Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

818 S.lı Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 1
İki taraf karşılıklı ve birbirine uygun surette rızalarını beyan ettikleri takdirde, akit tamam olur.

       Rızanın beyanı sarih olabileceği gibi zımni dahi olabilir.

Elektronik Sözleşmelerin Kuruluşunda İrade Beyanları ve Bunların Yorumlanması

Üyemizin Notu: Elektronik Sözleşmelerin Kuruluşunda İrade Beyanları ve Bunların Yorumlanması

Geleneksel sözleşmeler 4255. nolu şerh içinde (http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=4255) söylenenler genel olarak elektronik sözleşmeler açısından tekrar edilebilir. Ancak özellikle güven prensibinin elektronik sözleşmelere uyarlanmasında üçüncü kişinin irade beyanını yorumu açısından bir noktanın altı çizilmelidir: Buna göre bir elektronik sözleşmede muğlak bir irade beyanı, güven prensibi doğrultusunda muhatabın yerinde olan bir üçüncü objektif kişinin gözünden yorumlanırken, bu üçüncü kişinin elektronik sözleşmeye ev sahipliği yapan teknolojik medya konusunda “iyi bir kullanıcı” düzeyinde bilgi sahibi olduğu kabul edilmeli ve yorum buna göre yapılmalıdır.

Örneğin, email’le akdedilen bir sözleşmede icapta bulunan kişi internet iletişime has özel semboller kullanmış ve böylece irade beyanına verilecek anlamı bu semboller yardımıyla belirlemiş olabilir. Örnek vermek gerekirse internet iletişimden sıkça kullanılan “smiley” olarak anılan :-) :) >:-) :-P ;-) gibi işaretler ya da kısaltmalar ile bir ifadenin “şaka” olduğu belirtilebilmekte (1) veya genel olarak duygular veya yorumlar yazı ile ifade edilemeden de karşı tarafa aktarılabilmektedir. Böyle bir irade beyanının güven prensibine göre yorumlanması gerektiğinde adına yorum yapılan objektif üçüncü kişinin -bu örnekte- “iyi bir internet kullanıcısı” olduğunu kabul etmek ve bu açıdan da bu işaretlerin anlamlarını bildiğini varsaymak zorunludur. Gerçekten de bir teknolojiyi kullanan kişinin, o teknolojiyi kullanmanın beraberinde getirdiği sorumlulukları da yerine getirmesini veya bunları bilmesini beklemek son derece doğaldır. Bu nedenle verdiğimiz örnekteki irade beyanı yorumlanırken internet teamülleri, etik kuralları, kısaltmaları vs. konular gözönüne alınarak yorum yapılmalıdır.

Burada altı çizilecek bir önemli nokta da, “kullanılan teknolojiyi iyi bilen bir kullanıcı” olmanın, diğer bir deyişle, verdiğimiz örnekte “iyi bir internet kullanıcısı” olmanın sınırlarının nerede çizileceği sorunudur. Bu gibi durumlarda kanaatimce uygun sınırı ifadenin kendisi yani “iyi bir kullanıcı olmak ” kavramı kendi içinde barındırmaktadır: Burada “kullanıcı”dan kasıt, bu teknolojiyi profesyonel olmadan, sadece amatör bir kullanıcı düzeyinde kullanmaktadır. Örneğin, mesleği bilgisayar veya internetle ilişkili olmayan normal bir kişi, internet ve bilgisayarın “kullanıcısı” durumunda olacaktır. “İyi” sözcüğü ise ortalamanın üstünü ifade etmelidir ve buna göre “iyi bir bilgisayar kullanıcısı”, profesyonel düzeyde bilgisi olmasa dahi, amatörce bir bilgisayarı kendi ihtiyaçları doğrultusunda kullanacak bilgi ve tecrübeye sahip, ortalamanın üzerinde bir kullanıcı olarak nitelendirilmelidir.

Geleneksel sözleşmelerde güven prensibi aslında dürüstlük kuralından kaynaklandığından ve bu kuralın yorumu da genellikle “orta halli/normal” bir üçüncü kişinin varlığını içerdiğinden, elektronik sözleşmelerle ilgili önerdiğim “iyi bir kullanıcı” görüşünün güven prensibinin sınırlarını biraz zorladığı saptaması yapılabilir. Ancak elektronik sözleşmeler gibi özel bir konuda üçüncü kişi gözüyle yorum yaparken, sokaktaki alelade vatandaşı kriter almak yanlış olacaktır. Elektronik sözleşmelerin kuruluşu basit ya da karmaşık bir teknolojik medyanın kullanımını şart koşmaktadır. Bu medyayı kullanma iddiasındaki kişinin uzman olmasa dahi, kullanıcı düzeyinde bu medyanın kullanımı, kurallarını ve teamüllerini bilmesi hayatın olağan akışına uygun olacağı gibi, aksi durumun mevcudiyeti halinde de ihtilaflar söz konusu kişinin kendi hatasından kaynaklanacağından, bu hataların ceremesinin hata sahibine değil de muhataba yükletilmesi adaletli olmayacaktır. Teknolojik bir medyayı kullanma bilgisine sahip olmayan bir kullanıcının geleneksel sözleşme akdi yerine, bilgi sahibi olmadığı bu medya üzerinde elektronik sözleşme akdetmekte inat etmesi neticesinde ortaya çıkabilecek ihtilafların yorumunda, hatanın sahibi bu kullanıcı aleyhinde yorum yapılması doğaldır. Bu nedenle de güven prensibinde yer alan objektif üçüncü kişi, elektronik sözleşmeler söz konusu olduğundan sözleşmeyi oluşturan teknolojik medyanın “iyi bir kullanıcısı” olduğu varsayımıyla yorumlanmalıdır.


1) Örneğin internet iletişiminde çok sık kullanılan orjinali İngilizce’den gelmesine karşın zaman içinde dil farkı ortadan kalkarak evrensel olmuş ve hangi dilde olursa olsun internette takip ettiği ifadenin şaka olduğunu belirten “j/k” kısaltmasında olduğu gibi.

(*) Sinan Öztürk Elektronik Sözleşmeler (Kuruluş ve Geçerlik Şartları) – İ.Ü.SBE.Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2002, sf.117


 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Sinan ÖZTÜRK
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 09-02-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,05817294 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.