Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Islahla ZamanaŞimi İtİrazi Yapilabİlİr Mİ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-07-2009, 15:53   #1
ALAMUT

 
Mesaj Islahla ZamanaŞimi İtİrazi Yapilabİlİr Mİ?

Merhaba, açılmış olan bir alacak davasına yarıda vekil olarak katıldım. Açılan dava zamanaşımı itirazı olsa idi reddolunacaktı. Ancak ne ben ne de müvekkil bunun farkında olmadığımızdan ve acemiliğimizden böyle bir itirazda bulunmadık. Davada tanıklar dinlendikten sonra iki taraf da tanık beyanlarına karşı diyeceklerini dilekçe ile söyledi. Ancak sonradan farkettik ki, dava zamanaşımı itirazı yapılsa idi reddolunacaktı. Islah ile zamanaşımı itirazında şu aşamada bulunabilir miyiz? ( Bu arada davamız ziynet alacağı davası)
Old 28-07-2009, 16:17   #2
av.araf

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1992/6461

K. 1992/11475

T. 18.12.1992

• ZAMANAŞIMI DEF'İNİN ISLAH YOLUYLA İLERİ SÜRÜLEBİLMESİ ( Sürastarya Ücreti İçin Yapılan Takibe İtirazın Kaldırılması Talebi )

• ISLAH YOLUYLA ZAMANAŞIMI DEF'İNDE BULUNULABİLMESİ ( Sürastarya Ücretinin Ödenmesi Talebi )

• SÜRASTARYA ÜCRETİNE İTİRAZIN KALDIRILMASI TALEBİ ( Zamanaşımı Def'inin Islah Yoluyla İleri Sürülebilmesi )

1086/m.83,84


ÖZET : Zamanaşımı definin ıslah yolu ile ileri sürülmesi mümkündür.
DAVA : Faros Maritime Enterprısos Co Ltd. ile Ponta Dış Ticaret AŞ. arasındaki davadan dolayı İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.11.1990 gün ve 89/693-1133 sayılı hükmü onayan dairenin 1.6.1992 gün ve 91/232-92/7321 sayılı ilamı aleyhine davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı taşıtandan ( 43.254.710 )liralık sürastarya alacağı için yaptığı icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaliyle icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevabında iddiayı kabul etmemiş, ıslah dilekçesiyle de zamanaşımı def'inde bulunmuştur.
Mahkemece, zamanaşımı sebebiyle davanın reddine dair tesis edilen karar Dairemizce onanması üzerine davacı vekili bu defa karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay İlamında benimsenen gerektirici sebeplere ve mahkemede genel hükümlere dayanılarak açılan itirazın iptali davasında davalı tarafın icra takibindeki savunma ve def'ileri ile bağlı bulunmasına ve Dairemizin uygulamasına göre, zamanaşımı definin de ıslah yolu ile ileri sürülmesi usulen mümkün bulunmasına, kısmen ıslah işlemine karşı yargılama sırasında yatırılması gereken masraflar bakımından karşı çıkılmamış bulunulmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK.442.maddesi gereğince REDDİNE, eksik alındığı anlaşılan 11.800 lira karar düzeltme harcı ve 3506 sayılı yasa ile değiştirilen HUMK.nun 442/3.madde hükmü uyarınca takdiren 50.000- lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 18.12.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

kazancı
Old 29-07-2009, 08:17   #3
Av. Taner BAŞ

 
Varsayılan

YAR. 11. HUKUK DAİRESİ
2003/11314 E. 2004/6003 K. 28.05.2004 T.


Özet : Bir davada davalı taraf cevap dilekçesinde ileri sürme hakkına sahip olduğu ve davanın reddini gerektiren savunma sebeplerinden zamanaşımı def’inde bulunmadığı takdirde önünde 2 seçenek bulunmaktadır. Bunlardan ilki savunmayı genişleterek bu def’i daha sonra ileri sürmesi, veyahut da HUMK.nun 202/3. maddesinin kendisine tanıdığı ve aynı yasanın 83 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan parasal yükümlüğü yerine getirerek ıslah müessesine dayanarak cevap dilekçesini ıslah etmek suretiyle bu savunma hakkına dayanması mümkün olabilecektir.
Davalı taraf ( bildiği halde ) cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmadıktan ve mahkemece işin esasına girilip, taraf delilleri toplandıktan sonra ve davalının riskli bir usuli yol olan savunmanın genişletilmesi yolu ile ileri sürmeye çalıştığı zamanaşımı def’ini davacı tarafın karşı çıkması ile ileri sürememesi sonucu bu usulü sorun kendi mecrasında davacı taraf yararına çözülmüş bulunmaktadır. Bu aşamadan sonra davalı tarafın yasanın öngördüğü koşulları dahi yerine getirmeden, bu defa ıslah yolu ile sürdüğü zamanaşımı def’inin kabulü yoluna gidilmesi isabetsizdir. HUMK.’nun 202/3. maddesinin ancak aynı maddenin 1. fıkrasındaki yola başvurmayan davalı tarafa tanınan bir usul müessesi olduğunun kabulü yargılamanın kısa sürede ve adil bir sonuca kavuşturulması ilkesinin bir sonucu olmalıdır.
Karşı oy yazısı : Davalının daha başlangıçta bu iki yoldan birisini tercih etmek gibi bir yükümlülüğü yoktur. Davacının savunmayı genişletmeye rıza göstermediğini öğrendikten sonra ıslah yoluna başvurup zamanaşımı def’ini ileri sürebilir.
Bir kısım delillerin toplanmasından sonra bu yola başvurulmuş olması hakkın kötüye kullanılması soncunu doğurmaz. Islah tahkikatın bitimine kadar her aşamada yapılabilir.
Ayrıca Humk. 86. maddedeki yargılama giderlerinin ve zararların ödetilmesi için bunun karşı tarafça talep edilmesi gerekip , mahkemece kendiliğinden bu gider ve zararın ödetilmesine karar verilemez.
Old 29-07-2009, 21:01   #4
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Zamanaşımı definin ıslah yoluyla ileri sürülüp sürülemeyeceği konusunda Yargıtay'ın farklı dairelerinin birbiriyle çelişen kararları var.Örneğin 2. ve 11.HDleri bunu mümkün görürken 4.Hukuk Dairesi aksi görüşte.Doktrinde de konu tartışmalı. Kuru'ya göre bu mümkün görünürken Üstündağ özellikle davaya süresinde cevap verilmemiş olması halinde sonradan ıslahla ileri sürülen zamanaşımının dikkate alınamayacağını ileri sürmeketedir.Herhalde bir Yargıtay İ.B.K sorunu çözecektir.Ancak süresinde davaya cevap verilmemiş olmasının bir müeyyidesi olması gerekir.Davaya süresinde cevap verilmiş olup olmamasına göre bir ayrım yapılarak davaya hiç cevap vermemiş davalıya bu imkan verilmemeli,buna karşın süresi içinde verdiği cevapta zamanşımı ileri sürmeyi unutan davalının sonradan ıslahla ileri sürdüğü zamanaşımı defi dikkate alınmalı diye düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Asİle TeblİĞ Yapilabİlİr Mİ? av_sibelll Meslektaşların Soruları 9 16-10-2010 14:02
Fazlaya İlişkin Haklar Saklı Tutulmadan Müddeabihin Değeri Islahla Arttırılabilir Mi? tufan gürses Meslektaşların Soruları 14 06-07-2010 12:25
Islahla Yoluyla Yeni Delil Sunma avfatih Meslektaşların Soruları 4 13-01-2009 22:18
Anlaşmalı Boşanma Olarak Açılmış Dava Islahla Tanımaya Dönüştürülebilir Mi? TRINITY Meslektaşların Soruları 1 26-08-2008 16:45
Islahla ZamanaŞimi Av. C. Erol Bayrakdar Meslektaşların Soruları 2 23-07-2007 14:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04152203 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.