|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
09-06-2016, 09:16 | #1 |
|
Tazminat-zamanaşımı
Sevgili meslektaşlarım müvekkilin eşi 2004 yılında öldürülmüştür. Sanıklar kasten adam öldürme suçundan cezalandırılmışlar ve verilen karar 2008 yılında kesinleşmiştir. Müvekkil tazminat davası açmak istemektedir ancak tazminat hakkının zamanaşımına uğrayıp uğramadığını netleştiremedim. Yardımcı oluşanız sevinirim. İyi çalışmalar.
|
09-06-2016, 11:24 | #2 |
|
Merhaba avukat48;
Burada borçlar kanunu haksız fiil hükümleri uygulanacaktır.TBK M.722ye göre; Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. "Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır." denilmektedir. Bu sebeple TCK hükümleri uygulanır. TCK m.68 uygulanacaktır. Yargıtay'ın bu konuda fazlaca kararı bulunmaktadır. örn; Yargıtay 4. H.D. 08.04.99 t. 1999/1163 E. 1999/3022 K., iyi çalışmalar |
09-06-2016, 17:31 | #3 |
|
Söylenildiği gibi hukuk davasında ceza (dava) zamanaşımı uygulanır. Kasten adam öldürme mahkumiyetini esas alırsak:
TCK m.66: "(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl, (...)
Geçmesiyle düşer." (4.HD.08.04.1999 E. 1999/1163 - K.1999/3022) "Ceza davası sonuçlanmış olsa dahi, ceza zamanaşımı süresi içinde tazminat davası açılabilir. Uzamış ceza zamanaşımının uygulanması için, davacıların ceza davasına katılmaları koşul olmadığı gibi, ceza davası sonuçlanmış olsa dahi, olay tarihinden itibaren ceza zamanaşımı süresi içinde maddi ve manevi tazminat istenebilir. " Sonuç olarak, zamanaşımı süresi geçmemiştir. |
09-06-2016, 18:22 | #4 |
|
Konuyla ilgili yeni tarihli bir Yargıtay kararı.
4. Hukuk Dairesi 2015/2048 E. , 2015/4479 K.• "İçtihat Metni" Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 03/01/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen 27/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının hakaret ve tehdit içerikli sözlerine maruz kaldığını, bu eyleminden dolayı davalı hakkında kamu davası açıldığını, ceza aldığını belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, süresi içinde zamanaşımı defi'nde bulunmuş, esas bakımından da davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, haksız fiil tarihi 06/07/2010 olduğunu, ceza mahkemesinde 24/06/2011 de karar verildiği, ceza mahkemesindeki kararın kesinleşme süresi ve davanın açılma süreci olan 03/01/2014 arasında iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 60/2. maddesi (6098 sayılı TBK m.72) gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresidir. Dava konusu olay, olay gününde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nda tanımlanan hakaret, tehdit ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçları niteliğinde olup uygulanacak ceza zamanaşımı süresi, aynı Yasası'nın 66. maddesi uyarınca 8 yıldır. Olay tarihi 06/07/2010 olup eldeki dava da 03/01/2014 günü açıldığına göre ceza zamanaşımı süresi geçmeden eldeki davanın açıldığı kabul edilmelidir. Diğer yandan, ceza zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için haksız eylemin suç niteliğinde olması yeterlidir. Ayrıca ceza davası açılması gerekmediği gibi mahkumiyet kararı verilmesine de gerek yoktur. Şu halde, açıklanan yönler gözetilerek, davalının zamanaşımı savunmasının reddiyle işin esası incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
10-06-2016, 09:17 | #5 |
|
Sanıklardan üç tanesinin cezası 24 yıldan 10 yıla, bir tanesinin de 24 yıldan 20 yıla düşürülmüştür.
Ceza zamanaşımı; TCK' nun madde 68/d Beş yıldan fazla hapis cezalarında yirmi yıl Dava zamanaşımı; TCK' nun 66/d Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl, Olay 2004 yılında olmuş karar 2008 yılında kesinleşmiştir. Bu durumda olay tarihinden itibaren henüz 15 yıllık süre dolmadığından dava açabilir miyiz? Yanlış bir şey yazdıysam kusura bakmayın meslektaşlarım. Ceza davalarına bakmadığım için çok bilgi sahibi değilim. |
10-06-2016, 17:27 | #6 |
|
Sayın avukat48,
Hukuk davalarında ceza kanunlarına dair zamanaşımı uygulanacağında, mahkemenin verdiği hapis süresinden değil, kanun/kanunlarda o suç için öngörülen sürelerden yola çıkılacaktır. Suç için öngörülen cezada bir süre aralığı varsa (iki yıldan beş yıla gibi) üst sınır dikkate alınacaktır. Uygulanacak zamanaşımının tayini bakımından ise, ceza zamanaşımı (TCK 69) değil, dava zamanaşımı (TCK 66) esastır. Olayınızda, mahkumiyet kasten adam öldürme ise (kanuni) cezası ya müebbet yahut nitelikli kasten öldürme ise ağırlaştırılmış müebbettir. Hangisi olduğunu kasten öldürmenin ağırlaştırılmış hallerinden ceza verilip verilmediğinden anlayabilirsiniz. TCK 66'ya göre ise "(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl, (...)
Geçmesiyle düşer." Öyleyse, kural olarak, 2004+30 veya 2004+25 yılında davanız zamanaşımına uğrayacaktır. Hatalı bir husus var ise düzeltilmekten memnuniyet duyarım. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
tazminat ceza zamanaşımı | law in law | Meslektaşların Soruları | 2 | 25-10-2013 19:47 |
İİK.md.133/4 ve tazminat zamanaşımı süresi | Av.Mehmet Saim Dikici | Meslektaşların Soruları | 23 | 23-05-2011 15:52 |
tazminat- zamanaşımı | Nuriye Değer | Meslektaşların Soruları | 1 | 21-01-2008 14:34 |
tazminat - zamanaşımı | avyusuf | Meslektaşların Soruları | 15 | 14-10-2007 02:18 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |