Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 13.Hukuk Dairesi 2012/ 26378 Esas 2013/ 275 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Davalı, jandarmada alınan ifadesinde davacının 24.500 TL'sini kısım kısım ödediğini belirtmek sureti beyanda bulunmuştur. Her ne kadar HUMK 236. maddesinde bu beyan mahkeme dışı ikrar olarak kabul edilmekte ise de HMK'da mahkeme dışı ikrar yer almamaktadır. Bunun yerine HMK199. Maddede belge olarak kabul edilen delil getirtilmiştir. Jandarma önünde yapılan beyan altındaki imza inkar edilmediğine göre, bu beyanın belge olarak kabul edilerek davalının 24.500 TL aldığının kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
(Karar Tarihi : 14.01.2013)
Dava: Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat F____ Y____ gelmiş karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı, davalının yaptığı inşaattan, 28/10/2005 tarihli adi satış vaadi sözleşmesi ile 55.000,00 TL bedel ile bağımsız bölüm satın aldığını, satış bedelinin bir kısmını 20/01/2006 tarihinde 2.000,00 TL, 30/01/2006 tarihinde 3.000,00 TL, 28/02/2006 tarihinde 5.000,00 TL, vadesi boş 12.000,00 TL değerinde 5 adet senet karşılığının nakden, geri kalan kısmının da kendi adına kayıtlı ____ plaka sayılı aracını vermek suretiyle malen olmak üzere anlaştıklarını, elden 4.500,00 TL, banka havalesi ile 14.000,00 TL, senet ile 27.000,00 TL, çek ile 7.000,00 TL, aracın teslimi suretiyle 28.000,00 TL, araca yapılan kasko bedeli olarak 1.900,00 TL olmak üzere toplam 82.400,00 TL ödeme yapılmasına rağmen dairenin tapuda devrinin yapılmadığı, davalının taşınmaz tapusunu vermediği gibi tapu devri için ayrıca 7.000,00 TL talep ettiğini, bu parayı vermeye hazır olduğu halde, tapu devrinden kaçındığını,2006 yılı içerisinde de dava dışı üçüncü kişiye sattığını ileri sürerek 7 numaralı bağımsız bölüme isabet eden arsa payının davalı adına tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile dairenin dava tarihindeki rayiç değerinin davalıdan faizi ile Tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını, ancak bu satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak kendisine ödenmesi gereken paranın ödenmediğini, sözleşmede satış vaadi yapılan dairenin bedeli olarak kendisine 28.000,00 TL saymış oldukları aracın teslim edildiğinin doğru olduğunu, ancak bu araç üzerinde satılamaz şerhi olan bankaya ipotekli araç olduğunu teslimden sonra öğrendiğini, davacının kendisine aracın devrini veremediğini, borçlarını da ödemediğini, davacının banka havalesi ile 14.000,00 TL ve nakit olarak 3.600,00 TL olmak üzere toplam 17.600,00 TL aldığını kabul etmiş, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile 27.901,74 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tapu kaydının iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı ile davalı arasında düzenlenen sözleşme ile satın alıp bedelini ödediği taşınmazın üçüncü kişiye satıldığını ileri sürerek tapu iptali ile tesciline olmadığı takdirde rayiç bedelinin tahsiline karar verilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davada taşınmazın satış bedelinin davalıya ödendiğini ispat yükü davacıda olup, alacak miktarına göre de davacı ödemelerini yazılı olarak ispat etmek zorunda olduğu, makbuzlar ile 14.000,00 TL'nin, davalının ikrarı ile de 3.600,TL'nin ispatlandığı, alacaklı, senet ile 27.000,00 TL ödediğini iddia etmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen ve davalıya teslim edildiği anlaşılan senetlerin aslının dosyaya davacı tarafından ibraz edilmediği gibi, davacının senet bedellerini ödediğine dair de yazılı delil sunulmadığı anlaşılmakla davacının senetlerin bedelini ödediği iddiasını kanıtlayamadığı, çekle ödemenin de kanıtlanamadığı, aracın ise resmi şekilde devrinin gerçekleşmediği ve davacının 17.600,00 TL ödeme yaptığı kabul edilerek bu bedelinde dava tarihi itibariyle altın, döviz, faiz oranı, tüfe endeksi ve memur katsayı artışı oranlarına göre ulaştığı ve bilirkişi raporuna göre hesaplanan 27.901,74 TL'yi talep edebileceğinden 27.901,74 TL nin kabulüne, 55.000,00 TL satış bedeli ödenmediğinden tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmiş ise de davacı ile davalı arasında düzenlenen 28/10/2005 tarihli karşılıklı satış vaadi sözleşmesine göre davalı A_____'ün ____ mevkiinde bulunan binanın 7. katında bulunan 7 nolu bağımsız bölümün 55.000,00 TL karşılığında davacıya satmayı taahhüt ettiği, satış bedeline karşılık 28.000,00 TL bedel karşılığında _____ plakalı V____ marka 2001 model aracı teslim aldığı, yine 2.000,00, 3.000,00, 5.000,00, 5.000,00 ve 12.000,00 TL bedelli 5 adet senedin davacı tarafından davalıya teslim edildiği, bağımsız bölümün 30/07/2006 tarihinde davacıya teslim edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Öyle olunca senetlerin davalı tarafından ibrazı gerekip, senetleri almadığını ve senet bedelinin ödenmediğini davalı ispatlamalıdır. Mahkemece ispat yükü ters çevrilmek sureti ile senet bedellerine yönelik davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.

3- Davalı, jandarmada alınan ifadesinde davacının 24.500 TL'sini kısım kısım ödediğini belirtmek sureti beyanda bulunmuştur. Her ne kadar HUMK 236. maddesinde bu beyan mahkeme dışı ikrar olarak kabul edilmekte ise de HMK'da mahkeme dışı ikrar yer almamaktadır. Bunun yerine HMK199. Maddede belge olarak kabul edilen delil getirtilmiştir. Jandarma önünde yapılan beyan altındaki imza inkar edilmediğine göre, bu beyanın belge olarak kabul edilerek davalının 24.500 TL aldığının kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.

KARAR : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına bozulmasına 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 21,15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 14.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 199 :(1) Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 16-07-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03335094 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.