Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/9317 E. 2009/1651 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
1. İŞ KAZASINDAN DOĞAN MADDİ- MANEVİ TAZMİNAT
2. CİSMANİ ZARARA UĞRAYAN İŞÇİNİN YAKINLARINA MANEVİ       
TAZMİNAT ÖDENMESİ
3. MADDİ TAZMİNAT HESABI
4. MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ TAMAMEN REDDİNDE VEKALET ÜCRETİ
(Karar Tarihi : 9.2.2009)
Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 9. İş Mahkemesi

TARİHİ : 1.4.2008
....
DAVACI : F.H. v.s. vekili Av. Melih ERYAMAN
DAVALI : T........... A.Ş.
.....

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
.....
a)Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının tazminatının hesaplatılmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Öte yandan, gerçek ücretin işçinin yaşı, kıdemi, meslek durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir.

Somut olayda, mahkemece, hükme dayanak alınan hesap raporunda, davacının asgari ücret aldığı kabul edilerek maddi tazminat hesaplanmıştır. Oysa, posta başı olarak çalışan davacının asgari ücretin üzerinde ücretle çalışacağının kabulü hayatın olağan akışına uygundur.
Bu nedenle, ilgili meslek odası tarafından bildirilen emsal ücret ücret kabul edilerek hüküm tarihine en yakın verilere göre uzman bilirkişiden rapor alınması ve dosyadaki diğer deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
b-Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Cismani zarar kavramına (BK 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğün de korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, O'nun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünü ağır şekilde bozulmuşsa onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan,yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara maruz kalma söz konusudur. Kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu nedeniyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183, 1987/655 ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır. Öte yandan T.B.M.M. Adalet Komisyonunca benimsenen ve B.K.'nun 47. maddesinin karşılığı olarak Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nın 55/2. maddesi ile getirilen "... Ağır bedensel zarar halinde... zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir paranın ödenmesine karar verilebilir..." şeklindeki düzenleme de doktrin ve yargısal kararlarla kabul edilen çağdaş yaklaşımın T.B.M.M. tarafından kabul edilme aşamasında olduğunu göstermektedir.

Somut olayda, olay tarihinde 34 yaşında olan, geçirdiği iş kazası sonucu sağ ayağını diz kapağının üstünden itibaren ve sol ayak üçüncü , dördüncü parmakları tamamen kesilecek şekilde ağır yaralanan ve %52 oranında sürekli işgücü kaybına uğrayan ........'ın eşi, çocukları ile anne ve babası olan davacıların ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır biçimde bozulduğu kabul edilerek manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Kabule göre de, ....... davacıların manevi tazminat istemlerinin tamamen reddine karar verilmiş olması ile de karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık A.Ü. Tarifesi gereğince, davalı yararına her bir davacıdan ayrı ayrı maktu vekalet ücreti alınması yerine nısbi vekalet ücreti alınmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
............
O halde davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

KARAR : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, …………………9.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Üye Notu : Bu davayı açarken araştırdığım kaynaklarda, cismani zarara uğrayan kişinin yakınlarına manevi tazminat ödenebilmesi için, mağdurun bedensel kaybının (işgücü kaybının) %80 - %90 gibi yüksek oranlarda olması gerektiği yolunda bilgilere ulaşmıştım. Bu karar ise, işgücü kaybının oranının değil, mağdurun işgücü kaybı %52 dahi olsa, cismani kaybın ağırlığının ve mağdurun aile efradında oluşturduğu olumsuz etki düzeyinin nazara alınmasını öngören bir karardır.
İlgili Mevzuat Hükmü : Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu MADDE 13 :İŞ KAZASININ TANIMI, BİLDİRİLMESİ VE SORUŞTURULMASI

İş kazası;

       a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

       b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

       c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

       d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

       e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

       meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır.

       İş kazasının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

       a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,

       b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde,

       c) (Mülga: 17/4/2008-5754/8 md.)

       (Değişik paragraf: 17/4/2008-5754/8 md.) iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

       Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, 96 ncı madde hükmüne göre tahsil edilir.

       İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Melih ERYAMAN
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 22-03-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02409601 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.