|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
02-03-2018, 10:13 | #1 |
|
Belirsiz Alacak Davası Sonrası Ek Dava
Merhabalar, tam olarak emin olamadığım bir hususu siz meslektaşlara danışmak istiyorum.
Bir iş kazası sonucunda işçinin maluliyet oranına ilişkin alınan bilirkişi raporunda oran %77 çıkmış olup dava başında talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarı ıslah olmadan arttırılmıştır. 2 yıl sonra Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporunda ise %85 maluliyet oranı belirlenmiştir. Davanın çok uzaması nedeniyle müvekkilin daha fazla mağduriyete uğramaması için fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla %77 maluliyet oranı üzerinden karar verilmesi talep edilmiştir. %8 oranındaki fark için ek alacak davası açılmış fakat bu davamız önceki davada %77 oranında maluliyet oranından karar verildiği için reddedilmiştir. Sizlere sorum belirsiz alacak davası sonrasında ek alacak davası açma imkanı var mıdır? bu durum araştırmalarım sonucunda net değil. çünkü bilirkişi raporuyla istenecek farkın ek alacak davasına konu edilebileceği hakkında net kaynak ve yargıtay kararları bulamıyorum. Şimdiden teşekkür ederim. |
07-03-2018, 16:08 | #2 |
|
Malum olduğu üzere, ilk davada ıslah yapıp kısmi davaya çevirseydiniz, ikinci davanız reddedilemezdi.
Bununla birlikte fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması halinde dava belirsiz alacak davası olmaz. Yargıtay'ın bu konudaki içtihadı artık istikrar kazandı sanıyorum. "Nitekim Hukuk Genel Kurulu 2014/15-439 Esas 2016/207 Karar sayılı ilâmında da bir kimsenin kısmî bir dava açıp açmadığı ancak dava dilekçesinden, davacının talep sonucundan anlaşılır. Davacının davasını açıkça kısmî dava olarak nitelendirmesine gerek yoktur, alacağın yalnız bir kesiminin dava edildiğinin anlaşılması yeterlidir. Özellikle davacının “fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak” veya “şimdilik alacağın belirli bir miktarını dava ettiğini” belirterek açtığı davalar kısmî dava niteliğinde olduğu kabul edilmiştir." (15 hd 2017/59 e 2017/1232 k) BU itibarla davanız kısmi dava hükmünde addolunacağı için ikinci davanızın reddi istinaftan dönmesi kuvvetle muhtemel. |
08-03-2018, 19:27 | #3 |
|
sayın av. epiktetos cevabınız için teşekkür ederim. fakat dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olduğu açıkça belirtilmiş ve talep sonradan hmk 107/2 maddes uyarınca arttırılmış. bu durum dava kısmi dava olarak kabul edilebilir mi?
belirsiz alacak davası olarak açılan davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması ibaresi olması o davayı kısmi davaya çevirir mi? bu durumda hmk 107/2 uyarınca arttırım yapılamazdı. |
09-03-2018, 08:34 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
|
09-03-2018, 09:05 | #5 |
|
Sayın Meslektaşlar;
Tartışma aklıma başka bir soru getirdi. Örnek vererek açıklayayım. 100-TL bedelli kısmi dava açıldı. Bilirkişi raporu sonrasında ıslahla bedel 1000-TL'ye çıkartıldı. Ama rapora göre alacak aslında 1500-TL idi. Hatta mahkemede bununla ilgili gerekçe yazdı ve taleple bağlı kalındığını izah etti. Ek dava açılabilir mi? Islah hakkının kullanılmış olması ek dava açma hakkını ortadan kaldırır mı? (Kaldırmayacağını düşünüyorum) Saygılar |
09-03-2018, 09:14 | #6 |
|
Sorduğum sorunun cevabıyla ilgili Yargıtay kararı aşağıdadır. Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuşsa ek dava açılabiliyor.
Saygılar T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2004/7-754 K. 2005/36 T. 9.2.2005 ÖZET : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, ıslah ( değer artma ) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler ( örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi ) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır. Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür. O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır. DAVA : Taraflar arasındaki “”alacak”” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Ankara İkinci Mahkemesi )nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 3.3.2004 gün ve 368-77 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesinin 5.4.2004 gün ve 7302-7262 sayılı ilamı ile; ( … 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı ilk dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğuna göre bu alacakların bakiyesi için açtığı ek davaların esasa girilerek incelenmesi ve hüküm altına alınması gerekirken reddedilmesi hatalıdır. 3- Davacı kendisine teklif edilen yeminde tereddütlü beyanlarda bulunmuş, sadece 1998-1999-2000 ve 2001 yıllarına ait izinleri kullanmadığını kesin olarak ifade etmiştir. Böyle olunca sadece bu dört yıla ait izin alacağının hesaplanması ve ödenenlerin bu miktardan mahsubu yapılarak, varsa kalan alacağına karar verilmesi gerekirken tüm süreye göre yapılan hesaba itibar edilip hükmün kurulması doğru değildir… ) Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde hizmet akdi ile çalıştığını, davalının iş akdini haksız olarak feshettiğini ileri sürmüş, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili, ulusal ve dini bayram, genel tatil ücretleri gibi işçilik alacaklarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının işçilik alacaklarının tamamının ödendiğini, davanın reddini savunmuştur. Davacı vekili, 17.7.2001 tarihli, 1.3.2002 tarihli ıslah dilekçeleriyle müddeabihin değerini artırmış, yerel mahkemece ıslah dilekçeleri dikkate alınarak ihbar ve kıdem tazminatı istekleri yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm Özel Dairece, HUMK’nın 83. maddesi uyarınca davada bir kez ıslah yoluna başvurulabileceği ikinci ıslaha konu taleple ilgili olarak davanın kabul edilmesinin hatalı olduğu, ıslahla istenen ihbar tazminatı miktarına da ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinden söz edilerek birinci kez bozulmuş; mahkemece bozmaya uyulmuş; davacı vekilinin 16.1.2003 ve 28.5.2003 tarihinde açtığı ek davalar görülmekte olan dava ile birleştirilmek suretiyle 17.7.2001 tarihli birinci ıslah dilekçesindeki taleplerle sınırlı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Özel Dairece hüküm, yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuştur. Uyuşmazlık, ıslah ( değer artma ) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler ( örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi ) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır. Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür. O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu durumda Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 9.2.2005 gününde, oybirliği ile karar verildi. |
09-03-2018, 09:14 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
|
09-03-2018, 09:14 | #8 |
|
Sorduğum sorunun cevabıyla ilgili Yargıtay kararı aşağıdadır. Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuşsa ek dava açılabiliyor.
Saygılar T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2004/7-754 K. 2005/36 T. 9.2.2005 ÖZET : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, ıslah ( değer artma ) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler ( örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi ) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır. Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür. O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır. DAVA : Taraflar arasındaki “”alacak”” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Ankara İkinci Mahkemesi )nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 3.3.2004 gün ve 368-77 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesinin 5.4.2004 gün ve 7302-7262 sayılı ilamı ile; ( … 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı ilk dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğuna göre bu alacakların bakiyesi için açtığı ek davaların esasa girilerek incelenmesi ve hüküm altına alınması gerekirken reddedilmesi hatalıdır. 3- Davacı kendisine teklif edilen yeminde tereddütlü beyanlarda bulunmuş, sadece 1998-1999-2000 ve 2001 yıllarına ait izinleri kullanmadığını kesin olarak ifade etmiştir. Böyle olunca sadece bu dört yıla ait izin alacağının hesaplanması ve ödenenlerin bu miktardan mahsubu yapılarak, varsa kalan alacağına karar verilmesi gerekirken tüm süreye göre yapılan hesaba itibar edilip hükmün kurulması doğru değildir… ) Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde hizmet akdi ile çalıştığını, davalının iş akdini haksız olarak feshettiğini ileri sürmüş, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili, ulusal ve dini bayram, genel tatil ücretleri gibi işçilik alacaklarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının işçilik alacaklarının tamamının ödendiğini, davanın reddini savunmuştur. Davacı vekili, 17.7.2001 tarihli, 1.3.2002 tarihli ıslah dilekçeleriyle müddeabihin değerini artırmış, yerel mahkemece ıslah dilekçeleri dikkate alınarak ihbar ve kıdem tazminatı istekleri yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm Özel Dairece, HUMK’nın 83. maddesi uyarınca davada bir kez ıslah yoluna başvurulabileceği ikinci ıslaha konu taleple ilgili olarak davanın kabul edilmesinin hatalı olduğu, ıslahla istenen ihbar tazminatı miktarına da ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinden söz edilerek birinci kez bozulmuş; mahkemece bozmaya uyulmuş; davacı vekilinin 16.1.2003 ve 28.5.2003 tarihinde açtığı ek davalar görülmekte olan dava ile birleştirilmek suretiyle 17.7.2001 tarihli birinci ıslah dilekçesindeki taleplerle sınırlı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Özel Dairece hüküm, yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuştur. Uyuşmazlık, ıslah ( değer artma ) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler ( örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi ) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır. Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür. O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu durumda Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 9.2.2005 gününde, oybirliği ile karar verildi. |
09-03-2018, 09:16 | #9 |
|
Bu karar eski HUMK dönemindeki anlayışı yansıtıyor. HMK döneminde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmasa dahi açabilir.
|
09-03-2018, 10:11 | #10 |
|
Sayın av. Can doğanel ben de sizin gibi düşünmekteyim. O fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutulsa dahi bizim davamız belirsiz alacak davası. Bu durumda ilk baştaki sorum hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Malesef çıkmaza girdim. |
10-03-2018, 07:21 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Belirsiz alacak davasında alacağın tamamı için bir hüküm verildiği için belirsiz alacak davalarında ek dava açılamaz. Kısmi dava ile Belirsiz alacak davası arasındaki farklardan en önemlisidir bu durum. Eklenen Yargıtay kararı kısmi dava ile ilgili olup, bu olaya emsal alınması düşünülemez. |
10-03-2018, 16:51 | #12 |
|
Beyanlarım kısmı dava ile ilgiliydi.
Kısmı eda külli tespit diye tanımlanan dava türünde alacağın tamamının tespiti ile bir kısmına ilişkin eda talebi olmasında sakınca olmayacağını ve gerekirse ek dava açılabileceğini düşünüyorum. Ancak Saim bey çok net olunca bir tereddüt oluşmadı değil. (Şu an mobil olduğumdan araştıramıyorum ve yazmak da zor. ) Soruda zaten bambaşka durumlar var. Maluliyet artışı vs. özel durumlar. |
15-03-2018, 08:30 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...522#post743522
|
04-10-2018, 13:50 | #14 |
|
Dava dilekçesinin metin kısımında bu davanın "belirsiz alacak davası" olduğu ifade edildikten sonra "sonuç talep" kısmında fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuş. Bu dava "belirsiz alacak davası" mı, yoksa kısmi dava mı? Bu davanın kısmi dava olduğunu düşünürsek, zamanaşımı süresi yakın olduğu için ek dava açılması gerekecek.
|
13-12-2018, 13:07 | #15 |
|
Merhabalar,
Yeni bir dosyada işçilik davasında bilirkişi raporu alınmış; ancak ıslah yapılmamıştır. Alınan bilirkişi raporunda tüm alacak kalemleri için hesaplama yapılmış; ancak mahkeme bazı alacak kalemleri yönünden red kararı vermiştir. Ben ise ek dava açmak istiyorum. Bu aşamada sizlerden aşağıdaki sorularım için yardım talep ediyorum. 1. Ek dava zamanaşımı tam olarak ne zaman başlıyor, süresi nedir? 2. Ek davayı mahkemenin verdiği miktar üzerinden mi yoksa bilirkişinin hesapladığı miktar üzerinden mi açmalıyım? Davanın değeri mahkeme kararı ya da bilirkişi raporundaki miktarlarla birebir aynı mı olmalıdır? Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. Henüz mesleğin çok başında olduğum için yanlış hareket etmek istemiyorum. Şimdiden çok teşekkürler. |
16-07-2019, 16:58 | #16 |
|
Merhabalar değerli meslektaşlarım. Muvekkilin kıdem ve ihbar tazminatı için dava açtım. Hakkının ne kadar olduğunu ve hesaplama şansım olmadığı için 100.00TL ve 100.00TL olmak üzere toplamda 200.00TL olarak dava açtım. Mahkeme devam ederken hakimden bilirkişi görevlendirmesini talep ettim fakat kendisi hesaplama yapabileceğini belirterek sözlü olarak talebimi kabul etmedi lakin ıslah için süre de vermedi ve davamı taleple bağlı kalarak 100.00TL kıdem ve 100.00TL ihbar tazminatına hükmetti. Miktar bakımından kesin olması gereken kararı da istinaf yolu açık olmak üzere karar verdi. Tüm bilgilerimi unutturan bu karara karşı ne yapabilirim önerilerinizi bekliyorum. Ek dava mı açmam gerekiyor yoksa ıslah için süre vermediğinden dolayı istinaf mı etsem bilemedim. Ve ayrıca ek dava açsam tekrar arabulucuya gitmem gerekir mi? Engin bilgileeinizle yol gösterirseniz çok sevinirim.
|
16-07-2019, 17:07 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Kararın istinaf yolu açık olmak üzere verilmesi doğru. Kısmi dava açmışsınız. Hesap Bilirkişine gönderilme talebiniz yazılı olarak geçtiyse ve zamanaşımı probleminiz yoksa karara karşı istinaf yoluna başvurabilirsiniz. Hak arama özgürlüğünün, dava hakkının kısıtlanması söz konusu. Bununla ilgili şerhlerimize karar eklemiştim. Delillerinizde de bilirkişi incelemesi demişsinizdir zaten. Nasıl böyle bir yargılama gelişti şaşıyorum.. http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=16908 Ek dava açmayı düşünüyorsanız da aynı dava konusu hakkında tekrar arabulucuya gitmeye gerek yok diye düşünüyorum. Saygılarımla, |
16-07-2019, 17:15 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
Dava dilekçemde çok büyük olasılıkla demişimdir. Bununla birlikte yazılı talebimde var ama sözlü olarak cevap verdi bilirkişiye gerek yok ben hesaplarım diye. Islah noktasında da hâlâ şaşkınım. |
16-07-2019, 17:22 | #19 |
|
Bir de şunu belirteyim bir önceki celsede dosyayı incelemeye aldığını belirtmişti kararında. Bunun davamıza bir etkisi olabilir mi? Yani o arada neden ıslah etmedin denilebilir mi? Ama o safhada alacağın miktarını bilme şansım maalesef olmadığından nasıl ve neye göre ıslah etmeliydim?
|
28-10-2021, 17:08 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Merhaba meslektaşım, Daha evvel paylaştığınız bu konu ile neredeyse birebir benzer bir davam var. Ek dava açılamayacağına dair bilgiler yoğunlukta ama eğer ek dava açılacak ise de zamanaşımına takılmamıza çok az kaldı. Acaba siz nasıl ilerdeniz ve nasıl bir sonuç aldınız? Bununla ilgili deneyiminizi paylaşabilirseniz gerçekten çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.Saygılarımla.. |
06-11-2021, 20:24 | #21 |
|
Sizin ilk dava belirsiz alacak davası. Bedel artırım yapılmış. Ortada kısmi dava yok. İkinci dava red doğru.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kısmi Dava/Tespit Davası/Belirsiz Alacak davası ve HMK 106-107-109 | Av.Ufuk Bozoğlu | Meslektaşların Soruları | 578 | 20-05-2024 07:30 |
belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacak bir konuda belirsiz alacak davası açılması | lawyer0202 | Meslektaşların Soruları | 7 | 20-09-2019 11:33 |
Belirsiz alacak davası-kısmi dava çıkmazı (acil) | guLDe | Meslektaşların Soruları | 20 | 20-09-2019 11:31 |
Belirsiz alacak davası, dava türünün değişimi | Av.Dursun KARACA | Meslektaşların Soruları | 3 | 17-02-2016 16:06 |
6100 S.K. M. 106 ve 109 (belirsiz alacak davası ve k ısmi dava ile ilgili karar.) | salih altınok | Meslektaşların Soruları | 2 | 18-03-2012 10:18 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |