Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 1.HD 1988/8673 ESAS 1988/999 KARAR İçtihat

Üyemizin Özeti
Miras bırakan, yolsuz tescili bildiği halde askı ilanı aşamasında itiraz etmeyerek, sicil oluştuktan sonra 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde de dava açmamak suretiyle taşınmazlarının korumak istediği kişiler üzerinde kalmasını sağlamak amacıyla muvazaalı temlik yapabilir
(Karar Tarihi : 27.09.1988)
DAVA: Çekişmeli 27, 30, 31 sayılı parsellerin yanların ortak mirasbırakanı kayıt maliki Hüseyin GÖK adına tutanak düzenlendikten sonra birlik merkezinde tutanakların imzalandığı sırada muhtar ve bilirkişilerin tespit malinin bu taşınmazlardaki 1/3 er payını davalı oğullarına sattığına ilişkin ek beyanda bulundukları doğrultusunda tutanağa ilave yapılarak mülkiyetin değiştirilmesi işlemine mirasbırakanın herhangi bir biçimde katılıp katkıda bulunduğu saptanamadığına göre yerel mahkemenin oluşan sicili yolsuz tescil olarak nitelendirmesi yerinde görülerek bu halde, 10 yıllık hak düşürücü süre yönünden hükmün bozulmasında bir isabetsizlik yoktur.

Ancak mirasbırakanın yolsuz işlem ve tescili bile bile askı ilanı aşamasında itiraz etmemek ve sicil oluştuktan sonra da 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açmamak yolunu seçerek çekişmeli 3 parça taşınmazdaki yolsuz tescile konu 1/3 er payın korumak istediği davalıların üzerinde kalmasını sağlamak suretiyle diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacını gütmüş olabileceği cihetle ve kanıtlanması koşuluyla böyle bir davranışa dayalı işlemlerinde muvazaa hukuksal nedeniyle illetli olduğunun kabulü gerekir.
Ne var ki yerel mahkemece, askı ilanından öldüğü tarih dilimi arasında miras bırakanın sözü edilen amaçla ve tanımlanan biçimde davrandığı yönünde herhangi bir inceleme ve soruşturma yapılmamıştır.
Öte yandan davacının tenkis isteği de vardır. Bu istek yönünden de bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır.
O halde değinilen iki hususta da soruşturma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hükme varılması isabetsizdir.
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 18 :Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakikî ve müşterek maksatlarını aramak lâzımdır.

Tahrirî borç ikrarına istinat ile alacaklı sıfatını iktisabeden başkasına karşı, borçlu tarafından muvazaa iddiası dermeyan olunamaz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Selim HARTAVİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 25-06-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02001405 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.