Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, Esas: 2014/7401, Karar: 2014/8719 İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacı, davalıya kasko poliçesi ile sigortalı aracının 14.9.2009'da meydana gelen tek taraflı kazada hasarlandığını, sigortaya başvuru yapılması üzerine ödeme yapılmadığını belirterek 14.12.2011 tarihindeki ıslahıyla artırılmış 31.000 TL.nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Islaha karşı süresinde ileri sürülen zamanaşımı def'inin kabulü gerekirken mülga 1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde açılan davada, davanın HMK m.107'de düzenlenen belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesi suretiyle zamanaşımı definin reddi doğru görülmemiştir.
(Karar Tarihi : 29.5.2014)
"Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait olan ve davalı B____ Sigorta'ya kasko poliçesi ile sigortalı aracın meydana gelen tek taraflı kazada hasarlandığını, sigortaya başvuru yapılması üzerine ödeme yapılmadığını belirterek ıslahla artırılmış haliyle 31.000 TL.nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı B____ Sigorta vekili, hasar sebebiyle davacıya teklif edilen bedelin davacı tarafından kabul edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, 31.000,00 TL hasar bedelinin ihbar tarihi olan 28.9.2009 tarihinden itibaren TC Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı en yüksek avans faizinin işletilerek davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan araç hasar bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

6762 sayılı TTK.nun 1268. maddesi, genel kural olarak, sigorta sözleşmelerinden doğan bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğrayacağı hükmünü getirmiştir. İşbu iki yılın başlangıç tarihi ise, Borçlar Kanunu'nun, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu tarihten başlayacağını belirten 128/1. maddesindeki genel hüküm karşısında ve TTK.nun 1299 ve 1292. maddeleri göz önüne alındığında, rizikonun gerçekleştiğinin sigortalı tarafından haber alınmasından itibaren, ihbar yapılması gereken 5. günün sonudur. Dosyadaki belgelere göre kaza, 14.9.2009 tarihinde meydana gelmiş olup zamanaşımı süresinin 20.9.2009 tarihinde başladığı dikkate alındığında ıslah tarihi olan 14.12.2011 tarihi itibariyle ıslah edilen kısım için iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü gerekir.

Bu halde ıslahla artırılan bölüm yönünden süresindeki zamanaşımı definin kabulüyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken mülga 1086 Sayılı HUMK'nın yürürlükte olduğu dönemde açılan davada, davanın HMK 107 maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesi suretiyle zamanaşımı definin reddi ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davalıya iadesine 29.5.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 107 :(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır. (Değişik 28.07.2020 T. 7251 Sy.Kanun-7.madde)

(3) (28.07.2020 Tarih 7251 Sy.Kanun-7.madde ile Yürürlükten Kaldırılmıştır.)



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 29-04-2015

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03236294 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.