Diş Hekiminin Kliniğinin Borcu Ticari Alacak mı?

Herkese merhabalar;
Müvekkil limited şirkettir. Davalı ise diş hekimidir. Müvekkil şirket diş hekiminin kliniğinin genel tadilat ve altyapısını düzenlemiştir. Müvekkilim olan şirket tarafından yapılan tadilat sırasında diş hekiminin herhangi bir vergi dairesi kaydı da yoktur. Müvekkil şirket yapılan tadilat bedelinin diş hekimine fatura etmiş, karşı taraf ise faturaya noter kanalıyla itiraz etmiştir. Bunun üzerine ilamsız icra açtığımda diş hekimi borca itiraz etti ve takip durduruldu.

SORUM ŞUDUR: bu dava asliye ticaret te mi açılmalı yoksa asliye hukuk tamı? Zira tadilat işi yapılırken diş hekimi vergi mükellefi değildi fakat şu anda vergi mükellefi. Yapılan tadilat işi de borçlu tarafından bakıldığında işletmesi ile alakalı değil. Yani kliniğe direk bir mal alım satımı şeklinde değil.

EK BİLGİ: Klinik tek diş hekimi tarafından işletilmekte, biilanço usulune göre değil işletme usulüne göre defter tutmaktadır. (şahıs işletmesi) Diş hekimi olduğu için de ne esnaf ve sanatkarlar odasına ne de ticaret odasına kaydı vardır.

1947 tarihli İBGK'a bakarsak ticari değil diyor:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=108

Tabii o tarihteki ticaret kanunu farklıydı ama ticari işi düzenleyen kriterleri bildiğim kadarıyla aynı kaldı.

Daha yakın yıllara gelirsek:

Alıntı: Örn : Diş hekiminin bürosu bir ticari işletme midir? Burada da yine iktisadi faaliyet, devamlılık ve bağımsızlık şartları gerçekleşmiştir. Kapasite şartının gelir seviyesi şartı da gerçekleşmiştir. Burada nakdi sermayeyi iki şekilde düşünmek gerekir: Çok modern aletlerle çalışıyorsa ticari işletmedir. Eğer sadece diş tedavisi yapılabilecek kadar alet var ise ticari işletme değildir.

https://www.turkhukuksitesi.com/makale_417.htm

Buradaki TTK 15. maddeye dayanan "bedeni çalışma mı ağırlıklı, sermaye mi ağırlıklı" kriterini olayınıza uygulamak bence mantıklı ve tek diş hekimi tarafından işletilen, bilanço usulünü kullanmayan yerin ticari işletme olarak değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum.