Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU 2008/12-715E, 2008/717K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Varlık Yönetim Şirketlerinin Fondan devir aldıkları alacak dosyalarının takibi bakımından Bankacılık Kanununun 132 ve 138/5. maddelerinin Fona tanıdığı imtiyazlı hak ve yetkileri kullanma imkanları olsa bile Varlık şirketlerinin dava ve takipleri bakımından harçlardan muafiyeti konusunda açık bir kanun hükmü bulunmadığından, Varlık şirketlerinin dava ve takip harçlarını ödemesi gerekir.
(Karar Tarihi : 03.12.2008)
DAVA: Taraflar arasındaki "şikayet (harç iadesi)" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 4.12.2006 gün ve 2006/1176-1210 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 13.11.2007 gün ve 2007/18376-21125 sayılı ilamı ile;
(... Şikayetçi vekili İstanbul 2. İcra Müdürlüğü'nün 1999/19 esas sayılı dosyasından tasfiyesi yürütülen müflis Mehmet Oktay A. masasında fon alacağı olarak sıra cetvelinin 4-5-6-7-18-19-20-21. ve 22 numaralarında kayıtlı alacakları temlik aldıklarını, 5411 sayılı Bankacılık Yasasının 143/5. maddesi uyarınca müvekkili şirketin harçtan muaf olduğunu, harç kesilmeksizin müvekkili şirkete ödeme yapılması gerektiğini, ancak, kendilerinden bu harcın tahsil edildiğini öne sürerek bu harcın iadesine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece 5411 sayılı Bankacılık Yasasının 143. m. ve atıf yaptığı maddelerde temlik alacaklısı şirketin fona tanınan harç istisnasından yararlanacağına dair açık bir hüküm olmadığı gibi, 5035 sayılı Yasayla değişik 492 sayılı Harçlar Kanununun 123. maddesinde yapılan değişikliğin de yargı harçlarını kapsamadığı gerekçesiyle şikayetin reddedildiği görülmektedir.
Konu ile ilgili Bankacılık Yasasının 143. maddesi, (Bankalar ve fon dahil diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden yapılandırılması ve satılması amacıyla kuruluş ve faaliyet esasları kurul tarafından belirlenen varlık yönetim şirketleri de kurulabilir....Bu kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketleri.... 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan ... istisnadır.) hükmünü içermektedir.
Maddenin gerekçesinde de, (... yetkisi dışında fonun sahip olduğu tüm ... istisna ve muafiyetlerden aynı şekilde yararlanma imkanı tanınarak, alacakların takip ve tahsilinin kolaylaştırılması amaçlanmıştır.) denilmiştir. (Bknz. Bankacılık Kanunu Şerhi. C.2.Prof. Dr. Seza Reisoğlu S.1583)
Yukarıda açıklanan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 143. maddesi "varlık yönetim şirketi" başlığını taşımaktadır. Bu durumda anılan madde metninden gerekse buna ait gerekçeden anlaşılacağı üzere şikayetçinin yargılama harçlarından 5 yıl süre ile istisna tutulduğu tartışmasızdır. Mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla şikayetçinin karar düzeltme talebinin kabul edilmesi uygun görülmüştür...),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR: Dava (şikayet) kanuna aykırı olarak tahsil edildiği ileri sürülen harcın iadesi istemine ilişkindir.
Davacı R.. Varlık Yönetim A.Ş.vekili, dava dışı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF), ortaklık hakları ile yönetim ve denetimine el konulan ve tasfiyeye tabi tutulan bankalardan devraldığı alacakları, ihale yoluyla Ocak 2006 tarihinden itibaren davacı şirkete devir ve temlik ettiğini, bu kapsamda, müflis Mehmed Oktay A.'dan olan tüm hak ve alacakların da davacı Şirkete geçtiğini, temlik sözleşmeleri doğrultusunda sıra cetvelinin 4, 5, 6, 7, 18, 19, 20, 21 ve 22 numaralarında kayıtlı alacakların davacı şirket adına kaydedildiğini, iflas idaresinin 6.1.2006 ve 11.9.2006 tarihli kararları uyarınca davacı şirkete net olarak 633.407,42 YTL'den ödenmesi gerekirken, 07.11.2006 tarihinde bu tutardan %3.6 tahsil harcı karşılığı 22.802,60 YTL kesilerek toplam 610.604,82 YTL. ödeme yapıldığını, bu haliyle ödemenin hatalı ve eksik olduğunu, zira, Varlık Yönetim Şirketi olan davacının 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 143/5 maddesiyle her türlü harçtan muaf tutulduğunu ileri sürerek; İflas Müdürlüğü'nce kanuna aykırı olarak kesilen, %3.6 karşılığı toplam 22.802,60 YTL. tahsil harcının ve ayrıca mükerrer olarak kesilen 58,51 YTL tahsil harcının davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yerel Mahkeme; şikayetçi alacaklının mükerrer olarak kesilen miktar yönünden şikayetinin yasal ve yerinde olduğu, ancak, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 143. maddesi ve atıf yaptığı maddelerde temlik alacaklısı şirketin FON'a tanınan harç istisnasından yararlanacağına dair açık bir hüküm olmadığı gibi, 5035 sayılı Kanun ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123. Maddesinde yapılan değişikliğin de yargı harçlarını kapsamadığı, Harçlar Kanunu'na göre hazırlanan (1) Sayılı tarife gereğince Yargı Harçlarının, dolayısıyla İİK. nun 15. maddesi uyarınca sonuçta borçluya yüklenecek olan harçların alınması gerektiği, davacı şirketin yararlanabileceği açık yasal düzenleme ve istisna bulunmadığından, alacaklıya ödenen para üzerinden tahsil harcı kesilmesinin yasal ve yerinde olduğu gerekçesiyle, mükerrer tahsil harcı kesildiğine ilişkin şikayetin kabulüne, mükerrer kesilen 58,51 YTL. harcın iadesine, alacak üzerinden tahsil harcı kesilemeyeceğine dair şikayetin ise reddine karar vermiş; davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire, karar düzeltme aşamasında bu kararı metni yukarıda bulunan ilamla bozmuş, Yerel Mahkeme gerekçesini tekrarlayarak ve genişleterek önceki kararında direnmiştir.
Dava dışı TMSF ile davacı (şikayetçi) RCT Varlık Yönetim A.Ş. arasındaki "Kredi Alacağı Temlik Sözleşmesi"yle, İstanbul 2. İflas Müdürlüğünün 1999/19 esas sayılı dosyasından tasfiyesi yürütülen müflis Mehmet Oktay Acar masasında TMSF alacağı olarak sıra cetvelinin 4 ila 7 ve 18 ila 22 numaralarında kayıtlı toplam dokuz adet alacağın şikayetçi şirkete temlik edildiği, İflas İdaresinin, mevcudun dağıtılması konusunda düzenlenen bilirkişi raporunu esas alıp, 06.01.2006 ve 11.09.2006 tarihli kararlarıyla toplam 631.840,76 YTL.nin harçsız ve net olarak, toplam 1.625,17 YTL.nin ise %3.6 oranında tahsil harcı kesilmek suretiyle şikayetçi şirkete ödenmesine karar verdiği, İstanbul 2. İflas Müdürlüğünün, 7.11.2006 tarihli sayman mutemedi alındısıyla 633.407,42 YTL'den %3,6 oranında 22.802,60 YTL. Tahsil Harcı keserek, aynı tarihli reddiyat makbuzuyla şikayetçi vekiline 610.604,82 YTL. ödediği dosya kapsamıyla sabit ve çekişmesizdir.
Yine, şikayetçi şirketin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 143/1. maddesi çerçevesinde ve 2005 yılında kurulmuş bir "varlık yönetim şirketi" niteliğinde olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın aynı maddenin 5. fıkrasında öngörülen beş yıllık süre içerisinde gerçekleştiği de uyuşmazlık konusu değildir.
Bu noktada, konuya ilişkin kanuni düzenlemeler ve Yargıtay uygulaması hakkında genel bir açıklama yapılmasında yarar görülmüştür.
Öncelikle belirtilmelidir ki; Harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak Devletin aldığı paradır. Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir.
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28/b maddesine göre, Tahsil Harcı alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir.
İcra ve İflas Kanunu'nun 15. maddesi ise, kanunda tersine hüküm bunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir.
Harçlar Kanunu'nun 32. maddesine göre, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır.
Değinilen bu kanun hükümlerine göre, tahsil harcının sorumlusu daima borçludur (İcra ve İflas Kanunu, md.15). Bu harcın, Kanun (492 sayılı Harçlar Kanunu, md.28/b) gereği İcra Dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi, sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili değildir; borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İcra ve İflas Kanunu'nun 12. maddesi hükmü de gözetildiğinde, borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının ödediğini zannettiği harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. Yani, alacaklı, gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir.
Bu düzenlemelere paralel olarak; Hukuk Genel Kurulu'nun 22.09.2004 tarih ve E:2004/12-491 K:2004/413 sayılı kararında da, paranın tahsili anında Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanunu'nun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere, tahsil harcının, alacaklıya ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir.
Davacı (şikayetçi) şirketin yasal statüsü yönünden konunun değerlendirilmesine gelince: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 143/5. maddesi, varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemleri ve bununla ilgili olarak düzenlenen kağıtları, kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan, maddede sayılan diğer vergilerden ve kesintilerden istisna tutmuştur. Görüldüğü üzere, bu hüküm, varlık yönetim şirketlerinin vergiden istisna olacağı halleri -istisna kurumunun doğasının da gereği olarak- kendilerinin yaptıkları işlemlerden ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan dolayı, hükümde sayılan kanunlar uyarınca vergi, harç veya kesinti borçlusu durumunda bulunacakları hallerle sınırlamıştır.
Somut olayda, davacı (şikayetçi) Şirketin yaptığı bir işlem veya bununla ilgili düzenlenmiş bir kağıt söz konusu olmadığından, uyuşmazlığın anılan hüküm kapsamında değerlendirilmesi de hukuken mümkün değildir.
Temlik nedeniyle alacaklı konumunda bulunduğu dava konusu olayda, İcra ve İflas Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca gerçekte borçluya ait olan tahsil harcının, konuya ilişkin bir başka düzenlemeyi içeren 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28/b maddesindeki hüküm çerçevesinde yatırılan paradan alınmış olması, sonuçta bu miktarın borçludan alınıp kendisine ödenmesine olanak veren yasal düzenlemeler karşısında, hukuka aykırı değildir.
Yerel Mahkemenin paralel bir gerekçeye dayalı bulunan direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.
KARAR : Davacı (şikayetçi) vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 03.12.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
Üye Notu : İşbu kararın özet kısmı tarafımdan yazılmıştır.
İlgili Mevzuat Hükmü : Bankacılık Kanunu MADDE 143 :Bankalar ve Fon dahil diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden yapılandırılması ve satılması amacıyla, kuruluş ve faaliyet esasları Kurul tarafından belirlenen varlık yönetim şirketleri de kurulabilir. Varlık yönetim şirketleri alacaklarının tahsili ve alacakların ve/veya diğer varlıkların yeniden yapılandırılması kapsamında alacak tahsili amacıyla edindiği gayrimenkul veya sair mal, hak ve varlıkların işletilmesi, kiralanması ve bunlara yatırım yapılması ve yine alacaklarını tahsil etmek amacıyla borçlularına ilave finansman sağlamak veya sermayelerine iştirak etmek dahil olmak üzere her türlü faaliyeti gerçekleştirmeye yetkilidir.

Fon kurulacak varlık yönetim şirketlerine sermaye sağlamak suretiyle kurucu ortak veya hissedar olarak katılmaya yetkilidir.

Fonun en az yüzde yirmi hissedar olduğu varlık yönetim şirketleri, Fondan devraldığı alacaklarla ilgili olarak bu Kanunun 132 nci maddesinin sekizinci fıkrası ve 138 inci maddesinin beşinci fıkrasında Fona tanınan hak ve yetkileri kullanır.

Varlık yönetim şirketleri bu kapsamdaki işlemleri nedeniyle doğmuş veya doğması beklenen, ancak miktarı kesin olarak belli olmayan zararlarını karşılamak amacıyla karşılık ayırmak zorundadırlar. Karşılık ayrılacak alacakların nitelikleri ile karşılıklara ilişkin esas ve usuller Kurul tarafından belirlenir. Varlık yönetim şirketlerinin bu fıkra uyarınca ayırdıkları karşılıkların tamamı, ayrıldıkları yılda kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilir.

Bu Kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketleri ile 4743 sayılı Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Kurulun çıkarmış olduğu yönetmelik kapsamında kurulan varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemler ve bununla ilgili olarak düzenlenen kağıtlar, kuruluş işlemleri de dahil olmak üzere kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre ödenecek damga vergisinden, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan, her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden, kaynak kullanımını destekleme fonuna yapılacak kesintilerden ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 39 uncu maddesi hükmünden istisnadır.
Varlık yönetim şirketi tarafından, bu borçların, taahhütlerin yüklenilmesi veya alacakların, varlıkların devralınması halinde, bu borç, taahhüt, alacak ve varlıklarla ilgili olarak, takibi şikayete bağlı suçlar dahil olmak üzere açılmış veya açılacak her türlü ceza davalarında, alacağın devralındığı veya borcun, taahhüdün yüklenildiği tarihten itibaren, suçtan zarar gören olarak, varlık yönetim şirketi kendiliğinden müdahil sıfatını kazanır.

Bu Kanunun yayımı tarihinden önce kurulmuş olan varlık yönetim şirketleri bu Kanun hükümlerine tabi olarak faaliyetlerini yürütürler.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Mehmet Saim DİKİCİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 06-12-2009

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03365898 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.