|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
14-12-2015, 14:27 | #31 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın nknknk, 1-Sorularınıza başka kaynaklardan cevap bulabildiniz mi? 2-Dava açtınız mı? Saygılarımla, Av. Yüksel Eren |
15-12-2015, 13:11 | #32 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili meslektaşım, davanızı Elektrik Parekende Satış Şirketine yöneltmeniz gerekmektedir. Elektrik tedarikçi şirketleri tüketici şirketlerle elektrik enerjisi satış sözleşmesi içerisinde yetkili mahkemeyi belirlemektedirler. Yani HMK 17 uyarınca geçerli bir yetki sözleşmesi yapmaktadırlar. Öncelikle bu hususu bir araştırın, aksi halde yetki itirazı ile karşılaşabilirsiniz. Yetki sözleşmesi bulunmuyorsa HMK m. 10 ve HMK m. 6 uyarınca hem aboneliğin bulunduğu hem de şirket merkezinin bulunduğu yerde dava açabilirsiniz. Ben davamda müvekkil şirketin son 9 aylık faturalarına yansıtılan ve dağıtım bedeli, iletim bedeli ve kayıp bedeli adları altında tahsil edilen bedelleri talep ettim. Zira, müvekkil ilgili dağıtım şirketiyle yeni sözleşme imzaladığından belirsiz alacak davası açma/açmama gibi bir sorunla karşılaşmadım. Davam bu ay içerisinde karara çıkacak olup, sizleri sonucundan haberdar edebilirim. |
18-12-2015, 17:57 | #33 | |||||||||||||||||||||||
|
Henüz tam bir cevap bulamadım malesef, dava açan arkadaşların çoğu dağıtım şirketlerine karşı dava açmış, bir dosyada davanın parakende satış şirketine yöneltilmesi yönünde husumet itirazı olmuş ancak mahkemenin dikkate alıp almadığını bilemiyorum. Dava açan bir meslektaşım Parakende Satış Şirketlerinin sadece fatura kestiğini fiyatlandırmadan Dağıtım Şirketlerinin sorumlu olduğunu söyledi ancak kanuni dayanağını henüz bulamadım. Öte yandan Parakende satış şirketleri sanırım yeni faaliyete geçti davamızın geriye dönük on yılı kapsayacağını düşünürsek bu yönde bir itirazla da karşılaşabilir miyiz acaba? |
18-12-2015, 18:06 | #34 | |||||||||||||||||||||||
|
Cevabınız için teşekkür ederim. Bizim müvekkil şirketin aboneliklerinin çoğu epey eskiye dayanıyor dolayısıyla perakende satış şirketi ile yetki hükmü içeren bir abonelik sözleşmesi yapıldığını sanmıyorum. Müvekkilin bir kaç il ve ilçedeki şubeleri için tek dava açmayı düşünüyorum, o yüzden yetki konusunda tereddüt ettim. Davanızda karar beklediğinizi belirtmişsiniz, sonucundan haberdar ederseniz sevinirim. Mahkeme kararını neye dayandıracak müspet mi menfi mi olacak dosyadaki bilirkişi raporları ne yönde ? Epey bi sordum mazur görünüz... iyi çalışmalar... |
23-12-2015, 14:10 | #35 | |||||||||||||||||||||||
|
Merhaba, Hem perakende satış şirketi hem de dağıtım şirketi aleyhine birlikte dava açılamaz mı? Av. Yüksel Eren |
25-12-2015, 10:53 | #36 | |||||||||||||||||||||||
|
Açılabilir diye düşünüyorum zira 10 yıllık bir zaman diliminden bahsediyoruz. Perakende Satış Şirketleri henüz yeni sayılabilir. Sanırım 2013 yılından bu yana faaliyet gösteriyorlar. |
25-12-2015, 15:57 | #37 | |||||||||||||||||||||||
|
Meslektaşım, mahkemece verilecek kararın olumlu olacağı kanaatindeyim. Dosyada aldırılan bilirkişi raporu hukuki değerlendirmeye girmeksizin sadece hesaplama yapmış. Rapor karşı tarafa tebliğ edilseydi ve itiraz süresi geçmiş olsaydı karar verecekti. Dosyanın duruşması 28 Ocaktadır. Kararı buradan paylaşırım. |
05-02-2016, 15:56 | #38 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım Sonucun ne olduğu hakkında bilgi verebilirseniz çok memnun oluruz. Yeri gelmişken davayı perakende şirkete mi yoksa dağıtım şirketine mi yöneltiyorsunuz? |
08-02-2016, 15:09 | #39 |
|
T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2014/21428 K. 2015/17243 T. 4.11.2015 DAVA : Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı dağıtım şirketinin 2011 yılı 4. döneminden itibaren tüketim bedeline ek %15 oranında kayıp kaçak bedeli adı altında haksız tahsilat yaptığını belirterek, toplam 2.887,63TL'nin her bir fatura tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, görevli yargı merciinin idari yargı olduğunu, kayıp kaçak bedelinin EPDK Kurul Kararı gereği tüketicilerden tahsil edildiğini, dağıtım şirketinin tahsilde insiyatifinin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; kaçak kullanımın önlenmesinin davalı kurumun görevi olduğunu, kaçak kullanmayan aboneye bu yükün yüklenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 2.887,63TL'nin her bir faturanın tahsil tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.(TBK. 117 .maddesi) Somut olayda; davaya konu alacağın ödenmesi için davacı tarafından davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünü gösteren bir belge sunulmamıştır. Anılan nedenlerle mahkemece alacak miktarına ödeme tarihlerinden itibaren reeskont faiz işletilmesi isabetli bulunmamıştır. SONUÇ : Ancak, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK. 438/7 c2, 6100 sayılı Yasanın 370/2 ek 3/1 maddesi anlamında "Hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından hükmün birinci fıkrasında yer alan; " ... toplam 2.887,63-TL'nin her bir faturanın tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, " ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine "... toplam 2.887,63-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, " yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
08-02-2016, 15:14 | #40 |
|
T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2015/4990 K. 2015/17072 T. 3.11.2015 DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 03.11.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av.D..N.. geldi. Karşı taraf davacı vekili Av.H..E..K..geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: KARAR : Davacı vekili dilekçesinde, davalı şirketin müvekkili olan davacıdan kayıp kaçak bedeli adı altında haksız tahsilat yaptığını beyan ederek, 330.544,654 TL kayıp kaçak bedelinin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, alınan bedelin yürürlükteki mevzuata uygun olduğunu, bu davanın tarifeleri uygulamakla yükümlü davalıya değil, tarifeleri belirleyen EPDK'ya yöneltilmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının davasının kabulü ile ; 330.544,654 TL nin dava tarihi olan 21/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, verilen bu karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, 16.934.25 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 03.11.2015 günü oybirliğiyle karar verildi. |
09-02-2016, 12:27 | #41 | |||||||||||||||||||||||
|
Müvekkilden kayıp bedeli, iletim bedeli ve dağıtım bedeli olarak alınan bedellerin tahsiline yönelik açtığımız dava sonuçlanmış ve gerekçeli karar yazılmıştır. Mail adresi verirseniz öncelikle size ve isteyen diğer arkadaşlara gönderebilirim. Saygılarımla. |
09-02-2016, 13:50 | #42 |
|
|
09-02-2016, 14:04 | #43 |
|
Şirketler geriye dönük kaç yıllık elektrik kayıp kaçak bedelini talep edebilirler.
|
09-02-2016, 19:10 | #44 | |||||||||||||||||||||||
|
Son 10 senedeki bedellerin talep edildiğini duydum. Tabi bu durumda perakende şirketlerle birlikte ana dağıtım firmasına da davanın yöneltip yöneltilemeyeceği sorusu ortaya çıkıyor. |
13-02-2016, 13:42 | #45 |
|
Arkadaşlar merhaba, ortalık bu davalarla ilgili çok karışık herkes tedirgin ve ne olacağı belli değil. Ama büyük bir risk alarak ortalama 100 dava açtık ticaret mahkemesine ayrıca hakem heyetlerine müracaatlarımız başladı.
Bu davalarla ilgili dikkat ettiğimiz hususları siz değerli meslektaşlarımla paylaşmak istedim. Öncelikle tacir olan müvekkiller için 100tl üzerinden belirsiz alacak davası açtık. taleplerimiz alacak zaman aşımı olan 10 yıl üzerine, taraf konusunda bulunduğumuz bölge itibari ile enerjisa tedaş ve aracı firmaya yönelttik davamızı. Tedaş için dağıtım a.ş ye açarsanız faturayı biz kesmedik sorumlu perakende diyor. Perakendeye açarsanız dağıtım alıyor diyor. Enerjisa husumetten reddini talep ediyor. TRT payından dolayı dava trt ye ihbar ediliyor. yani şuan herşey karışık, zamana bırakırsak orada da meclis devreye giriyor. Bakalım sonuç ne olacak |
13-02-2016, 13:54 | #46 | |||||||||||||||||||||||
|
|
26-02-2016, 10:45 | #47 |
|
Merhaba sevgili meslektaşlarım bu davalar ile ilgili ben de müvekkil şirketler adına 5 tane dava açmış bulunmaktayım. Mümkünse kazanılmış yada kaybedilmiş davalarla ilgili gerekçeli kararları mail adresime atabilirseniz çok sevinirim. Benim için ciddi önem arz etmekte.
Av.M.E.A@outlook.com |
26-02-2016, 11:08 | #48 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın avkdeniz, kayıp kaçak bedelleri ve diğer kalemler fatura üzerinde belli ise o miktarlar üzerinden belirsiz alacak davası açmak veya HMK 109/2 de kaldırıldığına göre kısmi dava açmak daha doğru değil mi ? Belirsiz alacak davasında eğer faturada görünen kalemlerin toplam miktarından azsa hukuki yarar yokluğundan dava reddedilebilir sanırım. Hatta kısmi davanın hukuki nitelemenin nasıl yapılacağı belli olmadığından daha yerinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü mahkemece uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme mi sözleşmeye aykırılık mı olarak değerlendirileceği belli değil. Bu nedenle alacağın belli bir kısmını dava edip (örneğin 2006-2008 yılları arası) onun sonucuna göre bakiye miktarı talep etmek riski azaltır diye düşünüyorum. |
27-02-2016, 13:02 | #49 | |||||||||||||||||||||||
|
|
29-02-2016, 10:53 | #50 |
|
Söz konusu davaları belirsiz alcak davası açmamızın nedeni, 2011 öncesi bu kesintiler fatura asıl alacaklara gizlenmek suretiyle yapılmış. 2011 sonrasın da sıkıntı yok. Ayrıca bulunduğumuz yerde birebir takip ettiğimiz ve sonuçlanıp icra takibi ile alınan bedeller var. Yerel mahkemenin aleyhe kararını onaylayan yargıtayın sonra karar düzeltme ile tüketici leyhine çevirdiği karar mevcut. Aslında en büyük problem husumet yönünden idi oda yargıtayın kararı ile bertaraf oldu. Tüketicinin, kesintiyi yapan şirketi bilemeyeceğinden husumet yönünden, faturayı kesen, kesintileri alan şirketi müteselsil sorumlu yaptı. Aslında yargıtay davaları sadeleştirmeye başladı. Mahkemelerde bu kararlar üzerinden devam ediyor şimdilik.....
|
29-02-2016, 11:30 | #51 |
|
Belirsiz alacak davası açılabileceği konusunda bir tereddüt yok. Ancak afaki bir miktar üzerinden belirsiz alacak davası açılıp açılmayacağı konusu endişelendiriyor beni . Şimdiye kadar itiraz olmuş mu ona dair bilgimiz yok . Toplam fatura üzerinden tespit edilen miktar 1000,00 TL ise 100,00 TL üzerinden dava açılması durumunda hukuki yarar yokluğundan dava reddedilebilir diye düşünüyorum. Bu nedenle ben faturada tespit edilen toplam miktarı talep ederek belirsiz alacak davası açmak veya kısmi dava açmak seçeneğinden birini seçmeyi düşünüyorum. Daha çok da kısmi dava ağır basıyor. Tespit edilen miktar yaklaşık 2 milyon civarında dolayısıyla karşı vekalet ücretine de yol açmamamız gerekiyor.
|
29-02-2016, 13:38 | #52 |
|
belirsiz alacak davasını açma sebebimiz taleplerimiz içinde haksız kesintilerden alınan kdv ve trt payı da olduğundan bunların tarafımızdan bilinmesi ve hesaplamasının mümkün olmadığı, dolayısyla kesinti başlıkları altında ayrıştırarak toplamda düşük bedelle açıyoruz. Bilirkişi raporu geldiğinde isterseniz ek dava açabilirsiniz.Karşı taraf vekalet ücreti çıkmaması içğin şimdilik yapacağımız bu diyorum fakat risk alıp ıslah yapacağımız dosyalarda olacaktır. Gidişat ile ilgili bilgi paylaşırım.....
|
04-03-2016, 18:08 | #53 |
|
Husumet
Sayın Meslektaşlarım, husumeti perakende satış aş'ye yöneltmeden, sadece dağıtım şirketine yöneltmekte bir sakınca var mıdır? Yani örnek vermek gerekirse istanbul için müvekkil firma 2006 ve 2008 arası direkt dağıtım şirketinden(boğaziçi elektrik dağıtım a.ş) elektrik satın almış, 2008 ve 2016 arası ise elektriği enerjisa dan satın almış. Tespit ettiğim kadarıyla dağıtım şirketi ve perakende satış şirketi(enerjisa) 2008 ve 2016 yıllarından müteselsil sorumlu olacaktır. 2008 ve 2016 yılları için enerjisa ya(faturayı gönderen şirket) husumet yöneltmeden, 10 yıllık alacağın tamamını dağıtım şirketinden(bedaş) talep etmemde bir sakınca var mı?
|
09-03-2016, 14:03 | #54 |
|
Müvekkil şirket serbest tüketici olmasından dolayı mı istediği şirket ile sözleşme yapmıştır yoksa özelleştirmeden dolayı mı?
Özelleştirmeden dolayı ise dağıtım şirketinin sorumluluğu 2 yıllık bir süre ile sınırlı olduğu için ben sizin yerinize olsam direk olarak enerjisa ya dava açarım son 10 yıl için. Çünkü devralan enerjisa nın sorumluluğu sınırsızdır. Eğer ki serbest tüketici olmasından dolayı kendi isteği ile istediği şirket ile sözleşme imzalamış ise herbirine ayrı ayrı (Sözleşme sürelerne göre) dava açması daha uygun düşeceği kanaatindeyim. |
10-03-2016, 14:15 | #55 |
|
belirttiğiniz gibi geriye dönük 1 yıllık bilgi verilmektedir.
1-Belirsiz alacak davası açılabilir Yargıtay kabul etmektedir. 2-Ticari avans faizi talep edebilirsiniz, taraflar tacir 3-Faturayı düzenleyen ; Parekende satış firmasıdır bu sebeple bu firmaya karşı açın 4-Aboneliğin bulunduğu yerde açabilmektesiniz ancak burada firmanın şubesi yoksa merkezin olduğu yerde açın garanti olsun , hakimlerimiz bu konularda iş yükünü azaltmak için dosyayaı merkeze gönderiyor, tabi bazıları |
10-03-2016, 14:36 | #56 |
|
sevgili meslektaşlarım;
şirketler tarafından açılan kayıp kaçak bedeli ile ilgili elinde karar (kendisinin taraf olduğu) varsa, mail atabilir misiniz? şimdiden çok teşekkür ederim. manavgathukuk@yahoo.com |
11-03-2016, 13:18 | #57 | |||||||||||||||||||||||
|
CEVAP: Davalı vekili cevabında özetle, yetki, husumet ve görev itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir. YARGILAMA: Mahkememizce yapılan yargılamada; tarafların dilekçeleri, delilleri ve beyanları incelenmiş, elektrik mühendisi bilirkişiden dosya üzerinden bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan bilirkişi raporuna göre, 2006/7. Dönem ile 2015/06. Dönem arası son 10 yıllık dönemde davacı şirketten 149.390,27 TL kayıp kaçak bedeli ve 22.994,40 TL sayaç okuma bedeli olmak üzere toplam 172.384,67 TL bedelin tahsil edildiği, ancak bu kesintilerin usul ve mevzuata uygun olduğu belirtilmiştir. GEREKÇE: Dava; elektrik aboneliği sözleşmesi kapsamında tahsil edilen kayıp kaçak bedeli ile sayaç okuma bedelinin haksız olduğu iddiasına dayalı olarak iadesi istemine ilişkindir. Her ne kadar davalı taraf cevap dilekçesinde öncelikle görev, yetki ve husumet itirazında bulunmuş ise de, öncelikle sözleşmenin ifa yeri aboneliğin bulunduğu Yalova ili olması nedeniyle yetki itirazı, davanın niteliği ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre bu dava adli yargıda görülmesi gerektiğinden görev itirazı ve son olarak davalı CLK Uludağ Elektrik A.Ş.'nin TEDAŞ A.Ş.'den devraldığı işe ilişkin devir sözleşmesi ve ticari şirket devrine ilişkin TTK hükümleri uyarınca, davalı şirket kendisinden önceki TEDAŞ A.Ş.'nin tüm alacak ve borçlarını devraldığından, işbu davada devirden önceki dönemlere ait alacak bakımından da davalı şirkete husumet yöneltilebileceğinden, davalı şirketin bu hususta ancak TEDAŞ A.Ş.'ye kendisinin rücu hakkı bulunduğundan husumet itirazı yerinde görülmeyerek, davanın esasına ilişkin yargılamaya devam olunmuştur. Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, dosyada yer alan ve yukarıda özetlenen bilirkişi raporunda yapılan bu kesintilerin mevzuata uygun olduğu belirtilmiş ise de, bu hususta Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun içtihatları ile her ne kadar başlangıçta farklı kararlar vermekle birlikte Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin aynı yöndeki son içtihatları uyarınca, kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedelinin abonelerden tahsil edilmesinin abonelik sözleşmesi kapsamına göre haksız olduğu kabul edildiğinden, bilirkişi raporundaki aksi yöndeki görüşe itibar edilmemiş, davaya konu edilen alacağın iadesi uygun görülmüştür. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, tarafların abonelik sözleşmesi, fatura kayıtları ve davalı şirketin kayıtlarına göre, davacının son 10 yıl içinde yapmış olduğu ödemeler kapsamında 149.390,27 TL kayıp kaçak bedeli ve 22.994,40 TL sayaç okuma bedeli olmak üzere toplam 172.384,67 TL bedelin tahsil edildiği anlaşıldığından, alacak miktarının bu raporda belirtildiği kadar olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar dava dilekçesinde ödeme tarihlerinden itibaren temerrüt faizi talep edilmiş ise de, bu hususta da Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin içtihatları da esas alınarak, temerrüt dava ile oluştuğundan, dava tarihinden itibaren alacağa yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davanın KABULÜNE, ıslahla birlikte toplam 172.384,67 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten TAHSİLİ ile davacı şirkete ÖDENMESİNE, 2-Kabul edilen değer üzerinden hesaplanan 11.775,59 TL harçtan, peşin alınan 85,39 TL ile 2.858,60 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 8.831,60 TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına. 3-Davacı tarafından yapılan toplam 312,60 TL yargılama giderine, peşin alınan 85,39 TL ile 2.858,60 TL ıslah harcının da ilavesiyle toplam 3.256,59 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine, artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine. 4-Davacı vekili için kabul edilen değer üzerinden AAÜT'e göre hesaplanan 16.293,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine. Dair, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2016 |
11-03-2016, 13:51 | #58 |
|
Sayın uzer5613, eklemiş olduğunuz kararda sadece kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedeli talep edilmiş anladığım kadarıyla, ancak Yargıtay içtihatları gereği dağıtım bedeli, iletim sistemleri kullanma bedeli ve perakende satış hizmet bedeli de talep edilebiliyor. Sizin taraf olduğunuz veya bilgi sahibi olduğunuz bir dava ise neden bu kalemlerin talep edilmediği hakkında bilgi verebilir misiniz, bilmediğimiz hukuki bir gerekçesi var mı ? Yanlış yapmamak için sormak istedim.
|
14-03-2016, 13:17 | #59 |
|
Merhaba,
Bu zamana kadar Müvekkil Şirketler lehine açtığım davaları belirsiz alacak davası şeklinde açtık 1000 TL üzerinden. Davalı şirketler hukuki yarar itirazında bulundular. Ancak ben davanın 2 nedenle belirsiz alacak davası şeklinde açılması gerektiğini düşünüyorum. 1.si 2011- 2013 yılları dışında KK bedeli faturalarda ayrı kalem altında gösterilmiyordu. 2. si ise tüketiciden haksız şekilde tahsil olunan hangi bedeller. zira, sadece KK değil, dağıtım iletim, PSH, sayaç okuma bedeli Yargıtay kararlarında söylenmiş durumda. Davalar, henüz sonuçlanmamakla birlikte farklı farklı Bilirkişi Raporları ile karşılaştık. Kimi raporda, KDV hesaplamaya dahil edilmiş, kiminde Trt payı ve Belediye vergisi de haksız tahsil edilen bedeller arasında. Kimisinde yalnızca KK hesaplanmış diğerleri hesaplanmamış. Kimi ödeme tarhinden itibaren faiz işletmiş Açıkçası bu davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılması en doğru olduğu kanaatindeyim. Ancak bu durumda da davanın makul bir bedel üzerinden açılması gerekiyor YHGK kararları uyarınca. |
23-03-2016, 21:16 | #60 |
|
şirket dağıtım mı perakende satış mı
"ve son olarak davalı CLK Uludağ Elektrik A.Ş.'nin TEDAŞ A.Ş.'den devraldığı işe ilişkin devir sözleşmesi ve ticari şirket devrine ilişkin TTK hükümleri uyarınca, davalı şirket kendisinden önceki TEDAŞ A.Ş.'nin tüm alacak ve borçlarını devraldığından, işbu davada devirden önceki dönemlere ait alacak bakımından da davalı şirkete husumet yöneltilebileceğinden, davalı şirketin bu hususta ancak TEDAŞ A.Ş.'ye kendisinin rücu hakkı bulunduğundan husumet itirazı yerinde görülmeyerek, davanın esasına ilişkin yargılamaya devam olunmuştur."
Sayın meslektaşım UZER5613, buradaki şirket dağıtım şirketi mi perakende satış şirketi mi, çünkü 2013 öncesi perakende satış şirketi olmadığından perakende satış şirketi 2006 ile 2013 arasından da sorumlu tutuldu mu? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
elektrik aboneliği kendi üzerine olamayan kişş kaçak elektrik kullanma suçu işlemiş olur mu? | avukat ademoğlu | Meslektaşların Soruları | 2 | 28-05-2015 21:54 |
kaçak kayıp bedeli | av.asenaozdmr | Meslektaşların Soruları | 2 | 19-01-2015 13:55 |
Elektrik aboneliği ile kaçak elektrik kullanımı görevli mahkeme?? | Şükran Sultan | Meslektaşların Soruları | 3 | 16-05-2012 10:38 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |