|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
12-05-2010, 18:50 | #1 |
|
Kadın Demek Hakaret mi?
Sayın avukat meslektaşlarım.
Haciz esnasında beni videoya çeken 50 yaşında borçlu bayanı kastederek görevli polis memurlarına hitaben "alın kamerayı bu kadının elinden" demek suretiyle hakaret ettiğim gerekçesiyle yargılanıyorum. İşin doğrusu bu sözü söyleyip söylemediğimi bile hatırlamıyorum. Gayrı ihtiyari söyledim mi inanın bilmiyorum. C. Savcısı esas hakkındaki mütalaasında "kadın" kelimesinin suç oluşturmayacağı kanaatiyle beraat kararı verilmesini istedi. Mahkeme karar için ara verdi. Aradan sonra, "kadın" kelimesinin suç teşkil edip etmediği konusunda Yargıtay Kararlarını araştıracakları gerekçesini ifade ederek duruşma erteledi. Ben yaptığım araştırmalarda bizatihi "kadın" kelimesi ile ilgili hiç bir içtihat bulamadım. Elinde bana yardımcı olacak Yargıtay kararı olan meslektaşımız varsa ve burada paylaşırsa sevinirim. Teşekkürler. |
12-05-2010, 19:20 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
"Kadın" kelimesinin suç olduğuna dair Yargıtay kararı çıkarsa, bir yaşıma daha girerim. Yazdığınız olayı ben nereden anımsıyorum. Benzer bir konu açmış mıydınız? |
12-05-2010, 19:22 | #3 |
|
Kadın kelimesi hakaret olamaz. Kadın sözcüğünü olumsuz sıfatlarla niteleseydiniz; "kötü kadın", "terbiyesiz kadın"...gibi ancak bu halde suç oluşturabilir.
"alın kamerayı bu kadının elinden" cümlesi hakeret içermemektedir."Bu kadının" ifadesi de ancak kaba olarak değerlendirilebilir düşüncesindeyim. Saygılar. |
12-05-2010, 19:28 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Akıl almayacak şeyler oluyor bu ülkede. |
12-05-2010, 20:00 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Bunların ayrımını olaya yakın olan hakim yapmalıdır; Yargıtay uzak durmalıdır. Saygılarımla |
12-05-2010, 20:21 | #6 |
|
Ben de Sayın Konyalı gibi düşünüyorum. Bir kelimenin tek başına hakaret olmaması, hakaret kastıyla kullanılamayacağına anlamına gelmez. Bu durumun her olayda incelenmesi ve kelimenin tek başına kendisine takılmadan hakaret suçunun unsurları var mı diye bakmak gerekir kanaatindeyim.
Örneğin bir kişiye akıllı demek de hakaret değildir, ama bir forum mesajının altına alaycı şekilde, "sen çok akıllıymışsın!" yazarsanız hakaret teşkil edebilir. Veya İngiliz Kraliçesinin Türkiye'yi ziyarete geldiğinde, sokaktaki bir vatandaş karşısına geçip "Otur kadın yerine!" derse burada da kelime aynı olmasına karşın, hakaret suçunun var olup olmadığı tartışılabilir. Bu olaylarda kelimenin kendisinden çok kullanma amacı (niyet, hakaret kastı) önemli diye düşünüyorum. Öte yandan "alın kamerayı bu kadının elinden" sözünün PEK ÇOK durumda hakaret suçu oluşturmayacağı konusunda ben de sizinle hemfikirim. Ancak arz ettiğim üzere burada her olayı ayrı ayrı değerlendirmek, ifadenin, vücut dilini, söyleniş tarzını, hatta sesin yüksekliğini bile dikkate almak gerek bence, sadece kelimenin kendisine bakarak hakaret yoktur demek mümkün değil diye düşünüyorum. |
12-05-2010, 20:43 | #7 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bu görüşünüze ben katılamıyorum.
Çünkü ilgili maddede bir kimsenin, - somut bir fiil veya olgu isnat etmek suretiyle, - ya da yakıştırmalarda bulunmak suretiyle - Veya sövmek suretiyle bir başkasının onur, şeref veya saygınlığını rencide etmek gerekir ki hakaret suçu düşünülebilsin. "Bu kadının elinden kamerayı alın" cümlesini ne şekilde söylerse söylesin, karşısındaki kişiye somut bir isnat veya olgu yüklenmiş sayılamayacağı gibi, yakıştırmada bulunulduğu da söylenemez. Kanaatimce bağırararak söylese bile hatta yüzünü ekşiterek ifade etse dahi sövme de sayılamaz. Saygılarımla. |
12-05-2010, 21:25 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Somut bir fiil veya olgu: ''Kadın olmak'' tır. ‘’Kadın olmak’’ tek başına aşağılayıcı değil ama onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte söylenirse aşağılayıcı kabul edilir. Hakaret suçunu değerlendirirken hakim önce mağdura, sonra sanığa bakmalıdır: - Hakim mağdura isnat edilen olguya bakmamalı; mağdurun rencide olmasına bakmalıdır. Örneğin mübaşir kadın avukata ‘’Kadın! Kadın! Vekaletnamen nerede?’’ derse avukat kadın olsa da ‘’onur, şeref ve saygınlığı rencide’’ olur. - Hakim sanığın kastına bakmalıdır. Sanığın hakaret kastı, sözcüğün cümle içinde kullanılmasından ve tavrından anlaşılabilir. Özetle, ‘’onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte’’ bir sözcük ‘’melek’’ de olsa hakaret oluşturur kanısındayım. Hakaret suçu sözcüklerde değil, aşağılayıcı tavırda aranmalıdır. (Ama ne olursa olsun, içtihat aranmamalıdır. ) |
12-05-2010, 21:34 | #9 |
|
Somut olayda, hakaret bence de "sözcüklerde değil aşağılayıcı tavırda aranmalı"dır.
Somut olayda olduğu gibi, kadına "kadın"demek hakaret olarak algılanamasa da, bir erkeğe "kadın gibi" demek aksi sonuç doğurur. |
12-05-2010, 21:37 | #10 |
|
takmayın kafayı
fazlaca canınız sıkılmış bi dahaki sefere kameraya iyice poz verin bu çileli mesleği yaşayın ceza davasında sizi temsil eden bir avukat varmı eğer yoksa büyük eksiklik sevgiler saygılar |
12-05-2010, 22:01 | #11 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Malumunuz veçhile, eski TCK'da hakaret ve sövme iki ayrı maddede düzenlenen iki değişik suçtu: Mülga TCK md 480: (Hakaret):
Bu düzenlemedeki "her ne suretle olursa olsun bir kimsenin namus veya şöhret veya vakar ve haysiyetine taarruz eylerse" ifadesi nedeniyle yukarıdaki şekilde beyanda bulundum, yani sözcüğün kendisine değil niyete bakılması gerektiğini ifade ettim. Yeni TCK'da ise iki suç tek madde altında birleştirip ve sizin de alıntıladığınız gibi ifade edilyor: TCK madde 125: (Hakaret)
Öte yandan eski düzenlemedeki "vakar ve haysiyete saldırıyı", yeni düzenlemedeki "sövme" kapsamında değerlendirebilir miyiz bunu ayrıca irdelemek gerek diye düşünüyorum. Eğer bunu yapmazsak çok garip durumların cezasız kalacağına inanıyorum. Örneğin sizce Yargıtay'da murafaya giren bir vatandaş, hakim üyeye "kadın sen çok konuştun, yeter be artık sus biraz" derse bu TCK kapsamında hiçbir suç teşkil etmeyecek midir? Eğer maddeyi benim söylediğim şekilde yorumlamayacaksak bu cümlede de " somut bir fiil isnat etme" ve "sövme" olmadığı için bu ifadeyle ilgili hiçbir cezai yaptırım uygulanamayacak demektir ki bu bana pek kabul edilebilir bir durum gibi gelmiyor. |
12-05-2010, 22:43 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Kanaatimce, nezaketsizlik, kabalık ve saygısızlık gibi davranış bozuklukları ile hakareti ayrı tutmak gerekir. Bir kişi nezaketsizlik edebilir. Saygısızlık da yapabilir. Ancak saygı eksikliği ya da nezaket yoksunluğu hakaret olarak nitelendirilemez. Yeni TCK düzenlemesinde vurguladığınız gibi eski düzenlemede iki ayrı madde halinde tanzim edilen hakaret ve sövme suçları tek maddede birleştirilmiştir. Kişiye sıfatını daha açık ifadeyle gerçeğini ifade etmek hiç bir şekilde fiil ya da olgu "isnadı olarak" değerlendirilemez kanaatindeyim. "Bu kadının elinden kamerayı alın!" cümlesinde herhangi bir isnat olmadığı gibi, kanaatimce bir aşağılama da bahis mevzuu edilemez. Bu cümlede aşağılama olarak kullanılan şey nedir? Kadına "kadın" denmesi midir yoksa kadının elinden kameranın alınmasını istemek midir? Her ikisinde de aşağılama söz konusu değildir. Aksi iddia niyet okumak anlamına gelebilir. Keza sizin örneğinizdeki gibi sanığın hakime "kadın sen çok konuştun, yeter be artık sus biraz" demesi de "münasebetsizlik" veya "saygısızlık" sayılabilir belki ama kanaatimce hakaret ya da sövme olarak nitelendirilemez. Saygılarımla. |
12-05-2010, 22:43 | #13 |
|
Türk Ceza Kanunu gerekçesi:
Şerefe Karşı Suçlar MADDE 125.– Madde metninde hakaret suçu tanımlanmıştır. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukukî değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır. Bu düzenlemede 765 sayılı Türk Ceza Kanununda benimsenen hakaret ve sövme suçu ayırımı kaldırılmıştır. Hakaret suçunun oluşabilmesi için, kişiye somut bir fiil veya olgu isnat edilmelidir. Örneğin, kamu görevlisinin bir kişiden bir iş karşılığında belli bir miktar rüşvet aldığı yönünde isnatta bulunulması durumunda hakaret söz konusudur. Kişiye isnat olunan somut fiilin gerçek olup olmamasının, hakaret suçunun oluşması bakımından bir önemi yoktur. Ancak, iddia olunan hususun gerçek olduğunun ispat edildiği durumlarda, fail cezalandırılmayacaktır. Keza, kişiye herhangi bir olayla irtibatlandırmadan, soyut olarak yakıştırmalarda bulunulması hâlinde de, hakaret suçu oluşur. Kötü bir niteliği veya huyu ifade eden sözler, somut bir fiil veya olguyla irtibatlandırılmadıkları hâlde, yine de hakaret suçunu oluştururlar. Örneğin, bir kimseye “serseri”, “alçak”, “hayvan” denmesi hâlinde, somut fiil isnadı söz konusu değildir. Aynı şekilde kişiye soyut olarak “hırsız”, “rüşvetçi”, “sahtekâr”, “fahişe” gibi yakıştırmalarda bulunulması hâlinde de hakaret suçu oluşmaktadır. Kişinin bedenî arızasını ifade etmekle veya kişiye bir hastalık izafe etmekle de hakaret suçu işlenmiş olur. Örneğin, kişiye “kör”, “şaşı”, “topal”, “kambur”, “kel” vs. demekle; kişiye “psikopat”, “frengili” veya “AİDS’li” demekle, hakaret suçu işlenmiş olur. Dikkat edilmelidir ki; davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amacına yönelik olarak belli bir siyasî kanaatin isnat edilmesi hâlinde de hakaret suçu oluşur. Örneğin, bir kişiye “faşist”, “komünist” veya “mürteci” demekle, hakaret suçu işlenmiş olur. Bir kişiye izafeten söylenen sözün veya bulunulan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, toplumda hâkim olan telâkkileri, örf ve âdetleri göz önünde bulundurmak gerekir. Kaynak: http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/mev...ddegerekce.doc |
12-05-2010, 23:06 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu davada sanık avukatı olsam savunmamda "Aynanın karşısına geçip olabildiği kadar farklı şekilde iddianamade hakaret olarak nitelenen tümceyi söyledim. Hiçbiri bana hakaret gibi gelmedi. Siz de bir deneyin sayın yargıç; ortada bir hakaret olamayacağını çok açık anlayacaksınız. Ayrıca eklemek gerekir ki, <<bu>> bir gösterme (işaret) sıfatıdır. " derdim. Bir de merak ettim, kamera ile çekim yapılmamış mı; çekilen görüntüler delil olarak dosyada yok mu? |
12-05-2010, 23:14 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Aladağ
Bu tartışmaya katılmanıza çok sevindim. Çifte su verilmiş kaleminizi kınından çıkartınız.
|
13-05-2010, 00:06 | #16 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Kardan Adam’ın ifadesine göre hakaretin belirleyici özelliğini failin tavrında aramak gerekir. Genelde hakaret olarak algılanmıyacak bir sözcüğün somut olayda hakaret olabileceğini belirtiyor ayrıca Sayın Kardan Adam. Sayın Av.Armağan Konyalı ise mağdurun rencide olmasını hakaretin belirleyici özelliği olarak görüyor, yazdıklarından çıkardığım kadarı ile. Sayın Admin ise ‚Bir kelimenin tek başına hakaret olmaması, hakaret kastıyla kullanılamayacağına anlamına gelmez‘, demekle Sayın Kardan Adam’ın fikrine yakın bir fikir belirtiyor. Ben ne birinin(failin sübjektif duygusu), ne de diğerinin(mağdurun sübjektif duygusu) tek başına hakaret fiilinin unsurlarını oluşturduğu düşüncesindeyim. Çünkü her iki durumda da fiil hakaret suçunun objektiflik unsurlarını yerine getirmiyor. Objektiflik unsurundan kastım, fiilin toplum tarafından veya toplumun bir kesimi tarafından hakaret olarak algılanıp algılanmadığıdır. Kadın'a kadın demenin hakaret olarak kabul edilebileceğini düşünmek, günümüz koşullarında, hukukun sınrılarını zorlamak anlamına gelir bence. Ama bugün düşünmesi bile abes olanın günün birinde olabileceğini de unutmamak gerekir. Karı ve Herif sözcükleri örneğin; Bir zamanlar her ikisi de olumlu bir anlama sahipti. Şimdi hakaret akbul edilmeseler bile aşağılama anlamında kullanılıyor her iki kelime de. Hakaret fiilinin oluşması için her üç unsurun bir arada bulunması gerektiği düşüncesindeyim. Hakaret suçunu değerlendirirken hakim önce fiile(sözcüğe), sonra sanığa ve mağdura bakmalıdır. Saygılarımla |
13-05-2010, 00:32 | #17 |
|
Kanaatimce; olayın anlatılış biçiminin yeterliliği karşısında, olayın ne şekilde cereyan ettiği açıkça ortaya çıkıyor. Bu sözlerin hiçbir şart, hal ve durum altında hakaret suçunu oluşturmayacağını düşünüyorum. Olsa olsa, bir bayana kadın diye hitap etmek, nezaket kurallarına ters ve kaba bir davranış olarak düşünülebilir. Bu durumun ise, gerek hukuki ve gerekse cezai yönden sorumluluk doğurmayacağını, sadece görgü kurallarına aykırı bir durum olması sebebiyle yaptırım olarak toplum tarafından ayıplanacağını, bundan öte bir yaptırımı olmayacağını düşünüyorum.
Kaldı ki; böylesine bir lafı, suç kapsamına aldığınız takdirde, kişilerin konuşma ve düşüncelerini ifade etme hakkını da kısıtlamış ve suçun kapsamını bu hakka aykırı olarak genişletmiş olursunuz. Günlük hayatımızda da sıkça bayanlara hitaben "kadın" kelimesi bu şekilde sıklıkla kullanılmaktadır. Bir kişinin bırakın ceza yemeyi, böyle bir suçtan yargılanıyor olması dahi gariptir. soruşturma aşamasında Takipsizlik kararı verilerek iş bitirilmeliydi. Sayın Dekortiko; iddianameyi de paylaşırsanız belki tartışma daha sağlıklı devam edebilir. Saygılarımla |
13-05-2010, 02:34 | #18 |
|
Cok iyi durumdasiniz tebrik ederim ben bizzat memura hanimefendicim dedigim icin az kala dar agacina asiliyordum efendim biz askerde arkadaysmisizda ben boyle konusuyorum ve nice daha uzun sikayet ve cumleler ve sonra herkes cevabini aldi gule gule yerine oturdu. Inanin zorluk cekiyorum, insanlarin konusmayla bir yere varamadigi zaman hukuk ve kanunlar devreye girer ve sulh peyda olur simdi bir kadin kelimesi icin kaba mi degil mi orasini tartismiyorum bir ozur ile veya baska bir sekille kapanabilecek bir meselenin bu kadar yargiyi mesgul etmesi bu kadar ugras verilmesi dogru mu? Ben anlamakta hala zorluk cekiyorum!
Bu olaydan hic bir sey cikmayacagi gibi emin olun ki sadece biraz iciniz titresin diye durusma ertelenmistir baska bir sey yok. |
13-05-2010, 09:31 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Önce fiile bakmak yanıltıcı olabilir: Alkışlamak hakaret sayılır mı? Duruşmada tahliye talebinin reddine karar verilen sanık mahkeme heyetini alkışlarsa bu alkıştan mahkeme heyeti onur duyar mı? Yoksa onuru rencide olur mu? Sanığın kastı mahkemeye heyetine onur vermek midir? “Mecelle-i Ahkam-ı Adliye”nin “Fasl-ı Evvel” bölümü madde 1792: “Hâkim, hakîm, fehim, müstakim ve emin, mekin, metin olmalıdır.” Fehim: (Kişi Adları Sözlüğü) Anlayışlı, zeki, akıllı kimse |
13-05-2010, 09:55 | #20 |
|
Aslında benim bu tartışmada ilgimi çeken işin daha ziyade teknik kısmı yani yukarıda arz ettiğim üzere yeni TCK'da hakaret suçunun unsurlarının nasıl yorumlanacağı. Sorunun kendisi ve olaydaki "kadın" kelimesi bir yana işin teknik kısmının oldukça önemli olduğu görüşündeyim, zira yeni TCK'da hakaret suçunu Sayın Dikici'nin yorumladığı gibi dar yorumlar ve sadece "olgu isnadı" ve "sövme" olup olmadığına bakarsak pek çok kişinin AŞIRI tepki göstereceği pekçok ifadeyi TCK kapsamı dışında bırakmış oluruz.
Üzerinde düşündükçe çok daha yaratıcı örnekler bulunabilir ama çok basit bir örnek: "Annenizle cinsel ilişkiye girmeyi çok isterim" ifadesi hakaret suçunun unsurlarını içerir mi içermez mi? Eğer ifade "girdim" şeklinde olsaydı "olgu isnadı" olacaktı, sinkaf içeren bir kelime seçilseydi "sövme" olacaktı, bu cümlede her ikisi de yok. Bu cümleyi sarfeden bir kişi hakkında Savcılığa suç duyurusunda bulunduğunuzda, hakaret suçunun unsurları oluşmamıştır, olgu isnadı da sövgü de yoktur, sadece temenni içerir ve saygısızdır gerekçesiyle takipsizlik kararları verilmeye başlarsa, Türkiye'nin bu kararları kaldırabileceğini düşünmüyorum. Daha açık konuşmak gerekirse ülkede kan gövdeyi götürür! Bana kalırsa eski TCK'da yer alan "namus veya şöhret veya vakar ve haysiyetine taarruz eylemeyi" de yeni TCK'daki "sövme" kavramının içinde değerlendirmek durumundayız. İdeal olan bu olduğu için değil, sadece aksi düzenleme "Akdeniz halklarını" -en azından günümüzde- daha ağır suçları işleyerek kişisel ceza vermeye sebep olacağı için. |
13-05-2010, 10:09 | #21 |
|
... Oysa bir erkeğe erkek demek hiçbir ses tonuyla, hiçbir beden diliyle, hiç hakaret oluşturmaz. Hatta bir kadına da erkek demek hakaret oluşturmaz. "Erkek gibi kadın" genel kabulde iltifattır bile.
"Bu kadın" demek de, en çok "bu erkek" demek kadar hakarettir. ***** Ancak bu dosyanın neden bir davaya dönüştüğü konusunu da tartışmalıyız. "Kamerayı alın bu bayanın elinden" denmiş olsaydı, cümlenin dava konusu edilmeyeceği konusunda sanırım hemfikiriz. Salt suçun maddi ve manevi unsurlarından yola çıkarsak elbette hukuki bir tartışma yapmış oluruz, ama hukukun yaşayan, "topluma değen" yanını biraz ıskalarız. Savcılık makamı neden esas hakkında mütalaasında beraat istiyor? Savcılık makamı neden soruşturma safhasında takipsizlik kararı vermiyor? Aşağıdaki satırları konuyla ilgisiz olarak değerlendirebilir, bakışımı marjinal bulabilirsiniz. Yalnızca bir dakikalığına da olsa bu konuyu düşünmenizi içtenlikle rica ediyorum. Ön bilgi, Ankara'da yaşayan 31,5 yaşında bir kadınım. Ne yazıktır ki, içinde yaşıyoruz: Lise dönemlerimdeyken (90'lar) "kadın" sözcüğü henüz kaba, nezaketsiz, saygısız vb. bir takım sıfatlar taşımıyordu. "bayan" sözcüğünü yalnızca iki gruptan duyardım: 1. Otobüs muavinleri: "paranızın üstünü alın bayan - biletini al bayan" 2. Yolda belde laf atmaya, sarkıntılık etmeye çalışan kişiler: "tanışabilir miyiz bağyan - birlikte yürüyelim mi bağyan" Sonra ne oldu da, bir kadına bayan demek kibar, kadın demek ise kaba addedilir oldu? İnsan iki cinsiyete ayrılır, kadın ve erkek. Daha bilimsel bir konuşma içindeysek şöyle de diyebiliriz, homo sapiens sapienste iki cinsiyet vardır dişi ve erkek. Gittikçe daha çok yerleşen gündelik kullanımda ise bu kadın ve erkek ayrımı, kafalarımızda bir takım engeller barındırdığımızdan kız ve kadın olarak da kendi içinde ikiye ayrılıyor; zira erkek çocuğa oğlan deme zarureti yok. Ama bir dakika; kadın'ı kadın ve kız olarak ayırmak saçma oluyor. O halde "bayan"ı ayıralım. Yaygın olarak, evlenmemiş "bayan"a kadın demek kabalıktır, saygısızlık sayılır. O halde, bu yönüyle kız-kadın ayrımına girmekten kaçınmak için bayan demek 18. yy. doğumlu bir Amerikan geleneği olan political corectness/politik doğruluk gereğidir. (bağlantı) Çok dağıtıp konuyu gasbetmek de istemiyorum, özetle diyorum ki; toplumun gittikçe muhafazakarlaşıyor oluşu dilimize de yansıyor. Erkek egemen, ataerkil, seksist ve muhafazakar bir toplumuz. Kabul. Olanı kabul etmemeyi ideali düşleyenlere bırakıyorum. Hukuki mesele ve tartışmaların içine sızmalarına, hele suç teşkil etme ihtimallerine ise en açık ifadesiyle "öfkeleniyorum". ***** Sayın Mehmet Saim Dikici'nin yukarıdaki açıklamalarına kelimesi kelimesine katıldığım için suçun oluşup oluşamdığı konusunda ekleme yapmıyorum. Şimdi bu cümleyi okudunuz ve "Aman! Allah aşkına yap!" dediniz. Dediniz dediniz duydum. "Sen kimsin ki, yorum yapsan ne yapmasan ne!" diye düşünmüş olmalısınız. Hakarettir bu resmen! |
13-05-2010, 10:17 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Mesajımı sizin mesajınızı görmeden yazmıştım sanki size yanıt verir gibi olmuş. Burada sizin bakış açınız da kabul edilebilir elbette, haklı yönü vardır, tutarlıdır. Ancak şuna karar vermeliyiz: Hukuk bir adım önde durarak toplumun şekillenmesine ve gelişmesine katkı da mı bulunacak, yoksa toplumun alışkanlıklarına koşulsuz uygunlukta düzenlenecek ve ona göre mi vücut bulacak? Hukuk felsefesi zayıf olduğum bir alan. Hangi görüş pozitivisttir, hangisi idealisttir, Kantçıdır bilemem. Kafamdaki tezahürü biraz "sanat sanat için mi, sanat toplum için mi"yi andırıyor demekle yetinmeliyim. |
13-05-2010, 10:23 | #23 |
|
"Annenizle cinsel ilişkiye girmeyi çok isterim" ifadesi;
Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Burada sövmek var. Bir küfür kibarca onur yaralamak, hakaret etmek amacıyla söylenmiş. Bir de yukarıdaki kadın örneklerinde Kraliçe ve hakime hanıma söylenen sözler, bu örnekler kadından çok makama işeret eden örnekler. Soruda geçen "alın kamerayı bu kadının elinden" sözünün hakaret, sövme içermediğini tekrarlamak zorundayım. "Bu kadının" ifadesi "bu" sözcüğü nedeniyle kabadır. Kadın sözcüğü aşağılama değildir. Olayı göz önüne alırsak haciz mahallinde zaten borçlu- karşı tarafla samimi olmaması gereken vekilin kadın için alın kamerayı bu kadının elinden sözleri hakaret oluşturmayacaktır. Kadın kadın!! dendiğinde dahi bana göre hakaret sövme değildir. Aksi halde hakaretin kapsamını çok fazla genişletmiş oluruz düşüncesindeyim. Saygılar. |
13-05-2010, 10:35 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Ömrüm boyunca "adam" olmaya çalıştım. Ama haciz, keşif, duruşma sırasında bana "Bu adam" denmesi beni de rencide eder. Sorun "kadın" sözcüğünde değil; sorun "bu kadın" deyiminde. "Bu adam" da dense bence rencide edicidir. "Kamerayı elinden alın" demek yeterliyken, cümlede "bu kadının" ifadesi kullanılmıştır. "Bu kadın" ifadesindeki "bu" sözcüğünün görevi gösterme sıfatı olmaktan çok aşağılama sıfatı olmasıdır. Kadınlar alınganlık yapmasın. Sonradan eklenen not: Ben de mesajımı gönderirken Sayın av.ufuk'un mesajını okumamıştım. |
13-05-2010, 10:49 | #25 | |||||||||||||||||||
|
Sayın av-ufuk,
Sayın Dikici'nin yorumunu kabul edersek bu ifadeye de hakaret nedeniyle ceza veremeyeceğiniz kanaatindeyim, zira o yorumda "niyet" dikkate alınmaksızın kelimenin kendisi değerlendirilmektedir. Hakaret kastı olup olmadığının da dikkate alınması gerektiğini karşı görüş savunuyor. Bence asıl tartışma konumuz "kadın kelimesi hakaret teşkil eder mi etmez mi" değil, "Kendisi tek başına sövgü olmayan bir herhangi bir ifadenin hakaret kastıyla söylenmesi hakaret suçunu oluştur mu, oluşturmaz mıdır". diye düşünüyorum. Not : "Bu kadının elinden kamerayı alın" ifadesinin PEK ÇOK durumda hakaret olarak değerlendirilemeyeceğini ben de ilk mesajımda arz etmiştim |
13-05-2010, 10:50 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
"Kadın! Kadın!" hitabında yaralama kastı yok mu? Ya da muhatabı kendini mağdur hissetmez mi? Sonradan eklenen Not: Sayın Admin'in benden önceki aynı çerçevedeki mesajını görmeden yazmıştım. |
13-05-2010, 10:53 | #27 |
|
uslubun kaba olması bu ifadeyi asla suç haline getirmez. mübaşirin bir bayan avukata: 'kadın kadın nerde vekaletnamen' şeklinde hitab ettiği durumda da, söz konusu suç oluşmaz. ancak hakimin derhal beraat kararı vermesi gerekirken, duruşmayı ertelemesi, hayra alamet değildir. umarım olması gerektiği gibi beraat kararı çıkar.
adını hatırlayamadığım yargıtay onursal başkanı, bir hakaret davasında yazdığı karşıoy yazısında türkiye'de ve dünayada hakaret suçunu yargıdan örneklerle mukayeseli olarak anlatmış, türkiye'de mahkemelerin bu suça fazlasıyla kolay hükmettiğini belirtmişti. |
13-05-2010, 10:57 | #28 | |||||||||||||||||||||||
|
Peki ama, cezai müeyyide uygulamakta bu kadar cömert mi davranacağız? Evet, ahlaki açıdan kimse kimseye kaba davranmasın, ben de hoşlanmam elbet bu-şu olmaktan. Ama ya hukuki açıdan? her "bu adam" "bu kadın" diyen yargılanacak mı, sanık mı olacak? Suçun cezalandırılmaması adalet duygusunu nasıl rencide ederse, kuş uçurtmaz tavırla, her türlü kaba/gayriahlaki davranışın suç olarak kabulü de adalet duygusunu aynı şekilde rencide eder. Kanımca, kabalık ve saygısızlık ile cezalandırılabilir davranışı mutlak suretle ayırmalıyız. |
13-05-2010, 11:08 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben bütünü algılamaya çalışıyorum, iki taraf arasında kadın! kadın! sözcükleri bu kadarla kalmışsa bence kırılan taraf egosunu kendi tamir edebilmeli. Karşı tarafa kadın! kadın! dedin diye ceza vermenin ben yanlış olacağını düşünüyorum. Hukuk anlaşmazlığa müdahil olacağı yeri bilmelidir. Ama iki kişi arasındaki gerginlik kadın! kadın! seni..... veya başka biçimde devam etmişse hakeret ve sövme vardır. Burada ceza devreye gidmelidir. Bir de şunu anlatmaya çalışıyorum "bu kadın" ve "kadın! kadın!" da kaçma var mesafe koyma isteği var. Eğer bu iki halin (bu kadın ve kadın! kadın!) ilerlemesi yoksa vakada sanık kesinlikle suçsuzdur ))) Saygılar, selamlar |
13-05-2010, 11:08 | #30 |
|
Sayın admin,
"Sayın Dikici'nin yorumunu kabul edersek bu ifadeye de hakaret nedeniyle ceza veremeyeceğiniz kanaatindeyim, zira o yorumda "niyet" dikkate alınmaksızın kelimenin kendisi değerlendirilmektedir. Hakaret kastı olup olmadığının da dikkate alınması gerektiğini karşı görüş savunuyor." diyerek görüşleri ayırt ederken bence fazla indirgemeci bir özet çıkarmışsınız. Ne Dikici üstadın ne de herhangi birimizin salt manevi unsura ya da salt maddi unsura göre değerlendirme yapacağını sanmıyorum. "Son derece iyi niyetle, kelime fonetik olarak hoşuma gidiyor diye, üstelik vallahi de billahi de seni de çok sevdiğim için 'ananı sinkaf etmek istediğimi' söyledim." Ne yapacağız şimdi? Somut olay da iki kelime var "bu" ve "kadın". Tamam kadın'ı geçelim (ki yukarıda daha ziyade kadın'a yönelik yanıtlar var). Her rencide olan, kırılan, darılan kişi için; rencide eden, kıran, darıltan cezalandırılacak mı? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İstanbul Yerel Yönetimler Kadın Çalışmaları Ağı Kadın Çalıştayı | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 0 | 28-02-2010 23:43 |
Taşınmazın Etrafının Meskun olması ne demek | Avukat halil | Meslektaşların Soruları | 0 | 08-12-2009 15:01 |
aleni hakaret ile gıyapta hakaret kamera kayıtlarının delil sayılıp sayılmayacağı | nhukuk | Meslektaşların Soruları | 3 | 24-07-2009 21:02 |
Eşini döven kocaya hakaret eden kadın eşit kusurlu bulundu. | Av. Selin | Hukuk Haberleri | 0 | 09-07-2007 08:59 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |