Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

CEDAW 7. ülke raporu toplantı tutanakları

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-12-2013, 17:02   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Merhaba,

CEDAW 7. Dönemsel Ülke Raporu Hazırlık Toplantısında gün boyunca süren beş paralel çalıştaydan şiddet konulu çalıştaya katıldım ve STK raportörlüğünü Genç Hayat Vakfı'ndan Sezen Engiz ile ben birlikte üstlendik. Hazırladığımız rapor ektedir. Belirteyim ki 18 yaşın altında evliliğe izin veren düzenlemenin kaldırılması önerim benim ısrarlarımla ve yoğun tartışmaların ardından resmi rapordaki önerilere girdi. Başlıklar halinde yazılan önerilerin bize moderatör Pınar İlkkaracan ve resmi raportörler tarafından daha sonra iletilmesini umuyorum.

Yrd. Doç. Dr. Özge Yücel (KAHDEM)
Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

TOPLANTI TUTANAKLARI:

CEDAW 7. DÖNEMSEL ÜLKE RAPORU HAZIRLIK TOPLANTISI
16.12.2013 – Bilkent Otel Konferans Merkezi
STK Raportörleri: Sezen Engiz (Genç Hayat Vakfı)
Yrd. Doç. Dr. Özge Yücel (KAHDEM)

Şiddet çalıştayı Pınar İlkkaracan moderatörlüğünde yapılmıştır. Çalıştaya STK’lar yanında Adalet Bakanlığı’ndan, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden, Çankaya Belediyesi’nden, üniversitelerden, RTÜK’ten, KSGM’den temsilciler katılmıştır. Öncelikle durum tespiti yapılması kararlaştırıldı, daha sonra ise alt başlıklar belirlenerek rapora eklenmesi önerilen hususlar kararlaştırıldı.

Özge Yücel (KAHDEM): Rapora genel olarak baktığımda yapılanların rapora yazıldığını, ancak yapılamayanların yazılmadığını gördüm. 18 yaş altındaki evliliklerin hâlâ yasal olduğuna dikkat çekmek istiyorum, bu evliliklere izin veren düzenlemenin kaldırılması bir hedef olarak belirlenmelidir. Ayrıca mahkeme kararlarında aldatmanın hâlâ kadın cinayetlerinde haksız tahrik indirimini sağlaması sözleşmeye aykırıdır.

Zeren Ünal (Ankara Türk Kadınlar Konseyi): Üniversitelilerin evlenmesine ödül (maddi yardım) verilmesi bu toplantılarla çelişiyor diye düşünüyorum.

Ezgi Koman (Gündem Çocuk): Çocukların, gençlerin ağır işte çalıştırılmasının önünü açıyor yapılan yasal değişiklik. (Kadınlar ve gençlerin çalıştırılması olarak, yasal olarak yapılan eşitleyici bir düzenleme, aslında ağır işlerde çalışabilir olmanın yasallaşmasıyla, çocuk haklarına uygun olmayan ve çelişen bir düzenleme oluyor. Böylece iş cinayetlerinin yolunu açıyor.) Yatılı ilköğretim bölge okulları kız çocuklarının şiddete sıkça maruz kaldığı bir yer, bu olguya işaret edilmelidir.

Nükhet Erbaylar (HÜKSAM): 19 no.lu tavsiye kararı şiddet konusunda önerilerde bulunuyor. Ek protokol göz önüne alınarak bununla iligli yapılanların ayrıca belirtilmesi gerekir. Şiddet raporda bölük pörçük ele alınmış, oysaki ayrı bir başlık altında ele alınmalıydı. Cinsel taciz ve istismar ile ilgili bir şey yok raporda. Enseste dair bir şey yapılamadığı yazılmalı rapora. Kadın sağlığıyla ilgili ciddi sorunlar bulunuyor. Kondom dağıtımının durdurulduğu söylendi. Kadın sağlığı, aile ve çocuk sağlığı merkezleri artık işlevsel değil.

Münire Dağ (AKDAM): 2010’dan bu yana değişiklik yok. Haksız tahrik indirimi devam ediyor, çocuk gelinler artıyor. Kız-erkek ayrı eğitimden söz ediliyor, kürtaj yok gibi. Yani iyileştirme yok, artış var.

Gülriz Uygur
(Ankara Ü. Ev İçi Şiddet Birimi): Şiddet toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı ve yeniden üretiliyor. Medyanın rolü var. Cinsiyet rolleri ve kalıplaşmış değer yargılarının giderek arttığı bir dönemde kürtaj hakkı konusunda yasal değişiklik yok ama yapılan açıklamalar karşısında hastane personeli tutum değiştirdi. Kızlı erkekli evler diyerek açıklamalar yapıldı, yasal değişiklik yok ama yapılan açıklamalar zaten muhafazakar yapısı olan toplumda gençler ve aileler üzerinde baskı oluşturdu. Şiddetin önlenmesi kanununa göre alınan tedbirler uygulanamıyor. Eğitimler yetersiz, aile hâkimlerine kanun maddesi değil bunların nasıl yorumlanacağı öğretilmeli. Polis nasıl tedbir kararı verileceğini bilmiyor, kendini yasada yetki tanındığı halde yetkisiz görüyor. Evden uzaklaştırma tedbiri durum bilinmeden verildiği zaman sorunlara yol açıyor. İşyerinin değiştirilmesi tedbiri de yine ezbere veriliyor. Karar veriliyor ama pratikte geri dönüş yok.

Canan Arın (Mor Çatı): Sözleşmeler uygulama amacı olmadan imzalanıyor, ben yaptım oldu deniyor. ŞÖNİM’ler bir felaket. Türkiye giderek dini temellere dayanan bir devlet oluyor. ŞÖNİM’lerde psikologlar yerine vaizeler bulunuyor. Türk Medeni Kanunu fiilen değiştiriliyor. Cuma hutbesinde sebepsiz boşanan kadınların cennete gitmeyeceği söylendi. “Sebep” kime göre doğru, kime göre yanlış… İstanbul Sözleşmesinin devletlere yüklediği yükümlülüklerden biri olarak kadınları koruma görevini yerine getiremediği için tazminat ödemesi gerekiyor, bu zamana dek kaç kadına tazminat ödenmiştir? Şiddetle ilgili özel mahkeme kurulması gerek, ihtisaslaşmış hâkimlere ihtiyaç var. Şiddetle ilgili şu kadar yargıcı, savcıyı, polisi eğittik deniyor. Önemli olan eğitmek değil, sürdürülebilir olması. Eğitim verildi denilebilir ama eğittik denemez. Raporlara afaki şeyler yazmanın manası yok. Raporda yapıldığı belirtilen seminerlerin nasıl bir yararı olmuştur? Hâkimlerden alınan görüşler nelerdir, kadınlara ne yararı olmuştur? Rapora somut şeyler yazılmalı diye düşünüyorum.

Neşe Hacısalihoğlu
(Aile İçi Şiddete Son Kampanyası, Hürriyet ve Haklı Kadın Platformu): Vakanın baştan sona takibinde, devletin denetiminin olmadığını görüyoruz. Şiddet takip edilmiyor. Kurumlar arasında iletişimsizlik, kopukluk, yorum farkı var. Denetim yok, sistem yok. Yapılmış gibi görünen uygulamalar var, fakat içlerinin boş olduğu görülüyor. 2-3 kişiyle tek kapı sistemi yürütülemez. ŞÖNİM’lerin yönetmeliğinde travma görmüş insanlarla görüşme yapacak insanlar var. Travma görmüş kadınlarla görüşme yapacak elemanlar öğretmen ve aile tüketici bilimleri mezunları olarak öngörülmüş yönetmelikte. Fakat kim bu insanlar? Ne yaptıkları bilinmiyor.

Elçin Hanım: Kadın-erkek eşitliği konusunda bütüncül bir politik model izlemekten çok uzak olduğu anlaşılıyor bakanlığın rapordan. Bakanlığın algı problemi var. Devletin resmi diliyle yazılacak bu rapor. Gölge raporda daha iyi ifade edileceğini düşünüyorum. Onca önleme rağmen ceza indirimi nedeniyle amacına ulaşamıyor. Trans cinayeti ve LGBTT’ye yönelik nefret cinayetleri de yansımalı rapora.

Süheyla Öksüz (RTÜK): 2011’de RTÜK yasasına toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin yeni düzenlemeler getirildi. Fakat yayından sonra müdahale yetkimiz olduğundan yayından sonra mahkeme kararı bir şey ifade etmiyor. Kadının mutfağa girmesi gerek, kadın bakış açısıyla yayın yapılmalı. Eşit işe eşit ücret alamıyor kadın gazeteciler. Yönetim kadrosunda kadının adı yok. Kadın gazeteciler bir yere gelebilmek için çok daha yoğun mücadele veriyorlar. Şiddetin medyada önlenmesi için kadının bakış açısıyla hebercilik olamlı; bu konuda bir madde konmalı rapora. Cinayet haberi yapılıyor, 10 gün sonra cinayeti işleyen kişinin tahliyesini görüyoruz.

Münire Dağ (AKDAM): ŞÖNİM içeriklerinin yeterli olmaması.

Nazan Eroğlu (Mor Çatı): ŞÖNİM’lerin eleştirileri kabul etmeyen bir yönü var. Alanda çalışanlara sormadan kurdular ŞÖNİM’leri, sosyal politikada yerleşmiş olan sosyal hizmet birimlerini lağvettiler. Çok sıkıntılı bir kurum ve yapılaşma olduğu görülüyor ŞÖNİM’lerin. Kadın örgütleri misafir gibi görülüyor toplantılarda. Dinlemek ve duymak istemiyorlar aktardığımız deneyimleri. Raporumuz var ŞÖNİM’lerle ilgili. Alanda çalışmamış kişiler istihdam ediliyor. Taşeron sistemle ve ihaleyle çalıştırma söz konusu, dehşet verici bir şey… Kadın konukevi lafı da sıkıntılı, sığınaktır onun adı, sığınma evi de değil.

Zeynep Göknil Şanal (KSGM): ŞÖNİM’leri yumurtlamadık, STK’larla birlikte tasarladık. 300.000 kişi kadro istedik, sadece 350 kişi verildi. Taşeron sistemi, üzgünüm, devlet böyle işliyor. Pilot uygulama bu, kervanı yolda düzüyoruz. Uygulamadaki aksaklıklardan öğrenerek düzelteceğiz. Karşılıklı saygı olmalı ve birlikte çalışılması gerekiyor.

Pınar İlkkaracan:
Yasa yapımında, sığınaklarda çalıştım, il kadın merkezlerinin adliye içinde olması çok sakıncalı. Biz Berlin modelini oluşturduk, bu modeli anlattığımızda bunu Türkleştirme çabası oldu. Bu uluslararası bir modeldir. Adliyenin içinde olmasını bırakın, adı bile yazılmamalıdır. Şiddet konusunda başvuru yapan kadınlar öldürülüyor çünkü. ŞÖNİM’lerde Yerel koordinasyonun sağlanması gerekiyor. o ildeki tüm kurumların en az 1-2 yıl birlikte çalışması ve o yere özgü model ortaya çıkarması gerekirdi, tepeden inme oldu. Yerel kurul oluşturulabilseydi denetimi de o kurul yapacaktı. Çünkü yereldeki insanlar asıl sorunu biliyor.
Nilgün Hekimbaşı (Engelli Kadınlar Derneği): Engelli kadınlara yönelik ayrımcılık yapılmış. Engelli kadınlar davet edilmemiş, tamamen hikaye anlatılmış. Yapılan, gerçekleştirilen bazı olumlu işler engelli erişimine uygun değil, bu konuda politika yok.

Nazan Eroğlu (Mor Çatı): ŞÖNİM konusunun hassasiyeti, alınganlık ve savunma... ŞÖNİM'lerin bu zihniyet ve yaklaşımla çalışmasına karşıyız. Engelli kadınlar için de ulaşılabilir değil. Engelli kadınlarla çalışıyoruz biz, sığınağa alıyoruz. 12 yaş ve üstü erkek çocuğu olan kadını sığınağa almıyor, ev tahsisi de yapılmıyor. Bu kabul edilemez. Bununla ilgili yapılandırma yok.

Sezen Engiz (Genç Hayat): Raporda toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle bağlantı bir şiddet algısının kurulmadığı görülüyor. Gençlerle çalışılması gerekiyor ve hatta erkek çocuklarla çalışılmalı. Bir projemizden örnek vermek istiyorum, Nevşehir ve Konya’da kız yurtlarında kalan gençlerle çalıştık ve onlar kendileri dedi bize, sadece bizlerle çalışmanız yetmez; erkeklerle de çalışın. Rapor sürekli şiddetin fiziksel haline işaret ediyor, sözlü, sanat şiddet ve mobbing yok sayılıyor. Şiddet alt başlıklara ayrılmalı. Çünü sözel şiddetin bir sonraki aşaması da fiziksel şiddet. Bunu gözden kaçırmamalıyız.

Ezgi Koman (Gündem Çocuk): 183’e ihbarda bulununca ayrıntılı kimlik bilgilerinin istenmesi ihbarı zorlaştırıyor. Komşu ihbar edemiyor bu yüzden örneğin. Çocuğa yönelik cinsel şiddete ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi 2012’de Türkiye tarafından onaylandı. 5 çocuktan birinin cinsel tacize maruz kalması söz konusu. Bazı sözleşmeler hâlâ onaylanmadı. Tutuklu kadınların durumu rapora yansımamış. Oradaki şiddete de değinilmeli.

Münire Dağ (AKDAM): Merkezden çok uzakta ŞÖNİM’ler. ŞÖNİM’lere gitmek, karakola gitmekten daha zor.

Canan Arın (Mor Çatı): Kadına yönelik olarak erkek, bir şiddettir. En vahim olaylardan biri, hükümet adına polisin uyguladığı vahşettir. Gezi olaylarında polis kadınlara ciddi bir şiddet uygulamıştır. Genel olarak polisin eğitilmesi gerekiyor. İnsna öldürme ve tecavüzün durdurulması gerekiyor.

Nükhet Erbaylar (HÜKSAM): Üreme ve cinsellik ayrı ayrı ele alınmalı. Üremeye ilişkin sağlık hizmeti almaya yönelik baskı söz konusu, üreme baskısı var. Sezaryen konusunda kısıtlayıcı hükümler getirildi, doğurmaya ikna etme çabası söz konusu, en az üç çocuk baskısı yapılıyor. Kadının bedeni üzerinde üreme endeksli bir baskı var. Doğum sonrasında anne babaya takas edilemez biçimde eşit izin verilmesi gerek. Eşit anne babalık için gerekli bu. 19 no.lu tavsiye kararına göre kürtajın yasal olduğu ülkelerde yasal olmayan yöntemlere başvurulmasını devletler engellemelidir.

Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı:
Sosyal çalışma görevlilerine eğitim vermeye devam ediyoruz, eğitim şeklinde değil, konferanslar şeklinde. Hakimler, savcılara yönelik olarak; akademisyen ve stk’lardan oluşan ekiplerce eğitimler düzenleniyor ve sonunda da raporlama yapılıyor. Katipler için sürekli eğitim veriliyor farkındalığı artırmak için. KSGM’ye işbirliği teklif ettik. 778 zabıt katibine eğitim verildi bugüne kadar. Kurumlar arası işbirliğine yönelik eğitimler veriliyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü Aile İçi Şiddetle Mücadele Şube Müdürlüğü:
Burada sadece CEDAW’ı mı yoksa her konuyu mu tartışacağız? Gezi üzerinden neden gündem yapılıyor? Yargıya taşınan konuları burada değerlendirmemek gerekiyor.

Pınar İlkkaracan: Devlet ve kamu görevlilerinin şiddeti, CEDAW’da ve tavsiye kararlarında olduğu halde raporda yok.

Sevanur Dilberoğlu
(Bilka – Kadın Araştırma Merkezi): Psikolojik destek ve istihdam çok az, geçici yardımdan sonra kadınların sömürüldüğü, başıboş bir durumda etkilere açık kaldığı görülüyor. Ailelere zorunlu seminerler verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Münire Dağ
(AKDAM): Sosyal hizmet merkezleri neden kapandı?

Neşe Hacısalihoğlu (Hürriyet ve Haklı Kadın Platformu): Kadını yönlendiren bir yer yok. Psikolojik destek çok az. Şuan ŞÖNİM’ler var ama aslında yok. Her yerden baskı görüyorlar, yukarıdan “yap” baskısı; STK’lardan “yapamıyorsunuz” baskısı. Pilot çalışmaysa neden 14 ilde yapılıyor? Tek ilde tüm kadroyla tüm olanaklar kullanılarak örnek model çıkarılmalıydı. Uygulamada ev tahsisi vs. yapılmıyor. Fiziki yapının değişmesi gerekiyor. Aksi takdirde karşılıklı savunma ortaya çıkıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı birimlerinde anlaşılamayan bir gizlilik ve sıkıntı var. ASPB’de saklanan bilgilerden dolayı rahatsızlık duyuluyor, bilginin saklanması kadınlar için önemli bir sorun.

Hande Hanım (TBMM Dilekçe Komisyonu
): Raporda, resmi evlilikler var. İmam nikahlı evlilikler de dahil edilmeli çocuk evliliklerine. TÜİK’in verileri bu konuda yetersiz olabilir.

Ezgi Koman (Gündem Çocuk): Akıl hastaneleri, çocuk cezaevlerinde yaşanan şiddet de rapora yansımalı.

Nazan Eroğlu (Mor Çatı): Ruh sağlığı bozuk kadınlara destek olacak hiçbir yer yok. Manisa ve Tuzla’da beşer kişilik açılan iki yerle irtibat kuruyoruz. Sokakta yaşamaya mahkum oluyorlar bu kadınlar. Sığınağa da alamıyoruz yüksek tanılı olanları.

Hakim Servet Kaya (Kanunlar Genel Müd.): 6. Dönemde Komite toplantısına daha önce Adalet Bakanlığı temsilcisi olarak katıldım. STK’ların arşivi bizden hem daha duyarlı hem daha geniş. Bundan yararlanmalıyız. STK’ların önerilerini önemsiyoruz. Birlikte neler yapabiliriz?

Gülriz Uygur (Ankara Üniversitesi Ev İçi Şiddet Birimi): İhmal edilen noktalar olarak, Hukukçuların şiddetle mücadelesi konusunda eğitilmesi gerek, fakültelerde ders olmalıdır. Ancak üç sene sonra dönüşüm mümkün oluyor. Eğitim eksikliği var. Eğitim içeriklerini KSGM’ye, YÖK’e yolladık, fakat cevap alamadık. Ceza hukukçuları, aile hukukçuları verdiği derslerde toplumsal cinsiyetçi şeyler anlatıyor. Hukuk fakültelerine eğitim şart.

Münire Dağ (AKDAM): ŞÖNİM’lerde çocuklara hiç hizmet verilmiyor. Bu çocuklar büyüyünce şiddet uygulamaz mı?
Elçin Hanım: Mülteci kadınların sağlık hizmetlerine erişimi de yansımalı rapora.
Pınar İlkkaracan: Boğaziçi Üniversitesi’nde toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili ders açılması için 3 yıl rektörün kabulünü bekledik. Şimdi çok raabet görüyor. Sadece hukukta değil, tıp fakültelerinde ve psikoloji bölümlerinde de gerekli bu ders.

Süheyla Öksüz (RTÜK): İletişim fakültelerinde daha da önemli.

Nükhet Erbaylar (HÜKSAM): Bu konuda organize yaklaşım yok, kişisel çabalar var. Hacettepe’de bu konularda biz de yeni dersler açtık, ancak bu dersleri verebilecek kişi az.

Zeynep Göknil Şanal (KSGM): Eğitim fakültelerinde zorunlu ders olan topluma hizmet dersinin diğer fakültelere yaygınlaştırılması ya da toplumsal cinsiyet eşitliği dersinin tüm fakültelerde zorunlu ders haline getirilmesi YÖK’e önerildi. Bu ASPB ile YÖK’ün ortak çalışması.

Sevanur Dilberoğlu (Bilka): Anneyi koruma olarak, Anne sütü bankası projesi hazırladık. Bu bankalar kapanmaya başladı. Anne, anne sütü ile ilgili CEDAW’dan ilgili bir çalışma bekliyoruz.

Pınar İlkkaracan: Gölge rapor CEDAW’a gidiyor. Şuan yaptığımız taslak çalışmasının rapora nasıl girip girmediğine dair bilgilendirme... Üst başlıkları belirleyelim. Toparlayalım raporu bu başlıklar altında.

Canan Arın (Mor Çatı): Bakanlığın “kadın örgütleriyle yazdık bu raporu” demesinin ön çalışmasıdır bu toplantı.

Öğle arasından sonra yeniden toplanıldı ve 17.30’a dek süren çalıştayda öneriler sıralandı başlıklar halinde.

Özellikle erken evlilikler konusunda ciddi bir tartışma yaşandı. Yazılan öneriler resmi raportörler tarafından bilgisayar ortamında toplu hale getirilmiştir.

Toplantıya katılan ve notlarını bizimle paylaşan Yrd. Doç. Dr. Özge Yücel'e çok teşekkürler.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukat Ömer Kavili'nin yargılanmasına ilişkin duruşma tutanakları Avukat Hakan Eren Hukuk Sohbetleri 232 04-04-2015 11:30
Haciz ve duruşma tutanakları kazimdeniz Meslektaşların Soruları 3 18-01-2012 10:11
Tanık Koruma Yasası-gerekçeli-Komisyon raporları ve birleşim tutanakları ışığında) üye19576 Ceza Hukuku Çalışma Grubu 0 16-07-2008 20:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07166409 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.