Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2011-13386 Esas 2012- 3109 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Mirasbırakanın mal kaçırma iradesi bulunsa idi davacıların hukuki konumları gözetilerek temlikin satış yoluyla değil, bağış şeklinde gerçekleştirilmesi gerekirdi. Böylesi bir durumda da, davacıların tenkis davası açma haklarının bulunmayacağında kuşku yoktur. Her ne kadar, bedeller arasında fark var ise de, bu husus başlı başına muvazaa olgusunun varlığını göstermez. Kaldı ki, tüm dosya kapsamından 25 yıl süreyle birlikte yaşadığı davalının murisine minnet duygularıyla yapılmış bir temlik olduğu anlaşılmaktadır.
(Karar Tarihi : 20.03.2012)
Dava: Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar, mirasbırakanları M____ S____'un mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak, 25 yıl nikahsız birlikte yaşadığı davalının mirasbırakanı olan N____ Ç____'a 1177 ada 101 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümünü satış suretiyle, 8 ay sonra da 277 ada 105 parseldeki 4 nolu bağımsız bölümünü ölünceye kadar bakım akdi ile temlik ettiğini, aksine davalının mirasbırakanı N____'un bizzat kendisinin bakıma muhtaç olduğunu ileri sürüp, tapu kayıtlarının iptali ile hisseleri oranında adlarına tescilini istemişlerdir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, mirasbırakan tarafından ölünceye kadar bakım akdi ile yapılan tasarrufun gerçek olduğunun satış işleminin ise danışıklı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davacılar ve davalı vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.3.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat gelmedi, diğer temyiz eden vekili Avukat H____ D____ geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi S____ A____ tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece, satışa konu edilen 2 no'lu bağımsız bölüm bakımından davanın kabulüne, ölünceye kadar bakım akdine konu teşkil eden 4 no'lu bağımsız bölüm yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.

Gerçekten de, hakkındaki dava reddedilen 4 no'lu bağımsız bölümün BK'nun 511 ve takip eden maddelerinde öngörülen ivazlı akitle devredildiği ve bakım karşılığı olduğu, bu taşınmazın temlikinin muvazaa ile illetli bulunmadığı mahkemece isabetle değerlendirilen deliller neticesinde davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davacıların tüm temyiz itirazlarının reddine.

Davalının 2 no'lu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazına gelince; anılan taşınmazın 5.5.2001 tarihinde ölen M____'ye ait iken 29.11.1991 tarihinde intifaı ipka edilerek çıplak mülkiyetinin davalı Ş_____'nin mirasbırakanı (babası) N____'a satış suretiyle temlik edildiği ve N____'un ölümü ile tek mirasçısının davalı kızı Ş____'nin kaldığı kayden sabittir.

Davacılar, M____'nin kardeşinin çocuğu ve kardeş torunlarıdır. Davalının mirasbırakan M____ ile irs ilişkisi yoktur. Ancak, babası N____, M____ ile 25 yıl süre ile gayriresmi yaşayan kişidir. Davacılar, satışa konu edilen bu taşınmaz bakımından mal kaçırma amacıyla temlikin gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlar, mahkemece de, iddianın sübut bulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, davacılar TMK' nun 506 maddesi kapsamında saklı pay sahibi olarak sayılan kişilerden olmayıp M____'nin çocuksuz ölümü sebebiyle kanuni mirasçı durumundadırlar.

Hemen belirtilmelidir ki, mirasbırakanın mal kaçırma iradesi bulunsa idi davacıların hukuki konumları gözetilerek temlikin satış yoluyla değil, bağış şeklinde gerçekleştirilmesi gerekirdi. Böylesi bir durumda da, davacıların tenkis davası açma haklarının bulunmayacağında kuşku yoktur. Her ne kadar, bedeller arasında fark var ise de, bu husus başlı başına muvazaa olgusunun varlığını göstermez. Kaldı ki, tüm dosya kapsamından 25 yıl süreyle birlikte yaşadığı davalının murisi N____'a minnet duygularıyla yapılmış bir temlik olduğu anlaşılmaktadır.

Öyle ise, bu taşınmaz hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.

KARAR : Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalı vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının yine temyiz eden duruşmaya katılmayan karşı taraftan alınmasına, 20.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 706 :Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmi şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır.

Ölüme bağlı tasarruflar ve mal rejimi sözleşmeleri, kendilerine özgü şekillere tabidir.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 09-06-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02741694 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.