Haklı Fesih Olur mu?

Yanımızda çalışan sekreterimiz, kendisinin borçlu olduğu icra dosyasından gelen maaş haczi yazısını, kendisi tebliğ almış ve işverene bildirmemiştir.
alacaklı taraf vekilinin direk araması sonucu olay öğrenilmiştir.
Bu durum, İş kanununa göre tazminatsız/haklı fesih için gerekçe olur mu? İş kanunu 25
Ayrıca icra dosyasına verilecek cevap ne olmalıdır?
Teşekkür ederim.

İşverenin i kullanabileceği haklı fesih sebepleri kanunda açıkça sayılmıştır, sizin olayda bunlardan birine giren bir durum olduğunu düşünmüyorum. Ancak geçerli sebep olarak iş akdini fesh edebilirsiniz.

Tebligat usulüne uygun yapıldığından dosyaya tebliğden itibaren yapılmayan ve ödemekle yükümlü olduğunuz miktar kadar sorumlusunuz. Ancak geçerli sebeple fesh ederken bu miktarı ve tazminatından kesebilirsiniz.

İş Kanunu 25/II-e ye girebilir ( çok emin olmamakla beraber maddede " gibi " yazdığı için böyle söyledim )

Evet, İş Kanunu madde 25/II/e alt bendine giren bir durum söz konusudur. Şunu da belirtmek gerekir ki, gerek işçi gerekse de işveren bakımından Yasada sayılan haklı fesih nedenleri sınırlayıcı değildir. Bu nedenle işçinin bahsettiğiniz davranışı doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranıştır. Bu nedenle haklı nedenle derhal fesih sebebidir. Ancak bu durumda madde 26'da belirtilen hak düşürücü süreye (altı iş günü) dikkat etmek, süreyi geçirmemek de oldukça önemli.

Sayın Av. Orhan Bey çok doğru bir şekilde 6 işgününü hatırlattı. Burada 6 iş günü sanırım, alacaklı vekilinin maaş haciz yazısının akıbetini iletmesinden itibaren hesaplanmalıdır

Sayın meslektaşım, avukatlık bürosu söz konusu olduğuna göre gelen tebligatın haber verilmemesi daha bir önem kazanıyor. Doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olduğu konusunda sayın Çoban'a katılıyorum.

Alıntı: Yazan olgu Ancak geçerli sebep olarak iş akdini fesh edebilirsiniz.

Eğer advocate_demos meslektaşımın bürosunda 30 kişi çalışmıyorsa "geçerli" fesih kavramından bahsedilemeyeceğini düşünüyorum. (4857 s. İş Kanunu m.18)

kaldı ki sekreterin gelen haciz müzekkeresini ilgilisine iletmeyerek, maaşını kesintisiz alması ve akabinde de sizin icra dosyasına ödeme yapmak durumunda olmanız bir arada düşünüldüğünde, sekreterin dürüstlük ve iyiniyet kurallarına uygun davranmayarak haksız kazanç elde ettiğinin de göstergesidir. bu nedenle iş akdini haklı olarak feshedebileceğinizi düşünüyorum. tabii ki 6 günlü süreyi de unutmayalım.

30 çalışan şartı, davacı işçinin işe iade davası açabilmesi için kanunun aradığı şartlardan biridir, işverenin geçerli fesih yapabilmesi için aranan bir şart değildir.

Alıntı: Yazan önceki beyan Sayın meslektaşım, avukatlık bürosu söz konusu olduğuna göre gelen tebligatın haber verilmemesi daha bir önem kazanıyor. Doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olduğu konusunda sayın Çoban'a katılıyorum. Eğer advocate_demos meslektaşımın bürosunda 30 kişi çalışmıyorsa "geçerli" fesih kavramından bahsedilemeyeceğini düşünüyorum. (4857 s. İş Kanunu m.18)

Sizin bahsettiğiniz 30 kişi işe iade davası açabilme şartı.

Haklı fesih sebeplerinde Yargıtay çok dar uyguluyor. Eğer müzekkerenin işverene verilmemesi sebebiyle işverene iik 356. gereğince haciz işlemi uygulansaydı haklı fesih olduğunu emin olarak söyleyebilirdim, ancak böyle bir durum yok.

Önceden karşılaştığım bir davada "işyerine gelen birinci haciz ihbarnamesi evrak memuru tarafından ilgili personele verilmediğinden cevap itiraz edilemiyor bunun üzerine 2. ihbarname gelince işçi haklı sebeple iş akdi fesh ediliyor, işini gereği gibi yapmadığı için, mahkeme geçerli sebep olabilir şeklinde hüküm kuruyor, Yargıtay'dan da onanıyor."

Alıntı: Yazan advocate_demos Yanımızda çalışan sekreterimiz, kendisinin borçlu olduğu icra dosyasından gelen maaş haczi yazısını, kendisi tebliğ almış ve işverene bildirmemiştir. alacaklı taraf vekilinin direk araması sonucu olay öğrenilmiştir. Bu durum, İş kanununa göre tazminatsız/haklı fesih için gerekçe olur mu? İş kanunu 25 Ayrıca icra dosyasına verilecek cevap ne olmalıdır? Teşekkür ederim.

Meslektaşlarımın fikirlerine katılıyorum; işçinin tutumu doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranış olduğundan haklı fesih sebebidir.

Ancak ispat sorunu yaşanabilir.

Bu açıdan, olay ayyuka çıkmadan yazılı savunma alınmasında fayda olabilir...

Alıntı: Yazan JACELYN 30 çalışan şartı, davacı işçinin işe iade davası açabilmesi için kanunun aradığı şartlardan biridir, işverenin geçerli fesih yapabilmesi için aranan bir şart değildir.

Alıntı: Yazan olgu Sizin bahsettiğiniz 30 kişi işe iade davası açabilme şartı.

Sayın meslektaşlarım, şu anlamda söylüyorum: feshin geçerli olup olmamasının işveren (advocate_demos) ve işçi (sekreter) için açısından hiçbir farkı/önemi yoktur. Feshin haksız olup olmadığı önemlidir. Sekreterin açabileceği tek dava alacak (kıdem vs.) davasıdır. Bu davada da, ya haksız fesih sebebiyle alacağın ödenmesine karar verilecek ya da haklı fesih sebebiyle alacağın ödenmemesine karar verilecektir.

Yani feshin geçerli bir fesih olup olmadığının tartışılacağı ve sonucun buna göre şekilleneceği bir zemin yoktur. İşçinin böyle bir zemini oluşturmaya kanunen imkanı da yoktur.

Eğer "geçerli feshi", "işverenin haklı feshine imkan veren sebeplerden daha hafif sebepler" anlamında kullanıyorsanız bu haliyle ona bir itirazım yok. Saygılarımla.

Alıntı: Yazan önceki beyan Eğer "geçerli feshi", "işverenin haklı feshine imkan veren sebeplerden daha hafif sebepler" anlamında kullanıyorsanız bu haliyle ona bir itirazım yok. Saygılarımla.

Tek biz değil, kanun ve Yargıtay'da aynı anlamda kullanıyor


Haklı fesih de işçiye kıdem ve ihbar tazminatı vermeden iş akdini fesh edebilirsiniz,

Gerçerli fesih de ise işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek.

Haklı fesihde işçinin kusuru ağır olması sebebiyle işveren iş akdinin sonladırmayala işçiye ödemesi gereken maddi haklarını ödemeyekten kaçınabilir.

Alıntı: Yazan olgu Haklı fesih de işçiye kıdem ve ihbar tazminatı vermeden iş akdini fesh edebilirsiniz, Gerçerli fesih de ise işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek.

Sayın meslektaşım, benim "haklı-haksız" olarak ayırt ettiğim durumu siz "haklı-geçerli-haksız" olarak ayırt ediyorsunuz. Her iki ayrımın da sonucu aynıdır. Ya kıdem vs. ödersiniz ya da ödemezsiniz. Burada yaptığımız şey tamamıyla kavram tartışması. İşe iade davasında bir karşılığı olan "haksız fakat geçerli fesih" kavramının, kıdem vs. davasında kullanılmasının gereksiz yere karışıklığa yol açtığını, aynı kavramın "haksız fesih" olarak da pekala ifade edilebileceğini ve bunun daha net olacağını söylüyorum.

Ayrıca "geçerli" olarak nitelendirilen bir durumun tersinin de ortaya konulabilmesi açısından, olayımızda "geçersiz fesih" halinin ne olduğunu ve sonuç itibariyle neye karlışılık geldiğini izah ederseniz sevinirim. Saygılarımla.