Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ 2005/13731E, 2007/567K. İçtihat

Üyemizin Özeti
TTK.nun 537 nci maddesi hükmüne göre limited şirketlerde anasözleşmede aksine hüküm olmadıkça her ortağın oy hakkı koyduğu sermaye miktarına göre hesaplanacaktır. Bu kural, iki ortaklı limited şirketler için de geçerlidir. Dolayısıyla, iki ortaklı bir limited şirkette oy çoğunluğunu elinde bulunduran ortağın objektif iyi niyet kuralları çerçevesinde anasözleşmeye dayanarak tek başına ortaklık müdürünü ataması veya değiştirmesi mümkündür.
(Karar Tarihi : 22.1.2007)
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İzmir Asliye 4.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 29.09.2005 tarih ve 2005/478-2005/583 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı O____ B____ S____ vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi G____ G____ tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %90 pay sahibi olduğunu, müdür sıfatı bulunan diğer davalının ise %10 pay sahibi bulunduğunu, üç yıllık temsil yetkisinin 15.08.2005 tarihinde dolduğunu, kayyım atanması için açılan hasımsız davanın husumetten dolayı ret edildiğini, davalı şahsın anasözleşme uyarınca ortaklar kurulunu toplantıya çağırmadığını, şirketi organsız bıraktığını, ayrıca şirket aleyhine icra takibinde bulunduğunu, usulsüz tebliğ ile kesinleşmesini sağlayıp taşınmazın satışını istediğini, TTK.nun 538/4 üncü maddesinden yararlanamayacağını ileri sürerek, L____ R____'nun şirkete kayyım olarak tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, aynı konuda derdest dava bulunduğunu, husumetten redde ilişkin kararın kesinleşmediğini, TTK.nun 435/2 nci maddesi anlamında yargıcın müdahalesini gerektirir bir durumun olmadığını, aynı Yasa'nın 540 ncı maddesi uyarınca ortakların müdür sıfatıyla şirketi idare etme haklarının olduğunu, dava dilekçesinde açıklanan alacağın yasal ve gerçek nitelikte bulunduğunu, satış işleminin icra hakimliğince durdurulduğunu, acil bir durumun olmadığını, davacının gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar daha önce kayyım atanması istemiyle dava açılmış ise de bunun hasımsız açıldığı, derdestlik itirazının yerinde olmadığı, davalı şirket müdürünün temsil yetkisinin 15.08.2005 tarihinde sona erdiği, organsız kaldığı, ortaklar arasında hukuki ihtilaflar bulunduğu, kayyım adayının görevi kabul ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı şirketi temsil etmek, hak ve çıkarlarını korumak ve davalarda temsil edilmek üzere L____ R____'nun kayyım olarak tayinine, istek olmadığından ücret takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararı, davalı O____ B____ S____ vekili temyiz etmiştir.

Dava, organsız kaldığı iddiasıyla limitet şirkete kayyım atanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. Davacının davalı limitet şirkette %90, davalılardan O____ B____ S____ 'ın ise %10 oranında pay sahibi oldukları, TTK.nun 540 ncı maddesinin aksine anasözleşmede şirketin işlerinin ve işlemlerinin ortaklar kurulu tarafından seçilecek bir veya birkaç müdür tarafından yürütüleceğinin kararlaştırıldığı, %10 pay sahibi davalının ilk üç yıl için müdür olarak seçildiği ve sürenin 16.08.2005 tarihi itibariyle dolduğu hususları çekişmesizdir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kayyım atanması koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı vekili, davalı diğer ortağın müdür atanması toplantısına katılmadığını, şirketin organsız kaldığını ileri sürerek kayyım atanmasına karar verilmesini istemiştir. Koşulları oluştuğunda TTK.nun 556 ncı maddesi yollamasıyla aynı Yasa'nın 435 nci maddesi uyarınca limitet şirkete kayyım atanması mümkündür. Öte yandan, 559 sayılı KHK ile değişik TTK.nun 537 nci maddesi hükmüne göre limitet şirketlerde anasözleşmede aksine hüküm olmadıkça her ortağın oy hakkı koyduğu sermaye miktarına göre hesaplanacaktır. Bu kural, iki ortaklı limitet şirketler için de geçerlidir. Dolayısıyla, iki ortaklı bir limitet şirkette oy çoğunluğunu elinde bulunduran ortağın objektif iyi niyet kuralları çerçevesinde anasözleşmeye dayanarak tek başına ortaklık müdürünü ataması veya değiştirmesi mümkündür. Bu durum karşısında, %90 pay sahibi bulunan davacının müdür tayini için yaptığı çağrıya davalı diğer ortağın katılmadığı, TTK.nun 536 ve 537 nci maddeleri hükümleri uyarınca tek başına müdür ataması kararı vermesinin mümkün bulunduğu, anasözleşmede aykırı bir düzenlemenin olmadığı ve bu davayı açmada hukuki yararının bulunmadığı dikkate alınıp, açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı O____ B____ S____ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı O____ B____ S____'a iadesine, 22.01.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Üye Notu : İlginç bir karar olduğunu düşünüyorum.Çünkü atıf yapılan TTK 537. maddede, rey hakkının sermaye tutarına göre hesaplanacağı vurgulandıktan sonra devamında aynen: "Ancak bir ortak bütün ortakların haiz oldukları rey sayısının üçte birinden fazlasına sahip olamaz." denilmektedir. Bu itibarla Ortaklar Kurulunda karar alma nisabı bakımından ödenmiş sermayenin yarısından fazlasına sahip olan ortakların reyi zorunlu olduğundan, 537'de %33 ile sınırlanan rey hakkı, TTK.536/3 ile çelişmektedir, diye düşünüyorum. Hal böyle osla da uygulamada bir çok limited şirketin 2 ortaklı olduğunu düşündüğümüzde tıkanan sistemin açılması adına faydalı bir karardır. S.D.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 537 :II- REY HAKKI:

       Madde 537 - (Değişik fıkra: 24/06/1995-KHK-559/12 md.) Şirket mukavelesinde aksine hüküm olmadıkça her ortağın rey hakkı koyduğu sermaye miktarına göre hesaplanır. Her yirmibeşmilyon Türk lirası bir rey hakkı verir.

       Rey hakkından mahrumiyete dair mukaveleye konan kayıtlar hükümsüzdür.

       Hakkında ibra kararı verilecek ortak, bu kararın ittihazında rey hakkını kullanamaz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Mehmet Saim DİKİCİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 03-05-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02310801 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.