Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM), THS Kadın Hakları Çalışma Grubu projesidir. Bu foruma siteye üye olmadan soru gönderilebilir ancak forum sadece kadın haklarına ilişkin konulara açık olup, diğer hukuki soru ve sorunlar alanda yayınlanmaz. [Kahdem Portalı]

İnternette Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Eden Suç ve Savcılığın Hareketsiz Kalması

Konuyu Kilitleyin
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-05-2008, 15:05   #1
Konuk

 
Varsayılan İnternette Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Eden Suç ve Savcılığın Hareketsiz Kalması

1-) 2006 yılında uzun bir dava süreci sona ererek boşandım.
2-) Boşanma davasını eşe pek fena muamele, onur kırıcı davranışlar, şiddet sebeplerinden doğan evlilik birliğinin temelden sarsılması gerekçesi ile açmıştım, delillerim arasında adli vaka vasfında şiddete yönelik kanıtlayıcı unsurlara yer vermiş,,,davayı lehine çeviremeyeceğini zamanla anlayan eşimin neticede anlaşma talebini dikkate alarak da protokol tanzim ederek boşanmıştım.
3-) Ancak bugün bir facia ile yüzyüzeyim. 2004 yılı sonunda 4320 sayılı yasa gereğince 1 ay evden uzaklaştırma kararı uygulandıktan sonra, barışma isteklerine ve sosyal çevremin 'çocuklar var bir şans daha ver ne çıkar' densizliğine icabet ettim, tekrar bir araya geldik. Henüz daha resmen boşanma müracaatım olmamıştı. Birarada sanırım aynı ev içinde 4 hafta ortak yaşamı sürdürdük, ancak darpa dair Sulh Ceza Mahkemesinde eşim aleyhine benim savcılıktaki 4320 sayılı yasal tedbir kararlarına da gerekçe olan vaka için dava da açıldığına dair tebligat tarafımıza ulaşınca bir hafta süren bir soğuk savaş yaşadık, o şikayetimi geri almamı istiyordu, ben de bunu yapmayacağımı söylüyordum,,, uzlaşamadık tekrar ayrıldık,
İşte bu biraraya gelme süresinde olduğundan emin olduğum bir realite ile geçen ay yüzleştim.
Geçen ay eski bir arkadaşım bana tesadüfen bir şeye şahit olduğunu söyledi ve bir web adresi verdi. Bu web adresi 'amatör, gizli çekim,yatakodası' tanımlı pornografi görüntüler bulunduran bir site ve,,, ortalama 4 dakikalık, tek bir açıdan gizli, gece çekimi yapabilen bir kaydedici ile çekildiği açıkça belli, erkeğin aldığı pozisyon itibariyle yüzünü tamamen gizledği, beni ise arada iteleyerek özellikle kameranın gözüne gözüne soktuğu, erkeğin yüzünün görünmediği yerin başlangıç olduğu, tam görünecekken kesildiği, olası seslerle oynanarak tamamen anlaşılmaz hale getirildiği ve benim açıkça tanındığım bir video görüntüsü ile yüzyüze geldim....
Akabinde bu içeriğin yüzlerce sitede olduğunu da keşfettim. En eski içerik gösterimi olarak bir forum sitesinin '15.12.2005' tarihli ileti kaydı olarak ulaşabildim.
Bu tarih ikinci durşma tarihimizdir,,,,
4-) Bazı sitelerde 180.000 gibi rakamlara ulaşmış sayaçların tespitleri ile, özellikle türklerin anladığım kadarı ile müdavim olduğu pornografi sektöründe yaklaşık 3 yıldır 'evli olduğum kişi ile kendi yatak odamda' bilgim olmaksızın kaydedilmiş görüntülerim sayesinde üstelik HALEN boy göstermekte, izleyenlerin zevklerine malzeme olmaktayım....
5-) 01.05.2008 tarihinde Cumhuriyet Savcılığı'na öncelikle bu görüntüler ve mağduriyetimin internet ortamında önlenmesinin temini, bu yönde olanaklar dahilinde tüm tedbirlerin alınması,,, ve eski eşim ve diğer suça iştirak edenlerin cezalandırılması şeklinde uç duyurusunda HERŞEYİ göze alarak bulundum,,, zira halihazırda bir ilçe de yaşamaktayım, bu durum henüz bu ilçede bilinmemekte idi,,, bilinse idi epey sansasyon yaratırdı,,,çünkü tanınmış bir aileye mensup biriyim, ilaveten devlet memuruyum.
6-) Bugüne dek Savcılık HALEN görüntüler ile ilgili bir tedbir kararı alamadı.
Bazı sitelerde sayaçlar 220000'i devirdiler bu süreçte...
Adliyede savcılık katipleri ve daha kaç kişi bilmiyorum konuyu öğrendiler,, üstelik bulabilecekleri web adresleri ile,,,
7-Savcılık ilk olarak bilirkişi araştırması yapmak niyetnde idi, ama yapmadı,,, bilirkşi araştırmasını da sanırım,,, görüntüyü kullanan web adreslerini tespit için yapacaktı, ancak sanırım diyorum çünkü ne için yapacağını yapacaktı onu bilmemekteyim...
Savcılık tedbir talebimize halen red ya da kabul gibi bir işlem yapmadı...
8-) 19.05.2008 itibariyle savcılığın da bilmesine rağmen şahsıma yönelik internet ortamında devam eden tecavüz sürmektedir.
Bence tecavüzdür... Zira insanlar bu sitelere yemek tarifi almak için gelmiyorlar!!! Bu görüntüleri cinsel ihtiyaçlarını telafi niyetile kullanıyorlar.
9-) Bana göre 'tedbir' talebim öncelikli ve şikayetime konu mağduriyetimin her an ve dakika tekrardan gerçekleşmesini önlemeye, yani suçun dinamizmini asgariye indirgemeye yönelik,,,, açıkçası savcılığın bilerek ve gözyumarak suça iştirak ettiğini düşünüyor,,, yargıya müracaat etmiş biri olarak da yargının beni tahammül etmek durumuna mecbur ettiğini, yaşam hakkım kadar insanlığıma sıkı sıkıya bağlı mahremiyetimi koşulsuz temini hususunda durum itibariyle mükellefiyetini ihlal ettiğini derin bir ızdırapla izliyorum

10-) Soruşturma sürecinde halen şikayetçi oladuğum eşimin ifadesine dahi müracaat edilmemiş, hiçbir şekilde kendisi bu vakadan dolayı huzursuz edilmemiş, normal hayatını yaşamaktadır.

11-) Suç duyurumu tekrar okudum,,, kendimi ihbar etmişim gibi bir düşünceye inanmaya başladım...

12-) Bu duruma katlanmam mı gerekmekte???

13-) 4 ve 9 yaşında iki çocuk annesi, 657 sayılı kanuna tabii meslek ifa eden biriryim.
Öncelikle Savcılık benim itibarımı dikkate deger bulmalı idi,,, de hadi buna pas geçti,,, devlet memurluğu ve annelik vasıflarım en azından işbu suçun işlenebilirliğini kısıtlama noktasında dikkate değer değil midir???

14-) Suç duyurusunu soruşturan, kovuşturan savcılığın ihmali gibi bir duruma yasal zeminde tahammül mü gerekir???
Bu durumda müracaat mercii var mıdır??
Old 19-05-2008, 17:34   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" 8 ve 9. maddeleri uyarınca işlem yapılması gerekmektedir. Süreci hızlandırmak adına kendinizin de doğrudan sulh ceza mahkemesine başvurmanız mümkündür.

8. maddede müstehcenlik vs. gerekçelerle sitenin yayınının tamamen durdurulması.
9. maddede ise kişisel hakkı ihlal edilenlerin siteden bu içeriğin kaldırılması ve istiyorsa cevap hakkı kullanmak üzere doğrudan içerik veya yer sağlayıcıya (kanuni terimlerdir) başvurulması bu başvuruya iki gün içinde yanıt verilmediği (içerik kaldırılmadığı) halde sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği öngörülmüştür.

Teknik olarak söz konusu görüntülerin hangi sitelerde bulunduğunun tespiti oldukça zordur. Örneğin bizim sitemizi dikkate alırsak bir yargıtay kararı arıyorsak kararla ilgili kavramları veya karar numaralarını girerek arama yapabiliriz. Oysa internette bir görüntünün aranması o görüntüyle ilişkilendirilen anahtar kelimelerle mümkündür. Bu anahtar kelimeler sanırım sizin kimliğinizle alakalı olmayacağından ve siteden siteye görüntülerin nakli de mümkün olduğundan savcılığın bu tespiti kendi başına yapması mümkün değildir. Savcılık verdiğiniz web adreslerinde yer alan görüntüler nedeniyle bu siteler hakkında girişimde bulunacaktır.

Yukarıda bahsettiğim 9. madde hükmü uyarınca ilgili sitelerin sorumlularına mail yolu ile bile ulaşıp, yasal girişimde bulunacağınızı bildirirseniz. Büyük ihtimalle içeriği yayından kaldıracaklardır.

Ancak sizin açınızdan oldukça zorlu bir süreç olacağını bilmelisiniz. Bu anlamda bir Avukattan profesyonel yardım almanız sizin için iyi olacaktır. Görüntülerin siteye eski eşiniz tarafından yollandığının tespiti de teknik olarak çok kolay değildir. Bir şekilde görüntüde yer alan kişinin eski eşiniz olduğunu ispat edebilirseniz, görünütünü kendisi tarafından gönderildiğini inkar etmediği takdirde veya başka yollarla ispatlandığı takdirde cezalandırılabilecektir. Aksi takdirde söz konusu sitelere genellikle gerçek kimlik bilgileri ile üye olunmadığı ve IP adresinin kolayca değiştirilebildiği dikkate alındığında görüntülerin ilk kim tarafından gönderildiğinin tespiti de mümkün olmayabilir. Eski eşiniz görüntülerin kendisinden çalındığı yönünde bir savunma yapabilecektir.

Tekrar geçmiş olsun diyor zorlu mücadelenizde sabır diliyorum.
Old 19-05-2008, 17:38   #3
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Konuk,

Özel hayat ve mahremiyetinizin ihlaline dair -bu yazıda bildirdiğiniz- detayları, savcılıktaki soruşturma dosyasına da bildiriniz. İlk iletinin, duruşma tarihinizle aynı güne denk gelmesi ve benzeri diğer hususları.

Arada geçen zamana rağmen herhangi bir işlem yapılmadığını, tedbir kararı verilmediğini belirterek; tedbir talebinizi ve aciliyetini yineleyiniz. Aşağıdaki yönetmelik hükümlerini inceleyerek, ilgili kısımları dilekçenize ekleyerek, talebinizi hukuken temellendirmeniz de mümkün.

Alıntı:
... zira halihazırda bir ilçe de yaşamaktayım, bu durum henüz bu ilçede bilinmemekte idi,,, bilinse idi epey sansasyon yaratırdı,,,çünkü tanınmış bir aileye mensup biriyim, ilaveten devlet memuruyum.

Alıntı:
...Adliyede savcılık katipleri ve daha kaç kişi bilmiyorum konuyu öğrendiler,, üstelik bulabilecekleri web adresleri ile...

CMK. md.157 gereği "Kanunun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir."

Soruşturmanın gizliliğine dair herhangi bir ihlal halinde, bunu şikayet ya da tazminat konusu yapabilirsiniz. Dilerseniz savcılığa tedbir taleplerinizi yineleceğiniz dilekçenize bu maddeyi yazarak, bu cihete (örneğin kalem personeli bakımından) özellikle dikkat edilmesini de talep edebilirsiniz.

Bu konuda şu yönetmelik hükümleri de işinize yarar diye düşünüyorum. Savcılık şikayetiniz ile eş zamanlı olarak yönetmelik hükümlerine göre ilgili yerlere başvurularınızı yapabilirsiniz.

Herhalükarda bir avukattan profesyonel hizmet almanızın önemini hatırlatırım.

Mağduriyetiniz nedeniyle oluşan üzüntünüzü paylaşıyorum.

Saygılarımla.

Alıntı:
30 Kasım 2007 CUMA Resmî Gazete Sayı : 26716
YÖNETMELİK
Başbakanlıktan:
İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİNE
DAİR USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Tanımlar ve İlkeler
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; içerik sağlayıcıların, yer sağlayıcıların ve erişim sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanuna dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında;
a) Abone: Herhangi bir sözleşme ile erişim sağlayıcılarından internet ortamına bağlanma hizmeti alan gerçek veya tüzel kişileri,
b) Başkan: Telekomünikasyon İletişim Başkanını,
c) Başkanlık: Telekomünikasyon İletişim Başkanlığını,
ç) Bilgi: Verilerin anlam kazanmış biçimini,
d) Dosya bütünlük değeri: Bir bilgisayar dosyasının içindeki bütün verilerin matematiksel bir işlemden geçirilmesi sonucu elde edilen ve dosyanın içerisindeki verilerde bir değişiklik yapılıp yapılmadığını kontrol için kullanılan dosyanın özünü belirten değeri,
e) Erişim: Herhangi bir vasıtayla internet ortamına bağlanarak kullanım olanağı kazanılmasını,
f) Erişim sağlayıcı: İnternet toplu kullanım sağlayıcılarına ve abone olan kullanıcılarına internet ortamına erişim olanağı sağlayan işletmeciler ile gerçek veya tüzel kişileri,
g) Erişim sağlayıcı trafik bilgisi: İnternet ortamında yapılan her türlü erişime ilişkin olarak abonenin adı, kimlik bilgileri, adı ve soyadı, adresi, telefon numarası, sisteme bağlantı tarih ve saat bilgisi, sistemden çıkış tarih ve saat bilgisi, ilgili bağlantı için verilen IP adresi ve bağlantı noktaları gibi bilgileri,
ğ) Faaliyet belgesi: Erişim sağlayıcı veya yer sağlayıcı olarak faaliyette bulunabilmek için Kurum tarafından verilen Kanun kapsamındaki yetkilendirmeyi içeren belgeyi,
h) IP adresi: Belirli bir ağa bağlı cihazların birbirini tanımak, birbirleriyle iletişim kurmak ve birbirlerine veri yollamak için kullandıkları, İnternet Protokolü standartlarına göre verilen adresi,
ı) İçerik sağlayıcı: İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri,
i) İnternet ortamı: Haberleşme ile kişisel veya kurumsal bilgisayar sistemleri dışında kalan ve kamuya açık olan internet üzerinde oluşturulan ortamı,
j) İzleme: İnternet ortamındaki verilere etki etmeksizin bilgi ve verilerin takip edilmesini,
k) Kanun: 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu,
l) Kullanıcı: Aboneliği olup olmamasına bakılmaksızın internet ortamından yararlanan gerçek veya tüzel kişileri,
m) Kurum: Telekomünikasyon Kurumunu,
n) Sabit IP adresi: Belirli bir ağa bağlı cihazların birbirini tanımak, birbirleriyle iletişim kurmak ve birbirlerine veri yollamak için kullandıkları, zamana, oturuma göre değişmeyen ve sistem yöneticisi tarafından belirlenip tanımlanan ve değiştirilebilen IP adresini,
o) Ticari amaçla internet toplu kullanım sağlayıcı: İnternet salonu ve benzeri umuma açık yerlerde belirli bir ücret karşılığı internet toplu kullanım sağlayıcılığı hizmeti veren veya bununla beraber bilgisayarlarda bilgi ve beceri artırıcı veya zekâ geliştirici nitelikteki oyunların oynatılmasına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişileri,
ö) Vekil sunucu trafik bilgisi: İnternet ortamında erişim sağlayıcı tarafından kullanılan vekil sunucu hizmetine ilişkin talebi yapan kaynak IP adresi ve port numarası, erişim talep edilen hedef IP adresi ve port numarası, protokol tipi, URL adresi, bağlantı tarih ve saati ile bağlantı kesilme tarih ve saati bilgisi gibi bilgileri,
p) Veri: Bilgisayar tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değeri,
r) Yayın: İnternet ortamında yapılan yayını,
s) Yer sağlayıcı: İnternet ortamında hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri,
ş) Yer sağlayıcı trafik bilgisi: İnternet ortamındaki her türlü yer sağlamaya ilişkin olarak; kaynak IP adresi, hedef IP adresi, bağlantı tarih ve saat bilgisi, istenen sayfa adresi, işlem bilgisi (GET, POST komut detayları) ve sonuç bilgileri gibi bilgileri,
ifade eder.
İlkeler
MADDE 4 – (1) Yayınlar;
a) İnsan onuruna, temel hak ve hürriyetlere saygılı olmalıdır.
b) Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlakî gelişimini zedeleyecek türden içeriklere yer vermemelidir.
c) Ailenin huzur ve refahını sağlayan hususlara zarar verecek nitelikte olmamalıdır.
ç) Kişileri, uyuşturucu madde bağımlılığı, fuhuş, müstehcenlik ve kumar gibi kötü alışkanlıklara teşvik edici olmamalıdır.
(2) Herkesin kendisine yönelik haklarını ihlal eden internet yayınlarının içeriklerinden dolayı cevap ve düzeltme hakkı olmalıdır.

İKİNCİ BÖLÜM
İçerik Sağlayıcıları, Yer Sağlayıcıları ile Erişim Sağlayıcılarının
Sorumluluk ve Yükümlülükleri
Bilgilendirme yükümlülüğü
MADDE 5 – (1) Ticari veya ekonomik amaçlı içerik sağlayıcıları, yer sağlayıcıları ve erişim sağlayıcıları, aşağıda belirtilen tanıtıcı bilgilerini, kendilerine ait internet ortamında, kullanıcıların ana sayfadan doğrudan ulaşabileceği şekilde ve iletişim başlığı altında, doğru, eksiksiz ve güncel olarak bulundurmakla yükümlüdür:
a) Gerçek kişi ise; adı ve soyadı, tüzel kişi ise; unvanı ve sorumlu kişiler, vergi kimlik numarası veya ticaret sicil numarası,
b) Yerleşim yeri, tüzel kişi ise merkezinin bulunduğu yer,
c) Elektronik iletişim adresi ve telefon numarası,
ç) Sunduğu hizmet, bir merciin iznine veya denetimine tabi bir faaliyet çerçevesinde yapılıyor ise, yetkili denetim merciine ilişkin bilgiler.
(2) Ticari veya ekonomik amaçlı içerik sağlayıcı, birinci fıkradaki bilgilerle birlikte, yer sağlayıcıya ilişkin tanıtıcı bilgileri, doğru, eksiksiz ve güncel olarak ana sayfasında bulundurmakla yükümlüdür.
İçerik sağlayıcının sorumluluğu
MADDE 6 – (1) İçerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur.
(2) İçerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise, genel hükümlere göre sorumludur.
Yer sağlayıcının yükümlülükleri
MADDE 7 – (1) Yer sağlayıcı;
a) Yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine göre Başkanlık, adli makamlar veya hakları ihlal edilen kişiler tarafından haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak engelleme imkânı bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla,
b) Sunucu barındırma hizmeti dâhil, yer sağlamakla ilgili hizmetlerinde (a) bendindeki hükümlere uymakla,
c) Yer sağlayıcı trafik bilgisini altı ay saklamakla, bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü oluşan verilerin dosya bütünlük değerlerini zaman damgası ile birlikte saklamak ve gizliliğini temin etmekle,
yükümlüdür.
(2) Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.
Erişim sağlayıcının yükümlülükleri
MADDE 8 – (1) Erişim sağlayıcı;
a) Herhangi bir kullanıcısının yayınladığı hukuka aykırı içerikten, Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre, Başkanlıkça haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak en-gelleme imkânı bulunduğu ölçüde erişimi engellemekle,
b) Sağladığı hizmetlere ilişkin olarak, Başkanlığın Kanunla ve ilgili diğer mevzuatla verilen görevlerini yerine getirebilmesi için; erişim sağlayıcı trafik bilgisini bir yıl saklamakla, bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü oluşan verilerin dosya bütünlük değerlerini zaman damgası ile birlikte muhafaza etmek ve gizliliğini temin etmekle, internet trafik izlemesinde Başkanlığa gerekli yardım ve desteği sağlamakla, faaliyet belgesinde yer alan Başkanlığın uygun gördüğü bilgileri talep edildiğinde bildirmekle ve ticari amaçla internet toplu kullanım sağlayıcılar için belirli bir IP bloğundan sabit IP adres planlaması yapmakla ve bu bloktan IP adresi vermekle,
c) Faaliyetine son vereceği tarihten en az üç ay önce, durumu Kuruma, içerik sağlayıcılarına ve müşterilerine bildirmekle, Kuruma bildirilen kapanma tarihinden geriye doğru bir yıllık süredeki trafik bilgilerine ilişkin bütün kayıtları metin dosyası olarak, log formatlarını açıklamalarıyla birlikte, abone kütük bilgilerini Başkanlığa cd, dvd gibi optik medya ortamında teslim etmekle,
ç) Faaliyete başlamasından itibaren her ay düzenli olarak, her erişim yöntemine ilişkin kullanacağı erişim numaralarını ve toptan hizmet verdiği abonelere ilişkin bilgileri Başkanlığa göndermekle,
d) Başkanlık ile aralarındaki bağlantıdan erişimi engellenecek adreslere ilişkin gönderilecek bilgileri kendi sistemlerinde derhal uygulanabilmesi için, gerekli olan donanım ve yazılımı kurarak lazım olan düzenlemeleri yapmakla,
e) Kullanıcılarına vekil sunucu hizmeti sunuyor ise; vekil sunucu trafik bilgisini bir yıl saklamakla, bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü oluşan verilerin dosya bütünlük değerlerini zaman damgası ile birlikte muhafaza etmek ve gizliliğini temin etmekle,
yükümlüdür.
(2) Erişim sağlayıcı, verdiği hizmeti kullananlara ilişkin bilgilerin başkaları tarafından elde edilmesini ilgili mevzuatta belirlenen esas ve usullere uygun olarak engeller.
(3) Erişim sağlayıcı, kendisi aracılığıyla erişilen bilgilerin içeriklerinin hukuka aykırı olup olmadığını ve sorumluluğu gerektirip gerektirmediğini kontrol etmekle yükümlü değildir.
İdari para cezaları
MADDE 9 – (1) Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyen içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı veya erişim sağlayıcıya Başkanlık tarafından ikibin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
(2) Bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yer alan yükümlülüklerden birini yerine getirmeyen erişim sağlayıcısına, Başkanlık tarafından onbin Yeni Türk Lirasından ellibin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İçeriğin Yayından Çıkarılması ve Cevap Hakkı
İçeriğin yayından çıkarılması ve cevap hakkı
MADDE 10 – (1) İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcıya, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcıya, internet ortamından veya bizzat başvurarak, kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir. İçerik veya yer sağlayıcı, kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde talebi yerine getirir. Bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır.
(2) Talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişi onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere, hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.
(3) Sulh ceza hâkiminin kesinleşen kararının, birinci fıkraya göre yapılan başvuruyu yerine getirmeyen içerik sağlayıcıya veya yer sağlayıcıya tebliğinden itibaren iki gün içinde, içerik yayından çıkarılarak hazırlanan cevabın yayımlanmasına, kullanıcıların ana sayfadan doğrudan ulaşabileceği şekilde ve tekzip başlığı altında başlanır.
Cezai yaptırım
MADDE 11 – (1) Sulh ceza hâkiminin kararını, 10 uncu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İçerik veya yer sağlayıcının tüzel kişi olması halinde, bu fıkra hükmü yayın sorumlusu hakkında uygulanır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Erişimin Engellenmesi
Erişimin engellenmesi kararının konusunu oluşturan suçlar
MADDE 12 – (1) İnternet ortamında yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verilir:
a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1) İntihara yönlendirme (madde 84),
2) Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),
3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190),
4) Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),
5) Müstehcenlik (madde 226),
6) Fuhuş (madde 227),
7) Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228),
suçları.
b) 25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar.
Koruma tedbiri olarak erişimin engellenmesi kararı
MADDE 13 – (1) Erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir. Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı kararını yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır.
(2) Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesine ilişkin karara, Başkanlıkça ve Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ilgililer tarafından itiraz edilebilir.
İdari tedbir olarak erişimin engellenmesi kararı
MADDE 14 – (1) İçeriği 12 nci maddede belirtilen suçları oluşturan yayınlarda, içerik sağlayıcının veya yer sağlayıcının yurt dışında bulunması halinde veya içerik sağlayıcı veya yer sağlayıcı yurt içinde bulunsa bile, içeriği Türk Ceza Kanununun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan çocukların cinsel istismarı veya aynı Kanunun 226 ncı maddesinde yer alan müstehcenlik suçlarını oluşturan yayınlara ilişkin olarak erişimin engellenmesine Başkanlıkça re’sen karar verilir. Türk Ceza Kanununun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan çocukların cinsel istismarı veya aynı Kanunun 226 ncı maddesinde yer alan müstehcenlik suçlarını oluşturan yayınlara ilişkin olarak içerik veya yer sağlayıcının yurt içinde bulunması durumunda bu karar, yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunulur ve hâkim kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Başkanlık tarafından derhal kaldırılır ve erişim sağlayıcılara bildirilerek gereğinin yerine getirilmesi istenir.
(2) Başkanlık tarafından verilen erişimin engellenmesi kararının konusunu oluşturan yayını yapanların kimliklerinin belirlenmesi halinde, Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Başkanlık, suç duyurusuna esas teşkil edecek verilerin elde edilebilmesi için kamu kurum ve kuruluşlarından bilgi ve belge talep edebilir.
Erişimin engellenmesi kararında belirtilmesi gerekli hususlar
MADDE 15 – (1) Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesi kararında;
a) Kararı veren merciin adı,
b) Karar tarihi ile soruşturma numarası veya kovuşturmaya geçilmişse mahkeme esas numarası,
c) Tedbirin hangi suç için istendiği, bu suça ilişkin yeterli şüphe sebeplerinin neler olduğu,
ç) "URL adresi: http://www.abcd.com/abcdefgh.htm" şeklinde örneklenen, suça ilişkin bilgilerin bulunduğu tam web adresi,
d) "www.abcd.com" şeklinde örneklenen, hakkında tedbir uygulanacak internet yayınlarının alan adı,
e) Hakkında tedbir uygulanacak internet yayınlarının bulunduğu yer sağlayıcıya ait IP adresi,
f) Alan adı veya IP adresi olarak erişim engelleme yöntemi,
belirtilir.
Erişimin engellenmesi usulü
MADDE 16 – (1) Yönetmeliğin 13 üncü maddesi gereğince, hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilen erişimin engellenmesi kararı Başkanlığa gönderilir. Kararlar, doğrudan erişim sağlayıcılara gönderilemez. Başkanlık, kararlara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
(2) Kişiler veya kurumlar tarafından Başkanlığın kurduğu bilgi ihbar merkezine yapılan ihbarlar, teknik ve hukuki incelemeye alınır. Söz konusu içerikte bu suçlardan birisinin oluştuğu konusunda yeterli şüphe sebebi tespit edildiği takdirde, 14 üncü maddeye göre işlem yapılır. Suça ilişkin yeterli şüphe sebebi tespit edilemediği takdirde işlem yapılmaz.
(3) 13 üncü ve 14 üncü maddeler kapsamındaki erişimin engellenmesi kararlarına ilişkin bilgiler, Başkanlıkça ilgili erişim sağlayıcılara elektronik ortamda bildirilir ve kararların gereği erişim sağlayıcılar tarafından derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren yirmidört saat içinde yerine getirilir. 13 üncü maddeye göre erişimi engellenen yayınlar, Başkanlık tarafından hazırlanan ve mevcut sayfa yerine kararı veren merciin adı ile karar tarih ve sayısını belirten uyarı sayfasına yönlendirilir.
(4) Erişim sağlayıcılar, Başkanlık ile aralarındaki bağlantıdan aktarılacak erişimin engellenmesi kararlarının, kendi sistemlerinde derhal uygulanabilmesi için gerekli olan donanım ve yazılımı kurarak lazım olan düzenlemeleri yapar.
(5) Erişimin engellenmesi kararı kapsamında, erişimin engellenmesi kararına konu olan suçun oluştuğu konusunda yeterli şüphe sebebinin tespiti sürecinde, erişim engellenmeden önceki yayının durumu elektronik ortamda Başkanlıkça arşivlenir.
(6) Gerektiğinde Başkanlık, erişimin engellenmesi kararlarına konu olan içeriğin yayından kaldırılmasını, 7 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca yer sağlayıcıdan isteyebilir.
Erişimin engellenmesinin hükümsüz kalması
MADDE 17 – (1) Soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda Cumhuriyet savcısı, kovuşturmaya yer olmadığı kararının bir örneğini Başkanlığa gönderir. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
(2) Kovuşturma evresinde beraat kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda mahkemece beraat kararının bir örneği Başkanlığa gönderilir. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
(3) Başkanlıkça resen verilen erişimin engellenmesi kararı, hâkim tarafından onaylanmadığı takdirde hükümsüz sayılır. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
Erişimin engellenmesinin kaldırılması
MADDE 18 – (1) Konusu bu Yönetmeliğin 12 nci maddesinde sayılan suçları oluşturan içeriğin yayından çıkarılması halinde; erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından kaldırılır. Bu kararın bir örneği Başkanlığa gönderilir. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
(2) Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı kararını yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır. Bu kararın bir örneği Başkanlığa gönderilir. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
İdari ve cezai yaptırımlar
MADDE 19 – (1) İdarî tedbir olarak verilen erişimin engellenmesi kararının Başkanlıkça bildirilmesinden itibaren yirmidört saat içinde yerine getirilmemesi halinde, Başkanlık tarafından erişim sağlayıcısına, onbin Yeni Türk Lirasından yüzbin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezasının verildiği andan itibaren yirmidört saat içinde kararın yerine getirilmemesi halinde ise Başkanlığın talebi üzerine Kurum tarafından faaliyet belgesinin iptaline karar verilebilir.
(2) Soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme; soruşturma evresinde gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesi kararının gereğini Başkanlıkça bildirilmesinden itibaren yirmidört saat içinde yerine getirmeyen yer veya erişim sağlayıcılarının sorumluları, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Kanun yolu
MADDE 20 – (1) Bu Yönetmelikte tanımlanan kabahatler dolayısıyla Başkanlık veya Kurum tarafından verilen idarî para cezalarına ilişkin kararlara karşı, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir.
Çalışma kurulları
MADDE 21 – (1) Başkanlık, Ulaştırma Bakanlığı, kolluk kuvvetleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile içerik, yer ve erişim sağlayıcılar ve ilgili sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyon oluşturarak internet ortamında yapılan ve Kanun kapsamına giren suçları oluşturan içeriğe sahip faaliyet ve yayınları önlemeye yönelik çalışmalar yapmak amacıyla çalışma kurulları oluşturabilir. Çalışma kurulları, Başkanın görevlendireceği personelin başkanlığında çalışmalarını yürütür. Kurulların çalışma usul ve esasları Başkanlıkça belirlenir. Çalışma kurullarının her türlü giderleri Kurum tarafından karşılanır.
(2) Başkanlık bu Yönetmelikle verilen görevlerini yerine getirirken danışman kullanma, hizmet satın alma, tanıtma, kiralama gibi faaliyetlerde bulunabilir.
İşbirliği ve koordinasyon çalışmaları
MADDE 22 – (1) Başkanlık, bilişim ve internet alanındaki gelişmeleri izlemek amacıyla, uluslararası kurum ve kuruluşlarla, gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında, giderleri Kurum tarafından karşılanan işbirliği ve ortak çalışmalar yapar.
(2) Başkanlık, Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılan suçların, internet ortamında işlenmesini konu alan her türlü temsili görüntü, yazı veya sesleri içeren ürünlerin tanıtımı, ülkeye sokulması, bulundurulması, kiraya verilmesi veya satışının önlenmesini teminen yetkili ve görevli kolluk kuvvetleri ile soruşturma mercilerine, teknik imkânları dahilinde gereken her türlü yardımda bulunur veya koordinasyonu sağlar. Bu doğrultuda Başkanlık, soruşturma mercileri ile yetkili ve görevli kolluk kuvvetleri tarafından intikal ettirilen talepleri inceler, değerlendirir ve Kanunda öngörülen suçların önlenmesini teminen gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayabilir.
(3) Başkanlık, İnternet Kurulu ile gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlar; bu Kurulca izleme, filtreleme ve engelleme yapılacak içeriği haiz yayınların tespiti ve benzeri konularda yapılacak öneriler ile ilgili gerekli her türlü tedbir veya kararları alır. Başkanlık görevlerinin yerine getirilmesi amacıyla, Başkan veya görevlendireceği daire başkanı ile ilgili daire başkanları İnternet Kurulu toplantılarına katılır. İnternet Kurulu, Başkanlığın Kanundaki görevlerine ilişkin hususlarda Başkanlığın görüşünü alarak karar verir.
Yürürlük
MADDE 23 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 24 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Başbakan yürütür.
Old 20-05-2008, 03:02   #4
Konuk

 
Varsayılan

'Ancak sizin açınızdan oldukça zorlu bir süreç olacağını bilmelisiniz. Bu anlamda bir Avukattan profesyonel yardım almanız sizin için iyi olacaktır.
Görüntülerin siteye eski eşiniz tarafından yollandığının tespiti de teknik olarak çok kolay değildir.
Bir şekilde görüntüde yer alan kişinin eski eşiniz olduğunu ispat edebilirseniz, görünütünü kendisi tarafından gönderildiğini inkar etmediği takdirde veya başka yollarla ispatlandığı takdirde cezalandırılabilecektir.

Aksi takdirde söz konusu sitelere genellikle gerçek kimlik bilgileri ile üye olunmadığı ve IP adresinin kolayca değiştirilebildiği dikkate alındığında görüntülerin ilk kim tarafından gönderildiğinin tespiti de mümkün olmayabilir.
Eski eşiniz görüntülerin kendisinden çalındığı yönünde bir savunma yapabilecektir.'Av.Can Doğanel,,,

hukuki sonuc; bir cümlelik bir savunma ve teknik imkansızlıklar gibi 2 faktörle inşa edilecek..., midir??

Ben bu vakadaki rolümün 'iddia' eden tarafı temsil etmediği kanaatindeyim. Aynı zamanda hukuk terminolojisi;'teknik' yetersizliğin kurumsal manada devlet erklerince bile ikrar edildiği 'internet ortamı'ndan doğan mağduriyetlerin muhatabı sıradan bir vatandaş için geçerli olmamalıdır. Benim için travmatik etkileri dahi olan, normal hayatımı yaşamamı bu hakkımdaki bu bilgiye ulaştıktan sonra nerede ise imkansızlaştıran, hatta özel hayatımı hem bugünü hem de geleceği adına kalıcı bir biçimde sakatlayan bu vakada ben mağdur sıfatına haiz olduğumu düşünüyorum. Hem teknik enstrumanların suçu gizleme konusunda hayli elverişli olması, hem de tarafıma zarar verme noktası tercihinin bedene yönelik olmaktan ziyade kişiliğimi ve kimliğimi hedef alması, tabii benim bunu suçun işlenme anında hissetmemin doğal olarak mümkün olmaması, bunun da suçluya tüm delilleri öngörüp düzenleme imkanı tanıması gibi reel olgular hukuk gözardı etmemeli... Yahut tüm bunlara tahammül etme tarafını mağdur adına biçimlendirmemeli.... Sanık hüküm giyene kadar masumdur karinesi eksik bir önermedir,,, mağdur ise suçlu her ne kadar belli ise de,,, kural ve kaideler gereği, yahut teknik imkansızlıklar, yeterli delil temininin vakanın özelliği gereği tabii olarak mümkünsüzlüğü gibi nedenlerle suçlu addedilemediği hallere kaideten hüküm giymiştir!!! Ve bu hükmün sonuçlarına katlanmalıdır...

Bence mahremiyetin ihlal ve teşhir edildiği bu vakada başka karineler oluşturulmalıdır.
-Benim o tarihlerde resmen evli olmam,

-çekim mekanının yatak odam olması,

-kişilerden biri olan benim tavırlarımdan kameranın varlığını hiç bilmediğim belli olan tavırlarımdan, her ikimizin isteği ile çekim yapsa idik gece çekimi yapan ve bu yüzden kötü bir görüntü kalitesi temin edilen bir cihaz yerine en azıdan ışıktan istifade etmemiz böylesi bir fantazimiz olsa daha estetiğe çabamız gerekeceğinden, oysa çekimin deşifre edilen görüntüler itibariyle sadece işbu durumu kayda geçirme ve bu kayıtta duruma dahil olan kadını net ortaya koyabilme gayreti açıkça belli oldupundan hareketle GİZLİ çekim yapıldığının belli olması,

- diğer kişi olan eşimin ise böylesi bir aktivitede başını olağan sayılmayacak bir biçimde ısrarla kameranın aksi yönünde tutmasından ve hiç değiştirmemesinden, tam başını çevirdiği anda teşhire sunulan görüntünün sona ermesi,

-kendi başını saklarken duruşundan rahatsızlığmdan dolayı kendisini çevirmeye çalışmama rağmen hiç duruşunu değiştirmediği gibi defalarca dirseğiyle başımı kameraya doğru iteleyip yöneltmesi,

- evliliğimizde şiddete eğilim göstermesi, şiddet eylemlerinin emniyet ve yargıya intikalinde tamamen 'tartıştık, ittim' beyanlarını tercih etmesine rağmen, özelde cep tel. mesajları ile dahi 'sen ahlaksızsın, her tarafın kirli' tarzı ithamlarda bulunması, bu ithamları ile ilgili adli zeminde ne darp ile ilgili savuma şeklinde ne de bu ithamları gereği benden boşanmak isteğinde bulunmaması, hatta bu ithamlarından sonra yine de boşandığımız halde yine de barışma niyeti de ifade edebilmesi,

-bu konuyu ilk öğrendiğimde bir yakınımız aracılığıyla kendisine ulaştım, benden habersiz bu çekimi yaptı ve sonrasında ihmali ile bir biçimde yayılımına engel olamadı ise bile benimle birlikte bu durumdan dolayı şikayetçi olmasını, zira orda kendisinin de teşhir edildiğini bildirdim. Cevabı beni ilgilendirmiyor şeklinde idi. Böylesi tepkisizlik makul olamaz, zira ben arkadaşına 2005ten bu yana internette mevcut diye belirttim,,, hiç akası olmayan hatta kendisi olmadığını varsaysak böyle bir eski eş daha alakadar davranmalı, hatta iki çocuğumuzun velayeti bana aitken bu konuya öncelikle müdahil olması yerine,,, umursamaz bir tutum geliştirmesi,

- 38 yaşında olmam ve bu yaşa isabet eden erişkin geçmişimin tamamen mazbut addedilecek bir seyre tabii olması,

-Tahmini çekim tarihinde 9-10 aylık bir çocuğum olması, babama ileri seviyede kanser tanısı konması ile azami alaka bekleyen, ancak derin üzüntü de yaratan tedavisinin de aynı tarihlere isabet etmesi, eşimle yaşadığımız sorunların varlığı, çevremin ise; gerek çocuklarım, gerek babamın ağır hastalığı, gerekse eşimin ailevi tüm sorumluluklarından kaçınmış tutumları neticesinde insanüstü bir emekle tüm bu olumsuzlara rağmen hem kendi hem çocuklarımın yaşamlarını maddi manevi temin etme çabama açıkça şahit olması, böylesi bir ortamda eşimle bile cinsel temasımız ancak mecburi bir hal almışken, eşim haricinde bir başka insanın varlığının hem imkansız olması hem de bugne dek hiçbir biçimde buna dair bir şüphenin dahi mevzu bahis olmaması,

-bu görüntülerin çekiminden, yayınlanmasından kendi adıma bir faydanın, gerekliliğin, ihtiyacın iddia edilemeyeceği, sadece çekim yapmak kadarı ile bile bir merakımın, fantazimin bile olmaması,

-bu fantazi!!!ye eşimle ortak hiçbir biçimde teşebbüs etmememiz,

-evliliği devamında bilfiil fiziksel, sözel şiddete eşimin sık sık müracaat etmiş olması, bundan doğan ayrı yaşama süreçlerimizde, boşanmaya yönelik yasal müracaatlarımda (birkaç kez dava açmıştım) sosyal çevremizde hakkımda gerçek dışı aşağılayıcı ifadelere müracaat etmesi, bunlara rağmen dönüp af dilemesi, barışmak istemesi,

-2002 yılında ayrılık talepli dava açarak evi, kendime ve çocuğumuza ait eşyaları da alarak terk etmiştim,,,
o zaman bir yandan tekrar deneyelim şeklinde istekleri olduğu gibi, bir yandan yakın çevremde beni karalama yoluna gitmiş,,, bir yandan da evimizin ben eşyaları aldıktan sonraki halini fotoğraflamış etrafta kah kendi göstermiş kah yakınlarıma ulaştırmış,,, eşyaların çekilip alınmasından sonra ortaya çıkan tozlu, dağınık, hatta mutfaktaki fırın arkasında mevcut kirli durumu benim kusurlarım olarak göstermeye kalkmış olması,

vs.vs..,

bunlar hiç karine olmaz mı?????

mahremiyeti ihlal ve teşhir suçu vasfı itibariyle ancak ve ancak mahremiyete dahil olan kişiler tarafından gizlilikle, farkettirmeden işlenebilir,,, başka şekli mümkün müdür???

Başka şekli ancak tecavüz olabilir,,, bunun da benim haberim olmaksızın işlenebilme imkanı yoktur,
benim haberim olmaksızın,,,

benim mahremiyetim ile teşhir edilmem dolayısıyla aşağılanmam, bundan haz alabilecek kişiliğe sahip olduğu eşi ve çocuklarının annesi olduğum halde şiddete müracaat etmekten de imtina etmek bir yana taraftar olduğu yasal olarakta tespit edilmiş eski eşim tarafından müracaat edilebilir bir şiddet alternatifidir.

Onun haricinde bir başka şahsın buna tevessüt etmesi ile ilgili hiçbir illiyet hiçbir sebep hiçbir fayda yoktur,,,

ki bunlar dikkate alındığında; bunların bir karine oluşturması,,,bu durumda hukuk'un şüpheli olan eski eşimden bunun aksini ıspata davet etmesi doğru olandır,,,

benim için değişmez olgu,,, bu görüntüler vardır ve büyük bir yayılım göstererek binlerce kişiye ulaştırılmıştır.

O halde müsebibi teknik olarak ne benim çabam ne de kurumsal çaba ile tespit edilemedi diyelim..., ki cinayet dahi tek bir hamle ile kısa br an için de mağdura acı verir,,, sistematik işkence yaparak hayata kast üstelik tek kurşunla hayata kast'tan daha ağır bir cezaya tabiidşr,,,, muhatap olduğum bu vaka ise; her ne kadar bedensel bütünlüğümü bozmamış ise de; insan varlığını ifade eden, hayati diğer vasıflarımı ağır yaralamış hatta yoketmiştir.

Cinsel hayatım iradem dışı görüntülenmiş, ortaya saçılmış, hatta bu görüntüler cinsel tatmin metaryeli arayan kişilerin ulaştığı sanal mekanlarda defalarca tatmin vasıtası olarak seyredilmiş, seyredilmektedir!!!!

T.C. vatandaşı olarak, İNSAN olarak, KADIN olarak böylesi bir meta vazifem olmadığı gibi,,, Savcılık ve yasal zemin benim insani anlamda aldığım, her dakika almakta olduğum ağır darb'tan beni koruma, kurtarma konusunda ya acz içinde,,, ya da ehemmiyetsiz addediyor...

Avukatım var,,, ve şaşkınlık içinde...

Bahsettiğim tüm detaylar suç duyurusunda mevcuttur,,, delilleri boşanma dava dosyalarımda mevcuttur,,,

Tarih 20.05.2008 oldu,,, 01.05.2008 de durumu Savcılığa intikal ettirmiştim,,, SUÇ HALEN İŞLENMEKTE!!
HALEN T.C.nin yükümlülüklerini heğ yerine getirmiş bir vatandaşı,
bir kadın,
bir anne,
bir devlet memuru,,,,

ve aynı zamanda pornografik META'YIM....

(Bu vasfımı kendim temin etmediğim gibi,,, kendi çabamla bundan kurtulabilme imkanım da yok. Bu durumda yasalar beni bu vasfımı kabule, tahammüle davet ediyor! Sebep teknik aciziyet,,,, peki buna mağdur olarak benim tahammül etmemi beklemek etik midir??
Yoksa hem anayasal hem de evrensel taahhüdünü imkansızlıklar!!! ile yerine getirmemiş erk'ler bu kadar masum mudur???)
Old 20-05-2008, 14:06   #5
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Konuk,

İsteminiz dışında maruz kaldığınız bu durumun, sizi, haklı olarak bir hayli etkilediği, oldukça üzdüğü, hayatınızda bir takım travmatik sonuçlar doğurduğu, maalesef bir müddet daha doğuracağını öngördüğünüzü üzülerek, gözlemliyorum.

Sorunun halline dair öngördüğümüz çözüm yollarını ve bir an evvel yapılması gerekenleri, size aktarmaya çalıştık. Bir vekilinizin olduğunu öğrenmek şahsen içimi rahatlattı.

Bu noktada naçizane tavsiyem; öncelikle olaya "sorun ve çözüm" olarak bakmanız ve bu nazardan hareketle; bir an önce ilgili internet sitelerine gerekli başvuruları yaparak, neticelerini takip etmeniz, gerektiğinde sulh ceza mahkemesine erişim engellenmesi kararı için başvurmanız, alacağınız kararın uygulanmasını takip etmenizdir. Yani internet ortamındaki görüntünüzün kaldırılması öncelikli sorununuz olmalıdır. Bu mevcut ve doğabilecek sıkıntılarınızı en aza indirmeniz için bir an önce ve kesinlikle takip etmeniz gereken yoldur.

180-200 kadar olduğunu söylediğiniz sitelerden mezkur görüntüleri temizlemeniz sanıyorum en fazla 1 ay sürer. Akabinde daha rahat bir soluk alarak; görüntüyü kimin çektiği, kimin dolaşıma açtığının yani şikayetinizle ilgili olarak şüpheli/şüphelilerin peşine düşebilirsiniz. Savcılığın ihmali olduğu düşüncenizde ısrarlı iseniz bununla ilgili olarak da gerekli şikayet ya da başvurularınız yapabilirsiniz.

Yazdıklarınızda, yaşadıklarınızın etkisi açık ve bu bakımdan daha anlayışlı bir yaklaşımı hak ediyor. Ancak şüpheli, sanık, mağdur, ispat, delil veya karinelerle ilgili bir çok düşüncenizde hukuk nosyonu ya da hukuk mantığı eksikliği olduğunu belirtmek zorundayım.

Saygılarımla.
Old 20-05-2008, 16:10   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Savcılığa bir dilekçe daha verip, şikayetinizin akıbetini sorabilirsiniz. Bu belki de savcı değişikliği vs . sebeplerle unutulma ihtimali bulunan dosyanızın gündeme alınmasına neden olabilir.

İkinci olarak dikkatimi çekti, belirtmeden geçmek istemedim. Aşağaıda yer alan ifadeden anladığım kadarıyla bu web sayfasını "sadece görüntüye dayalı olarak" hemde "tesadüfen" bulan bir arkadaşınızdan bahsediyorsunuz. Ad soyadla bir web sayfası bulunabilir ama malum sitelerden hemde tesadüfen görüntü yakalamak pek mümkün olmamalıdır. Bu arkadaşınızın da olayla öyle ya da böyle bir ilgisi olduğu ihtimali düşünülmelidir. Bu tür aşağılık eylemlerde bulunan ruh hastalarının belirgin hareket tarzları genelde yaptıklarını duyurmaktır. Yani bu iğrenç eylemi kim yaptıysa bunun duyulması için de bir şeyler yapmış olmalıdır. Üzücü bir durum ancak savcılıktan şikayetinizin akıbetini öğrenmek dışında, ilgili sitenin tıpkı youtube'a uygulanan karartma gibi, tedbir kararı almak için ceza mahkemesine başvurmak dışında pek bir şey yapılabileceğini düşünmüyorum.

Alıntı:
Geçen ay eski bir arkadaşım bana tesadüfen bir şeye şahit olduğunu söyledi ve bir web adresi verdi.
Konuyu Kilitleyin


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
suça iştirak iradesi avslh Meslektaşların Soruları 4 23-06-2008 16:19
İşlenemez suça teşebbüs!... Kemal Yıldırım Hukuk Soruları Arşivi 10 27-11-2006 22:46
Suça Sürüklenmiş Çocuk Av.Elvan Akkaya Çocuk Hakları Çalışma Grubu 5 09-11-2006 11:15
Kişiyi Suça Toplum Mu İter Yosa Kişi Kendi Mi Suça Yönelir?Neden? yasemin Hukuk Soruları Arşivi 2 04-03-2002 19:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05507302 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.