|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
18-12-2007, 23:21 | #31 |
|
medeni kanun m.6 da belirtildiği gibi ileri sürdüğü olaydan kendi lehine haklar çıkaran kimse ileri sürdüğü olayları kanıtlamak zorundadır. siz bir delili ileri sürerek ispat yükünü değiştiremezsiniz sadece ileri sürdüğünüz olayı karşı tarafın başka bir delil ileri sürmemesi durumunda kanıtlamış olursunuz. yani değişen ispat yükü değildir delilin ileri sürülmesi yüküdür. umarım anlatabilmişimdir.
|
18-12-2007, 23:28 | #32 | |||||||||||||||||||
|
Bu açıklamanızdan sonra ben bir şey yazmayayım. Ne diyeyim ki. )
Bir ara göz atarsınız.
|
18-12-2007, 23:40 | #33 | |||||||||||||||||||||||
|
|
19-12-2007, 00:00 | #34 |
|
ispat yükünü ifade eden objektif ispat yükü yer değiştirmez, oysa delil gösterme yükünü ifade eden sübjektif ispat yükü duruma göre yer değiştirir. buna rağmen zaman zaman uygulamada yanlış bir şekilde bu ayrım yapılmadan ispat yükünün yer değiştireceğinden söz edilmektedir. örneğin: 4630 sayılı yasa ile değişik 5826 sayılı kanun'un 76/son maddesinde yer alan...hükmü uyarınca,mahkemece,davalıya mehil verilerek, hasıl olacak sonuç çerçevesinde davacının korunmaya değer haklarının kapsamının belirlenmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmaksızın ve ispat yükü ters çevrilerek, yazılı şekilde ve noksan incelemeyle hüküm tesisi hatalı olmuştur... 11.HD, 02.11.2004, 14404/10751 (Legal FSHD 2005/1, s.198)
uygulamanın düştüğü hataya düşmeyin |
19-12-2007, 00:49 | #35 | |||||||||||||||||||||||
|
|
19-12-2007, 01:03 | #36 | |||||||||||||||||||||||
|
|
19-12-2007, 01:42 | #37 |
|
yukarıda belirttiğim HGK kararıda tam sizin bahsettiğiniz duruma ilişkin: "takibin dayanağını teşkil eden dolayısıyla da alacaklının alacağını ispat aracı durumundaki bonoda bulunan "malen" kaydının doğru olmadığı yönündeki borçlu iddiası alacaklı yancada kabul edilmiştir (borcun nedeninin nakit olarak verilen para olduğu). kendi dayanağı olan senetteki sebebten ayrılarak elden para verildiği iddiasını ortaya atarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf davalı/alacaklı bu vakıayı ispat etmeye mecburdur. alacaklının bonodaki malen kaydına karşın alacak borç ilişkisinin mal alışverişine dayanmadığı yönündeki kabulü karşısında davacı/borçlunun iddiası bu noktada sabit olmaktadır." yani borçlu alacaklının ikrarı karşısında kendi dayandığı olayı ispat etmiştir. artık alacaklı kendi dayandığı olayı ispat etmelidir.
|
19-12-2007, 02:15 | #38 | |||||||||||||||||||||||
|
|
19-12-2007, 09:27 | #39 |
|
Sayın Korayoz sanıyorum almış sazı eline, tıngırdatıyor. 1000 yıllık hukuk kuralarını kafasına göre şekilden şekile sokmaya çabalıyor.
|
19-12-2007, 10:58 | #40 |
|
saim bey ben yüksek lisans öğrencisiyim bunlar okullarda hocaların yargıtay kararları ile karşılaştırarak öğrettikleri şeyler. tabi sizin okul biteli 20 sene olmuştur sizin için pek önemli şeyler değil bunlar ama ben bunları bilmek zorundayım. bu durumu kabul etmemeniz bana çok garip geliyor kusura bakmayın ama bilmiyorsanız bile neden öğrenmeye çalışmıyorsunuz ki .
|
19-12-2007, 11:05 | #41 |
|
Sayın Korayoz,
Yüksek lisans öğrencisi olmanız doğru bildiğiniz anlamına gelmez. Benim öğrenipöğrenmediğimi anlamanız için en azından doktoranızı da bitirmeniz gerekecek. Bu böyle anlaşılıyor. Allah hocanıza sabır versin diyeyim. Bu polemik de artık bitsin lütfen. |
19-12-2007, 11:07 | #42 |
|
Sayın Korayoz,
Bırakın Yüksek lisans öğrencisi olmayı, profesör olsanız dahi iddialarınızı (ki çok farklı ve hatta bize göre yanlış da olabilir.) hukuki dayanaklarıyla ileri sürmeniz gerekir. Yani doktrinden, içtihatlardan,hatta mukayesili hukuktan gelen dayanaklarıyla ileri sürmeniz gerekiyor. Ya değilse, siz yanlış biliyorsunuz zaten uygulama da yanlış herşey yanlış, tek doğru benim söylediklerim demek, doğru olmasa gerek. |
19-12-2007, 11:15 | #43 |
|
hayla anlamamak için direniyorsunuz bunlar benim görüşlerim değil prof. ların görüşü. ayrıca doktrinde tartışmalı bişeyde değil. burda bana tepki göstermek yerine lütfen bikaç kitap karıştırın.
|
19-12-2007, 11:39 | #44 | |||||||||||||||||||||||
|
|
19-12-2007, 11:57 | #45 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın korayoz bu konuda haklı kanımca. Zira ispat yükü Medeni Kanun'un 6. maddesinde düzenlenmiştir ve başlığı ile birlikte şu şekildedir: İSPAT YÜKÜ Madde 6 - Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Delil gösterme yükümlülüğü ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun "Deliller ve İkamesi" başlıklı 8. Fasılında ve özellikle 239. maddede düzenlenmiştir. İlgili madde: Madde 239 - Delil ikamesiyle mükellef olan veya meşhur ve maruf bir vakaya istinat eden tarafın iddiası hilafını ispat için hasmı delil ikame edebilir. Fakat mücerret bu talebiyle beyyinenin kendisine müteveccih olduğunu kabul etmiş addolunamaz. Yargıtay ve Mahkemeler genellikle ispat yükü ve delil gösterme yükümlülüğünü eş anlamda kabul ederek uygulama yapmaktadır. Oysa bu iki kavram, anlam, etki ve düzenlendikleri yasa açısından birbirinden farklıdır. Saygılarımla. |
19-12-2007, 12:21 | #46 |
|
Benim 30 numaralı mesajımda, farklı bir iddia dile getiren korayoz'un bu iddiasının dayanaklarını belirtmesini rica etmiştim. Yine şunu demiştim: Bu teori size mi aittir?
Verdiği cevaplar yukarıdadır. "Öğrenin, kitap karıştırın, 20 yıldır okumuyorsunuz" manasında saygı sınırlarını sonuna kadar zorlayan ve biraz (açık söyleyeyim) komik duran sözcükler dile getirdi. İnsan bir iddia dile getirirken bunun dayanaklarını belirtir. Gerekçelerini sunar ve tartışmak ister. Yahut Yargıtay kararları ve yaygın görüş böyle dese de aslında, şunu dile getiren görüşler de vardır.. manasında ifade etmek gerekir. Burada yazan kişiler en az korayoz kadar bilgilidir. En az diyorum... HUmk.239 maddenin doğrudan bu iddiaya dayanak olacağını düşünmüyorum. Gerekçemi bayram sonrası belirteceğim. Şu an yola çıkmam gerekiyor. Ama şu da önemlidir: üslubunu düzeltmek kaydıyla farklı iddiaları dile getirmek korayoz'un bilgisini artırabilir. |
19-12-2007, 12:33 | #47 |
|
kitap karıştırmak size komik geliyor olabilir ama bi baksanız yeticek burada boşu boşuna tartışıyoruz aslında genede sizi kırdıysam çok özür dilerim bazen yazışırken karşımdakinin beni yanlış anlayabileceğini farkedemiyorum.
|
19-12-2007, 12:38 | #48 |
|
Sevgili Korayoz kardeşim,
Ben size çok samimi olarak bir soru yönelttim. Bu yeni bir teori midir? dedim. Çünkü böyle bir yaklaşımı ilk defa duymuştum. Sizin meslektaşalrınıza karşı biraz daha özenli olmanız gerekiyor. Araştırmanız, kurulu düzene kayıtsız koşulsuz boyun eğmemeniz çok güzel. Ama bunu yaparken muhataplarınızı üzebilecek şeyler yazmamalısınız. Evet, 20 yıl kadar oldu fakülteyi bitireli. Ancak en (azından) benim kitap okumadığımı iddia etmeniz haksızlık olur. Keşke herkes benim kadar kitap karıştırsaydı. Neyse umarım ben yanılıyorumdur. Umarım yeni bir şeyi (gerekçesi doğru olmak kaydıyla) öğrenmiş olurum. Ayrıca kitap karıştırmak değil komik olan, başka bir şey! Neyse ben sizin iyiniyetinize inanıyorum. Sorun üslup farklılığında.. |
19-12-2007, 12:51 | #49 |
|
yargıtay kararların da ispat yükünün yer değiştirmesinden bahsetmesi sadece cümlelerin özensiz seçilmesinden. prof dr Hakan Pekcanıtez, prof dr Oğuz Atalay, s. 398: objektif ispat yükünün değişmeyeceğini bilmek gerekir. zira ispat yükü maddi hukuk temellidir. maddi hukuka dayanan kural değişmedikçe, onun belirleyeceği koşul vakıadaki lehine hak çıkaran taraf de değişmeyecektir. oysa bir vakıadaki delil ikame yükü vakıadan, yani maddi hukuk kuralından daha bağımsız delille ilgilidir, duruma göre değişebilir.
bakın ben hocalarımın yalancısıyım lütfen artık bana tepki göstermeyin |
19-12-2007, 13:02 | #50 | |||||||||||||||||||
|
Bir başka deyişle; ispat yükü maddi hukuka, delil gösterme yükümlülüğü ise usul hukukuna ilişkindir. |
19-12-2007, 22:39 | #51 |
|
""tapuda bedel alınmıştır kaydı bedelin ne şekilde alındığına dair bir bilgi içermiyor"
Syn korayoz teorik tartışmalar bır yana soruna yaklaşımınız ılgınç yukarıdakı cümlenıze dıyecek sözum gayrımenkul satış tarıhı 1975 dolayısıyla 2006 yılına bono düzenlenmesı mantık dışı....cevaplar ıçin herkese teşekkur... |
19-12-2007, 22:44 | #52 |
|
elvette eski tarihli bono verilmedi zaten verilen açık bono yani bono vasfına haiz olmayan imzalanmış senet. ayrıca bu kayıt kesin delil niteliğini taşıyabilecek kadar hukuki işlemin içeriğini belirtmiyor. inşallah hakim farklı düşünür ne diyim.
|
19-12-2007, 23:07 | #53 |
|
ancak bu kayıt yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilebilir. ozaman tanık dinletebilirsiniz veya başkaca bir takdiri delilden faydalanabilirsiniz.
|
08-03-2010, 11:13 | #54 |
|
arkadaşlar benim de bu konu ile ilgili bir problemim mevcut:müvekkil borçluya borç para vermiş ve kendisinden senet almıştır.Fakat senet düzenlenirken malen kaydını zuhulen koymuşlardır.Borçlu şuan menfi tespit davası açmış ve malen kaydına dayanmaktadır.Aslında ortada ticari bir ilişki bulunmamaktadır.Bu durumda ben nasıl bir yol izlemeliyim.Bana bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.
|
13-10-2011, 14:50 | #55 |
|
Benim de sayın gonovenkov ile benzer sorum olacak.. Müvekkilim olan alacaklı ile borçlu arasında herhangi bir ticari ilişkisi olmamasına karşın dostluğa binaen borçluya borç vermiş, bunun karşılığında "borçlu tarafından malen kaydı düşülerek tanzim edilmiş" bir senet verilmiştir. Arada herhangi bir mal teslimi yok, dolayısıyla fatura da yok. Biz kambiyo senetlerine özgü takip yaptık ancak borçlu icra hukuk mahkemesine itiraz etti. İtirazında, senedin malen düzenlenmiş olduğunu ve mal teslim almadıklarını, bu nedenle borcun tamamına itiraz ettiklerini belirtmişlerdir. Benim sıkıntım "malen" ibaresi. Daha önce sunulmuş içtihatlardan çıkardığım sonuca göre, mal teslim almadığını ispat yükü davacıda, yani borçluda. Ancak bu bir menfi tespit davası olmadığı için basit yargılama usulünden dolayı nasıl bir yol izleyebilirim? Şayet yardımcı olabilirseniz çok mutlu olurum. Şimdiden herkese teşekkürler.
|
21-05-2012, 15:58 | #56 |
|
Tarafları tacir olmayan borç ilişkisinde tanzim edilen bonoda malen alındı kaydı var ise ispat sorunu nasıl olacaktır? Misal; bir gayrimenkulün tapuda devri esnasında alınan bonoda "malen alındı" kaydı var ise, tapudaki tescil işlemi malen alındığına dair kesin delil teşkil eder mi?
|
18-06-2012, 15:47 | #57 |
|
Benim de bu hususta bi sorum olacak:
Müvekkil daha önce karşılıksız çıkan çekinden yakalandığı sırada bu çeklere ödeme olarak senet vermiş. Oğluna da imza attırmış senet üzerine. Sonra alacaklı senedin üzerini bedeli anlaştıkları gibi doldurmuş fakat malen kaydı koymuştur. Elimde bir de borçlunun oğluna şahit olarak imza attırdıkları taahhütname var. (çeklere karşılık şu şu senedi verdim vs. gibi) Fakat bu taahhütnamedeki vade ve senetteki vade farklıdır. Bu durumda dava açsam boşa mı kürek sallamış olurum acaba? |
30-07-2021, 16:00 | #58 | |||||||||||||||||||||||
|
Çift vadeden dolayı kambiyo vasfında olmadığından kambiyo takibi iptal olmuştur. Bahsi geçen (kambiyo vasfı olmayan) bonodaki malen kaydı malın teslim edilmediği konusundaki ispat yükünü borçluya yükler mi? |
30-07-2021, 16:02 | #59 | |||||||||||||||||||||||
|
Çift vadeden dolayı kambiyo vasfında olmadığından kambiyo takibi iptal olmuştur. Bahsi geçen (kambiyo vasfı olmayan) bonodaki malen kaydı malın teslim edilmediği konusundaki ispat yükünü borçluya yükler mi? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
kira sözleşmesi-malen kayıtlı senet | *sinequanon* | Meslektaşların Soruları | 6 | 14-09-2012 09:27 |
Tapunun Kaydının Hukuki Değerini Yitirmesi | Av. Arzu Mercan | Meslektaşların Soruları | 6 | 24-11-2006 03:50 |
Bono-Malen kaydı-Tacir-İspat Yükü | Av. Bülent Sabri Akpunar | Ticaret Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 10-07-2006 12:55 |
ticari senette pul | Desarac | Meslektaşların Soruları | 4 | 23-02-2006 13:15 |
Tapu Kaydının Geçerliliği | ŞEN ÇELİK | Meslektaşların Soruları | 7 | 23-03-2004 22:54 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |