|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
11-06-2009, 12:02 | #1 |
|
Protesto çekilmeden cirantalara karşı yapılan takibin iptali
Sayın meslektaşlarım keşidecisine ödememe nedeniyle protesto çekilmemiş bonoları icraya koyduk ve borçlu olarak cirantalarıda gösterdik. Borçlular tarafından itiraz ve şikayet süreleri içinde hiçbir başvuru olamadı. Dosyamız şuan satış aşamasına geldi ve cirantanın biri protesto çekilmediği için takibin iptalini ve %40 kötü niyet tazminatı ödenmesini istedi. Bu konuda cevabını aradığım üç soru var:
1- Bu bir itiraz mı, yoksa şikayet midir? 2- Şikayet olarak düşünürsek süreye bağlı bi şikayet sebebi midir? 3- Protestodan muafiyet hallerinden (keşidecinin ödeme durumunun olmadığı...) yararlanarak takibimizin iptalini önleyebilir miyiz? |
11-06-2009, 22:59 | #2 |
|
Süresinde açılmadığı için takibin iptaline ilişkin davanın reddi gerekir. Saygılarımla.
|
12-06-2009, 12:01 | #3 |
|
Merhabalar, alacaklı olarak borcluyu takip hakkınız olmadığı halde kişi hakkında icra takibi yapmanızı icra müdürü resen dikkate alark takip açtırmaması gerekirdi. Bu durumda icra müdürünün kanuna aykırı işlemi şikayete tabidir. Ancak bu şikayet öğrenmeden itibarın (usülüne uygun tebligatla öğrenmiş sayılır) 5 günde icra mahkemesine şikayet edilerek takibin iptalini istemek gerekir. Ayrıca İİK 170maddesi gereğince icra mahkemesinde süresinde itiraz ve şikayet varsa bu sesebi icra mahkemesi resen dikkate alır takibi iptil eder. Ama BİLDİRDİĞİNİZE GÖRE SİZDE BÖYLE BİR DURUM YOK. sİZİN DOSYANIZDA DİKKAT ETMENİZ GEREKEN TEBLİGATIN USÜLÜNE UYGUN OLUP OLMADIĞI AKSİ HALDE YENİ ÖĞRENDİM DER. 5 GÜNLÜK SÜREDE ŞİKAYET EDİP TAKİBİ İPTAL ETTİREBİLİR
|
12-06-2009, 13:21 | #4 |
|
Sayın meslektaşlarım bu konu şikayet mi, itiraz mı? Bazı meslektaşlarım şikayet bazıları da itiraz olarak değerlendiriyo. Ayrıca karşı taraf kötü niyet tazminatı da istemiş. Bu itiraz olarak değerlendirilmesini sağlar mı? En önemlisi de bu konuyla alakalı bir yargıtay kararı gören, duyan, okuyan... var mı?
|
15-06-2009, 13:10 | #5 |
|
BORÇLUNUN KAMBİYO HUKUKU BAKIMINDAN ŞİKAYETİ
ÖZET: Borçlunun, takip yapan alacaklının yetkili hamil bulunmadığına ilişkin itirazı, İİK.nun 170/a maddesi hükmü kapsamında incelenmelidir. Anılan maddede taraflar yönünden tazminata ilişkin bir hüküm bulunmadığından, borçlunun % 40 inkar tazminatı île sorumlu tutulması doğru değildir. Merci kararının onanmasını mutazammın 11.06.1996 tarih ve 7934/8096 sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 11.12.1996 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Sair karar düzeltme istemleri yerinde değil ise de, borçlunun takip yapan alacaklının yetkili hamil bulunmadığına ilişkin itirazı İİK.nun 170/a maddesi hükmü kapsamında incelenmelidir. Anılan maddede, taraflar yönünden tazminata ilişkin bir hüküm bulunmadığından borçlunun % 40 inkar tazminatı ile sorumlu tutulması doğru olmayıp merci kararı bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden merci kararı düzeltilerek onanmalıdır. Sonuç: Borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 11.06.1996 gün ve 96/7934-8096 sayılı onama kararının kaldırılarak 24.04.1996 gün, 94/8-96/217 sayılı merci kararının hüküm kısmında (asıl alacak üzeriden hesaplanacak % 40 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine) sözcüklerinin karar metninden çıkarılmasına ve merci kararının düzeltilmiş bu şekli ile İİK.nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), merci kararı düzeltilerek onandığına göre harç alınmasına mahal olmadığına, 18.12.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY Onikinci Hukuk Dairesi Esas No: 2006/10017Karar No: 2006/12549Tarih: 12.06.2006
Mahalli mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu Halil vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: TTK.nun 690. maddesi göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken aynı Kanun'un 626 ve 642/2. maddeleri gereğince hamilin lehtara müracaat edebilmesi yasal süresi içerisinde, senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlıdır. Alacaklı hamil anılan madde koşullarında protesto keşide etmeksizin senet lehtarı olan Halil'i takip edemez. Zira, keşideci protesto edilmediği için lehtar cirantaya karşı müracaat hakkını kaybeder. Bu husus İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince süresinde yapılan itirazlarda icra mahkemesince re'sen gözetilmelidir. Somut olayda takip talepnamesine protesto belgesi eklenmediği gibi, alacaklı tarafından yargılama sırasında da sunulmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, yukarıda sözü edilen protesto belgesinin alacaklı vekilinden istenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Sonuç: Borçlu Halil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA) , 12.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. Bence olayınızda kambiyo hukuku yönünden İİK 170/a maddesi gereğince inceleme yapılacaktır. Süre konusunda yorum yapmıyorum. Süresinde olduğu kabul edilse bile bu maddede tazmiattan bahsedilmemektedir. Bu nedenle takibin iptaline karar verilirse herhangi bir tazminat söz konusu olmaz. |
16-06-2009, 10:12 | #6 |
|
Sayın ISTANAZ emek harcayıp böyle açıklayıcı bir cevap yazdığınız için size çok teşekkür ederim. Tazminat meselesi hakkında aklımda bi soru işareti kalmadı artık.
Borçlu takibin iptalini istiyor, ama bunu itiraz olarak mı, şikayet olarak mı istiyor belli değil. Ben süresi içinde yapılmadığını düşünüyorum. Bu konuda da açıklayıcı bir bilgi verebilecek meslektaşlarım, lütfen bu bilgilerinizi bizimlede paylaşın... |
16-06-2009, 14:48 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
|
16-06-2009, 15:07 | #8 |
|
Sayın Av. İlhan SALBAŞ lütfen elinizde varsa örnek bi karar gösterin...
|
19-06-2009, 15:07 | #9 |
|
Aynı konu ile ilgili karşılaştığım bir dururmu paylaşmak istedim.Takibe konu 2 bonodan birisi potesto edilmiş diğeri edilmemiş.Takibin ciranta açısından iptaline karar verildi.Henüz süre tutum dilekçesi verdik.Protestolu senetle ilgili farklı bir karar olabilirmiydi.Paylaşırsanız sevinirim.
|
19-06-2009, 16:16 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Karşı taraf takibin iptalini 5 günlük süre içinde mi istedi? |
20-06-2009, 15:20 | #11 |
|
1) Keşideci protesto edilmediği için cirantalara ve lehdara karşı kambiyo hukukundan doğan müracaat hakkı ortadan kalkmaktadır. Müracaat hakkı kambiyo hukukunda mahsus bir hak olduğundan bu kurumun şartlarının sağlanmaması halinde "kişinin kambiyo hukukunca takip hakkı yoktur" ifadesi anlam bulur. Bu nedenle bu bir şikayettir.
T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2005/12634 K. 2005/18166 T. 27.9.2005 • TAKİP DAYANAĞI SENEDİN PROTESTO EDİLMEMESİ ( Takip Alacaklısının Senet Borcu Nedeniyle Lehtara Müracaat Hakkı Kaybolduğu - Lehtar Şirket Yönünden Takibin İptali Gereği ) • HAMİLİN LEHDARA MÜRACAATI ( Edebilmesi Keşidecilerin Protesto Edilmesine Bağlı Olduğu ) • TAKİBİN İPTALİ ( Takip Alacaklısının Senet Borcu Nedeniyle Lehtara Müracaat Hakkı Kaybolduğu - Lehtar Şirket Yönünden Takibin İptali Gereği ) • KEŞİDECİNİN İMZA İTİRAZI ( Borçlunun Kendisi İle İlgili Olmayan ve Senedi Ciro Edenin İmzasına İtiraz Etme Hakkı Olmadığı ) 6762/m.589,690,642 ÖZET : TTK.nun 690 madde göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken 642. maddesi gereğince hamilin lehtara müracaat edebilmesi anılan madde koşullarında keşidecilerin protesto edilmesine bağlıdır. Takip dayanağı senet protesto edilmediğinden takip alacaklısının senet borcu nedeniyle lehtara müracaat hakkı kaybolmuştur. Bu nedenle lehtar şirket yönünden takibin iptali açıklanan gerekçe ile yerindedir. Öte yandan senedi tanzim eden keşideci borçlunun kendisi ile ilgili olmayan ve senedi ciro edenin imzasına itiraz etme hakkı yoktur. DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Takip dayanağı bonoların incelenmesinde senedin Üçel Bulgur Sanayi Tarım Ürünleri Limited şirketi lehine Mustafa Yıldız ve Ramazan Yıldız tarafından tanzim edildiği görülmüştür. Öncelikle belirtelim ki TTK.nun 690 madde göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken 642. maddesi gereğince hamilin lehtara müracaat edebilmesi anılan madde koşullarında keşidecilerin protesto edilmesine bağlıdır. Takip dayanağı senet protesto edilmediğinden takip alacaklısının senet borcu nedeniyle lehtara müracaat hakkı kaybolmuştur. Bu nedenle lehtar şirket yönünden takibin iptali açıklanan gerekçe ile yerindedir. Öte yandan senedi tanzim eden keşideci borçlunun kendisi ile ilgili olmayan ve senedi ciro edenin imzasına itiraz etme hakkı yoktur. ( TTK.690 göndermesi ile TTK. 589. maddesi )Bu durumda icra mahkemesince keşideci borçlu itirazının reddine karar vermek gerekirken onun yönünden de takibin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de, lehtar şirket adına ciroda imzası bulunan Mustafa Yıldız'ın vekaletnamesindeki geniş yetkiler nazara alındığında ticari mümessil olup olmadığı da araştırılmaksızın sonuca gidilmesi de isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin Borçlu Ramazan Yıldız yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 27.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2005/12911 K. 2005/16741 T. 12.9.2005 • KEŞİDECİNİN PROTESTO EDİLMESİ ( Lehtar-Cirantanın Takip Edilmesi Halinde Zorunlu Olduğu - Bu Husus Yerine Getirilmediğinden Hamilin Aynı Borçlu Hakkındaki Müracaat Hakkının Düştüğü ) • TAKİBİN İPTALİ ( Lehtar-Cirantanın Takip Edilmesi Halinde Keşidecinin Protesto Edilmesi Zorunlu Olduğu - Borçlunun Diğer Borçlu Şirketin Münferit Yetkilisi Olması Sonucu Değiştirmediği/Borçlu Yönünden Takibin İptali Gereği ) 6762/m.642,690 2004/m.170/a-son ÖZET : TTK.nun 690. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gerekli aynı yasanın 642. maddesi gereğince lehtar-cirantanın takip edilmesi halinde keşidecinin protesto edilmesi zorunludur. Bu husus yerine getirilmediğinden hamilin aynı borçlu hakkındaki müracaat hakkı düşmüştür. Borçlu Muzaffer Yıldırım'ın muteriz diğer borçlu şirketin münferit yetkilisi olması sonucu değiştirmez. O halde, İİK.nun 170/a-son maddesi gereğince bu borçlu yönünden takibin iptali gerekir. DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu Akşam Yatakları Limited Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE; 2- Borçlu Muzaffer Yıldırım'ın temyiz itirazlarına gelince: Takip dayanağı bononun incelenmesinde keşideci borçlu Akşam Yatakları Ltd. Şirketi, lehtar, dava dışı borçlu Güven Tekstil Ltd. Şti., ilk ciranta ise yine muteriz borçlu Akşam Yatakları Ltd. Şirketidir. Muteriz borçlulardan Muzaffer Yıldırım'ın cirosu ise daha sonradır. Bononun arka yüzündeki ilk ciro imzası lehtar üçüncü kişi takip borçlusu şirkete ait olmadığından TTK.598/1 gereği ciro silsilesi kopmuştur. Anılan nedenle bonodaki son hamil konumunda olan takip alacaklısının borçlu Muzaffer Yıldırım'ın takip hakkı bulunmamaktadır. TTK.nun 690. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gerekli aynı yasanın 642. maddesi gereğince lehtar-cirantanın takip edilmesi halinde keşidecinin protesto edilmesi zorunludur. Bu husus yerine getirilmediğinden hamilin aynı borçlu hakkındaki müracaat hakkı düşmüştür. Borçlu Muzaffer Yıldırım'ın muteriz diğer borçlu şirketin münferit yetkilisi olması sonucu değiştirmez. O halde, İİK.nun 170/a-son maddesi gereğince bu borçlu yönünden takibin iptali gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle adı geçen içinde istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu Muzaffer Yıldırım vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda ( 2 )numaralı bentte yazılı nedenlerle ve anılan borçlu yönünden İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 12.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. Yukarıdaki iki kararda da takibin iptalinden bahsedilmesi hususun şikayet yolu olduğunu göstermektedir. (Yargıtay kararları için Gazme DÜLGER hanımefendinin http://www.turkhukuksitesi.com/showt...1470#post71470 linkindeki mesajından yararlanılmıştır. Teşekkürler.) 2) 5 günlük şikayet süresine tabidir. |
22-06-2009, 09:17 | #12 |
|
Sayın Av. Hasan Bahadır Büyükavcı bey şikayetin süreye tabi olduğu hususunda elinizde bir yargıtay kararı var mı...?
|
22-06-2009, 18:56 | #13 | |||||||||||||||||||
|
Yargıtay kararı değilde kanun hükmü var:
Yargıtay'da bu hususta; YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2006/10017 K. 2006/12549 T. 12.6.2006 • LEHTARA MÜRACAAT KOŞULU ( Yasal Süresinde Senet Keşidecisinin Protesto Edilmesine Bağlı Olduğu ) • SENEDİN PROTESTO EDİLMESİ ( Keşideci Protesto Edilmediği İçin Lehtar Cirantaya Karşı Müracaat Hakkını Kaybedeceği - Bu Husus İİK'nun 170/A-2. Maddesi Gereğince Süresinde Yapılan İtirazlarda İcra Mahkemesince Re'sen Gözetilmesi Gereği ) • KEŞİDECİNİN PROTESTO EDİLMEMESİ ( Lehtar Cirantaya Karşı Müracaat Hakkını Kaybedeceği - Bu Husus İİK'nun 170/A-2. Maddesi Gereğince Süresinde Yapılan İtirazlarda İcra Mahkemesince Re'sen Gözetileceği ) 2004/m.170/a-2 6762/m.626,642/2,690 ÖZET : Türk Ticaret Kanunun 690. maddesinin göndermesi ile 626 ve 642/2 maddeleri gereğince, hamilin lehtara müracaat edebilmesi, yasal süresinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlıdır. Keşideci protesto edilmediği için lehtar cirantaya karşı müracaat hakkını kaybeder. Bu husus İİK'nın 170/a-2. maddesi gereğince süresinde yapılan itirazlarda icra mahkemesince re'sen gözetilmelidir. DAVA : Mahalli mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu Halil vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : TTK'nın 690. maddesi göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken aynı Kanun'un 626 ve 642/2. maddeleri gereğince hamilin lehtara müracaat edebilmesi yasal süresi içerisinde, senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlıdır. Alacaklı hamil anılan madde koşullarında protesto keşide etmeksizin senet lehtarı olan Halil'i takip edemez. Zira, keşideci protesto edilmediği için lehtar cirantaya karşı müracaat hakkını kaybeder. Bu husus İİK'nın 170/a-2. maddesi gereğince süresinde yapılan itirazlarda icra mahkemesince re'sen gözetilmelidir. Somut olayda takip talepnamesine protesto belgesi eklenmediği gibi, alacaklı tarafından yargılama sırasında da sunulmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, yukarıda sözü edilen protesto belgesinin alacaklı vekilinden istenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu Halil vekilininin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366. ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 12.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
22-06-2009, 20:19 | #14 |
|
Sayın av abay,
Karşı tarafın başkaca hakları da olduğunu bilmenizde fayda olduğu düşüncesiyle; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 22.06.2006 T., 2006/934 E., 2006/6851 K.: "Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı olarak takibe geçtiğini, oysaki senette müvekkilinin lehtar ciranta konumunda olduğunu ve senedin protesto edilmediğini, bu nedenle müvekkili cirantaya yönelik talep olamayacağı gerekçesi ile müvekkilinin davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ ile % 40 TAZMİNATA HÜKMEDİLMESİNİ talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu senedin davacının borcu nedeni ile verildiğini, buna ilişkin olarak 14.07.2004 tarihli protokol düzenlendiğini öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava konusu senedin davacı tarafından davalıya ciro edildiği, 14.07.2004 tarihli protokolde senedin ne amaçla verildiğinin yazılı olduğu, protokolün davacı ile dava dışı senet borçlusu N. arasında düzenlendiği, davalının ciranta olduğu, davacının senedin bedelsiz kaldığının HUMK.'nun 288. maddesi uyarınca yazılı delille ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, senetten dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkindir. Kural olarak alacak iddiasında bulunan bu alacağını kanıtlamak durumundadır. Somut olayda davacı borçlu senedi ciro eden lehtar, davalı ise bu ciro ile senedi iktisap eden hamil konumundadır. TTK'nun 690. maddesi yollaması ile bonolar hakkında da uygulama olanağı olan aynı yasanın 642. maddesi uyarınca bonoda hamil tarafından ciranta aleyhine takip yapılabilmesi için ödememe protestosunun çekilmesi gerekir. Protestonun çekilmemesi müracaat hakkının kaybına yol açar, bu süre hak düşürücü nitelikte olduğu için hakim tarafından re'sen dikkate alınması gerekir. Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı biçimde davanın reddinde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi." Saygılarımla... |
15-05-2017, 19:03 | #15 |
|
Peki soruyu şöyle sorsak:
Takip kambiyo takibidir ve bu takip kesinleşeli aylar oluştur……. Takip aylardır kesinleşmiş halde devam etmektedir fakat bu güne dek borçlunun borcu ve imzayı kabul ettiğine dair bir beyanı yoktur..(İİK m 170a-3) En son, icra edilmekte olan haciz işlemleri ile borçlunun mallarına haciz konulmuştur.. Borçlu bunu yasal şikayet süresi olan 7 günlük süre içinde icra mahkemesi önüne taşımıştır. Borçlunun dava dilekçesinde sadece haczedilemezlik şikayetine ilişkin sebepler sayılmıştır. Oysa takibe konu olan senet kambiyo senedi değildir. En neticede icra hakimi şunu diyebilir mi? Dosya başka bir sebepten de olsa usulüne uygun ve süresinde yapılmış olan bir işlem şikayeti ile mahkeme önüne gelmiştir. Her ne kadar dava haczedilemezlik şikayetine ilişkin olarak süresinde yapılan işlem şikayeti ile mahkememiz önüne gelmiş olsa da mahkememizce İİK 170 a-2 uyarınca RE SEN yapılan incelemede takibe konu olan senedin kambiyo senedi olmadığı görüldüğünden takibin davacı borçlu yönünden RE SEN iptaline karar verilmesi gerekmekle, takibin davacı borçlu yönünden İİK m 170a -2 uyarınca RE SEN iptaline …………….. Takip dosyası, süresi içinde yapılan usulüne uygun bir şikayet ile mahkeme önüne gitmektedir. İİK m 170 a-2 de de dosyanın bir şekilde de olsa usulüne uygun ve yasal süresi içinde yapılan şikayet veya itiraz ile mahkeme önüne gelmesini aramaktadır. O halde bu şart gerçekleşmiştir. Böylesi bir halde mahkeme emredici hüküm olan ve re sen nazara alınması gereken bu hükmü uygulamakla mükelleftir.....mi? İİk m 170a-2 -----İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir........ ........... |
14-06-2018, 18:49 | #16 |
|
Merhabalar
Daha önce de tartışma konusu olduğu için yeni bir başlık altında gitmektense bu başlık altında devam etmek istedim. Konu yukarıda da bahsedildiği gibi protesto edilmeden ciranta aleyhinde de icra takibi yapılması. Tartışmasız yapılamaz ve takibin iptali nedeni. Ancak benim durumum biraz farklı. (Gerçi yaptığım araştırmada lehe bir durum da bulamadım ama sizden fikir almak istedim.) Müvekkil şirket ile kuzen olan iki kişi ticari ilişkide bulunuyor ve karşılığında şahıslardan A, B lehine bir bono düzenleyip B de ciro atarak bonoyu müvekkile veriyor. Yani ciranta aslında lehtar. Süresinde ödeme yapılmayınca evrak 2007 yılında icra takibine konuluyor ve A ya tebligat yapılıyor ama bizim cirantanın tebligatı bila. Tabi borçlular yakın akraba oldukları için kendisine tebligat yapılmayan ciranta B nin de borçtan haber var ve 2008 yılı ocak ve şubat aylarında kendi hesabından müvekkil şirket hesabına banka kanalı ile bir kısım ödeme yapıyor. Haciz işlemleri devam etse de tahsil kabiliyeti olan bir dosya değil. B nin mernis adresi vs yok, uzunca süre dosya açık ama usuli işelmle duruyor. Derken 2016 yılı Mart ayında sonunda B ye de tebligat yapılıyor. Yine tahsil kabiliyeti yok ama. Günümüze gelirsek şimdi ciranta B müvekkile dava açıp protesto olmadığından bahisle takibin iptalini istiyor. Borcu bilmesi, kabul etmesi ve hatta ödeme yapması dahi protesto şartını ortadan kaldırmaz mı? ayrıca menfi tespit davası açarak bunu talep etmiş. Her ne kadar yukarıda bir meslektaşım menfi tespit açamaz dese de sanki ben ne yazık ki açabileceğine yönelik kararlar buldum ve zamanaşımı da yok diyor. Aradan her şekilde yıllar geçen bir işlemde zamanaşımı söz konusu olamaz mı? aklım almıyor. Sizden yorum ve varsa emsal karar bekliyorum. Şimdiden herkese hayırlı bayramlar |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
G.menkul haczi yapılan takibin düşme süresi | hüsnü gökulu | Meslektaşların Soruları | 3 | 09-06-2009 16:48 |
Takibin iptali mi? Ödeme emrinin iptali mi? | TRINITY | Meslektaşların Soruları | 10 | 13-10-2008 08:17 |
belge olmadan yapılan adi takibin sonuçları | Av.TOLGAA | Meslektaşların Soruları | 2 | 05-06-2008 14:42 |
Takibin iptali talebine karşı verilen kesn karar | Av. Ceyda | Meslektaşların Soruları | 3 | 12-03-2008 22:29 |
Protesto Edilmemiş Bonolarda Cirantalara Takip Yapılablir Mi? | ismail | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 04-03-2002 20:37 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |