Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM), THS Kadın Hakları Çalışma Grubu projesidir. Bu foruma siteye üye olmadan soru gönderilebilir ancak forum sadece kadın haklarına ilişkin konulara açık olup, diğer hukuki soru ve sorunlar alanda yayınlanmaz. [Kahdem Portalı]

Bekar Kişilerin Evlat Edinmesinde Sorun

Konuyu Kilitleyin
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-09-2007, 13:55   #1
Konuk

 
Varsayılan Bekar Kişilerin Evlat Edinmesinde Sorun

Alıntı:
Ben 2 sene kadar önce bir çocuğu evlat edindim bekarım. Resmi işlemler tamamlanıp çocuk benim nüfusuma geçtiğinde benim soyadımı aldı nüfus kütüğünde benim haneme işlendi ancak anne ve baba adı değişmedi. Benim evlat edindiğim çocuk doğumda terk edilmiş kurumca çıkarılan nüfus kağıdındaki isimler uydurma. Böyle olduğu halde anne ismine kendi ismimi yazdıramıyorum.Bu sürekli karşımıza sorun olarak çıkacak, okul,pasaport, resmi işlemler her zaman yanımızda mahkeme kağıtlarınıda bulundurmamız gerekecek. Bununla ilgili bazı davaların açıldığını biliyorum hatta bu sitede de bu konu ile ilgili üyelerin yazıları var. Kanun eşlerin birlikte evlat edinmeleri halinde anne baba adının değişeceğini yazıyor bir boşluk olduğunu düşünüyorum. Ancak olumlu sonuçlanan bir dava olup olmadığını veya ne yapmam gerektiğini bilemiyorum.
Bu konuda yol gösterirseniz sevinirim


















..
Old 26-09-2007, 16:39   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Katılımcı

İsabetle belirttiğiniz gibi,tek başına evlat edinme ile eşlerin evlat edinmeleri yasada eşitlik hakkına aykırı biçimde düzenlenmiştir.

Bu biçimi ile T.C.Anayasası ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere aykırılık sözkonusudur.

Bir avukattan yardım ve destek alarak bu konuyu yargıya taşımanız,düzenlemenin aykırılık nedeni ile Anayasa Mahkemesinden iptalini istemeniz,bu da sonuç vermesse konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşımanız uygun olacaktır.

Mali durumunuz uygun değil ise bulunduğunuz ilin barosuna başvurup adli yardımdan yararlanabilirsiniz.

Konu ile ilgili tartışma ve makaleler için:
http://www.turkhukuksitesi.com/makale_648.htm
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=13731
Old 04-04-2008, 16:27   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Bekar Kadınlar Evlat Edinebilir Ama Anne Olamazlar!!!

Bekar Kadınlar Evlat Edinebilir Ama Anne Olamazlar!!!

Bekar kadınlar bir çocuğu evlat edindiklerinde,medeni durumları nedeniyle ayrımcılığa uğramaktadırlar.

Bekar kadınlar evlat edindiklerinde,doğal bir soybağının gerektirdiği tüm yükümlülükleri taşıdıkları halde haklar bakımıdan kısıtlanmaktadır.

Bilindiği gibi Türk Medeni Kanunu Madde 314/1.- e göre “Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edinene geçer. “

Yasa açıkça evlat edinenin medeni durumuna göre herhangi sınırlama getirmeksizin evlat edinilenin biyolojik anne babasının haklarımı evlat edinene devretmektedir.

Evlat edinilen de ,doğal bir soybağı içinde bulunan çocukların hakları ile eşitlenmiş bir duruma getirilir ve evlat edinenin mirasçısı olur.(Md.314/2)Yasal düzenlemede bu noktada da evlat edinenin medeni durumu bir farklılık yaratmamaktadır.

Eşitlik anlayışı 314/3 düzenlemesinde de devam etmektedir.Düzenlemeye göre evlatlık,evlat edinenin soyadını alır ve Evlat edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir.

Sorun bu noktadan sonra başlamaktadır;

Md.324/ 4 e göre;eşler birlikte evlat edinmişlerse çocuğun nüfus kaydına ana ve baba adı olarak eşlerin adları yazılabilir. Yasakoyucu evlat edinmeyi,doğal bir soybağına benzetmek istemiş ve hatta daha da ileri giderek çocuk ile evlat edinen arasındaki ilişkiyi geri dönüşsüz hale getirmiştir.

Peki evlat edinen bekar ise;anne adı hanesine kendi adını yazdırabilir mi?

Bu sorunun açık yanıtı yasada bulunmamaktadır.Fakat bir yasaklama da bulunmamaktadır.

Fakat uygulamada ve reddedilen davalar sonucunda da bekar evlat edinenler ,çocuğun nüfus kayıtlarında kendi adını yazdıramamaktadır.

Açılan davalarda yasada bir boşluk olduğu, çocuğun yüksek menfaatlerine uygun olara bu boşluğun hakim tarafından evli kişilere tanınan haklara benzer şekilde gibi doldurulması talep edilmektedir.

Yine açılan davalarda,boşluk talep gibi hakim tarafından doldurulamayacak ise,yasanın bu biçimi ile Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu , iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesine gönderilmesi talep edilmekte ve mevcut düzenlemenin Türkiye’nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmelere(A.İ.H.S,Çocuk Hakları Sözleşmesi ,Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi-CEDAW) aykırı olduğu savunulmaktadır.

Fakat açılan davalar bekar kişilerin evlat edinilmesinde bu konunun düzenlenmediği ve mevcut düzenlemenin Anayasaya aykırılığı olmadığı gerekçesi ile reddedilmekte ve taraf olduğumuz sözleşmelerin ayrımcılık yasağına ilişkin düzenlemeleri görmezden gelinmekte ve Anayasa 90/ son gereği doğrudan sözleşmeler uygulanmamaktadır.

Evlat edinenin medeni durumu ; hem evlat edinenler hem de edinilenler arasında eşitsizlik oluşturmakta ve bekar kişilerce evlat edinenlerin kimliklerindeki anne adının farklılığı ,çocuğun özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkını her aşamada ihlal etmektedir.

SONUÇ: Bekar kadınların evlat edinmesi serbest ,fakat anne olmaları yasaktır.
Old 04-04-2008, 17:16   #4
Av.Görkem TURGUT

 
Varsayılan

Evlat edinme kurumu,aile yuvasından yoksun olan çocukların korunmasını amaçlayan bir kurumdur.Evlat edinen kadının hakları bir yana,öncelikli konu evlat edinilen çocuğun menfaatleridir.

Ancak bu uygulama evli çiftler tarafından evlat edinilen çocuk ile,bekar bir kadın tarafından evlat edinilen çocuk arasında son derece eşitsiz ve kabul edilemez bir durum yaratmaktadır.

Evlat edinilen çocuklar arasında haklı bir duruma dayanmadan yaratılan eşitsizlik uluslararası sözleşmelere aykırılık teşkil ettiği gibi,Anayasamızın 10. maddesine de aykırılık teşkil etmektedir.

Anayasa madde41:Ailenin Korunması
Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması için ......gerekli tedbirleri alır,teşkilatı kurar.

Uygulamanın hukuki yanını göz ardı etsek bile,uygulama evlat edinilen küçüğün ruhsal gelişimini olumsuz olarak etileyecektir.Çocuk kendisini koruyan kollayan kadını anne olarak bildiği,onun mirasçısı olabildiği,soyadını alabildiği halde,nüfus cüzdanında belki de hiç tanımadığı bir kadının adıyla karşılaşacak,bu da karışıklıklara sebep olacaktır.

İç hukuk yolları tüketilmesine rağmen gereken çözüm sağlanamazsa,uluslararası yargı yollarının denenebileceği kanaatindeyim.

Saygılarımla........
Old 09-04-2008, 00:32   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Off... Hukuk, yaşamı daha kolay, daha düzenli hale getireceğine neden böyle zorlaştırıyor. Oysa, herkesin ayrı bir nüfus kaydı olsa, evlenmekle kimsenin soyadı, kaydı vb. değişmese, veritabanında ilgili bağlantılar sağlansa (ki mümkün), evlat edinmede evlat edinenin yararına göre (buna uzmanlar karar vermeli) soyadı vb. ona göre düzenlense, gereğinde evlat edinen anne/baba olarak kaydedilse... çok mu zor?
Old 21-01-2009, 00:05   #7
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhabalar,
Bilindiği gibi tek başına evlat edinmede 4721 sayılı TMK 314 md." eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayrıt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır" düzenlemesini yapmış ve bekarların evlat edinmesi hakkında bir düzenleme yapılmamıştır.

TMK da bir düzenleme yapılmamış olması sebebi ile uygulamada bu boşluğun hakim tarafından doldurulması veya Anayasa'ya aykırılık sebebi ile iptal istemli olarak dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesi talepleri reddedilmekteydi.

Bu konudaki temyiz başvuruları henüz Yargıtay'da olup bir karar verilmemişti.

Her ne kadar Yargıtay incelemesinden geçmeden kesinleşmiş olsalar da uygulamaya işık tutacak iki ayrı kararın verildiği bilgisini sevinçle paylaşmak istiyorum.

Konyu yargıya taşıyıp verilen olumlu kararı bizimle paylaşan; adlarını ,kararın özelliği sebebi ile paylaşmadığım kadınlara,

Adalete inancımızı tazeleyen ,adaletli sonuçların oluşmasında cesur davranan ve çocuğun öncelikli menfaatlerini kollayan ,bu kararlarda emeği geçen ;

Ankara 5.Aile Mahkemesi Hakimi Sn.Sebahattin Ali Erdem 'e
ve
Sarıyer 2.Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi Sn.Mehmet Erdoğan'a

Meslektaşlarımız Av.Sema Kendirci,Av.Hamdi Yasaman-Av.Sevil İlkin'e

teşekkürlerimizi sunuyorum.



T.C.
ANKARA
5.AİLE MAHKEMESİ
ESAS NO:2008/1277
KARAR NO:2008/1366
KARAR TARİHİ :18.12.2008

T.C.
SARIYER 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2008/339
KARAR NO: 2008/382
KARAR TARİHİ:10.11.2008

Not:Kararların gerekçelerini bilgisayar ortamına geçirmeyi tamamladığımda bu alanda paylaşacağım.
Old 21-01-2009, 00:28   #8
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhabalar,

Bilindiği gibi tek başına evlat edinmede 4721 sayılı TMK 314 md." eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayrıt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır" düzenlemesini yapmış ve bekarların evlat edinmesi hakkında bir düzenleme yapılmamıştır.

TMK da bir düzenleme yapılmamış olması sebebi ile uygulamada bu boşluğun hakim tarafından doldurulması veya Anayasa'ya aykırılık sebebi ile iptal istemli olarak dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesi talepleri reddedilmekteydi.

Bu konudaki temyiz başvuruları henüz Yargıtay'da olup bir karar verilmemişti.

Her ne kadar Yargıtay incelemesinden geçmeden kesinleşmiş olsalar da uygulamaya işık tutacak iki ayrı kararın verildiği bilgisini sevinçle paylaşmak istiyorum.


T.C.
ANKARA
5.AİLE MAHKEMESİ
ESAS NO:2008/1277
KARAR NO:2008/1366
KARAR TARİHİ :18.12.2008

T.C.
SARIYER 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2008/339
KARAR NO: 2008/382
KARAR TARİHİ:10.11.2008



http://www.turkhukuksitesi.com/showt...191#post215191
Old 26-01-2009, 00:24   #9
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Gerekçe

T.C.
ANKARA
5.AİLE MAHKEMESİ
ESAS NO:2008/1277
KARAR NO:2008/1366
DAVA EVLAT EDİNME
DAVA TARİHİ 21.10.2008
KARAR TARİHİ 18.12.2008

Davacı vekili tarafından hasımsız aleyhine açılan evlat edinme davasının açık yargılaması sonunda:
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili müvekkilinin….doğumlu olduğunu,çok iyi bir eğitim gördüğünü ve fevkalade imkanlara sahip bir işte çalıştığını…..tarihli evlat edinme öncesi geçici bakım sözleşmesi ile annesi tarafından kendisine teslim edilen ve o tarihten beri kendisi tarafından bakıldığını ve eğitildiğini,…..doğumlu (--)ı evlat edinmek istediğini belirterek müvekkilinin (--) ı evlat edinmesine ve (--) ın adının )(--) olarak ve evlat edinilen (--) in nüfus kaydında anne adının düzeltilerek (--) olarak tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

M.K.316 maddesi uyarınca doya mahkememiz uzmanına verilmiş,uzman davacının çocuğu olmadığını,evlat edinmek istediği (--) ‘e ….tarihinden beri baktığı,davacı ve çocuk arasında ebeveyn-çocuk ilişkisinin kurulmuş olduğunu,davacının küçük (--) i evlat edinmesinin uygun ve çocuğun yararına olacağı yönünde rapor vermiştir.
……………..
Tüm dosya kapsamı ve uzman raporu birlikte değerlendirildiğinde küçük(--) in davacı tarafından evlat edinilmesinin yararına olacağı anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Ancak davacı,dava dilekçesinde evlat edinme kararı ile birlikte evlat edinilen küçük (--)’in nüfus kaydına anne adı değiştirilerek müvekkili (--) in isminin verilmesini de talep etmektedir.

4721 sayılı Yeni Medeni Yasanın 314/ 4 maddesinde 1eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır” hükmünü taşımaktadır.

Görüldüğü üzere bu madde eşler tarafından birlikte evlat edinilen küçüklerin ana ve baba adının evlat edinen eşlerin isimlerinin yazılacağını düzenlemekte ve tek başına evlat edinmede küçüğün nüfus kaydına ana veya baba adının yazılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.

Yasa koyucu tek başına evlat edinme ile ilgili düzenlemeyi yaparken bu konuda bilerek veya bilmeyerek bir düzenleme yapmamıştır.

Yasa koyucu bilerek bir düzenleme yapmamış olabilir.Çünkü tek başına evlat edinen kadın ise çocuğun anne hanesine evlat edinen kadının adı yazılacak ancak baba hanesine herhangi bir isim yazılamayacaktır. Bu durum tek başına evlat edinen erkek için de geçerlidir.Burda da annesi boş kalacaktır.

Yasa koyucu bunun dışında da nesep ve nüfus kayıtlarında karışıklık nedeniyle de bu düzenlemeyi yapmamış olabilir.

Yasa koyucu sonuçta bu konuda Medeni Kanunda bir düzenleme yapmamıştır.

Hakim olarak bizler bilerek veya bilmeyerek yasada düzenleme bulunmayan konularda Medeni Yasanın 1.maddesine göre hareket ederiz.
“Kanun sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır”

Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa hakim örf ve adet hukukuna göre,bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.

Hakim karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.”(4721 Sayılı Yasanın 1.maddesi)

Görüldüğü üzere kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa(ki biz buna yasa boşluğu diyoruz) bizler örf ve adet hukukuna göre bu da yoksa yasa koyucu olsa idik nasıl düzenleme yapacak idiysek o şekilde karar vermekteyiz.

Sonuç olarak Medeni Yasanın 314.maddesinde tek başına evlat edinmede çocuğun anne ve baba hanesinin ne olacağı konusunda bir yasa boşluğu vardır.

Olayımızda davacı kadın yasaya uygun şekilde küçüğü evlat edinmekle onun adını değiştirebilmekte,soyadını değiştirebilmekte ancak anne hanesine ismini yazdıramamaktadır.

Buradaki problem şudur;Anne hanesine kendi ismi verilirken çocuğun baba ismi ne olacaktır.

Bu durumun tek başına evlat edinmelerde çok büyük sorun yaratmayacağı görüşündeyim.

Çünkü:

Sonuçta çocuğun anne ve baba hanesinde gerçek yada gerçek olmayan bir baba ismi bulunmaktadır. Davacı kadın anne hanesine sadece kendi isminin yazılmasını talep etmektedir.Bu hali ile baba hanesinde mevcut isim kalacaktır.Bu durum uygulamada ve nesep problemlerinde karışıklığa neden olmaz.

Aksine burada çok daha önemli bir durum vardır.Davacı kadın çocuğu evlat edinecek,kendi soyadını verecek ama anne hanesine kendi ismi görülmeyecektir.Eğitim çağına gelen çocuk anne diye hitap ettiği kadının isminin başka,nüfusta annesi olarak gözüken kadının isminin başka olduğunu öğrendiğinde büyük bir travma yaşayacaktır.Yıllardır anne dediği kadının annesi olmadığını ilk ,öğretim birinci sınıfından itibaren sorgulamaya başlayacak psikolojik problemler yaşayacaktır.

Evlat edinme davalarında önemli bir hukuki ve sosyal yarar mevcuttur.Sadece küçük bir çocuğu alıp onu bakıp yetiştirmek değil anne evlat ilişkisinin de sağlıklı olması annelik ve çocuk duygusunun yaşanması esastır.

Bizler evlat edinme davalarında bu kararı verirken yasal koşulların yanında uzman aracılığı ile “evlat edinen ve edinilenin kişiliği ve sağlığı,karşılıklı ilişkileri,ekonomik durumları,evlat edinenin eğitme yeteneği,evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulmasını” (Medeni Yasa 316/2 maddesi) da araştırmaktayız.

Yani sadece yasal koşullarla yetinilmemekte anne ve evlatlık ilişkilerinde derinlemesine araştırılmaktadır.

Olayımızda da bu araştırma yapılmış ve bu konular açıklığa kavuşturulmuştur.

Bu nedenle evlat edinme davalarını sadece küçük bir çocuğun evlat edinilmesi olarak görmemek,aksine bir yaşam boyu birlikte yaşamın gerektirdiği şartlarda önceden araştırılıp düzenlenmektedir.

Hakim olarak bizler bu yasa boşluğunu hukuka uygun bir şekilde karar vererek her iki tarafında hukuki güvencelerini düzenlemek,yasal garanti altına almak zorundayız.

Bu nedenle davacı kadın evlat edindiği küçüğün anne hanesine kendi isminin yazılmasını istemekte haklıdır.

Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı kadının talebi yerinde görülmüş,küçüğün anne hanesine davacı(--) in yazılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Davanın Kabulüne……
2-(..)’ın anne hanesine davacı (--) adının yazılması………….
…..
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı KESİN olarak okunup usulen anlatıldı. 18.12.2008







T.C.
SARIYER 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2008/339
KARAR NO: 2008/382
HAKİM MEHMET ERDOĞAN
C.SAVCISI ASLI BETÜL CEVİZOĞLU
DAVA İSİM TASHİHİ
DAVALI SARIYER NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ
DAVA TARİHİ 15.09.2008
KARAR TARİHİ:10.11.2008

Mahkememiz görülmekte olan davanın yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜavacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin İstanbul Aile Mahkemesinin (……= sayılı karar ile (-) !ı evlat edindiğini çocuğun doğumundan 9 gün sonra yanına aldığını,bu güne kadar öz annesi gibi büyüttüğünü,yetiştirdiğini,mutlu bir yaşamlarının olduğunu,ancak nüfusta (--)’ın anne adının (--) olarak yazılı olmasının davacıyı çok üzdüğünü,çünkü davacının (--) ın öz evladı imiş gibi büyüttüğünü baktığını,şefkat gösterdiğini,nüfusta anne adının farklı olmasının davacıyı kırdığını ve yaraladığını,ayrıca bur durumun çocuğa da zarar vereceğini çünkü anne olarak davacıyı göreceğini ve davacıyı tanıyacağını,nüfusta anne adının farklı olmasının davacının zor duruma düşmesini,kafasının karışmasına,üzülmesine neden olacağını,bütün bu durumlar karşısında (--)ın nüfusta (--) olan anne adının (--) olarak düzeltilmesini talep etmiştir.

Davacı asil (--) duruşmaya katılmış bu isteğini ısrarla ve önemle dile getirerek nüfusta anne adı olarak (--) isminin yazılmasını talep etmiştir.

Davacının nüfus aile kayıt tablosu getirtilip incelenmiştir.Davacının ….. doğumlu (--) ‘ı evlat edindiği ve nüfusta anne adının (--) olarak yazılı olduğu görülmüştür.

Davacı evlat edinme ile ilgili İstanbul….. Mahkemesinin…..sayılı kararını ibraz etmiş ve incelenmiştir.

Davacı tanıkları duruşmada dinlenmişlerdir.Tanıklar davacının bu duruma çok üzüldüğünü belirtmişler ve çocuğun davacı ile birlikte seyahatlere ve yurtdışına çıkması gerektiği zaman nüfustaki anne adının farklı olmasının bir çok zorluğa neden olduğunu belirtmişler ve özellikle tanık….ifadesinde küçüğün 2.5 yaşı civarı olduğu ,küçüğün mantıklı şekilde düşünmeye başladığı yaşa geldiğinde uygun bir şekilde kendisinin öz annesinin farklı olduğunu söyleyeceğini,hangi yaşta söylenmesi gerektiğini düşündüklerini,bu konuda psikolojik yardım alacaklarını söylemiş ve bu yaşta çocuğun nüfusta anne adının farklı olmasının hem davacı yönünden hem çocuk yönünden mahsurlu olduğunu belirtmiştir.

Davacının beyanı ve talebi,tanıkların ifadeleri mahkememizce incelenmiştir.Davacı küçüğü 8-9 günlükken yanına almış ve daha sonra mahkeme kararı ile evlat edinmiştir.Nüfusta küçüğün anne adı öz annesinin ismi olan (--) olarak yazılıdır.Davacı küçüğü yanına almış ve öz çocuğu gibi bakıp büyütmüştür.Öz annesinden farksız davrandığı tanık beyanları ile anlaşılmıştır.Davacının nüfusta kendi isminin yazılmasını istemesi doğal karşılanmalıdır.Bu yaştaki çocuğa öz annesinin başkası olduğunu söylemenin de bir çok zorlukları ve mahsurları olacaktır.Uygun yaşa geldiğinde söylenmesinde yarar vardır.Örneğin küçük okul çağına geldiğinde ve okula gittiğinde nüfustaki anne adının farklı olmasını öğrendiği takdirde hayal kırıklığına uğrayabileceği üzüleceği,arkadaşları tarafından bu konunun gündeme getirilip ,çocuğun zarar görme olasılığı çok fazladır.Mahkememizce davacının talepleri yerinde görülmüştür.

Davalı idare temsilcisi anne adının düzeltilmesinde sakınca olmadığını belirtmiştir.İddia makamı davanın kabulü yönünde karar verilmesi mütalaa etmiştir.
Bu itibarla;
HÜKÜM;
Talep gibi davanın kabulüne…..
10.11.2008

Bu karar taraflarca temyiz edilmeyerek 31.12.2008 tarihinde kesinleşmiştir.

Not:Kararlar ; davacıların izni ile yayınlanmıştır.Paylaşımları için Çok teşekkür ediyorum.
Old 14-03-2009, 16:58   #10
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Bu yasa hangi evlatlığı koruyor?

Evlatlık sahibi bekarlar çocuklarının nüfus cüzdanlarının “anne-baba adı” hanesine kendi adlarını yazdıramıyordu. Aynı durum evliler için geçerli değildi. Ancak iki mahkemenin iki olumlu kararı, bekar annelerle çocuklarının makus talihlerini değiştirdi.

Tek başına evlat edinen bekar anneler ya da babalar, Medeni Kanun’da ilgili düzenlemenin bulunmaması nedeniyle çocuklarının nüfus cüzdanlarının “anne-baba adı” hanesine kendi adlarını yazdıramıyordu. Ancak iki mahkemenin verdiği iki olumlu karar, yasadaki boşluğun hakimler tarafından doldurulmasıyla benzer davalar için umut oldu.

BEKAR ANNE VE ÇOCUKLARI SEVİNDİREN KARARLAR

Ankara 5. Aile Mahkemesi’nin 2008 Aralık’ta verdiği kararda evlat edinen bekar annenin çocuğun nüfusuna adının yazılması talebi kabul edildi. Kararda şöyle denildi: “Medeni Yasanın 314. maddesinde tek başına evlat edinmede çocuğun ‘anne ve baba’ hanesinin ne olacağı konusunda bir yasa boşluğu vardır… Olayımızda davacı kadın yasaya uygun şekilde küçüğü evlat edinmekle onun adını değiştirebilmekte, soyadını değiştirebilmekte ancak anne hanesine ismini yazdıramamaktadır. Hakim olarak bizler bu yasa boşluğunu hukuka uygun bir şekilde karar vererek her iki tarafında hukuki güvencelerini düzenlemek, yasal garanti altına almak zorundayız. Bu nedenle davacı kadın evlat edindiği küçüğün anne hanesine kendi isminin yazılmasını istemekte haklıdır.”

Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesi de 2,5 yaşındaki bir çocuğu evlat edinen bekar annenin açtığı isim tashihi davasında annenin talebini haklı buldu: “Davacının nüfusta kendi isminin yazılmasını istemesi doğal karşılanmalıdır. Bu yaştaki çocuğa öz annesinin başkası olduğunu söylemenin de birçok zorlukları ve mahsurları olacaktır. Uygun yaşa geldiğinde söylenmesinde yarar vardır. Örneğin küçük okul çağına geldiğinde ve okula gittiğinde nüfustaki anne adının farklı olmasını öğrendiği takdirde hayal kırıklığına uğrayabileceği, üzüleceği, arkadaşları tarafından bu konunun gündeme getirilip çocuğun zarar görme olasılığı çok fazladır. Mahkememizce davacının talepleri yerinde görülmüştür” denildi.

Av. Tayfun Akçay (Nilüfer’in avukatı):
NİLÜFER NASIL BAŞARDI?
Sanatçı Nilüfer Yumlu bekar bir anne olarak evlat edindiği kızı Ayşe Naz’a kendi adını veren şanslı bekar annelerden. Avukatı Tayfun Akçay sanatçının bunu nasıl gerçekleştirdiğini anlattı: “Nilüfer Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan bir evlat edindi. Ayşe Naz terk edilen bir çocuktu, polis bulmuştu. Karakolda bir zabıt tutuldu; çocuğa bir isim gerekiyordu, ismini polis koydu. Çocuk Esirgeme Kurumu bu zapt üzerine ismi esas alarak kayda geçirdi. Biz de o kayıttan yola çıkarak o çocuğu evlat edindik. Ama o isimler yakıştırma isimlerdi… Dava açtık ve dedik ki, ‘Bunu polis uydurmuş, polisin uydurduğunu ben de uydurabilirim. Dolayısıyla uydurma bir ismi değiştirme şansım var. Soyadını değiştirme şansım var.’ Anne adı olarak Nilüfer yazılmasında sorun neden yaşamadık. Çünkü çocuğun ismi uydurma olduğuna göre, çocuğun gelişimi ve geleceği açısından daha sağlıklı, anneyle bağını perçinleyebilecek isim değişikliği gerektiğini vurguladık. Mahkeme talebimizi meşru, haklı ve makul gördü.”

A.D. (Evlat edinen bekar anne):
SOYADIMI VERDİM, ADIMI VEREMEDİM
Sıradan bir bekar anne olan A.D. ise 2,5 yaşındaki erkek çocuğunu evlat edindi, ancak o Nilüfer kadar şanslı değil. Terk edilmiş bir çocuğu evlat edinen anne A.D., evlat edindiği oğluna soyadını verdi ama “anne” hanesine kendi adını yazdıramadı. A.D. şunları söyledi:

“Benim çocuğum terk edilmiş bir çocuk. Evlat edinme işlemi tamamlandıktan sonra ikinci bir işlem olarak nüfus dairesine müracaat ettim. Kanunda bir boşluk olduğunu ve annesi olarak benim adımın yazılamayacağını bildirdiler. Soyadımı verdim, adımı veremedim. Oğlumun uydurma ana-baba adı var ve benim kütüğüme bağlı, ayrıca benim soyadımı taşıyor. Böyle tuhaf bir durum olur mu? Mahkemede bunun hemen düzeltilebileceğini tahmin etmiştim. Dava açtık, fakat olumlu sonuç alamadık. Açıkçası çok duyarsız davranıldı.”

OKUL BAŞLAYINCA DAHA BÜYÜK SIKINTILAR YAŞAYACAĞIZ
“Çocuğum henüz 6 yaşında. Ana adı başka, vasisi veya haber verilecek kişi başka… Her yerde sorun oluyor. Seneye okulu başlayacak, o zaman daha büyük sıkıntılar yaşayacağız.

İşyerimdeki insanlara açıklama yapmak zorunda kalıyorum. İnsanlar kendi aileleriyle ilgili bilgileri santral memuruna, havaalanındaki görevliye, spor salonundaki çalışana açıklamak zorunda mı? Fakat böyle bir kayıt işlemi yapıldığında, ‘annesi şu ama vasisi benim’ demek, elimdeki mahkeme kararını göstermek zorunda kalıyorum. Kimsenin özel hayatını açıklamak gibi bir zorunluluğu yok ama biz her seferinde bunu yapmak zorunda kalıyoruz. Benim çocuğum gerçeğin hünüz farkında değil. Çaktırmadan, sessizce bu bilgiyi veriyorum ama özel hayatımla ilgili açıklama yapmaktan hoşlanmıyorum. Yakında bunu çocuğum da fark edecek, okulda herkes bilecek. Karı-koca edindiğinde böyle bir hak var, bekarlara yok. Bu çok büyük bir haksızlık. Bunun en kısa zamanda çözülmesini istiyorum.”

Av. Habibe Yılmaz Kayar:
YOL GÖSTERİCİ KARARLAR

Av. Habibe Yılmaz Kayar, son iki kararı evlat edinen bekarlar için ışık tutacak kararlar olarak görüğünü söyledi. Ancak kendi baktığı davada olumlu sonuç alamadığını ve Yargıtay’dan gelecek sonucu beklediğini ifade etti: “Hakkaniyete uygun çözümler üretildiği ve çocuğun yüksek yararının gözetildiği kararlar, olarak bizi heyecanlandırdı. Her iki karar da çocukla, evlat edinen arasındaki ilişkinin başkalarınca gözlemlenmesinin çocuğa vereceği zararı ön plana çıkarıyor. Yol gösterici kararlar olacağını umuyorum. Ancak bu kararlarda anılmamasına rağmen çok ciddi bir şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne gönderme yapılmasını dilerdim. Evliyken evlat edinenle, bekarken evlat edinen arasında bir eşitsizlik var. Evli olanlar ismini verebiliyor, bekar olanlar veremiyor; bu bir açık eşitsizlik. Yine evlat edinilenler bakımından da eşetsizlik… Evli çiftlerce evlat edinilen çocukların özel yaşamı korunmuş oluyor, bekar kişiler tarafından evlat edinilen çocuklarınki korunmuyor. Nüfus bilgileri çok kişisel bir durum, evlat edinme ilişkisi de çok kişisel bir durum. Bu bir sır. Tarafları ilgilenderen bir sır ve kendileri isterse açıklarlar. Başkalarının nüfus kayıtlarına ulaşma hakkı da yok bizim iç hukukumuzda, yalnızca taraflar ulaşabiliyor. Ancak eğer anne adı farklıysa, daha baştan nüfus kayıtları konusunda bir teşhir var: ‘Bu kişiler arasında evlatlık ilişkisi var’ diye bağırıyor bu kayıtlar. Bu nedenle özel hayata da bir saldırı niteliğinde. Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tarafı. Hukuki sorunlar çözülürken çocuğun öncelikli yararı gözetilmeli.”

EVLAT EDİNENLER ARASINDA EŞİTLİK SAĞLANMALI

“Benim takip ettiğim dosyada, bekar bir anne vardı, adının anne adı olarak yazılmasını istiyordu. Hakim son derece kolay bir yolu seçti ve ‘MK’da bu konuda bir düzenleme yoktur’ dedi ve bıraktı. Çocuk 2,5 yaşındaydı. Anne yuvada ve seyahat etme konusunda sorunlar yaşıyordu. Bekarların evlat edinmelerinde kendi adlarını anne-baba adı olarak vermesi, yasada bir boşluk göstermektedir. Bu boşluğun öncelikle hakim tarafından doldurulmasını istedik. Anayasanın, ilgili sözleşmelerin dayanaklarıyla öncelikle hakim tarafından boşluğun doldurulmasını, bu yol tercih edilmezse, sözleşmelerin doğrudan uygulanmasını, bu da tercih edilmeyecekse ‘eşler tarafından birlikte’ ve ‘eşlerin’ sözcüklerinin uluslararası sözleşmelere ve Anayasaya aykırılığı nedeniyle itirazımızın ciddi bulunarak Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini’ talep ettik. Kararda, ‘Doğrudan doğruya bir düzenleme yok’ denildi ve hakime yüklenen boşluk doldurma görevi ihmal edilmiş oldu. Yargıtay’a gönderdik, Yargıtay’ın yorumunu bekliyoruz.”

BEKARLARIN EVLATLIKLARININ ÖZEL YAŞAMI KORUNMUYOR

Bir taraftan evlat edinmenin ne kadar kutsal, ne kadar çocuk yararına olduğu vurgulanarak yüceltilse de, bu durum engelleyici ve caydırıcı bir faktör oluşturuyor. Evlat edinmeyi engellemese bile sorunlarla dolu bir sürecin yaşanmasına neden oluyor. Kararlarda evlat edinen kişilerin taleplerinin şimdiye kadar yargı tarafından karşılanmamış olması, herkes bakımından çok sıkıntı yaratan bir durum.

Av. Ünzüle Küçük Öner:
NÜFUS KAĞIDINA BAKTIĞINDA ANNESİ OLARAK GÖRÜNMÜYOR

Av. Ünzüle Küçük Öner de Av. Habibe Yılmaz Kayar gibi benzer bir davada olumsuz sonuç aldı: “Evlat edinen bekar bir anneydi. Sonradan müdahil olduğum bir davaydı. Dava reddedilmişti. Evlat edinmiş, çocuğun soyadını değiştirmiş, kendi soyadını vermiş ama anne-babası belli olduğu için, nesep (soy) karışıklığı olur diye mahkeme reddetmiş. Annesi görünüyor ama, anne olarak adını yazdıramamış. Soyadını veriyor, çocuğun adını değiştiriyor. Çocuğun adı farklı, soyadı farklı. Yani o, o çocuk değil artık. Anne adı sırf kanunda düzenlenmemiş diye mahkeme ‘nesep karışıklığı olur’ diyor, evlat edinen annenin adı yazılmıyor. Hastane ve okulda büyük problemler yaşıyordu. Okulda annem diye tanıştırıyor, nüfusta başka bir ad görünüyor. Veya hastaneye gittiğinde ‘annesiyim’ diyor, nüfus kağıdına baktığında annesi olarak görünmüyor. Ama mahkemeyi ikna edemedik. Biz bu davayı temyiz ettik ama Yargıtay’dan da olumlu bir sonuç alamadık. Sonrasında AİHM’e gitmek istedik. Süreç çok uzun süreceği için anne istemedi.”
6 Şubat 2009 •
http://www.ilgazetesi.com.tr/2009/02...tligi-koruyor/
Old 10-11-2010, 00:01   #12
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

15 Mart 2009 PAZAR
Resmî Gazete
Sayı : 27170

BAKANLAR KURULU KARARI


Karar Sayısı : 2009/14729

Ekli “Küçüklerin Evlât Edinilmesinde Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin Tüzük”ün yürürlüğe konulması; Devlet Bakanlığının 10/4/2008 tarihli ve 1164 sayılı yazısı üzerine, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 320 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 25/2/2009 tarihinde kararlaştırılmıştır.


KÜÇÜKLERİN EVLÂT EDİNİLMESİNDE ARACILIK FAALİYETLERİNİN

YÜRÜTÜLMESİNE İLİŞKİN TÜZÜK


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Evlât Edinmede Yükümlülükler ve Evlâtlık İlişkisinin Kaldırılması
Evlât edinme kararının verilmesinden sonraki hak ve yükümlülükler

MADDE 20 –(4) Eşler tarafından birlikte evlât edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına, ana ve baba adı olarak evlât edinen eşlerin adları yazılır. Tek başına evlât edinilmesi halinde de aynı yöntem uygulanır

Tüzük düzenlemesi gereği idari başvuru yapılarak bekar kişi anne*veya baba-adını çocuğun nüfus kaydına yazdırabilir

Müvekkilim böyle bir başvuru yaptı ve anne adı olarak çocuğun kimlk belgesi düzeltildi.

Sevindirici uygulamayı paylaşmak istedim.
Old 22-01-2015, 13:22   #13
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

AİHM kararı: Doğurmasa da annesi odur

Evlat edindiği çocuğun nüfus cüzdanında biyolojik anne yerine kendi isminin yazılmasını isteyen kadın, AİHM’de açtığı davayı kazandı. Gerekçe: Anne, oğluyla aile hayatı bağlamında ıstırap verici bir belirsizlikle karşı karşıya bırakıldı!

N.G., Üsküdar Aile Mahkemesi onayıyla 22 Mayıs 2007’de, 5 Kasım 2003 doğumlu bir erkek çocuk evlat edindi. Kanun gereği, çocuğun kimlik kartındaki soyadı bölümüne o dönemde bekâr olan ‘G.’, anne ismi kısmına ise ‘N. yerine biyolojik annenin ismi yazıldı. G, 23 Kasım 2007’de mahkemeye başvurarak anne bahsine kendi isminin yazılmasını talep etti. Başvuruda G., uygulamanın ayrımcı ve anayasaya aykırı olduğu, yasada bekâr ebeveynler açısından boşluk bulunduğu tezini işledi. İlk başvurusu reddedilince temyize gitti.

YASA ÇIKTI AMA...
Temyiz başvurusu karar beklerken, 15 Mart 2009’da yapılan yasal düzenlemeyle, evlat edindiği çocuğun annesi olarak kaydedilmesine imkân tanındı. Yargıtay ise 5 Kasım 2009’da aldığı kararda yasal düzenlemeyi görmezden gelerek G.’ün talebini reddetti.

Bu karar üzerine konu 12 Ocak 2010’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındı. G., Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) özel hayata ve aile hayatına saygıyı garanti altına alan 8, ayrımcılığı yasaklayan 14 ve adil yargılanmayı düzenleyen 6’ncı maddelerin Türkiye tarafından ihlal edildiğini savundu.

VE MUTLU SON
AİHM’ye başvurduktan sonra 9 Kasım 2010’da nüfus müdürlüğüne başvuran G.’ün, çocuğun annesi olarak kaydedilme talebi kabul edildi ve tüm kimlik belgeleri buna göre yeniden düzenlendi.

AİHM yaptığı incelemede bu tür davalarda karar vermenin zorluğuna dikkat çekerek çocuğun çıkarının en önemli unsur olduğunun ve yasadaki boşluğun doldurulmasına yönelik adım atılmadığının altını çizdi. Türk mahkemelerinin değerlendirmesinin eksik, gerekçeden yoksun ve kabul edilebilir manevra alanı dışında olduğu tespitinde de bulunan AİHM, kararın G.’ü özel hayatı ve oğluyla aile hayatı bağlamında ıstırap verici bir belirsizlikle karşı karşıya bıraktığı yorumunu yaptı. AİHM, Türkiye’nin AİHS’nin 8’inci maddesini ihlal ettiğine hükmetti .

Hürriyet
Old 09-11-2017, 12:07   #14
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

3 Kasım 2017 CUMA
Resmî Gazete
Sayı : 30229

KANUN

NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 7039 Kabul Tarihi: 19/10/2017

Evlat edinilen çocuğun ana ve baba adı

GEÇİCİ MADDE 10- (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce birlikte veya tek başına evlat edinilen çocuk veya erginlerin bu maddenin yürürlüğünü izleyen beş yıl içinde nüfus müdürlüklerine başvurmaları hâlinde nüfus kaydında ana ve/veya baba adı ya da soyadı olarak evlat edinenlerin ad ve soyadları yazılır.
Konuyu Kilitleyin


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bekar kadınların anne olma hakkı? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 137 22-01-2015 13:23
Evlat Edinilen Bir Kimse Kendisini Evlat Edinenin Diğer Öz Çocuklarından Birisiyle Ev av.ozancelik Hukuk Soruları 9 17-09-2007 15:56
Bekar Anneyim-,Çocuğumun Hakları Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 8 14-05-2007 11:15
sigortacının 3. kişilerin zararlarından sorumluluğu av.ezgi Meslektaşların Soruları 2 16-06-2006 14:41
Aile Mahkemelerinde Bekar Hakimler De Görev Yapabilecek Armağan Konyalı Hukuk Haberleri 0 18-04-2004 09:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06983709 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.