Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi 2019/ 556 Esas 2019/606 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Davalı taraf süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmamıştır. Ancak yargılama aşamasında cevap dilekçesi davalı tarafça ıslah edilmiş ve zamanaşımı def'inde bulunulmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12/06/2013 tarih, 2012/10-1633 E. 2013/825 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesi ile zaman aşımı def'inde bulunmayan davalı taraf cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def'inde bulunabilir. Şu durumda davalı tarafın zamanaşımı itirazının ıslah yolu ile ileri sürülemeyeceğine ilişkin istinaf nedeni yerinde olmayıp haksız olduğu iddia edilen şikayet tarihi ile dava tarihi arasında 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin de geçmiş olduğu görülmektedir. Davalı tarafın bu yönlere değinen istinaf istemleri yerinde görülmemiştir.
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının 2007 yılında aralarındaki bir arazi tartışması sonrasında davacının babasından almış olduğu 01/01/2003 tarihli devir sözleşmesini _____ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/____ esas sayılı dosyasına delil olarak sunması sonrasında bu belgenin sahte olduğunu ve davacının babasının imzasını kendisinin attığı iddiası ile ____ Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, davacı hakkında ____ Asliye Ceza Mahkemesinde özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığını, olay nedeniyle davacının büyük üzüntü duyduğunu ve psikolojisinin bozulduğunu, ayrıca açılan dava nedeniyle 4.000,00 TL'ye avukat tutup 133,99 TL'ye uçak bileti aldığını belirterek 5.000,00 TL manevi tazminatın şikayet tarihi olan 24/02/2008 tarihinden 4.133,99 TL maddi tazminatın ise dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalının şikayet hakkını kullandığını, davacı hakkındaki davanın sırf davalının şikayeti üzerine değil şüphelilerin kendi savunmaları, tanık beyanları, satış evrakı ve ekspertiz raporu doğrultusunda açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince manevi tazminat isteminin zaman aşımı nedeniyle reddine, maddi tazminat isteminin ise tazminat davasına konu edilemeyeceği gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı iddiasında bulunmadığını, karar aşamasında ıslah beyanı ile zaman aşımı iddiasında bulunduğunu, bu talebe muvafakat edilmediğini, cevap dilekçesi verilmesi ve ön inceleme aşamasında zaman aşımı itirazında bulunmayan davalının karar aşamasında zamanaşımı itirazında bulunmasının kazanılmış hak ilkesine aykırı olduğu gibi onu kendi kusurundan yararlandırma niteliğinde olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, kaldı ki ceza davasının 28/05/2018 tarihinde Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinleştiğini, bu kararın öğrenilmesi ile tebliğ dahil alınmadan davanın açıldığını, davanın zaman aşımına uğramadığını, maddi tazminat isteminin reddedilmesinin hatalı olduğunun zira davacının davalının haksız eylemi sonucu maddi zarara uğradığını, ceza davasında bunun gündeme getirilmesinin mümkün olmadığını, çünkü ceza davasındaki masrafların kamu gideri olarak yapıldığını, bunun ancak ayrı bir dava ile söz konusu olabileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, haksız şikayet iddiasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacının manevi tazminat isteminin zamanaşımı nedeniyle, maddi tazminat isteminin ise esastan reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmamıştır. Ancak yargılama aşamasında cevap dilekçesi davalı tarafça ıslah edilmiş ve zamanaşımı def'inde bulunulmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12/06/2013 tarih, 2012/10-1633 E. 2013/825 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesi ile zaman aşımı def'inde bulunmayan davalı taraf cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def'inde bulunabilir. Şu durumda davalı tarafın zamanaşımı itirazının ıslah yolu ile ileri sürülemeyeceğine ilişkin istinaf nedeni yerinde olmayıp haksız olduğu iddia edilen şikayet tarihi ile dava tarihi arasında 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin de geçmiş olduğu görülmektedir. Davalı tarafın bu yönlere değinen istinaf istemleri yerinde görülmemiştir.
Maddi tazminat istemi bakımından ise; davalının şikayeti üzerine başlayan ceza yargılamasında yapılmış olan yol masrafları ve avukata ödenen ücretin tazminat hukukunun genel ilkeleri çerçevesinde ayrı bir dava konusu yapılamayacağı ve ceza davasında yapılmış yargılama giderleri kapsamında olduğu yönündeki ilk derece mahkemesinin kabulü de hukuka uygundur.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, ilk derece mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı anlaşıldığından, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığından, H.M.K'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kdz. Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/04/2019 tarih ve 2018/____ esas, 2019/____ Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/09/2019



Mehmet BÖLÜK
Başkan 29923

Fehmi KEMAL
*Üye 107524

Sevim TÜRKER
Üye 118912

Neslihan ACAR
Katip 79089
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 181 :(1) Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 01-10-2019

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02688289 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.