27-08-2006, 14:05 | #1 |
|
güler ataş şiirleri
GÜCÜM YOK
İçimden trenler geçiyor Zaman kulaklarımda Eskiden kalma çigan Vagonları Artı eksi Son vagonda ellerin Hızlı hızlı kayıyor raylar İçimden gemiler geçiyor Boğaz manzaralı Bir ısanbul uğurluyorum Hoşça kal diyecek gücüm yok Çok uzaklarda varlığın Dalgasız bir denizde Çalkalanıyorum Bölüyorum çarpıyorum Çoğalmıyorsun Ve kayboluyor siluetin İçimden uçaklar geçiyor Aklımdan uzaklar Kan döküyor gökyüzü Binlerce fitten Ve gözlerin Renksiz bulut bu günlerde Ağlamayı unutmuşsun İçimden dün geçiyor Bu gün değilim artık Ne sen bana gelmişsin Ne ben gitmişim meğer Boğaz manzaralı bir dama Asıyorum şimdi Dünü bu günü Ve seni Hoşça kal diyecek gücüm yok Kuzguncuk / Ağustos 2006 |
27-08-2006, 14:14 | #2 |
|
güler ataş şiirleri
Ve Barut Kokusu
Ve ben Dağda ateş Ovada kor Şu sessiz geceler de Yanı başımdasın Nefesin aha şuramda Ağaç ve toprak Ve barut kokusu Birde senin O leylak, o hanımeli O canımın içi Nasıl dayanırım sanırsın İnancım kavgam ve sen Uzak değilim senden A yar A yiğidim A sevdalım A onurumun bekçisi Çocuklarını büyütüyorsun Sevdaya dair yarınların Ve biz gerillayız Anlayacağın Umuda dönük yüzü Kirli dünyanın Kavgamın parçası Onurumun neferi Sevdamın kaktüs çiçeği Kuruyan dudaklarıma Hayat Dik başım Ağaç ve toprak Havada barut kokusu Birde senin Şu sessiz gecelerde Bilsen Bir bilsen Ne kadar seninleyim Ağustos / Bodrum / 2006 Güler Ataş
|
27-08-2006, 14:20 | #3 |
|
Alfabetik Kapılar Kapandı Üstümüze
Biz eskidende Aynı evin çocuklarıydık Duvarlara yazdığım sloganlar Üç gün eski dilinde ki marşlardan Başka başka sokaklarda bağırdık Ölümün bir adım önünde Eşkıya aşklar yaşardık Dağlara sevdalı Bir gün Bir eylül sabahı Reolarla taşındık Alaylı kışlalara Başka başka evlere düştük Numaralı sokaklar gibi Alfabetik kapılar kapandı üstümüze E kapısından F kapısına İçimizin koğuşlarını koridor yaptık Filstin’li tezgâhlarda Göz bebeklerimiz büyürken Öfkeye inat aşklar büyüttük Sustuk sustuk sustuk Kime sevdalı olduğumuzu unuttuk Düşmesin diye gözümüzden Yaşlarımızı topladık Yüreğimizin sarnıçlarında Çocuklar doğurduk çığlıksız İnanç dedik hepsine Ne kadar çok anneyiz Ne kadar çok babayız Ellerimiz ne kadar kocaman Sıkıldıkça bilekten Genişlemiş büyümüş Her bir parmağımıza Onlarca çocuk yapışmış Şimdi…. bir aşka düştük Demet demet güle gebe duygular Goncalar doğacak sevgilim Goncalar.. Güler Ataş
|
28-08-2006, 20:02 | #4 |
|
güler ataş şiirleri
Aynanı Unutmuşsun Ne zaman otursam Son çayını içtiğin masama Karşımda sen Saçlarını tarıyorsun Aynanı unutmuşsun Kendine nasıl bakıyorsun Ne zaman çıksam kapımdan Miting alanı sokaklar Çocukların dili sesin Sesini unutmuşsun Nasıl konuşuyorsun Ne zaman bir türkü duysam Ağlatırım anamı Göğsümde bir acı Ayaklarımın altı kan gölü Bıçağını göğsümde umutmuşsun Sana lazım değil mi Dört duvar arasındayım Bir damla ışığa hasret Ciğerlerim nefese Ayaklarımda hain pranga Hücrende beni unutmuşsun Hiç özlemedin mi Ne zaman otursam şu masaya Karşımda sen Bir yanımda ay cemal Bir yanımda bir demet gül Ben aynana Onlar bize bakar Ya sen ne yana Ve evimin olmayan çatısı akar Hıçkırıklarla Damla Damla Ne zaman yağmur yağsa Aklıma sen gelirsin Aynanın yanında şemsiyeni unutmuşsun Hem dağınık hem ıslaksın Kendini bende unutmuşsun Bizi bu masada bırakıp Böyle bir başına Nereye gidiyorsun 08 / 08 /2006 Güler Ataş
sesli dinleyebilirsiniz Download Linki: http://www.hemenpaylas.com/download/1352535/aynani_unutmussun.mp3.html |
28-08-2006, 20:07 | #5 |
|
güler ataş şiirleri
İllede Sevdadan Oysa kaç kere söylemiştim Bakma gökyüzüne Bırak elinde ki haritaları Uzak çeker gözün Binme demir kanatlı kuşlara Özgürlüğünden olursun Koparma ayağını toprağından Beslenemezsin Aldığım oksijeni paylaşırım Aç kalırsak bir gün Dar gelirse sokaklar bize Dağa vururuz Eşkıyalar yalnızdır şimdi Oysa kaç kere söylemiştim Bekleme deniz kenarlarını Tutulursun bir balığa Solungaçların yok senin Boğulursun Gemilerimiz var bizim Evren kadar umut yüklü Sandallarımız Sana bir sal yaparım Saptan samandan Ama ille de sevdadan Sana kaç kere söylemiştim İnanma bahar yalancıdır Çiçek döktüğü gün ağaçlar Kışa döner sevdalar Mevsimlik değilsin sen Yedi bölgem var benim Dört mevsim veririm Oysa kaç kere söyledim Gitme uzak iklimlere Ekmekleri var onların Tıka basa burnundan taşan Sana kalbimin bahçesini veririm Ot ekeriz Sevgi biçeriz Doyarız be yarim Onurumuz var bizim Oysa kaç kere söyledim Bekleme deniz kenarlarını Gemilerim var benim Evren kadar umut yüklü Sana sal yaparım Saptan samandan Ama ille de sevdadan 03/ 08/ 2006 güler ataş sesli dinleyebilirsiniz Download Linki: http://www.hemenpaylas.com/download/1308959/illede_sevdadan.mp3.html |
30-08-2006, 08:01 | #6 |
|
güler ataş şiirleri
Etini Değil Ruhunu Öperim
Hatırlar mısın / Bir eylül sabahıydı Ne görkemli bir törenle / Beyazlara büründü Kara kaplı kitaplar Hukuk, Gülhane de Morgda Gönlümüz firari / İşgal altında ki sokaklarda Kapı önünde türküler yakılırdı Öfke, acı, sevda karışırdı sesimize Kışlalar doldu bu gün Doldu boşaldı bu gün Gel gardaş görüşek Ayrılık oldu bu gün Ölümle yaşam arasında, bir güldü sloganlar Kaçımız bir daha görüşemedik / Ne içerde ne dışarıda Kaçımız çürüdü bez parçası gibi / küf kokulu hücrelerde Ve biz, inadına insanlık dersi verdik Nasibini alamamış / Eli kana bulaşmış adamlara Sence nasıl severlerdi çocuklarını Hangi sabun temizlerdi ellerinde ki lekeyi Ve anlayamam / nasıl öperlerdi sevgililerini Sevgi incinmezmiydi / Öpülürken dudaklarından Aşk kimbilir kaç kez intihar etmişti Adı yakışmayan ağızlarda Hatırlarmısın sevgilim / Nazım ustayı anardık her görüşte Sana don getirdim derdim / gözlerinle severdin ellerimi Üzülürdün benim için Beni bekleme yarim derdin / Daha çıkmama çok var Belki de güneşi bir daha görememek… Bilmezmisin Onurla beklerdim her görüş gününü Yıl dediğin nedir ki yarim / Bir damla su Tuttuğu göle inat, onurla ağartırım saçlarımı Bayrama gelir gibi gelirim / Beyaz giyerim Ve alışamam yirmibirinci yüzyıl aşklarına Senin, hücrende dik tuttuğun başını taşırım sokaklara İşte bu yüzden, beklerim yarim İşte bu yüzden, etini değil Ruhunu öperim her gece Sensiz yattığım döşeklerde Güler Ataş
sesli dinleyebilirsiniz Download Linki: http://www.hemenpaylas.com/download/1371783/etini_degil_ruhunu_operim.mp3.html |
30-08-2006, 08:06 | #7 |
|
güler ataş şiirleri
Kara Yılana Yakışır Rengim
Toroslar’ da Nar Çukurova’ da Ağacım Hazin Aşk öykülerinin Çiçeklerini açarım Yılan sevişmeler Ve Sevişme mevsimi Yılanlara veririm, tüm ihtişamıyla Çiçeklerimi Sevişir giderler Boş gözlerle bakarım Toprağıma Bir sonraki mevsime Saklarım tüm kırmızılarımı Yılan Sevişmeler Senfoni Rengim Kara yılanlara yakışır Toroslar’ da Nar Çukurova da ağacım Kara yılan sarmal Boynumda Boğum boğum Tüm mahremiyeti Tüm vahşetiyle En çok Daha çok Adı ölüm Adı kara Adı sevda Narçiçeği En çok kara yılanı sevdi güler ataş sesli dinleyebilirsiniz Download Linki: http://www.hemenpaylas.com/download/1371655/kara_yilana_yakisir_rengim.mp3.html |
30-08-2006, 08:25 | #8 |
|
güler ataş şiirleri
Ölü Sevici Kelimelerin / Ölmeyeceğim Son mektubunu okuyorum hergün Bana bıraktığın yuvarlak bir cevap - Aklında hiçbir şey kalmamalı Aklımı nerden bilebilirsin ki, Her gelişini gidebilir ihtimali üstüne kurguladım Hatta bana hiç gelmemiş olduğunun da farkındaydım Neden geldiğini anlamadığım kadar Gidişini anlayabiliyorum Ve dönüp dönüp mektuplarını sıralıyorum Dama taşını mı kaybetmiştin Mat edildiğin oyunların jübilesini Benimle bitirebileceğini biliyordun gelirken Bize inanıyordum çünkü Çünkü biz, hiç oynamazdık birbirimizle İnançlarımı sarsabilir mi gelişine yakışmayan gidişin Başım öne düşer mi sanıyorsun Eğer yaşıyorsam biliyorum ki Tarihini inkar etmemiş birileri var hala Yanılgı diyebilirim, yenilgi asla Ve her gün çarşaf çarşaf açıyorum mektuplarını Bana değildi yazılanlar Mağlup çıktığın aşklarını yaşatmak istedin Farkında değilmiydim sanıyorsun Bütün yamalarımızı söker El emeği göz nuru giydirirdik üstümüze Hangimiz yarasızdı ki, onaracaktık Kendinle oynamasaydın eğer Şimdi son mektubun önümde -boş gözlerle okudum, anlamadım diyorsun -bana zaman Yazdığın yakışmayan bir yuvarlaklık Ve hangi cümleni yakalasam Ölü sevici bir dokunuş beliriyor kelimelerinde Duygularım ölür mü sanıyorsun Hala inanıyorum bize Biliyorum ki milyon milyonduk Biliyorum ki bir gözyaşına bir dostumuzun Dünyayı yakardık Kaç aşk bu kadar iz bırakıp Hiç gelmemiş gibi gidebilirdi Ancak öldürdüğün aşklarına sevdalıysan Ben ölmeyeceğim dostum Sevme beni Hayatına gelip gidenlere sevdalıysan Gelmeyeceğim dostum Sevme beni Sen bedel öderken terk edenlere sevdalıysan Ne ülkemi nede sevdamı terk etmeyeceğim dostum Sevme beni Ve bütün sözlerin aklımda şimdi Hangi cümleni düşünsem Ölü sevici bir kelime yaralıyor Kanamalı bir hastayım ama Ölmeyeceğim dostum Sevme beni Güler Ataş
sesli dinleyebilirsiniz Download Linki: http://www.hemenpaylas.com/download/1311838/olu_sevici_kelimelerin-_olmeyecegim.mp3.html |
31-08-2006, 08:30 | #9 |
|
güler ataş şiirleri
Gramofonda Aşk
Çok eski Çok eski leyla Taş plaklarda sesi Biraz hüzünlü Biraz kırgın Biraz boynu bükük Kum fırtınasına Yenik leyla Eski bir kitap kadar Mahcup Sararmış Birazda tozlanmış Mecnundan uzak leyla Unuttuğumuz gramofonda Eski Çok eski leyla Güler Ataş
sesli dinleyebilirsiniz Download Linki: http://www.hemenpaylas.com/download/1461571/gramofonda_ask.mp3.html |
03-09-2006, 22:53 | #10 |
|
güler ataş şiirleri
Yazık ki büyümüşüz
Hayat şimdi Bitirilmiş bir masal Görülmüş bir düş Yürünmüş bir yol Yorgun ve ağır bir yürek Hepsinden beter Hastalıklı bir hasret Ellerim veda yazıyor Çok uzaktan Ve öğreniyorum ki Kara tahtanın önünde Kara çocuklar değiliz Yazık ki Beyaz değil artık yakamız Önce aldanmayı öğrendik Aldattıklarımızdan Kaybettiğimiz dostluklardan Eksilmenin yakıcı yalnızlığını Koştuğumuz sokaklarda Kaybolan ayak sesimizi Sonra masum çocuk yüzlerini Ve annesiz parmaklarımızın Yalandan sevgilerde büyümesini Yazık ki Seni büyümemiş ellerimle Yakamda unuttuğum Gül Duvarlara direnen Yazılar Ve bir kayboluş öyküsünde Yaşam belirtisi gibi sevdim Şimdi çocuk muyum Kara çocuk sen misin Yakamda ki gül ne renkti Unutmuşum Şimdi gülüm tek bildiğim seni Kara önlüğümün üstünde Beyaz yakam gibi sevdiğim 1 / 09 2006 / AVCILAR |
10-09-2006, 17:40 | #11 |
|
Ahmet Arif Dinliyorum
Ezberlediğim bir türküydü
Her gün seni aklıma düşüren Benim ülkemin Dağlarına bahar gelir Senin gözlerine sarı hüzün İçine düşerse yeşil Ranzan ve dudaklarındaki duman Bil ki Ahmet arif dinliyorum Aklımda sen |
10-09-2006, 17:42 | #12 |
|
Gönderemediğim Mektup 1
GÖNDEREMEDİĞİM MEKTUP
CEMAL ATAŞ’A Bir aydır uzaksın bizden. Uyuduğun yerleri bilsem ipek çarşaf sererdim yattığın yataklara. Canın acımasın isterdim. Acıyan yerlerime tuttum çıktığın yolculukları. Bulutlardaysan bir göz kırp yeter. Başım inmiyor yere. Gündüz güneşte gece ayda arıyorum yüzünü. Yıldızlardan göz yapıyorum; Gör diye beni. Başımın üstündeysen uzat elini, Hissederim. Çocukluğuma dönerim böyle her gün. Her gün acır ikiz yanım. Her gün gider beklerim bir cezaevi önünde. Öperim bütün tahliyecileri alınlarından, kardeşim kokar mı diye. Bilirim, aynıdır küf kokusu içerde. Belki sen kokar burnumda. Sana benzemez ya hiç kimsenin hasreti, Yine de ayaklarım götürür, gözlerim seçer mi siluetini bir görüş gününde diye. Bir aydır haber yok senden. “Aşkııım” deyişini özledim, biliyorsun. Biliyorsun ki biz hep haber bekledik yıllarca. Her kapı vuruşuna çarptık yüreğimizi, Her telefona titredi sesimiz, Sessizce ağladık bütün faili meçhullere... Arşivler yaptık, çetele tuttuk kırkı aşan göz altılarına. Kırkladılar seni canımın yarısı. Her girişin içeri bir yıl aldıysa senden Biliyorlardı ki kırkında susacak Kabına sığdıramadığın yüreğin. Bana bir ses ver bu eylül. Eylüller sarıdır, hüzündür. Kasım patına gebedir eylüller Susuşudur İnsan yanımızın. Bir ses ver küçüğüm ve elini ve yüreğini ver Bu bahar seninle gideceğim 1 mayısa. Yeniden doğursun diye yattığın topraklar seni İnandığım bütün değerlerle yalvaracağım İçimdeki suskunluğa. Uzun yolculuk diyorlar gittiğin yollara. Yanık bir türküymüşsün dilimde, sevdiğim ama korktuğum söylemekten. Cemalım algınım yangınım. Kıyamazsın bana dönersin, Yolculuk neki, İçimde bıraktım seni Damarlarımda kaldığın sürece Rahat uyu olduğun yerde, Birlikte götüreceğim seni bütün kavgalara, Bütün aşklara Tutup elini ellerimden Yarım bıraktığın her şeye vereceğim seni Tamamla diye. ................................................. .... |
10-09-2006, 17:47 | #13 |
|
GÖnderemedİĞİm Mektup 2
Gönderemediğim mektup-2
Her gün bir yaprak düşürüyorum takvimlerden Sonbahar havasıdır. Günler böyle dökülür çaresiz. Baharda böyle düşer Bir ağacın dallarından. Zaman yaprak sanır kendini yüreğimizde Yazda geçer Cehennem sanır kendini temmuz Bir avuç kor atar içimize. Her mevsim dönümü esen rüzgar. Uçurur küllenmeyen acının tozlarını Aklımızdan çıkmaz Acı Ateş Temmuz Zaman sadece akar takvimlerde Ben kum tanesi Kendime akar gözlerim Irmak olur coşar Yıkar içimi dışımı Zaten kum tanesiyim Kum saati zamanda Akar Akar Akar Her ay temmuza bakar 24/09/2005 |
11-09-2006, 20:28 | #14 |
|
Ben Seni Değil Çocukluğumu Kaybettim
seni alıştığım yerlerde arıyor ayaklarım
bir mahkeme salonu uğrak yerim kapalı görüşlere alışığız açık görüş yasak / Sinan dan bu güne demokrasiye benziyor şimdi seni bulmak ayaklarım gözlerime yapışmış gitmek bile yasak bir tünele götürüyor bütün çıkışlarım / voltada ayaklarım yüreğim kocaman bir duvar hainliği pusuya düşürdüm emanetindir iki gözüm.... seni temmuzda aradım cemde gördüm çocukluğunu öyle sen / öyle senden ki güzelim / küçüğüm / kardeşim ben seni değil çocukluğumu kaybettim 10/12 / 2005 Güler Ataş |
11-09-2006, 20:32 | #15 |
|
Hala Türkü Söylüyor Istanbul
Cemal Ataş'a
Bir çiçekçi çocuk Kapımı çaldı ...................bilemedim Tutuldum....dondum Yüreğimin kıyısına benden büyük Bir çelenk bıraktı Aylardır aklım canlı tutmaya çalışıyor cerrahın avuçlarında seni Gömemem ki ellerimle Çocukluğum var o sandıkta Gençliğim geçmişim Ben..... yani biz........ Yarınlarım gidiyor dostlar ..................... Dostlar ..........Dostlar...... ............................İyide Ben hala nefes alıyorum Hala..... ıstanbul türkü söylüyor Yiğidim arslanım burada yatıyor 07/01/2006 Güler Ataş |
12-09-2006, 05:27 | #16 |
|
Dizelerinizde harfler sanki gergin bir yaydan fırlatılmış ucu sivri birer ok gibi hedefine ulaşmış..Hecelere dilediğiniz mevsimi yükleyerek,arzuladığınız melodiyi giydirmişsiniz.
Yazdıklarınız yüreğinizdeki acıyı bir tablo gibi ahenkle vurmuş tuvale.. Gördüklerimi şiir diyemiyorum..Bunun çok daha ötesi var bunlarda.. Çok daha derin,muhteşem ve ancak şiir dilinden anlayan birinin idrak edebileceği cinsten anlamlar ile yüklü.. Sizi kutlarım sevgili ATAŞ.. HER GECENİN BİR SABAHI VARDIR. ----------------------------------- |
14-09-2006, 18:01 | #17 |
|
Darağcına Gebe Şeytan
Hüzün
Hazan Sarı İçimdeki ayrılıklar Her eylül bir kez daha Seninle çalar kapımı Gümbür gümbür içim Kaç sevdiğim Çarpar Kaçı sarı yolculuktadır voltalarda Yürüdüğüm yollara sarı Sonbahar düşer Bir kaç gün sonra Beyaza dönecek bu sokaklar İçi kara Dışı beyaz İnsanlık Özlem Kara hasret İçtiğimiz bir bardak çay Soğuk Ve sentetik bir tat ağzımızda Yarin elleri üşür Hiç değmemiş gibi tenime Eylül Sarı Eylül Sessiz Eylül Şeytan kadın Darağacına gebe Hüzün Hazan Sarı Sen Ben Ve bir anne Kucağında yarın Kucağında yarim Her gece İllet bir darağacından Koparıp bebeğini Düşlerime Sarı bir eylülden kalma Emanet bırakır SENİ 14 / 09 / 2006 |
14-09-2006, 18:02 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
TeŞekkÜr
yorumunuz beni onurlandırdı teşekkür ederim..
|
16-09-2006, 09:01 | #19 |
|
Aşk Çıplaklıktır
Aşkın yapıştırma
...........................Üstüme Senin yoksulluğun Benim en güzel şiirlerim Sıcak soğuk iklimlerin / Karabasanı Tarifsiz bir ikilem / Gidip geldiğin Devasa bir sahnede .............................Sana göre değilim Yaşamın gerçeğiyse .............................Oyun Bir sahtecilik var / İdare ten giydirilmiş Taklit bir kostüm gibi / Yırtıyorum Antik bir tiyatro sahnesinde ..............................Tüm giysilerimi Çırılçıplağım Bütün perdeleri İndiriyorum ............................Yüzleşiyorum Ay ışığı altında yansıyan ...........................gölgenle Sen ki ROMEO Balkon altı sahnelerinin kahramanı Alkış / Alkış ........................Ve yine alkış Son perde Son sahne Yağmur yağıyor Ve yıkanıyor sözcükler Her damlada Akıyor renkleri dudaklarının .......................Çıplaksın ......................Utanmıyorum 14/ 09 / 2006 Aşkın ruhu çıplak olmaktır.. |
16-09-2006, 15:53 | #20 |
|
İnsan - lık Denen Seyis
Çift bilinmeyenli denklemden
Kötüyüm son günlerde.. Aklım.. tek tarafı... Ağır basıyor Terazideki duygularım.. Sanki iki ayağından biri hayatın Çok mu bilinmeyenliyim? Matematiksel hesaplar Sosyal hesapları tamamlıyor Aslında duygu ayağım Yere basmaktan korkuyor bu günlerde Akıl ayağım duygularımı çeler diye. Anlatılamaz keşmekeşmiş insan olmak. Son günlerde ne okuduklarımı anlıyorum Ne yazdıklarım anlıyor beni. Bir avucumda akıl Bir avucumda insanlık. Aynada soruyorum benim olmayan yüze. Akıllı insan ol diyor / akıllı insan........ Tırnaklarıma kadar yangın hissizlik Uyuşukluk acı Bütün bilinenler canımı yaktı Bilinmeyen ruhumu yakıyor.. Ve korkularımı kamçılıyor Vahşi bir atmışım gibi Sosyalleştiriyor beni İnsanlık denen seyis 06/0572004 Güler Ataş |
25-09-2006, 15:55 | #21 |
|
Eylül Vurmuş Aşklara / VEDA
Hani eskiden
Bizim olan kentler vardı Sokakları uzun zamandır Çocuklarını terk etmiş anne Vefasız sevgili Muhbir / İş birlikçi Ülkemin panoraması canlanıyor Bütün gazete haberlerinde Bacalardan sızan Selülozik kokular Uçuşan martı değil Eylülün gözyaşları Bir kitap kapağından Sokağına düşen Metalik sesler karışıyor Kapı seslerine Özgürlüğün kolları / Halkalı Ayaklarına kurşun sıkılmış / Aksak Uçmayı unutmuş / Kuşlar Kanatları yolunmuş serçe yıllardır Demokrasi / Ülkemde Şimdi seni bulduğum sokaklara Benzemiyor gördüklerim Şu silinmeye yüz tutan yüzün Çığlığa dönmüş sesim Oysa En iyi sen bilirdin Eylül vurmuş aşkları Seni bulduğum sokaklar Saklamıyor artık beni Eskiden bu şehirler Sevgili kucağıydı Sıcacık güvenli Şimdi Ufak Ufak Yola düşme vakti Hoşça kal sokağım 16 / 09 / 2006 AVCILAR |
10-10-2006, 08:37 | #22 |
|
Yarım Kalan
Yüzünün coğrafyasında
Yeni keşiflere çıkıyorum Bir delta oluyor anlın Binlerce tarih buluyorum Kazdıkça derinlerine doğru Öyle türküler derliyorum ki Notası yok Öyle sesler duyuyorum ki Ormanlarında çığlık Ağustosta çığ Ve ne kadar yakınsam sana Tanrılara da öyle Sonra pınarlarına dokunuyorum Küçücük ellerimle Kanamadığım bir susuzluk Doyamadığım bir açlık bu Bin yıl öteden hatırladığım Antik tadın Ya, o kokun Beni fırtınalara sürükleyen Ve ne kadar istiyorsam yaşamı Senide öyle Şimdi kaldır kılıcını Vur Çözülsün bütün düğümlerim Sen ki İskender’isin fetih edilmemiş Bütün şehirlerimin |
14-10-2006, 14:28 | #23 |
|
Derdimiz Öğrenmek Suda Yaşamayı
Önce bir meyhaneye uğrayacağım
Sabaha dek Köpek gibi içeceğim. İçimde ki köpeği susturmak için Kaldırımlarda Sarhoşlara takılacağım Önüme gelene ağlayacağım Sonra denize açılacağım Yelkensiz ve küreksiz Seni aramak için değil Bunca sarhoşluğum İçimde ki köpekle dostluğum Bin yıl oldu Ne yüzme öğrendi Ne kürek aldı teknesine Sakattı Bastonsuz gezdi Hiç korkmadı bir fosseptiğe düşmekten Şimdi ben ve içimdeki köpek Denize açılacağız Seni aramak değil derdimiz Derdimiz anlamak Solungaçlarını kaybetmiş balıkları Ve öğrenmek Havayla karayı karıştırıp, suda yaşamayı 11 / 10 / 2006 Bodrum Güler Ataş |
18-10-2006, 14:20 | #24 |
|
Güneş'i Ben Doğururum
Sen ay'ı sakla her gece
Güneş'i ben doğururum Bakarsın bir sabah Bakarsın bir akşam Bakarsın en yalnız saatlerinde Bir elimde bir avuç su Bir elimde bir parça kuru ekmek Dolu bir yürek Sevdalı bir çift göz Çalmışım sabahın kapısını Gün aydın sevgili Uyku sarhoşu gözlerini öpüyorum her sabah Kucağımda başla yeni güne diye Her şeyi yarım bırakıp Böyle her gün Güne seninle başlıyorum Sen ay biriktir geceleri koynunda Çok yakında sevgili, çok yakında Her sabah güneş doğuracağım sana Güler Ataş 18 / 10 / 2006 |
20-11-2006, 13:57 | #25 |
|
Göbeğimin Altı Acıyor
sezaryen'de bile kurtarılamamış
bir acı karnımı buran Göbek çukurumda ki acıyı Bir annem anlardı Birde sen sanırdım bir zamanlar Koynunda derin uyuduğum günlerde Kaç kere tecavüze uğramışım Oysa seviştiğimizi sanırdım Ölü bir aşk düşüyorken toprağıma Göbeğimin altı acıyor ANNE |
21-11-2006, 14:05 | #26 |
|
Kırk Kurşunla Yaşamak
Sevdam sol yanımda atar
Sağımsa acım bıçak Deler geçer bedenimi Sevdamı sakladıktan sonra Ne kıymeti var Yaşamak ölüm Yada yaşamak yaralı Kırk kurşunla Bedenimde düşlemedim ellerini Ellerimde sadece Sadece omzuna yaslanmak Ne kıymeti var Sakladıktan sonra sevdamı İki kelimeyi söyleyemeyen Ne kıymeti var dilin Gözünün ta bebeğine Ne kıymeti var Bakamadıktan sonra gözün Sevdan bende Sen başka yerde Hele ellerin başka elde Ne kıymeti var Yaşamak Yada yaralı kırk kurşunla |
23-11-2006, 09:06 | #27 |
|
Ve Kadın Erkeği Yarattı
Gri bir tül gökyüzü..
Birazdan çamur yağacak.. Bütün sokak başlarıma Çamurdan putlar dizeceğim.. Güneş tanrısı rekabeti sevmez.. Canınız acıdıkça Bir sonra ki yağmur mevsimine Kaldıracağım ellerimi.. Üstümden akana kadar toprağınız Duacınız olacağım.. Sonra Babil'i hatırlayıp Tek tanrı yaratacağım.. Bütün sokak başlarıma.. Bir şişe şarap Bir de TANRI oturtacağım.. Yeniden kararacak gök.. Yeniden yağacak Çamurlu yağmurlar Ta ki çözene dek bulmacayı. Sürecek aşk Ve elmayla ben. Defalarca Yeniden. yeniden Seni yaratacağız.. GÜLER ATAŞ |
04-12-2006, 21:25 | #28 |
|
Asi Bir Asaletsin : ONUR
1
Onur Biri satarken memleketi Ektiğimiz toprakta Teri çiftçinin . Büyürken banka hesapları Kahkahasında saçtığı Tükürük birinin . Onur Birinin gözünde giden umutları . Çocuklarımın vitrinde ki baklavaya Ağzından akan. Hırsız eden masumu Aç midesi fakirin. Birine göre! kaç çek yaprağı Onur Aslında bir çocuğun Hıçkırmayan sesi. Annenin tohumuna bakmadan Sevgiyle suladığı . Amelenin omuzları düşük ama Başı dik dönüşü evine. Onur Birilerinde varmış gibi görünen Olanda görünmeyen Binlerce yaşam öyküsü. Musalla taşında yatarken beden Sebebi çok durumda Bizi sevdiklerimiz den eden 2 Onur Nerem de gizlerim seni . Ellerimde misin? Dantel dantel örerim. Mısralarım da mısın? Ayna tutarım dağlarıma. Dilimde misin ? Türküler söyletirsin Ülkemsin Asarlar iki bahar da. Ey onurum Sensin ayaklarıma derman Sokak sokak Ve başkaldırımsın Şehir şehir. Asi bir asaletsin Bükülüp eğilmeyen Emeğimsin. Hiçbir fabrikada üretilmeyen 04 /12 /2006 |
16-12-2006, 22:55 | #29 |
|
Sorgula
Yalnızlığın / Ev sahibin
Yorganı'nın / Kir ve pis kokusu Tavanda asılı çivi . Gözlerin resmediyor. Kim bilir kaç beden ! Her uyku arası Aklında ipe çekilen Ellerin kaç elden firari. Gözlerinde bir resim Eskiyen yıllara küfür Ağız dolusu ettiğin Arka cebinde ayna Şimdi karşıdan bakıyorum Senin bakamadığın sana Kimleri harcadı içinde ki İntikam ateşi . Tavanda asılı iğrenç çivi!! En son astığın masumca uyumuş Bilmeden. Şimdi açtığın bütün kilitler Paslı bir çivinin ucunda. Odanda rakı, sigara kokusu Bir de arabesk hüzün Bencil ve korkak bir çocuk Büyürken içinde. Neyi eksik yapmışsın? Çividen bir yatak uyuyor koynunda Gece güne eviriliyor Aklın en son ihanetçin Yalnızlık en çok sana yakışıyor Ağla ağlayabildiğin kadar .............................. Evimde dünya / Odamda hayat Ve üstelik, ölüme inat / Bir heyecanla 12 / 2006 / MERSİN |
18-12-2006, 10:13 | #30 |
|
Kızılderili İsyan Olursun
Gidersen
Kızılderili bir isyan başlar Bu şehirde Bütün sokakları yakılır Kaleleri düşer Öldürülür içimin beyazları Gidersen Bir yürüyüş başlar simsiyah Yanar bütün renklerim Kuzeyden vurur dağlarıma Rüzgar Gidersen Düşer direnişim Yağmurda yağmaz gözlerime Çöl ortasında kalır Kurur denizlerim Gidersen Dur demem ayaklarına Sessiz bir direniş örgütlerim Eylül koyarım adını Sustuğum an olursun Gidersen Kızılderili bir isyan başlar Bedenimde Bütün hücrelerim ayaklanır Zamansız bir katil olur kalbim Gidersen Yakarım bütün beyazları 12 / 2006 MERSİN |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kadına Değer Veren Kazanır- Seda Kaya Güler | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 0 | 16-07-2003 22:33 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |