Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 19.H.D. 2001/5751 E. 2002/2759 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
BONODA MALEN KAYDI VE MENFİ TESPİT DAVASINDA İSPAT YÜKÜ
Her ne kadar fatura ve irsaliyelerin davacı ile bağlantısı kurulamasa da, malen kaydı taşıyan bono teslim alınan malın karşılığı düzenlendiğine karinedir.Bunun aksini davacının ispatlaması gerekir.
(Karar Tarihi : 2002)
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan sipariş ettiği mallara karşılık 20.11.1999 vade tarihli 2.250.000.000.-TL. bedelli dava konusu senedi keşide ettiğini, ancak davalının malları teslim etmemesi üzerine kendisine ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen davalının ne malları ne de bonoyu teslim etmeyip bonoyu tahsil amacıyla bankaya tevdii ettiğini bunun üzerine mahkemeden tedbir kararı aldıklarını belirterek, bu bono nedeni ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya sıhhi tesisat malzemeleri satıp, teslim ettiğini ve karşılığında dava konusu bono'yu aldığını davacının iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini öne sürerek davanın reddi ile % 40 tazminata hükmedilmesini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında mal alım satımı yönünden bir sözleşme yapılıp dava konusu bononun bu nedenle davalıya verildiği hususunun tartışmasız olduğu ancak davalının bono karşılığında davacıya mal teslim ettiği hususunu usulen kanıtlayamadığı dosyaya sunulan fatura ve irsaliyelerin davacı ile bir ilgisinin kurulamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu bononun, "bedeli malen ahzolunmuştur" kaydını taşıması, teslim edilen mal karşılığında düzenlenmiş olduğuna karine teşkil eder. Bu durumda kanıt yükü üzerinde bulunan alıcı, bu karinenin aksini yani malın kendisine teslim edilmemiş olduğunu usulen kanıtlaması gerekir. Somut olayda davacı, fatura ve irsaliye ile teslim edilen malların aralarındaki akdi ilişki ile ilgili bulunmadığını ileri sürmüş ise de, iddiasını usulen kanıtlayamamıştır. Bu yönler gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 72 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 07-01-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02847910 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.