Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2015/16904 E-2017/5688 K İçtihat

Üyemizin Özeti
Açılmış bir davaya teşmil yolu ile üçüncü bir kişinin davalı sıfatı ile dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi zorunlu dava arkadaşlığı hali dışında davacı tarafın istemi ile "ıslah" yoluyla dahi olsa, davada taraf artırılması dava dilekçesinde yer almayan başka gerçek ya da tüzel kişilerin davaya dahil edilmesi usulen mümkün değildir.
(Karar Tarihi : 19.04.2017)
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI

ESAS NO : 2015/16904
KARAR NO : 2017/5688 Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : FETHİYE 3. ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2015
NUMARASI : 2014/249-2015/317
DAVACI : REİS...... VEK. AV. SENEM MİLASLIOĞLU
DAVALILAR : 1-ADM... A.Ş. VEK.AV. BİLAL GÜZEL
2- AYD..SATIŞ A.Ş
VEK.AV. ÖMER KAYGAS
İHBAR OLUNAN : EPDK
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 2012 yılının 4.5.6.7.8.9.10.11. ve 12. ayları ile 2013 yılında davalı Ayd... A.Ş tarafından bir hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp kaçak bedelinin faturalara yansıtıldığını belirterek, kayıp kaçak bedeli adı altında haksız ve hukuksuz olarak ödenen 7.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ayd..(ADM) E.... A.Ş.; dava konusu faturaların bir kısmının Ayd.....A.Ş, bir kısmının ise Ayd...Satış A.Ş tarafından düzenlendiğini, Parakende Satış Şirketinin EPDK'nın kararını uygulamaktan öte görev ve yetkisinin bulunmadığını, davacının husumeti bizzat kararı tesis eden idari kuruma yöneltmesi gerektiğini, elektrik faturasında yer alan kalemlerin birim fiyatlarının 4628 ve 6446 sayılı yasaların verdiği yetkiye dayalı olarak EPDK tarafından belirlenmiş olduğu, adı geçen yasalar ve idari işlemlerin yürürlükte kaldıkları sürece ilgili tüm tarafları bağlayıcı nitelikte olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, 1.829,35 TL nin ADM... A.Ş den, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, 5.353,18 TL'nin AYD...Satış A.Ş'den dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı ADM...A.Ş. ve AYD...A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
1-) AYD...Satış A.Ş.'nin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 124.maddesindeki hüküm ile tarafların iradi değişikliği düzenlenmiştir. Buna göre; ''(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava
./..
-2-
ESAS NO : 2015/16904
KARAR NO : 2017/5688

dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.''
Taraf değişikliği; açılmış ve görülmekte olan bir davada, davanın taraflarından birinin davadan ayrılması ve onun yerini üçüncü bir kişinin almasıdır. Ne var ki; davanın taraflarının yerini bir başkasının almasından farklı olarak, mevcut tarafların yanına yenilerinin eklenmesi taraf değişikliği olarak kabul edilmemelidir. Zira; tarafın değişmesi ile bir tarafın yanına yenilerinin eklenmesi hukuki niteliği, şartları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır.
Açılmış bir davaya teşmil yolu ile üçüncü bir kişinin davalı sıfatı ile dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi zorunlu dava arkadaşlığı hali dışında davacı tarafın istemi ile "ıslah" yoluyla dahi olsa, davada taraf artırılması dava dilekçesinde yer almayan başka gerçek ya da tüzel kişilerin davaya dahil edilmesi usulen mümkün değildir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı tarafından mahkemeye sunulan 02.03.2015 havale tarihli dilekçe ile AYD...Satış A.Ş.'nin de davalı taraf olarak davaya eklenmesini talep ettiği, mahkemece de bu talep yerinde görülerek AYD...A.Ş.'ne dava dilekçesi tebliğ edilmek suretiyle davaya eklendiği ve yapılan yargılama neticesinde AYD...Satış A.Ş. hakkında da hüküm kurulduğu anlaşılmakta olup, açılmış ve görülmekte olan bir davada ıslah yoluyla dahi taraf eklenmesi mümkün olmadığından, mahkemece yapılan işlemler usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) ADM...A.Ş.'nin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080 TL'ye çıkarılmıştır.
Hüküm, karar tarihi itibariyle davalı ADM... A.Ş. yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin REDDİNE
KARAR : Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı AYD...Satış A.Ş. yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ADM...A.Ş'nin temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Üye Notu : 6100 sayılı HMK.md.124'e göre davaya taraf ekleme usulü olmamakla beraber eksik gösterilen taraf bulunması halinde yeni dava açılıp asıl dava ile birleştirme yapılması gerekmektedir. Maddi hataya dayalı taraf gösterilmesi halinde madde hükmü ile doğru taraf değişikliği mümkündür. Bu halde husumet yönünden ret kararı verilemeyeceği gibi yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesi de mümkün bulunmamaktadır. Meslektaşlarımız bu madde hükmünü gözardı etmekle taraf değişikliği halinde vekalet ücreti ve yargılama gideri ödeneceği yönünde yanılgı içinde bulunmamalıdır.
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 124 :(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.

(2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.

(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.

(4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ömer KAYGAS
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 05-11-2019

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01573491 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.