|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
20-07-2006, 14:46 | #1 |
|
Kadastro tespitine itiraz
Merhabalar;
Kadastro tespiti sonucunda asılan askı ilanında müvekkillerinin ölmüş cedlerine ait ve gayrımenkul kayıt örneği de elimizde bulunan arazi, hazine arazisi olarak tespit görmüştür. Gayrımenkul kayıt örneğininin malik hanesinde belli hisseler oranında Yusuf, Ahmet, ve Mahmet isimli şahılsarın ismi geçmektedir. Bunlardan sadece Yusuf'un veraseti tespit edilmiş ve Yusuf da müvekkilimin cedlerindendir. Ahmet ise çok eskiden çocuksuz olarak ölmüş ve verasetinin tespiti de mümkün değildir. Aynı şey mehmet için de geçerlidir. Söz konusu arazi iştirak halinde mülkiyet olduğu için veraseti taspit edilemeyen şahıslar açısından problemle karşılaşmaktayız. Söz konusu arazinin bir kısmı için başka bir şahıs yaklaşık 20-25 yıl önce tescil davası açmış ve kazanmıştır. Buna rağmen söz konusu arazi bu şahıs adına tespit görmemiştir. Çünkü bu şahsın tescil davasında delil olarak gösterdiği gayrımenkul kayıt örneği bu arazinin çok uzaklarında olan başka bir yere aittir. Bu husus söz konusu kayıt örneğindeki sınırlardan da açıkça anlaşılmaktadır. Ancak her nasılsa bu şahıs mahkemece davasının kabulünü sağlamıştır. Bu haliyle açacağımız kadastro tespitine itiraz davasında nasıl bir yol izlememiz gerekir? Teşekkürler... |
23-07-2006, 22:01 | #2 | |||||||||||||||||||
|
|
24-07-2006, 14:20 | #3 |
|
Kadastro tespitine itiraz
sayın doğanel;
sorduğunuz ibare ile, bu şahsın daha önce aynı yer ile ilgili olarak tescil davası açtığını, davada delil olarak gösterdiği kayıtların sınırlarının kesinlikle oraya uymadığı ve başka bir yere ait olduğu o yerdeki bütün köy ahalisi tarafından bilindiği halde davayı yalan şahitle v.s yaklaşık 15-20 yıl önce kazandığını kastetmiştim. Saygılar... |
25-07-2006, 23:15 | #4 |
|
Çok eskiden çocuksuz olarak öldüğü bilinen kimselerin veraseti nasıl tespit edilemiyor bunu anlayamadım. 2 ve 3. zümre de yoksa ve tespit edilebiliyorsa muhatap devlettir. Arazi zaten hazine adına tescil görmüş o zaman Kadastro tespitine itiraz ederken Yusufun malik sıfatıyla yeri kullandığını ve Yusuf'un mirasçısı olduğunuzu ispatlamanız gerekir. Diğerlerinin payları ile ilgili bir hak iddianız yok anladığım kadarı ile zaten bu durumda pek olamaz gibi görünüyor. Evvelce dava açıp kazanan şahıs ile ilgili olarak yine mirasçı sıfatıyla buraya ilişkin itirazda da bulunabilirsiniz. Ancak karşı tarafta zamanaşımı ile iktisap ettiği iddiasında bulunabilir.
|
26-07-2006, 06:30 | #5 |
|
Yusuf, Ahmet ve Mehmet hangi tarihte ölmüş, kim kimin mirasçısı olmuş ya da olmamıştırı tespit edebilmek için, nüfus kayıtları temin edilemeyen durumlarda, tarafları tanıyabilecek, çok yaşlı tanıkların anlatımları ile veraset davasını açıp sürdürmeniz mümkün. Bornova Kadastro Mahkemesinde seneler önce görülen bir dosyaya sunulan veraset ilamı da böyle alınabilmişti (kök murise ait nüfus kayıtları yandığından tespit edilemiyordu)
Çocuksuz ölen Ahmet ve Mehmet'in mirasçılarının kim olacağı da ancak ölüm yıllarının tespiti ile mümkün. Belki bir kaç yıl sürecek bir veraset davanız sözkonusu olabilir. Yalnız merak ettiğim, aynı yer için (aynı yerin bir kısmı için, yine anladığım kadarıyla sizin dava ettiğiniz yer için, ama başka bir kök tapu kaydına dayanılarak infaz kaabiliyeti olmayan ancak kazanılan bir davadan söz etmişsniz) Tarafı olmadığınız bu dava sizi bağlamaz, ancak neden 20-25 yıl önce açılmış sorusu takıldı aklıma. İtiraz etmeyi düşündüğünüz kadastro tespiti ne zaman yapıldı? Kadastro cetvellerine itiraz zamanaşımı 10 yıldır. Eğer 10 yılı geçirdiyseniz dava açsanız da zamanaşımına takılacaktır. Eğer tespit yeni ise, itiraz edip tutanağın malik hanesindeki hazineyi çizdirerek, "davalı" şerhi düşürmeli -ve yine kadastro kesinleşmemişse- kadastro mahkemesinde davanızı gecikmeksizin açmalısınız. Veraset ilamını yargılama sürecinde kararı aldığınızda dosyanıza eklersiniz. Eğer kadastro bir şekilde kesinleşmiş ancak zamanaşımı gerçekleşmemişse , yine , ancak bu kez asliye hukuk mahkemesinde dava açabilirsiniz. Önemli olan diğer bir husus da, dayandığınız tapu kaydının dava edeceğiniz tutanakta tespit edilen yere ait olup olmadığını kanıtlayabilmeniz. Bunun için civar parsellerin tutanakları ve dayanakları getirtilecektir, onları inceleyin dava açmadan önce ve yine eskiyi bilebilecek yaşlı tanıklar olup olmadığını öğrenin müvekkil/ler/inizden. Son olarak, yerin neden hazine adına tescil gördüğünü, taşınmazla ilgili olarak 2/b uygulaması olup olmadığı vb. hususları da sorunuzda belirtmemişsiniz. Eğer taşınmaz orman vasfında değil ise, veya orman dışına çıkartılmış (kadastrosu itirazsız kesinleşmişse), dahası taşınmazın halihazır çevresi de orman olarak kesinleşmemişse, tapu kaydınız yapılacak keşifte dava ettiğiniz yerle örtüşürse, davayı kazanmanız mümkün... Yine de, bir kaç hakim eskitecek bir dosya ihtimaline hazırlıklı olun. Kolay gelsin. |
26-07-2006, 07:22 | #6 |
|
Sayın Sepher;
Öncelikle vermiş olduğunuz yanıt içi teşekkürederim. Daha önce başka şahsın açmış olduğu davada dayanak tapu kaydının dava konusu olacak yere ait olmadığı konusunda bir duraksama mevcut değil. Ayrıca bizim uygulamaya düşündüğümüz tapu kaydının sınırları da bı yere tamamen uymaktadır. Söz konusu kadastro çalışmaları henüz bitti, ilanlar yeni asıldı. Buranın hazine adına tespit görmesinin sebebi ise kadastro ekiplerinin daha bahsetmiş oldyuğumuz şahsın kazanmış olduğu tescil davasında dayanak tapu kaydının oraya kesinlikle ait olmadığı kanaatine varmalarıdır. Söz konusu yerin orman olarak da tespit görmemiştir. 2/b yok. Teşekkürler... |
26-07-2006, 17:58 | #7 |
|
Sn.Burak12,
Kadastro tutanağına 30 günlük askı süresi içerisinde itiraz etmeniz;komisyonun red kararı vermesi halinde aynı süre içerisinde Kadastro mahkemesinde dava açmanız gerekir. Sn.Sehper'in belirttiği hususlara iştirak etmekteyim yalnız Sn.Sehper'in 10 yıllık süreyi hakdüşürücü süre yerine sehven ve genellikle hepimizin ptatikte çok da dikkat etmeden zamanaşımı olarak belirttiğini ifade etmek isterim. |
11-02-2013, 23:57 | #8 |
|
Kadastro Tespitine İtiraz
1993 yılında açılan kadastro tespitine itiraz davası halen sürüyor olabilir mi? Dava dilekçesinde-1993 yılında- davalı sayısı 7 dir. Şuanda davalılar ve dahili davalılar ile birlikte 200 e yakın davalı bulunmaktadır.Henüz taraf teşkili sağlanmış değil.Bu davada davacı bir ilçenin belediyesidir.
Bu davalarda dava nasıl görülmekte,usul nedir? Bilgi ve deneyimi olan meslektaşlar yardımcı olabilirlerse çok sevinirim.Bu davayı sonlandırmaya talipliyim acaba hiç girmesem mi? Vekalet ücreti nasıl belirlenir? Tanık,keşif,bilirkişi,yemin hangi delille nasıl ispat edilecek? |
19-02-2013, 10:53 | #9 |
|
Sn.Av.Ali Çitil
Kadastro davaları 3402 sayılı Kanun tasfiye kanunu olması nedeniyle hakimin re'sen yürütmesi gereken davalardandır.Bu nedenle davanın düşmesi,müracaata kalması gibi durumlar sözkonusu olmaz.Dosyalar uzun sürdüğü için her ne kadar hakimin eksikliği gidermesi gerekse de bu pratikte pek mümkün olmuyor.Dolayısıyla avukatın dosyayı yürütmesi gerekmektedir. İspat yönünden ise kadastro tutanağının aksinin ispatı gerekir.Dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de yargıtayın bazı kararlarında "kadastro tutanağının resmi belge niteliği taşıması" gerekçesiyle bunun aksinin de aynı kuvvetteki belge ile çürütülmesini istemesidir.Yerinde olmayan bu gerekçeyi yine de gözönüne almanızı öneririm. İyi çalışmalar. Av.M.Aydın BİLEN |
18-07-2013, 15:26 | #10 |
|
Sevgili Meslektaşlarım,
Benim de kadastro tespitine ilişkin bir sorum olacaktı. Müvekkilin arsası üzerinde yenileme kadastrosu yapılmış ve yapılan yenileme sonucunda 1800 m2 olan arsa yüzölçümü, 1100 olarak tespit edilmiştir. Müvekkil tarafından Kadastro Müdürlüğüne yapılan itiraz reddedilmiş ve reddedilme gerekçesi olarak da taşınmazın aslında 900m2 olduğu ancak ilk kadastro işlemi sırasında 1800m2 yazıldığı" belirtilmiştir. Müvekkil de yapmış olduğu araştırmada her ne kadar kendisinden önceki malike ait tapuda da taşınmazın yüz ölçümü 1800m2 belirtilmişse de ondan önceki malike miras yoluyla geçtiği ve arsanın yarısının yüzölçümünü yazmaları gerekirken tamamını yazmış olabileceklerini öğrenmiştir. Ancak bu bilgiden tam emin değildir. Müvekkilim taşınmazı 1800m2 yüzölçümü olduğu inancıyla satın almıştır. Sorum şudur; yenileme kadastrosuna itiraz davası açılması durumunda terditli olarak işbu talebimizin kabul edilmemesi halinde müvekkilimin zararın karşılanması talep edilebilinir mi? Kadastro mahkemesi böyle bir karar vermekte görevli midir? Ya da böylesi bir durumda nasıl bir yol izlenmelidir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
kadastro tespitine itiraz-süreli | Hammerfall | Meslektaşların Soruları | 8 | 11-11-2010 15:05 |
kadastro-husumet | avukat1980 | Meslektaşların Soruları | 2 | 18-12-2006 00:08 |
Kadastro tespitine itiraz | Burak Demirci | Meslektaşların Soruları | 1 | 30-10-2006 15:09 |
Kadastro tespitine itiraz | Burak Demirci | Meslektaşların Soruları | 3 | 28-06-2006 01:49 |
kadastro | sim | Meslektaşların Soruları | 2 | 23-03-2006 12:52 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |