Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/6744E. 2011/6654K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Mal rejimi davalarının özelliği gereği bu tür davalarda kesin yetki kuralı uygulanamaz. Bu nedenle olayda HMK'nın 12. (HUMK'nın 13.) maddesinin uygulama yeri yoktur.
(Karar Tarihi : 06.12.2011)
Dava: G. ile M. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında; mahkemenin yetkisizliğine dair Eyüp Birinci Aile Mahkemesi'nden verilen 08.06.2010 gün ve 341/516 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı G. vekili, tarafların 1984 yılında evlendiklerini, müvekkiline babasından kalan 854 ada 296 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evi vekil edeninin babasının yaptırdığını, davalının hiçbir katkı payı bulunmayan taşınmazı haksız olarak üzerine geçirdiğini, vekil edeninin şahsi malı olan taşınmazın tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tescilini, eğer taşınmaz satılmış ise bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, davalının müvekkilinin hayatına kast etmesi nedeniyle katkı payının kaldırılmasını, bu talep kabul edilmez ise, vekil edeninin katkı payının hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davanın tapu iptali ve tescil davası olması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, ayrıca taşınmazın aynına ilişkin dava olması nedeniyle taşınmazın bulunduğu Kastamonu Mahkemelerinin yetkili bulunduğunu ve Eyüp Birinci Aile Mahkemesi'nin yetkisiz olduğunu açıklayarak, yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davalının evlilik birliği içinde edinilen şahsi malda diğer eşin katkı payı karşılığı tapu kaydının iptal ve tescil davası olduğu ve taşınmazın Kastamonu Yargı sınırları içinde tapuda kayıtlı olup, taşınmazın aynına ilişkin dava olması nedeniyle HUMK'nın 13. maddesinde yazılı bulunan kesin yetki kuralı ve Aile Hukukundan kaynaklanan ihtilaf olması nedeniyle davanın Kastamonu'da görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Kastamonu Nöbetçi Aile Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar, 19.07.1984 tarihinde evlenmişler, davacı eş tarafından Amsterdam Asliye Hukuk Mahkemesi Altıncı Hukuk Dairesi'nin 02.07.2008 tarihinde kesinleşen kararıyla boşanmışlardır. Gaziosmanpaşa İkinci Aile Mahkemesi'nin 05.06.2009 tarih, 1261-636 Esas ve Karar sayılı kararıyla kesinleşen boşanma ilamının tenfizine karar verilmiş ve bu karar da 22.06.2009 tarihinde kesinleşmiştir.

Dava konusu 854 ada 296 parsel sayılı taşınmaz, 05.08.1996 tarihinde satış yoluyla davalı adına tescil edilmiştir.

Eşler arasındaki evliliğin boşanmayla sona erdirilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi boşanmayla ilgili dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Taraflar arasında evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK m. 170), bir yıl içinde başka mal rejimini seçmediklerinden 4721 sayılı TMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar eşler arasında yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 s. K. m. 10/1, 4721 s. TMK m. 202/1).

Dava; mal rejiminden kaynaklanan tapu iptali, tescil ve eğer taşınmaz satılmış ise bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsili, hayata kast nedeniyle davalının katkı payının kaldırılması, kaldırılmaz ise, davacının katkı payının hesaplanarak davalıdan tahsiline isteğine ilişkindir.

TMK'nın 214. maddesinde; mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemelerin, diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Bir başka anlatımla, bu nitelikteki davalarda HUMK'nın 13. maddesindeki yetki değil; konuyla ilgili özel düzenlemelerin yer aldığı 4721 sayılı TMK'nın 214. maddesindeki yetki kuralı geçerlidir. Mahkemenin HUMK'nın 13. maddesinde yazılı bulunan kesin yetki kuralının uygulanması gerektiğine ilişkin görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.

Kaldı ki, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davalı Hollanda'da ikamet etmektedir. Boşanma davası Hollanda'da açılmış ve kesinleşmiştir. Tenfiz (tanıma) kararı ise Gaziosmanpaşa Aile Mahkemesi'nce verilmiştir. Bunun yanında davalının dava dilekçesi ile avukatına verdiği vekaletnamedeki adres aynı olup, İstanbul-Bayrampaşa'daki adrestir. Bu durumda esasen yetki itirazının genel hükümlere yani HMK'nın 7. (HUMK'nın 9.) maddesine göre belirlenmesi gerekir. Sözü edilen kanun hükmüne göre davalının Türkiye'deki daimi adresi Bayrampaşa'daki adres olduğuna, davanın niteliği gereği ve vatandaşlık durumu gözetildiğinde Hollanda Mahkemeleri olamayacağına göre davalının ikametgahı olan İstanbul-Bayrampaşa Mahkemesi olur. Yetki itirazı bu bakımdan yerinde görülmemektedir. Bundan ayrı mal rejimi davalarının özelliği gereği bu tür davalarda kesin yetki kuralı uygulanamaz. Bu nedenle olayda HMK'nın 12. (HUMK'nın 13.) maddesinin uygulama yeri yoktur.

Somut olayda; davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak 16.09.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davacı vekili 27.10.2009 tarihli dilekçeyle yetkisizlik itirazında bulunmuştur. HMK'nın 7. (HUMK'nın 9.) maddesindeki yetki itirazı ilk itirazlardan olduğundan davalı yan, az yukarıda açıklandığı gibi 10 günlük cevap süresi içinde süresinde yetki itirazında bulunmadığına göre, yetki itirazının reddi ile davaya devam edilmesi gerekirken, süresinde yapılmayan yetki itirazının kabulüne karar verilerek yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 06.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 12 :(1) Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

(2) İrtifak haklarına ilişkin davalar, üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.

(3) Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Can DOĞANEL
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 15-08-2017

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03173494 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.