olduğudur ama bu yanlıştır: Dünyanın en büyük teleskopu hiç kırılmamıştır.

TDK sözlüğü:
1 . Duyum ve duyguları algılayabilme yeteneği, hassasiyet:
"Hastalıklı duyarlığıyla geçmiş bir dönemin yazarıydı o!"-
Necati Cumalı. (üstat da kırılganlıkla duyarlığı karıştırmış; duyarlık hastalıklı olamayacak bir cevherdir)


2 . Zayıf bir etkiye karşı, tepki gösterebilme yeteneği.



Duyarlı olmadan yaşamak yaşamı ıskalamaktır.
Kırılgan olmak insanı ıskalamaktır.
Münasebet isabettedir....


Saygılarımla

Ek Dost
Old 21-06-2003, 11:27   #6
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

ekşi sozlukten haberdar olmanız ne güzel sayın bir dost)
taze altın örümcek ödüllü, herkesin bir şeyler bulacağına emin olduğum 'kutsal bilgi kaynağı' na tüm hukukçuları bekleriz.

http:www.sozluk.sourtimes.org
Old 30-06-2003, 00:29   #7
A.Turan

 
Varsayılan

Sayın bir dost,
Gönül Yazar"ın internetin varlığından bile haberi olduğunu sanmıyorum. Bu nedenle size yanıt veremiyecek kusuruna bakmayın:-)
Ama ona vekaleten kendime asaleten ben cevaplıyayım bu sorunuzu. Barışma teklifiniz kabul edilmiştir. Kabul de ne kelime emriniz olur. Hatta şu sıralar Gönül hanım gene bekar durumda. Bu barışma teklifinin ardından birde evlenme teklifi gelirse ( sizden olması şart degil hangi kuldan olursa olsun) başı gözü üstüne kabul edecektir.
Not 1: Bu cevabı yazdığınız karar uyarınca geniş hoşgörünüze istinaden yazdım. Umarım "kırılganlık" göstermezssiniz.
Not 2: Sayın Sibel hala sorularıma sizden yanıt alamamanın derin teessürü içerisindeyim. Makul bir süre içeresinde cevap vermezsseniz "kırılıcam" habereniz olsun:-)
Old 30-06-2003, 00:38   #8
A.Turan

 
Varsayılan

Üstteki yazının ekidir.
Gönül YLazar"ın gerçek adı: Gönül Özyeğiner"dir:-))
kaynak: www.biyografi.net
Old 30-06-2003, 00:40   #9
A.Turan

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: Turan
Üstteki yazının ekidir.
Gönül Yazar"ın gerçek adı: Gönül Özyeğiner"dir:-))
kaynak: www.biyografi.net
Old 02-07-2003, 12:57   #10
Sibel

 
Varsayılan

Sayın Turan,
Makul bir süre olduğunu varsayarak ve kırılmadığınızı umarak yazınıza yanıt yazıyorum. Üstte yazdığım ilk yazıda "ne detay değil mi ? " diye sormuştum.. Sanırım daha da detaylısı sizin düşündükleriniz ve sorduklarınız olmuş.. Sözümü geri alıyorum. )

Bilir misiniz bir zamanlar bir bilen vardı.. Ona birçok soru sorarlardı ve bir dolu ağız yanıt alırlardı... Ama insanlar bu yanıtlar üzerine çok düşündüklerinde şu sonuca varıyorlardı:İlk soru tüm çıplaklığı duruyor ve hala yanıtlanmıyordu. Ne tezat değil mi ))
Old 02-07-2003, 21:02   #11
A.Turan

 
Varsayılan

Sayın Sibel,
Benim sözlüğümde kırılganlık sözcüğü yer almıyor. Umarım bundan sonra da yer almaz. İnce zekanızla anladığınız gibi maksadım biraz tebessüm edip-ettirmekti. Bunu da başardığımı görmenin mutluluğunu yaşıyorum.
Öte yandan şu bir bilen meselesine gelince, benim sorunuza yanıt vermediğim doğrudur. Zira henüz sorunuzun niteligini tartışmıştım. Soru çıplaklığı ile maalsef durmuyor. Zira ortada soru yok) Soruyu sorduğunuzda (benim sorularıma vereceğiniz cevaplarla oluşcağını düşünüyorum sorunuzun) belki yanıt verebilirim. Ama şunu peşinen söyleyim; ben bir bilen olmadığım için sorunuz gene de yanıtsız kalabilir. Bunun için de şimdiden özrümün kabulünü arz ederi. Saygılarımla.. mutlukalın
Old 03-07-2003, 07:57   #12
Sibel

 
Varsayılan

Sayın Turan,
O halde yeniden "ne detay değil mi?" sorusunu gündeme getirmeliyim.)

1. Kırılganlık ile ilgili ilk yazıda, niteliğini tartıştığınız bir çok soru var. Ama sanırım siz bu soruları "içi boş" sorular olarak nitelendirdiniz.
2. Maksadınızın tebessüm etmek ve ettirmek olduğunu anladığımı anlamanıza sevindim. ) Benim de maksadım biraz zihin jimnastiği yapmak/ yaptırmaktı.. ) Ve bu jimnastiği yaparken aynı anda gülümsemek ve gülümsetmekti... Sanırım ben de bunda başarılı oldum... Baksanıza bir yığın şey düşünüp, bir çok soru sormuşsunuz ! ))))))) Üstelik de tebessüm etmişsiniz..
3. Soru olmadığını iddia ettiğiniz şeyin tüm çıplaklığı ile ortada durmuş olması ve soru olması niteliğinden kurtulmaması da bir başka olgu ! ))))))
4. Bir bilen olmuş olsaydınız soru o zaman yanıtsız kalırdı. Bir bilen olmadığınıza göre, sorunun yanıtsız kalması çok zor...
5. Üstelik soru yanıtsız da kalmadı......... )))))))
6. Özürünüz kabul edilmiştir efendim..
Tüm bu sözlerin üzerine hep birlikte mutlu kalmak dileği ile... )
Old 03-07-2003, 11:58   #13
Av.Özcan

 
Varsayılan

Konuyla alakalı bir şey yazmayıp bütünlüğünüzü bozduğum için özür diliyorum herkesten...

Ancak Sayın TURAN' ın buralarda gezebileceğini düşünerekten bir not bırakmak istiyorum.

Sayın Turan, bu siteye bırakmış olduğunuz mail adresinize bir şeyler yazmıştım. Sanırım bir sorun var o adreste..Zamanınız olursa aşağıda vereceğim adrese ufak bir mail atarak kullanmış olduğunuz mail adresini gönderebilir misiniz? diyerek aradan çıkıyorum...

Mail Adres: ozlawyers@hotmail.com Kolay gelsin...
Old 04-09-2003, 16:53   #14
Gülümse

 
Varsayılan

Kirilganlik,

1930 larda kafkasyadan goc eden Dagistanli aileler kendilerine liderlik eden arkasindan kimseye el vermeyen seyhlerindinden kimseyi kirmamak ve kirilmamak konusunda yardim istemisler.

Seyhleri onlara kirilganligin kotu duygulara zemin olacagi icin sakincaligi oldugunu anlatmis. Muritleri ise "ama insanlar olaylar karsinda kirilabiliyoruz ve kendimizi bu konuda sinirlandiramiyoruz' hayiflanmislar.

Sehleri gulmus ve onlara kirildigi insanlara hediye almalarini onermis. Muridler cok sasirmislar. Ne hem kirilacagiz hemde gidip onlara hediye alacagiz. Peki bu ne ise yarayacak. Seyhleri deneyin ve gorun..

Muridler gercekten o andan itibaren bu oneriyi uygulamislar. Kime kirildiysa ona bir hediye goturmusler.

Kiran kisi elinde hediyesi ile gelen kisiyi buyuk saskinlik ile karsilamis. ardindan kirdigi insanin hangi konularda kirilabilecegini anlamis ve bir daha bu durumla karsi karsiya kalmamak adina daha dikkatli davranmaya baslamis. Kirilan kisi ise olanaklari icersinde pozitif yonde kiran kisiye hediye vermekle icini bosalmis olmanin rahatligini yasamis.

bu metodu bizde uygulayabilirmiyiz. Yani kirildigimiz kisilere hediye mi goturelim ? (dusunsenize patronunuz yada esiniz delirdiginizi dusunur. Yada garip bir tarikata katildiginiz konusunda hakkinizda dedikodular cikar).

Belki gidip aciklama istemeden kirildigimizi soylememiz yada belirtmemiz, kirginligimiz gecinceye kadar ondan uzak durmaya karar verdimizi anlatmamiz da bir yontem olabilir.

Beni kiran kisiye hediye vermeyi tercih ederdim ama onun yerine sadece guler yuzle negatif elektirik tasimadan beni kirdin ifadesini kullanmayi tercih etmek guzel olurdu sanirim. Tabi basarilabilinirse..

Saygi ile
Old 14-01-2007, 22:15   #15
A.Turan

 
Varsayılan

Sayın Gülümse, bunu başarabilmek gerçekten önemli..
Size katılıyorum.
Old 26-01-2007, 13:49   #16
yağmurdamlası

 
Varsayılan :)

KJırılganlık kişiden kişiye değişir diye düşünüyorum bazılarımız gerçekten çok hassas ve de alıngan oluyorlar(benim gibi ama alıştım biraz her şeye alınmamaya).Aslında bu kadar ince düşünmek kişinin kendi açısıdan zararına olabilen durumlar ortaya çıkarabiliyor.Karşısındaki kişi kendi kadar ince düşünceli olmayınca tabii...Bazıları da dünya yansa samanlıkta bir tutam samanım yanmaz diyen cinstenler onlara hep imrenmişimdir ve imrenerek kalacak bu gözüken o...Ama yine de değer şeylere üzülmeli ve kırılganlık göstermeliyiz.Bu dünyada önce kendi kıymetimizi bilirsek kıymetimizi bildiririz...
Old 04-02-2007, 00:22   #18
avien

 
Varsayılan

Hepinizin yazdıklarını okudum;
hepinizin yazdıklarından kırıldım.
Benden sonra yazan olursa ona da kırılırım.

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06519699 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.