Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

6183 S.lı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun MADDE 1
Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur.
Türk Ceza Kanununun para cezalarının tahsil şekli ve hapse tahvili hakkındaki hükümleri mahfuzdur.

AATHK. MADDE 1 Ek Bilgi/Yorum

Üyemizin Notu: T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)





Sayı : B.07.1.GİB.4.99.16.01/01/MUK-41       03.10.2007/19435



Konu: Davası henüz derdest olan idari para

       cezasının 6183 sayılı Kanun hükümlerine

       göre tahsil edilip edilemeyeceği









……………………………….





İlgi: Gelir İdaresi Başkanlığına vermiş olduğunuz …/…/2007 tarihli dilekçeniz.





       Müvekkiliniz ………..A.Ş hakkında Gelir İdaresi Başkanlığına vermiş olduğunuz ve bir örneği Başkanlığımıza gönderilen ilgide kayıtlı dilekçenizden; Rekabet Kurumu Başkanlığı’nın …… sayılı kararı ile müvekkiliniz adına 10.203.273,56 YTL idari para cezası kesildiği, söz konusu idari para cezasının iptali amacıyla Danıştay … Daire Başkanlığı’nda dava açıldığı, davanın henüz derdest olduğu belirtilerek; bahsi geçen kesinleşmemiş idari para cezasının 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilip edilemeyeceği hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.



       Konuya ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığından alınan ve ilgide kayıtlı dilekçenizde belirtilen hususlara cevap teşkil eden …/…/2007 tarih ve ….. sayılı yazıda;



       “…………………..



       Bilindiği gibi, 5560 sayılı Kanunla değişik 5326 sayılı Kabahatler Kanununun; 3’üncü maddesinde,



       “ (1) Bu Kanunun;



       a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,



       b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,



       uygulanır.” hükmü,



       -17’ nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında da, “ (3) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri tarafından verilen idarî para cezalarının ilgili kanunlarında 1/6/2005 tarihinden sonra belirlenen oranın dışındaki kısmı ile Cumhuriyet başsavcılıkları ve mahkemeler tarafından verilen idarî para cezaları Genel Bütçeye gelir kaydedilir. Sosyal güvenlik kurumları ile mahalli idareler tarafından verilen idarî para cezaları kendi bütçelerine gelir kaydedilir. Diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen idarî para cezaları ise, ilgili kanunlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Genel Bütçeye gelir kaydedilir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının verdiği para cezaları, kendi kanunlarındaki hükümlere tâbidir. Kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması halinde, idarî para cezasının, ilk taksitinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde, idarî para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir.



       (4) Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idarî para cezalarına ilişkin kesinleşen kararlar, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairelerine gönderilir. Sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idareler tarafından verilen idarî para cezaları, ilgili kanunlarında aksine hüküm bulunmadığı takdirde, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kendileri tarafından tahsil olunur. Diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen ve Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gerekmeyen idarî para cezaları, ilgili kanunlarında özel hüküm bulunmadığı takdirde genel hükümlere göre tahsil olunur.” hükmü,



yer almaktadır.



       5560 sayılı Kanun ile 5326 sayılı Kanunun 17’nci maddesinde yapılan değişiklikle idari para cezalarının gelir kaydının, idari para cezasını veren kamu idaresi ve bütçeler itibarıyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.



       Buna göre;



       -10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri tarafından verilen idari para cezalarının ilgili kanunlarında 01/06/2005 tarihinden sonra belirlenen oranın dışındaki kısmı ile Cumhuriyet başsavcılıkları ve mahkemeler tarafından verilen idari para cezaları genel bütçeye,



       -Sosyal güvenlik kurumları ile mahalli idareler tarafından verilen idari para cezaları kendi bütçelerine,



       -Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen idari para cezaları, ilgili kanunlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla genel bütçeye,



       gelir kaydedilmesi gerekmektedir.



       Öte yandan, 5560 sayılı Kanunla değişik 5326 sayılı Kanunun 17’nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının ilk cümlesi hükmü uyarınca Genel Bütçeye gelir kaydedilecek olan idari para cezalarının infaz (cebri takip ve tahsil) edilebilmesi için, söz konusu idari para cezalarının dayanağını teşkil eden idari yaptırım kararlarının kesinleşmesi gerekmektedir.



       Bu itibarla, 5326 sayılı Kanunun 17’nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının gerek 5560 sayılı Kanun öncesi hükmü gerekse 5560 sayılı Kanunla değişik hükmü gereğince genel bütçeye gelir kaydedilecek idari para cezalarının infaz ( cebri takibat ve tahsil) edilebilmesi için idari yaptırım kararının kesinleşmesi gerekmektedir.



       Diğer taraftan, 5560 sayılı Kanunla 5326 sayılı Kabahatler Kanununda yapılan değişiklik neticesinde idari para cezalarının uygulanmasına yönelik hazırlanan 442 Seri No’lu Tahsilat Genel Tebliği 12/05/2007 tarihli ve 26520 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış bulunmaktadır.



       Söz konusu Genel Tebliğin “III/C- İdari Para Cezalarının Kesinleşmesi” başlıklı bölümünde;



“... Buna göre, genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezalarının 6183 sayılı Kanuna göre takip ve tahsil edilebilmesi için, bu cezalara ilişkin idari yaptırım kararlarının kesinleşmesi gerekmektedir.



Kabahatler Kanunu, genel bütçeye gelir kaydedilmesi gerekmeyen ve süresinde ödenmeyen idari para cezalarının takip ve tahsilinde idari yaptırım kararlarının kesinleşme şartını aramamaktadır. Ancak, bu idari para cezalarının düzenlendiği özel kanunlarda yer alan hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.



İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna başvurulmaması veya kanun yoluna başvurulması halinde yargılama aşamalarının son bulması neticesinde idari para cezalarının takip edilebilir aşamaya gelmesi, idari para cezasının kesinleşmesidir.



Kabahatler Kanununun 5560 sayılı Kanunla değişik 3 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi hükmü nedeniyle idari para cezalarının düzenlendiği kanunlarda kanun yoluna ilişkin düzenlemenin bulunması halinde, bu düzenlemelerin uygulanması gerektiğinden, idari para cezalarının kesinleşmesi aşağıdaki şekilde olacaktır.



1) Kabahatler Kanununa Göre İdari Para Cezalarının Kesinleşmesi: 5326 sayılı Kanunun 27 ila 31 inci maddelerinde idari yaptırım kararlarına karşı başvuru yolu, başvurunun incelenmesi, itiraz yolu, vazgeçme ve kabul ile masrafların ve vekalet ücretinin ödenmesi hususları düzenlenmiştir.



Söz konusu hükümlere göre, idari yaptırım kararları;



i) Kararın ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulmadığı takdirde bu sürenin bitiminde,



ii) Kanuni süresinde sulh ceza mahkemesine başvurulması halinde,



- Sulh ceza mahkemesinin kararına itiraz edilmemiş ise kararın taraflara tebliğini takip eden 7 nci günün bitiminde,



- 2.000,-YTL’ye kadar (bu tutar dahil) idari para cezalarına ilişkin sulh ceza mahkemesinin karar tarihinde,



iii) Sulh ceza mahkemesi kararına ya da mahkemeler tarafından verilen idari yaptırım kararlarına karşı ağır ceza mahkemesine itiraz edilmesi halinde itiraz üzerine verilen karar tarihinde,



kesinleşmektedir.



iv) Kabahatler Kanununun 27 nci maddesine 5560 sayılı Kanunla eklenen;



- (6) numaralı fıkra ile soruşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi ve kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edilmesi halinde idarî yaptırım kararına karşı başvurunun kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara karşı yapılacak itirazı inceleyen itiraz merciinde inceleneceği hükme bağlandığından,



- (7) numaralı fıkra ile kovuşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi ve fiilin suç oluşturmaması nedeniyle verilen beraat kararına karşı kanun yoluna gidilmesi halinde, idarî yaptırım kararına karşı itirazın da beraat kararını inceleyen mercide inceleneceği hükme bağlandığından,



bu durumlarda kesinleşme kanun yollarının tüketilmesine bağlı olarak belirlenecektir.



v) Kabahatler Kanununun 27 nci maddesine 5560 sayılı Kanunla eklenen (8) numaralı fıkrasında ise idarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görüleceği düzenlenmiş olduğundan, bu kapsamdaki idari yaptırım kararları idari yargılama sürecine bağlı olarak kesinleşecektir.



2) Kanun Yolu Saklı Tutulan Hallerde İdari Para Cezalarının Kesinleşmesi: İdari para cezasına yönelik Kabahatler Kanununun hükümleri dışında kanun yolu öngörülmesi halinde, ilgili kanunlarında yer verilen kesinleşme nedenlerine bağlı olarak idari para cezaları kesinleşecektir.” açıklamalarına yer verilmiştir.



Buna göre, 5326 sayılı Kanunun 17’nci maddesi hükmü ve bu maddenin uygulamasına ilişkin olarak söz konusu Tebliğ’in III/C bölümüne ilişkin genel açıklamaların yapıldığı ve yukarıda da belirtilen kısımlarda yapılan düzenlemelerde, genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezalarının 6183 sayılı Kanuna göre takip ve tahsil edilebilmesi için bu cezalara ilişkin idari yaptırım kararlarının kesinleşme şartı aranmakta, aynı zamanda kesinleşme “idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna başvurulmaması veya kanun yoluna başvurulması halinde yargılama aşamalarının son bulması neticesinde idari para cezalarının takip edilebilir aşamaya gelmesi” olarak tanımlanmaktadır.



Buna göre, Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezalarına ilişkin olarak kanun yolunun gerek idari para cezalarının düzenlendiği kanunlarda düzenlenmiş olsun, gerekse özel kanunda bu yönde bir düzenlemenin bulunmaması nedeniyle 5326 sayılı Kanun hükümleri esas alınmış olsun, söz konusu idari para cezaları hakkında kanun yolları tüketilmeden, diğer bir ifadeyle idari yaptırım kararı kesinleşmeden, bu para cezalarının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre infazına (cebren takip ve tahsiline) başlanılması mümkün bulunmamaktadır.” denilmektedir.


 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Muhsin KOÇAK
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 14-10-2009

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02374792 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.