02-12-2010, 11:15 | #301 |
|
|
03-12-2010, 16:37 | #302 |
|
Hukuki yardımlarda ve davalarda avukatlara ödenecek yeni ücretler belirlendi
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=56355
Hukuki yardımlarda ve davalarda avukatlara ödenecek yeni ücretler belirlendi. http://www.cumhuriyet.com.tr/medya.php?mn=61821Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan yeni Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, büroda sözlü danışmanlık 140 TL'den 155 TL'ye, gidilen yerde sözlü ve yazılı danışmanlık 275 TL'den 300 TL'ye, dilekçe, ihbarname, ihtarname ve protesto düzenlenmesi 175 TL'den 200 TL'ye, miras sözleşmesi ve vasiyetname hazırlama ile ticari işlerle ilgili sözleşme düzenleme de 825 TL'den 900 TL'ye çıkarıldı. İş takibi konusunda uluslararası yargı yerlerinde duruşmalı hukuki danışmanlık için ödenecek ücret 5 bin TL'den 5 bin 500 TL'ye, duruşmasız ise 3 bin TL'den 3 bin 300 TL'ye yükseltildi. Kanun gereği bulundurulması zorunlu sözleşmeli avukatlara ödenecek ücretler de yeniden belirlendi.Buna göre, yapı kooperatifleri için ücret 500 TL'den 550 TL'ye, anonim şirketler, kamu kurum ve kuruluşlarıyla özel ve tüzel kişilerin sözleşmeli avukatlarına ödenecek ücret ise 850 TL'den 935 TL'ye çıkarıldı. Yargı yerleri ile icra ve iflas dairelerinde yapılan ve konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen hukuki yardımlar için ödenecek ücretler de artırıldı. Buna göre, icra dairelerinde yapılan takipler için ücret 160 TL'den 180 TL'le, ceza soruşturma evresinde takip edilen işler için 300 TL'den 330 TL'ye, fikri ve sınai haklar mahkemelerinde takip edilen davalar için bin 500 TL'den bin 650 TL'ye, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için 2 bin TL'den 2 bin 200 TL'ye, Yargıtay'da ilk derecede görülen davalar için 2 bin TL'den 2 bin 200 TL'ye, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Sayıştay'da temyiz yolu ile görülen işlerin duruşması için ise 750 TL'den 825 TL'ye yükselti. Yüce Divan sıfatıyla bakılan davalarda da 2 bin 750 TL avukatlık ücreti alınacak. Yargı yerleri ile icra ve iflas dairelerinde yapılan ve konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen hukuki yardımlara ödenecek ücretlerde de belirli oranlarda artış yapıldı. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=56355 |
04-12-2010, 20:55 | #303 |
|
Ocak'ta hayatımız değişecek!
Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu tasarıları pek çok yenilikle geliyor 04 Aralık 2010 Cumartesi, 15:53:14 TBMM'de iktidar ve muhalefet partilerinin ocak ayında yasalaştırmayı kararlaştırdığı Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu tasarıları yürürlüğe girdiğinde, günlük yaşantımızda da önemli yansımaları olacak. 16:06 | 04 Aralık 2010 Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu tasarılarının 11-20 Ocak 2011 tarihlerinde TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi için iktidar ve muhalefet arasında sağlanan uzlaşmayla, Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunu'nun ardından son yılların en kapsamlı yasal değişikliği gerçekleştirilecek. Türk Ticaret Kanunu değişiklikleri özellikle ticari yaşamı önemli ölçüde değiştirecek. Türk şirketleri şeffaflaşarak, hem yabancı şirketler açısından, hem de yerli şirketler açısından daha güvenilir partnerler haline gelecekler. Ayrıca TTK'da Paris'ten diplomalı terzi, Christian Dior'un kalfası gibi sıfatlar kullanan terzi, kuaför, dişçi gibi meslek mensuplarına 2 yıla kadar hapis cezası da ilginç maddeler arasında yer alıyor. Yeni Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle kirayla ilgili tüm işlemler bu yasaya tabi olacak. Herhangi bir borca kefil olanların başına ne geleceğine ilişkin belirsizlikler giderilecek. BORÇLAR KANUNU Toplam 649 maddeden oluşan Borçlar Kanunu Tasarısı'nın getirdiği bazı önemli düzenlemeler şöyle: KİRAYA ÜFE SINIRI: Kira bedelleri, bir önceki yıldaki üretici fiyat endeksindeki (ÜFE) artışı geçemeyecek. Döviz üzerinden ödenen kira bedelleri beş yılda bir yeniden belirlenecek. DEPOZİTOYA ÜÇ AY SINIRI: Kiralamalarda güvence bedeli (depozito) üç aylık kira tutarını aşamayacak. Depozito parası, kiracı ve mülk sahibinin ortak vadeli hesabında tutulacak. KİRAYI İKİ AY AKSATAN EVDEN ÇIKARTILACAK: Kirasını ödemeyen kişiye evsahibi öncelikle ihtar çekecek. İki defa ihtar çekilen kiracı, kira döneminin bitiminde bir ay içerisinde dava yoluyla tahliye edilecek. EVLATLIĞIM OTURACAK, ÇIK: Ev sahipleri altsoy ve üstsoyunun ihtiyacı için de evin tahliyesini isteyebilecek. Böylece dedesi veya torununun torunu için dahi tahliye talebinde bulunabilecek. KARIMDAN İZİNSİZ KEFİL OLAMAM: Eşlerden biri yazılı olarak izin vermedikçe diğer eş hiçbir şekilde bir başkasının borcuna kefil olamayacak. Kefil olanın rızası olmadıkça, kefalet miktarında sonradan bir artış yapılamayacak. ÖMÜR BOYU KEFALETE SON: Herhangi bir borca kefil olma durumunda, on yıldan daha fazla süre için verilse bile kefalet on yılın sonunda kendiliğinden ortadan kalkacak. TAZMİNATTA MEVKİ AYRIMI OLMAYACAK: Manevi tazminatların belirlenmesinde hakim kişinin zenginliğine yoksulluğuna, ya da makam ve mevkisine bakmayacak. Sebepsiz zenginleşme, tazminat ölçüsü olmayacak. DOKTOR TAZMİNATTAN KAÇAMAYACAK: Afyon'daki katarakt ameliyatlarında olduğu gibi doktor hatasıyla hastanın ölmesi veya bir organını kaybetmesi durumunda ameliyat öncesi doktoru sorumluluktan kurtarmaya yönelik sözleşmeler geçersiz olacak. Bu durumdaki doktorlar ve hastaneler tazminat ödemekten kurtulamayacaklar. YİRMİ YIL SONRA YIKILAN BİNAYA TAZMİNAT: Zaman aşımı süreci, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihte başlayacak. Yirmi yıl sonra yıkılan bina için de müteahhitten tazminat alınabilecek. CİNSEL TACİZE KARŞI ÖNLEM: İşveren, kadın ve erkek işçilerin cinsel tacize uğramamaları ve tacize uğramış olanların daha fazla zarar görmemesi için güvenlik önlemi alacak. İŞTEN ATILANA 6 AYLIK MAAŞ: Haksız yere işçisini işten atan işveren, altı aylık maaşa kadar tazminat ödeyecek. AMAN KÖPEĞE DİKKAT FAİZE SINIR: Sözleşmeyle belirlenecek akdi faizlere sınır konulacak. Uygulamadaki yasal faiz dikkate alınarak, akdi faiz yüzde 13.5'i, temerrüt faizi de yüzde 18'i aşamayacak. NAFAKADA SINIR YOK: İşçi ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemeyecek. Ancak nafaka davalarında bu sınır uygulanmayacak. YANAN EVİN SORUMLULUĞU: Tapu devri yapılmış olsa bile alıcıya henüz teslim edilmemiş bir evin yanması durumunda satıcı sorumlu olacak. KÖPEĞİNİZ ÖLDÜRÜLEBİLİR: Bir köpek, komşunun bahçesine girip bitkilere ya da insanlara zarar verdiğinde, bahçe sahibi hayvanı öldürebilecek. KAYBOLAN EŞYADAN OTEL SORUMLU: Müşteriye ait eşyaların çalınması durumunda otel konaklama ücretinin 3 katına kadar tazminat ödeyecek. TİCARET KANUNU Türk Ticaret Kanunu Tasarısının getirdiği yenilikler şöyle: TRANSPARAN ŞİRKETLER: Büyük, küçük tüm şirketlerin denetimi uluslararası *muhasebe standartlarına göre yapılacak. Şirketin içinde para mı, çek mi, senet mi, ortaklarının verdiği emanet para mı var, hepsi görülebilecek. SANAL TOPLANTI: Şirketler yönetim kurulu toplantılarını on-line olarak internet üzerinden yapabilecekler. Halka açık anonim şirketlerin genel kurullarında internet üzerinden oy kullanılabilecek. ŞİRKET KENDİ HİSSESİNİ SATIN ALABİLECEK: Genel Kuruldan 18 aya kadar yetki almak kaydıyla, şirketler kendi hisselerinin yüzde 10'una kadar borsadan hisse toplayabilecek. Yönetim Kurulu, şirket hisselerinde herhangi bir spekülatif hareket gördüğünde genel kurul kararını beklemeden de hisse alabilecek. ÖRTÜLÜ KAZANÇ YASAĞI: Ortaklar şirketi kendi kasaları gibi kullanamayacaklar. Böylece örtülü kazanç aktarımı önlenecek. CHRİSTİAN DİOR'UN KALFASI: Paris'ten diplomalı terzi, Christian Dior'un kalfası, ödüllü çevirmen', profesör dişçi, ellerinde doğal güç bulunan akupunkturcu gibi sıfat kullanan terzi, kuaför, dişçi gibi meslek mensuplarına 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. MOBİLYA MONTAJI TAŞIYICIYA AİT: Ev veya büro taşımalarında mobilyaların sökülmesi ve kurulması taşıyıcıların yükümlülüğünde olacak. Taşıma sırasında kırılan, hasar gören eşyadan dolayı taşıyıcı şirket mal sahibine tazminat ödemekle yükümlü olacak. KAYBOLAN ÇANTADAN OTOBÜS SORUMLU: Yolcunun kişisel eşyasından otobüs veya uçak firması sorumlu olacak. OTOBÜSTE LAHMACUN YOK: Şehirlerarası yolculuklarda yumurta, soğan, pide, lahmacun gibi kokulu yiyecekler tüketilmeyecek. Tavuk ve horoz gibi canlı hayvan taşınamayacak. |
05-12-2010, 00:47 | #304 |
|
Hakim ve Savcılarla Görüşebilme ve Mahkeme Kalemlerine Girebilme İmkanı Yok Artık
Sitede konu hakkında bir bilgi bulamadım.İçler acısı bir durum, sizlerin takdirine bırakıyorum...
Hakim ve savcıyla görüşme tarihe karışıyor. Saygılarımla |
05-12-2010, 02:50 | #305 |
|
Saffet Bey; evet sonuçta bu bir haber ancak sadece gülüp geçiyorum. Çünkü gerçeklik payının olabileceği ihtimali dahi korkutuyor ve midemi bulandırıyor.
Bunu, kartlı sistemi duymuştum ancak kaldırıldığı çalınmıştı kulağıma... O sayılan barolardaki meslektaşlarımızdan bilgi bekliyorum... |
05-12-2010, 11:37 | #306 |
|
İleri demokrasi uygulamaları hayata geçti:
Anayasal toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanan vatandaşlar, güvenlik güçlerince dışarıdan gelecek olası saldırılara karşı korunarak güven içinde yürüyüşlerini gerçekleştirdiler. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16452422.asp?gid=373 |
05-12-2010, 14:24 | #307 | |||||||||||||||||||||||
|
Mahkeme sistemine geçiş projesi adı altında hazırlanan br proje ve pilot iller belirlenmiş. adalet hizmetlerinin hızlandırılması vs çalışmalar yapılmış ancak bir avukat ya da vatandaş hakim ve savcı ile nasıl görüşemiyor onu anlamıyorum. ya da pratikte bunun ne gibi bir faydasının olacağını anlamış değilim. |
07-12-2010, 00:26 | #308 |
|
Hakim ve savcılara tazminat davası açılamayacak
Yeni düzenlemeyle davalar memura değil, kamuya açılacak. Memurlara, teknolojik gelişmelere uygun olarak ve günün şartlarına göre, gerektiğinde evlerinden çalışabilecekler.
AKP'li Bolu Milletvekili Fatih Metin, AKP Siirt Milletvekili Mehmet Yılmaz Helvacıoğlu ve AKP Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak'ın imzasını taşıyan teklif, bazı kanunlarda değişiklik yapıyor. Teklife göre, Devlet Memurları Kanunundaki ''Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar'' hükmü değişecek. Bu kapsamda, zarar gören kişiler bundan dolayı sadece kurum aleyhine dava açabilecek; ''kişisel kusur'' iddiasıyla bile olsa görevlerini yerine getiren personel aleyhine dava açılamayacak. İdari Yargılama Usulü Kanununda da bu kapsamda değişiklik yapılıyor. Buna göre, idare mahkemeleri kararlarını 30 gün içinde yerine getirilmemesi halinde, lehine karar verilen ilgili sadece idare aleyhine davacı olabilecek ve kamu görevlisi aleyhine ''kişisel kusur'' olsa bile tazminat davası açılamayacak. Ancak, idarenin kamu görevlisine rücu etme hakkı saklı tutulacak. Bu kapsamda, Yargıtayın görevleri arasında sayılan ''görevden doğan tazminat davalarına'' bakmak hükmü de ilgili maddeden çıkarılıyor. Bu düzenleme, henüz görülmekte olan davalar ile henüz kesinleşmemiş hükümler bakımından da uygulanacak. Teklifle, ayrıca Adli Tıp Kurumundaki başkan yardımcılarının sayısı 2'den 5'e yükseltiliyor, bunlardan en az 2'si adli tıp uzmanı olacak. Hakim ve savcıların kararları Hakimler ve Savcılar Kanununda öngörülen değişikle; hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili yaptıkları işlem ve verdikleri karar nedeniyle haklarında tazminat davası açılması imkanı ortadan kaldırılıyor. Bu hakim ve savcıların kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hallerinde de geçerli olacak. Hakim ve savcıların işlem, kovuşturma, işlem veya verdikleri kararlar nedeniyle sadece devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek. Devlet aleyhine açılacak tazminat davalarında ise söz konusu işlem ve kararların ''kanuna ve hukuka aykırı'' olması temel kıstas olacak. Teklifte, bu aykırılığın dayandırılabileceği gerekçeler ''kayırma ve taraf tutma, düşmanlık ve kin'', ''sağlanan menfaat'', ''farklı bir anlam yüklenmeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırılık'', kararın ''soruşturma evrakında veya duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayandırılması'', ilgili evraklarda ''tahrifat'', ''hakkın yerine getirilmesinden kaçınma'' veya Ceza Muhakemesi Kanununun ilgili düzenlemelerindeki hükümler şeklinde sıralanıyor. Tazminat davasının açılması, hakime ve savcıya karşı bir ceza kovuşturmasının yapılması ya da mahkumiyet şartına bağlanamayacak. Devlet aleyhine açılacak tazminat davaları ilgili hakim ve savcının görev yaptığı yerdeki asliye hukuk mahkemesinde, eğer dava asliye hukuk mahkemesinin görevinden kaynaklanıyorsa en yakın yerdeki asliye hukuk mahkemesinde ele alınacak. Bu davalar ilgili hakim ve savcıya re'sen ihbar edilmiş sayılacak. Tazminat istemli davalar, kovuşturma sonucunda verilen hükmün ya da davalara ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren 6 ay içinde açılabilecek. Eğer tazminat kararı verilirse, devlet ilgili kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde ''görevini kötüye kullanan'' hakim ve savcıya rücu edecek. Teklif, bu düzenleme doğrultusunda Ceza Muhakemesi Kanununda da değişiklik öngörüyor. Öngörülen değişiklikler, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan davalar, kesinleşmemiş hükümler, temyiz aşamasında olan kararlar için de uygulanacak. Görülmekte olan davalar da devlet aleyhine devam edecek. Yargıtaydaki davalar görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine devredilecek. Özürlüler için farklı mesai Devlet Memurları Kanunu'nda değişiklik yapan teklife göre, özürlüler için farklı çalışma saatleri düzenlenebilecek. Özürlüler için; özür durumu, hizmet gerekleri, iklim ve ulaşım şartları göz önünde bulundurulmak suretiyle günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile öğle dinlenme süreleri, merkezde üst yönetici, taşrada mülki amirlerce farklı belirlenebilecek. Evde çalışılabilecek Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkün hale geliyor. Memurlara, teknolojik gelişmelere uygun olarak ve günün şartlarına göre, gerektiğinde evlerinde, özel ofislerde veya benzeri başka yerlerde çalışabilmelerine imkan sağlanıyor. Günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde, memurların çalışma saat ve şekilleri kurumlarınca düzenlenecek. Ancak, kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi halinde hamileliğin yirmidördüncü haftasından önce ve her halde hamileliğin yirmidördüncü haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemeyecek. Özürlü memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve gece vardiyası yazılamayacak. Bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde dava açılmış veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezası asıllarının yüzde 25'i ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan yüz 75'i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek. Bu madde kapsamına giren alacakların tahakkuk ettiği tarih itibarıyla bu madde için öngörülen başvuru süresinin onbeş günden az kaldığı hallerde, bu alacaklar için bu maddeye göre yapılacak başvuru süresi, tahakkuk tarihinden itibaren onbeş gün olarak uygulanacak. |
07-12-2010, 13:17 | #309 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu kararın bilgilerini ya da direkt olarak kararı paylaşabilecek bir meslektaşımız var mıdır acaba? Birazcık acil |
09-12-2010, 08:29 | #310 | |||||||||||||||||||
|
Bu hatalı tutuklamayı kim, nasıl tazmin edebilir ki? |
09-12-2010, 16:49 | #311 | |||||||||||||||||||||||
|
sayın Aladağ; manevi olarak etmeniz mümkün değil. |
09-12-2010, 17:30 | #312 | |||||||||||||||||||||||
|
Hata ile yanlış aynı şey değildir; tutuklama yanlış veya hatalı diye bir bir görüş belirtmek güç ancak anlatıldığı kadarı ile tutuklama çok da hatalı olmamış ama yanlış olmuş... Ancak buyurduğunuz gibi sonuç ne olursa olsun bu yanlışı kim/ne tazmin edebilir ki... Kolay Gelsin... |
18-12-2010, 11:31 | #313 | |||||||||||||||||||
|
HSYK Kanunu Resmi Gazete'de Yayımlandı
http://rega.basbakanlik.gov.tr/main....2/20101218.htm
|
19-12-2010, 10:24 | #314 |
|
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, eşinin cinsel ilişkiye girmeyi bilmediğini iddia eden kadını haklı bularak, kocanın “ağır kusurlu” olduğuna karar verdi.
DAVACI kadın, eşi bilmediği için cinsel ilişki kuramadıklarını, çocuklarının olmadığını, eşiyle aralarında geçimsizlik başladığını belirterek, nafaka ve maddi-manevi tazminat istemiyle boşanma davası açtı. Davalı koca ise eşi istemediği için ilişkiye giremediklerini, birlikte hocaya bile gittiklerini söyledi. Ankara 10’uncu Aile Mahkemesi, raporlarda çiftin cinsel ilişki kuramadıklarının belirlendiğini vurgulayarak, şöyle dedi: “Kocanın heyecanlanması, eşinin de ailesinin baskısıyla evlenmiş olmasının etkisiyle kaçınması sonucunda taraflar arasında, birlikte yaşadıkları 7 ay süreyle cinsel ilişki kurulamadığı anlaşılmıştır. Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında her iki tarafın da cinsel ilişki kurmalarına bir engel bulunmaması halinde, cinsel ilişkiyi sağlama görevinin, cinsel ilişkide aktif olan erkeğe ait olduğu kabul edilmektedir. Ancak eşiyle güç kullanarak onun isteği dışında cinsel ilişki kurmadığı için, kocayı kusurlu bulmak yanlış olacaktır. Çift eşit kusurludur.” Mahkeme çifti boşarken, kadının tazminat ve nafaka talebini kabul etmedi. Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay, bir sorun bulunmadığı halde, cinsel birleşmeyi gerçekleştiremeyen kocanın kusurlu olduğunun anlaşıldığını belirti. Yargıtay boşanma kararını onarken, kocanın tazminat ödemesi gerektiği yönünde görüş bildirdi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da kararı onadı. Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16571229.asp?gid=373 |
19-12-2010, 15:46 | #315 |
|
İlginç bir karar daha. Ancak asıl anlayamadığım eşlerin cinsel ilişkiye girmemesinin sonucunda kusurlu eşin nasıl bir tazminat ödemesi gerektiğidir.
eğer diğer eş boşanma sonucunda kendini idame ettiremeyecek durumda ise tazminat kararı doğru olabilir ancak cinsel birliktelik olmadığı için tazminata hükmedildi ise bence bu kararın pek mantıklı olmadığını söyleyebilirim. |
19-12-2010, 22:37 | #316 |
|
Bu karardaki eş, kusurlu mudur, özürlü müdür ayırmak hakikaten güç.
|
19-12-2010, 23:25 | #317 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Üstadım, "özür" tespiti yapamamışlar (gibi görünüyor )
Saygılar... |
19-12-2010, 23:39 | #318 |
|
Bakan Ergin: Bazı dairelerde 5 yıllık dosya birikti
aa - 19.12.2010 - 23:15 Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Yargıtay'a gelen dosyaların tamamı kesilse, bazı dairelerde 5 yıl süreyle el vurulamayacak dosyalar biriktiğini belirterek, ''Bir çok dosyanın zaman aşımına uğrama riski ile karşı karşıyayız. Yargıtay'da 2010'da zaman aşımına uğrayan dosya sayısı -tahmini olarak- 19 bin 251'' dedi. TBMM Genel Kurulunda, milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Ergin Ceza ve Tevkif Evlerinin dış güvenliğinin jandarmadan alınmasına ilişkin tasarının TBMM Adalet Komisyonu gündeminde beklediğini söyledi. ''Anayasa değişikliğini yaparken, 12 Eylül darbecilerinden hesap soracağınızı söylemiştiniz. Bu konuda yapılan başvuru ne kadar?'' sorusu üzerine Ergin, şu ana kadar, bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığındaki müşteki sayısının 680 civarında olduğunu, bu şikayetlerin de 272 dosyada toplandığını ifade etti. Sadullah Ergin, ''Ankara Başsavcılığı bununla ilgili çalışmalarını yaptı, görev yetki ile ilgili değerlendirmelerini yaptıktan sonra kararlarını açıklayacak'' dedi. Bakan Ergin, Habur'dan gelen 34 kişinin yargılamalarının yapıldığı mekanda Türk Bayrağı'nın indirilmesinin söz konusu olmadığını söyleyerek, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerinde aday olmak isteyen hakimlere, ''aday olmayın, biz sizi farklı şekilde değerlendiririz'' demediklerini ifade etti. ''Yargıtay ve Danıştay'da üye artışı yapılacaksa, bu durum istinaf mahkemelerinin kurulması ile çelişmeyecek mi?'' sorusuna yanıt verirken Ergin, yüksek yargıda yığılma ve yargılamaların gecikmesinden kaynaklanan sorunun, yargıyı bloke etme noktasına getirdiğini kaydetti. Yargıtay'ın daire artırımı talepleri olduğunu dile getiren Ergin, şöyle konuştu: ''9 bölgede istinaf mahkemelerinin kurulması çalışmalarında son aşamaya gelindi. İstinaf mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay'a alternatif değildir. Bugün itibariyle Yargıtay'a gelen dosyaların tamamı kesilse, bazı dairelerde 5 yıl süreyle el vurulamayacak dosyaların biriktiği bir gerçektir. Bir çok dosyanın zaman aşımına uğrama riski ile karşı karşıyayız. Yargıtay'da her yıl ortalama zaman aşımına uğrayan dosya sayısında yüzde 30'luk bir artış olmakta. 2007'de Yargıtay'da zaman aşımına uğrayan dosya sayısı 9 bin 111, 2008'de 12 bin 354, 2009'da 14 bin 809, 2010'da -tahmini olarak- 19 bin 251. 2014 yılında da yaklaşık 55 bin dosyanın zaman aşımına uğrama tehlikesi vardır.'' Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ihracatın ithalatı karşılama oranının artırılması konusunda yoğun gayret gösterdiklerini belirterek, ''Bunun için enerji çeşitliliğimizi artırmalıyız ve dış kaynaklara bağımlılığı azaltmalıyız'' dedi. Zafer Çağlayan ise uzak doğu ülkelerine olan ihracatı artırma gayretlerinin de arttığını söyledi. Çin'e 2010'da yapılan ihracatın, 2009 ihracatının yüzde 50 üzerine çıktığını belirten Çağlayan, ''Afrika'da çok ciddi potansiyelimiz olduğunu görüyoruz. Gerek fuarlar, gerek sektörel alım heyetleri olmak üzere, çalışmalarımız var'' diye konuştu. Bakan Çağlayan, hizmet ihracatının Türkiye için önemine işaret ederek, ''Türkiye 2009'da, dünyadaki 3,3 trilyon dolarlık hizmet ticareti içinde yüzde 1 pay alarak, 33 milyar dolar hizmet ihracatı gerçekleştirdi. Buna karşın hizmet ithalatı ise sadece 16,5 milyar dolardır'' dedi. Daha sonra, Adalet Bakanlığı, Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ile İhracatı Geliştirme Etüd Merkezinin 2011 yılı bütçeleri kabul edildi. TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, birleşimi yarın saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı. Kaynak: http://zaman.com.tr/haber.do?haberno...-dosya-birikti |
20-12-2010, 10:09 | #319 | |||||||||||||||||||||||
|
Durum tek kelimeyle vahim.. |
20-12-2010, 10:17 | #320 | |||||||||||||||||||
|
Adalet mülkün temeli. Ama temel çoktan göçmüş. |
20-12-2010, 14:37 | #321 |
|
Resmî Gazete
Sayı : 27789 TEBLİĞ Sanayi ve Ticaret Bakanlığından: 4077 SAYILI TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN’UN 22 NCİ VE TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETLERİ YÖNETMELİĞİ’NİN 5 İNCİ MADDELERİNDE YER ALAN PARASAL SINIRLARIN ARTTIRILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: TRKGM-2010/1 ) MADDE 1 – (1) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un değişik 22 nci maddesinde belirlenen usule göre Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bildirilen Üretici Fiyatları Endeksinde meydana gelen ortalama % 9,92 (dokuz virgül doksaniki) oranında artış esas alınarak 1/1/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere: a) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un değişik 22 nci maddesinin 5 ve 6 ncı fıkrasındaki tüketici sorunları hakem heyetlerinin kararlarının bağlayıcı olacağına ilişkin üst veya tüketici mahkemelerinde delil olacağına ilişkin alt parasal sınır 1.031,87 TL, b) 1/8/2003 tarihli ve 25186 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri Yönetmeliği’nin 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, büyükşehir statüsünde bulunan illerde faaliyet gösteren il hakem heyetlerinin uyuşmazlıklara bakmakla görevli ve yetkili olmalarına ilişkin alt parasal sınır 2.693,78 TL, olarak tespit edilmiştir. MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ 1/1/2011 tarihinde yürürlüğe girer. |
22-12-2010, 13:01 | #322 |
|
Yönetmelik Değişikliği
01/06/2005 Tarihli ve 25832 Sayılı Resmî Gazete'de Yayımlanarak "Cumhuriyet Başsavcılıkları İle Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik"in 45. Madde’sinde yapılan ve yayımlanmak üzere T.C. Adalet Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’ye gönderilen değişikliğe ilişkin yeni metin ile önceki metin örnekleri aşağıda sunulmuştur. MEVCUT HÂLİ Soruşturma evrakının incelenmesi Madde 45 - 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek şartıyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir. Müdafi soruşturma evresinde soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla görevlendirme yazısı veya vekâletname ibraz ederek soruşturma evrakı içeriğini inceleyebilir ve dilekçeyle müracaatı halinde istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir. Mağdur veya şikâyetçinin vekili soruşturma evresinde soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla görevlendirme belgesi veya vekâletname ibraz ederek soruşturma evrakının içeriği ile elkonulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceleyebilir ve dilekçeyle müracaatı hâlinde istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir. Mağdur veya şikâyetçi soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak şartıyla vekili olmadan da Cumhuriyet savcısından dilekçeyle başvurarak belge örneği isteyebilir. Soruşturma evrakı soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla Cumhuriyet savcısı huzurunda incelenir. YENİ METİN Soruşturma evrakının incelenmesi Madde-45- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek şartıyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir. Şüpheli yada müdafi soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir. Şüpheli ya da müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek almasına ilişkin yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi ve ilgili hâkimin kararıyla kısıtlanabilir. Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz. Bu maddenin içerdiği haklardan mağdur ya da şikâyetçi ile suçtan zarar gören ve vekilleri de yararlanır. Soruşturma evrakı soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla Cumhuriyet savcısının belirleyeceği personel huzurunda kalemde incelenir.. Kaynak: http://www.barobirlik.org.tr/Detay.a...5848&Tip=Haber |
22-12-2010, 20:33 | #323 |
|
geç kalınmış bir değişiklik ama genede olsun. sıra müdafii ücretlerinin ödenmesinde.
|
22-12-2010, 20:45 | #324 | |||||||||||||||||||||||
|
Bence yeterli bir değişiklik değil. Bu hali ile de yine müdafinin vekaletnamesi istenecek ve avukatın vekaletname ibraz etmeden "davayı alıp almamaya karar verebilmek için" dosyayı inceleme talepleri konusunda zorluklar yaşanacak. |
22-12-2010, 20:51 | #325 | |||||||||||||||||||||||
|
Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı Çekincelerinizde haklısınız ancak önceki hali ile illa görevlendirme belgesi ya da vekaletname ibrazını zorunlu kılıyordu. bunu kaldırdıklarına göre zorluk çıkartacaklarını sanmam ancak çıkartmak isteyen "siz şüpheli müdafi değilsiniz" diyerek geçiştirebilir |
23-12-2010, 10:33 | #326 |
|
Yargıtay: Vücudu okşamak basit cinsel saldırıdır
Yargıtay, birlikte alkol aldığı kadının vücudunu okşayarak taciz eden adama yönelik yerel mahkemenin verdiği mahkumiyet kararını bozdu. ANKARA – Yargıtay 5. Ceza Dairesi, bu şekilde yapılan tacizin “şikayete bağlı, basit cinsel saldırı” suçunu oluşturduğunu ve kadının şikayetinden vazgeçtiği için kamu davası açılamayacağını kaydetti. Davaya konu olan olayda, davacı kadın birlikte alkol aldığı davalı tarafından taciz edildiği iddiasıyla şikayetçi oldu. Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesi, söz konusu şikayeti inceleyerek davalı M’nin mahkumiyetine karar verdi. Bunun üzerine yerel mahkeme kararı temyiz edildi. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 5. Dairesi, birlikte alkol aldıktan sonra gece kadının evinde kalan sanığın, sabaha karşı uyumakta olan kadının yatağına girerek vücudunu okşamak suretiyle gerçekleştirdiği eyleminin, Türk Ceza Kanunu'na göre “şikayete bağlı, basit cinsel saldırı” suçunu oluşturduğunu ifade etti. Kadının daha sonra mahkemeye verdiği dilekçeyle şikayetinden vazgeçtiğini anımsatan Daire, kamu davasının düşmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararını bozdu.(anka) www.radikal.com.tr |
23-12-2010, 22:06 | #327 | |||||||||||||||||||||||
|
Değerli meslektaşım, ben de sizin gibi, görevlendirme yazısı ve vekalet ibrazına ilişkin ibare çıkarılmasına rağmen, düzenlemenin yeterli olmadığı kanısındayım. Zira, bu değişiklikle çıkarılan ibarelerin ortaya koyduğu yeni durumu sanığın ve savunmanın lehine yorumlayacak savcılık zihniyetine -genel olarak- sahip değiliz. Bu sebeple, maddeye açıkça, seçilmiş müdafiin vekaletname ibrazı zorunluluğu olmaksızın soruşturma dosyasını en fazla iki kez (bu benim teklifimdir, ölçülü ve dengeli olduğuna kaniyim.) inceleme hakkına sahip olduğu işlenmelidir ki, kimse gık diyemesin, avukat da psişik zorluklarla, refüze edilmek endişeleriyle boğuşmasın... Saygılarımla. |
24-12-2010, 13:26 | #328 |
|
Hukuk skandalı
Habertürk ekranlarında dün yayınlanan haber, Büyükçekmece Adliyesi'nde yaşanan skandalın önüne geçti İstanbul'da yürütülen sahte silah ruhsatı çetesi soruşturmasına bakan hakimin, söz konusu çetenin lideriyle yakın ilişkide olduğu tespit edilmiş fakat buna rağmen hakim görevden alınmamıştı.Yaşanan bu skandalın önüne geçilmeseydi, çete üyelerinin tutukluluk hallerine yaptıkları itiraz soruşturmada adı geçen hakim tarafından karara bağlancaktı. Olayın Habertürk ekranlarında gündeme gelmesinin hemen ardından Adalet Komisyonu davanın incelenmesi için Büyükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ni görevlendirdi. İşadamları ve sanatçıların da ifade verdiği sahte silah ruhsatı çetesi soruşturması kapsamında tutuklanan 34 şüpheliyle ilgili davada bir skandala imza atılmıştı. 34 şüphelinin tutukluluk hallerine yaptıkları itirazları, adı aynı soruşturmada geçen ve söz konusu çetenin liderine yakın olduğu belirlenen mahkeme başkanı karara bağlayacaktı. Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kemal Gül'ün yürüttüğü soruşturmada, ruhsat çetesinin lideri Okan A. ile yakın ilişkisi olduğu iddia edilen Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi Başkanın adı da soruşturmaya dahil edilmişti. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, Mahkeme Başkanı hakkında açılan dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Mahkeme başkanı hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma devam ederken, tutuklanan 34 kişinin avukatları müvekkillerinin tutukluluk hallerine itiraz başvurusu yaptı. İtirazlarla ilgili son kararı, adı soruşturmaya karışan mahkeme başkanının vermesi gündeme gelmişti. Bu skandalın Habertürk ekranlarına yansıması üzerine harekete geçen Bakırköy Adalet Komisyonu,dosyayı 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nden alarak 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Böylece, büyük bir skandalın önüne geçilmiş oldu. Kaynak:www.haberturk.com |
24-12-2010, 22:09 | #329 |
|
Bir hakim çete ile yakın ilişki içinde nasıl oluyor anlayabilmiş değilim!
|
24-12-2010, 22:12 | #330 | |||||||||||||||||||||||
|
"İnsan" olmasıyla alakalı olabilir mi acaba |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |