Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ahzu Kabz Yetkİsİ Olmayan Avukatin Para Tahsİl Etmesİ.Çok Acİll.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-10-2009, 21:16   #1
av.fundasin

 
Varsayılan Ahzu Kabz Yetkİsİ Olmayan Avukatin Para Tahsİl Etmesİ.Çok Acİll.

Değerli meslektaşlarım benim olayım bizleri üzecek nitelikte ama acil cevaplarınızı bekliyorum.
Müvekkilin .... kurumuna olan borcu nedeniyle müvekkil aleyhine icra takibi başlatılıyor.Müvekkil kurumun genel müdürlüğüne gidiyor ve vekaletnamede adı bulunan ancak ödeme emrine adı yazılmayan kurumun kadrolu avukatına dosya kapak hesabını ödüyor.Avukat ise müvekkile ''''..... esas sayılı dosyanın tamamı borçlu tarafından icra dosyasına ödenmiştir.''' şeklinde bir yazı veriyor.
Ancak meslektaşımız aldığı bu parayı ve daha başka tahsilatları zimmetine geçiriyor.Kurumun diğer avukatı ise aradan 5 sene geçtikten sonra dosyayı yeniliyor ve müvekkile yenileme emri tebliğ ediliyor.
Vekaletnamelerde kurum avukatlarına ahzukabz yetkisi vermemiş.
Müvekkilin zimmet suçundan şu an yargılanan avukata yaptığı ödeme geçerli midir, müvekkilin bu parayı yeniden ödemesi mi gerekir.
Şimdiden çok teşekkür ederim.Saygılar.
Old 13-10-2009, 21:32   #2
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sayın Fundasin,ilk anda akla ahzu kabz yetkisinin kurumla şu an yargılanan vekil arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiği icra takip tarihinde dosyaya sunulan vekaletnameye göre kurumun vekili olan avukata yapılan ödemenin geçerli olacağı ve borçluyu borçtan kurtaracağı fikri akla geliyorsa da müvekkilinize verilen belgede dosya borcunun icra dosyasına ödendiğinin yazması ancak icra dosyasında da ödemenin gözükmemesi karşısında bir tereddüt oluşuyor.
Old 13-10-2009, 21:44   #3
av.fundasin

 
Varsayılan

Sayın Av. Ömeroğlu, açıkçası ben bir çıkış noktası yakalayamıyorum.Tahsil edilen para kurum kasasına girmediğinden kurum aleyhine istirdat davası da açamayacağımı düşünüyorum.Tek çözüm yeniden ödemek gibi geliyor.
Old 13-10-2009, 22:00   #4
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

sayın Fundasin,anladığım kadarıyla takip kesinleşmiş.Yenileme üzerine borcu ihtirazi kayıt düşerek ödeseniz ve istirdat davası açsanız?Zira,yaptığınız ödeme kurum kasasına girmemiş olmakla birlikte bu sizden kaynaklanan bir nedenden değil tersine kurumla vekil tayin ettiği kimse arasındaki ilişkiden kaynaklanmış(vekalet görevinin kötü ifası)olduğundan kurumun kendi risk alanında doğan bir nedene bağlı olduğundan o davada sonuç alma şansınızın olduğunu düşünmekteyim.
Old 13-10-2009, 22:17   #5
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.fundasin
Sayın Av. Ömeroğlu, açıkçası ben bir çıkış noktası yakalayamıyorum.Tahsil edilen para kurum kasasına girmediğinden kurum aleyhine istirdat davası da açamayacağımı düşünüyorum.Tek çözüm yeniden ödemek gibi geliyor.

Meslektaşım,

Baro levhasındaki numaranızdan size ulaşamadım; yarın gündüz ararsanız telefonla bilgi paylaşabiliriz.

Ömer Kavili

0532 322 00 23
Old 14-10-2009, 06:58   #6
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Borçlar hukukunda geçen "güven nazariyesi" gereği ödemenin gerçekleşmiş olduğunu düşünüyorum. Menfi tespit davası açılırsa borcunuzun olmadığının tespitine karar verilebileceğini düşünüyorum. Çünkü para ödenmiş olup elinizde belge var. Elinizdeki belge yazılı delil başlangıcı bile sayılsa humk a göre tanık dahi dinletebilirsiniz. Dayanak noktasının güven nazariyesi olduğunu düşünüyorum.
Old 14-10-2009, 08:15   #7
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Meslektaşım,

Baro levhasındaki numaranızdan size ulaşamadım; yarın gündüz ararsanız telefonla bilgi paylaşabiliriz.

Ömer Kavili

0532 322 00 23

Sayın Kavili, bilginizi THS ile paylaşsanız daha iyi olmaz mı?
Old 14-10-2009, 18:18   #9
mdelen82

 
Varsayılan

Yapılacak iş menfi tespit davasından ziyade İcra İflas Kanunun 71/1 maddesi uyarınca itfa sebebiyle takibin iptalini İcra Mahkemesinden talep etmektir.Yapılan ödeme geçerli bir ödemedir. Kazanacağınıza eminim.
Old 14-10-2009, 18:33   #10
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sayın Mdelen82,azledilen ve hakkında ceza davası açılan ayrıca vekaletnamede adı olmakla birlikte takip talebinde adı bulunmayan vekile yapılan ödemenin geçerli bir ödeme olup olmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiğini dolayısıyla icra mahkemesinde uyuşmazlığın çözülemeyeceğini düşünmekteyim.
Old 14-10-2009, 18:55   #11
Av.Kaan

 
Varsayılan

Yetkisiz temsilciye yapılan ödeme hususunun da göz önüne alınması gerektiği kanaatindeyim. Bir yandan bu durumun müvekkil vekil arasında bir ilişki olduğu görüşüne de hak veriyorum ancak yine de temsilcinin yetkisiz olması ve bu kişiye ödeme yapanın bunu bilebilecek durumda olması hususu beni kararsızlığa itiyor.

Alıntıladığım HGK kararı yetkisiz avukata yapılan ödemeyi geçersiz sayan ifadeleri barındırıyor.


Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2002/19-249

K. 2002/258

T. 3.4.2002

• AHZU KABZ YETKİSİ ( Vekilin Yetkili Olmamasından Dolayı Vekile Verilen Paranın Kabul Edilmeyerek İcra Takibine Başvurulması )

• İTİRAZIN İPTALİ ( Para Çekmeye Yetkisi Olmayan Vekile Paranın Ödenmiş Olması Dolayısıyla Davalı Banka Hakkında İcra Takibine Geçilmesi - İtiraz )

• İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Para Çekmeye Yetkisi Olmayan Vekile Paranın Ödenmiş Olması Dolayısıyla Davalı Banka Hakkında İcra Takibine Geçilmesi - İtiraz )

• VEKALET ÜCRETİ VE YARGILAMA GİDERLERİ ( Ödemeyle Yükümlü Kılınılan Paranın Dışında Olması - Vekilin Özel Yetkiye Gerek Olmaksızın Alabileceği )

• YARGILAMA GİDERLERİ VE VEKALET ÜCRETİ ( Ödemeyle Yükümlü Kılınılan Paranın Dışında Olması - Vekilin Özel Yetkiye Gerek Olmaksızın Alabileceği )

818/m.388

1086/m.33,63

1136/m.171


ÖZET : Müddeabihi kabz için özel yetki gereklidir. Ödemeyle yükümlü kılınılan paranın dışında kalan yargılama giderlerini ( ve bu arada vekalet ücretini )müddeabihin dışında kalmış olması nedeni ile vekil, özel yetkiye gerek olmaksızın alabilir.
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Küçükçekmece Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.10.2000 gün ve 2000/307-945 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 19.6.2001 gün ve 2001/1013-4804 sayılı ilamı ile , ( ...Davacının taşıtının trafik kazası sonucu hasarlanması dolayısıyla davacı, sigorta şirketinin sorumluluğu bakımından şirkete başvuruda bulunmuş; daha sonra bu işinin takip ve sonuçlandırılması için üçüncü kişiye vekaletname vermiştir. Vekil, vekaletnameye dayanarak sigorta şirketinin yolladığı parayı davalı bankadan davacı adına almış ve yeni adres bırakmadan adresini terk ettiğinden davacının, onunla hesaplaşmasına olanak kalmamıştır.
Davacı, kabza ( para çekmeye )yetkisi olmayan vekile paranın ödenmiş olması dolayısıyla davalı banka hakkında icra takibine geçmiş; davalı banka, vekaletnamede kabz yetkisinin verilmemiş olduğu yolunda kesin bir ifadenin yer almamış olduğunu, aksine bu amaçla düzenlendiğinin kabulü gerektiğini belirtip, takibe itiraz etmesi üzerine davacı, itirazın iptali davasını açmış ve %40 icra inkar tazminatı istemiştir.
Yerel mahkemece, vekilin vekaletnamede ahzu kabza yetkisi bulunmadığı nedenine dayalı olarak istek doğrultusunda hüküm oluşturulmuştur.
BK'nun 388.maddesi uyarınca "vekalet akdinin şümulü mukavele ile sarahaten tespit edilmemiş ise taallük eylediği işin mahiyetine göre tayin edilir". Somut olayda, vekaletname sigortadan para alabilmeyi gerçekleştirmek için düzenlenmiştir. İşin mahiyetinden vekaletname, sigortanın saptadığı paranın alınmasını da kapsar niteliktedir. Özel yetki verilmesi gereken durumlar HUMK'nun 33 ve 63.maddeleriyle Avukatlık Kanununun 171/2 ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşuna Dair Kanunun 31. maddesinde yer almıştır. Bunun yanısıra, İçtihat ve öğretinin getirdiği sınırlamalar da bulunmasına rağmen, belirtilen bu hususlar konumuzla bağlantılı değildir. Ne var ki, yerel mahkeme, ahzu kabza özel yetki bulunmamasını hükmüne dayanak yapmıştır. Kabz için özel yetkinin yasal dayanağı, HUMK'nun 63 .maddesidir. Anılan maddede açıkça belirtildiği üzere "müddeabihi kabz" için özel yetki gereklidir. Ödemeyle yükümlü kılınılan paranın dışında kalan yargılama giderlerini ( ve bu arada vekalet ücretini )müddeabihin dışında kalmış olması nedeni ile vekil, özel yetkiye gerek olmaksızın alabilir. Olayımızda, mahkemece hüküm altına alınmış bir para söz konusu değildir. O nedenle de açık yetki verilmiş olması gerekmez. Amaç ve seçilen sözcüklerle vekil, bankadan parayı almakla yetkili kılınmış olmaktadır. Bu yönler gözetildiğinde, davalı bankanın parayı haksız olarak vekile ödemiş olduğu söylenemez.
Bu nedenlerle yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir..." )gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 3.4.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY AÇIKLAMASI
Dava, davacının vekil edilenin, davaya konu olan parayı alma konusunda yetkili kılınmadığı halde, paranın davalı banka tarafından vekile ödenmesi nedeniyle, elde edemediği alacağının, vekilden ve bankadan alınması istemine ilişkindir.
Mahkeme, vekalette paranın vekile ödenmesi için vekalette açıklık bulunmadığı gerekçisi ile istem kabul edilmiştir.
Daire vekaletteki yetkinin yeterli olduğu gerekçesi ile yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Sorun vekaletle vekile söz konusu olan sigorta bedelini alma yetkisinin verilip verilmediğidir. Vekaletname, kazaya uğrayan bir aracın sigorta işlemleri için düzenlenmiştir. Duruksama yaratan bölümü, "... motorlu aracın hasara uğraması nedeniyle adıma tahakkuk etmiş ve edecek ne isim altında olursa olsun tüm sigorta bedellerini, mali masuliyet ve kasko..."biçimindedir. burada daire ve genel kurul "bedellerini" kelimesinden sonra, "almaya" kelimesinin varlığının kabul edilmesi gerektiği düşünülmüş olacak ki, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Daire bozma ilamında belirtildiği üzere, somut olaya BK.nun 388. maddesinin uygulama olanağı yoktur. Vekil idenin vekile vermediği bir yetkiyi ve irade açıklamasının, yerine geçmek hukuka uygun olarak kabul edilemez. Davalı banka dahi davaya karşı verdiği cevapta vekaletteki ifadelerin duraksama yaratacak nitelikte olduğunu, iş yoğunluğu nedeniyle ödeme yaptıklarını belirterek bu açıklaması ile vekalet yetki olmadığını ve böylece kusurunu kabul etmiştir. Vekaletnamede, vekile davacı adına tahakkuk eden paranın alınması için yetki verilmediğinden yerel mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek sonucu bakımından doğru olan kararın onanması gerektiği düşüncesindeyim.
</H4>

Ayrıca aşağıdaki karar açıkça yetkisiz vekile yapılan ödeme ile borcun ödenmiş olduğu kabul edilemeyeceğini belirtmiş.

Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/8285

K. 1995/9461

T. 14.12.1995

• ÖZEL YETKİ ( Ahzu Kabze Yetki Verilmediği Halde Avukatın Alacağı Haricen Tahsil Etmesi )

• İPOTEĞİN KALDIRILMASI DAVASI ( İcra Takibinde Borcun Ahzu Kabze Yetkili Olmayan Avukata Ödendiği İddiası )

• VEKALET ( Ahzu Kabze Yetkili Olmayan Avukata Haricen Yapılan Ödeme Borcun Ödendiğini Göstermez )

• AHZU KABZ ( Vekilin Özel Yetkisini Gerektirmesi )

818/m.386

1086/m.63

743/m.800


ÖZET : Ahzu-kabza yetki vermeyen vekâletnameye dayanarak icra takibine girişen, ancak borcun ödendiği hususu müvekkili ( alacaklı ) tarafından kabul edilmediği gibi, bilahare borçlunun vekâletnamesini alarak ipoteğin kaldırılması ( fekki ) davası açan vekilin haricen tahsil ettiği borcun ödenmiş kabul edilmesi, prensip olarak mümkün değildir.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 9.12.1994 gününde verilen dilekçe ile ipöteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda, davanın kabulüne dair verilen 4.7.1995 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, ipoteğin kaldırılması istemine yöneliktir. Davalı, borcun ödenmediğini savunmuş, mahkemece istem gibi karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
Gülnar İcra Dairesi'nin 1988/200 sayılı dosyasında, davalı Ümmüye tarafından dava konusu taşınmaz kaydındaki ipoteğin paraya çevrilmesi istenmiştir. icra dosyasında alacaklı vekili olan Av. Yılmaz, 26:9.1989 tarihli İcra Müdürlüğüne verdiği yazılı beyanı ile ipotek bedelinin tamamını borçludan haricen tahsil ettiğini bildirmiştir. Av. Yılmaz'ın,11.11.1985 tarih ve 4355 nolu genel vekaletnamesinde alacaklı tarafından ahzu-kabza yetki verilmediğine göre, prensip olarak bu borcun ödendiği kabul edilemez. Av. Yılmaz, aynı tarihte borçlunun vekaletini alarak eldeki davayı açmış ve ipotek bedelinin ödendiğini ifade etmiştir. Ancak, ahzu-kabza yetki vermeyen vekaletname ile yaptığı takipte alacağı haricen tahsil ettiğini ve alacaklıya ödediğini bildirmesine karşılık alacaklı davalı bu paranın kendine verilmediğini savunduğuna göre, davacıya adı geçen vekilden davalıya parayı ödediğine dair delillerin istenmesi ispatına imkan verilmesi ve tüm deliller birarada değerlendirilerek sonucuna göre bir karar kurulması gerekirken, ahzu-kabza yetki vermeyen vekaletnameye istinaden vekilin haricen tahsil ettiği borcu ödenmiş sayarak, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün ( BOZULMASINA ), peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 14.12.1995 günü oybirliği ile karar verildi.
</H4>

Bu durumda kuruma karşı açılacak davadan netice alınamayacağı kanaatindeyim. Tek yapılabilecek yetkisiz vekile dava açmaktır .

Kolay gelsin...
Old 14-10-2009, 19:14   #12
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sayın Kaan,öncelikle konuyla ilgili eklediğiniz kararlar için teşekkür ederim.
Ancak dikkatle okuduğunuz taktirde daha yakın tarihli olan Hukuk Genel Kurulu Kararında bozma ilamındaki ilkeler kabul edilmiş ve benim anladığım kadarıyla ahzu kabz yetkisinin icra dosyasına yatan paranın çekilmesi(zira kararda açıkça olayda mahkemece hüküm altına alınmış bir para bulunmamaktadır denilmiştir) noktasında önem taşıdığı, haricen bu konuda yetkisi bulunmayan vekile yapılan ödemenin geçerli olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Old 14-10-2009, 19:34   #13
Av.Kaan

 
Varsayılan

Sn Ömeroğlu,
HGK kararındaki bahsettiğiniz ifade, benim de dikkatimi çekti ve bu nedenle karar hakkında kesin yorum yapmak yerine "geçersiz sayan ifadeleri barındırıyor" dedim. Ancak kararda geçen "olayda mahkemece hüküm altına alınmış bir para bulunmamaktadır... " ibaresinin kararda bahsedilen müddeabih - yargılama giderleri ayrımı için seçildiğini, bu nedenle de yine de kararın yetkisiz avukata yapılan ödemeyi geçersiz saydığı yönünde yorumlamanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.
Old 15-10-2009, 06:54   #14
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mdelen82
Yapılacak iş menfi tespit davasından ziyade İcra İflas Kanunun 71/1 maddesi uyarınca itfa sebebiyle takibin iptalini İcra Mahkemesinden talep etmektir.Yapılan ödeme geçerli bir ödemedir. Kazanacağınıza eminim.


i.i.k. 71/1 de imzası ikrar edilmiş bir belgeden söz etmekte. İmza konusunda ihtilaf olursa İcra mahkemelerinin imza incelemesi yapmayacağını düşünüyorum. Bu yüzden genel yetkili mahkemelerde menfi tespit davası açmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.
Old 15-10-2009, 23:14   #15
mdelen82

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömeroğlu
Sayın Mdelen82,azledilen ve hakkında ceza davası açılan
sayın av. ömeroğlu avukat parayı tahsil ettiğinde henüz hakkında ceza davası açılmamış ve azil edilmemiştir. Bu fikrinize katımıyorum.
Old 19-10-2009, 11:32   #16
altınhukuk06

 
Varsayılan

Kurumun ahzu kabza yetkili olmayan avukatı,".... esas sayılı dosyanın tamamı borçlu tarafından icra dosyasına ödenmiştir.''' şeklinde bir yazı vermiş. İcra dosyasına herhangi bir ödeme yok, icra dosyasında ödeme gözükmüyor. Bu husus, alacak-borç yönünden tamamen borçluyla avukat arasında, hizmet nedeniyle de kurum ile avukatı arasındaki bir ihtilaf. Bu nedenle ödemeyi yapan borçlunun kurum aleyhine açacağı bir davada olumlu netice alınamayacağı kanısındayım. Çünkü icra dosyasına ödenen bir şey yok, kurum kayıtlarına girmiş ve fakat inkar edilen bir para da yok. Maalesef yetkisini aşan, görevi kötüye kullanan avukatın cebine giren bir para mevcut. Kurumun da, ödeme yapan borçlunun da muhatabı malum avukattır.
Old 19-10-2009, 19:56   #17
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.fundasin
Avukat ise müvekkile ''''..... esas sayılı dosyanın tamamı borçlu tarafından icra dosyasına ödenmiştir.''' şeklinde bir yazı veriyor.

Belgede sadece bunlar mı yazmaktadır?
Old 27-10-2009, 09:44   #18
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

Ödeme yapılan avukat kurumun kadrolu avukatı. Her ne kadar vekaletnamesinde ahz u kabz yetkisi olmasa da, kurumun kadrolu avukatı olması sebebiyle bu güveni uyandırarak tahsilat yapmış. Kurum çalıştırdığı personelin bu davranışından sorumludur. Vekaletnamesinde ayrıca yetki olması gerekmez.
Old 28-10-2009, 23:37   #19
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Sayın Kavili, bilginizi THS ile paylaşsanız daha iyi olmaz mı?

Sayın Aladağ,

Bilgimizi paylaşma ve yardımlaşma anlayışıyla hareket ettiğimizi yakından biliyorsunuz.

Sakıncalı olacağını düşündüğümüz yön şudur:

Eğer somut olayın özel yani "sır" "gizem" yanını yazılı biçimde tartışacak olursak ve bu ayrıntılı tartışmayı da KARŞI YAN veya VEKİLİ öğrenecek olur ise, site üyesi meslektaşımıza sıkıntı doğabilir.

Site üyesi meslektaşımızın durumuna öncelik tanınması kabul edilebilir sayılmalıdır.

Ömer Kavili

Eski sanık
Old 29-10-2009, 12:35   #20
Av. Eyüp KATI

 
Varsayılan

öncelikle meslektaşımızın ilettiği cümlede ''kurumun genel merkezine giderek'' şeklinde belirtilmiştir. kurum avukatının para tahsili yetkisi olmadığı konusunda borçluları uyarmışmıdır. belki avukat olan bu kişi yüzlerce dosyadan para tahsil ederek kurum kasasına geçmis bir kısmını zimmetine gecirmistir. para kasaya girerken ''iyi'' zimmet olunca ''borçlu gel bir daha öde''bu kabul edilemeyecek bir kusur olduğunu düsünüyorum. haliyle adam çalıştıranın sorumluluğu olması gerekmektedir diye düsünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ahzu Kabz yetkisi olmadan Vekalet Ücreti icradan tahsil edilebilir mi? MGDurbin Meslektaşların Soruları 33 04-01-2012 17:15
Ahzu kabz yetkisi yoksa dosyadan avukatlık ücretini aLabiLir miyiz? Akademiker Avukatlık Hukuku Çalışma Grubu 26 06-02-2010 16:24
Ahzu Kabz Yetkİsİ Av. Süleyman Emre Ötün Meslektaşların Soruları 2 04-06-2008 18:36
ahzu kabz yetkisi ve bankacılık işlemleri piedra Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 1 09-10-2006 22:45
Ahzu Kabz Yetkisi Olmayan Vekil Saim Korkmaz Meslektaşların Soruları 0 30-05-2002 19:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05456400 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.