|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
04-11-2010, 14:33 | #1 |
|
İşlemiş faize itirazın iptali, İlamlı icra takibinde işlemiş faize faiz yürütülmesi
-İlamsız icra takibindeki işlemiş faize itirazımız mahkemece iptali ediliyor.
-İtirazın iptali ile ilgili bu karar tarafımıza tebliğ edilmeden ve hatta icra emrine eklenmeden ilamlı icra takibi başlatılıyor. -İcra emrinde ise itirazımızın kaldırıldığı işlemiş faiz, asıl alacak olarak gösteriliyor ve ilamsız icra takibi tarihinden itibaren reeskont faizi işletiliyor. ?-İlamın (yada örneğinin) icra emrine eklenmemesi takibin iptalini gerektirir mi? ?-Mahkeme ilamı ile ilamsız icra takibindeki işlemiş faizin devamına hükmedilmesi durumunda aynı faizin ilam alacağına dönüşmüş olması faize faiz yürütülmesini (mürekkep faiz) meşrulaştırır mı? Yani ilamların icrası açısından yada ilama aykırılık açısından düşünüldüğünde faize faiz işletilmesinin hukuki durumu nedir? (sınav sorusu gibi oldu) (henüz gerekçeli kararı görmüş değiliz) teşekkürler |
04-11-2010, 16:58 | #2 |
|
Sayın keskinBALTA, İlamsız icra takibine itiraz mahkemece iptal edilince yeniden bir ilamlı icra takibi yapılmaz. mevcut icra takibine yapılan itiraz iptal edildiği için kaldığı yerden devam eder.Daha önce ödeme varsa bu BK 84 gereği öncelikle fer'ilere mahsup edilerek hesaplanır.
|
04-11-2010, 17:01 | #3 |
|
Yanlış anlatmış olmalıyım zaten aynı esas numarası ile ilamlı icra emri gönderilmiş durumda.
|
04-11-2010, 17:19 | #4 |
|
Faize faiz istisnalar haricinde meşru değildir. İlamsız takibe itirazın iptali ve bu takibin icra emri ile devamı da alacaklıya böyle bir hak bahşetmez.Daha önce temerrüt oluşmamışsa, takipten itibaren işleyecek faiz salt anapara(esas alacak) üzerinden hesaplanabilir.Aksi halde icra emrini icra hukuk mahkemesinde şikayet hakkınız bakidir.
|
04-11-2010, 18:04 | #5 |
|
İcra emrine ilamın örneğinin eklenmesi gerekmez ve hatta icra emrinin ilgili kısmına mahkeme esas ve karar numarasının yazılması unutulmuş olsa bile bu husus icra emrinin iptalini gerektirmez, zira borçlu taraf o ilama ait yargılamadan bu esas ve karar no'sunu bilmektedir. Örnek merci kararları bu konuda var.
Faize faiz yürümez kuralının bir istisnası: FAİZ ALACAĞA DAHİL EDİLMİŞ OLARAK TAKİP YAPILMIŞ İSE FAİZİN DAHİL OLDUĞU BU TÜM ALACAĞA TAKİP TARİHİNDEN İTİBAREN FAİZ YÜRÜR. Diğer bir istisnası: FAiz miktarı belirli ise ve faizin ödeneceği tarih belirli bir tarih ise bu durumda faiz borcu ana para borcuna dönüşür. Bahsettiğim bu iki istisna hakkında Yargıtay kararı mevcut. Sizin olayda böyle bir istisna yoksa, mahkemenin aleyhinize vermiş olduğu kararı, zaten icra memuru doğru uygulamak zorunda olduğuna göre, icra dosyasına talep açarak, karara göre işlem yapılmasını ve icra emrinin düzeltilmesini icra müdüründen talep edebilirsiniz. Zira yanlışlığın çok açık olduğu konularda icra memurunun resen bu yanlışı düzeltmesi her zaman mümkündür.. |
04-11-2010, 18:06 | #6 |
|
Önceki cevabımda bahsettiğim faize faiz yürümez kuralının iki istisnasına ilişkin yargıtay kararlarını görmek isterseniz,
İstanbul Baro Dergisi, 2005/2 sayısı sahife 530 daki yargıtay kararı 2008/5 sayısı sahife 2606 daki yargıtay kararı |
04-11-2010, 18:23 | #7 |
|
T.C.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2008/3907 K. 2009/28234 T. 22.10.2009 • İŞLEMİŞ FAİZ TALEBİ ( Takip Tarihinden İtibaren Faiz Talep Edilmiş Olması Durumunda İtirazın İptali İle Takibin Devamına Karar Verilmesi Faize Faiz Yürütülmesi Anlamına Geleceğinden Mümkün Olmadığı ) • FAİZE FAİZ YÜRÜTÜLEMEMESİ ( İcra Takibinde İşlemiş Faiz İçin de Takip Tarihinden İtibaren Faiz Talep Edilmiş Olması Durumunda İtirazın İptali İle Takibin Devamına Karar Verilmesi Faize Faiz Yürütülmesi Anlamına Geleceğinden Mümkün Olmadığı ) • İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI ( Davacının İş Sözleşmesinin Haksız Olarak Feshedildiği Tarihte Aldığı Ücret Taraflar Arasında İhtilaflı Olmadığı - Mahkemece Davacı Lehine İcra İnkar Tazminatına Hükmedilmesi Gerektiği ) • İCRA İNKAR TAZMİNATI ( İşe Başlatmama Tazminatı - Davacının Talep Ettiği Alacak Likit Olup Davalı Tarafça da Bilindiğinden Mahkemece Davacı Lehine İcra İnkar Tazminatına Hükmedilmesi Gerektiği ) • İTİRAZIN İPTALİ ( İcra Takibinde İşlemiş Faiz İçin de Takip Tarihinden İtibaren Faiz Talep Edilmiş Olması Durumunda İtirazın İptali İle Takibin Devamına Karar Verilmesi Faize Faiz Yürütülmesi Anlamına Geleceğinden Mümkün Olmadığı ) 4857/m.8, 21, 28 2004/m.68/A 5521/m.7 3095/m.3 818/m.104 ÖZET : İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanunun 104/son ve 3095 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmek suretiyle, faize faiz yürütülmeyecek şekilde hüküm kurulmalıdır. Somut olayda davacı işçi işe başlatılmaması nedeniyle iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği tarihteki ücreti üzerinden boşta geçen dört aylık ücret ile dört aylık işe başlatmama tazminatını talep etmiştir. Davacının iş sözleşmesinin haksız, olarak feshedildiği tarihte aldığı ücret taraflar arasında ihtilaflı değildir. Kaldı ki davalı tarafça bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya da açıkça itiraz edilmemiştir. Davacının talep ettiği alacak likit olup davalı tarafça da bilindiğinden mahkemece davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. DAVA : Davacı, boşta geçen süre ve işe başlatmama alacağı için yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini işlemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Makimi C Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir. 2- İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında yargılama ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İcra İflas Kanunu'nun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş ulan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra iflas Kanunu'nun 68 ve 68 ( a ) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz, etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. Ödeme emrine itiraz yasal süresi içinde değilse, takip durmadığından itirazın iptali davası açılması da mümkün değildir. Bu yöndeki dava şartı mahkemece re'sen araştırılmalıdır. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. icra takibi konusu alacak ( davası ) is mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır ( Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223. ). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kıdeme ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine dair karar verilmelidir. İtirazın iptali davasında dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması mümkün olup, arttırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulmalıdır. Davaya konu miktarın ıslah yoluyla arttırılması itirazın iptali davasının niteliğini değiştirmez ve tamamını tahsil davasına dönüştürmez. İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 8. ve 28. maddelerinin işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez. Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, ilinti ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktarı bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür ( Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/ 14360 E, 2008/ 7511 K. ). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söze konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanunun 104/son ve 3095 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmek suretiyle, faize faiz yürütülmeyecek şekilde hüküm kurulmalıdır. Somut olayda davacı işçi işe başlatılmaması nedeniyle iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği tarihteki ücreti üzerinden boşta geçen dört aylık ücret ile dört aylık işe başlatmama tazminatını talep etmiştir. Davacının iş sözleşmesinin haksız, olarak feshedildiği tarihte aldığı ücret taraflar arasında ihtilaflı değildir. Kaldı ki davalı tarafça bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya da açıkça itiraz edilmemiştir. Davacının talep ettiği alacak likit olup davalı tarafça da bilindiğinden mahkemece davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Dairemizin 15.09.2009 tarih 2008/40178 Esas 2009/22974 Karar, 2008/40181 Esas 2009/22976 Karar, sayılı emsal karanda bu yöndedir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx |
05-11-2010, 10:44 | #8 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
TEŞEKKÜRLER
İİK.nun 58/3. maddesi, İİK.nun 61/1. maddesi 2. cümlesi açısından düşünmüştüm. Ama haklısınız esas ve karar no bilinmektedir.
Faiz muayyen (likid - belirlenebilir) değil ise olmaz anladığım kadarıyla. Sayın Av. Bülent Sabri Akpunar verdiğiniz emsal karar faydalı oldu. Kazancıda biraz araştırınca pek çok benzer karara rastladım. Peki bir soru daha: İtirazın iptali ile takibinin devamına karar verilen İşlemiş Faiz için %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru mudur? |
05-11-2010, 12:06 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Yukarıdaki kararda cevap bulunmaktadır. |
05-11-2010, 14:46 | #10 |
|
pardon gözümün önündeki cevabı görmemişim
emsal verdiğiniz karar bizim somut olayla birebir örtüşüyor ve tüm soruları cevaplıyor |
05-11-2010, 15:26 | #11 |
|
Sayın Av. Nevzat Yağız;
Belirttiğiniz ilk istisnaya ilişkin Yargıtay kararının künyesini yazabilir misiniz? |
06-11-2010, 18:42 | #12 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bütün mesele faizin hangi şartlarda asıl alacak (anapara) olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği ile ilgili
|
08-11-2010, 10:31 | #13 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av. Nevzat Yağız faizin anaparaya dahil edilip bu şekliyle asıl alacağa (toplam alacağa) takip tarihinden itibaren faiz yürütmenin faize faiz yürütmek anlamaına geldiğiyle ilgili bir çok yargıtay kararına rastladım
|
20-04-2012, 11:57 | #14 |
|
Aradan uzun bir süre geçmiş ancak benzer bir konuda bir sorum olacaktı.Kooperatif üyesi bir kişi aidat borçlarından kaynaklı ana parayı ödeyip genel kurul kararıyla alınmış olan aylık%4 gecikme faizini ödemiyor.Ödenmeyen faiz alacağı için icra takibi yapılıyor.Takipte fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak sadece ödenmeyen faiz toplamı isteniyor.Ana para gibi işleme konuluyor ancak takipte takip tarihinden itibaren aylık %4 üzerinden faiz istenildiği yazılmıyor.Borçlu itiraz ediyor.itiraz sonucunda açılan davada bilirkişi incelemesi ile takip tutarı tespit edilip itirazın iptali ile takibin devamına karar veriliyor.Dava 2 sene sürüyor ve alacaklı ana para alacağı haline gelen gecikme faizini tahsil etmeden önce tekrar bu mahkeme ile belirlenmiş alacağı için yeniden yapacağı bir icra takibi ile aylık %4 gecikme faizi talep edebilir mi?
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
ilamda faize hükmedilmemesine rağmen icra emrinde anaparaya faiz eklenmesi mümkün mü | köktaş | Meslektaşların Soruları | 33 | 06-07-2011 21:03 |
Yasal faiz ıslah ile ticari faize dönüştürülebilir mi? | Av.Dursun KARACA | Meslektaşların Soruları | 5 | 13-06-2010 12:39 |
ilam tebliğ edilmeden ilamlı takip yapılır mı? | Aybüke Kağan | Meslektaşların Soruları | 3 | 02-09-2009 11:48 |
faize faiz yürütülmesine itiraz | atak | Meslektaşların Soruları | 3 | 16-03-2008 18:44 |
Kararda Reeskont faize hükmedilmiş olmasına rağmen yasal faiz işletilmesi talebi | judgeee | Meslektaşların Soruları | 2 | 26-07-2007 20:55 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |