Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Esas: 2005/5264, Karar: 2006/5270 İçtihat

Üyemizin Özeti
Banka müşterisinin, internet ve telefon bankacılığı hizmetlerinden faydalanmak için aldığı şifreleri (telefonla) değiştirme talebinde bulunması halinde güvenlik sorularına tam ve doğru cevaplar alınamadığı halde şifre değişikliğinin gerçekleştirilmesi, internet şifresi oluşturulurken, müşteriye telefonla verilmiş bir şifre olmasına rağmen bunun kullanılmasının sağlanmaması ve böylece dolandırıcılığa sebebiyet verilmiş olması halinde TTK m.20 ye göre basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olan bankanın kusurlu kabul edilmesi gerekir. BK m.99/2 gereğince banka, sorumluluktan kurtulma sözleşmesi yapamaz ve hafif kusuru halinde dahi sorumludur.
(Karar Tarihi : 08.05.2006)
" Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 6. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 29.12.2004 tarih ve 2003/595 E-2004/1462 K sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Şirinevler Şubesi'nin müşterisi olduğunu, internet bankacılığı ve telefon bankacılığı hizmetlerinden faydalanmak için iki ayrı şifre aldığını, 25.02.2003 tarihinde bankaya gittiğinde repo hesabından 80.000.000.000 TL'nin yeni bir şifre oluşturulmak suretiyle çekilmiş olduğunu öğrendiğini, 20-21.02.2003 tarihlerinde internet üzerinden bu paranın EFT yoluyla M____ Y____ isimli şahıs adına havale edilerek çekildiğini, davalı bankanın müvekkilinin şahsi bilgilerini korumaması, şifre değişikliklerinde gerekli özeni göstermemesi ve telefon - internet bankacılığı güvenlik sisteminin zayıflığı nedeniyle zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000.000.000 TL'nin 20.02.2003 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 12.07.2004 tarihli ıslah dilekçesiyle müddeabihi 80.000.000.000 TL'ye yükseltmiştir.

Davalı vekili, telefon bankacılığı merkezini arayan ve adının İ____ K____ olduğunu söyleyen şahsın banka görevlisinin sorduğu tüm güvenlik sorularına doğru cevap vererek internet bankacılığı şifresi oluşturduğunu, daha sonra bu şifreyle dava konusu meblağın internet üzerinden EFT yoluyla M____ Y____ adlı şahıs adına başka banka şubelerine havale edildiğini, kendini M____ Y____ olarak tanıtan ve sahte kimlik kullanan bir şahsın paraların tamamını çektiğini, müfettiş raporuyla durumun tespit edilmesinden sonra müvekkilinin savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, olayda davacı tarafın şifresinin kullanıldığını, internet şifresi talep formuyla davacının şifre ile yapılacak işlemlerin kendisi tarafından yapıldığını kabul ettiğini, şifrenin muhafazasından kaynaklanan tüm sorumluluğun davacıya ait olduğunu, bu nedenle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı bankanın davacıya daha önce verdiği bir şifre olduğundan telefon bankacılığıyla internet şifresi oluşturulurken telefon bankacılığı şifresinin istenmemesinin kusur olarak nitelendirilmesi gerektiği, ayrıca 12.12.2002 tarihli telefon görüşmesinde sorulan sorulara tam ve doğru cevaplar alınamadığı halde şifre oluşturulmasına ve dolandırıcılığa sebebiyet verdiği, bu görüşmede şifrenin unutulduğu veya değiştirilmek istendiğinin de belirtilmediği, güven müessesesi olan ve uzmanlık gerektiren bir iş gerçekleştiren bankaların TTK m. 20 gereğince basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, BK m.99/2 gereğince hafif kusur halinde dahi sorumlu oldukları, sorumluluktan kurtulma sözleşmesi yapamayacakları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.240.00 YTL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08.05.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 20 :C - TACİR OLMANIN HÜKÜMLERİ:

       I - UMUMİ OLARAK:

       Tacirler her türlü borçlarından dolayı iflasa tabi oldukları gibi, kanun hükümlerine uygun olarak bir ticaret unvanı seçmeye ve kullanmaya, işletmelerini ticaret siciline kaydettirmeye ve ticari defterler tutmaya mecburdurlar.

       Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır.

       Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek veya mukaveleyi fesih yahut ondan rücu maksadiyle yapılacak ihbar veya ihtarların muteber olması için noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü bir mektupla yahut telgrafla yapılması şarttır.

       Tacir sıfatına bağlı olan diğer hükümler mahfuzdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 02-10-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02493501 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.