11-09-2008, 02:33 | #1 |
|
vee yeni yayın döneminin inci(!)leri: duruşma formatındaki tv dizileri
Geçen sene bu zamanlar HUMK ağlamaya başlamıştı şimdi de artık sıra CMK'da..
Kabul edelim ki cok hatalı düzenlemeleri ne yazık ki bünyasinde barındırıyor her iki alanaın mevzuatı da..Fakat bu kadarını haketmiyoruz dedim hukukçu adaylarının belki içsesi olarak.. Ve tartışmaya açmak istedim konuyu.. Sırf izlenme yüzdesi elde edebilmeyi ummak ugruna, mahkemelerin saygınlıgını altüst eden üstelik yetersiz donanımdaki kişilere danısılarak ortaya konulmaya calısan bu yapımlar, rahatsızlık hissi uyandırmıyor mu? bir vatandaş duruşmada gördüğü gibi davranmayı normal bulsa ve o sekilde hareket etse; durumdan dogal olarak rahatsızlık duyacak olan hakimin kanaatindeki olumsuz etkinin tesirini ne sekilde bertaraf edebilecektir? zor ve cıkısı olmayan cetrefil durumlara bile sebebiyet verebilecek oldugunu düşündüğüm bu tarz yapımların yargı mekanizmasına ve Türk Hukukuna zarar verdiği kanaatindeyim.. buyurun tartısalım.. çözüm önerilerinizi bekliyorum. saygılarımla.. |
11-09-2008, 11:24 | #2 |
|
Sanırım aynı program...Konuyu ben açacaktım,iraz bekleyeyim dedim bakalım dikkate değer mi?
Tşekkürler Meslektaşım... Saygılarımla, |
11-09-2008, 12:20 | #3 |
|
bildiğim kadarı ile bir meslektaşımız adı geçen program için savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.akıbetini hep beraberce bekleyelim
|
11-09-2008, 12:21 | #4 |
|
Medyanın sırf izlenme oranını yükselmek için böyle bir yayın başlatması yanlıştır. Ayrıca gerçekten uzak tamamen ütopik bir dekor kullanılması insanları yanlış yönlendirmekte, hukuka gönül verenlerin sorunlarını görmezlikten gelmektedir.
Şahsen hiçbir yerde bu kadar düzenli ve temiz bir mahkeme salonu görmedim. Ne avukatların ne de hakimlerin ne yazık ki bu kadar nezih bir çalışma ortamı yok. Ama bir yönden de yararlı bir çalışma bu. En azından hukuku halka indirmeye, anlatmaya yarayabilir. |
11-09-2008, 12:31 | #5 |
|
Dizi filmin yalnızca dizi film olduğunu gözden uzak tutmazsak sorun yok sanırım. Her sanat dalında olduğu gibi burada da yapım ile gerçek arasında fark olabileceğini unutmamak gerekir.
Meslek gruplarından dizi filmlere ilk tepki sanırım eskiden TRT'de yayımlanan Bizimkiler adlı dizideki Cafer tiplemesine karşı kapıcıların tepkisiydi. Suç duyurusuna dek varan bu tepkiden bir sonuç çıkmadı anımsadığım kadarıyla. Mahkemelerde yemin edilirken tanığın izlediği Amerikan filmlerinin etkisi ile sağ elini kaldırması gibi gülünç sonuçlara yol açsa da, bu sonuçların direkt film ya da dizi filmle değil, izleyicinin niteliği ile ilgili olduğu düşüncesindeyim. Sözü edilen dizi filme gelince; evet, kötü bir yapım ama bir suç (örneğin, hakaret, suçu ya da suçluyu övme gibi) içermediği sürece "izlememe" dışında bir tepkiye yol açmamalı diye düşünüyorum. |
11-09-2008, 14:32 | #6 |
|
Eğer aynı program ise benim düşündüğümde,zaten biraz tuhaf...
Nerede görülmüş,savcının müdafii ile aynı konumda oturduğu ve hüküm verilirken savcının da ayağa kalktığı... En azından bir kesimin izlemesinde fayda var... |
11-09-2008, 15:24 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet, bencede çok tutarlı bir program değil, zaten reyting amaçlı amerikan yargılama sistemi özentili kurgulanmış. 1-2 defa izleme fırsatı buldum, evet kurgusunda bir hayli hata mevcut ama Sayın Aladağ'ın da belirttiği gibi suç işlenmediği sürece sorun yok. Ayrıca sayın Nilay Toprak güzel bir noktaya değinmiş, "Her nekadar usulle ilgili yanlışlıklar yapılmış olsa bile, bazı kurgularda usulde yapılan yanlışlıkları düzeltir niteliktedir" Örneğin savcının, Hakim değil de iddia makamı olduğu çok güzel ifade edilmiş. Sonuç olarak ben meraktan (hepte böyle denir, meraktan izlenir ama benimki gerçekten meraktı ) 1-2 defa izleme fırsatını buldum. Beğenmedim ve bir daha izlemem, izleyenede mani olmam Saygılarımla. |
11-09-2008, 22:47 | #8 |
|
İddia makamı ve savunma makamının karşılıklı aynı hizada olması açıkcası hoşuma gitti...
İşin ilginç yanı bunu izleyenler Türkiye'de yargılamanın böyle olduğunu zannediyorlar ve sizden böyle şeyler bekliyorlar!!! |
11-09-2008, 23:00 | #9 |
|
geçen gün dikkat ettim, bu tür programlar gerçekle ne kadar ilişkili diye. Bir de baktım ki meslektaşlarımın dediği gibi savcı-avukat aynı hizada, savcı heyecanlı,sanki yeni başlayan genç hukuk fakültesi öğrencisi nidası ile heyecanlı bir şekilde ayakta savunma yapıyor.Tüm bunlar yetmezmiş gibi hakim her tarafı dikkatlice dinliyor,tanıklar sabırla dinleniyor,herkes gerektiğinde azarlanıyor!(gerektiğindenin anlamı programda klasik kavga ortamının oluşması,her beş dakika da bir kavga çıktığı için sürekli azarlıyor )
Programa sadece 10 dakika dayanabildim. Kim bunları izler ve niye izler? Özel hayatın gizliliği bu kadar dışarı yansıtılır mı? Bu saçmalıklar yayınlanırken bu programın yapımcıları acaba bu tür saçma ve gerçekle ilgisi olmayan programları sonuna kadar izler mi? Aslında bizim televizyonculuk anlayışımız gittikçe daha kötüye gitmektedir. 2 saatten fazla süren diziler(sinema filminden bile uzun),6 saat süren yarışma programı vs. Bu program aslında bunlar arasında masum görünüyor |
11-09-2008, 23:19 | #10 |
|
Hepsi bir yana Savcı rolündeki bayana birinin savcının kolundaki şeridin kolun altından geçmesi gerektiğini söylemesi gerek. (İlk bölümlerde o şerit kolunun yanında sallanıyordu hala öyle mi bilmiyorum) Tanıtımlarda "Gerçek bir hakim, gerçek bir Savcı, gerçek bir Avukat deniyordu. Öyle olmadığı halde bu sloganın ne gereği var?
|
11-09-2008, 23:36 | #11 |
|
vee yeni yayın döneminin inci(!)leri: duruşma formatındaki tv dizileri
Sayın Doğanel;
Eğer gerçek kişiler değil ise suç duyurusunda bulunulabilir? Diye düşünüyorum. Ünvan gaspı tartışılabilir mi? Saygılar. |
11-09-2008, 23:43 | #12 |
|
Aldatıcı reklam ve/veya haksız rekabetten başka sorumluluk göremiyorum. Hangi suç oluşacak?
|
12-09-2008, 01:42 | #13 |
|
Bütün bu söylenenlere su ana kadar kısmen yada tamamen katıldıgımı ve bana cok sey kazandırdıgını söyledikten sonra; yanıtlayanlar ve yanıtlayacaklar arasında tecrübeli hukuk insanları olduguna inandıgım için benim açımdan esas önemli olan kısmı tekrar gözönüne çekmek isterim..
Bu konu özellikle haksız rekabet, usul hükümlerine aykırılıklar ve duruşma disiplinine vereceği zarar yönünden beni durup düsünmeye ve çözüm bulmaya çalısmaya sevketmiştir.. Buna göre; çözüm önerileri neler olabilir.. Yanlıs anlasılmasın yayından kaldırılmasını saglayalım, asalım, keselim demek degil kastettiğim.. sadece bu gidise nasıl ve hangi yolardan dur denebilir.. Hukuk fakültesinde kendime cıkardıgım en önemli ders mevcut ve yetişen hukukcuların birer toplum mimarı oldugudur. Burada bize bir görev düşüyor.. Ama ne yapmak gerekli.. burada tecrübesizliğim yüzünden hayıflanıyorum açıkçası.. |
12-09-2008, 01:51 | #14 |
|
vee yeni yayın döneminin inci(!)leri: duruşma
Eğer reklamlarda bunlar gerçek avukat, hakim veya savcı denildi ise ünvan gaspı oluşur.
Yeni Ceza Yasası'na bakmadım ama eski yasada olduğundsan eminim. Örneğin avukat ünvanının kullanılması. |
12-09-2008, 02:14 | #15 |
|
Bence oluşmaz. Eğer gerçek hakim, savcı, avukat gibi resmi işlem yapmaya kalkışsalardı olabilirdi. Ancak buradaki durum bir programda rol üstlenen oyuncuların gerçek hayatta da bu meslekten olduğunu söylemek. Polis rolünde oynayan oyuncunun gerçek hayatta da polis olduğunu iddia etmek gibi bir şey. Ancak böyle bir iddia ile ortaya çıkmanın neye yarayacağını çözebilmiş değilim. Programın hedef kitlesi ve yayın saati düşünüldüğünde daha çok ev hanımları ile orta ve alt gelir grubuna hitap ettiği ortada. Programa gerçekçilik katarak, dikkat çekme çabası olabilir. Hakimle Avukat bir derece hakkını veriyor ama o kadının Savcı olduğuna beni kimse inandıramaz. Ayrıca her üçü için de mevcut mevzuat hükümleri faal olarak bu mesleklerini icra ederken aynı zamanda bir programda rol almalarına imkan vermiyor.
|
12-09-2008, 03:30 | #16 |
|
vee yeni yayın döneminin inci(!)leri: duruşma
Sn. Doğanel;
Ben diziyi çok izlemedim. Bir avukat arkadaşım tv kanalına eleştiri yazmakla meşgul olduğunu söylediği için diziden haberdar oldum. Geçenlerde rastgeldi: Kardeş hasta olup gelmiş, abisi kardeşinin sevgilisini almış, kardeş abisini bıçaklamış, suç abiye borç veren birinin üzerine atılmış. Şöyle bir baktım. Anne başka bir şehirden gelmiş, evde kanlı bıçağı bulmuş, gelini suçluyor, gelin de eski sevgilisine sen anlat diye bağırıyor. Ben O kadar rahat davranan müşteki, sanık, müdahil ve avukat görmedim. Öldürülenin karısı iki de bir davaya müdahale ediyor. Bütün ifadeler için bir şey söylüyor. Hakim hiç müdahale etmiyor. Hatta şimdi aklıma geldi. Sanırım tutanağı da hakim tutturmuyordu. Ben hiç yaz kızım dediğini duymadım. Ben de bu işin gerçek olmadığını düşünüyorum. Olaylar gerçek hayattan alınmış olabilir. 1- Sizin de ifade ettiğiniz gibi böyle bir duruşma yönetimi görmedim. 2- Ünvan gaspı konusunun biraz açılması gerekir; Kuşkusuz ki bir oyuncu avukat rolü oynadığı için ünvan gapı suçundan yargılanamaz. Onun oyuncu olduğu bilinmektedir. Ben olayı çok fazla bilmiyorum. Arkadaşlarımın yakınmaları nedeni ile bilgi sahibi oldum. Konuya biraz daha geniş bakalım: Siz sadece ben avukatım demekle suç işlenmiş olmaz, buna ilişkin fiillerin de yapılmış olması gerekir diyorsunuz. Ben avukat olmayan bir kişinin "ben avukatım" demesi halinde suçun oluşacağını ve bu konuda yasa maddesi de olduğunu düşünüyorum. Yarın bakacağım. Siz de bakarsanız sevinirim. Öte yandan; Bir tiyatro oyuncusunun avukat rolü oynaması ile bir dizinin gerçek hayattan alınmıştır, oynayanlar da gerçek kişilerdir gibi lanse edilmesi farklıdır. Söylediğim gibi olayı fazla bilmiyorum. Ancak bana anlatıldığı kadar hakim gerçek hakim avukat gerçek avukatmış. Savcının gerçek olduğunu ilk sizden duydum. Sayın Doğanel; Bilmiyorum yanlış mı değerlendiriyorum? Ben bir avukatım. Ama her davanın avukatı değilim. Sizce yapmam gereken nedir. Gidip bir dosyayı incelediğimde dosyayı incelemek istiyorum, ben avukatım, bu benim hakkımdır, demek mi, ben dosyada avukatım demek mi? Çok açıklayıcı olmadı belki ama yakın olduğunu düşünüyorum. Bence burada yanıltıcı reklamın ötesinde bir şeyler var. Dediğim gibi ben hiç ilgilenmedim. Anlatılanlar kadar bilgi sahibiyim. Şimdi anlattığım olaya dönelim. Oradaki ana, karı, kardeş, hakim, savcı, avukat gerçek hayatta da böyle davranıyorlarsa benim intihar etmem gerekir. Çok geri kalmışım. Şimdi: Bir olayın gerçek hayattan alınmış olarak lanse edilmesini anlarım, Olay senaryolaştırılır. Ama hem olay gerçek hem de hakim ve avukat. Reklamda da hakim ve avukatın gerçek olduğu söyleniyor. Çok ilginç. Bence burada aldatıcı reklamın ötesinde suç var. Sanırım tartışılacak bir kaç konu daha var da şu anda sakin sakin izlemek zorundayız. Bir de o isimde avukat ve hakimin olup olmadığına bakmak gerekiyor. Ya da yazılanların doğruluğuna (Yazarların mahlas kullanma hakkı var ya). Neyse; Oyuncular reklamlarda "gerçek hakim ve gerçek avukat oynuyor" tanımlamasını biliyorlarsa bence ünvan gaspı suçu oluşur. Saygılar. |
12-09-2008, 09:31 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Bence şu konuda haksızlık ediyorsunuz: Yapımcı firmalar hukukçuların fikrini alıyorlar elbetteki. Ancak bunu harfiyen uygulayıp uygulamamak tamamen yapımcının ve yönetmenin takdirindedir. Bir olaya şahit olmuştum. Bir yapımcı firmanın danışmanlığını yapan bir mesklektaşımıza avukatların ve sanığın durduğu yerler telefonla soruluyordu. Avukat meslektaşımız telefonda gayet düzgün bir şekilde anlattı. Akabinde gelen cevap ile şaşırıp kaldı. Cevap yaklaşık olarak şuydu: Sanık vekilinin durmasını istediğiniz yerde Kolon var. Başka yerde dursa olmaz mı? Yine bir diğer hata, hukuki bir konuda hiç bir bilgisi olmayan çekim ekibinin, hukuki bir konuyu senaryo üzerinden yazılı değil, şifahi olarak telefondan sorup, uygulamaya çalışmasıdır. Bu bir örnektir. Muhakkak ki yapılan şey aslına uygun yapılmalıdır. Fakat belirttiğim gibi buna karar verenler avukatlar yahut hukuk danışmanları olmuyor. Tamamen diziyi çeken ekip karar veriyor ve neticede bu tür absürd sonuçlar gerçekleşebiliyor. Hangi diziyi kasdettiğinizi bilmiyorum fakat izlediğim bir çok yapımda aynı hataları ben de gördüm. |
12-09-2008, 10:39 | #18 |
|
Bahse konu olan diziyi forum açıldıktan sonra iki kez izledim.Müdavimleri olduğunu farkettim.
Oradaki aynı davranış ve usul durumunu(azar,yorum) müvekkillerin de bekleme ihtimaline karşı uygun bulmuyorum. Ama karar aşamalarının çok kısa olması oldukça etkileyici. Ya da ben bu konuda mağdur olduğumdan ilk ilgimi çeken bu olmuşta olabilir. Vakit kaybı olarak değerlendiriyor, izlenecek daha güzel şeyler olduğuna inanıyorum. |
12-09-2008, 12:40 | #19 |
|
"boşanmak istemiyorum:))"
programın ismi bile garip.." boşanmak istemiyorum"...ya kardeşim sana ne belki ben "boşanmak istiyorum"....
|
12-09-2008, 18:01 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Ya senaryoyu Ömer Kavili yazmıştır ya da senarist THS'yi takip ediyordur. |
12-09-2008, 20:07 | #21 |
|
Tespitte bulunanın hiç mi dahli olamaz, sayın Ergin?
|
12-09-2008, 21:10 | #22 |
|
Bence hukuki konuların dizi haline getirilmesi çok doğru değil.
|
12-09-2008, 23:52 | #23 |
|
KariŞma
Birisi yapmış, birileri izliyor,
"efendim onlar yanlış öğreniyorlar!" Yanlış öğrensinler! Çok merak ediyorlarsa İstanbul'da bilmem kaç adliye var, bir zamet gelsinler görsünler. Yok başka yerde oturuyorlarsa, gitsinler ilçeye görsünler! Ama bence gelmesinler! Gelip de halimizi görmesinler, kümes gibi duruşma salonlarında sıra sıra bekleştiğimizi, 80 tane dosyanın aynı saate verildiğini, duruşmalarda hop oturup hop kalktığımızı, icrada her önümüze gelene "müdürüm" dediğimizi, abla - abi çektiğimizi GÖRMESİNLER. İzlesinler, izlesinler, sıkmayın bu kadar kendinizi! |
13-09-2008, 13:41 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Kavili'nin hayata geçirme ihtimali bulunan ikinci projesi "Hüküm okunurken Hakimler de ayağı kalksın!" olabilir |
14-09-2008, 16:33 | #25 | |||||||||||||||||||||||
|
Yok vallahi...Arkamdan Kavili itti, sayılır mı? |
16-09-2008, 22:36 | #26 |
|
merhaba herkese.sizin de belirttiğiniz gibi şu sıralar hemen her televizyon kanalında içeriğinde hukukçu(avukat,savcı,hakim vs.) veya hukuk öğrencisi karakteri barındıran birçok dizi-film ve proğram türü yapımlar var.
gerçekten ben de bu konuda forumda yeni bir konu açmayı düşünüyordum.değerli üstadlar ve meslektaşlar konuya bir de şu açıdan bakalım mı?-acaba şu sıralar bu tür yapımlar neden çoğaldı.bu tür projelerin altında yapımcıların ve kanalların başka bir amacı var mı? daha açık ifadesiyle bu çalışmalarla son zamanlarda ortaya çıkan olaylar-kararlar nedeniyle yargının vatandaş gözünde değerinin sorgulanır gibi olduğunun önüne mi geçmek,yoksa gerçekten bu çalışmaları izleyicinin hoşlanarak takip etmesi mi?tartışalım, sorgulayalım ne dersiniz.teşekkürler. |
17-09-2008, 22:51 | #27 |
|
vee yeni yayın döneminin inci(!)leri: duruşma formatındaki tv dizileri
Arkadaşlar;
Ben tek bir program izledim (dizi parçası olabilir) Tartışmadan anladığım kadarı ile birden fazla kanalda birden fazla dizi varmış? İlginç. Buradaki gerçek avukat ve gerçek hakim kavramını hala yerine koyamadım. Sn. Doğanel; Dediğim gibi diziyi tüm izlemedim, bölük pörçük izledim. Meslektaşlarımızdan duyduğum şeyler verdı. Bana ifade edilen gerçek hakim ve gerçek avukat ifadesi idi. Anladığım kadarı ile birden fazla dizi varmış. Sanırım aynı dizilerden sözetmiyoruz. Ben gerçek hakim, gerçek avukat dan söz edildi ise ünvan gaspının oluşacağını düşünüyorum. Bana ne kadar kötülük yaptığınızı düşünebiliyor musunuz. Şimdi kanal kanal gezip hangi kanalda bu formatda dizi var diye uğraşacağım. Evde kayınvalde var. Uzaktan kumanda onun elinde ise o istediğini seyreder. Sonra eşimin yeğeni sonra da eşim gelir. Benim tek üstünlüğüm haber dinleyeceğim demek. O zaman kumanda bana veriliyor. Bu nedenlerle dizileri izleyemedim. Dizileri çok iyi bilmemekle birlikte "gerçek avukat, gerçek hakim" tanımlaması kullanıldı ise suçun oluşacağını düşünüyorum. (Şimdi Sn. Doğanel "iyi ki savcı olmamışsın, senle amma uğraşırdık" diyordur). Şaka bir yana, olayı şöyle ifade edeyim: Gerçek hakim ve gerçek avukat olarak ifade ediliyor ise sizin de ifade ettiğiz gibi bu insanlar açısından çok mümkün değil. Varsayalım ki gerçek hakim ve avukat;kanıtlandı. O zaman da mesleki sırları açıklama yasağı ve özel hayatın gizliliği gündeme gelecektir. Dediğim gibi "gerçek avukat, gerçek hakim" tanımlaması kullanıldığında her koşulda aldatıcı reklamın dışında suçlar oluşacaktır. Varsayalım kiavukat A ile hakim H birlikte böyle bir senaryo yazmaya karar verdiler. İkisinin de epeyce deneyimi var. Yaşadıkları olayları anlattılar. İsimleri değiştirdiler a yerine b dediler. Burada özel hayatın gizliliği ilkesi ihlal edilmiş olmayacak mı? Düşünün adam 20 yıl önce bir suç işlemiş, cezasını çekmiş, 20 yıl sonra oalay televizyonda yayınlanıyor. Tüm komşular üşüşmüş, bak senein aynı olay! Kimin böyle bir hakkı var? Bence burada aldatıcı reklam dışında suçlar var veya olasa gerek. Saygılar. |
18-09-2008, 10:51 | #28 | |||||||||||||||||||
|
Maşallah, maşallah. Sizin de kayınvalideniz hala varsa... Benim bu konudaki fikrim şudur: Dizi filmlerde yahut diğer tv yapımlarında "Hukuk" ile ilgili konuların işlenmesi önemlidir. Hiç olmazsa "Hukuk" kavramı kulaklarda yer eder. Elbetteki doğru şekilde yayınlanması gerekir. Fakat Deve misali, pek doğru olan bir şey yok bu ülkede. Gerçek Avukat, gerçek Hakim ve gerçek Savcı ifadesi aldatıcı nitelik taşıyabilir ve bu manada sakıncalı olabilir. Evvela oraya çıkan kişilerin, Hakimlik, Savcılık ve Avukatlık mesleğini temsil kabiliyeti tartışılabilir. Hangi yetki ile!? İkinci olarak, Vatandaş'ın kafasındaki mahkeme imajı zedelenebilir. ... Neticede mahsurları da var. Züğürt tesellisi: Hiç olmazsa kelime bazında da olsa Ülke gündemimizde "Hukuk" var diyebiliriz. |
18-09-2008, 11:03 | #29 |
|
Benim öyküdeki ( http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=24695 ) "gerçek avukat" da suç mu?
|
18-09-2008, 14:32 | #30 |
|
1986 yapımı Kemal Sunal'ın başrolde oynadığı ve bir köyden 2 ailenin davasını konu alan "davacı" ve farklı bir görüşe yer verse de Mesut UÇAKAN yapımı"Reis Bey" dışında sinemada zaten birebir mahkeme ambiyansı yaratılmış değil.hatırlarsanız Türkan ŞORAY'lı Cüneyt ARKIN'lı ceza mahkemeleri görüntülerindeki sanığa karşı yapılan bırakın usul hukukunu; aklı başında hiç bir insanın söylemeyeceği lafları savcının bir hışımla söyleyip geçmesi gibi birçok sahneyi de hatırlarsanız aslında bu zamana kadar hiç te gerçekliğe uyulduğunu söyleyemeyiz.
Dizilerde sonuçta tüketicinin beğenisine sunulan ve araya alacağı reklamlarla kanalına kar ettirmesi gereken bir ürün sonuçta.Eğer bu dizi veya diziler gerçek duruşmalar gibi geçse idi, ortaya şu tablolar çıkardı.Dizide haftalarca yönetmen duruşma gününe kadar bir şekilde tempoyu ayakta tutacak ancak duruşma zamanı geldiğinde hakimin eksik olan huhusların tamamlatılması için .... vs vs diyip bir sonraki celse tarihine karar verip duruşmayı kapatması gerekirdi ki bu herhalde standart bir tv izleyicisi için hayal kırıklığı olup ;nihayetinde raitinglerin yerlerde sürünmesine sebep olurdu. Ama tabi ki bu bir belgesel veya Hatırla Sevgili gibi dizi-belgesel şeklinde yapılsa idi o zaman eleştirecek epey bir malzememiz olurdu. Bağlamak gerekirse normal karşılanması gereken bir durumdur. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Emeklilik öncesi ve sonrası döneminin işçilik alacakları aynı dava konusu olamaz mı? | avukat erdoğan | Meslektaşların Soruları | 2 | 05-06-2008 14:28 |
yayın durdurma | tekinasl | Meslektaşların Soruları | 2 | 22-05-2008 17:32 |
Bilgisayarınız Sitemizden Gönderilen Tanımlama Bilgisi (cookie)'leri Kabul Ediyor mu? | Admin | Site Kullanımı Püf Noktaları | 11 | 20-05-2007 18:31 |
Çiçek: 301`inci madde kapı numarası değil | ahmetsacit | Hukuk Haberleri | 0 | 24-09-2006 17:45 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |