Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Beğenilmeyen ya da Beğenilen Avukat.

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 4,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-10-2003, 17:39   #1
Av.H.Sancar KARACA

 
İnceleme Beğenilmeyen ya da Beğenilen Avukat.

Sayın Meslektaşlarım;

Vekil, davanın sonucundan mı,yoksa davanın iyi bir şekilde takibinden mi sorumlu olmalıdır?

Sizce öncelike hangisinden sorumludur?

"Beğenilen avukat" ve "beğenilmeyen avukat"ın bu anlayışla bir ilgisi var mıdır?

Selam ve saygılar.
Old 24-10-2003, 22:29   #2
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Şüphesiz davanın iyi bir şekilde takibinden sorumludur. Ağır ceza mahkemesinde yargılanan hiç bir avukatın, mahkemenin nihai kararı ile ilgili olarak sorumlu tutulabileceğini sanmıyorum

Ama elbette çoğu zaman olanla olması gereken örtüşmüyor. Buna verilebilecek en güzel örneklerden bir tanesi de bizimki olsa gerek. Siz bir hakkı en güzel şekliyle arar, en doğru hukuki yolu seçer, izler ve takip edersiniz ama kararı veren sizinle aynı düşünce ya da bilgide olmayabilir, olumsuz yanıt alırsınız, başınızı taşlara vurursunuz, ama nasıl..ama nasıl..elbet bitmedi dersiniz, bunun yukarısı var..sıkışıklığa kurban gider belki orda da dosyanız, belki henüz göreve başlamış bir tetkik hakimi zaman ayıramaz es geçer, onama der, siz saatlerce süren ankara yolculuğundan sonra tüm ümitvarlığınızla yazılı beyanlarınızı bir de sözlü olarak tekrar edersiniz ama sonuç baştan bellidir belki de.. Şimdi bu dava iyi takip edilmedi mi? EDildi..Ya sonuç? AVUKAT DAVAYI KAYBETTİ..Ne derseniz deyin, kimseyi inandıramazsınız

Yine de çekirge örneği de fena bir örnek sayılmaz bizim meslekte.. Belki sıçrayış sayısı görece biraz daha fazla olabilir sadece..
Old 25-10-2003, 09:46   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sorumluluk anlamında; elbetteki, davanın takip edilmesi, yapılması gerekenlerin standart avukattan beklenen ölçüde doğru yapılması kafidir.

Ne var ki, beğeni sözkonusu ise, alleme - i cihan olsanız netice' ye bakılıyor. Bunu da doğal karşılamak gerekir.

Türkiye' de çoğu zaman beklenen karar çıkmıyor. Bu da ayrı bir sıkıntı kaynağı. Avukat olmak zor iş.
Old 25-10-2003, 11:00   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın ''Sevdiğim Meslektaşlarım'',

Bir davalı vekili düşünün ki, olmadık belge ve beyanlarla davayı rayından çıkarıyor; apaçık ortada duran bir hakkın yokluğunu savunuyor; davayı kazanamasa da yıllarca uzatarak müvekkiline haksız çıkar yaratıyor ve üstelik bununla övünüyor. ....

Ama bu avukat sevilebilir mi? Beğenilebilir mi? Görevini yapmış sayılabilir mi? Görevi bu mudur ki?

Sevgi ve beğeni sözcüklerinin burada yeri olmadığı kanısındayım:

Bir lazımlık lazım olduğunda tutulur; işi bittiğinde kimsenin göremeyeceği bir köşeye atılır. Lazımlığa kimse sevgi ile yaklaşmaz. Lazımlıklar sıradandır; standarttır. Hepsi birbirine benzediğinden beğenip beğenmemek bile söz konusu değildir. Bir lazımlık ne kadar çok iş yaparsa o kadar kirlenir.

Belki bu benzetme hoş olmadı ama haksızlıktan yana çıkan avukatların işlevleri ile teraziye konursa yine de hafif kalır.

Daha ne diyeyim !

Sizlere sevgilerimle

Bir Dost
Old 25-10-2003, 11:48   #5
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan "Lazımlık"lar mı?

"Teşbihte hata olmaz" Sayın Bir Dost "Haksızlıktan yana çıkan avukatlar" için başka bir benzetme yapılabilirdi ama, zaten bu benzetmenin hoş olmadığını belirtmişsiniz. "Daha ne diyeyim"den sonra ,katılımcılar bir şeyler diyecek ,ümit ederim sizin de diyecekleriniz olacak.

Yüklendiğiniz bir işin sahibi;

"Ben avukatıma dürüst olması , çok çalışması, yasalara bağlı kalması için değil öncelikle davamı kazanması için ücret ödüyorum.... " diyorsa...


Akla gelen ilk şey;

1)Sadece kapı gösterilir,
2)Ve aldığımız (para,evrak,vekalet v.s) iade edilir,
3)Ve avukatlık meslek kurallarından akıl edilen cümleler de aktarılır,
4)Kulaklar kapanır,vazife yapılır (dosya çantada ve ofiste muhafazaya devam edilir).
v.s.

Ne dersiniz,"Lazımlıklar" bunlardan hangisine dahildir?

Nihayet;"Bir Dost"a bu anlamda iştirak mi muhalefet mi edersiniz?

Selam ve saygılar.

Sonradan not: Sayın Ege'nin cevabından sonra "teşbihte hata " olduğunun farkına varılarak ,"söz temsili " misalinden hareketle kullanılan "temsilde hata" nın ortadan kaldırılmasına, yerine "teşbihte hata"nın konulmasına tarafımdan karar verilmiştir (!).
Old 25-10-2003, 12:01   #6
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

basit bir örnek:

kiracı, kira borcunu ödemede mütemerrit olduğu için aleyhinde temerrüt nedeniyle tahliye davası açılmış.. davada ne yaparsanız yapın verilecek karar belli.. müvekkiliniz size diyor ki:

"..ben parayı denkleştirip dava bitmeden ödeyebilsem de buradan çıkmak zorunda kalacağımı anladım..ama bu durumda , bu karakışın alaca karanlığında, evsiz kalmam beni ve ailemi çok güç durumda bırakır.. yeni bir evi ise hemen bulmam olanaksız, depozito , peşinatlar vs. vs..avukatım, ne yap et bana bir çare bul..."

diyelim ki davacı vekili aracılığıyla davacı asile de bu durumu ilettiniz ve istek reddedildi.. ne yapardınız??

akla karayı ayırmakta siz de zorlanmıyor musunuz?

demek ki sadece ak ve sadece kara yok. sadece hukuk kuralları ve birebir uygulanmaları zorunluluğu katı olarak alındığında tüm davaları sadece haklı olan taraf ve kısa süre içinde kazanmalı.. ama öyle olmuyor .. itiraf etmek gerekir ki en çok da taraf vekilleri rol oynuyor bu durumda..

siz hiç böyle bir rol oynamadınız mı?
Old 25-10-2003, 12:16   #7
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Gri mi Sayın Av.Sehper?

Elbette gri de var.

Ak , kara. Aralarında gri. Daha ne tonlar,daha ne geçiş renkleri ve daha istisnalar var. Elbette taraf vekilleri rol oynuyor.Rol oynamamış vekil mi var. Tamamen haklısınız.

Ama örneğiniz o kadar masum ki !

Ekstremden uzaklaşıp

"Bu meslek grubunda "lazımlıklar" ın oranı daha fazladır" diyebilir miyiz?
Old 25-10-2003, 12:32   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Sehper,

Bazen gecikme adaletlidir, ama adalet gecikmemelidir.

İkisi arasındaki ince fark hukukçunun inceliğindedir. Hukukçu ''Bekçi Murtaza'' gibi davranmalı diye düşünmüyorum. Böyle düşünülürse matematikçiler ile dilbilimciler girerdi davalara.

Adalet kurallarda değil terazide saklı: ''Olay'' ile ''kural'' kefelere konduğunda eşitlik sağlanıyorsa haksızlık yok demektir.

Saygılarımla sevgilerimi terazide sunarım

Bir Dost
Old 25-10-2003, 15:15   #9
ege

 
Varsayılan

Sayın dost;
"sevdiğiniz meslekdaşlarınız" kavramındaki ölçütlerinizin ne olduğunu henüz çözemedim ama;

avukat "hakim" değildir, değil mi??
ayrıca avukat "yasa koyucu" da değildir.

Benim sevdiğim meslekdaşlarım "meslek kurallarına" gerçek "özeni" gösteren meslekdaşlarımdır.
yargılama sırasında yasanın ve usulün inceliklerini değerlendirebilip, duruşamada yada yazışmada birbirimize attığımız golleri keyifle izleyip,hatta vekaleten kavga bile edip dışarda kutladığım insanlardır.
Ben haksızlıktan yana çıkan meslekdaşlarım kavramını hiç anlamam bu bağlamda.
savunmanın inceliğinde Sayın Karaca'nın belittiği husus daha önemli bence.

İyi bir takibi olmayan davanın sonucu beklenileni vermez.İyi takip ,iyi bilgiyi gerektirir.

Müvekkilin çıkarlarını "yasalar ve usul "içinde korumak avukatlıktır bana göre.
Bu sebeple de Sayın Sehber'in örneği kötü avukatlık örneği değildir . Yapılacak işlemler zaten "yasa ve usulün" izin verdiği ölçülerde olacaktır.

ama "beğenilen" avukat olmanın kıstasları hem bilgi hem de takip ten biraz daha farklı.. toplumsal beğeni ölçülerinde sergilediğiniz tavır bazen o kadar önemli olabiliyor ki, artık nasıl bir hata yapsanız da pek göze gelmeyebiliyor

Teşbih te hata olmaz belki ama "bu dahil bütün genellemeler yanlıştır"


üstelik sayın dost;
sevgi ve saygıyı aynı terazide sunmaya da çok katılamıyorum.Çok saygı duyduğunuz birini aynı kefede sevemeyebiliyorsunuz.Sevginin karnı yumuşaktır,kalbi de çok geniş
Old 31-10-2003, 11:59   #10
Av.S.EFE

 
Varsayılan

Sayın Av.EGE ve diğer saygıdeğer katılımcılar,

Sıradan bir vatandaşın avukatlık mesleği hakkında fikirleri elbette kendi dünya görüşü kadar veya yüzeysel olabilir, ancak meslekten
kişilerin yaptıkları işi daha iyi tahlil etmesi gerekiyor.
Hakimler yasayı uygular, hukuku avukatlar yaratır, gerektiğinde
bir başbakanın, bir valinin, bir emniyet müdürünün görev suçundan
dolayı yargılandığında avukattan yardım alması mesleğin olmazsa olmazlığını , yani savunmanın en üstün değer olduğunu göstermiyor mu?
Avukat hakim değildir doğru, avukat üstlendiği işi standart veya
üstün bir çalışma ile takip etmelidir bu da doğru, ancak işe sonuç
olarak bakılırsa son celse giren bir avukat işi kenarından tuttuğu
halde iki cümle ile davayı dahi kazanabilir, öyleyse sonuç ta önemli .
Avukat, eski yasadaki deyimle "adaletin şerefli bir yardımcısı "
değil, adaletin kendisidir, hakimi, devleti, yönetenleri adaletli olmaya
zorlayan bir müessesedir. Davada sayfalar dolusu dilekçe yazdınız
duruşmalarda söz alarak yırtındınız, ancak kararını önceden vermiş
bir hakimi, bir türlü savunma hukukuna değer vermiyorsa ondan
merhamet ve şevkat dileyeceksiniz, size ve müvekkile hakarete tevessül edecek hareketler devam ederse boyun büküp alttan mı
alacaksınız ? Avukat kukla gibi celseler boyunca savrulacak mı ?
Kendi hayat ve mesleğinizi düşünürek el pençe divan mı durulacak.
Bu tip hakimin kalbinde bir sevgi , ruhunda hak ve adalek duygusu
yoktur ki, merhamet ve şevkat beklensin, ondan merhamet beklendikçe daha fazla katılaşır. Avukatın yapması gereken Adalet
kılıcını çekerek müdacedeleye girişmektir, bu yapıldığında hakimin
geri çekildiğini görebilirsiniz, savunmanın bir hak olduğunu herkese
dikte ettirmek avukatın görevidir.
İşte ozaman davada sonuç mu önemli, iyi takip etmek mi anlaşılacaktır, dinleyici vatandaşların bile avukatı takdir etmesi önemli
değil mi ? Sonuç olarak davayı avukat kazanmaz, müvekkilin avukata
gelmeden önce iradesi ile doğru ya da yanlış yaptığı hareketleri kazandırır. Saygılarımla
Old 08-11-2003, 22:37   #11
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Ege,

Mesajınız sanki benim yazdıklarımın reddi gibi görünse de, her konuda hemfikir olduğumuz ortada:

Alıntı:
Benim sevdiğim meslekdaşlarım "meslek kurallarına" gerçek "özeni" gösteren meslekdaşlarımdır.


Meslek kurallarına verdiğiniz önemi saygı ile karşılıyorum. Meslek kuralları içinde avukatın haksız olan davayı kabul etmeme hakkı vardır.

Alıntı:
yargılama sırasında yasanın ve usulün inceliklerini değerlendirebilip, duruşmada yada yazışmada birbirimize attığımız golleri keyifle izleyip,hatta vekaleten kavga bile edip dışarda kutladığım insanlardır.


''Kuralların inceliklerini değerlendirmek'' ile ''adaleti yanıltmak''
arasında fark vardır. Ben ikincisinden söz ediyorum. Adaleti yanıltmak en azından kabalıktır; burada incelikten söz edilemez. Sizin söz ettiğiniz ''incelikli'' kavgayı vermek elbette avukatların görevidir.

Alıntı:
Müvekkilin çıkarlarını "yasalar ve usul "içinde korumak avukatlıktır bana göre.


Öncelikle ''müvekkilin çıkarları'' yerine ''müvekkilin hakları'' demek daha doğru. Çıkar ile hak bazen örtüşmeyebilir. Ama ''yasalar ve usul içinde'' ifadenizden anlaşılmakta ki siz de çıkar sözcüğünü hak yerine kullanmışsınız. Yasalarca korunan çıkarlara hak denir. Bunu savunmak elbette görevimizdir.

Alıntı:
ama "beğenilen" avukat olmanın kıstasları hem bilgi hem de takip ten biraz daha farklı.. toplumsal beğeni ölçülerinde sergilediğiniz tavır bazen o kadar önemli olabiliyor ki, artık nasıl bir hata yapsanız da pek göze gelmeyebiliyor


İşte bu paragrafta biraz takıldım. Ben bunca ''toplumsal beğeniye'' hiç mazhar olamadım. Her hatamın bedelini fazlası ile ödedim. Bir açıklama bekliyor da değilim. Anlayabileceğim bir konu değil bu.

Alıntı:
Teşbih te hata olmaz belki ama "bu dahil bütün genellemeler yanlıştır"


Genelleme yapmadım. Kim haksızlığı savunuyorsa bu kavrama dahildir. Buna genelleme denmez. Zaten aramızda haksızlığı savunan da yok gördüğüm kadarı ile.

Alıntı:
sevgi ve saygıyı aynı terazide sunmaya da çok katılamıyorum.Çok saygı duyduğunuz birini aynı kefede sevemeyebiliyorsunuz.Sevginin karnı yumuşaktır,kalbi de çok geniş


Bu düşüncelerinize de katılıyorum. Ancak ben teraziyi Sayın Av.Sehper'e sunmuştum. Kendileri her türlü güzel duyguya layık bir meslektaşımızdır.

Aynı teraziyi size de sunuyorum.

Bir Dost
Old 08-11-2003, 23:29   #12
ege

 
Varsayılan

Sayın Efe , Sayın bir dost, Sayın Karaca;

Bu konuya dün başımdan geçen bir olayı anlatarak devam edelim o zaman..
Beğenilen avukat kavramı, aslında kendi mesleki yaklaşımımızla, toplumun yaklaşımı arasında farklı tabi.

Bir meslekdaşımla aynı konu nedeniyle karşılklı ama farklı mahkemelerde bir davamız oldu.

Benim boşanma davası sonucu birikmiş nafaka alacağım doğdu, onun da bir vekalet ücreti doğdu.

Nafaka miktarını icraya koymadan önce aradım kendisini,önce süre istedi;müvekkili ile görüşmek için, sonra aradığımda bir ay istedi.Defaten ödeneceğini belirterek.
Bir ay bekledim.Tekrar aradığımda müvekkili ile bağlantı kuramadığını söyledi.

İlamı icraya koydum.

bu sırada kendisi de vekalet ücreti alacağını icraya koydu.
Vekalet ücreti alacağı takas-mahsup yapılamadığı için o dosyaya kesinleşmiş ilamdan doğan ve kesinleşmiş takip haline gelen icra dosyasındaki onun müvekkilinden olan alacağımı "mal beyanı " olarak gösterdim ve maaş haczi nedeniyle dosyaya yatacak paranın alacaklı meslakdaşıma ödenmesine muvafakat ettim.

Meslekdaşıma telefon ile dosyada para olduğunu bildirdim.dosyadaki para alacağını karşılayacak miktardaydı.Teşekkür etti telefonu kapattı.

Dün yani cuma günü saat 18 sırasında müvekkilim aradı ve evde icra memurları var dedi.!

hemen meslekdaşı aradım, ben size dün dosyada para olduğunu bildirdim ve o dosya alacağımı da malbeyanı olarak bildirdim , neden böyle davranıyorsunuz??

"aa, hata olmuş, elemanımı hemen arıyorum.." dedi.

elemanına telefon etmiş ve mal kaldırın yada para alın demiş..!

müvekkilim tekrar aradı, mal kaldıracaklar dedi.elemanıyla görüştüm;
"avukatım bana mal kaldırın diye şimdi talimat verdi" dedi..
allahtan çok para değildi.dosya borcu müvekkilin o sırada yanında çıkabilen bir para oldu..ve ödendi.
Meslekdaş bir daha ne cep telefonlarıma cevap verdi ne de büro aramalarıma..

sonuca baktığımızda;
meslekdaş haciz yoluyla amacına ulaştı.. dosya alacağını tahsil etti.

ben bunun ne mesleki anlamda ne de etik anlamında "beğenilen " bir sonuç olduğuna inanmıyorum.

meslek kurallarımız herşeyden önce birbirimize karşı "etik" kurallarımızdır.
Bana teşekkür edip telefon kapatmayıp, siz parayı bana getirirmisiniz deseydi ben götürebilirdim.

ama beğenilen avukatın bu "pazarlama" karşısında o meslekdaş olduğuna da toplum karar verecektir

yorumlarınızı bekliyorum
Old 10-11-2003, 13:49   #13
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sn Ege

Hayat bir tiyatro mudur u konuşmuştuk bir başka forumda, hatırlarsınız..Nedense aklıma o geldi verdiğiniz tahsilat örneğinde..

Avukatlık bir şov mudur? Oyunun içinde oyun mudur? Tartışmalı.

Bence sizin göreviniz, karşı taraf vekiline gösterdiğiniz yol ile sona ermiştir. Bunu bile bile haciz yöntemini seçen meslektaşımız, eğer sizin önerinizi müvekkiliniz de biliyor ise, bence boş yere ve fazladan zaman kaybetmiştir. Ve müvekkiliniz de siz de bildiğiniz için, "iyi" "tuttuğunu koparan" ya da "beğenilen" avukat olma yönündeki çabası da tam tersi biçimde zihinlere yer etmiştir. (elbet karşı taraf vekilinin müvekkili hariç, aslan avukatı, nasıl da tuttuğunu koparmıştır, belki de çok zor bir tahsilat yapmıştır, hasmını(borçluyu) da rezil etmiştir le sevinsin bir zaman, önemsiz bir ayrıntı)

Bir şov tamamlanmıştır, ama hangi bellekte nasıl anılacağını kestirmek güç..

Mesleğimiz bir gösteriye dönüşebiliyor zaman zaman.. Bunu bazen biz isteyerek yapıyoruz, bazen farkına bile varmadan. Çünkü inkar edemeyiz ki, insanlar güce saygı duyuyor, güç sağduyuyla birleşiyor ve sonuçta başarıya da götürüyor ise ve hukuksal zemin içinde de kalıyor ise kimse için sorun yok.

Her arzın bir talebi vardır. Ya da her talebin bir arzı.

Kim neyi seçip alacağına kendisi karar versin. Nasıl olsa herkes başını yastığına koyduğunda, başbaşa kalacağı kendinden başkası olamayacak. Kendine katlanmak zorunda kalmama, ya da kolay katlanabilme en önemli kıstastır diye düşünüyorum..
Old 16-02-2008, 16:32   #14
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Kim, Niye, Ne Demiş de?

Ege : Meslek kurallarımız herşeyden önce birbirimize karşı "etik" kurallarımızdır.

Av.Armağan Konyalı: Adalet kurallarda değil terazide saklı: ''Olay'' ile ''kural'' kefelere konduğunda eşitlik sağlanıyorsa haksızlık yok demektir”


Av.Şehper Ferda DEMİREL: Mesleğimiz bir gösteriye dönüşebiliyor zaman zaman.. Bunu bazen biz isteyerek yapıyoruz, bazen farkına bile varmadan.

Saim: Avukat olmak zor iş.

Av.S.Efe : Hakimler yasayı uygular, hukuku avukatlar yaratır.
Old 17-02-2008, 02:39   #15
Av.Kaan

 
Varsayılan

Alıntı:
Vekil, davanın sonucundan mı,yoksa davanın iyi bir şekilde takibinden mi sorumlu olmalıdır?
Hangisini garanti etmişse ondan vicdanen sorumlu olmalıdır."Hiç merak etme ilk celsede tahliye ettiririm" dedikten sonra değil müvekkile merak ediyorum kendilerine nasıl hesap verir bir insan...
Old 17-02-2008, 21:21   #16
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Avukatın görev ve işlevi

(Av.S.EFE

Sayın Av.EGE ve diğer saygıdeğer katılımcılar,

Sıradan bir vatandaşın avukatlık mesleği hakkında fikirleri elbette kendi dünya görüşü kadar veya yüzeysel olabilir, ancak meslekten kişilerin yaptıkları işi daha iyi tahlil etmesi gerekiyor.
Hakimler yasayı uygular, hukuku avukatlar yaratır, gerektiğinde bir başbakanın, bir valinin, bir emniyet müdürünün görev suçundan dolayı yargılandığında avukattan yardım alması mesleğin olmazsa olmazlığını, yani savunmanın en üstün değer olduğunu göstermiyor mu?
Avukat hakim değildir doğru, avukat üstlendiği işi standart veya üstün bir çalışma ile takip etmelidir bu da doğru, ancak işe sonuç olarak bakılırsa son celse giren bir avukat işi kenarından tuttuğu halde iki cümle ile davayı dahi kazanabilir, öyleyse sonuç ta önemli .
Avukat,
eski yasadaki deyimle "adaletin şerefli bir yardımcısı " değil, adaletin kendisidir, hakimi, devleti, yönetenleri adaletli olmaya zorlayan bir müessesedir.

Davada sayfalar dolusu dilekçe yazdınız duruşmalarda söz alarak yırtındınız, ancak kararını önceden vermiş bir hakim,
bir türlü savunma hukukuna değer vermiyorsa ondan merhamet ve şevkat dileyeceksiniz, size ve müvekkile hakarete tevessül edecek hareketler devam ederse boyun büküp alttan mı alacaksınız ? Avukat kukla gibi celseler boyunca savrulacak mı ? Kendi hayat ve mesleğinizi düşünürek el pençe divan mı durulacak.

Bu tip hakimin kalbinde bir sevgi, ruhunda hak ve adalek duygusu yoktur ki, merhamet ve şevkat beklensin, ondan merhamet beklendikçe daha fazla katılaşır. Avukatın yapması gereken Adalet kılıcını çekerek müdacedeleye girişmektir, bu yapıldığında hakimin geri çekildiğini görebilirsiniz, savunmanın bir hak olduğunu herkese dikte ettirmek avukatın görevidir.
İşte o zaman davada sonuç mu önemli, iyi takip etmek mi anlaşılacaktır, dinleyici vatandaşların bile avukatı takdir etmesi önemli değil mi ? Sonuç olarak davayı avukat kazanmaz, müvekkilin avukata gelmeden önce iradesi ile doğru ya da yanlış yaptığı hareketleri kazandırır. Saygılarımla. )

- - - - - - - 0 - - - - - - -

Avukat meslektaşlarıma ve TÜM OKUYANLARA,

Avukatın görev ve işlevini OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ sunan Sayın "S.EFE" meslektaşımıza açık teşekkür ediyorum.

Avukatlık görevini işlevine uygun yapma ülküsünü yitirmeyenlere saygılarımla.

Ömer KAVİLİ
İstanbul Barosu 15638

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 18-02-2008, 16:54   #17
FYLOZOF

 
Varsayılan

Halkın gözünde en iyi avukat, en çok para kazanan avukattır, müvekkilin gözünde en iyi avukat,onun davasını kazanan avukattır.
Ama bazı meslektaşlarımız da, bırakın halkı ,bizim bile güvenimizi sarsmaktadırlar.
Geçenlerde, Bodrum bir meslektaşım aradı ,şikayetimiz sonucu, müvvekili için 10 günlk mal beyanı cezası verilmiş, oda tesadüfen adliyeye başka bir iş için, müvekkili ile giderken, polis kapıda müvekkilini , mal beyanı cezasından dolayı yakalamış,
Avukat arkadaş beni aradı,çok zor durumda olduğunu, müvekkilinin kendisini,sanki bilerek adliyeye götürdüğünü ve yakalattığını sandığını sööyledi,
Borcu ödeyeceklerini, mal beyanı şikayetinden vaz geçip , kararı kendilerine fax göndermemizi söyledi, meslektaşımıza güvenmemezlik olurmu, hemen vaz geçtik ve kararı fax ladık müvekkili bırakıldı,
Ertesi gün oldu, arayan yok, unutmuştur dedim, ertesi gün oldu yine arayan yok, ben sekreterime arattırdım, cvp vermemişler. en son kendim aradım herhalde unuttunuz, şu brcu gönnderin müvekkile ödiycez dedim. ne dese beğenirsiniz, ''yaa durumum müsait değil, param yok, müvekkilde bana ödemedi. vs.. vs..''
Bunu yapan meslektaşşımız bayan avukat, yani bayanlar bu konularda daha hassas olurlar diye düşündüm hayal kırıklığına uradım.
Baktım ödeyecek gibi değil, müvekkile ben ödedim, bunun gibi örnekler çok.
Old 18-02-2008, 23:43   #18
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan FYLOZOF
..''
Bunu yapan meslektaşşımız bayan avukat, yani bayanlar bu konularda daha hassas olurlar diye düşündüm hayal kırıklığına uradım.
Baktım ödeyecek gibi değil, müvekkile ben ödedim, bunun gibi örnekler çok.

Dürüst ve sözünün arkasında olmak,bayan veya bay değil,avukat veya değil,insan olmanın gereğidir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı Av.Mehmet Saim Dikici Hukuk Sohbetleri 71 05-04-2016 15:17
Avukat Kıvılcım Hukuk Sohbetleri 8 10-12-2008 15:15
Bir Avukat Arıyorum Kuzey Hukuk Soruları Arşivi 8 02-11-2006 13:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07913589 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.