|
Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için. |
Anket Sonucu: Ölüm cezasını onaylıyor musunuz? | |||
Evet | 379 | 44,64% | |
Hayır | 430 | 50,65% | |
Kararsız | 40 | 4,71% | |
Oy Verenler: 849. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 102) | |||
|
01-01-2007, 22:19 | #91 |
|
prensip olarak idama hayır
Ölüm cezası her yönüyle spesifik bir konu. Total bir yaklaşımla ölüm cezasını benimsemek veya karşı çıkmak en azından bir hukukçu olarak benim için çok zor. Zaten bu yüzden ankette en yakın seçenek olarak kararsız oy kullandım. Fakat prensip olarak ceza hukukunun üstadı İtalyan Czea Hukukçusu BECCERİA'nın dediği gibi "yeryüzündeki hiçbir ilahi kuvvet veya sosoyal yasa insana kendi hemcinsini boğazlama hakkını vermez"ilkesini benimsiyorum. Bununla birlikte özellikle ülkemizde yakın tarihte işlenen bazı suçlar bu konudaki prensibi sorgulamama da neden oluyor.Fakat yine de ceza infazının bir şekli olarak idm cezası son derece trajik ve incitici ,insana yakışmayan bir yöntem.Buram buram ilkel yaşamın klasik öç alma duygusunu hatırlatır.
|
02-01-2007, 20:52 | #92 |
|
toplumu failden korumanın tek yoluysa NEDEN OLMASIN
Muhakkak yaşama hakkı hukukça korunması gereken en temel değerdir fakat failin hayatta olması(mahkumiyet altında olsa dahi) bazı suç örgütleri için moral kaynağı ise burada toplumun yararı ön plana çıkmalıdır.Diğer bir deyişle failin yaşama hakkı toplumdaki bireylerin yaşama hakına karşı bir tehdit oluşturuyorsa "idama evet".
|
03-01-2007, 14:25 | #93 |
|
Gerçek adalet sağlandığı müddetçe idimada hayır, affada hayır
|
04-01-2007, 10:09 | #94 |
|
asmayalım da besleyelim o zaman...tecavüz etsinler,kasten adam öldürsünler,maçlardan sonra havaya ateş açıp elalemi vursunlar,adamın evine girip hem hırsızlık yapsınlar hem de boğazlasınlar,çantasını almak için metrelerce sürüklesinler, sonra da yaşam hakkı en kutsal hak olsun.peki mağdurların yaşam hakkı yok muydu? peki bu suçluarı asmayalım, idama hayır diyenler de bunlara evlerini açsın ömür boyu beslesin topluma kazandırmak için çabalasınlar, iş versinler aş versinler, evlendirsinler onları ceplerine de para koysunlar nasılsa mağdur hakları diye bir müessese yok
|
05-01-2007, 17:17 | #95 |
|
İdama karşı olmak da, desteklemek de bir görüştür ama hukuki bir tartışmada 'idama karşı olmayı' tecavüzcüler, hırsızlar,adam öldürenler vs. serbestçe suç işlesinler gibi bir görüşe indirgemek çok da doğru değil.
Şu nedenlerle idam cezasına karşıyım; -Hukuk insan tarafından uygulanan ve hata yapmanın mümkün olduğu bir alan olup, bunu da kabul eder ve bu nedenle 'yargılamanın yenilenmesi' gibi müesseler geliştirmiştir. Ceza Hukuku tarihi masumluğunu seneler sonra kanıtlayan birçok insanla doludur ve idam cezası yargılamadaki hiçbir hatanın telafi edilemeyeceği bir cezadır. -Suç işleyen bir kimse bir hakkı ihlal etmiştir ve devletin görevi, yine yasalar çerçevesinde hak ihlal edeni cezalandırmak, hakkı yenenin hakkını teslim etmektir ama bunları yaparken devletin bir başka hakkı hem de en temel insan hakkı olan yaşama hakkını ihlal etme yetkisi yoktur. Cezaların yetersizliği, aflarla cezaların caydırıcılığının kalmadığı, infaz kanunlarındaki boşluklar nedeniyle suçların yaptırımsız kaldığı bir gerçektir ama devletin görevi bu hukuk aksaklıklarını gidererek etkin bir ceza yargılama sistemi getirmektir. Yoksa, biz adam gibi ceza veremiyoruz, o zaman asalım gitsin demek devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz diye düşünüyorum. Bu bir anlamda'yanlışı yanlışla düzeltmektir' ki,iki yanlış hiçbir zaman bir doğru etmez. -Mağdur hakları da en az sanık hakları kadar önemlidir ve hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmek, insan hakları bağlamında mağdur haklarını da gerçekleştirmektir. -İdam cezası verilecek suçlarda kriter ne olmalıdır? Toplumsal sonuçları bakımından bir bankanın içini boşaltmak, milyonlarca dolarlık yolsuzluklar,büyük kamu ihalelerine fesat karıştırmak da en az adam öldürme veya tecavüz suçu kadar yıkıcıdır ve etkileri geniştir. Bu suçlara da idam cezası uygulamalı mıyız? Cinaayetle yargılanan bir kimse ipe giderken, bu ülkenin parasını haksız olarak sahiplenen ve belki de binlerce çocuğun eğitim hakkını, düzgün beslenme hakkını elinden alan birisini asmamak adil midir? Kısaca,suç işleyen herkesin hak ettiği cezayı çekmesini istemekle birlikte idam cezasına karşıyım, bu cezayı destekleyen meslektaşlarımın da görüşlerine saygı duyuyorum. |
05-01-2007, 17:46 | #96 |
|
Saddam Hüseyin'in idam görüntülerinin an be an televizyon ekranlarından yayınlanmasından sonra, artık netlikle ifade edebilirim ki ( Ankette kararsızım oyu kullanmıştım ) idam cezasına karşıyım. Kişiyi idam cezasına götüren suçlar ne kadar ağır olursa olsun, idam cezası bence tek kelime ile bir vahşet. Bir ya da birkaç cellat bir insanı asıyorlar veya kurşuna diziyorlar veya zehirli iğne ile zehirliyorlar. Yazması bile korkunç. Barbarlık, ilkellik, içine kötülüğün karıştığı bir şey. Ne derseniz deyin işte. Kanı kanla yıkamak gibi. Oysa kan sadece su ile temizlenir değil mi?Yaşadığımız çağ da yaşam hakkının,insan onurunun, temel hak ve özgürlüklerin zirveye ulaştığı bilgi çağı. İdam cezası 2007 yılına hiç yakışmıyor. İşlediği suç ne olursa olsun bir insana bundan daha fazla bir kötülük yapılabilir mi acaba? Saddam Hüseyin idam edilmeden önce cellatların arasındayken yüz ifadelerini, mimiklerini izledim dikkatle. Cellatlar ona ne yapacaklarını anlatıyorlardı ve o dünyanın en çaresiz, en bahtsız insanıydı o anda. Bu satırları Saddam Hüseyin sempatizanı olduğum için yazmıyorum. Sadece böyle bir ceza olmaz, olmamalı diyorum. İdam cezası hükümlüsüne iki kere ceza veriliyor bence. 1- İdama giderken çektiği yoğun acı, çaresizlik, keder, hatta örneğimizde olduğu gibi aşağılanma 2- İdam cezasının ta kendisi yani öldürmek, yaşayan bir varlığı hukuk çerçevesinde insan eli ile ölü haline getirmek. İdam cezası, en temel hak olan yaşam hakkının, hukukun arkasına saklanarak, devlet eliyle ihlal edilmesidir. Cezanın temel amaçları, iyileştirme, topluma kazandırma, failin ıslahı değil midir? Bir ölü nasıl iyileştirmeye tabi tutulabilir? Kısasın ve öç almanın ortaçağda kaldığını düşünmek istiyorum. İyi ki mevzuatımızda idam cezası yok. Yaptığımız nadir iyi işlerden biri idam cezasını kaldırmak olmuş.
|
07-01-2007, 14:46 | #97 |
|
Devletin, ceza hukuku açısından bireylere verdiği cezaların, bireyle devlet arasında yapılan sosyal sözleşmeden kaynaklandığı savunulmaktadır. İdam cezası bu sözleşmeye göre değerlendirildiğinde kesinlikle onaylanamayacak derecede ağır bir cezadır. Şöyleki; Yaşam hakkı insan haklarının en üstünde yer alır. Bu bağlamda, yaşam hakkı devredilemeyecek derecede üstün bir haktır. Bundan dolayı sosyal sözleşme ile böyle bir hakkın devri söz konusu olamayacağından idam cezası uygulanamaz bir cezadır.
|
07-01-2007, 14:48 | #98 |
|
Hayır Onaylanamaz
Devletin, ceza hukuku açısından bireylere verdiği cezaların, bireyle devlet arasında yapılan sosyal sözleşmeden kaynaklandığı savunulmaktadır. İdam cezası bu sözleşmeye göre değerlendirildiğinde kesinlikle onaylanamayacak derecede ağır bir cezadır. Şöyleki; Yaşam hakkı insan haklarının en üstünde yer alır. Bu bağlamda, yaşam hakkı devredilemeyecek derecede üstün bir haktır. Bundan dolayı sosyal sözleşme ile böyle bir hakkın devri söz konusu olamayacağından idam cezası uygulanamaz bir cezadır.
|
07-01-2007, 15:55 | #99 |
|
çağdaş hukuk sistemlerinin idama karşı olması,modern hukuk devletlerinin bu türlü bir cezaya bakış açısı, idamın her insanın yaşama hakkına sahip olması gibi kavramlarla açıklamak benim aklıma şu soryu getiriyor: bugün amerika da herkesin bildiği gibi İdam bir yaptırım türü (her eyalette olmasa bile) ve amerika bugün çağdaş ve modern bir devlet olarak tanınıyor VE ırak daha yeni bir idama sahne oldu ve amerika kadar demokratik, çağdaş bir hukuk devleti değil(!).... bir tarafta demokratik olduğunu ve kendi sınırları dışında da bu misyonunu her defasında yayma çabası içine giren amerika mı yoksa amerikanın demokrasi getirmeye çabaladığı ırak mı daha yobaz yada daha çağdaş ,insan haklarına daha saygılı yada insan hakkının olmadığı bir yer mi hangisi hukukun evrensel ilkelerine daha bağlı yani İdam'ı çağdaş olmakla yada anti demokratiklikle açıklamamız birazcık zor gibi geliyor bana caydırıcılık kavramının ceza hukuku yada infaz hukukunun olmazsa olmazı olduğunu düşünen biriyim bu anlamda toplumda özellikle son zamanlarda belli suçlar öne çıkmış, bu suçların zanlıları yada hükümlüleri aldıkları cezaları çekip tekrar sosyal yaşama katıldıklarında belli ki topluma kazandırılamamışlar ki tekrar suç işlemekten hicap duymuyorlar.... böyle bir ortamda bu süreci gözleyen insanlar artık adalet sistemini sorgulayamaya, bu düzenin toplum içindeki refahı ve hak anlayışını açıklamakta aciz kaldığını düşünecekler... işte tam bu noktada linçler karakol ve hastane basmalar( ki şüpheli veya sanık işledikleri ve toplumda hoş karşılanmayan bir suç ile ilgili akli melekelerinin yerinde olup olmadığı konusunda gözlem altına alındığı yer ve herkesin denediği bir yol.. en akıllısının bile (!) ) bu durumlarla karşı karşıya geleceğiz bazen gelebiliyoruz ve ilerde de sık sık karşılaşacağız.. bütün bunlardan sonra ne çağdaşlıkla ne de yobazlıkla açıklanabilinen idamı; cezai bir müeyyide olarak gündemimize almak herhalde çağdaş veya yobaz olmamıza veya insan haklarını ayaklar altına almamıza yol açmayacaktır ... |
07-01-2007, 18:14 | #100 |
|
medya işi ister istemez duygusallaştırdı
30 aralık sabahı televizyonu açtığımda saddamın idam görüntüleriyle karşılaştım ve açıkcası çok etkilendim..Bunu canilik olarak gördüm..Eğer saddam hüseyinin idam görüntülerini tv göstermeseydi, sadece idam edildi diye haber verilseydi insanlar bu kadar etkilenmeyecekti..Belki de hakettiği cezayı buldu diyecektik..İdam sehpasına giderken soğukkanlı oluşu,cellatların ölümüne dakikalar kalan birine cehenneme git diye tepki vermesi biz insanları daha da üzdü..Aslında olaya objektif bakmak gerekir..Damatlarını bile idam ettiren,yüzlerce insanın ölümüne sebep olan bu insanın elbette yağla balla beslenmesi beklenemezdi..Olaya hukuki yönden bakacak olursak saddam insanlığa karşı suç işledi için idam edildi..Peki idam da insanlığa karşı bir suç değil midir..Elbette ki evet..Bunun çözümü şu olmalı..İdam elbette olmamalı..Ama cezalar gerçek anlamda caydırıcı olmalıdır..selamlar...
|
09-01-2007, 21:16 | #101 |
|
olum cezasını onaylamakla onaylamamk arasndayım
oncelıkle bu konunun gundemıne sanırım saddam huseyının ıdamı ve ıdamın goruntulenmesı oturacaktır.genel dusunuldugunde bence ceza verılmesının amacı arkadaslarımında dedıgı gıbı caydırıcılık topluma kazandırma cabasıdır.pekı adamı ıdam ettıgınızde topluma bu ne kazandırmıs olacak?bırını boyle yok ettınız.ama bunun gıbı agır sucların mahkumları bırden cok.herbırını ıdam edemezsınız kı.ama bır yandan da sole dusunuyorum.saddam ornegınden yola cıkarak.zaten bu adam toplumu alt ust etmıs.mılyonlarca kısının canına kıymıs.bunu coktan hakettı.fakat her ne olursa olsun bunun goruntulenmesı cok yanlıs.ergen bıle ızledıgınde etkılenıyor.netıcede toplumumzda bu cezanın kalkmıs olması bence yınede ıcımızı rahatlatacak bır durum.adam omru boyu hapıste surunsun.ısterse caymasın suc ıslemekten.turk vatandası olmasına bınayen yasamına bu sekılde hurmet edılsın dımı ama.oldurmek canılık gıbı gelıyor bana
|
12-01-2007, 16:29 | #102 |
|
İdama Kesİnlİkle Hayir Dİyorum
iDAMA HAYIR DİYEN ARKADAŞLARIMIZIN TÜM GEREKÇELERİNE BEN DE KATILIYORUM VE KESİNLİKLE HUKUKÇU BİR KİMSENİN İDAMA SAVUNUYOR OLMASINI ANLIYAMIYORUM. BENCE iDAMIN HİÇBİR ŞEKİLDE GEREKÇESİ OLAMAZ.ALLAHIN VERDİĞİ CANI ANCAK ALLAH ALIR.EĞER BİRİLERİ BU EVRENSEL İLKEYE KARŞI GELİYORSA ÖNCE KENDİ YASALARIMIZI ETKİN KULLANARAK GERİ DÖNÜŞÜ OLABİLECEK ŞEKİLDE CEZALARINI VERELİM YOKSA BİZ DE "İDAM" ADI ALTINDA İNSAN ÖLDÜRÜRSEK KATİLDEN NE FARKIMIZ OLUR? BİNLERCE KADIN VE ÇOCUĞUN KATİLİ SADDAMIN İNFAZINA BİLE ÜZÜLDÜM
|
16-01-2007, 21:06 | #103 |
|
Hayır
Suçluyu kazıyın altından insan çıkar diyorlar. Hayır. bazen de "boş" çıkıyor.
Çok gerekçelerle idama evet demek mümkün ise de, nedense idamı hiç tasvip edemedim. |
17-01-2007, 10:32 | #104 |
|
slm
Anketi hayır diye cevapladım.Ortada okadar çok suçlu varki; Hiç olmasa ortam ne güzel olur.Geçen gün internette bir idam gördüm. Bu olay beni çok üzdü.Suç işlerken asılsın diye konuştuğumuz insanların bu şekil idam edilmelerini onaylamıyorum. İdamın kaldırılıp acı çekip işkence edilmeden uykuda bir iğne ile ölümleri en azından daha iyidir sanırım.Suçlular cezalarını çekmeli ama işkenceyle değil. Saygılar
|
17-01-2007, 13:52 | #105 |
|
idama EVET !!!
İdam cezasının caydırıcılığı büyüktür, hele 3-5 yıl yatıp daha sonra af çıkan bu ülkede bir gerekliliktir...Ölüme giderkenki korku müebbet hapise giderkenki korkunun yanında bir hiç kalır. Bu kişiye verilebilecek en ağır cezadır...Dolayısıyla gerektiren suçlarda idama EVET !
|
17-01-2007, 15:13 | #106 |
|
görüş
Sevgili arkadaşlar;
Hukuk literatürünün en önemli konularından biri hakkında her dönem tartışılmış ve her dönem iki ayrı kutup ortaya çıkmıştır. Ceza Hukukunun amacı ve gelişim sürecine göre bu konuya verilen cevaplar da değişmiştir. Herkesin de belirttiği gibi çağdaş ceza hukukunun öncelikli amacı suçluyu rehabilite ederek, cezasını tamamladıktan sonra topluma adapte olabilmesini sağlamaktır. Sayılan diğer amaçlar ise çağdaş ceza hukukunun ikincil amaçlarını oluşturur. Elbetteki yaşam hakkı en kutsal ve en değerli haktır. Kaybı halinde geri dönüşü mümkün olmayan diğer hakların kullanılmasının esas itibariyle kullanılma şartı da diyebiliriz. Bu sebepledir ki idam cezasının uygulanması halinde hata yapıldığı anlaşılırsa geri dönüşü mümkün olmayacak bir hata ile karşı karşıya kalınacaktır. Olayın bu yönü de çok önemli. Bu itibarla bir cinayet söz konusu olduğunda sağ kalan olarak failin yaşam hakkı her şeyin üstünde tutulmaktadır. Eylemin mutlaka bir cezai karşılığı olacaktır ama insan olarak kişinin yaşam hakkına veya temel insan haklarına halel getirmeyecek şekilde kişi cezai müeyyide ile karşılaşırken sonunda da rehabilite olacaktır. Konu hukuk camiası dışında da her daim tartışılan ve ilgi duyulan bir konudur. Özelikle sinema endüstrisi açısından. Yalnız benim dikkat ettiğim; konuya daima tek yönden bakıldığı, hep sağ kalanın (failin) penceresinin açık tutulduğudur. Filmlerde bile bu böyledir. Fail cezasını çekmekte iken hakkındaki idam kararı valinin masası üstündedir. Bu süreçte idam karşıtları bir dolu gösteriler yapmaktadır. Vali idamı onaylar. Ve bundan sonra hükümlünün geçirdiği psikolojik travma ayrıntılı ayrıntılı anlatılır. Finalde ise çok acıklı bir idam sahnesi izleriz. Diğer pencere ise hafifçe aralanmakta ve üstünkörü değerlendirilmektedir. Sağ kalanın korunmaya muhtaç bir yaşam hakkı olduğu muhakkaktır. Ve fakat maktulün elinden alınan yaşam hakkı ve maktulün arkasında bıraktığı kişilerin psikolojik durumu da önemlidir. Sayın Armağan Konyalı’nın verdiği örnek çok çarpıcı ve yürek burkuyor. Bu bağlamda olayın maktulün yakınları bakımından da moral ve psikolojik açıdan değerlendirilmesi ; failin yaşam hakkı ile ölenin yaşam hakkı ve geride kalanların haklarına yapılan saldırı arasında bir ölçünün tutturulmasını kıstas olarak kabul ediyorum. Meslek icabı da olsa siz cebindeki 57YTL için boğazı iki cani tarafından kesilen gencecik birinin ailesi ile veya onun 3 yaşındaki oğluyla yüzyüze geldiniz mi? Size hukuki durumu sorduklarında ; efendim yaşam hakkı kutsaldır bunun yanında insan hakları da vardır bunlardan sonuna kadar yararlanacaktır, müeebet alır veya üst sınırdan ceza alır dediğinizde , aslında siz faillerin aldıkları cezanın kuşa döneceğini bilmenize rağmen o insanlara bunu söyleyemek istemessiniz. Evet bizler hukukçuyuz, olayın içeriği ile değil hukuki değerlendirmesi ile ilgilenir ve mevzuata göre hukuki değerlendirme yaparız ama bu hukuk sorunu açısından olayın moral yönünü ve toplumda olaya karşı verilen tepkiyi de cezayı belirlerken göz ardı etmemeliyiz. Bunu göz ardı ettiğimiz zaman cezanın sırf rehabilitasyon amaçlı olduğu sonucu çıkar. Oysa ki suç işlenmesini önleme (caydırıcılık) unsurunu yok saymamak gerekir. En önemli nokta ise toplumda kaybolmaması gereken adalete olan inançtır, adalet duygusudur. Adalet duygusunun getirdiği hem bireysel hem de toplumsal tatmin hissidir. Toplumsal sözleşmeden beri devlete bazı hizmetleri sağlaması karşılığı olarak peşinen yönetme hakkını devrettiğimiz vurgulanır durur. Hizmetlerin en önemlisi de güvenlik olsa gerek. Bu bakımdan bana göre Devletin haksız olarak öldürülen her kişi açısından sorumluluğu vardır. Kişiyi koruyamamıştır. Devletin her fail açısından da sorumluluğu vardır çünkü kişiyi eğitememiştir. Maktul yakınları açısından da sorumluluğu vardır çünkü onların adalet duygularını tatmin edememiştir. Bunun tabii sonucu olarak da adalet duygusu kaybolanlar kendi adaletlerini kendilerini uygulamaya karar verir ve linç eylemleri artar. Şu an için memleketteki durum da böyledir. Bir diğer önemli nokta ise şahsi görüşüm olarak söylüyorum infaz kurumlarının rehabilite edici niteliğinin bulunmadığıdır. Maalesef ülkemizin cezaevleri bana göre hükümlüyü rehabilite edecek ve onu topluma kazandıracak donanıma sahip değil. Kaldı ki cezasını çekerken kimin rehabilite olup kimin daha da beter olduğuna kim karar vermektedir. Hükümlülerin bu durumları kimin gözetimindedir. Bizde cezasını çeken herkesin cezasını çekip bitirdiği anda peşinen rehabilite olduğu kabul edilir. Oysa bir insan 40 yıl yatsa da rehabilite olmayabilir. Peşinen rehabilite olduğu kabul olunan ve aslında rehabilite olmamış birinin topluma salıverilmesi ne derece doğrudur. Bunun yanında Devletin düzeni sağlama, huzur ve güveni tesis etme gibi kamu yararı olan hususları da cezayı tayin ederken es geçmemesi gerektiği kanaatindeyim. Bu bakımdan cinayetlerin işleniş biçimi açısından bir tanzime gitmek ve ona göre cezayı belirlemek en doğrusu olacaktır. Kimi arabasına atlar, memleket turu atarken zevk veya skor olsun diye adam öldürür veya aşağılık arzularını tatmin için kız çocuklarına iğrenç tecavüzünü yapıp onları yakar ve gömer; bunlar canidir. Kimi bir anlaşmazlık sebebiyle o veya bu sebeple haksız cana kıyar, düşmanını öldürür, sevgilisine yan bakanı keser; bunlar da affedilmeyecek katildir. Kimi hafif veya ağır tahrike gelerek hayatında belki ilk hatasını yaparak adam öldürür veya başka çaresi kalmayarak adam öldürmek zorunda kalır ; bunlar hem katil hem de talihsizdir. Bu sebeple ben canileri idam et, affedilmeyecek katillere salıverilmemek üzere müebbet, katil ve talihsiz olanları da rehabilite et diyenlerdenim. Bu nedenle idama kısmen EVET. Saygılarımla….. |
19-01-2007, 11:22 | #107 |
|
idam edilmeyi hak eden var etmeyen var,bence bazı suçlarda idama EVET!
|
22-01-2007, 14:33 | #108 |
|
ceza vermenin amacı ıslah ise idam cezası "bunun ıslah olması mümkün değil" denilen birine uygulanmalı. peki buna kim nasıl karar verecek. bilimsel verilere göre iyileşemez denilen kanser hastalarının bile iyileşebildiği dikkate alınırsa vicdani verilere göre bunu söylemek çok zor olsa gerek.
caydırıcılık açısından düşündüğümüzde ise idam cezası var iken ve uygulanırken de yine suç işleniyordu. diyebilirsinizki illaki olacak ama daha az olur. bence bu da yanlış. cezası idam olan bir suçun faili zaten bu fiil işlemeden ölümü göze almıştır bence. empati yaptığımda benim bir suçu işlememe kendimi inandırdığım zaman idam çok engel olmaz gibi geliyor. ama cezaevi koşullarına baktığımda müebbet hapis ise cennet gibi geliyor. cezaevlerinin suçluların profesyonelleşmesi ve rahatı için değil ıslahı için yeniden yapılandırılması idam cezasının olup olmamasından bence daha önemli. |
22-01-2007, 15:01 | #109 |
|
İdam cezasına, caydrıcı olması nedeniyle evet diyorum.İdam cezası ne kadar kötü bir cezada olsa da toplumların sağlıklı yapısı açısından en azından varlığının olması gerekir. Bazı etken nedenlerle toplumun yapısı bozuluyor ve buna mukabil suçlar artıyorsa caydırıcı bir takım cezaların olması gerekir. Var olan yürürlükteki cezai kanuunlar suuçların önlenmesine yetersiz kalıyor ve hatta teşvik ediyorsa en azından idamın kağıt üzerinde kalması gerekir. Ancak cezai müeyyideler suçları önleyici nitelikte ise idamada gerek olmayabilir. Özellikle ekonominin yetersiz olduğu toplumlarda suçlar diğer yardımcı etkenlerle (eğitimsizlik, medyanın olumsuz yayınları, batıl inançlar, kötü arkadaş çevresi vs.) birlikte suçlarda artmaktadır. Bu suçların karşılığında verilen cezalarda etkisiz olunca maalesef suçlar artmaktadır. Dolayısıyla suçları önlemekte mümkün olmamaktadır. Dolayısıyla İdam cezasının olmaması için; ekonominin gelişmiş olmasının yanında aile yapısının sağlıklı olması, cezaların caydırıcı olması, eğitim seviyesinin yükseltilmesi gerekir. İdam cezasının varlığının olması yanında uygulamasına dikkat edilmesi gerekiyor. Bir sanığın suçu kesin dellilere dayanılmadan idam cezasının verilmesi de doğru değilidir. Nitekim ABD'e idam cezasına çarptırılan bazı hükümlülerin daha sonra suçsuz oldukları ortaya çıkıyor. bunu önlemek için mahkemelerimizin kesin delillere ulaştıktan sonra bu cezayı vermeleri gerekir.
|
22-01-2007, 17:29 | #110 |
|
aradaki fark işte önemli nokta
ölüm cezası ayni bi insanın canına kıymak.düşünün bi insan bir cok insanın canına kıydı.onları katletti.ve bunu yaparken içinde hiç acıma duygusu yoktu.fakat gun geldi bu insan adaletin kollarına duştu.adil bir yargılama sonucunda bu insan ölüm cezasına carptırıldı.ve idam edildi.peki bizim o insandan ne farkımız kaldı.o belki bir cok insan oldurdu acımasızca pek bizde onun canını alırsak bizim katilden ne farkımız kalır.verilen ceza ile zanlının yaptıgı suç arasında bi fark olmalı.diger bi açıdan bakılacak olursa omur boyu hapis cezası o insan için verilebileck en iyi ve en makul cezadır.hukuk ile zanlı arasında bi fark olur.
|
22-01-2007, 17:45 | #111 |
|
idam cezasına evet
idam cezasına evet diyorum ama önemli olan bu cezanın hangi suş tiplerine uygulanacagıdır.siyasi suçlarda idam cezasına karşıyım ama inasanlığa karşı yapılmış suçlarda idamı destekliyorum.idam cezasının telafisi mümkün olmayan suçlardan birisi ama şöyle bir düşününce hangi cezanın telafisi var,30 yıl yatmış bir insana pardon diyip serbest bırakınca ve yüklü bir tazminat ödeyince telafi mi etmiş oluyoruz.şu yolu seçebiliriz belkide idam cezasını çok az suç tipine uygulamalıyız ve bu cezanın verilebilmesinide kesin delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde suçlu bulunursa ozaman idam cezasını uygulamak yerinde olacaktır....
|
23-01-2007, 17:06 | #112 |
|
Başka bir sitede yazdığım yazıları buraya aynen aktarıyorum.
İdam olmalı mı? Hemen evet demek insana zor geliyor. Zira insanın insancıllık hislerini rencide ediyor. Değil bir insanın ölmesini, kılına bile zarar gelmesini istemiyor bu hisler. KEŞKE diyoruz, kimseye zarar vermeden, insanları eğiterek, psikolojik sorunlarını çözerek halletsek. Kana kan, dişe dişle değil, insanları topluma kazandırarak,onları öldürerek değil. KEŞKE hakikaten bu mümkün olsa. Yani insanlara eğitim vererek, psikolojik sorunlarını düzelterek, yaptıkları yanlışlıklardan vazgeçirmek mümkün olsa. Bu konuya biraz zaman ayırıp, sadece son 24 saat içerisinde dünyada neler olduğuna bir bakın, insanların neler yaptığına, neler yapabildiğine. İnsanın, insanlıktan çıktıktan sonra nasıl vahşileştiğine, canavar hayvandan da hayvan olabildiğine, vicdanının tefessüh ederek ne hale gelebildiğine. Ve şöyle düşünün: Masumların hukukunu çiğneyen bir zalimi cezalandırmak ve mazlum hayvanları parçalayan bir canavarı öldürmek, adâlet içinde mazlumlara bin rahmettir. Ve o zalimi afvetmek ve canavarı serbest bırakmak, bir tek yolsuz merhamete mukabil yüzer bîçarelere yüzer merhametsizliktir. Ve eski Mecelle'den şu ana kuralı düşünün: "Hayr-ı kesîr için, şerr-i kalil kabul edilir(Çok hayır için, az şer kabul edilir)". Eğer şerr-i kalil (az şer) olmamak için, hayr-ı kesîri (çok hayrı) intac eden (netice veren) bir şer terkedilse; o vakit şerr-i kesîr(çok şer) irtikâb edilmiş olur. Meselâ: Savaşa asker göndermekte elbette bazı cüz'î ve maddî ve bedenî zarar ve şer olur. Fakat o savaşta hayr-ı kesîr var ki, Vatan düşmanın istilasından kurtulur. Eğer o şerr-i kalil (az şer) için savaş terkedilse, o vakit hayr-ı kesîr(çok hayır) gittikten sonra şerr-i kesîr(çok şer) gelir. O tam bir zulümdür. Hem meselâ: Kangren olmuş ve kesilmesi lâzım gelen bir parmağın kesilmesi hayırdır, iyidir; halbuki görünüşte bir şerdir. Parmak kesilmezse, el kesilir; daha büyük bir şer olur. Parmağı kurtarmak mümkün olsa, tabiki kurtarmak gerekir, kesmek değil. Ama ya parmağı kurtarmak mümkün değilse... Ne dersiniz, şimdi parmağı kesmeli miyiz? ****** Hepimiz barış dolu bir dünya istiyoruz. Devletler,insanlar birbirlerine saldırmasın... Hukuklar çiğnenmesin... Herkes kardeş gibi olsun, gülücükler dağıtsın...falan, filan. Hadi bunu gerçekleştirelim. Savaşlar olmasın... Madem savaş istemiyoruz,askeri gücümüzü azaltalım. Tanka, tüfeğe, askere ne ihtiyacımız var ki. Biz barış dolu bir dünya istiyoruz. Hem bize saldıran bir ülke olursa... Yazık, öldürmeyelim onların askerlerini. İnsan hayatı çok değerli. Biz barış istiyoruz. Sonra bize saldıran kişilere psikolojik tedavi veririz. Doğruyu anlatırız, onları ıslah ederiz. Eğer biz de onları öldürürsek... Katil oluruz. Hele devletimizin tankıyla, tüfeğiyle olmasını istersek, devletimiz katil olur. Katil bir devlette yaşayamayız................. Mümkün mü peki bunlar? Gözünü kan bürümüş, insanlıktan fersahlarca uzaklaşmış, kendi menfaatinden başka hiçbir hak ve hukuku tanımayan bir insan... elinde silahla vatanı istila etmek için herkesi öldürmeyi göze alan bir düşman askerinden ne farkı var. Belki birinci örnekteki kişi ikincisinden daha da tehlikelidir. Ne de olsa düşman askerini dizginleyecek bir komutanı olabilir. Hem karşımızda durur, düşman olduğunu biliriz. Ancak içimizden biri, hareketlerini dizginleyecek kokuşmuş vicdanından başka hiçbir engeli kalmazsa neler yapabilir, bu haliyle düşman askerinden daha tehlikeli değil midir? Onu öldürmek katillik midir? Vahşet midir? Bir insanı öldürmekteki amaç sırf eza vermek, işkence etmek, kendi aşağılık menfaatini korumak olursa buna CİNAYET, failine de KATİL denir. Peki örneklerdeki kişileri öldürmek cinayet midir, öldürenler katil midir? Bir düşünün. |
26-01-2007, 16:10 | #113 |
|
Cezanın asıl amacı caydırıcılıktır.Ama öyle bazı suçlular var ki işlediği suçtan vazgeçmesi,pişmanlık duyması imkan dahilinde değil.Adam hapisten felan korkmuyor ki.Hiç bir şeyin fayda etmediği bu noktada ne yapacaksın bu insanı?Bırakalım içeri girip çıkıp aynı şeyi yeniden mi yapsın?Bence idamın da gerekli olduğu bazı suçlar ve suçlular olabilir.Ama bu o kadar hassas bir konu ki böyle bir ceza düzenlenecek olsa çok titiz davranılmalı.Başvurulacak son çözüm olmalı.Tamam ilk bakışta idam insanlık dışı bir uygulama gibi görülebilir.Ama bazı suçlarda da suçlunun hayatta kalması daha da insanlık dışı sonuçlara neden olmuyor mu zaman içinde?
|
26-01-2007, 21:27 | #114 |
|
idam cezası olmalı
evet,idam cezasını onaylıyodum. Dünyada demokratik hukuk devletlerine bakılırsa örneğin AMERİKA idam olduğunu görürüz. Ben idamın varlığının gereklerine çeşitli gerekçe sunabilirim ama; olmamasını isteyenler ya insanlık dışı bulurlar ya da insan hakları derler . Ama bazı suçlu tipi vardır ki ıslah olmaz. Cezanın asıl amacı ıslahtır. Islah olmuyor ise idamda bir ceza türüdür. İdam ise ıslah olamayan suçluya karşı savunma mekanizmasıdır. Yani toplumu suçluya karşı korumaktır. Klasik okul kurucularından Beccaria ve Bentham da görüşlerimi destekler niteliktedir. Sadece kendinizi mağdur ailesi yerine koyunuz. İdam olmalı ıslah olmadığı sürece.
|
27-01-2007, 13:22 | #115 |
|
belli durumlarda EVET
eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin çok net bir şekilde belli olduğu durumlarda , ve eylem toplumda infial yaratcak durumda ise ( küçüğe tecavüz ve öldürme olayında olduğu gibi) idama karşı olmayı anlayamıyorum. küçücük bir çocuğa yaşam hakkı tanımayana biz neden yaşam hakkı tanıyoruz ki. pedofili dediğimiz küçüklere karşı cinsel istek duyanların tedavisinin mümkün olmadığını uzmanlar söylüyor. şimdi küçüğe tecavüz edip öldüren bir pedofilinin topluma kazandırılma amacıyla idama karşı olmak saçma ve yersiz dir. her 10 yılda af yasalarının çıktığı bir ülkede müebbet ceza verilmesi kamu vicdanını rahatlatmadığı gibi insanları daha rahat suç işlemeye teşvik ediyor.
|
27-01-2007, 13:51 | #116 |
|
idam cezası olması gereken bir cezadır. iflah olmaz suçlular için ve vicdanların rahatsız olduğu bazı suçlar için bence olmalıdır. 18 aylık bebeğe yapılan saldırı gibi veya binlerce kişiyi gözünü kırpmadan katilller için ve zevk için insanlara eziyet edenler için bence idam cezası olmalı çünkü kısasda hayat vardır. ve aslında ben verilen en güzel cezanın insanın şahsına uygulanacak ceza olduğuna inanırım günümüzde ABD bile idam cezası vardır. bu soruyu vicdanlara sormak gerekir. ateş düştüğü yeri yakar az evvel dediğim gibi bir cani istersen ağırlaştırılmış müebbet verin o kişi için bu bence çeza değildir. kötülük yapanların yaptıkları yanlarına kar kalmamılıdır.
|
27-01-2007, 19:12 | #117 |
|
hak ednlere idam olunsun diyorum.
[merhaba,toplum düzenini bozup,biz insanların huzurunu kaçıran,ve bu suçları yaşam tarzı yapıp yani,sürekli devam ettimekteyse evet olsun ölüm cezası.yanlız ben karasız kaldım nedenmi.daha önceleri cezaevleri çok bilinçli değili.ben 6 yıla yakın cezaevinde çalıştım sonra adliyeye geçtim .bilinçsiz bir ceza ortamında dışarı çıkılan suçlular suçu tekrar etmekteydiler.ama son yıllarda artık cezaevlerindeki yönetim çok değişti , öncelikle suçlunun insan olması ve daha sonra suçlu olduğu ve suçu tekrarlamaması üzerine eğiitmek öğretmek amaçıyla nasıl insan olunur görevlerimiz nedir, bu bilinç uygulandı.bu nedenle bir yönden karasızım.ama diğer yönümde sonuçta doğa kanunları diyoruz.buda caydırıyor.yani suça devam.bu nedenle idam olabilir. saygılarımla
|
27-01-2007, 23:47 | #118 |
|
İdamlık suç işleyenlere idam cezası vermek bir kurtuluştan başka bir şey değil.
Ben bir örnek vereyim ABD'de biri öldürülüyor.Öldüren kişiye verilen ceza ne biliyormusunuz? 8 yıl hapis cezasından sonra 2 yıl boyunca elbiselerinin görünür bir yerinde herkesin okuyabileceği bir şekilde 'ben bir insanı öldürdüm' yazısını taşıması cezası veriliyor.Böyle bir ceza anayasamızdaki cezalaral ilgili temel ilkelerle ne kadar bağdaştığı tartışılabilir; ama idam cezasına alternatif cezalar düşünülmeli.İdamın alternatifi sadece müebbet hapis cezası değil.Bence artık idam cezası olmalı mı olmamamalı mı tartışması yapmamız gereksiz.Tartışmamız gereken bunun alternatiflerinin ne olduğudur. |
29-01-2007, 04:41 | #119 |
|
Yaşam Hakkı İhlali
Merhaba Arkadaşlar
İdam; sosyal, insan haklarına bağlı bir hukuk devletinde olmaması gereken bir cezadır. Tabi işlenen ağır suçlar karşılığında verilen cezaların da aynı oranda ağır olması, insan doğasındaki adalet duygusunun kaçınılmaz isteğidir. Ama kanımca bu hiçbir zaman yaşam hakkının ihlaline kadar gitmemeli. Cezalar ağırlaştırılmalı ki failler için daha caydırıcı olsun ayrıca tam bağımsız bir yargı için afların da kaldırılması şart gibi gözüküyor. Bütün bunları ele alırsak idama hayır diyorum. |
29-01-2007, 10:37 | #120 |
|
bence ölüm cezası modern hukuk sisteminde yer almamalı.çünkü kişiyicezalandırmanın amacı hayattan soyutlamak değil ıslah etmek olmalıdır.Bu yüzden telafisi imkansız cezalar verimemeli.Sonuçta adalet sisteminin içindeki kiiler de insan ve yanılabilir.Bir insanoğlunun hatasını başka bir insanoğluna ödettirmemek lazım.Ama terör suçları için aynı şeyleri düşünmüyorum
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yeni Forum Özelliği : "Görüş Arşivi" | Admin | Site Haberleri | 13 | 15-10-2009 21:26 |
Çocuklara HIV bulaştıran doktor ve 5 hemşireye ölüm cezası | mutlakadalet | Hukuk Haberleri | 0 | 19-12-2006 23:06 |
Elektriği kesen cezasını ödeyecek | ahmetsacit | Hukuk Haberleri | 0 | 27-08-2006 18:53 |
İdam Cezasını Artık Kaldırmalıyız | aristo | Hukuk Sohbetleri | 9 | 12-08-2005 09:55 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |