16-12-2008, 01:17 | #31 |
|
28 ve 30 no.lu mesajları ardarda okuyunca anladım.
Avukatların bir soruşturma evrakının seyrini, yüzde ya da milyonda birlik etkileme ihtimalleri dolayısıyla, gizlilik kararı olmayan hallerde dahi, evrakın avukatın bilgisinden tırım tırım kaçırılma gayretindeki mantığı... Saygılarımla... (*Sayın Başoğlu, öte yandan %99'luk paya dair samimi açıklamanız için teşekkür etmiştim, buradan da tekrar ederim ) |
16-12-2008, 19:59 | #32 |
|
Sayın Demirel;
Ben de size teşekkür etmek istiyorum. Hatırınız sayesinde %1 seviyesini tutturduk... Saygılarımla. |
16-12-2008, 21:36 | #33 |
|
Bu ülkede hakimler var.
|
16-12-2008, 22:22 | #34 | |||||||||||||||||||||||
|
ve Savcılar,avukatlar,şüpheliler,müştekiler,infaz koruma memurları,hukuk fakülteleri,ceza evleri,adliyeler,ceza yasaları,adalet bakanlığı,tbmm herşey var ama nedense adalet yok,bilinç yok,sistem yok. Daha dün adalet bakanı açıklama yaptı ve şu an için tüm ceza evlerinin dolu olduğunu ancak herhangi bir affın gündemde olmadığını beyan etti.Eğer bir af gündeme gelirse mağdur vekili olup etkin davrandığını düşünenler sistem gereği etkilerini kısa süre göstermiş olacaklar. Avukatın etkisini suçluyu dışarı çıkarma yetisi ya da suç işleyene beraat kararı çıkartabilmek olarak düşünüyorsak bu her münferit olaya göre değişir. Ancak işkenceyi önleme,adil yargılanma,savunma hakkının kullandırılması ve diğer evrensel ceza hukuku ve yargılama ilkelerinin etkin kullanımında sanık ya da mağdurun insan olduğunun sistem gereği unutulmaması için bir sözcü ve adalet bekçisi olarak görev aldığımızı düşünüyorsak avukat ceza davasında etkindir ve etki edebiliyordur. Tabi hakimleri de etkilememek gerekir |
16-12-2008, 22:26 | #35 |
|
Sayın caner87, alıntı yaptığınız kısacık tümcemin, uzun yazınızda sözettiklerinizle bir ilgisi yoktur.
|
16-12-2008, 22:52 | #36 | |||||||||||||||||||||||
|
Kısacık tümcenizin bende çağrıştırdıkları sadece size göre uzun yazımdakilerden ibaret değil. Ama siz dilerseniz sohbet havasında geçmesi bakımından kısacık tümcenizi biraz daha genişletebilirsiniz. Yoksa sizi şiirler sayfasında takip etmek daha zevkli olacak benim için. Bir domatesin yıllar içindeki değişimini hala unutamadık arada açıp okuyorum. Sizin tarzınız biliyorum biraz kısa kesip çok şey anlatmak istiyorsunuz ama karşılıklı konuşmadığımız ve yazı dilinde anlaştığımız için ben anlamıyorum ya da siz tam anlatamadınız. |
16-12-2008, 23:10 | #37 | |||||||||||||||||||||||
|
Alıntı yaptığınız cümlelerinize, birebir katılıyorum. Af konusu evvelce de THS forumlarında defalarca tartışıldı. Af dendiğinde aklıma düşen ilk çağrışım, "Af kapsamında takdiri lazım gelecek dosyalarda, ister yakınan vekili, ister sanık müdafii sandalyelerinde görev alan meslektaşlarımla sınırlı değil, en az onlar kadar kararı veren yargıç, mütalaa veren savcı, hazırlık safahatinde titizlikle araştırmasını yapan savcı, savcı adına hareket eden kolluk teşkilatı, gözü yaşlı mağdur/yakınan ve dahi aile bireyleri,hatta hatta, bir vakit boş yere endişe taşımış sanık yan ile dahi(!), ALAY EDİLDİĞİ " düşüncesidir. Yargının,-Elbette tüm diğerlerinin de ama en çok:- YARGICIN hükmünü alaşağı eden, tanımayan; AF DÜZENLEMESİ. Hele ki muhtemel alt gerekçesi: Cezaevlerinin doluluğu... Neden suç işledin sorusunu bir vakit sormuş olmaktan VAZGEÇMEKLE EŞDEĞER bakış açısı. Ben suçla neden etkin biçimde mücadele edemiyor, yahut edemediysem de suçluları barındıracak CEZAEVİ KAPASİTESİ OLUŞTURMA YETİSİNDEN DAHİ YOKSUN OLDUĞUMU nasıl rahatlıkla deklare edebiliyorum, sorusunun sorulmayışı. -Varsayalım ki soruluyorsa da, umursanmayışı-... *** Böylesi durumlarda, ceza davalarında avukatın etkisi yüzde kaçtır şeklinde bir sorunun kavram içeriğinin tümüyle boşalıp, anlamsızlaştığı gerçeğinden hareketle, çok daha vahim olan; -Acaba "YARGICIN ETKİ YÜZDESİ KAÇTIR" ? sorusunun sorulması gerektiğine inanıyorum. (Ki bu noktada öyle sanıyorum "hatra binaen" %1'lik bir değer dahi biçemiyoruz) Saygılarımla... |
16-12-2008, 23:35 | #38 |
|
Laf lafı açmış konu ceza evlerine de gelmişken bir anımı hatırladım.Daha doğrusu bir an'dı benim için.
THS'nin son izmir toplantısının olduğu gün ben de bir sorgu için görevliydim.Sıramı beklerken bizden önce alınan bir çocuk şüpheli nöbetçi sorgu hakimliğince sorgulanıyordu. Sorgu bitti. Çocuğun ailesi nefeslerini tuttu. En azından tutuksuz yargılansın diye arkada dua ediyorlar. Dosyadaki deliller suçun işlendiğini ve tutuklanmasını gerektirir ölçüdeydi. Çocuğun müdafii oldukça etkili bir konuşma yaptı. Salonda tık yoktu. Nöbetçi hakimin, şüpheli ifade verirkenki yüz ifadesi "geç oğlum bunları" şeklindeydi. Avukatın şüpheli savunmasına beyanları sırasında hakimin yüz ifadesi "hay allah şaşırdım şimdi bu çocuğa da yazık" şeklindeydi. Uzatmayalım. Salonun dışarısı ana baba günü,dışarıda yağmur,dosyalar diz boyu,hakim de çok ince eleyip sık dokuyan özellikte.. "Bak çocuğum.Seni şimdilik serbest bırakıyorum.Gözüm üzerinde olacak.Seni bir daha burada görmeyeyim.Kanuna ve vicdanıma göre seni bu gece filankes cezaevine sevketmem gerekiyor.Ama orada çocuklar TECAVÜZE uğruyor.Oraya gidenin hayatı kayıyor.Seni bu sefer affettim....." şeklinde konuştu. Avukat olmasaydı o çocuk bence o gece cezaevindeydi. |
17-12-2008, 12:32 | #39 |
|
Bu hususta verilecek en güzel örnek Sn.Av.Ömer Kavili'dir, bence. Avukatın etkisi ve ceza davası deyince aklıma hemen o geliyor.
|
17-12-2008, 17:11 | #40 |
|
Ceza davalarında avukatın etkisini yüzdelerle ifade etmek son derece yanlış bir yaklaşım olur.Ceza yargılaması hukuksal diyalektik ekseninde cereyan eden entelektüel bir faaliyettir.Hukuk metodolojinden bihaber, evvela kendi hak ve hukukunu bilmekten,kendi meramını anlatmaktan aciz bir avukatın etkisinin ne olacağı baştan aşikardır.Bir davada savcının yetersizliği,hakimin hakim gibi olamaması ,diğer yargılama sujelerinden mütevellit unsurlar elbetteki sarfedilecek performansı kompanse edebilecektir.Olaya yukarıda saydıklarımdaki zaafiyetin alınacak bir beraat veyahut sanık lehine bir karar düzleminde bakmak son derece yanlıştır.Bilakis iyi bir savcı ve vâkıf bir hakim , iyi bir ceza avukatının elini güçlendirecektir.Ceza yargılamasında avukatın etkisinin ne kadar olduğunu oranlamanın anlamsızlığına dair binlerce örnek verilebilir.Karar düzeltmede bozulan,temyizde savunmaya atfen bozulan dosyalardaki oran gözönüne alınırsa bu düşüncem daha iyi anlaşılacaktır.Ben karar veren konumdayım,at benim meydan benim anlayışında bir mahkemeden çıkacak karar, Yargıtay, A.İ.H.M sürecine kadar götürelebilecektir.Elbette bu süreçte belirleyici olan ise avukat olacaktır.
|
23-12-2008, 23:03 | #41 |
|
sayın meslektaşlarım ,yanıt yazan herkese teşekkür ederim.Ben bu konuyu açarken şahsi fikrimi belirtmedim sadece genel kanıyı ifade ettim .Ancak şunu ifade edeyim Sn.Fuat bey konuyu ,veridiği oran hariç bence çok güzel ifade etmiş ,barış beyle de aynı kaanati taşımaktayım. Bana göre en fazla %20 dir.ilk ifade alma aşmasında bulunduysanız ve gizlilik kararı yoksa. Ayrıca hukuksal diyalektik ekseninde cereyan eden entellektüel faaliyete , müdahil olduğu andan itibaren yön verebilen ve kaleminden kan damlayan idealist meslektaşlara da katılmamaktayım.saygılarımla
|
25-12-2008, 23:35 | #42 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Savunma Mesleği
Ceza Davalarında Avukatın Etkisi Yüzde Kaçtır ?
Soruya bir türlü ısınamadım nedense! Avukatın, savunmanın desek daha iyi olur, neredeki etkisi söz konusu? Delil toplamadaki mi? Maddi gerçeğin bulunmasındaki mi? Mahkemenin sanığın ve savunmanın yasal haklarına saygı göstermesindeki mi? Sanığa isnat edilen ve kanıtlanan suçluluk oranına göre verilecek olan cezanın ölçüsündeki mi? Kafamı karıştıran ikinci konu avukatın etkisinin ‘yüzde’ ile ölçülmesi; etkinin istatiksel değeri bulunacak yani. Hangi istatistiki değer? Tek teke davalardaki mi? Ülke çapındaki ceza davalarındaki mi? Genel olarak dünya çapındaki mi? Belirli bir zaman süreci içindeki etkinin yüzdesi mi? Kötümser bazı mesajları okurken, ‘mademki bu avukatlar etki oranlarını yüzde bir olarak bile görmüyorlar, neden ceza davalarına savunman olarak katılıyorlar’ diye düşündüm. Öyle ya madem ki, hemen hemen , hiçbir etkin yok, yani binanın yapılmasında hiçbir harcın yok ve olmayacak, çık o zaman ortadan. Müvekkilin için en doğru işi yapmış olursun. Kabul etmek gerekir, yargının bir parçası olan ve kutsal olarak kabul edilen savunma makamı hak ettiği etkiyi yakalamış durumda değil günümüz Türkiye’sinde. Yargının üzerinde durduğu ve durması gerektiği üç ayaktan birisi yok neredeyse. Sorulması gereken soru şu: Bu ayağı kim dumura uğrattı? Mevzuat mı yoksa sistem mi? Dumura uğramış olan bu ayağın sağlamlaşıp gelişmesi için neler yapmak gerekir ve bunu kim yapmalı? Savunma makamının körelmiş olmasının en bariz örneği, Sayın Ömer Kavili’nin yel değirmenlerine saldırıyormuş hissi veren mücadelesi. Olayı yakından inceleyince bu mücadelenin yel değirmenlerine karşı verilen bir mücadele değil, Türkiye’deki yerleşmiş ve neredeyse gelenekselleşmiş ve savunmayı ciddiye almayan bir zihniyete karşı verilen bir mücadele olduğu görünür. Nedir Av. Ömer Kavili’nin verdiği mücadele? Yasaların kendisine tanımış olduğu hakları istemek. Sonuç nedir peki? Yasaların savunma makamının bir temsilcisi olarak kendisine verdiği hakları talep eden Av. Ömer Kavili sanık olarak mahkeme karşısına çıkarılır.
*Türkiye’de etkin bir savunma mesleğinin yasal koşullarının var olup olmadığını, *Yasal koşullar varsa, neden etkin bir savunma mesleğinin oluşmadığını, *Savunmanın ceza davalarındaki payının istatistiki değerlendirilmesini, *Ortaya çıkan değerin, savunmanın olması gereken etkiniliğini yansıtıp yanstımadığını, okuyanlara bırakıyorum. Saygılarımla |
26-12-2008, 00:19 | #43 |
|
Sayın Av.Adil Giray Çelik'in yazılarını özlediğimi belirtmekle yetiniyorum.
Saygılarımla... |
26-12-2008, 00:22 | #44 | |||||||||||||||||||||||
|
Aslnda sayın Kavili yel değirmenleriyle mücadele etmiyor. En azından onun savaşımını takip eden meslektaşları, -en azından- "Her gereği düşünüldüde ayağa kalkmak gerekmediğini" öğrendi (!) Derin uykulardan uyanıldıkça, sayın Kavili de Donkişot ünvanını gün be gün yitirecek. Sanıyorum, onun da çabası ve arzusu, bu yönde olsa gerek. Saygılarımla... |
26-12-2008, 00:27 | #45 |
|
Ben ceza avukatlığını bir tiyatro sahnesine benzetiyorum. Burada avukatın oynadığı rolü başrol, yardımcı oyuncu, figüran gibi ayrıma tabi tutuyorum. Bu biraz da doğuştan ve yetenek işi. Önce iyi bir kıyafet, hitabet, hitap ettiğin kişi üstünde kurduğun bilgiye dayalı baskı (belki bu ifade yanlıştır ama başka bir kelime de bulabiliriz).
Ceza mahkemesi veya mahkeme süjeleri seyirci, avukatı oyuncu olarak kabul edersek, bilgi ve tecrübe, iyi bir kostümcü ve makyözle desteklenmiş oyunu avukatın hakkıyla bitirmesi kaçınılmazdır. Yoksa kekeleyen, bilgisizliğini belli eden,devamlı suflör kullanan avukatı-oyuncuyu kim dinlesin. Evet ceza mahkemesi bir tiyatro sahnesidir ve iyi bir projeksiyon seyirciyi esir alır. |
26-12-2008, 01:22 | #46 |
|
Baro tarafından tayin edilen müdafilerin ise etkileri maalesef daha az.. Sık sık söyledikleri klasik sözleri bile bazen hakim hatırlatıyor.. Öte yandan bazen öyle savunmalar izliyoruz ki gerçekten etkilenmemek mümkün değil..
|
26-12-2008, 09:26 | #47 |
|
%38,337683333'tür.
|
26-12-2008, 10:43 | #48 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben de , ben de. |
26-12-2008, 10:55 | #49 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben katılmıyorum bu görüşe. Sayın Kavili, Donkişot yaşamamış olsaydı, kesinlikle "Donkişot" olarak anılırdı. Donkişot olmak kolay iş değildir. Zor koşullarda, ne pahasına olursa olsun mücadeleyi, otoriteye başkaldırıyı vs insancıllığı ortaya kor. Esasen daha da çok şeyi anlatır. Güzel bir anlatım için, tıklayınız: http://www.ctp.bilkent.edu.tr/~albay...e/DonKisot.ppt |
26-12-2008, 12:25 | #50 |
|
Ben de aksini söylemiyorum ki üstadım. Sanırım sadece birazcık karmaşık anlatmışım
*Ayrıca size göre linkte şairin verdiği mesaj nedir? ) |
26-12-2008, 12:37 | #51 | |||||||||||||||||||||||
|
şair, mesaj mı vermiş? |
26-12-2008, 12:42 | #52 |
|
Evet, linkteki slayt gösterisinde öyle yazıyor. Yanıtı da okuyucuya bırakmış, ekleyen siz olduğunuza göre, sizin yorumunuz anlam katabilir konuya diye düşündüm...
|
26-12-2008, 14:44 | #53 |
|
Sayın meslektaşlarım ,sizi realiteye davet ediyorum.Pollliana' cılık oynayacaksak ,evet ceza yargılaması bir tiyatrodur.Shovunuz beğenilirse tribünlerden alkış alır.Entellektüel bir faaliyettir.Hatta bir masaldır.Bu masalda pembe pancurlu adliyeler ,içinde şirin memurlar ,hulusi kentmen benzeri hakimler, kaleminden kan damlayan idealist avukatlar.....
|
26-12-2008, 23:27 | #54 |
|
Sn.Mubah'a böyle bir konu açtığı için teşekkür ediyorum. Hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiyim ceza hukukuna ilgim var.Ceza alanında yüksek lisans yapmayı düşünüyorum ama etraftan aldığım duyumlar üzerine de tereddüt yaşıyorum.Aldığım duyumların geneli zorunlu müdafilik kurumu nedeniyle ceza davalarına bakan bireysel bürolara pek rağbet edilmemesi..Ayrıca bayanlar açısından ceza davalarıyla uğraşmanın zor olduğu da söyleniyor.Bu benim için caydırıcı olamaz ama ilk durum kafamı karıştırıyor.Ceza davalarına bakan Sn.meslektaşlarımızdan ricam biz cezaya ilgili öğrencileri bu konuda aydınlatmaları..Şimdiden teşekkürler
|
07-01-2009, 12:26 | #55 |
|
Ceza davalarında avukatın davaya etkisini % de ile oranlamak çok anlamsız.Davaya göre avukatın etkisi değişir.Ben bir kaç ceza davamda ilk hazırlık aşamasında bulunmak kaydı ile gerçek suçu işleyenin yargılama sonunda beraat etmesini sağladım.Bir kaç ceza davamdada sanık gerçekten suçsuz ama yargılama sonunda mahkumiyetine karar verildi.
|
07-01-2009, 13:08 | #56 |
|
Benin bu konuda yazdığım görüşlerime henüz yer vermemiş bir sitenin bana başkalarının görüşlerini bildirmesi ne kadar doğrudur, sormak isterim.İlk görüş bildirenlerden biri olmama rağmen neden forumda yer verilmediğinin cevabının en azından nezaketen bana bildirilmesi gerekir. Bu aşamada başkasının yanıtlarına ilkeli bi hukukçu olarak tabiki cevap vermeyeceğim. Av.Ömer GÜNTAY
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
ceza davalarında hazine aleyhine hükmedilen Vekalet Ücretinin tahsil yolları | gulaslan | Meslektaşların Soruları | 39 | 02-02-2023 14:30 |
icra ceza davalarında dava zamanaşımı | uye9493 | Meslektaşların Soruları | 7 | 22-06-2010 18:40 |
Ceza davalarında ne zamanki sabıka kaydı esas alınır? | avercan38 | Meslektaşların Soruları | 2 | 18-10-2008 09:57 |
icra ceza davalarında dosyanın işlemden kaldırılması. | Aybüke Kağan | Meslektaşların Soruları | 5 | 25-08-2008 14:06 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |