|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
27-04-2017, 11:04 | #1 |
|
Disiplin Soruşturmacısına Manevi tazminat
Merhabalar sayın meslektaşlarım.Şöyle bir sorum olacak sizlere.
Disiplin Kurulunun disiplin cezasını iptal etmesi üzerine soruşturmacının kasıtlı, hakkaniyete aykırı bir şekilde soruşturma yürüttüğünden bahisle manevi tazminat davası açılabilir mi?Açıldığı takdirde kişisel kusur kısmına girilerek kamu görevlisine mi yoksa idare aleyhine mi dava yürütülür? Cevaplarınızı bekliyorum. |
27-04-2017, 11:19 | #2 |
|
iptal edilen disiplin cezasını kim vermiştir?
|
27-04-2017, 12:40 | #3 |
|
Sanmiyrm cnk sorustrmaci zaten teklif makami disipilin kurulu onun teklif ettigi cezayi vermek zorunda degil
|
27-04-2017, 14:07 | #4 |
|
İptal edilen disiplin cezasını sicil amiri veriyor , fakat soruşturmacı olarak görevli olan kişiyle husumeti var.
Müvekkilin disiplin cezasını vermek isteyen soruşturmacının hakkaniyete aykırı, kasıtlı olarak verdiğini aralarında husumet olduğunu ve bu sebeple delil olmadan tamamen psikoljik baskı oluşturma amacıyla yaptığını iddia ederek soruşturmacı aleyhine manevi tazminat davası açmak istiyor. Nitekim İl Disiplin Kurulu da delil bulunmadığından cezanın iptaline karar verdi. |
27-04-2017, 15:33 | #5 |
|
Kanımca , soruşturmacının eylemi kişisel kusur niteliğinde ve açıkça görevin kötüye kullanılması ile ilgilidir. Savcılığa şikayet ve ceza davası açılır ise sonrasında tazminat hususunu değerlendirebilirsiniz. Tazminat kişisel kusur çerçevesinde şahıstan talep edilmelidir.
|
27-04-2017, 15:33 | #6 |
|
Danıştay, 2. Daire, 05.10.2007, 2005/2684-3695:
“…soruşturma raporu düzenlenmesi tek başına hukuki sebepler doğuran, davacının hukuki durumunda değişiklikler yapan idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülebilir işlemler niteliğini taşımadıkları gibi soruşturma raporu bir bütün olup sonucuyla etki doğurduğundan, raporda yer alan bölümleri ayrıca dava konusu yapma olanağı da bulunmadığından, istemin incelenmeksizin reddi gereklidir” |
27-04-2017, 15:38 | #7 |
|
Soruşturma raporları, doktrin ve Danıştay içtihatlarında vurgulandığı üzere, tek başına dava konusu edilemeyen ve teknik anlamda hazırlık işlemi niteliğinde idari işlemlerdir.
|
27-04-2017, 15:44 | #8 |
|
Yine de azınlıkta kalan şu içtihattan yararlanabilirsiniz.
12. Daire, 13.04.2005, 2004/4077-1353: “Hukuk âleminde idarenin değişiklik, yenilik doğuran irade açıklamaları şeklinde genel ifadesini bulan “idari işlem”ler, Anayasal sınırlar içinde “görev ve yetki”lere haiz olan idarenin yükümlülüklerini yerine getirme ve özellikle kamu hizmetlerini görebilmede sahip olduğu başlıca vasıtalardan biridir. Kişilerin hukuksal durumlarının, statülerinin belirlendiği idare hukuku alanında bu statülere giriş ve çıkış hep idari işlemler vasıtasıyla olmaktadır. Yasal bir tanımı olmayan, idari işlemin nitelikleri öğreti ve idari yargı kararlarıyla belirlenmektedir. Buna göre bir tasarruf veya kararın idari işlem sayılabilmesi için bunun bir kamu kurumunca ya da idare örgütü içinde yer alan bir idari makamca verilmiş olması ve idarenin idare hukuku alanında gördüğü idari faaliyetlerle ilgili bulunması gerekir. Diğer bir deyişle idarece kullanılan yetki ile serdedilen kamusal irade, etki ve sonuçlarını idare hukuku alanında göstermelidir. İdari işlemlerin genel kabul görmüş temel nitelik ve özellikleri olarak tek yanlılık, kanunilik ve uygulanabilirlik olarak sıralanabilir. İdari yargı yerinde iptal davası açılabilmesi için idari işlemin kesin ve yürütülebilir olması zorunludur. Kesin ve yürütülebilir bir işlem deyimi; işlemin tamamlanması için gerekli idari usul kuralları uygulanarak yetkili kamu görevlisi veya görevlileri tarafından imzalanan, bu durumu ile uygulamaya konulan ve kendi başına hukuki sonuçlar doğuran, idarenin tek taraflı ve buyurucu gücüne dayanan işlemleri ifade etmektedir. İdari işlemin kesinliği; işlemin uygulanmaya hazır, tamam bir işlem olduğunu göstermektedir. İdari işlemin yürütüle bilirlik özelliği ise; kamu gücü ve kudretinin üçüncü kişiler üzerinde, ayrıca bir başka işlemin varlığına gerek olmaksızın, doğrudan doğruya çeşitli hukuki sonuçlar doğurmak suretiyle etkisini gösterdiği işlemlerdir. Dosyanın incelenmesinden; Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğünde Eğitim Uzmanı olan davacının Personel Genel Müdürlüğü’nde Daire Başkanlığı görevini yürüttüğü döneme ilişkin yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda; davacının Daire Başkanı olarak beş usulsüz geçici görev erteleme onayı teklifine paraf imzası ile iştirak ettiği, ayrıca bu kişilerden birisine paraf imzası ile olumsuz cevap verdiği halde, aynı kişinin geçici görevinin ertelenmesi onayını paraf ettiği gerekçesi ile altı kez kınama cezası ile cezalandırılması ve kamu hizmetinin şaibeden uzak, etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi, sağlık hizmetinin ve personelin dengeli dağılımının tayini için bir daha yöneticilik görevi verilmemek üzere görevinden alınması teklifinin getirildiği, teklif doğrultusunda kınama cezası verildiği ve önce Daire Başkanlığı görevinden A.P.K. Uzmanlığına daha sonra da A.P.K. Uzmanlığı görevinden Eğitim Uzmanlığına atandığı, 9.10.2003 tarihinde başvuruda bulunarak 27.10.1999 günlü ve 50/11, 33/7 sayılı müfettiş raporunda yer alan “bir daha yöneticilik görevi verilmemek üzere görevinden alma ve kınama cezası” teklifinin kaldırılmasını istediği, başvurunun reddi üzerine davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Kamu görevini yürüten kişiler hakkında düzenlenen raporlarda getirilen teklifler bağlayıcıdır. Bu kişilerin yöneticilik görevine getirilmelerinde ya da bulundukları yöneticilik görevlerine devam edip edemeyecekleri ile ilgili raporda yer alan öneriler dikkate alınmak zorundadır. Yönetici olan bir kişinin müfettiş raporunda getirilen teklif doğrultusunda yöneticilik görevinden alınmasından sonra, bir daha yöneticilik görevi verilmeme teklifi yer almışsa, yeniden yöneticiliğe atanmaması konusunda yeni bir işlem tesisine ihtiyaç bulunmamaktadır. İdare, o kişinin hizmetine ihtiyaç duysa bile raporda yer alan teklifi dikkate alarak yönetici olarak atamayacaktır. Bu nedenle, hakkında düzenlenen bir müfettiş raporunda, “bir daha yöneticilik görevi verilmemek üzere görevden alınma” teklifi getirilen bir kişinin kamu görevini yürüttüğü sürece yöneticilik görevine getirilemeyeceği için getirilen teklif nedeniyle menfaati de doğrudan etkilenmektedir. Uyuşmazlık konusu olayda, davacı hakkında getirilen teklif doğrultusunda görevinden alınmış ve ceza uygulanmıştır. Davacının kamu görevi süresince bir daha yöneticilik görevine getirilmesine yasal olanak yoktur. Ancak; idari yargı yerlerinin, getirilen teklifin, hukuka uygun olup olmadıkları yönünden inceleme yetkileri bulunmaktadır. Bu durumda, dava konusu işlemin hukuki sonuçları göz önüne alındığında, bu işlemin kesin ve yürütülebilir bir işlem olduğu ve dolayısıyla iptal davasına konu edilebileceği anlaşıldığından, idare mahkemesince davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin kesin ve yürütülebilir bir işlem olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.” |
27-04-2017, 16:24 | #9 |
|
Anladım, yardımlarınız için çok teşekkür ederim.
|
28-04-2017, 08:57 | #10 |
|
Soruşturmacının karar merciine yardımcı olacak şekilde yürüttüğü hazırlık işlemleri mahiyetindeki raporu/görüşü nedeniyle doğrudan sorumlu tutulamayacağına vurgu yapan Danıştay içtihatları dahi, bulguların/olayların saptırılması ve delillerin karartılması gibi teşebbüslerin ispatı halinde soruşturmacının da sorumluluğuna gidilebileceğini kabul ederler.
1. Daire, 16.09.2005, 803/1018: “Soruşturmacı olarak görevlendirilenler, ön inceleme raporu düzenlemekle yükümlü bulunduklarından, bulguların saptırılması ve karartılması halleri hariç olmak üzere, düzenledikleri raporlarda getirdikleri tekliflerden, karar verme konumunda olmamaları nedeniyle sorumlu tutulmalarına hukuken olanak yoktur.” 1. Daire, 02.05.2006, 262/478: “Soruşturmacı olarak görevlendirilenler, soruşturma veya ön inceleme raporu düzenlemekle yükümlü bulunduklarından, bulguların saptırılması ve karartılması halleri hariç olmak üzere, düzenledikleri raporlarda getirdikleri tekliflerden, karar verme konumunda olmamaları nedeniyle sorumlu tutulmalarına hukuken olanak yoktur.” |
28-04-2017, 12:29 | #11 |
|
Soruşturmacıya isnad edilerek manevi tazminat davasına konu edilecek hususlar, olguların saptırılması ve delillerin karartılması gibi eylemler olduğundan, bunların yapılan görevle ve görevin gerekleri ile ilgisi olmayıp, görevden ayrılabilen kişisel kusurlar olduğu ve davanın şahıs aleyhine adli yargıda açılabileceği kanaatindeyim.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Zina nedeniyle boşanma davasında eş aleyhine manevi tazminat kararından sonra sevgili aleyhine de ayrıca manevi tazminat için dava açılabilir mi? | av.mervek | Meslektaşların Soruları | 4 | 27-07-2017 15:05 |
Kasko sigortası-manevi tazminat-Kasko poliçesinin manevi tazminatı kapsadığının ilamdan sonra öğrenilmesi | yeditepelişehir | Meslektaşların Soruları | 0 | 27-05-2015 14:57 |
Baronun verdiği disiplin para cezası manevi tazminat davasında delil olur mu? | Av. Abdullah DENİZ | Meslektaşların Soruları | 1 | 14-01-2014 18:55 |
Davaya cevap dilekçesinde maddi manevi tazminat istemi takıların iadesi istenir mi? Maddi ve manevi tazminat isteminde miktar belirtmek zorunlu mu? | juristbtl | Meslektaşların Soruları | 4 | 07-10-2013 21:53 |
İdarenin vermiş olduğu 9 disiplin cezasına karşı açılacak olan manevi tazminat davaları... | beren | Meslektaşların Soruları | 0 | 31-05-2012 22:55 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |