Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11. HD. 1997/9174E 1998/1531K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Tacirler arasında da olsa şayet gizli ayıp söz konusu ise ayıp ihbarının süresinde yapıldığı hususu tanık beyanı ile de kanıtlanabilir.
(Karar Tarihi : 09.03.1998)
"Davacılar vekili, müvekkillerin aynı gerçek kişilerin sahibi olduğu kardeş şirketler olduğunu, davalıların ise aynı sermaye grubunun kontrolündeki şirketler olup, 10 yıldır müvekkile çelik sattıklarını, diğer davalı ... Çelik A.Ş.`nin acenta olduğunu, müvekkillerce ithal edilen çeliklerin taahhüt edilen evsafta bulunmadığını, bu nedenle davalıların temsilcileri ile yapılan toplantı sonucunda 6.7.1993 tarihli anlaşmaya varıldığını, anlaşmanın aynı tarihli faks mesajı ile teyit edildiğini, ancak davalıların anlaşmaya uymadıklarını, gönderilen faturalarda anlaşmada öngörülen indirimin uygulanmadığı gibi, ayıplı mal gönderildiğini, müvekkilin yaptırdığı tespitte zararının 943.867 USD olarak saptandığını, müvekkillerin davalılara verdiği poliçe ve açık hesap bedeli toplamı 855.177.02 USD düşüldükten sonra, bakiye zararın 88.729.98 USD olduğunu, ayrıca ayıplı mal satımı nedeniyle müvekkillerin ticari itibarlarının da zarar gördüğünü ileri sürerek, 88.729.98 USD alacağın dava tarihinden itibaren döviz faizi, müvekkil ... A.Ş. için 300.000.000 TL, ... Dış Tic. A.Ş. için de 100.000.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

Davalı ... Ltd. vekili, müvekkilinin alacağı için davacılar aleyhine icra takibine girişildiğini, ödenmeyen poliçe bedellerine ilişkin takibe karşı açılan davanın niteliğinin belli olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

Davalı ... Çelik A.Ş. vekili, müvekkilinin davalıların acentası olmadığını, olsa bile doğrudan değil, izafeten dava açılabileceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

Davalı A.S.S.A. vekili, davanın niteliğinin belli olmadığını, müvekkilinin Fransa`da mukim olduğundan, mahkemenin yetkisiz olduğunu, dava hakkının zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna göre, HUMK`nun 9. maddesi uyarınca yetki itirazının reddine, 6.7.1993 tarihli faks mesajının bu tarihten önceki satımlara ilişkin olduğu, dava konusu satışların ise 30.7.1993 tarihli fatura içeriği emtia ile başladığı, ayrıca anılan faksta ayıp ile ilgili herhangi bir sözcüğün bulunmadığı, dava ayıplı mal nedeniyle uğranılan zarara ilişkin olduğundan, TTK 25/b-4 hükmüne göre, tesellüm tarihinden itibaren ayıp ihbarı yapılmadığı ve 6 aylık zamanaşımı süresinde de dava açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

1 - Dava; satım sözleşmesine dayanılarak açılmış alacak iddiasına ilişkindir. Dava dilekçesinde, hem ayıplı mal satımına ve hem de taraflar arasında düzenlenen protokol uyarınca yapılacak iskontonun yapılmamış olması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istenmiştir. Mahkemece; ayıp ihbarının TTK 25/b-4 maddesinde açıklanan sürede yapılmadığı ve davanın da 6 aylık sürede açılmadığı gerekçesiyle zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

Davacı, satıma konu emtiadaki ayıbın gizli ayıp olduğunu ileri sürmüş olup, bu konuda delillerini ibraz etmiş tanık dahi göştermiştir. Ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı hususu tanıkla dahi kanıtlanabilir. O halde, davacı vekilinin ayıp ihbarının süresinde yapıldığına ilişkin tanıkları dinlenip, diğer deliller ile birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

2 - Öte yandan, davacının alacak kalemlerinden ikincisini oluşturan ve taraflar arasında varılan mutabakata dayanan iskonto yapılmadığı yolundaki istemi hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece; davacının bu alacak kalemine ilişkin kanıtları ve varsa davalı kanıtları da incelenerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, bu hususta da eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir."
Üye Notu : İşbu kararın özet kısmı tarafımızdan yazılmıştır.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 25 :5. TİCARİ SATIŞ VE TRAMPA:

       Aşağıdaki hususi hükümler mahfuz kalmak şartiyle, tacirler arasındaki ticari satış ve trampalarda dahi Borçlar Kanununun satış ve trampa hakkındaki hükümleri tatbik olunur.

       1. Mukavelenin mahiyetine, tarafların maksadına veya emtianın cinsine göre satış mukavelesinin kısım kısım icrası kabil veya bu şartların mevcut olmamasına rağmen alıcı kısmen yapılan teslimi, ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin kabul etmişse, mukavelenin yerine getirilmemesi yüzünden alıcının haiz olduğu haklar yalnız teslim edilmemiş olan kısım hakkında kullanılabilir.

       2. Alıcı mütemerrit olduğu takdirde satıcı, malın satışına izin verilmesini mahkemeden istiyebilir. Mahkeme, satışın açık artırma yoliyle veya bu işe memur edilen bir kimse marifetiyle yapılmasına karar verir. Satıcı talebederse satışa memur edilen kimse, satışa çıkarılacak emtianın vasıflarını bir ekspere tesbit ettirir. Satış masrafları satış bedelinden çıkarıldıktan sonra artan para, satıcının takas hakkı mahfuz kalmak şartiyle, satıcı tarafından alıcı namına bir bankaya ve banka bulunmadığı takdirde notere tevdi olunur ve keyfiyet hemen alıcıya bildirilir.

       3. Emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur. Diğer hallerde Borçlar Kanununun 198 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları tatbik olunur.

       4. Borçlar Kanununun 207 nci maddesindeki müruruzaman müddeti tüccarlar arasındaki ticari satışlarda altı aydır. Şu kadar ki; bu müddet azaltılabilir.

       5. Sif satış ve diğer deniz aşırı satışlar hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 17-11-2009

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02060890 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.